Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
züm” sanan bir iktidar var.
Bütün bunların yanında çevremizde bizi de ya-
kından ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanıyor.
Son bir haftayı sütuna yatıralım...
Rusya, enerjiyi küresel politikalarının bir parçası ya-
pacağını daha önce de duyurmuştu. Petrol İhraç
Eden Ülkeler Birliği (OPEC) benzeri bir Doğalgaz İh-
raç Eden Ülkeler Birliği kurmak için düğmeye bas-
tı.
Hafta başında, güvenlik alanında da yeni bir
adım attığını duyurdu. Rusya, Kazakistan, Kırgızis-
tan, Tacikistan, Türkmenistan, Ermenistan ve Beyaz
Rusya NATO benzeri bir oluşumun temellerini attı.
Rusya, 1991’de Sovyetler’in çökmesinin ardından
en azından eski “iç bahçe” saydığı bölgede yeniden
boy gösteriyor. Yukarıda Rusya’yla birlikte sözünü
ettiğimiz ülkelerin tümünde kurucu halktan sonraki
en büyük etnik grup Rus.
Asya’da ABD ne yapıyor?
Obama daha yönetime gelmeden şunu duyur-
muştu:
Afganistan’a ayrıca ağırlık vereceğim.
Bunun Türkçesi şuydu:
Asya’nın Hint Okyanusu’na iniş bölgesini ben kont-
rol edeceğim.
Bu da Rusya ile Çin’in arasına girip, bu iki gücü
birbirinden olabildiğince uzak tutmak anlamına ge-
liyor.
ABD’nin bunu başarabilmesi için Afganistan çev-
resinde güvenli üslerinin olması gerekiyor. 1991 son-
rası dalgalanmada çıkışı ABD’ye yakınlaşmada bu-
lan Orta Asya ülkeleri, topraklarında Amerikan üs-
lerinin konuşlanmasına sıcak bakmışlardı. Ancak bu
alanda da işler usul usul tersine dönmeye başladı.
Özbekistan 2005’te Andican olaylarından ABD’yi
sorumlu tuttu ve Amerikan üssünü kapattı.
Kırgızistan da bu hafta başında Manas Amerikan
üssünü kapattığını ilan etti. Gelen haberlere göre, üs-
sün bulunduğu bölgeye Rus askerleri yerleşecek.
Pakistan giderek ABD açısından daha güvensiz bir
bölge haline geliyor. Pakistan, ABD ile işbirliğini ge-
liştirdikçe çözülüyor!
ABD Asya’da istediği üssü bulamazsa ne yapa-
cak?
Bu sorunun yanıtını en ivedi arayanların başında
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General David Pet-
raeus geliyor.
Sızan haberlere göre, Petraeus öncelikle Özbe-
kistan’da ve Tacikistan’da şansını deneyecek. Ba-
şarılı olamazsa akıllarda Trabzon var!
ABD, 1990’ların sonundan beri Trabzon ve Sam-
sun’da üs edinmek istediğini Türkiye’ye iletiyor. Bu
istem 2003’teki Irak işgali sırasında da gündeme gel-
miş, herkes “Irak’la Karadeniz’in ne ilgisi var” diye
sormuştu. Biz de o günlerde, ABD’nin sadece Irak
eksenli plan yapmadığını, Karadeniz’in hâkimiyeti-
ni ve devamında Asya köprüsünü de düşündüğü-
nü vurgulamıştık.
Obama’nın Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Er-
doğan’ı aramasını yukarıdaki trafiğin ortasına oturt-
mak gerekiyor. Obama, Gül Moskova’dan döner
dönmez aradı. AKP medyası, “Obama Türkiye’nin
bölgesinde lider ülke olduğunu söyledi” başlığını öne
çıkardı. Ama ABD’den yapılan resmi açıklamanın
omurgasını NATO oluşturuyordu.
Bir bakıma Obama Türkiye’ye şunu söylüyordu:
NATO’dasın NATO’da kal, başka arayışa girme!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Seçim bile demokratik bir amaç değil iktidarın ba-
şı için; partisel ve kişisel amaçları için bir araç, bir
gereç!
-1965-1971 dönemi hariç- tek başına iktidar
dönemlerinde (örneğin 1950-60 arasında) demokratik
rejimin başına gelmedik kalmadı.
İktidara gelirken yatak odalarımıza kadar gire-
ceksiniz diye basını okşayan, özgürlükleri savunan
Demokrat Parti; iktidar olduktan sonra 10 yıl muhalif
gördüğü gazetecileri hapishanelere attı. Ağır para
cezalarına mahkûm ettirdi.
İktidar yalakalığı yapan ve besleme (bugün yala-
ka) basın adı verilen gazeteleri hemen her açıdan kol-
ladı.
O zamanlar gazetelerin büyük gelir kaynağı res-
mi ilanlardı; iktidara muhalefet yapan gazetelerde
resmi ilanların yayımını engelleyerek muhalif gaze-
teleri susturmaya çalıştı.
Bugün AKP iktidarı yeşil sermayeyi kolluyor, ye-
şil medyaya gereken rahatlığı sağlıyor. Muhalif
gördüğü gazeteleri eskiden beri uygulanan vergi de-
netimiyle korkutuyor ya da Doğan Yayın Grubu’na
reva gördüğü gibi ağır vergi borçları çıkarıyor.
Medyayı (15 Şubat’ta) “bazı yolsuzlukları” açık-
lamakla tehdit etti.
Meğer Maliye Bakanlığı harekete geçmek için
aportta RTE’nin işaretini bekliyormuş.
19 Şubat’ta Doğan Yayın Grubu’nun 826 milyon
vergi borcu açıklandı.
RTE mitinglerde “Ne var bunda?” diye soruyor hal-
ka. Soru abes. Doğan Yayın Grubu’na Maliye’nin
hangi nedenlerle vergi borcu yüklediğini halk ne bil-
sin?
Hükümet masum, RTE masum. Maliye yasal gö-
revini yapıyor. Söylediği bu. Nerede ise çıktığı kür-
süde vergi olayını sabah gazetede gördüğünü
söyleyecek!
Oysa kendi hariç herkes birden patlayan astro-
nomik vergi borcunun AKP iktidarının medyaya yü-
rüttüğü baskı, sindirme, korkutma politikasının
ürünü olduğunu biliyor.
Durmadan yinelediğine göre, yalan yanlış ha-
berleriyle medya muhalefetin yandaşı.
Diline yapışıp kalan slogan “yandaş medyanın yan-
daş muhalefeti!”
Şu mantıksal soruya yanıt verse de yandaş
medyanın yandaş muhalefeti arasındaki maddi çı-
karları öğrensek?
Muhalefetin kasaları devlet yardımı olmasa mad-
di açıdan ayakta duramayacak, seçimlerde pro-
paganda yapamayacak kadar tam takır kuru bakır.
Derneklere, partilere üye olanların aidat verme ve-
ya üyeden aidat toplama kuralı bizde hiçbir dönem
yaşama geçmedi.
Bu nedenle partiler de dernekler de kimi yardımları
her zaman gereksiniyor.
Şayet sempatizan yardımı olmasa; devlet parti-
lere okkalı yardım yapmasa… muhalefet partileri Sul-
tanahmet veya Hacı Bayram camileri önünde men-
dil açıp para toplayacak kadar parasal güçten yok-
sun.
Gerçek bu olduğuna göre; muhalefet, medyaya
elinde olmayan maddi destek verebilir mi?
Ha, haber açısından bir yandaşlık var diyorsan;
önce sen aynaya bak!
Medyanın kullandığı haberlerin hemen hepsinin
kaynağı AKP, AKP hükümeti ve bizzat sensin!
Medyaya haberleri üreten kurum; hükümet ve hat-
ta belli başlı besin kaynağı Başbakan’ın ta kendi-
si.
Medya iktidar kaynaklarını kullanan yolsuzlukla-
rı... devlet parası ile iktidarın seçim rüşveti sayılan
parti propagandası yaptığını… toplumu geren, kış-
kırtan haberleri kendi çabasıyla buluyor, yayımlıyor.
Çoğu zaman parti merkezlerinde çay, kahve
sohbetleri yaparak vakit geçiren muhalefet partile-
ri medyanın verdiği haberlerle uyanıp görevlerini ye-
rine getiriyorlar.
Ne yandaş medyanın yandaş muhalefeti var ne
de muhalefetin medyayı haberlere boğarak yaşa-
masını sağladığı saçmalığına inanan…
RTE kendi söylüyor, söylediğini kanıtlamak için suç
üretiyor.
Medyayı susturma çabaları ile yetinmiyor. İçtüzüğü
çoğunluğuna dayanarak değiştirerek yapmanın,
TBMM’deki denetim yollarını tıkamanın, parla-
menter muhalefeti susturmanın da peşinde.
Ülkeyi dikensiz gül bahçesine çevirmeyi düşlüyor.
Ancak önündeki önemli ilk engel Meclis dışı mu-
halefet: Medya! Bir kurtulabilse… keyifle göbeğini
kaşıyacak!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
C
İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI
adına İLHAN SELÇUK
Genel Yayõn Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ
?Yazõişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray
Öz (Sorumlu) ? Miyase İlknur (Ek Yayõnlar)
? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara
Yayõn Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Em-
re Kongar (Başkan Yardımcısı), Or-
han Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran
Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı,
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
İstihbarat: Cengiz Yıldırım Eko-
nomi: Hasan Eriş Dõş Haberler: Öz-
gür Ulusoy Kültür: Egemen Ber-
köz Spor: Arif Kızılyalın Dü-
zeltme: Abdullah Yazıcı Bilgi-
Belge: Edibe Buğra
Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Ahmet Rasim Sok. No:
14 Çankaya 06550 Ankara Tel: 0312 442 30 50 Faks: 0312
442 30 10 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv.
1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 Adana Tem-
silcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat
1 Tel: 3631211, Faks: 3631215
İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bü-
lent Yener Satõş: Fazilet Kuza Cumhuriyet Rek-
lam: Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür
Yardõmcõsõ: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 -75
/251 98 81 -82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon:
(0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53
Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansõ Basõn ve Yayõncõlõk A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212)
343 72 64 Yaygõn süreli yayõn Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 21 ŞUBAT 2009 İmsak: 5.17
Güneş: 6.44
Öğle: 12.25
İkindi: 15.22
Akşam: 17.54
Yatsõ: 19.13
TDK Kõlavuzundaki Yanlõş
Kemal ATEŞ (*)
Altõnõ çizdiğim olumsuz yüklem sizce yanlõş
mõ? Bu konuda Türkçem Mahzun Ben Mahzun
(İmge Yayõnevi, Ankara 2005) adlõ kitabõmda baş-
ka örnekler de verdim:
Ne sinemaya ne tiyatroya, hiçbir yere gitmedim.
Ne Ahmet’i, ne Mehmet’i, kimseyi görmedim.
Biz bu konuda çok yazdõk, ama kurum yetkilile-
ri kendilerinden, kendi yakõn çevrelerinden başka-
larõnõ okumuyorlar. Sorunlarõ çözememelerinin
önemli bir nedeni bu bence.
Sözünü ettiğim yanlõşõn (bir dil hurafesinin)
TDK gibi bir kurum tarafõndan yaygõnlaştõrõlmasõ çok
sakõncalõ, bize göre kõlavuzu toplattõrmayõ gerekti-
recek kadar da önemli.
*Ank. Üni. Türk Dili Bölümü Bşk.
Baştarafı 2. Sayfada
ÖSYM’de yeni dönem
FİGEN ATALAY
ÖSS yerini 2010’dan itibaren
Yükseköğretime Geçiş Sõnavõ
(YGS) ve Lisans Yerleştirme Sõ-
navlarõ’na (LYS) bõrakõyor.
ÖSYM Başkanõ Prof. Dr. Ünal
Yarımağan, yeni sistemin, “ile-
ride yapılacak açık uçlu, kısa
cevaplı soruların yer alacağı sı-
navın altyapısını oluşturduğu-
nu” söyledi.
Prof. Yarõmağan, dün Okan
Üniversitesi’nin Akfõrat Kam-
pusu’nda, okul müdürleri ve reh-
berlik koordinatörlerine, “Deği-
şen ÖSS Sistemi ve ÖSS 2010”
başlõklõ bir konferans verdi. Bu
konferans öncesinde bir grup ga-
zeteciyle bir araya gelen ÖSYM
Başkanõ, yeni üniversiteye giriş
sistemi üzerine sorularõ yanõtla-
dõ. Prof. Yarõmağan’õn verdiği bil-
gilere göre, 2010’da iki aşamalõ
bir sõnav sistemi başlayacak. İlk
aşama yani Yükseköğretime Ge-
çiş Sõnavõ (YGS), nisan ayõnõn
başlarõnda uygulanacak ve tüm
adaylara hitap eden ortak bir sõ-
nav niteliğini taşõyacak. Çoktan
seçmeli olacak bu sõnavda, Türk-
çe, Temel Matematik, Fen Bi-
limleri ve Sosyal Bilimler testle-
ri yer alacak. Bu sõnavdan alõna-
cak puan, açõköğretim fakültesi,
meslek yüksek okullarõ ve bazõ li-
sans programlarõna girişte kulla-
nõlacak.
ÖSYM Başkanõ, ikinci aşama
için 5 sõnav düşünüldüğünü söy-
ledi. Lisans Yerleştirme Sõnavlarõ
(LYS) adõ verilen bu sõnavlar,
“Matematik ve Geometri”,
“Fen Bilimleri”, “Türk Edebi-
yatı-Dil ve Anlatım-Coğraf-
ya”, “Sosyal Bilimler” ve “Ya-
bancı Dil” testlerinden oluşacak
ve ayrõ ayrõ yapõlacak.
Tedirginliğe gerek yok
Prof. Yarõmağan, adaylarõn
yüzde 90’õndan çoğunun, iste-
dikleri programlara yerleşebilmek
için bu sõnavlardan ikisine gir-
melerinin yeterli olacağõna dikkat
çekti. Ancak isteyen hepsine bir-
den de girebilecek. ÖSYM Baş-
kanõ, yeni sistemin özelliklerini
şöyle anlattõ: “Bu sınav sistemi,
ileride yapılacak açık uçlu, kı-
sa cevaplı soruların sorulacağı
sınavın altyapısını oluştura-
cak. Mevcut sınav sistemi, en
çok ‘öğrencilerin belirli yete-
neklerinin gelişmesini önlemesi’
nedeniyle eleştiriliyor. Siste-
min ortaöğretim üzerinde iki
olumsuz etkisi var. Birisi sen-
tez yeteneği gibi bazı yetenek-
lerin gelişimini engelliyor. İkin-
cisi de sınavda sorulmayan so-
rular öğrencinin ilgisini çek-
miyor. Bu durum 1999-2005 sı-
navları için çok geçerli. O sı-
navlarda ortaöğretim 9. sınıf-
tan sonra hiç soru yoktu ama
artık son üniteye kadar soru
var. Bizim yapabileceklerimi-
zin de sınırı var. Sınavda, mü-
zik, beden eğitimi sorusu yok
diye bu eğitimler yapılmayacak
mı? Bu durum Milli Eğitim Ba-
kanlığı’nın sorunu.
Adayların tedirgin olmaları-
nı gerektiren hiçbir durum
yok. Yeni sistem, mevcut 2.
testin ayrı ayrı sınavlara dö-
nüştürülmüş hali. Aynı ders-
lerden, benzer sorular sorula-
cak ama ayrı ayrı sınavlarda ve
bu öğrenciler için avantaj. Seç-
me ve yerleştirme daha sağlık-
lı olacak.”
ÖSYM Başkanõ, ortaöğretim
sonunda “Olgunluk Sınavı” ya-
põlmasõnõn yararlõ olacağõnõ ve bu-
nun üniversiteye girişte kullanõ-
labileceğine dikkat çekerek
“Ama Milli Eğitim Bakanlığı
ÖSS benzeri bir sınav yaparsa,
herkese ortak olursa hiçbir ar-
tısı yok. Birincisi açık uçlu so-
rular sorulmalı, ikincisi her
okul türüne, her alana ayrı
yapılmalı” dedi.
Direnişlerinin ikinci ayını dolduran Birle-
şik Metal-İş Sendikası üyesi Sinter Metal iş-
çilerinin 22 Aralık 2008 tarihinde başlayan
toplu işten atmaların ardından konuyla ilgili
dava süreci, dün Üsküdar 3. İş Mahkeme-
si’nde başladı. Mahkeme eksiklerin gideril-
mesi ve tanıkların dinlenmesi için duruşmayı
erteledi. Sinter Metal’de yaşananların ar-
dından Ümraniye Dudullu’da bulunan fab-
rika önünde direnişe başlayan işçiler huku-
ki süreci de takip etti. Daha önce Ümraniye
Adliyesi’ne gerçekleştirdikleri yürüyüşle
Sinter Metal yöneticileri hakkında suç du-
yurusunda bulunan işçiler dün görülen du-
ruşma öncesi yaptıkları açıklamada hukuki
süreç boyunca eylemlerine devam edecek-
lerini belirtti. Birleşik Metal-İş Sendikası üye-
si 380 işçi adına görülen “işe iade davası”nın
ilk duruşmasına Sinter işçileri, Birleşik Me-
tal-İş Sendikası avukatı Halime Hülya Dü-
ren ve Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Ör-
gütlenme Sekreteri Özkan Atar katıldı.
Arınç: Darbecilerden kurtulduk
Haber Merkezi - Bilecik’te partisinin
koordinasyon merkezinin açõlõşõna katõlan
eski TBMM Başkanõ, AKP Manisa
Milletvekili Bülent Arõnç, milletin
farklõlõklarõnõ bir zenginlik olarak
gördüklerini belirtti. Arõnç, “Geçmiş
hükümet dönemlerinden bilirim. 1963, 1967
koalisyonu, 1965-1969 Demirel’in tek
başõna iktidarõ, 1973-1980’e kadar
koalisyonlardan, aradaki darbelerden
bahsetmiyorum. Artõk hiçbirimiz darbe
lafõnõ duymuyor. Her beş, on senede
kulağõmõza bir şey gelmiyor. Çok şükür
darbecilerden de kurtuldu bu ülke.
Milletimizin özgürlüğü, demokratikleşmesi,
kaynaşmasõ, toplumsal barõşõ, ancak bu
dönemde önemli olabildi” dedi.
D-8 Sekretaryası İstanbul’da
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye ile İstanbul’da bulunan Gelişen
Sekiz Ülke (D-8) Sekretaryasõ arasõnda
Merkez Anlaşmasõ imzalandõ. Anlaşmayla
İstanbul’daki D-8 Sekretaryasõ’nõn hukuki
statüsü resmiyet kazanmõş oldu. Anlaşmayõ,
Türkiye Cumhuriyeti hükümeti adõna
Müsteşar, Ekonomik İşler Yardõmcõsõ,
Büyükelçi Selim Kuneralp ile D-8
Sekretaryasõ adõna Genel Sekreter Dr. Dipo
Alam imzaladõ. Dõşişleri Bakanlõğõ’ndaki
imza törenine, D-8 üyesi ülkeler olan Mõsõr,
İran, Bangladeş, Endonezya, Malezya,
Pakistan ve Nijerya’nõn Ankara
büyükelçileri katõldõ.
Genelkurmay-Radikal ile uzlaştı
İstanbul Haber Servisi - Basõn Konseyi
Genel Sekreteri Özer Yelçe, Genelkurmay
Başkanlõğõ’nõn Radikal gazetesi hakkõndaki
başvurusuna ilişkin, “gazetenin uzlaşma
önerisinin Genelkurmay Başkanlõğõ’nca
kabul edilmesi sonucu konunun uzlaşma
yoluyla çözüme bağlandõğõnõ” bildirdi.
Genelkurmay Başkanlõğõ, Radikal
gazetesinin 11 ve 12 Şubat 2009 tarihli
sayõlarõnda, Ergenekon soruşturmasõ
kapsamõnda tutuklanan eski Özel Harekât
Daire Başkanõ İbrahim Şahin’in savcõlõktaki
ifadelerine yer vermişti. Şahin, terörle
mücadele için 200-300 kişiden oluşan özel
birlik kurmak için görevlendirildiğini ileri
sürmüştü. İddialar Genelkurmay Başkanlõğõ
ve Şahin tarafõndan yalanlanmõştõ.
İstanbul Haber Servisi - Ga-
zetemize 30 Mart 2008’de dü-
zenlenen molotofkokteylli sal-
dõrõya ilişkin 7’si tutuklu 8 sanõk
hakkõnda 42 yõla kadar hapis
cezasõ istemiyle dava açõldõ. İs-
tanbul Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nca hazõrlanan iddianamede,
sanõklarõn Ergenekon davasõnõn
amaç ve hedefleri doğrultusun-
da hareket ettikleri ileri sürüldü.
Eylemin ilk önce gazetemiz im-
tiyaz sahibi ve başyazarõ İlhan
Selçuk’un öldürülmesi şeklinde
planlandõğõ iddia edildi.
Cumhuriyet Savcõsõ Kadir Al-
tınışık’õn hazõrladõğõ iddiana-
mede molotoflu eylemin tali-
matõnõn Ergenekon davasõnõn
tutuksuz sanõklarõndan, organize
suç örgütü lideri Sedat Peker’in
sağ kolu olduğu öne sürülen Bo-
ğaç Kaan Murathan tarafõndan
verildiği iddia edildi. Şüpheli-
lerden Boğaç Kaan Murathan’õn
arşiv kayõtlarõnõn incelenmesin-
de çõkar amaçlõ suç örgütü lide-
ri Sedat Peker ile alakalõ olduğu
belirtilerek, diğer sanõklar Bay-
ram Demir, Bora Ballı ve Sey-
hun Zayim’in organize suç ör-
gütü üyesi olarak faaliyette bu-
lunduklarõna ilişkin suç kayõtla-
rõnõn olduğu kaydedildi. Sanõk-
lardan Fatih Derdiyok ve Mu-
rat Aplak’õn molotofkokteylinin
hazõrlanmasõ aşamasõnda Be-
dirhan Şinal ile yaşlarõ 18’den
küçük olan O.A. ve U.E. ile ha-
reket ettiği, molotofun bu şa-
hõslarca hazõrlandõğõ kaydedildi.
Eylemin siyasi bir amaç doğrul-
tusunda gerçekleştirildiği öne
sürülerek, Bedirhan Şinal’õn ce-
zaevinde bulunduğu dönemde
devamlõ ve gizli olarak cezaevi
hesaplarõna para aktarõldõğõ be-
lirtildi.
‘V. eylemin arkasında’
Sanõklardan Bedirhan Şinal’õn
bir telefon görüşmesinde “eyle-
min arkasında Kandıra’da ya-
tan V.”nin olduğundan bahset-
tiğine dikkat çekilerek, sanõğõn
suça konu olayõn Ergenekon te-
rör örgütü ile irtibatlõ olduğuna
dair şifreli bilgi aktardõğõ öne sü-
rüldü. Bedirhan Şinal’õn iletişim
tespit tutanaklarõna yansõyan gö-
rüşmeleri ve cezaevinden İlhan
Selçuk ve Tufan Yüce isimli şa-
hõslara yazdõğõ ve cezaevi yöne-
timince el konulan mektuplarla
ilgili araştõrma yapõldõğõ belirti-
lerek, bu mektuplarõ Hüseyin
Görüm’ün yazdõrdõğõnõ iddia
ettiği kaydedildi. Sanõk Şinal’õn
Rober Hatemo ve Orhan Pa-
muk’a karşõ suikast hazõrlan-
masõna yönelik görüşmelerinin
olduğu kaydedilerek, suça konu
eylemlerin ülkede kaos, kargaşa
ortamõ yaratarak devlet otorite-
sini zaafa uğratmayõ hedeflediği
belirtildi.
Sanõklarõn devletin ülkesi ve
milleti ile bölünmez bütünlüğü-
nü bozmaya yönelik faaliyette
bulunduklarõ kaydedilerek, “Ey-
lemlerin ülkenin kamu düzeni
ve güvenliğini bozduğu anla-
şılmıştır. Bu eylemin Ergene-
kon terör örgütünün amaç ve
İlk hedef Selçuk’tu
Gazetemize molotofkokteylli saldõrõya ilişkin 8 kişi hakkõnda 42 yõl hapis istendi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca hazõrlanan iddiana-
mede, sanõklarõn Ergenekon örgütünün amaç ve hedefleri
doğrultusunda hareket ettikleri ileri sürüldü. Önce İlhan Sel-
çuk’un öldürülmesi şeklinde planlandõğõ iddia edilen eyle-
min talimatõnõn Sedat Peker’in sağ kolu olduğu öne sürülen
Boğaç Kaan Murathan tarafõndan verildiği öne sürüldü.
hedefleri doğrultusunda ve
örgütle irtibatlı kişiler tara-
fından gerçekleştirildiği kaa-
natine varılmıştır” denildi.
Selçuk’a mektup
İddianamede, Bedirhan Şi-
nal’õn tutuklu bulunduğu Edir-
ne F Tipi Cezaevi’nden İlhan
Selçuk’a mektup gönderdiği,
cezaevi yönetiminin el koy-
duğu mektubun savcõlõğa ile-
tildiği kaydedildi. Şinal, Sel-
çuk’a hitaben yazdõğõ mek-
tupta şunlarõ söyledi: “As-
lında gazeteye bomba atıp
ardından seni öldürmem ge-
rekiyordu ama bende öl-
dürme arzusu olmadığı için
eylemi basit bir eylem hali-
ne getirdim. İsteseydim ko-
laylıkla seni öldürürdüm.
Elimde sana ait bilgi ve bel-
geler var. Benim seni öl-
dürmemem, öldürülemeye-
ceğin anlamına gelmiyor.
Sana çok yakınız. Düğmeye
basıldığında öldürüleceksin.
Kendine dikkat et. Hâlâ
yaptığın gibi yanlış yolların
peşinden gitmekten vazgeç.
Düğmeye basmak zorunda
bırakma. Mektubun kim-
ler tarafından gönderildi-
ğini anladığını umuyorum.
Mektuptan kimsenin habe-
ri olmasın.”
İkinci mektup
Bedirhan Şinal’õn tutuklu
bulunduğu Edirne F Tipi Ce-
zaevi’nden arkadaşõ Tufan
Yücel’e yazdõğõ bir mektupta,
İlhan Selçuk’un öldürülmesi
işinin kendisine verildiğini
fakat bu işi gerçekleştiremeden
“paket” olduğunu yazdõğõ
kaydedildi. Şinal, Yücel’e
“Bu yüzden bana işi veren
ağabeylerin canı sıkkın. Sa-
na güveniyorum. İlhan Sel-
çuk’u öldür. Paket olma işi-
ni kafaya takma. Verdiğim
numarayı ara. Aradığın şa-
hıs konuyu detaylı olarak
anlatacak” dediği belirtildi.
Savcõlõğõn yaptõğõ araştõrmada
ise mektubun gönderildiği ad-
resin halen Ergenekon dava-
sõnda tutuklu bulunan eski
uzman çavuş Muhammet
Yüce’ye ait olduğu, bu adreste
Tufan Yücel diye birisinin
bulunmadõğõ, verilen cep te-
lefonu numarasõnõn ise halen
Ergenekon davasõnda tutuklu
bulunan Doç. Dr. Emin Gür-
ses’e ait olduğu belirtildi.
İddianamede, sanõk Bedir-
han Şinal’õn tutuklu bulundu-
ğu Edirne Tipi Cezaevi’nden
Eyüp’te birlikte yaşadõğõ an-
neannesini 23 Temmuz 2008
günü aradõğõ ve telefonda ab-
lasõ Fatma Melehat Zayım’la
konuştuğu kaydedildi. Za-
yõm’õn “Peki kim, en başta-
ki kim? Sadece bir isim var
bana” diye sorduğu, Şinal’õn
da “En baştaki, ben onu
mektupta yazacağım” dedi-
ği belirtildi. Zayõm’õn “Baş
harfini söyle” demesi üzerine
Şinal, “V ile başlıyor. O da
cezaevinde, Kandıra’da ya-
tıyor” diyerek emekli Tuğge-
neral Veli Küçük’ü işaret et-
tiğine dikkat çekildi.
İddianamede, Şinal’õn 16
yõl 3 aydan 42 yõla kadar, di-
ğer 7 sanõğõn da 8 yõl 3 ay ile
37.5 yõl arasõnda değişen ha-
pisle cezalandõrõlmasõ talep
edildi.
Bir yanda dava bir yanda eylem
Prof. Yarõmağan, 2010 Üniversiteye Giriş Sistemi’ni anlattõ