28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Keşanlı Ali Destanı Kültür Servisi - HSBC bankasõnõn sosyal sorumluluk tasarõsõ “Kardeş Okullar” yararõna banka çalõşanlarõ tarafõndan sahnelenecek olan “Keşanlõ Ali Destanõ” adlõ müzikli oyunun galasõ bugün saat 20.00’de BKM’de (Beşiktaş Kültür Merkezi) yapõlacak. Haldun Taner’in yazdõğõ, Apo Kaya’nõn yönettiği oyunun müziği Yalçõn Tura’ya ait. (bilgesoysal@hsbc.com.tr) Atıf Yılmaz anılıyor Kültür Servisi - Üç yõl önce kaybettiğimiz sinemacõ Atõf Yõlmaz, bugün saat 20.30’da Studio Live’da yapõlacak etkinlikle anõlõyor. Yeryüzü Çocuklarõ Platformu’nca, kurucu Akõn Ok’un öncülüğünde düzenlenen geceye, sanat dünyasõndan birçok kişi katõlõyor. Ali Altay, Aytaç Arman, Ayla Algan, Çerkes Karadağ, Çelik Bilge, Hüseyin Alemdar, Turhan Feyizoğlu, Yõlmaz Atadeniz anma için buluşacak sanatçõlardan bazõlarõ. (0 212 244 77 12) Nail Çakırhan ödülü sonuçlandı Kültür Servisi - Muğla Üniversitesi ve Muğla- Akyaka Belediyesi işbirliği ile düzenlenen “2009 Nail Çakõrhan Gençlik Ödülü” sonuçlandõ.Bu yõlõn birincisi Hayati Çitakla olurken, ikincilik Özkan Satõlmõş’õn, üçüncülük Utku Kaygusuz’un ve Kutbeddin Aktaş’õn oldu. Ödüllerde, mansiyonlar Begüm Şahan, Orhan Alõcõ, Nejdet Ataş ve Onur Onan’a verildi. O rpheus ve Eurydike öyküsü tarih bo- yu nice müzik yapõtõna, tiyatroya, şiire, romana, plastik sanatlara ve filme ko- nu olmuştur. Opera alanõnda bildiğimiz en eski ör- nek Peri ve Caccini adlõ iki İtalyan bestecinin or- tak çalõşmasõ olan “Euridyce” adlõ bir mitolojik- pastoraldir. Bu yapõtõn 1600 yõlõnda Fransa kra- lõ IV. Henri’yle Marie Medici’nin evlilik töre- ninde oynandõğõ bilinir. Erken Barok döneminden Monteverdi’nin “L’favola d’Orfeo” adlõ operasõ da günümüze dek albenisini korumuştur. 1647’de Palais-Royal’de temsil edilen Rosi’nin Orfeo’su Paris’te ilk sahnelenen operalardan biri olarak bi- linir. Alman besteci Telemann’õn Orpheus ad- lõ operasõ 1726’da Hamburg’da sahnelenmiş, sonradan yitip giden notalarõ 20. yüzyõlda bu- lunmuştur. Ancak bugün Orpheus ve Eurydike operasõ dediğimizde akla ilk gelen yapõt Bohemyalõ besteci Willibald Gluck’un “devrim operası” olarak õşõldayan yapõtõdõr. Önceki çağlara göre lib- rettonun önem kazanmasõ, koro ve orkestranõn güçlü işlevi, yapõtõn akõşõyla tümleşen danslar ve kulakta kalan güzelim ezgileriyle müzikseverle- rin gözdesi olmuştur. Orpheus, Güneş Tanrõsõ Apollo’nun ve esin pe- rilerinden Kalliope’nin oğuludur. Babasõ ona bir lir armağan etmiş ve güzel çalmayõ öğretmiştir. Annesinden ise güzel şarkõ söylemeyi öğrenmiştir. O, lirini çalõp ezgisini söylemeye başlayõnca cansõz cisimler bile müziğinin büyüsüne kapõlõr; ağaçlar, kayalar bile yumuşar. Doğanõn en tatlõ kõz- larõndan Eurydike ise bir ağaç perisidir. Bu iki genç birbirine âşõk olup evlenirler, ancak düğün tö- renlerinde düğün tanrõsõ Hymen’in meşalesi tü- tüp Eurydike’nin gözüne kaçar. Bu kötü bir ke- hanettir. Nitekim, kõsa zaman sonra Eurydike ze- hirli bir yõlanõn ayağõnõ sokmasõ sonucu ölür, yeraltõ dünyasõna göç eder. Acõsõndan yanõp tu- tuşan Orpheus yeraltõ ülkesinin, Hades’in kapõ- sõnda en dokunaklõ şarkõlarõnõ söyler ve tanrõlarõ yumuşatõr. Oraya inip sevgilisini almasõna izin çõ- kar, ancak gün õşõğõnõ görene dek arkasõna dönüp bakmayacaktõr. Son dakikada Eurydike’ye sa- rõlmak istediğinde o yeniden ölüler ülkesine dö- ner. Kimi efsaneye göre, bundan sonra kendini yalnõzlõğa terk eden Trakyalõ ozan Orpheus, Bak- halõ kadõnlar tarafõndan parçalanmõştõr. Kimine göre bir kez daha affedilip Eurydike’yi almaya hak kazanmõştõr, böylece mutlu sona ulaşõlõr. Gluck, Orpheus’un sesini saf, doğal bir ses ola- rak düşünmüş, dolayõsõyla kastrato için beste- lemiştir. Günümüzde Berlioz’un transpoze et- tiği alto kadõn (kontralto) veya erkek sesinin yük- sek tenoru (ya da kontrtenor) tarafõndan oy- nanmaktadõr. RECEP AYYILMAZ’IN ORPHEUS’U İstanbul Devlet Operasõ’nda sahnelenen Orp- heo ve Eurydike operasõ her biriminde emeği ge- çen Recep Ayyılmaz’õn unutulmaz bir eseri ol- muş. Rejisinden koreografiye, koro hareketle- rinden librettonun Türkçe çevirisine dek yaratõ- cõlõğõnõ sergilemiş. Karanlõğõn ve õşõğõn kullanõ- mõ, Abidin Dino’nun ünlü el figürünün cehen- nemin kapõsõna yerleşmesi, başsõz ölüler korosu ve daha nice imge dolu yaratõcõlõkla bezenmiş. Beyhan Murphy’nin koreografisi son derece ya- ratõcõ. Andreas Lopez yönetimindeki orkestranõn sesi yer yer çok yüksekti, sahneyi bastõrõyordu. Ör- neğin en ünlü arya “J’ai perdu mon Eurydice”yi daha net duyabilirdik. Tempo yer yer çok hõzla- nõyordu, örneğin Kutsal Ruhlarõn Dansõ’ndaki hõz- lõ tempodan güzelim ayrõntõlar yok oldu. Orpheus rolündeki Aylin Ateş’in duyarlõ şarkõ- larõna, bilge yorumuna ve harika tiyatroculuğu- na karşõn sesi yeterince erkeksi (masculine) tõn- lamõyordu. Genç sopranomuz Ayten Telek, ya- põtõn zamanõna uyan daha incelikli, daha masal- sõ bir Eurydike çizebilirdi. Amour rolündeki Si- rel Yakupoğlu sesiyle ve oyunuyla tazecik bir ka- rakter yaratmõştõ. Süreyya sahnesine çok yakõşan bu opera, yeni mevsim başladõğõnda hazõr bir pro- düksiyon olarak ortaya çõkacak. Atatürk Kültür Merkezi’ne ne zaman kavuşa- cağõmõz belli olmadõğõndan opera yöneticilerimiz artõk Süreyya Opera Evi’nin olanaklarõna göre ya- põtlar seçiyorlar. Biz izleyiciler de ne yapalõm, “grand” operalarõn görkeminden yoksun kalsak da böylesi küçük mücevherlerle yetiniyoruz. www.evinilyasoglu.com Süreyya Opera Evi’nde İstanbul Devlet Operasõ’ndan yeni bir yapõt Orpheus ile Eurydike’nin albenisi Aylin Ateş, duyarlı şarkıları ve bilge yorumuyla Orpheus rolünde. VECDİ SAYAR S inema dünyasõnõn gözü kulağõ bu akşamdan başlayarak on gün süresince Fransa’nõn Cannes kentinde olacak. Uluslararasõ Can- nes Film Festivali, 62. yaşõna görkemli bir programla giriyor. Kimi yõllarda, yeni keşiflerin, genç yönet- menlerin ciddi bir varlõk gösterdiği festival programõ, bu kez ustalarõn yarõşõna tanõk olacağa benzer. Fes- tivalin yarõşmalõ bölümüne seçilen 20 filmden 15’i ünlü yönetmenlerin imzasõnõ taşõyor. Bu akşam, tarihinde ilk kez bir ani- masyonla, yarõşma dõşõ programda yer alan, Pete Docter’in “Up” fil- miyle açõlacak festivalde yarõşacak en ünlü isim, hiç kuşkusuz Fransõz Yeni Dalga’sõnõn unutulmaz ustalarõndan 87 yaşõndaki Alain Resnais. “Yaban Otları” ad- lõ son filmiyle yarõşmaya katõlan ustanõn karşõsõn- daki isimler de yabana atõlacak gibi değil. Bir baş- ka emektar usta, Marco Bellochio’nun (o da tam 70 yaşõnda) yanõnda, günümüz sinemasõnõn ustalarõ olarak anõlmayõ çoktan hak eden Pedro Almodo- var, Lars Von Trier, Michael Haneke, Jane Cam- pion, Ken Loach, Ang Lee ve Quentin Taranti- no... Doğu sinemalarõndan, artõk Amerikan sinemasõ içinde görülen Ang Lee’nin dõşõnda üç yönetmen da- ha yer alõyor yarõşmada. Tsai Ming-Liang (“Yüz”), Koreli Park Chan-Wook (“Susuzluk”), Lou Ye “İlkbahar Ateşi”). Tek Ortadoğulu sinemacõ ise Elia Suleiman. Filistin sinemasõnõn bu başarõlõ yö- netmeni, “Kalan Zaman” adlõ filmiyle katõlõyor fes- tivale. Fransõz sinemasõnõn usta oyuncusu Isabelle Hup- pert’in başkanlõğõnõ üstlendiği 9 kişilik uluslararasõ jüride, İtalya’dan oyuncu-yönetmen-senarist Asia Argento, Türkiye’den yönetmen-senarist-oyuncu Nuri Bilge Ceylan, Güney Kore’den yönetmen- senarist Lee Chang-Dong, Amerika’dan yönetmen- senarist James Gray ve oyuncu Robin Wright Penn, Britanya’dan yazar-senarist Hanif Kureishi, Tayvan’dan oyuncu Shu Qi ve Hindistan’dan oyuncu Sharmila Tago- re yer alõyor. 24 Mayõs’ta Jan Kounen’in “Coco Chanel ve Igor Stravinsky” adlõ fil- miyle kapanacak olan festivalin, “Be- lirli Bir Bakış”, “Yönetmenlerin On Beş Günü”, “Eleştirmenlerin Haftası”, “Cinefondation” (Öğ- renci Filmleri) gibi geleneksel bölümlerinde yer alan filmler de farklõ jürilerin değerlendirmesine sunu- lacak. Cinefondation ve Kõsa Film Jürisi’nin baş- kanõ Britanyalõ ünlü yönetmen John Boorman, “Be- lirli Bir Bakış” bölümünün jüri başkanõ ise Paolo Sorrentino. “Belirli Bir Bakış” bölümünün açõlõ- şõnõ Kürt yönetmen Bahman Ghobadi, “İran Ke- dilerinden Kimsenin Haberi Yok” adlõ yeni fil- miyle yapacak. Festivalin geleneksel bölümlerinden “Cannes Kla- sikleri”nde, sinema tarihinin unutulmaz yapõtlarõ yer alõyor. Antonioni’den Germi’ye, Franju’dan Lo- sey’e, Tati’den Godard’a onlarca film. İnsanõn, gün 24 saatle sõnõrlõ olmasa diyeceği geliyor… Cannes Festivali, Pete Docter’in “Up” adlı yarışma dışı animasyonuyla açılıyor. Açılışta ilk kez bir animasyon Kültür Servisi - Dünyanõn sayõlõ sinema bu- luşmalarõndan olan Cannes Film Festivali, bu sanatõ uluslararasõ gündeme tüm ayrõntõlarõy- la taşõyor; film yapõm öyküleri, sinema tarihinde kilometre taşõ olmuş akõmlarõ, uzak ülkelerden hükümetlerince yasaklõ yönetmenlerin ‘gizli gizli” çektiği filmleriyle... Bu yõl ‘Altın Pal- miye’ için yarõşan 20 filmden biri olan ‘İlk- bahar Ateşi’ bunlardan biri. 2006’da ‘Yaz Sa- rayı’nõ Çin hükümetinin izni olmadan Can- nes’da gösterime soktuğu için “beş yıllığına film yapmasına” yasak getirilien Lou Ye, ye- ni filmi “İlkbahar Ateşi”ni, beş oyuncuyla giz- lice çekti. İki eşcinselin aşkõnõ anlatan film, ya- sağa rağmen çekilmiş olmasõnõn yanõnda, ül- kesinde halen tabu olarak görülen konusuyla da hükümetin tepkisini çekiyor. Ülkemizin si- nemasõna ilişkin sevindirici bir gelişme de söz konusu bu yõl: “Cannes Kısa Film Köşesi” bö- lümünde genç bir sinemacõmõzõn, Abdülbaki Yavuz’un “Bir Kaplumbağa ve Tavşan Hi- kâyesi” gösterilecek. Dünyayõ etkisi altõna alan ekonomik krizin festivale etkisi üzerine yorumlar, bu olumsuz etkene rağmen festivalin bu yõl son derece he- yecan verici bir zenginlik sergilediği yolunda. Ancak, kriz nedeniyle, şirketlerin verdiği des- teğin azaldõğõ, bu nedenle daha az konuk gel- diği ve daha kõsa sürelerle kalmak üzere re- zervasyon yaptõrdõklarõ belirtiliyor. 62. Uluslararasõ Cannes Film Festivali bu akşam açõlõyor Şenlikte bir Türk kõsa filmi... Kültür Servisi - Bu yõl ikincisi düzenlenen Ulus- lararasõ Şiir Festivali, dün Arkeoloji Müze- si’nde yapõlan açõlõş töreniyle başladõ. Fes- tival çerçevesinde bugün saat 11.00’de İs- tanbul Üniversitesi’nde Mourid Barghou- ti’nin ‘Şiir Akademisi’, saat 14.00’te Emir- gan Beyaz Köşk’te Ayşe Sevim, Breyten Breytenbach, Egemen Berköz, Kim Ha- eng-sook, Luis Garcia Montero, Sedat Üm- ran, Ülkü Tamer’in katõlacağõ ‘Şiir Oku- maları’, saat 15.30’da Nişantaşõ D&R’da Anzhelina Polonskaya, Gülten Akın, Joachim Sartorius, Mel Kenne, Nilay Özer, Oya Uysal, Turan Koç’un katõlaca- ğõ ‘Şiir Okumaları’, saat 17.30’da Tarõk Za- fer Tunaya Kültür Merkezi’nde Bogdan Cretu, Doina Ioanid, Sorin Ghergut’un ka- tõlacağõ ‘Çağdaş Şiiri ile Romanya’ konu- lu konferans, saat 20.00’de Muammer Ka- raca Tiyatrosu’nda Müşfik Kenter’in ‘Bir Garip Orhan Veli’ konulu şiir performan- sõ yer alacak. (0 212 230 78 64) Uluslararasõ Şiir Festivali’nde bugün
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear