Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Herkes yoluna gider
Bence müzakereler devam
eder. 68’den bu yana devam
ediyor. Ama ilanihaye devam
etmemesi lazõm. Anlaşma ol-
mazsa bunun son olmasõ la-
zõm. Çünkü bu son şans ise
anlaşma olursa olur. Olmazsa
herkes yoluna gider.
Tayyip Bey de böyle
düşünür Konuyla ilgili Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan
ile ben görüşmedim. Cumhur-
başkanõ Talat, sayõn Cumhur-
başkanõ’yla görüştü, Başba-
kan’la görüştü. Başbakan’la
özel görüştü sayõn Talat... Bu-
nu da anlamak zor. Dolayõsõyla
sayõn Başbakan’õn geçmişte ol-
duğu gibi müzakerelerin ilani-
haye devam etmesinden yana
olduğunu düşünmüyorum. Bu
benim şahsi görüşüm.
Müzakereler kesilirse
Müzakereler kesilirse ne olur?
ABD ve Türkiye de dahil,
dünyada ekonomik sorun ol-
mayan ülke yok. Biz yõllarca,
bir anlaşma olsun cümlesiyle
masaya oturduk. İstemek baş-
ka, anlaşmaya varmak başka.
Sadece sizin arzunuzla olmaz.
Ama herkesin son şans dediği
bu müzakerelerde, eğer Hris-
tofyas katõ tutumunu devam
ettirir, bizi bu topraklarda ya-
şatmayacak önerilerle müza-
kereleri devam ettirmeye çalõ-
şõrsa, herhalde bunun da bir
sonu olmasõ lazõm...
Müzakere tanınma-
nın engelidir Ama ambar-
go altõnda olan biziz. Dolayõ-
sõyla müzakereler devam etti-
ği sürece siz kimseye beni ta-
nõyõn diyemezsiniz. Müzake-
reler devam ederken, sizi niye
tanõyayõm. Sizi tanõdõğõm an-
da müzakereyi torpillemiş
olurum düşüncesiyle insanlar
bizi tanõmaktan uzaklar.
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2009 PAZARTESİ
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
CUMOK’ların Arasında!
İlhan Selçuk İçin
Cumhuriyet okurlarının oluşturdukları gönüllü
dayanışma birliktelikleri CUMOK’un ilk
kuruluşundan bu yana 14 yıl geçmiş. İstanbul’da
iki CUMOK var, oluşumlarının yıldönümüne ilişkin
toplantılar düzenlediler, ikisinin de davetine
katıldım. Cumhuriyet okurları cesur insanlar, aydın
ve yurtseverler; gazetelerinin yanında, pırıl pırıl,
dost, özverili, birikimli ve alçakgönüllü...
Ve hepsinden önemlisi: Mücadeleci.
Şüphesiz, ortak sorun, Türkiye’nin laik,
demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak kalıp
kalmayacağı...
Daha doğrusu, bu saydıklarımız zaten yarım
yamalak varlar:
Acaba, Cumhuriyet’in bütün bu nitelikleri
gelişecek, olgunlaşacak ve daha sağlam temellere
mi kavuşacak?
Yoksa bu niteliklerden biri, birkaçı veya hepsi
daha gerileyecek ve Türkiye uygarlık ayarı daha
düşük ülkeler arasında mı yer alacak?
İktidarın başı Erdoğan’ın otoriter kişiliği endişe
veriyor. Dini referansı güçlü Başbakan’ın yaratmak
istediği “yeni ülke / yeni rejim / yönetim tarz”nın
uygulamalarını ve sonuçlarını eskiden salt biz
tartışırdık, şimdi ise bütün dünya tartışmaya
başladı!
Konulan en yumuşak teşhis: Otoriter bir
demokrasi ve buna uygun parlamentarizm...
Otoriter demokrasi, onu uygulayan parti, lider ve
düşünce iklimine göre biçimlenir her zaman. Eh,
Erdoğan ve çekirdek ekibi ile partinin genel
eğilimlerini bildiğimize göre!
Ülkemizin içine daha çok sokulmak istenen
rejime, İslami Otoriter Demokratik Cumhuriyet gibi
ucube bir sıfatı, dünya siyasal rejimler literatürüne,
Türkiye’nin bir katkısı olarak kazandırmak
üzereyiz...
Ancak, Türkiye’nin böyle (ve daha da ağırlaşan)
bir türe dönüşmesi için iki-üç seçim ve iktidar
dönemi yetmez.
Bu amaçla, değiştiricilerin, çok yönlü savaş
vermesi gerekir.
Erdoğan iktidarı aslında bu çok yönlü savaşı
veriyor.
Başbakan hemen her cephede, günde birkaç
kez savaşıyor, nutuk atıyor, esiyor gürlüyor.
Hukuk, Yargı, Basın, Yasa, Anayasa,
Üniversite, Ekonomi...
Bütün bu üst kurumların hepsini değiştirmesi
gerekiyor, hem de köklü ve geri döndürülmesi çok
zor bir şekilde.
Kurmak istediği rejime uygun bir hukuki altyapı
oluşturacak..
Yargı mekanizmasını tamamen veya büyük
ölçüde kendisinden yapacak..
Basını bütünüyle şakşakçı, dinci yapacak..
Yasaları dönüştürecek..
İktidarını ve İslamiliği meşrulaştıracak ve
süreğen kılacak yeni bir anayasa yapacak..
Ekonomiyi, üniversiteleri...
Erdoğan ve çekirdek kadrosu biliyor ki, bütün
bunları iki üç seçim dönemine sığdırmak,
gerçekleştirmek mümkün değil...
Çünkü ülkenin bugüne kadarki, ileriye,
geleceğe, özgürlüğe doğru ve uygarlığın ve
dünyanın genel akışı doğrultusunda bütün “iyi”
kazanımları çok zahmetli oldu.
Bütün iyi kazanımların bir sahibi daha var: Halk,
seçmen...
Artık zamanımızda değiştirici güçleri halk ve
öncüleri... Demokrasi, saydamlık, katılım, bilgi
toplumu ve bilgi ekonomisi ve teknolojileri...
Türkiye bu genel akımın dışında kalamaz...
Ayrıca Türkiye, seçmeniyle ve dinamiğiyle hep
şaşırtmıştır.
Bugünkü iktidar güçleri de ya bu değişim içinde
kalacaklar ya da orada duramayacaklar.
Erdoğan, yukarıda saydığımız ana cephelerin
hepsinde büyük bir savaş veriyor.
“Komutan”ı izleyin, ne kadar yorgun olduğunu
göreceksiniz.
Bir “komutan”ın, bütün bu cephelerde savaşı
kazanması mümkün değil! Sürekli ön cephede
olması, hırçınlığı ve kızgınlığı, başaramayacağını
görmesinden ileri geliyor olabilir...
Çünkü her savaştığı konu veya alan, başlı
başına 85 yıllık bir birikimin “kalesi”dir!
Türkiye, Erdoğan ve ekibinin “radikal İslami
renkli rejim değişikliği vizyonunu” kaldırabilecek bir
düşünsel anlayışta değil...
İktidarda olmak veya olmamak: Türkiye’de iklimi
180 derece değiştirecek mihenk noktası... Bu
ülke Erbakan ve Özal iktidarlarını da yaşadı!
Karamsarlık rüzgârları, bugünkünden daha az
değildi!
AKP sonrası Türkiye’nin gerçekten daha
demokratik, daha sivil, daha güvenli, daha ileriyi
düşünen, daha hukuki ve daha sosyal ve hakça
bir düzene kavuşacağını ummalıyız.
CUMOK’ları bir arada tutan düşüncenin
harcında bu umut yatıyor.
Her şey yeniden başlıyor ve yaşanıyor...
Hemen her gün...
Çubukçu’dan
katsayı yorumu
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Mil-
li Eğitim Bakanõ Nimet
Çubukçu, özel bir tel-
evizyon kanalõna yaptõ-
ğõ açõklamada, Danõş-
tay’õn YÖK’ün üniver-
siteye girişte katsayõ
farkõnõ kaldõran kararõ-
nõn yürütmesini dur-
durmasõyla ilgili ko-
nuştu. Çubukçu, “Bu
kararõ alma yetkisi
YÖK’ündür. Bu kararõ
nasõl ki karar alarak ge-
tirdiyse, 10 yõl sonra da
karar alarak katsayõyõ
kaldõrabilir. Buna yet-
kisinin olmadõğõnõ id-
dia etmek bir kere hu-
kuka uygun bir tavõr
değil” dedi.
DTP üyelerine
inceleme
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakõr Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ, DTP’li 99
belediye başkanõ ve 10 il
genel meclis başkanõ
adõna yapõlan basõn
açõklamasõyla ilgili ince-
leme başlattõ. İki gün
önce DTP Diyarbakõr İl
Başkanlõğõ önünde ger-
çekleştirilen basõn açõk-
lamasõyla ilgili görüntü
dökümlerini Emniyet
Müdürlüğü’nden isteyen
savcõlõk, suç unsuru tes-
pit edilmesi halinde, 99
DTP’li belediye başkanõ
ve 10 il genel meclisi
başkanõ hakkõnda, “Te-
rör örgütünün propagan-
dasõnõ yapmak” suçun-
dan soruşturma başlata-
cağõnõ duyurdu.
ATK üyeliğine
görevlendirme
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Adli
Tõp Kurumu (ATK) 2.
Adli Tõp İhtisas Kurulu
Nöroloji üyeliğine,
Düzce Üniversitesi Tõp
Fakültesi Dahili Tõp Bi-
limleri Bölümü Nörolo-
ji Anabilim Dalõ Öğre-
tim Üyesi Doç. Dr. Ab-
dulkadir Koçer görev-
lendirildi. Karar Resmi
Gazete’nin dünkü sayõ-
sõnda yayõmlandõ.
Genel Müdür
seçilecek
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Ba-
sõn İlan Kurumu Genel
Müdürü Ertan Cil-
lov’un emekliye ayrõl-
masõyla boşalan 3 genel
müdürlüğe aday olmak
isteyenlerin 9 Aralõk
Çarşamba günü mesai
bitimine kadar başvur-
malarõ gerekiyor. Aday-
lar, kurum merkezinde
bulunan Koordinasyon
ve İdare Müdürlüğü’ne
yazõlõ ve şahsen başvu-
rabilecek. Kurul, gizli
oyla üç aday seçecek.
Bu üç adayõn durumlarõ
müşterek imzalõ bir tu-
tanağa geçirilecek ve
belgeler, genel müdü-
rün atanmasõ için hükü-
mete gönderilecek.
Sorgu sürüyor
ERZİNCAN
(AA) - Erzincan İl Em-
niyet Müdürlüğü’nden
alõnan bilgiye göre,
“Ergenekon” soruştur-
masõ kapsamõnda göz-
altõna alõnan, MİT Er-
zincan Şube Başkanõ
Ş.D’nin de aralarõnda
bulunduğu 3 MİT men-
subunun emniyetteki
sorgulamalarõna devam
edildi. 4 Aralõk’ta Er-
zincan MİT lojmanla-
rõnda, söz konusu kişi-
lerin evlerinde Erzu-
rum Özel Yetkili Cum-
huriyet Savcõsõ nezare-
tinde yapõlan aramada
bilgisayar ve CD’lere
el konulmuştu.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Emekli Bü-
yükelçi Taner Baytok, iktidarõn Kõbrõs konu-
sunda hedefleri ve stratejileri belirlenmiş bir
politika izlemek yerine, kendini rüzgârõn yönü-
ne bõrakmõş politikalarõn peşine düştüğünü söy-
ledi. Ege Üniversitesi’nde “Türk Diplomasisi
ve Türk Diplomatları” başlõklõ seminer veren
Baytok, “Bir gazetenin ‘Ya taksim, ya ölüm’
sloganı işi başlatmış ve bir süre de götürm-
üştür. Yunan cuntasının ve Kıbrıs’taki
Sampson’un Makarios’u devirme girişimi
ayağımıza kadar büyük bir şans getirmiş,
ancak askeri zaferi, diplomasi ile tamamla-
mak maalesef mümkün olamamıştır.”
‘AKP Kıbrıs’ı
rüzgâra bıraktı’
? Anlaşmadan oldukça
uzaktayõz. Keşke bir anlaşma
olabilse. Anlaşmayõ herkes
istiyor. Tüm tutanaklarõ
okuyan biri olarak yargõnõn
dõşõnda hiçbir konuda
anlaşma olmadõğõnõ
söyleyebileceğini kaydetti.
? Türkiye’nin desteğine çok önem
veriyoruz. 1975’ten 2008’e kadar
anavatandan KKTC’ye toplam 4
milyar dolar aktarõldõ. Rumlarõn
sadece 2009 yõlõ içinde AB’den 3
milyar dolarlõk kredi temin etmiş
olduğunu söylersem çok daha
kolay bir karşõlaştõrma yapõlabilir.
HASAN ERİŞ
1968’den bu yana devam eden gö-
rüşmeleri izleyerek saçlarõnõn beyaz-
ladõğõnõ söyleyen Ulusal Birlik Parti-
si Genel Başkanõ ve Kuzey Kõbrõs Türk
Cumhuriyeti Başbakanõ Dr. Derviş
Eroğlu, Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali
Talat tarafõndan sürdürülen son mü-
zakere sürecinde yayõlmak istenen
iyimserliğe karşõn yargõnõn dõşõnda
hiçbir konuda anlaşma olmadõğõnõ be-
lirtti. Kendisinin cumhurbaşkanõ ol-
masõ durumunda da müzakereleri sür-
düreceğini söyleyen Eroğlu, Rum ta-
rafõnõn buna istekli olmadõğõnõ vurgu-
layarak, “Biz anlaşmaya mahkûm
değiliz. Devletimiz var. Ama istiyo-
ruz. Rum da istiyorsa hissettirsin”
dedi. Eroğlu, Lefkoşa’da Türkiye’den
bir grup ekonomi muhabiri ile yaptõ-
ğõ görüşmede şunlarõ vurguladõ:
Türkiye evet dedirtti Ben bu
görüşmeleri seyrede seyrede yaşlan-
dõm. Saçlarõm beyazladõ. 1968’de
başladõ. Şimdiye kadar birçok anlaş-
ma metni ortaya çõktõ. Peres de Cuel-
lar, Gali Fikirler Dizisi ki 91 madde-
sine doğrudan ‘evet’ demiştik, Annan
Planõ gibi. Hepsine ‘evet’ dedik, on-
lar yaklaşmadõ. Benim anlaşmaya
karşõ olduğumu söylüyorlar. Ben mü-
zakerelerin karşõsõnda değilim. Ama bu
her şeyi kabul etme anla-
mõna gelmez. Ben baş-
bakan iken kapõlarõ açan
kişiyim. Türkiye’nin de
Annan Planõ’na bile
‘evet’ dedirttiğini dik-
kate alõrsak, Türk tarafõ-
nõn niyeti ortadadõr.
Yargının dışında
anlaşma yok
Rumlarõn uz-
laşmazlõğõ-
nõ dünya-
ya göste-
receği-
m i z
z a -
manda, Cumhurbaşkanõ Talat yeniden
görüşmelere başladõ. Çözüme yak-
laştõk deniyor. Ama tüm tutanaklarõ
okuyan biri olarak yargõnõn dõşõnda
hiçbir konuda anlaşma olmadõğõnõ
söyleyebilirim. Çözüme yaklaştõk de-
niyor. Ama bunun bir kõsmõnõn Cum-
hurbaşkanlõğõ seçimine yönelik me-
sajlar olduğunu düşünüyorum.
Keşke anlaşma olabilse An-
laşmadan oldukça uzaktayõz. Keşke
bir anlaşma olabilse. Anlaşmayõ her-
kes istiyor. Ama şekli nasõl olacak?
Altõ nasõl doldurulacak? Temenniye
karşõn anlaşma noktasõna çok uzak
olunduğunu söylemek isterim.
Dağların eteğine yerleşim
olmaz Şu dağlarõn altõna (Beş Par-
mak Dağlarõ’nõ gösteriyor) ev yapõp
yerleşeceksin. Ne yiyecek, ne içe-
ceksin. Aradan 35 yõl geçti.
Ama Rumlar bunda çok
õsrarlõ. Dönmek is-
tiyor veya bütün
Rum mallarõnõ...
Türkiye’den
gelenler kalır
Müzakere masasõn-
da Rum tarafõ, KKTC’ye Türkiye’den
gelenlerin geri gönderilmesi husu-
sunda da õsrarlõ. Halbuki Güney’de 70
bin Pontus, 100 binden fazla Yuna-
nistanlõ, 30 bin Rus, 20 bin Maronit,
3 bin Kürt, 15 bin Sri Lankalõ, toplam
233 bin yabancõ var. KKTC bir dev-
lettir, bu ülkede yaşamak isteyenlere
ikamet izni verebilir. Güney’in bu ko-
nuda yorum yapma hakkõ yoktur.
Cumhurbaşkanı olursam
Aday olursam, seçilirsem, anlaşma ol-
mazsa iki devlet yan yana ilişkilerini
sürdürür. Başka seçenek yok. İyi ni-
yetle müzakerelerin devam etmesini
temenni ediyoruz. Ama koptuğu an-
dan itibaren Rum da bütün dünya da
bilecek ki artõk herkesin kendi yolu-
na gitmesi gerekir.
Bizimle niye anlaşsınlar Yu-
nanistan ve Kõbrõs’õn Türkiye’nin
AB üyeliğinde veto silahõ var. “Bi-
zimle neyi, niye paylaşsın” sorusu so-
rulduğu zaman Rum’un uzlaşmama
tarafõnda olduğunu anlarsõnõz. Biz
anlaşmaya mahkûm değiliz. Devleti-
miz var. Ama İstiyoruz. Rum da isti-
yorsa hissettirsin.
İ
zolasyonun KKTC ekonomisi üzerindeki
olumsuz etkilerini anlatan Kuzey Kõbrõs
Türk Cumhuriyeti Başbakanõ Dr. Derviş
Eroğlu, Türkiye’nin desteğinin devamõna çok
önem verdiklerini söyledi. Eroğlu, hükümetinin
6 aylõk icraatõnõ anlattõ:
Türkiye’nin desteği çok önemli
KKTC’nin borçlanma gereği için ihtiyaç duydu-
ğu kaynağõ borçlanõlabilecek tek ülke Türkiye.
Sağladõğõ kaynağa da faiz işletilmiyor. Bu deste-
ğin devamõ önemli. Türkiye’nin hükümetin uy-
gulamaya koyduğu 3 yõllõk Kamunun Etkinliği-
nin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Arttõrõl-
masõ Programõ’nõ destekleyecek olmasõ, elektrik
ve su projeleri hariç 2 milyar 584 milyon lira
düzeyinde bir kaynakla her türlü teknik desteği
sağlayacak olmasõ KKTC için çok önemlidir.
Buna karşõlõk Rumlar tüm dünyadan ve AB’den
kaynak sağlayabiliyor. 1975’ten 2004 yõlõna ka-
dar yani 30 yõlda anavatandan KKTC’ye toplam
2.2 milyar dolar aktarõldõ. 1975’ten 2008’e ka-
dar ise bu rakam 4 milyar dolara yakõndõr. Rum
Yönetimi’nin sadece 2009 yõlõ içinde Avrupa
Birliği’nden 3 milyar dolarlõk kredi temin etmiş
olduğunu söylersem sanõrõm çok daha kolay bir
karşõlaştõrma yapma şansõnõz olur.
Anavatandan 3 milyar dolar Türkiye
ile imzalanan ve 2010, 2011 ve 2012 yõllarõnõ
kapsayan protokol çerçevesinde 3 yõlda reel sek-
tör ve altyapõ projelerine toplam 3 milyar liraya
yakõn kaynak aktarõlacak. Yanõ sõra, Dragon Ça-
yõ’ndan KKTC’ye su getirilmesi projesi hayata
geçirilecek. Projenin bütçesi yaklaşõk 500 mil-
yon dolar. Aynõ proje kapsamõnda ve yine aynõ
güzergâhla, daha ucuz maliyetli elektriğin
KKTC’ye getirilmesi de tartõşõlõyor.
1.5 milyor dolarlık açık Küresel krize
karşõn Türkiye’den gerçekleştirilen 1 milyar do-
larlõk bölümle birlikte yõllõk ithalatõmõz 1.5 mil-
yar dolar düzeyini koruyor. (1 milyar 681 milyon
dolar) İthalatõ Türkiyeden yapõp Türkiye ile bir-
likte 3. ülkelere ihracat yapmak istiyoruz.
(KKTC’nin toplam yõllõk ihracatõ 84 milyon, dõş
ticaret açõğõ 1 milyar 597 milyon dolar.)
Serbest bölgeler, yeni teşvikler Ser-
best bölge projesiyle ilgili yasa tasarõsõ Meclis’e
sunuldu. Yasa kapsamõnda faaliyet gösterecek
olan firmalara gelir vergisi muafiyeti, ihracat
teşvik kredileri ve istihdam üzerindeki vergilere
yönelik yüzde 10 oranõnda prim desteği sağlana-
cak. Bunlar bölgedeki diğer ülkelerdeki serbest
bölgelerin içerdiği avantajlarõn üzerinde.
Yeşil hat tüzüğü Güney Kõbrõs ile ticareti
düzenleyen yeşil hat tüzüğü önemli bir ekono-
mik alan meydana getirildi. Bu düzenleme çer-
çevesinde Güney Kõbrõs piyasasõna erişim imkâ-
nõ olmayan Türk ürünleri Kuzey Kõbrõs’ta işle-
nerek Güney Kõbrõs’a satõlabiliyor.
Lokomotif sektörler KKTC’nin loko-
motif sektörleri eğitim ve turizm. Ancak krizin
ve Türkiye’de üniversite sayõsõnõn 130’u bul-
masõ nedeniyle bu yõl beklediğimiz öğrenci sa-
yõsõna ulaşamadõk.
Gayrimenkulde stok büyük Gayri-
menkulde 10 bin civarõnda stok var. Uluslarara-
sõ davalar açõldõkça satõşlar durakladõ.
Türkiye’den bu yıl 900 milyon lira
KKTC Maliye Bakanõ Ersin Tatar da giderleri
2.7 milyar liradan 2.6 milyar liraya indirdiklerini,
1 milyar liralõk açõk bulunduğunu, bunun yakla-
şõk 900 milyon lirasõnõn Türkiye’den, geri kalanõ-
nõn da başka tedbirlerle karşõlanacağõnõ anlattõ.
‘Anlaşmadan uzaktayõz’
‘Ekonomi Türkiye ile ayakta’
‘Bir gün anlaşma olur diye bekleye bekleye saçlarõm beyazladõ’ diyen
KKTC Başbakanõ Dr. Derviş Eroğlu’na göre bu kez de pek ümit yok
? Çözüme yaklaştõk deniyor. Ama
bunun bir kõsmõnõn
Cumhurbaşkanlõğõ seçimine
yönelik mesajlar olduğunu
düşünüyorum. Anlaşma olmazsa
bunun son olmasõ lazõm. Bu son
şans ise anlaşma olursa olur.
Olmazsa herkes yoluna gider.
‘Artõk bu
son şans’
‘KENDİ DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKALIM’
? Rum’un bütün taktiği Türkiye’nin AB yolunu tõkamak. Ya da
Türkiye’nin önünü açarmõş gibi ayak oyunlarõyla Türkiye’nin Kõb-
rõs Cumhuriyeti’ni tanõmasõnõ sağlamak. Onlarõn bütün oyunlarõ bu.
?Anlaşma olur mu olmaz mõ tartõşmasõndan ziyade, kendi devle-
timize sahip çõkmamõz, ekonomimizi güçlendirmemiz, bu çatõ al-
tõnda yaşayan vatandaşlarõmõzõn refahõnõ arttõrmamõz lazõm. Bugün
için en büyük sorunumuz budur.
? Kõbrõs konusu artõk hukuki değil siyasi bir konudur. Artõk bu
gerçeği kabul edelim.
obursali@cumhuriyet.com.tr