24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 MART 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Bir Mevhuma Muhalif Kimi zaman çok açık gerçeklerin gözlerden giz- lenmesi ne kadar da kolaylaşıyor. Açık ve acı ger- çek şöyledir: Türkiye’de dinsel bir kökenden ge- len siyaset aktörleri devlet üzerindeki etki ve ege- menliklerini pekiştirme yolunda hızlı adımlarla iler- lediler. Aldıkları mesafe büyüktür. Üstelik hızın iv- mesi de artmış durumdadır. Burada söz konusu olan yalnızca siyaset sahnesini enine boyuna kap- lamış olan siyasi parti ya da partiler değil, açıkça siyaset sahnesinde görünmese bile toplumda yaygınlaşmasını, özel ya da kamu alanında kad- rolaşmasını tamama erdirmek üzere olan cema- atler, kısası cemaattir. Peki bu gerçek nasıl oluyor da gözlerden giz- lenebiliyor, yok farz edilebiliyor? Gerçeği görmemizin önünde birkaç önemli ne- den ve etken var. Birincisi, bu durumu tehlikeli saymayan, inan- madıkları bir “demokrasi” için piyasaya çıkmış olan, olmadıkları halde kendilerini “liberal” ola- rak adlandıran kesimin etkinliğidir. Bu arkadaşlar geleceği kendileri açısından tehlikeli bulmamak- tadırlar. Dinci kesimle yaptıkları ittifakın geçicili- ğini görmemekte direnmektedirler. Başka çareleri de yoktur. Bu öyle bir ittifaktır ki, bozmaya kalk- tıkları anda devre dışı kalacaklarını biliyorlar. İtti- fak bozulduğu gün varlık nedenlerini, siyaset sos- yetesinde var olma imkânlarını ve elbette gelirle- rini yitireceklerdir. İkinci temel neden, laiklik, cumhuriyet ve de- mokrasi savunucularının savundukları konu hak- kında etraflı bir fikre sahip olmamalarıdır. Kafaları karışıktır. Laiklikle cumhuriyet, cumhuriyetle de- mokrasi, demokrasi ile gerçeklik ve gerçek ara- sındaki ilişki konusunda kafa yormamaktadırlar. Verili şemalar yeterli sayılmakta, örneğin “ne dar- be ne şeriat” derken arada kaynayıp giden sistem konusu hiç dikkatlerini çekmemektedir. Darbenin de şeriatın da sistemle, sistemin değişmez varsa- yılan özellikleriyle ilişkisi devre dışı bırakılmıştır. Şimdi gerçekleşen, yolun dinci yeniden şekil- lenmeye uygun bir şekilde hızla döşenmesidir. Ama ilgi, bu yola, toplumun, devletin, sistemin yeniden biçimlenmesine değil, Ergenekon dava- sı gibi uygun araçlarla mevhum bir tehlikeye çev- rilmiştir. Darbe olacak mı? Darbe olacak mıydı? Darbenin bir girişim bile olmadığını, olamayaca- ğını artık kendine “liberal” diyen, ama asla ol- mayan, daha çok ülke ile ilgili kimi kararlarda yön- lendirici olduklarını üstten bir edayla dile getiren- ler, iktidarın önde gelenleriyle sıkı fıkı ilişkilerini giz- lemeden anlatanlar söylüyorlar. Onlar şimdi bir zafer sarhoşluğu içindedirler. Mustafa Balbay’ın, yasadışı bir şekilde sızdı- rılmış, “montajlanmış, işlenmiş kıvama getiril- miş” dediği günlükler konusunda mangalda kül bırakmayanlar Kuzey Irak Kürt liderleriyle, PKK ve yandaşlarıyla Kandil konukluğu dahil ilişkilerinin hangi gazetecilik ölçütleriyle