28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA 16 KÜLTÜR K A M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Unutulmaz Şairler İş Bankası Kültür Yayınları “Kayıp Şairler” ad- lı yeni bir diziye başladı. Bu dizinin ilk iki kita- bı Halim Şefik’in Otopsi’si ile Nevzat Üstün’ün Ak Yeşil Kavak Ağaçları. Kimlere “kayıp şairler” diyebiliriz diye dü- şündüğümde yanıtlamakta zorlandım. Memet Fuat’ın Çağdaş Türk Şiiri Antoloji- si’nde her iki şair de yer almış. Şiirimizin ana bel- leklerinden biri olarak bu yapıtı kabul edersek, “kayıp” diyemeyiz bu şairlere. 22 yaşında ölen Rüştü Onur, 24 yaşında ölen Muzaffer Tayyip Uslu, 70’li yaşlarında tek ba- şına bir otel odasında yaşarken bir yandan şi- ir yazmayı sürdüren, bir yandan da Sanat El Ki- tapları yayımlayan İlhami Bekir Tez, şairliği unu- tulsa da sahnelerdeki, filmlerdeki görüntüleri unutulmaz Cahit Irgat ve daha niceleri bu ya- pıtta yerlerini, değerlerini koruyorlar. Öte yandan kitaplarının basılması, kitabev- lerinde bulunması gibi ölçütleri temel aldığımızda bambaşka bir sorun ortaya çıkıyor: Çağdaş şii- rimizin nice değerli ozanının kitaplarını bula- bilmek ne yazık, çok zor. Yayıncılar basmaya, kitabevleri raflarında bulundurmaya gerek gör- müyorlar böyle kitapları. Orhan Veli, 1950’de, “dünya milletleri karşı- sına alın akıyla çıkacak şairlerimiz var. Unut- mayalım onları. Unutmayalım onları demek, mil- li menfaatlerimizi unutmayalım demektir” demişti. Ancak ülkemizin en değerli varlıklarından bi- ri olan çağdaş şiirimizi unuttuk. Onun ülkemi- zi dünyada temsil edebilecek önemli bir güç ol- duğunu göremedik. Toprakaltındaki değerli madenler gibi çağdaş şiirimiz, halkımızın ve dün- yanın yararına sunulamadı. Ne ders kitaplarında yeterince yer alabildi, toplumumuzun derinliklerine yayılabildi ne de dünyaya tanıtılabildi. İş Bankası Kültür Yayınları’nın “Kayıp Şairler” dizisi, çağdaş şiirimizin değerlerini toplumumuza yeniden anımsatabilecekse, bu dizide yayım- lanacak çok sayıda kitap var demektir. Nevzat Üstün’ün kitabında şiirseverleri ya- kından ilgilendirecek Edip Cansever’in bir mektubu da yer alıyor. Mektubun önemi, şai- rin kendi hayatı, şiiri ve kuşağı üstüne sorgu- layıcı görüşler içermesi. Halim Şefik’i seksenli yıllarda yakından tanı- mıştım. Çevresindekileri kuşatıveren bir mut- luluğu vardı. Ne denli uzak durmak isteseniz de içine alıverirdi sizi. Her söze verecek bir hazır- cevabı, her an karşısındakini afallatmayı ba- şaracak bir zekâsı vardı. Aziz Nesin, “Kitapçı Halim’in romanını ya- zamazsam, çok yazık, çok...” demiş. Haklıydı bu yazıklanmasında. Çünkü Halim Şefik çok renk- li bir roman kişisiydi. Aziz Nesin komşu olduk- ları için iyi tanıyordu Halim Şefik’i. O yazama- dı ama belki bir başka komşusu ve yakın ar- kadaşı Tan Oral, bir gün yazar onunla ilgili anı- larını. “Bobi” adlı bir şiiri vardı, dört dizelik: “Sana kimse ekmek vermiyor mu bobi / Ben verece- ğim / Seni kimse sevmiyor mu bobi / Ben se- veceğim”. Kitabı bir daha basılırsa adını “Bo- bi” koyacağını söylerdi. Şiirinin tadı kolay kolay kaybolmayacak şa- irlerden Halim Şefik. Çünkü o tadı gönlünce, öz- gürce yaşadığı hayatından derlemişti. Ruhi Su’nun türküleştirdiği “Kılıç Balığının Öyküsü”nü dinleyenler, dahası kitabındaki cıvıl cıvıl yaşam sevinciyle dolu şiirlerini okuyanlar nasıl unuta- bilirler onu? Kitabını yeniden okurken elyazısıyla yazıp ba- na verdiği bir şiirinin kitapta olmadığını fark et- tim. Onu da buraya alayım da belki sonraki ba- sımlara eklenir. PERÇEMLİ OĞLAK Anakeçi her zaman perçemli oğlak doğurmaz Fatoş hemşire sen bu ozan sözünü Lütfen bir kenara yaz. Perçemli oğlaklar küpeli ve daha bir oyuncu olurlar. turgay@fisekci.com kultur@cumhuriyet.com.tr ELİF BEREKETLİ T ürkiye’nin en saygõn yazõn ödülle- rinden biri olan Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görülen Feryal Tilmaç, “Bu ödül çok anlamlı, mutluluk verici. Bazen sözcükler karşılamakta ye- tersiz kalır hissettiklerimizi!” diyor. Ya- zara ödülü oybirliğiyle getiren kitap ise, Oku- yan Us Yayõnlarõ’ndan çõkan ‘Aradım Yaz Dediniz’. İki yõla yayõlarak yazõlmõş, yo- ğunlukla ‘kadınlık’õ konu alan öyküler; ya- zarõnõn doğuşunu “hayatın orta yerinden geçip giderken istemsizce biriktirdikle- rimden ortaya çıktılar” diye açõkladõğõ... - Öykülerinizde çeşitli ve yer yer alışıl- madık kurgu yöntemleri söz konusu. FERYAL TİLMAÇ - Yeni olan heyecan vericidir. O nedenle farklõ anlatõ yöntemle- ri denemek hoşuma gidiyor. Hikâyenin ru- hu belirliyor aslõnda bunu, içinizin sessizli- ğinde dosdoğru belli ediyor kendini, tek yap- manõz gereken yolu doğallõkla takip etmek oluyor. - İstemsizce içinizde birikenleri yazdı- ğınızı söylüyorsunuz. Tüm bu biriken- lerden ortaya çıkan öyküleriniz, bir nok- tada tek bir kapıya açılabilirler mi? TİLMAÇ - Zorlarsak açõlabilir! İnsanõ, ha- yatõ, halleri anlamaya çalõşõyorum yazarken. Hepsini böyle bir çatõ altõnda toplayabiliriz, sonra sõnõrlarõ biraz daha küçültüp kadõnla- ra baktõğõmõ söylemek de mümkün. Kitabõm da iki bölümden oluşuyor zaten: Temelde kendileriyle ve hayatla nasõl ilişki kurduk- larõna bakmaya çalõşõyorsam da ilk bölüm- de daha çok ruh hallerine odaklandõğõm öy- küler var, ikincisinde ise karşõ cinsle ilişki- lere. - Daha önceki öykülerinizle ‘Aradõm Yaz Dediniz’dekileri kıyasladığınızda nasıl bir sonuç çıkıyor ortaya? TİLMAÇ - İlk kitabõm ‘Mevt / Tek He- celik Uyku’ (2007 - Okuyan Us Yayõnlarõ) ile arasõndaki en belirgin fark burada biraz daha sadeleştiğimdir herhalde. - Sadelikten söz ediyorsunuz. Öyküle- riniz her ne kadar pek çok katmandan oluşsalar ve yöntemsel arayışlara yatkın olsalar da ‘anlaşõlõr’ metinler. Bu bağ- lamda siz de Haldun Taner’in de dediği gi- bi sadeliğin öykücünün okuyucuya birinci nezaket borcu olduğunu düşünüyor mu- sunuz? TİLMAÇ - Sadelik ve anlaşõlõrlõk daha çok yazarõn tercihleriyle ilgili bence. Kim- senin özellikle anlaşõlmaz olmaya çalõşaca- ğõnõ sanmõyorum, bu çok çelişkili olurdu za- ten. Ama her zaman herkesçe anlaşõlmak da olasõ değil. Edebiyat en demokratik sanat- tõr, ama bu anlamda pek eşitlikçidir denemez. İki yazarõ da çok sevebilirsiniz; ama birisi sade ve anlaşõlõrdõr, diğeri değil. - Konuk yazarlar da var öykülerinizde: Leylâ Erbil ve Tom Robbins... TİLMAÇ - Evet. İlki ‘Serzeniş’; ‘Cüce’ novellasõ üzerinden Leylâ Erbil’e yazõlmõş bir okur mektubu. Bu öykü büyük ustama kendimce küçük bir saygõ duruşudur. İkin- cisi ise “Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sa- katlar” üzerinden yazdõğõm bir öykü. Di- yebilirim ki pek az öykümü yazarken bu den- li eğlenmişimdir! Sait Faik Hikâye Armağanõ, bu akşam 18.30’da Yapõ Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Salonu’nda düzenlenecek törenle Feryal Tilmaç’a veriliyor. FeryalTilmaç’õnikiöykükitabõvar 1 969 Adana doğumlu Tilmaç, Bo- ğaziçi Üniversitesi İktisat bölü- münde okudu. Öyküleri, Artimen- to, Varlõk, İmge Öyküler, Eşik Cini der- gilerinin yanõ sõra, altzine.net, borges def- teri gibi elektronik ortamlarda yayõmlandõ. ‘Aradõm Yaz Dediniz’in (2009 - Okuyan Us Yayõnlarõ) yanõ sõra ‘Mevt/ Tek Hecelik Uyku’ (2007 - Okuyan Us Yayõnlarõ) ad- lõ bir öykü kitabõ var. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dil Derneği, Türkçeye emek veren, anadilimizin gelişmesine yapõtlarõyla katkõda bulunan yazar, ozan ve bilim adamlarõ için hazõrladõğõ “Türkçenin Ustalarına Saygı” gecelerini gazetemiz yazarõ Deniz Kavukçuoğlu ile sürdürüyor. Etkinlik, 14 Mayõs’ta Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. “Durulmayan bir deniz: Deniz Kavukçuoğlu” adõyla hazõrlanan “Türkçenin Ustalarına Saygı” gecelerinin bu ayki konuğu, “birbiri ardına yayımlanan yapıtlarında ve gazetemizdeki köşesinde Türkçeye özen gösteren, zorunlu olarak ülkesinden ayrı kaldığı yıllarda bile düşün, sanat yaşamımızdan kopmayan, ekibiyle birlikte TÜYAP kitap fuarlarında bilim ve sanat insanlarını okurlarıyla buluşturan” gazetemiz yazarõ Deniz Kavukçuoğlu olacak. Senaryosunu İbrahim Dizman’õn hazõrladõğõ etkinlikte, Deniz Kavukçuoğlu’nun yaşamõ ve yapõtlarõ görsel sunumla ve konuşmalarla ele alõnacak. Etkinliğe konuşmacõ olarak Dil Derneği Başkanõ Sevgi Özel, dilbilimci - yazar Emin Özdemir ve yazar Atilla Şenkon katõlacak. Etkinlik, 14 Mayõs’ta, saat 18.30’da, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapõlacak. DİL DERNEĞİ’NDEN ‘TÜRKÇENİN USTALARINA SAYGI’ ‘Edebiyat demokratik fakat eşitlikçi değil’ Durulmayanbirdeniz:Kavukçuoğlu ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - 16. Altõn Koza Film Festivali bu yõl 8-14 Ha- ziran tarihleri arasõnda yapõlacak. İlk kez 1969 yõlõnda “Altın Koza Film Şenliği” adõyla gerçekleştirilen Altõn Ko- za Film Festivali’nde her yõl olduğu gibi bu yõl da ulusal, uluslararasõ yarõşmalar ve gös- terim bölümlerinin yer aldõğõnõ kaydeden festival yetkilileri, yaptõklarõ açõklamada şu bilgileri verdi: “Bazı nedenlerle ara ve- rilen festivalimizin bu yıl aynı zamanda 40. yılını kutlayacağız. Festival, dünya ve Akdeniz sinemasının seçkin örnekleri, dünyada ve ülkemizde üretilmiş kısa filmler ve belgesellerle izleyicilere yine bir sinema şöleni yaşatacak. Festivalin yarışma bölümü, Ulusal Uzun Metrajlı Film, Öğrenci Filmleri ve Uluslararası Akdeniz Ülkeleri Kısa Film yarışmala- rından oluşuyor. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda ülkemizde son bir yıl içinde üretilen uzun metrajlı filmler yarışacak. Öğrenci Filmleri Yarışma- sı’nda ise güzel sanatlar ve iletişim fa- kültelerinde öğrenim görenlerin üretti- ği kısa filmler jüri karşısına çıkacak. Uluslararası Akdeniz Kısa Film Yarış- ması’nda ise, Akdeniz havzasında üre- tilen kısa filmler Altın Koza için yarı- şacak.” ÖZGE KESKİN 1995 yõlõnda, Türkiye’nin ilk ka- dõn opera sanatçõsõ Semiha Berk- soy’un yakõn dostlarõ tarafõndan ku- rulan “Semiha Berksoy Opera Vakfı” 2010’a farklõ bir heyecanla giriyor. Usta sanatçõnõn kõzõ Prof. Zeliha Berksoy’un öncülüğünde çalõşmalarõna devam eden vakõf hem İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi kapsamõnda kuru- lacak olan “Semiha Berksoy Mü- zesi”nin kurulmasõ çalõşmalarõnda sona yaklaşõrken hem de yeni bir ya- põlanma içerisine giriyor. 2010 yõlõnõn hem vakõf hem de kendisi için çok önemli olduğunu söyleyen Zeliha Berksoy “2010 yı- lında annemin 100. yaşını kutla- yacağız. Bu kutlamalar kapsa- mında da sergiler konserler gibi birçok etkinlikler düzenlenecek” diyor. Ayrõca İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ’na Semiha Berksoy Müze’sinin açõlmasõ için kapsamlõ bir dosya hazõrlayarak sunduklarõnõ ve Ajans’õn da bu pro- jeyi büyük bir heycan duyarak kabul ettiğini belirten Berksoy “Ajansın yönlendirmesi ile Beyoğlu Beledi- yesi’ne bir yer temin etmeleri için başvurumuzu da yaptık. Şu za- mana kadar bir türlü istenilen gi- bi bir mekân bulamadık. Bunu da bu ay içerisinde sonuçlandırmayı umuyoruz” diyor. Annesinden ka- lan belge, mektup, kostüm gibi tüm şahsi eşyalarõnõ ve eserlerini bugü- ne kadar en iyi şekilde saklamaya ça- lõştõğõnõ söyleyen Berksoy bunlarõn artõk daha profesyonel bir şekilde saklanmasõ ve sergilenmesi gerek- tiğinin altõnõ çiziyor. EĞİTİM ÖN PLANDA Nişantaşõ’nda 100 yõllõk bir bina- yõ restore ederek bir kültür merkezi haline dönüştüren ve eğitici faali- yetlere daha çok ağõrlõk veren Se- miha Berksoy Opera Vakfõ’nda, ya- ratõcõ drama, bale, resim, müzik, gü- zel konuşma sanatõ dersleri ve hey- kel, kukla atölyelerinin düzenlene- ceği küçük bir konferans odasõ ve ti- yatro salonu bulunuyor. Zeliha Berk- soy bu derslerin önemini ise şu söz- lerle anlatõyor: “Çocuklar sanatla büyüsün istiyoruz. Sanatla iç içe büyüyen çocuk farklı bir bakış açı- sı kazanır.” Ayrõca vakõf bünyesinde kurulan ve Prof. Yücel Elmas yö- netimindeki 4-14 yaş arasõ Çocuk Korosu da çalõşmalarõnõ sürdürüyor. Duvarlarõnõ Semiha Berksoy’un re- simlerinin süslediği vakõf sanatçõnõn yapõtlarõnõn korunmasõnõn, adõnõn yaşatõlmasõnõn yanõnda opera, ti- yatro ve resim alanlarõnda ulusal ve uluslararasõ masterclass dersleri, atölye çalõşmalarõ, sempozyum ve se- minerler düzenleyerek opera ve ti- yatro sanatçõlarõna yeni açõlõmlar sağlamayõ da hedefliyor. Kültürbaşkentineyakõşõrbirmüze Semiha Berksoy Opera Vakfõ, 2010’da kurulmasõ planlanan Semiha Berksoy Müzesi için sona yaklaşõyor Fotoğraf:UĞURDEMİR Şiirçevirisinin sorunlarõ irdelenecek Kültür Servisi - Beykent Üniversitesi Yabancõ Diller Yüksekokulu, Şişli - Ayazağa Yerleşkesi Konferans Salonu’nda bugün saat 10.30 -15.00 arasõnda “Kültür Etkinlikleri 1”i düzenliyor. Doğan Hızlan’õn ko- nuşmasõyla başlayacak olan etkinlikte, şiir çevirisinin sorunlarõnõn ir- deleneceği bir de panel düzenleniyor; konuşmacõlar ise Yaşar Avunç, Prof. Dr. Cevat Çapan, Ahmet Cemal ve Ataol Behramoğlu. Ayrõ- ca İbrahim Baştuğ, Pelin Batu, küçük İskender, Nevzat Çelik, Ta- rık Günersel ve Mustafa Köz de şiirlerini okuyacak. (0 212 275 01 45) Beyazperdedeşölen... 16. ALTIN KOZA FİLM ŞENLİĞİ 8-16 HAZİRAN TARİHLERİ ARASINDA 45. Sait Faik Hikâye Armağanõ’na ‘Aradõm Yaz Dediniz’ kitabõyla değer görülen Feryal Tilmaç
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear