Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Kaosu Anlama Kılavuzu
Türkiye büyük bir kaosun içine girmiş durum-
da. Sokaktaki yurttaş neyin ne olduğunu anla-
yabilme şansını yitirdi. Ergenekon davası nereye
gidiyor? Hrant Dink davasında sis perdesi her du-
ruşmada neden koyulaşıyor? Güneydoğu’da
Hizbullah ile Fethullah cemaati ne yapıyor? De-
mokratik Toplum Partisi nereye koşuyor? Bu
tablonun içinde ateş hattında kendilerine yol
çizmeye çalışan, telefonu dinlenen, attığı her adım
izlenen, daha vahimi, teslim olmuş dönek tayfa-
sı tarafından zorlama “analizlerle” düzenin kan-
lı iştahına kurban edilmek istenen aydınlar ne ya-
pacak? Bütün bu sorulara artık herkes kendine gö-
re, kendi isteğine, kendi hayal gücünün yettiği ye-
re kadar cevap verebiliyor.
Peki, gerçek nerededir? Bir cevap var mı?
Bilebildiğimiz, dünyada kartların yeniden dağı-
tıldığıdır. Aslında bu, dengesini yitirmiş masada
oynanan ikinci partidir. Birincisinde en hızlı ve cü-
retkâr oyuncunun tüm varını yoğunu masaya sür-
düğünü ve “rest” dediğini duymuştuk. O kadar
kendinden emindi ki, tüm Ortadoğu’yu kana bu-
lamakta bir saniye bile tereddüt etmemişti.
Sonra zaman geçti, çılgın oyuncu varını yoğu-
nu masada bıraktı, krize yenik düştü. Şimdi yeni
bir kılıkla, yeniden masaya oturmaya niyetleniyor.
Ama o geçen zaman içinde ateşlerden geçmiş,
dumanların hâlâ tüttüğü bölgemizde ve bizim ül-
kemizde, siyasetin karanlık aktörleri, yeni düzende
de kendilerine yer edinmeye, o yeni düzenin mak-
bul adamları olmaya çalışıyorlar.
Telaşları bundandır.
Yurdumuzun içine girdiği tehlikeli kaosun ne-
deni budur.
Güneydoğu’da artık başka güçler var, başka ak-
törler de güçlendi. Siyaset yerini çoktan o farklı
güçlerin iç savaşına bırakmış durumda.
Seçimlerden sonra ortaya çıkan tablo iktidar par-
tisini şaşkına çevirmiştir. İplerin elinden kaçtığı duy-
gusunun yön verdiği hırçınlık, artık o muktedir gü-
cü ne yaptığını bilemez hale getiriyor.
Bu partinin kendilerini liberal zanneden dostları
da şaşkındırlar. Cemaatle Kürt hareketinin arasında
kalmışlardır ve muktedir dostlarından da umdukları
desteği alamamaktadırlar. Ne yapsınlar? Sayfa-
larını 23 Nisan’a denk getirilmiş “Kutlu Doğum
Haftası”na mı ayırsınlar? Her şeyi tersine çevir-
me yeteneklerini kullanarak Ergenekon’da yeni dal-
gaların kışkırtıcılığını mı sürdürsünler? DTP’ye akıl
vermeyi mi hızlandırsınlar? Kriminal figürlerin bu
kesim üzerinde artan ağırlığı, romantik yazarlara,
soldan tüymelere hâkimiyeti neredeyse mutlak-
laşmıştır. Cemaat ise “ya şimdi, ya hiçbir zaman”
telaşıyla tüm yedek güçlerini sahneye sürdü. Ak-
lı karışıkları saflarına çekmek için olağanüstü bir
gayret içindedir. Medya’da Said-i Nursi üzerine
gerçekleri yazanlara pek yer yoktur artık. Derin-
liği kendinden menkul hocaefendi ile ilgili eleşti-
rilere Cumhuriyet’ten başka bir yerde rastlama-
nız zordur. Baksanıza Marx okumuş biri olmak-
la yetinmeyip kendini Marksist sayan Serdar Tur-
gut bile “Cemaatle uzlaşma” teklif ediyor, Cum-
huriyeti ve kazanılmış demokratik hakları tesli-
miyetin rahatlığına kurban edebiliyor.
Kaos günlerindeyiz.
Böyle zamanlarda yapılacak en iyi iş, sanatçı-
lara, şairlere kulak vermektir.
Türkiye’nin nereye doğru ilerlediğini bütün bu
kaotik ortamın içinde adım adım ve belki de ar-
tık kendiliğinden ilerleyen süreci anlamak isti-
yorsanız, Ferhan Şensoy ve arkadaşlarını izle-
meye gidin, 2019 oyununu görün. Orada benim
yukarıda anlatmayı denediğim kargaşanın stilize
edilmiş halini görecek, derin bir hüzünle gerçeği
iliklerinizde hissedeceksiniz.
Ya da bütün bu kargaşayı anlamak, kaosu ka-
fanızdan kovmak, gerçeği yeniden yakalamak için
şiir okuyun, şairlere dönün. Onlarda direncin, umu-
dun ışığı, soyutlamanın müthiş gücü vardır da,
onun için çıkış yolunu görebiliyor, gösterebiliyorlar.
Deneyin, Ataol gibi “Bir gün mutlaka” diyebili-
yorsanız, kargaşanın içinden kurtuluşa giden in-
ce uzun yolu görebilirsiniz siz de.
Ya da “Ey gece seninle hesabımız kapanmadı
daha” dersiniz.
Öfkeniz umuda dönüşür o zaman belki de.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
Kazan’dan
baroya tepki
İstanbul Haber
Servisi - Eski İstanbul
Barosu Başkanõ Turgut
Kazan, Hrant Dink
davasõnõ izlemek için
İstanbul’a gelmek
isteyen 5 Fransõz
avukata karşõ, İstanbul
Barosu’nun tavrõnõ
kõnadõ. Avukatlarla
ilgilenilmesi için Paris
Barosu’nun İstanbul
Barosu’na mektup
yazdõğõnõ belirten
Kazan, İstanbul
Barosu’nun ise bu isteği
“avukatlardan 3’ünün
Ermeni olmasõnõn
ayrõmcõlõğa gireceği”
yanõtõnõ verdiğini,
bundan utanç
duyduğunu kaydetti.
‘Kürtlerin de bir
rüyası var’
Dış Haberler Servisi
- Londra’da önceki gün
İngiliz parlamentosunun
iki meclisinde
görüşmeler yapan DTP
Genel Başkanõ Ahmet
Türk, akşam da
Başbakan Gordon
Brown’õn eski Kõbrõs
Özel Temsilcisi, Enfield
milletvekili Joan
Ryan’õn onuruna verdiği
davete katõldõ. Türk
burada yaptõğõ
konuşmada, Kürtlerin
demokratik haklarõnõn
görmezden gelindiğini
öne sürerek, “Kürtlerin
de King’in rüyasõ kadar
güzel, renkli ve samimi
bir rüyasõ var” dedi.
Takipsizlik
kararına itiraz
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
MHP Grup
Başkanvekili Oktay
Vural, DTP Genel
Başkanõ Ahmet Türk’ün
Meclis grup
toplantõsõnda “Kürtçe”
konuşmasõ konusunda
Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nõn
“TBMM’de hangi
dillerde konuşma
yapõlacağõna dair
düzenleme olmadõğõ”
gerekçesiyle verdiği
“takipsizlik” kararõna
itiraz etti. Vural, Adalet
Bakanõ Mehmet Ali
Şahin’i de yetkisini
kullanarak kararõn
düzeltilmesini istemesi
çağrõsõnda bulundu.
Ecevit ve Sezer
cenazede
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)
- DSP Parti Meclisi
üyesi emekli Albay
İlhan Uğurtaş’õn
cenazesi dün toprağa
verildi. Uğurtaş için
Kocatepe Camisi’nde
öğle namazõnõn
ardõndan cenaze namazõ
kõlõndõ. Törene,
Uğurtaş’õn ailesi ve
yakõnlarõnõn yanõ sõra
eski başbakanlardan
Bülent Ecevit’in eşi
Rahşan Ecevit, eski
DSP Genel Başkanõ
Zeki Sezer, DSP’li bazõ
milletvekilleri ve bazõ
TSK mensuplarõ katõldõ.
Karayalçın,
Baykal’la görüştü
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP’nin yerel
seçimlerde, Ankara
Belediye Başkan adayõ
olan Murat Karayalçõn,
dün CHP lideri Deniz
Baykal’õ ziyaret ederek
seçim sonuçlarõyla ilgili
bir rapor verdi.
Baykal’õn, Karayalçõn’a
seçim kampanyasõnõ
yürüttüğü Çevre
Sokak’taki binayõ
kullanmaya devam
etmesini söylediği
öğrenildi.
Ergenekon davasõnõn 79. duruşmasõnda Kerinçsiz’in avukatõ Akalõn’dan yargõya eleştiri
‘Adaletegüvenmekistiyoruz’
HATİCE TUNCER
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi tarafõndan Silivri Ce-
zaevi kampusunda görülen Er-
genekon davasõnda dün 79. du-
ruşma gerçekleştirildi. Tutuklu
sanõk Kemal Kerinçsiz’in avu-
katõ Tolga Akalın, “Adalete
güven ‘milli palavraya’ dö-
nüşmüştür. Çoğunluk adale-
te güvenmemekte ama gü-
venmek istemektedir” dedi..
Mahkeme Başkanõ Köksal
Şengün tarafõndan açõlan otu-
rumda Kerinçsiz, önceki gün-
kü sorgusunda üye hâkim Ha-
san Hüseyin Özese’nin bir so-
rusunun yanõtõnõ anõmsadõğõnõ
belirterek söz istedi. Akdeniz
Üniversitesi’nde düzenlenen
“301. Madde ve Düşünce Öz-
gürlüğü” konulu panele davet
edildiğini, düzenleyenlerin ken-
disine eski Yargõtay Başsavcõ-
sõ Vural Savaş’õn yanõ sõra
Hrant Dink, Oral Çalışlar’õn
konuşmacõ olduğunu söyledi-
ğini, kendisinin de bir sakõncasõ
olmadõğõnõ söylediğini belirtti.
Kerinçsiz şunlarõ anlattõ: “Dink,
Savaş ve bana itiraz etmiş.
Bunun üzerine Mümtaz Ba-
yazõtoğlu ve Ümit Kabasakal’ı
davet etmişler. Adını verme-
yeyim bir ceza hukuku pro-
fesörü ‘Gelin, size toplantõnõn
sonunda sõnõrsõz konuşma hak-
kõ veririz’ dedi. Soğuk duşla
karşılaştık. Salondakiler Dink
ve Çalışlar konuşurken al-
kışlıyorlardı. Salonda bölü-
cüler vardı. Savaş’ı konuş-
turmadılar. Ceza hukuku
profesörü sözümü kesti.”
Özese’nin toplantõnõn tari-
hiyle ilgili sorusunu Kerinçsiz,
“2007... Yok Dink hayattay-
dı. 2007’nin başı. Yok...
2006’daydı” diye yanõtladõ.
Yoku ispat...
Daha sonra Kerinçsiz’in avu-
katõ Akalõn, savunmasõna baş-
ladõ. Akalõn davada “Günlük
hayata dair hususların” sor-
gulandõğõnõ vurguladõ. Akalõn
dava boyunca avukatlarõn “yo-
ku ispat mükellefiyeti” içinde
olduklarõna dikkat çekti. Mü-
vekkili Kerinçsiz’e atfedilen
suçlarõn “gerginlik ve kaos
çıkarmak gibi kavramlardan
oluştuğunu” ifade eden Aka-
lõn şöyle devam etti: “Fiiller
hükümeti eleştirmek nokta-
sındadır. Kemal Kerinçsiz-
ler’in olmadığı toplumlarda
yargıçlar bir noter duru-
mundadır. Ülkenin gidişa-
tından memnun olmadıkla-
rını ortaya koyanların olma-
dığı bu topraklar çoraklaşır.
Sizin ve bizim de işlevimiz
kalmaz.” Müvekkilinin isnat
edilen suçlara tek tek cevap ver-
diğini söyleyen Akalõn, “Mah-
keme hukuka aykırı deliller-
le ilgili kararını yargılamanın
sonuna bıraktı. Hukuka ay-
kırı ve uygun delillerin bir-
likte sorgulanması ilerde ay-
rıştırılması sıkıntısını doğu-
racak” diye konuştu.
Perinçek: Oy ver
diyerek darbe olur mu?
Duruşmanõn öğleden sonra-
ki bölümünde söz alan İP lideri
Doğu Perinçek, partisinin
Güneydoğu il ve ilçelerinde
yaptõğõ mitinglerle ilgili olarak,
“Bu mitinglere ADD’yi ge-
tiremedik. Şener Eruygur
ile konuştum, ‘Gelin’ dedim.
Gelmediler. Darbecilikle
suçlanıyorlar, darbeci de-
ğiller. ‘CHP’ye, MHP’ye oy
ver’ diye Cumhuriyet mi-
tingi yapılıyor. Siz onu dar-
be yapıyor diye içeri alıyor-
sunuz. CHP’ye MHP’ye oy
ver diyerek darbe olur mu?”
diye konuştu. Savunmasõnda
iddianamede kendisine iliş-
kin bölümde 10 maddi hata ol-
duğu iddiasõna karşõlõk, Cum-
huriyet savcõlarõnõn 31 Mart
2009’da mahkemeye gönder-
dikleri açõklamaya dikkat çe-
ken Perinçek, “Suçlamalar
çöktü ve savcılar hukuki so-
nucu olmayan bir psikolojik
savaş yürüttüklerini kabul
etti” dedi.
Ulusal Kanal yöneticilerinden
Adnan Akfırat da, Ergene-
kon davasõnõn temelini oluştu-
ran Tuncay Güney’in dosyadaki
bilinen mülakatõ ve MİT’ten ge-
len işkence seslerinin olduğu 2
ses kaydõnõn dõşõnda, bir sorgu
kaydõnõn daha olduğunu sa-
vundu. Akfõrat, “2 Mart 2001
gecesi Asayiş Şube’de İstih-
barat Şube’den polislerin de
katıldığı sorgunun kayıtları
dosyada bulunmuyor. Bu ka-
yıtların getirilmesi için İs-
tanbul Emniyet Müdürlü-
ğü’ne yazı yazılmasını talep
ediyorum” dedi.
‘Ben hukukçuyum’
Veli Küçük’ün kõzõ ve veki-
li avukat Zeynep Küçük ise,
tüm delilleri çürütmesine karşõn
Ankara 11. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’nin Yargõtay kararõna uya-
rak Danõştay’a saldõrõ davasõnõ
Ergenekon davasõ ile birleşti-
rilmesine karar verdiğine dikkat
çekti. Küçük “Ben hukukçu-
yum. Hukuk içinde kalmak
istiyorum. Ama görüyorum ki
hukuk gitmiyor” ifadesini kul-
lanarak, basõnda ve iddiana-
mede “Sanal Veli Küçük” ya-
ratõldõğõnõ söyledi.
Mahkeme bir sonraki duruş-
manõn 4 Mayõs’ta yapõlmasõna
karar verdi.
Üskül, Ergenekon’un 12. dalgasõna yönelik eleştirileri değerlendirdi
‘Savcılar dikkatli davranmalı’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu Başkanõ,
AKP İstanbul Milletvekili Zafer Üskül, Er-
genekon soruşturmasõna yönelik eleştiriler-
le ilgili olarak “AİHM’nin arama ve göz-
altıyla ilgili kriterleri belli. Hâkim ve sav-
cılar bu kararları iyi incelemeli, ona göre
hareket etmelidir” dedi. Üskül, soruşturma
kapsamõnda gözaltõna alõnan ya da tutuklanan
kişilerin Türkiye’deki yargõ süreci tamam-
lanmadan AİHM’ye başvurabileceklerini de
söyledi.
TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu Başka-
nõ, Ergenekon soruşturmasõnõn 12. dalgasõna
yönelik eleştirileri değerlendirdi. Savcõlarõn
elinde hangi delil ve bulgu olduğunu bilme-
den soruşturmayla ilgili yorum yapõlmasõnõn
doğru olmadõğõnõ kaydeden Üskül, ancak
AİHM’nin arama ve gözaltõyla ilgili karar-
larõnõn açõk olduğuna dikkat çekti. Üskül,
“Savcı ve hâkimlerimiz, AİHM’nin ka-
rarlarını önlerini alıp iyice bir incelemeli
ve ona göre hareket etmelidir. Uygulamada
bu kararlara dikkat edilmelidir” dedi.
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda göz-
altõna alõnan ve tutuklananlarõn Türkiye’de iç
hukuk yollarõ tükenmeden AİHM’ye başvu-
rabileceklerini kaydeden Üskül, son dalgada
bazõ isimlerin polis tarafõndan listeye eklen-
diği yönündeki iddialarõn sorulmasõ üzerine,
“Eğer böyle bir yanlış yapılmışsa sorum-
lular hakkında işlem yapılmalıdır. Bunu da
yapacak olan savcıdır” diye konuştu.
Gizli toplantı iddiası
Eski Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ
Yaşar Okuyan’õn Ergenekon iddianamesinde
“gizli toplantı” olarak nitelendirilen Diyalog
Grubu’nun düzenlediği toplantõlara bazõ
AKP’li bakan ve milletvekillerinin de katõl-
dõğõ iddiasõ parti kulislerini karõştõrdõ. Söz ko-
nusu bakanõn Sanayi ve Ticaret Bakanõ Za-
fer Çağlayan olduğu ileri sürülürken, Çağ-
layan “Patalya Otel’de Haberal’ın düzen-
lediği iddia edilen toplantılara kesinlikle ka-
tılmadım. Bugüne kadar yüzlerce, binler-
ce toplantıya katıldım. Ama hepsi basına
açık toplantılar olmuştur. Ben kendi işim-
le, bana verilen görevlerle meşgulüm.
Gündemimle ilgileniyorum” dedi.
Danõştay saldõrõsõ ve Ergenekon’un birleştirilmesi kararõ, gözleri 13. Ağõr Ceza’ya çevirdi
Uyuşmazlõk Yargõtay’da çözülecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi,
Danõştay ve gazetemize yönelik saldõ-
rõlarla ilgili davanõn İstanbul’daki Er-
genekon davasõ ile birleştirilmesini is-
temesinin ardõndan gözler Ergenekon
davasõnõ görüşen İstanbul 13. Ağõr Ce-
za Mahkemesi’ne çevrildi. İstanbul
mahkemesinin, bu kararõ yerinde gör-
mesi durumunda Danõştay davasõ İs-
tanbul’a taşõnacak. Mahkemenin yar-
gõlamayõ uygun görmemesi durumun-
da ise oluşacak uyuşmazlõğõ Yargõtay 5.
Ceza Dairesi çözecek.
17 Mayõs 2006 tarihinde, türbanlõ
bir anaokulu öğretmeniyle ilgili verdi-
ği kararõn ardõndan Danõştay 2. Daire-
si üyelerine yönelik gerçekleştirilen
saldõrõ davasõnõn üçüncü yõlõnda yargõ-
lamanõn seyri değişti. Ankara 11. Ağõr
Ceza Mahkemesi yaptõğõ yargõlamanõn
ardõndan 9 sanõktan aralarõnda Alpars-
lan Arslan’õn da bulunduğu dört kişi-
ye ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis cezasõ
vermişti. Arslan’õn karar oturumunda
son sözleri, “Cumhurbaşkanı Gül,
Başbakan Erdoğan ve tüm imanlı in-
sanlardan şeriatı ilan etmelerini talep
ediyorum. Genelkurmay’ı da uyarı-
yorum. Şeriatın önüne geçmeye ça-
lışmasınlar. Yoksa oluk oluk kan dö-
külür” olmuştu.
17 Haziran 2007 tarihinde Ümrani-
ye’de bir gecekonduda ele geçirilen el
bombalarõnõn ardõndan başlatõlan ve
tartõşmalara neden olan Ergenekon so-
ruşturmasõnda, “Ergenekon terör ör-
gütü” olarak nitelendirilen ve bugüne
değin istihbarat birimlerinin kayõtlarõna
giren örgütler arasõnda yer almayan
yapõnõn, Danõştay’a yönelik saldõrõyõ da
gerçekleştirdiği iddiasõ ortaya çõktõ. Bu
gelişmeler üzerine de Yargõtay 9. Ceza
Dairesi, Danõştay’a ve gazetemize yö-
nelik saldõrõ davasõnõn Ergenekon ile bir-
leştirilmesinin bir zorunluluk haline
dönüştüğüne işaret etti.
Ankara 11. ağõr Ceza Mahkemesi’nin
de Yargõtay’õn kararõna uyarak Danõş-
tay’a saldõrõ davasõnõn İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nde görülmesini ve bu
kapsamda mahkemenin muvafakatõnõ is-
tedi. İstanbul mahkemesinin bu kararõ
yerinde görmesi durumunda, Danõş-
tay’a saldõrõ davasõ İstanbul’da Erge-
nekon kapsamõnda görülmeye başlana-
cak. Mahkemenin, Danõştay’a saldõrõ da-
vasõnõn Ankara’da görülmesi gerektiği
yönündeki olasõ bir kararõnda ise görev
yeri uyuşmazlõğõ oluşacak. Bu uyuş-
mazlõğõ ise Yargõtay 5. Ceza Dairesi çö-
zecek. Dairenin vereceği son kararla Da-
nõştay’a saldõrõ davasõnõn nerede görü-
leceği netlik kazanacak.
Daha önce ruh sağlõğõnõn yerinde ol-
duğu tespit edilen Arslan, önceki gün-
kü duruşmada yine olay çõkartarak,
sağlõğõnõn yerinde olmadõğõ izlenimi
yaratmaya çalõştõ. Ruh sağlõğõ yerinde ol-
madõğõ iddia edilen Arslan, önceki gün
duruşma salonuna girerken, babasõna,
dava arkadaşlarõ Tekin İrşi ve İsmail
Sağır’a para göndermesi için işaretler
yapmõştõ. Babasõ da parasõnõn olmadõğõnõ
aktarmõştõ. Duruşma salonuna girişte ar-
kadaşlarõ için para isteyen Arslan’õn ay-
nõ duruşmada “Başörtüsünü yargıla-
yanları keserim” tehditleri savurmasõ
ve olay çõkartarak, ruh sağlõğõnõ yitirmiş
gibi davranmasõ dikkat çekmişti.
Hem sanık, hem tanık...
Danõştay’a saldõrõ ve Ergenekon da-
valarõnõn birleştirmesi yolundaki geliş-
me ilginç bir tabloyu da ortaya koydu.
Danõştay’a saldõrõ davasõnõn sanõğõ Os-
man Yıldırım, Ergenekon soruştur-
masõnõn da gizli tanõğõ olarak ifade
vermişti. Olasõ bir birleştirme kararõy-
la Yõldõrõm hem davanõn sanõğõ, hem de
gizliği tanõğõ olacak.
Yõldõrõm, bir duruşmada “Şeriatı ge-
tireceğiz, Osmanlıyı kuracağız” şek-
linde bağõrõp Atatürk’e ve hâkimlere ha-
karet etmiş ve bu suç nedeniyle 3 yõl 9
ay hapse mahkûm olmuştu. Yõldõrõm bir
süre sonra da Ergenekon savcõlarõna ifa-
de vermiş ve Danõştay saldõrõsõnõn Er-
genekon işi olduğunu savunmuştu. Sa-
nõk sorgusu yapõlõrken Yõldõrõm, sa-
nõklara ayrõlan bölümde yer alacak.
Ancak tanõklarõn dinlenmesine geçildi-
ğinde ise duruşma salonu dõşõnda ayrõ bir
odada yerini alacak ve sesi değiştirile-
rek salona verilecek.
YALÇINDAĞ
‘TÜSİAD
üyeleri
Ergenekon’da
rencide oldu’
OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA
MARDİN - TÜSİAD Başkanõ Arzu-
han Doğan Yalçındağ Türk Girişim ve
İş Dünyasõ Konfederasyonu’nun (TÜR-
KONFED), Mardin’de yapõlan başkanlar
konseyi toplantõsõnda Ergenekon davasõyla
ilgili endişeleri dile getirerek çok sayõda
TÜSİAD üyesinin de bulunduğu bağõş-
çõlarõn rencide edildiğini açõkladõ.
“Bu dava ülkemizin aydınlatılmaya
muhtaç şiddet ve faili meçhul davalarla
birlikte muhtemel darbe ortamı ya-
ratma girişimleri yargılamak açısından
TÜSİAD olarak çok önemsediğimiz
bir davaydı” diyen Arzuhan Doğan Yal-
çõndağ, konuşmasõnõ şöyle sürdürdü:
“Ama davanın gerek soruşturma,
gerekse yürütülme yöntemlerine ilişkin
toplumda ciddi kaygılar oluşmaya baş-
ladı. Son dalga kapsamında başta kız
öğrencilerimiz olmak üzere ekonomik
olarak kısıtlı gençlerimizin eğitimi için
gönüllü olarak çok kutsal bir görev ya-
pan sivil toplum örgütlerimizin mağdur
edilmesi üzücü ve kaygı vericidir. ”
Kararõn yerinde görülmesi
durumunda Danõştay davasõ
İstanbul’a taşõnacak. Oluşacak
uyuşmazlõğõ ise Yargõtay 5.
Ceza Dairesi çözecek.
CHP’Lİ ATİLLA KART
Bakanlõkişlemlerine
karşõ iptal davasõ
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
CHP Konya Milletve-
kili Atilla Kart, Erge-
nekon savcõlarõ ile il-
gili soruşturma izni
vermeyen Adalet Ba-
kanlõğõ’nõn işlemlerine
karşõ Ankara İdare
Mahkemesi’nde iptal
davasõ açtõ.
Atilla Kart, dün İG-
DAŞ, İETT ve Erge-
nekon savcõlarõyla il-
gili gelişmeler konu-
sunda yaptõğõ açõkla-
mada, şu görüşlere yer
verdi: “AKP Millet-
vekili Nevzat Pakdil
ile ilgili İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi
bağlantılı İETT Ge-
nel Müdürlüğü dö-
neminde mevcut olan
zimmet konulu dos-
yayı işlemden kaldı-
ran Eyüp Cumhuri-
yet Savcısı Ali İhsan
Demirel ve aynı yer
Cumhuriyet Başsav-
cısı Vuslat Dirim ile;
Ergenekon soruştur-
masının gizliliğini ih-
lalden dolayı ortaya
çıkan 931 soruştur-
ma nedeniyle, soruş-
turmanın güvenli-
ğinden idari ve adli
anlamda sorumlu
olan Ergenekon sav-
cıları Zekeriya Öz,
Mehmet Ali Pekgüzel
ve Nihat Taşkõn hak-
kında tarafımızdan
yapılan suç duyurusu
başvuruları üzerine;
ilgili Bakanlık her 2
olayda da soruştur-
ma izni vermemiştir.
Adalet Bakanlığı’nın
görev ve yetkisini kö-
tüye kullanma anla-
mına gelen bu işlem-
lerine karşı Ankara
İdare Mahkemeleri-
ne tarafımızdan iptal
talebiyle dava açıl-
mıştır.”
Avukat Tolga Akalõn, dava boyunca avukatlarõn “yoku ispat mükellefiyeti”
içinde olduklarõna dikkat çekti. Akalõn, müvekkili Kemal Kerinçsiz’e atfedilen
suçlarõn “gerginlik ve kaos çõkarmak gibi kavramlardan oluştuğunu” ifade etti.
Üskül eleştirileri yanıtladı.
Alparslan Arslan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm olmuştu.