bağdaşır olduğu ko- nusunda ya da AB’nin üçüncü sınıf lider kadrola- rıyla, bilmem hangi şöhretli CIA ajanıyla al takke ver külah ilişkilerinin ne türden bir etik değerle uyuştuğu konusunda bir şey söylüyorlar mı? Hayır, onlar için bu durum eşyanın tabiatına ga- yet uygundur. Öyledir. Ben de öyle buluyorum zaten. İdeolojileri liberalizm sosuna bandırılmış opor- tünizmdir. Mevhumla kavga ederek bir buldozer gibi gele- ne hizmet etmeyi günün icabı sayıyorlar. Öyle ol- sun. Kendimizi hazırlayalım artık, sivil darbe ama- cına ulaşmak üzeredir. Sistemin kendine daha uy- gun bulması gereken “demokrasinin” pabucu uygun bir formülle dama atılacaktır. “Liberaller” bir zaman kendilerine gösterilecek müsamahaya fit olabilirler. Daha sonra elbette kişisel kaygıların egemen olduğu, kişisel kurtuluşların gündemde baş yeri alacağı bir zaman gelecektir. Peki, derdi bana mı düştü? Bizim açımızdan sorun belki bir kere daha ye- nilmektir. Biz bildiğimiz, beklediğimiz olgular karşısında hayal kırıklığına uğramayız. Yeniden mücadele et- menin yollarını ararız. Ama mevhumla mücadele ettiğini zanneder- ken, gelmeyeceğini sandıkları asıl gerçeğin ka- yasına çarpanların bir kere daha dönmekten ve yeni bir mevhum arayışıyla galip gelenlere köle- ce hizmetten başka çareleri bulunur mu? guray@cumhuriyet.com.tr ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com CHP lideri Deniz Baykal yoğun katõlõmla gerçekleşen Denizli mitinginde Başbakan’a yüklendi ‘Beceriksizliği kendinde ara’ SEDAT KURT DENİZLİ - CHP Genel Başkanõ Deniz Bay- kal, yoğun katõlõmla gerçekleşen Denizli mi- tinginde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklenerek “Başbakan, fabrikaları kapa- nanlar için ‘beceriksizler’ demiş. Sen bece- riksizliği kendinde ara. Aynaya bak ayna- ya. Asıl beceriksiz orada” dedi Özay Gönlüm Meydanõ’ndaki mitingde Baykal, yoğun kalabalõğõ görünce Denizlililere teşekkür etti ve “Bu meydanları doldurarak önce Denizli’ye onun ötesinde Türkiye’ye sa- hip çıkıyorsunuz” dedi. Kentin içinde bu- lunduğu ekonomik sõkõntõya dikkat çeken Baykal, “Denizli çiftçisiyle, esnafıyla, sa- nayicisiyle yokluk içinde ama birileri var- lık içinde” diye konuştu. Başbakan Erdoğan’õ krize karşõ etkisiz kal- makla suçlayan, Deniz Feneri yolsuzluğunun hâlâ üzerine gitmemesi nedeniyle eleştiren Baykal, son olarak Erdoğan’õn fabrikalarõ kapanan insanlarõ “beceriksizlikle” suçladõ- ğõnõ anõmsattõ. Baykal, şunlarõ söyledi: ‘Aynaya bak aynaya’ “Yıllarca o fabrikayı kurup işçi çalıştı- ranlar kriz nedeniyle işletmeleri kapat- mak durumunda kalınca bunun arkasında beceriksizlik arayacağına bu ülkeyi yöne- ten kişi olarak beceriksizliği kendinde ara. Bu ülkeyi yöneten biri olarak kendine bak. Aynaya bak aynaya. Bir zamanlar dünya şampiyonu, Avrupa şampiyonu olmuş iş- letmeler kapanmışsa o beceriksizliği ken- dinde ara.” Baykal, Başbakan Erdoğan’a televizyon ekranõnda tartõşma çağrõsõnõ De- nizli’de de yinelerken 29 Mart’ta saatlerin bir saat ileri alõnacağõna gönderme yaparak, “Cu- martesi gecesi yatarken muhakkak saatle- rinizi bir saat ileri alın yatın bu bir. İkin- cisi de ampulleri söndürün. Çünkü sabah güneş doğacak” dedi. Erdoğan: YSK yanlış yapıyor BARTIN (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) sandõk kurullarõnda tür- banlõlarõn görev yapamayacağõ yönündeki kararõna tepki göste- rerek “Sandık kurulunun ol- duğu yer kamusal alanmış. Böyle kamusal alan mı olur? Oraya gelenler devletin me- muru değil. Bunu Avrupa duyduğu zaman ne der? Ora- ya gelenler siyasi partilerin temsilcileri. Bunlarla uğraşı- yoruz. Artık yetti” dedi. Erdoğan, Bartõn Cumhuriyet Meydanõ’nda partisince düzen- lenen mitingde yaptõğõ konuş- mada, vatandaşlarõn TC Kimlik No’lu bir belgeyle oylarõnõ kul- lanabileceklerini anõmsatarak mutlaka bunu almalarõnõ istedi. CHP lideri Deniz Baykal’õ bu- güne kadar hiçbir hizmet yapma- makla eleştiren Erdoğan, “Biz hizmete mi oy vereceğiz yoksa kuru ideolojiye mi? Esere mi oy vereceğiz yoksa hiçbir eseri olmayan insanların, partilerin peşinden mi koşacağız. Futbol takımı tutar gibi siyasi parti tu- tulmaz” dedi. MHP Genel Baş- kanõ Devlet Bahçeli’nin TO- Kİ’nin AKP mitinglerinde çalõş- masõna yönelik eleştirilerine de Erdoğan, “Sayın Bahçeli, TOKİ sana bağlıydı bir zamanlar. Kaç tane konut yaptın, çık ko- nuş. ‘TOKİ şöyle yapõyor, TOKİ böyle yapõyor’ diye konuşuyor. ‘TOKİ’nin evlerinin yok bilmem kapõlarõ üzerinize...’ Ayıptır ya...” diye karşõlõk verdi. MHP LİDERİ BAHÇELİ ‘ABD ve AB tişörtü giymişler’ ELAZIĞ (Cumhuriyet) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, “AKP kurulduğunda ‘Biz Milli Görüş gömleğini çõkarttõk’ demiş- lerdi. ‘Peki ne giydiniz?’ dediği- mizde bir şey söylemiyorlar, ama giydikleri görünüyor. Bir tişört giymişler. Önünde AB, arkasında ABD yazıyor” dedi. Bahçeli, partisince Elazõğ İstasyon Meydanõ’nda düzenlenen mitingde yaptõğõ konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn gerilim strateji- si yürüttüğünü, böyle Başbakan’õn bu- lunduğu bir ülkede gelecekle ilgili olumlu düşünmenin mümkün olma- dõğõnõ söyledi. Bahçeli, Erdoğan’õn milletvekili ve Başbakan olmasõnõn ar- dõndan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlõğõ görevi sõrasõnda hakkõnda açõlmõş iki tane dosyanõn savcõlõktan Adalet Bakanlõğõ’na gönderildiğini, ancak aradan geçen 6 yõla yaklaşan sü- re içerisinde o dosyalarõn Meclis’te beklediğini kaydetti. Bahçeli, şöyle konuştu: “Sayın Başbakan, gel ön- ce dokunulmazlıkları kaldıralım. Ondan sonra şu partini Adalet ve Kalkınma Partisi olarak aklanmış bir parti haline getir. Getirmezsen bu partinin adı ‘Aldanma ve Kan- dõrma Partisi’ olacaktır.” BARTIN KURTULMUŞ ‘IMFile anlaşma haksızlıkolur’ ADANA (Cumhuriyet) - Saa- det Partisi (SP) Genel Başkanõ Numan Kurtulmuş, IMF ile an- laşma yoluna giren AKP hüküme- tine ağõr eleştiriler yöneltti, IMF, emperyalizm ve Avrupa Birli- ği’ne ilişkin sert açõklamalar yap- tõ. Kurtulmuş, “Seçimlerden son- ra IMF ile anlaşırsanız bu Tür- kiye’ye yapılacak en büyük haksızlık olur. Millet olarak iki elimiz yakanızda, buna müsaa- de etmeyiz” dedi. AKP’ye tepkiler içeren çok sa- yõda pankartõn açõldõğõ mitingde konuşan Kurtulmuş, AKP Genel Başkanõ Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Lideri Deniz Baykal’a yüklendi. Kurtulmuş şöyle konuş- tu: “Türkiye’de artık herkes milli olan Saadet Partisi etra- fında toplanıyor. Diyorlar ki, ‘Oylarõ bölmeyin’. Biz kimsenin oyunu bölmeye gelmiyoruz. Biz oyunu oyla bozmaya, milleti birleştirmeye geliyoruz. Başba- kan ağzından baklayı çıkardı. IMF ile seçimlerden sonra an- laşma yapacaklar. Seçimlerden sonra IMF ile anlaşırsanız bu Türkiye’ye yapılacak en büyük haksızlık olur.” Üniversitelerin önünde dağõtõlan dergide Risale-i Nur’dan alõntõlar yapõlõyor ‘Ekonomik kriz ilahi ikaz’ MAHMUT LICALI ANKARA - Başkentteki bazõ üniversitelerin önünde Nur ce- maatine yakõn bir yayõn organõnõn eki öğrencilere bedava olarak da- ğõtõldõ. “İlahi İkaz: Kriz” başlõ- ğõyla dağõtõlan ekte tüm dünyayõ et- kisi altõnda alan ekonomik krizin nedeninin ilahi bir uyarõ olduğu sa- vunulurken, Saidi Nursi’nin “Ri- sale-i Nur” adlõ kitabõndan alõntõ- lar yapõlõyor. Nur cemaatinin bir kolunun ya- yõn organõ olan “Yeni Asya” ga- zetesi tarafõndan basõlan ek, önce- ki gün başketteki üniversitelerin önünde bedava olarak dağõtõldõ. “İlahi İkaz: Kriz” başlõğõyla ya- yõmlanan ekte Saidi Nursi’nin Ri- sale-i Nur’undan alõntõlar yapõlarak ekonomik kriz anlatõldõ. Ankara ve Gazi üniversitelerinin anayerleş- kelerinin bulunduğu Beştepe’deki metro duraklarõnda ve yerleşkele- rin önünde dağõtõlan yayõn orga- nõnda tüm dünyayõ etkisi altõna alan ekonomik krizin “ilahi bir ikaz” olduğu ileri sürüldü. Saidi Nursi’nin pek çok farklõ resminin bulunduğu ek, üniversi- te öğrencilerinin genellikle okula gidiş ve gelişlerde kullandõklarõ metro istasyonlarõnõn yanõ sõra bazõ otobüs duraklarõna da bõra- kõldõ. Ankaray görevlilerinin met- ro istasyonuna bõrakõlan binlerce ek karşõsõnda herhangi bir işlem yapmamasõ dikkat çekerken, ek- lerin üniversite öğrencilerinin okuldan çõkõş saatlerinde kimler ta- rafõndan metroya bõrakõldõğõ da be- lirlenemedi. 24 sayfadan oluşan ekin büyük bir bülümü Risale-i Nur’dan ya- põlan alõntõlara ayrõlõrken, Nur cemaatinin önde gelen isimlerin- den ve Said Nursi’nin öğrencile- rinden olan Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin ve Mehmet Fı- rıncı ile yapõlan söyleşilere de yer verildi. Söyleşilerde ve alõntõlarda eko- nomik krizin nedenlerinin anla- şõlmasõ ve krizden kurtulmanõn İk- tisat Risalesi’nde olduğu savu- nuldu. Ekin sunum yazõsõnda ise dünyanõn merkez üssü ABD olan bir ekonomik kriz depremiyle sarsõldõğõ belirtildi. Saidi Nursi’nin resimlerinin bulunduğu ek, üniversite öğrencilerinin genellikle okula gidiş ve gelişlerde kullandõklarõ metro istasyonlarõna bõrakõldõ. SEZER,BURSA’DA AKP VE CHP’YE YÜKLENDİ ‘Ecevit gibi bir başbakan istiyoruz’ LEVENT GENCELLİ BURSA - DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer, “Bi- ze Davos’ta aciz bir moderatöre kafa tutarak ucuz kabadayılık taslayan başbakan değil, dünyaya kafa tutan Ecevit gibi bir başbakan la- zım” diye konuştu. Yaklaşõk bin kişinin katõldõğõ partisinin Bur- sa’daki mitinginde AKP ve CHP’ye yüklenen Se- zer, iki partinin birbirlerine koltuk değneği oldu- ğunu öne sürdü. Sezer, “Baykal’ı gören AKP’de kalıyor. Başbakan bundan çok memnun. Bay- kal’ın hep kalmasını istiyor” diye konuştu. De- niz Baykal liderliğinde CHP’nin ömür boyu muhalefete mahkûm olduğunu da öne süren Se- zer, “AKP’lileşen beceriksiz yönetimlere ‘evet’ demek, onlara katlanmak zorunda değilsiniz. CHP’ye mahkûm değilsiniz.” dedi. İzmir’de CHP Karabağlar İlçe Örgütü Gençlik Kolları üyesi 15 genç açtıkları stantta broşür dağıtarak, seçim ça- lışması yaparken bölgede araç konvoyu ile geçen AKP’li grubun saldırısına uğradı. Araçlardan inen yaklaşık 40 ki- şilik AKP’li grup CHP’li gençleri sopalarla darp etti. Bir genç parmağından bıçaklanırken, 6 kişi de aldıkları dar- belerle hastaneye kaldırıldı. CHP’liler olayı şiddetle kınar- ken AKP Karabağlar İlçe Başkanı Sinan Demirci, “ağır tahrik” savunması yaptı. (Fotoğraf: EMRE DÖKER) CHP’ligençleresaldõrõ ‘Cenazeme daha çok adam katılırdı’ İstanbul Haber Servisi - Liberal Demokrat Parti (LDP) Genel Başkanõ Cem Toker, Beşik- taş’ta gerçekleştirilen ve yaklaşõk 50 kişinin ka- tõldõğõ mitingde, “Şurada cenazem kalksa daha kalabalõk bir grup olurdu herhalde” dedi. Beşik- taş Meydanõ’ndaki mitingde konuşan Toker, “AKP gibi Hazine’den üç günde 1 trilyon alma- dõğõmõz için ne sesimizi duyurabiliyoruz ne meydanlarõ doldurabiliyoruz. Seçimlerde de nal topluyoruz” dedi. İktidar ve muhalefet partileri- nin halkõ “40 satõr mõ 40 katõr mõ” ikilemine dü- şürdüğünü ileri süren Toker, yerel seçimlerde tek parti diktatörlüğüne karşõ oylarõn partilere bölünerek kullanõlmasõnõ istedi. ‘Oyunuzu mutlaka kullanın’ İstanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrasi Vakfõ (SODEV) Başkanõ Erol Kõzõlelma, Türki- ye’nin adaletsiz bir ortamda seçime gittiğine dikkat çekerek, “Demokratik olmayan Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarõ’yla ve adaletsiz bir ortamda seçime gidiliyor olsa da önümüzdeki seçimler önemlidir. 29 Mart yerel seçimleri, de- mokratikleşme yolunda kõsa veya uzun bir adõm olacaktõr. Yurttaşlar mutlaka oylarõnõ kullanma- lõdõr” dedi. Kõzõlelma yaptõğõ yazõlõ açõklamada, 29 Mart yerel seçimlerinin işsizliğin, yoksullu- ğun, adaletsiz sistemin çözüm yolunu gösterecek olan sosyal demokrasinin alternatif olarak öne çõkacağõnõ, çağdõşõ, antidemokratik soygun düze- ninin sonunu hazõrlayacağõnõ belirterek, “Halkõ- mõzõ demokrasi, özgürlük ve Türkiye’den yana oy vermeye çağõrõyoruz” ifadelerini kullandõ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear