26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 13 MART 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Özlenen Dayanışma İçin İlk Adım Gazetemiz “Cumhuriyet” dün bir ilke ev sa- hipliği yaptı. Ulusal basının önde gelen yazarla- rının, sevgili arkadaşımız Mustafa Balbay için yönetim binamızda bir tür nöbet düzeni içinde bir araya gelmelerini sağladı. Öylece Balbay’ın yayımlanmış kitapları, ka- zanç amaçlı olmayan bir imza gününde okurla- rı ile ünlü kalemlerin buluşmasını sağlamış oldu. Gazeteler 80’li yılların ortasına kadar Cağa- loğlu’nun çeşitli ama birbirine komşu sokakla- rındaki binalarında hazırlanıp yayımlandığı için biz çalışanlar, kentin bu ünlü Babıâli adını taşı- yan semtinde sık sık karşılaşma olanağını bu- lurduk. O karşılaşmalar, farklı gazetelerde çalışsak da selamlaşma, konuşma; zaman zaman bir ye- mek masası etrafında buluşmamıza da yol açar- dı. O buluşmalarda, farklı gazetelerde çalışan, dahası dünya görüşleri birbirine karşıt olanları- mızın, çok fazla zorluk çekmeden birleştikleri tek şey, gazeteci için olmazsa olmaz diye ta- nımlayabileceğimiz basın özgürlüğüydü. 27 Mayıs öncesinde Menderes döneminin, tıpkı bugünkü Erdoğan dönemini andıran o medyaya yönelmiş baskıları karşısında, biz ga- zetecilerin çoğunluğu arasındaki dayanışma ör- nekleri basılı kâğıtlara yani gazetelerimizin say- falarına yansırdı. Çalıştığım Yeni Sabah gazetesi ile basımevi- mizin tam karşısındaki Kırmızı Konak’ta ya- yımlanan Cumhuriyet karşı karşıyaydılar. Bu kar- şılıklı yerleşim, bir başka anlamda fikir karşıtlığı- nın da sembolü gibiydi. Muhafazakâr ve sağcı “Yeni Sabah” ile Nadir Nadi’nin Atatürkçü ve solcu Cumhuriyet’i, o baskılar karşısında haber alışverişi yapar, sayfalarımızdaki haber başlık- larında bile ortak sözcükler kullanmak amacıy- la görüş alışverişini sürdürürdük. Pencereden pencereye Rahmetli Ömer Sami Coşar, Cumhuriyet’in yazıişleri müdürü olarak çalışma odasının pen- ceresinden, Yeni Sabah’ın haber müdürü olan bana seslenir, sonra o konuşmalar, Vatan, Mil- liyet, Hürriyet’teki arkadaşlar arasında da sür- dürülürdü. Öyle bir olay için verilmiş yayın yasağını del- me girişimimizi, aramızdaki telekulaklardan bi- risinden öğrenmiş olmalı ki dönemin İstanbul cumhuriyet savcısı rahmetli Hicabi Dinç, ge- cenin ilerlemiş bir saatinde telefon ederek ya- sağa uymamamız halinde gazetelerimizi topla- tacağını söylemişti. Kendisine yasağı geri çek- mez ise en az altı gazetenin bütün baskılarını toplatıp toplatmayacağını sormuş ve olumlu ya- nıtını duyunca “Bakın” demiştim “Siz binlerce gazeteyi toplatmaktan söz ediyorsunuz. Gü- nü gelir o gazetelerin tümünün sahipleri, si- ze karşı tazminat davası açar ve kazanırlar. O tazminatı nasıl ödeyeceğinizi düşündünüz mü?” Hicabi Bey durmuş ve telefonu ne haliniz var- sa türünden bir tarizden sonra kapatmıştı. Zaman makinesinin dişlileri onu da öğüttü. Devir değişti. Kendilerini dönemin kudretli ada- mına adamış bürokratlar, yerlerini bırakmak zo- runda kaldılar. Gazeteler ve gazeteciler ise, işlerini yapmaya devam ettiler. Ve Balbay hâlâ tutuklu Cezaevindeki zoraki misafirliğinin haftasını doldurmak üzere olan Balbay etrafında sergile- nen dayanışma, mesleğimizin olmazsa olmaz öğelerinden birisi olan “araştırmacı gazetecilik”in bir anlamda can damarları demek olan arşivle- rinin de savunulması için yapılıyor. Bu mesleğin özelliğinden habersiz olan savcı ya da yargıç, polisin kendisine suç kanıtı olarak getirdiği kimi yazılı rapor ya da belgeleri gizli bir örgütün üyesini ele veren deliller olarak değer- lendirmeye kalkarsa, bir çıkmaz sokağa girmiş olduğunu fark edinceye kadar, hayli zaman geç- mesini önleyemez oluyor. Bir ecza deposunda beyaz zehir denecek tür- den hammadde bulduğunu sanarak, o depo- nun sorumlusunu “şüpheli” olarak görmekten farksız bu tür işlemler için savcı ve yargıçların medya çalışanları ile iletişim bilimcilerinden olu- şan bilirkişi kurulu oluşturmayı ivedilikle yerine getirmeleri doğru olacaktır. Sovyet’lerle Soğuk Savaş’ın tırmandığı İkin- ci Dünya Savaşı sonrası yıllarda, yargımız Ha- yati Karaşahin adında birisini milli emniyet ör- gütünün raporuna dayanarak idama mahkûm etmişti. Adamın asılmasından sonra anlaşıldı ki casus olarak suçlanmasına neden olan belge sahafla- ra düşen ve o dönemin Piyade Talimatnamesi adındaki kitapçıkmış. Çıkarları için çatışan patronlar yüzünden Günümüzde medya grupları patronları açısın- dan da darmadağınık haldeler. Gazete Sahip- leri Derneği’nde en kıdemli patron Aydın Do- ğan grubunun yayınları üye olduğu için ne ya- zık ki Sabah, Akşam ve Haber Türk’ün sahiple- ri o kuruluşta bile kendi çıkarları için bir araya gelmek şöyle dursun; neredeyse karşılıklı olarak gözlerini oymak amacıyla fırsat kolluyorlar. Benzer bir dağınıklık Basın Konseyi üyeliği içinde sürdürülüyor. Mesleğin etik ilkelere uya- rak saygınlığını koruma görevini 20 yıldır fera- gatle sürdüren meslektaşların harç bitti deme- lerini kollayacak kadar, yarınlarını düşünmeyen arkadaşlarımız var. Dünkü dayanışma buluşmasına çeşitli neden- lerle katılamayan meslektaşlarımızın, Avrupa ve Amerika medyasının bizi yönetenlerce, med- yamızın nefes borularını çalışamaz hale getir- mek için başvurdukları yöntemlere karşı duruş- larını izleyip, uzun bir iç muhasebesine girmele- ri en azından kendi çocukları için yerine getir- meleri gereken borçları olmalıdır. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Mustafa Mutlu: Sadece onurlu, dürüst meslekta- şım için değil, aynı zaman- da namusuna kendi namu- sum kadar güvendiğim bir insan için buradayım. Metin Uca: Onun başına gelen, her an, hepimizin de başına gelebilir dü- şüncesiyle, belki de çok uzun zamandır görmedi- ğimiz dayanışma var. Nail Güreli: Çok güzel bir topluluk, çok güzel bir etkinlik. Demokrasi düşmanlarına ders ol- ması gereken, önemli bir işaret fişeği. Derya Sazak: Mesleğin do- ğal gereği olarak topladığı bilgi ve kaynaklarla devleti yıkmakla suçlanan bir ya- zar sanmıyorum ki başka ülkelerde olsun. Onlarca gazeteci ve yazar, Cumhuriyet okurlarõ için Balbay’õn kitaplarõnõ imzaladõ Balbay için dev buluşma Gazetemizin Ankara Temsilcisi, yazarõmõz Mustafa Balbay’a destek vermek amacõy- la, Türk basõnõnõn farklõ çizgilerinden çok sa- yõda yazar-gazeteci Cumhuriyet’te buluştu. Balbay’õn tutuklanmasõnõ basõna yönelik “sus- turma girişimi” olarak değerlendiren yazar- lar, “Balbay’õn bir an önce serbest kalmasõ ve ya- zõlarõna yeniden başlamasõ” görüşünde birleştiler. İstanbul Haber Servisi - Gazetemizin Ankara Tem- silcisi, yazarõmõz Mustafa Balbay’a destek vermek amacõyla, Türk basõnõnõn fark- lõ çizgilerinden çok sayõda ya- zar-gazeteci Cumhuriyet’te buluşarak Balbay’õn kitapla- rõnõ imzaladõlar. Balbay’õn kitaplarõ, dün ba- sõn camiasõnõn önemli kalem- leri tarafõndan Cumhuriyet’in Şişli’deki merkez binasõnda imzalandõ. Çok sayõda medya kuruluşundan 100’e yakõn ya- zarõn bir araya geldiği etkin- likte Balbay’õn 21 kitabõ yüz- de 50 indirimle satõşa sunuldu. Bu tarihi günde gazetemiz ya- zarlarõnõn yanõ sõra Hürriyet, Milliyet, Sabah, Vatan, Radi- kal, Güneş, Yeniçağ, Posta, CNN Türk, Show TV, Kanal D, ART ve SkyTürk TV gibi basõnõn farklõ renklerinden on- larca yazar, “Balbay için Bal- bay’ın okurlarıyla” buluştu. Yazarlarõn, gerçekleştirilen an- lamlõ etkinliğe ve Balbay’õn tu- tuklanmasõna ilişkin görüşleri özetle şöyle: İşaret fişeği... Derya Sazak (Milliyet): Balbay Ankara’dan tanõdõ- ğõm, saygõn bir arkadaşõm. Ergenekon davasõ ile ilgili toplumda ciddi kaygõlar var. Mesleğin doğal gereği olarak topladõğõ bilgi ve kaynak- larla devleti yõkmakla suçla- nan bir yazar sanmõyorum ki başka ülkelerde olsun. Mo- dern çağda olmayan bir şey; ben böyle bir olaya hiç tanõk olmadõm. Rejimi yõkmakla suçlanõyor. Ona destek ver- mek için buradayõz. Nail Güreli (Milliyet): Çok güzel bir topluluk, çok güzel bir etkinlik. Demokrasi düşman- larõna ders olmasõ gereken, önemli bir işaret fişeği. Bütün toplumun bu dayanõşmaya ka- tõldõğõnõ tahmin ediyorum. Ko- nuşanlara özgürlük diliyorum. Mustafa Balbay’la dayanõşma, çok umut verici bir gelişme. Melih Aşık (Milliyet): Ga- zetenin önündeki Cumhuriyet okurlarõnõ, yazarlarõ ve bu ka- labalõğõ görünce çok şaşõrdõm. Bu kadar büyük ilgiyi ummu- yordum. Çok büyük tirajlõ ga- zetelerde bile bu kadar oku- yucu, yazar dayanõşmasõ ol- maz, ondan eminim. Bu ne- denle çok mutluyum. Cumhu- riyet adõna sevindirici bir du- rum. Umarõz Balbay da öz- gürlüğüne kavuşur, o zaman sevincimiz daha da artar. Alnının akıyla çıkacak Mehmet Tezkan (Vatan): Heyecanlõ bir ortam var ama keşke burada olmasaydõk. Böyle de bir toplantõ olma- saydõ, biz de burada otur- masaydõk. Balbay’a bir neb- ze de olsa destek verebilir- sek, onun yanõnda olduğu- muzu hissettirebilirsek ne mutlu bizlere... Mustafa Mutlu (Vatan): Sadece onurlu, yürekli, dürüst bir meslektaşõm için değil, ay- nõ zamanda namusuna kendi namusum kadar güvendiğim bir insan için buradayõm. Umarõm bu süreci Mustafa al- nõnõn akõyla atlatacak. Bundan hiç kuşkum yok. Tufan Türenç (Hürriyet): Güzel bir gün. Köşe yazarla- rõnõn Balbay’a böyle destek ve- rerek sahip çõkmasõ, medyanõn ne kadar büyük ve despotik baskõ altõnda olduğunu göste- riyor. Diliyorum ki bu daya- nõşma, bu karşõ koyma ve di- renme devam etsin. Başka tür- lü demokrasiden umudumuz olmaz. Metin Uca (CNN Türk): Mustafa benim arkadaşõm, meslektaşõm, dostum. Onun başõna gelen, her an, hepimizin de başõna gelebilir düşünce- siyle, belki de çok uzun za- mandõr görmediğimiz bir med- ya, yazar, sanatçõ dayanõşma- sõ var bugün. Bu umut besle- memi sağlõyor. Çok da mutlu- yum burada olmaktan. Her koşulda yine gelirim. Düşün- ceyi açõklamanõn suç olmadõ- ğõ bir Türkiye için, her zaman bu tür eylemlerde varõm! Merdan Yanardağ (Ka- nal Biz): Benim için çok bü- yük bir mutluluk, çünkü Er- genekon soruşturmasõ denilen kapsamlõ operasyon Türki- ye’de, örtülü bir õlõmlõ İslam darbesinin gerçekleştirilme- sinin bir aracõna dönüştürül- dü. Bu bakõmdan Türkiye’nin bütün ilerici güçlerinin, ay- dõnlanmanõn ve insanlõğõn ile- rici birikiminden yana olan ve bunu korumak isteyen herke- sin bu dayanõşma içinde ol- masõ gerekiyor. Bu nedenle buradayõm ben de. Yazarlarõn dayanõşmasõnõ çok önemli, çok anlamlõ buluyorum. Ka- tõlanlara baktõğõmõzda, hiç kimsenin geri çevirmediğini ve herkesin burada olduğunu görüyorum. Bu büyük mut- luluk. Ben bu soruşturmanõn bir dönüm noktasõ olduğunu düşünüyorum. Amaç sindirmek Tuncay Mollaveisoğlu (Ka- nal Biz): İkinci iddianame ile birlikte Ergenekon davasõnõn da amacõ iyice belli oldu. Erge- nekon davasõnda asõl amaç Cumhuriyet mitinglerine katõ- lanlarõ yõldõrmak, sindirmek, korkutmak. İkinci iddiana- mede bunun altõnõn çiziliyor ol- masõ, Cumhuriyet mitinglerini yasadõşõ çerçeveye sokup üs- telik terör olayõnda altõnõ çiz- meleri, asõl hedefin halk hare- ketini sindirmek olduğunu an- ladõk. Mustafa Balbay’õn öze- linde aslõnda tutuklanan, kor- kutulmak, sindirilmek istenen bütün aydõnlar için bir araya geldik. Demirtaş Ceyhun (Yazar): Mustafa Balbay benim için sadece gazeteci değildi, Mus- tafa Balbay, dile ayrõ bir önem veren, özel bir dil kuran bir ya- zardõ. Ben Balbay’õn edebiyatçõ yanõnõ vurgulamak için geldim. Bu kadar yazarõn burada ol- masõ, geleceğe umutla bak- mamõ sağlõyor. Çok fazla iha- net eden yazarlar oldu son dö- nemde, yazarlarõn dayanõşma- sõ umut verici. Mustafa Balbay rahat yatsõn orada. Balbay’a destek için gazetemize akın eden okurlarımız seçtikleri kitapları yazarlara imzalattılar. ‘Adalete inanmakta zorlanıyorum’ Yazgülü Aldoğan (Posta): Bu buluşma hem çok güzel hem çok acõ. Keşke bunun için değil, daha güzel bir şey için burada bulunsaydõk. Keşke Mus- tafa da aramõzda olsaydõ, kitaplarõnõ o imzalasay- dõ. Ne acõdõr ki bu kadar çok üretmiş, bunca kitap yazmõş, bu kadar fikirlerini insanlara ulaştõrmak için çõrpõnmõş bir insan, kitaplarõnõ imzalayamõyor, tu- tuklu bulunuyor. Bu ülkede adalete inanõyorum, bir gün adalet yerini bulacaktõr demek, artõk bana Nas- rettin Hoca fõkrasõ gibi gelmeye başladõ. Maalesef mutluyum diyemiyorum. Rıza Zelyut (Güneş): Basõn özgürlüğüne yö- nelik tehditler, kõsõtlamalar aldõ başõnõ gidiyor. Mus- tafa Balbay’õn şahsõnda bu dõşavurdu ama yarõn öbür gün, tüm yazarlarõ kapsayabilecek bir basõ- na baskõ ortamõnda bulunuyoruz. Bu ortamõ pro- testo etmek ve düşünce hürriyetinin yanõnda ol- duğumu göstermek için geldim, burada Mustafa Balbay oldum, olmaya da devam edeceğim. Selçuk Erez (yazar): Balbay’larõn hapishane- de oturduklarõ değil, sokaklarda dolaştõklarõ bir ül- kede yaşamak istiyorum o nedenle buradayõm. Doğan Koloğlu (Spor yazarı): Mustafa ile bir- likte bu kavganõn içinde beraber yarõştõk. Ben Ak- şam gazetesinin genel yayõn müdürüydüm. 80 da- vadan geçtim, 18 yõl mahkûmiyet yedim. En çok mahkûm olan gazeteciydim. Zavallõ bir memleketiz, hiçbir şey değişmiş değil. Türkiye’nin bugünkü du- rumuda aynõ. Arslan Bulut (Yeniçağ): Mustafa Balbay’õn tu- tuklanmasõ maalesef Türkiye’de hukuk sisteminin pres olduğu bir süreçte gerçekleşti. Hukukun üs- tünlüğü şu an da Türkiye’de uygulanamõyor. Bir tek partinin diktatörlüğüne dönüşmüş vaziyette. Bu girişimlerin arkasõnda dõş baskõlarõn özellikle de, Amerika’nõn baskõsõnõn olduğu söyleniyor. Tüm bunlar savcõlarõn, yüksek yargõ organlarõnõn ve ka- muoyunun göz önüne almasõ gerekerlenlerdir. Aldoğan: Bu ülkede ada- lete inanõyorum, bir gün adalet yerini bulacaktõr demek, artõk bana Nasret- tin Hoca fõkrasõ gibi gel- meye başladõ. Maalesef mutluyum diyemiyorum. Yakalarına “Mustafa Balbay” yazılı kartlar takarak gazetemizin önünde soğuk havaya karşın uzun kuyruklar oluşturan okurlarımız, saatlerce kitapları- nı imzalatmak için sıra beklediler. Okurlarımız, gazetemizi yalnız bırakmayacaklarını ve her koşulda destek olmaya devam edeceklerini söylediler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear