24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Herkes yoluna gider Bence müzakereler devam eder. 68’den bu yana devam ediyor. Ama ilanihaye devam etmemesi lazõm. Anlaşma ol- mazsa bunun son olmasõ la- zõm. Çünkü bu son şans ise anlaşma olursa olur. Olmazsa herkes yoluna gider. Tayyip Bey de böyle düşünür Konuyla ilgili Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan ile ben görüşmedim. Cumhur- başkanõ Talat, sayõn Cumhur- başkanõ’yla görüştü, Başba- kan’la görüştü. Başbakan’la özel görüştü sayõn Talat... Bu- nu da anlamak zor. Dolayõsõyla sayõn Başbakan’õn geçmişte ol- duğu gibi müzakerelerin ilani- haye devam etmesinden yana olduğunu düşünmüyorum. Bu benim şahsi görüşüm. Müzakereler kesilirse Müzakereler kesilirse ne olur? ABD ve Türkiye de dahil, dünyada ekonomik sorun ol- mayan ülke yok. Biz yõllarca, bir anlaşma olsun cümlesiyle masaya oturduk. İstemek baş- ka, anlaşmaya varmak başka. Sadece sizin arzunuzla olmaz. Ama herkesin son şans dediği bu müzakerelerde, eğer Hris- tofyas katõ tutumunu devam ettirir, bizi bu topraklarda ya- şatmayacak önerilerle müza- kereleri devam ettirmeye çalõ- şõrsa, herhalde bunun da bir sonu olmasõ lazõm... Müzakere tanınma- nın engelidir Ama ambar- go altõnda olan biziz. Dolayõ- sõyla müzakereler devam etti- ği sürece siz kimseye beni ta- nõyõn diyemezsiniz. Müzake- reler devam ederken, sizi niye tanõyayõm. Sizi tanõdõğõm an- da müzakereyi torpillemiş olurum düşüncesiyle insanlar bizi tanõmaktan uzaklar. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2009 PAZARTESİ 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI CUMOK’ların Arasında! İlhan Selçuk İçin Cumhuriyet okurlarının oluşturdukları gönüllü dayanışma birliktelikleri CUMOK’un ilk kuruluşundan bu yana 14 yıl geçmiş. İstanbul’da iki CUMOK var, oluşumlarının yıldönümüne ilişkin toplantılar düzenlediler, ikisinin de davetine katıldım. Cumhuriyet okurları cesur insanlar, aydın ve yurtseverler; gazetelerinin yanında, pırıl pırıl, dost, özverili, birikimli ve alçakgönüllü... Ve hepsinden önemlisi: Mücadeleci. Şüphesiz, ortak sorun, Türkiye’nin laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak kalıp kalmayacağı... Daha doğrusu, bu saydıklarımız zaten yarım yamalak varlar: Acaba, Cumhuriyet’in bütün bu nitelikleri gelişecek, olgunlaşacak ve daha sağlam temellere mi kavuşacak? Yoksa bu niteliklerden biri, birkaçı veya hepsi daha gerileyecek ve Türkiye uygarlık ayarı daha düşük ülkeler arasında mı yer alacak? İktidarın başı Erdoğan’ın otoriter kişiliği endişe veriyor. Dini referansı güçlü Başbakan’ın yaratmak istediği “yeni ülke / yeni rejim / yönetim tarz”nın uygulamalarını ve sonuçlarını eskiden salt biz tartışırdık, şimdi ise bütün dünya tartışmaya başladı! Konulan en yumuşak teşhis: Otoriter bir demokrasi ve buna uygun parlamentarizm... Otoriter demokrasi, onu uygulayan parti, lider ve düşünce iklimine göre biçimlenir her zaman. Eh, Erdoğan ve çekirdek ekibi ile partinin genel eğilimlerini bildiğimize göre! Ülkemizin içine daha çok sokulmak istenen rejime, İslami Otoriter Demokratik Cumhuriyet gibi ucube bir sıfatı, dünya siyasal rejimler literatürüne, Türkiye’nin bir katkısı olarak kazandırmak üzereyiz... Ancak, Türkiye’nin böyle (ve daha da ağırlaşan) bir türe dönüşmesi için iki-üç seçim ve iktidar dönemi yetmez. Bu amaçla, değiştiricilerin, çok yönlü savaş vermesi gerekir. Erdoğan iktidarı aslında bu çok yönlü savaşı veriyor. Başbakan hemen her cephede, günde birkaç kez savaşıyor, nutuk atıyor, esiyor gürlüyor. Hukuk, Yargı, Basın, Yasa, Anayasa, Üniversite, Ekonomi... Bütün bu üst kurumların hepsini değiştirmesi gerekiyor, hem de köklü ve geri döndürülmesi çok zor bir şekilde. Kurmak istediği rejime uygun bir hukuki altyapı oluşturacak.. Yargı mekanizmasını tamamen veya büyük ölçüde kendisinden yapacak.. Basını bütünüyle şakşakçı, dinci yapacak.. Yasaları dönüştürecek.. İktidarını ve İslamiliği meşrulaştıracak ve süreğen kılacak yeni bir anayasa yapacak.. Ekonomiyi, üniversiteleri... Erdoğan ve çekirdek kadrosu biliyor ki, bütün bunları iki üç seçim dönemine sığdırmak, gerçekleştirmek mümkün değil... Çünkü ülkenin bugüne kadarki, ileriye, geleceğe, özgürlüğe doğru ve uygarlığın ve dünyanın genel akışı doğrultusunda bütün “iyi” kazanımları çok zahmetli oldu. Bütün iyi kazanımların bir sahibi daha var: Halk, seçmen... Artık zamanımızda değiştirici güçleri halk ve öncüleri... Demokrasi, saydamlık, katılım, bilgi toplumu ve bilgi ekonomisi ve teknolojileri... Türkiye bu genel akımın dışında kalamaz... Ayrıca Türkiye, seçmeniyle ve dinamiğiyle hep şaşırtmıştır. Bugünkü iktidar güçleri de ya bu değişim içinde kalacaklar ya da orada duramayacaklar. Erdoğan, yukarıda saydığımız ana cephelerin hepsinde büyük bir savaş veriyor. “Komutan”ı izleyin, ne kadar yorgun olduğunu göreceksiniz. Bir “komutan”ın, bütün bu cephelerde savaşı kazanması mümkün değil! Sürekli ön cephede olması, hırçınlığı ve kızgınlığı, başaramayacağını görmesinden ileri geliyor olabilir... Çünkü her savaştığı konu veya alan, başlı başına 85 yıllık bir birikimin “kalesi”dir! Türkiye, Erdoğan ve ekibinin “radikal İslami renkli rejim değişikliği vizyonunu” kaldırabilecek bir düşünsel anlayışta değil... İktidarda olmak veya olmamak: Türkiye’de iklimi 180 derece değiştirecek mihenk noktası... Bu ülke Erbakan ve Özal iktidarlarını da yaşadı! Karamsarlık rüzgârları, bugünkünden daha az değildi! AKP sonrası Türkiye’nin gerçekten daha demokratik, daha sivil, daha güvenli, daha ileriyi düşünen, daha hukuki ve daha sosyal ve hakça bir düzene kavuşacağını ummalıyız. CUMOK’ları bir arada tutan düşüncenin harcında bu umut yatıyor. Her şey yeniden başlıyor ve yaşanıyor... Hemen her gün... Çubukçu’dan katsayı yorumu ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Mil- li Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu, özel bir tel- evizyon kanalõna yaptõ- ğõ açõklamada, Danõş- tay’õn YÖK’ün üniver- siteye girişte katsayõ farkõnõ kaldõran kararõ- nõn yürütmesini dur- durmasõyla ilgili ko- nuştu. Çubukçu, “Bu kararõ alma yetkisi YÖK’ündür. Bu kararõ nasõl ki karar alarak ge- tirdiyse, 10 yõl sonra da karar alarak katsayõyõ kaldõrabilir. Buna yet- kisinin olmadõğõnõ id- dia etmek bir kere hu- kuka uygun bir tavõr değil” dedi. DTP üyelerine inceleme DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, DTP’li 99 belediye başkanõ ve 10 il genel meclis başkanõ adõna yapõlan basõn açõklamasõyla ilgili ince- leme başlattõ. İki gün önce DTP Diyarbakõr İl Başkanlõğõ önünde ger- çekleştirilen basõn açõk- lamasõyla ilgili görüntü dökümlerini Emniyet Müdürlüğü’nden isteyen savcõlõk, suç unsuru tes- pit edilmesi halinde, 99 DTP’li belediye başkanõ ve 10 il genel meclisi başkanõ hakkõnda, “Te- rör örgütünün propagan- dasõnõ yapmak” suçun- dan soruşturma başlata- cağõnõ duyurdu. ATK üyeliğine görevlendirme ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Adli Tõp Kurumu (ATK) 2. Adli Tõp İhtisas Kurulu Nöroloji üyeliğine, Düzce Üniversitesi Tõp Fakültesi Dahili Tõp Bi- limleri Bölümü Nörolo- ji Anabilim Dalõ Öğre- tim Üyesi Doç. Dr. Ab- dulkadir Koçer görev- lendirildi. Karar Resmi Gazete’nin dünkü sayõ- sõnda yayõmlandõ. Genel Müdür seçilecek ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Ba- sõn İlan Kurumu Genel Müdürü Ertan Cil- lov’un emekliye ayrõl- masõyla boşalan 3 genel müdürlüğe aday olmak isteyenlerin 9 Aralõk Çarşamba günü mesai bitimine kadar başvur- malarõ gerekiyor. Aday- lar, kurum merkezinde bulunan Koordinasyon ve İdare Müdürlüğü’ne yazõlõ ve şahsen başvu- rabilecek. Kurul, gizli oyla üç aday seçecek. Bu üç adayõn durumlarõ müşterek imzalõ bir tu- tanağa geçirilecek ve belgeler, genel müdü- rün atanmasõ için hükü- mete gönderilecek. Sorgu sürüyor ERZİNCAN (AA) - Erzincan İl Em- niyet Müdürlüğü’nden alõnan bilgiye göre, “Ergenekon” soruştur- masõ kapsamõnda göz- altõna alõnan, MİT Er- zincan Şube Başkanõ Ş.D’nin de aralarõnda bulunduğu 3 MİT men- subunun emniyetteki sorgulamalarõna devam edildi. 4 Aralõk’ta Er- zincan MİT lojmanla- rõnda, söz konusu kişi- lerin evlerinde Erzu- rum Özel Yetkili Cum- huriyet Savcõsõ nezare- tinde yapõlan aramada bilgisayar ve CD’lere el konulmuştu. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Emekli Bü- yükelçi Taner Baytok, iktidarõn Kõbrõs konu- sunda hedefleri ve stratejileri belirlenmiş bir politika izlemek yerine, kendini rüzgârõn yönü- ne bõrakmõş politikalarõn peşine düştüğünü söy- ledi. Ege Üniversitesi’nde “Türk Diplomasisi ve Türk Diplomatları” başlõklõ seminer veren Baytok, “Bir gazetenin ‘Ya taksim, ya ölüm’ sloganı işi başlatmış ve bir süre de götürm- üştür. Yunan cuntasının ve Kıbrıs’taki Sampson’un Makarios’u devirme girişimi ayağımıza kadar büyük bir şans getirmiş, ancak askeri zaferi, diplomasi ile tamamla- mak maalesef mümkün olamamıştır.” ‘AKP Kıbrıs’ı rüzgâra bıraktı’ ? Anlaşmadan oldukça uzaktayõz. Keşke bir anlaşma olabilse. Anlaşmayõ herkes istiyor. Tüm tutanaklarõ okuyan biri olarak yargõnõn dõşõnda hiçbir konuda anlaşma olmadõğõnõ söyleyebileceğini kaydetti. ? Türkiye’nin desteğine çok önem veriyoruz. 1975’ten 2008’e kadar anavatandan KKTC’ye toplam 4 milyar dolar aktarõldõ. Rumlarõn sadece 2009 yõlõ içinde AB’den 3 milyar dolarlõk kredi temin etmiş olduğunu söylersem çok daha kolay bir karşõlaştõrma yapõlabilir. HASAN ERİŞ 1968’den bu yana devam eden gö- rüşmeleri izleyerek saçlarõnõn beyaz- ladõğõnõ söyleyen Ulusal Birlik Parti- si Genel Başkanõ ve Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti Başbakanõ Dr. Derviş Eroğlu, Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat tarafõndan sürdürülen son mü- zakere sürecinde yayõlmak istenen iyimserliğe karşõn yargõnõn dõşõnda hiçbir konuda anlaşma olmadõğõnõ be- lirtti. Kendisinin cumhurbaşkanõ ol- masõ durumunda da müzakereleri sür- düreceğini söyleyen Eroğlu, Rum ta- rafõnõn buna istekli olmadõğõnõ vurgu- layarak, “Biz anlaşmaya mahkûm değiliz. Devletimiz var. Ama istiyo- ruz. Rum da istiyorsa hissettirsin” dedi. Eroğlu, Lefkoşa’da Türkiye’den bir grup ekonomi muhabiri ile yaptõ- ğõ görüşmede şunlarõ vurguladõ: Türkiye evet dedirtti Ben bu görüşmeleri seyrede seyrede yaşlan- dõm. Saçlarõm beyazladõ. 1968’de başladõ. Şimdiye kadar birçok anlaş- ma metni ortaya çõktõ. Peres de Cuel- lar, Gali Fikirler Dizisi ki 91 madde- sine doğrudan ‘evet’ demiştik, Annan Planõ gibi. Hepsine ‘evet’ dedik, on- lar yaklaşmadõ. Benim anlaşmaya karşõ olduğumu söylüyorlar. Ben mü- zakerelerin karşõsõnda değilim. Ama bu her şeyi kabul etme anla- mõna gelmez. Ben baş- bakan iken kapõlarõ açan kişiyim. Türkiye’nin de Annan Planõ’na bile ‘evet’ dedirttiğini dik- kate alõrsak, Türk tarafõ- nõn niyeti ortadadõr. Yargının dışında anlaşma yok Rumlarõn uz- laşmazlõğõ- nõ dünya- ya göste- receği- m i z z a - manda, Cumhurbaşkanõ Talat yeniden görüşmelere başladõ. Çözüme yak- laştõk deniyor. Ama tüm tutanaklarõ okuyan biri olarak yargõnõn dõşõnda hiçbir konuda anlaşma olmadõğõnõ söyleyebilirim. Çözüme yaklaştõk de- niyor. Ama bunun bir kõsmõnõn Cum- hurbaşkanlõğõ seçimine yönelik me- sajlar olduğunu düşünüyorum. Keşke anlaşma olabilse An- laşmadan oldukça uzaktayõz. Keşke bir anlaşma olabilse. Anlaşmayõ her- kes istiyor. Ama şekli nasõl olacak? Altõ nasõl doldurulacak? Temenniye karşõn anlaşma noktasõna çok uzak olunduğunu söylemek isterim. Dağların eteğine yerleşim olmaz Şu dağlarõn altõna (Beş Par- mak Dağlarõ’nõ gösteriyor) ev yapõp yerleşeceksin. Ne yiyecek, ne içe- ceksin. Aradan 35 yõl geçti. Ama Rumlar bunda çok õsrarlõ. Dönmek is- tiyor veya bütün Rum mallarõnõ... Türkiye’den gelenler kalır Müzakere masasõn- da Rum tarafõ, KKTC’ye Türkiye’den gelenlerin geri gönderilmesi husu- sunda da õsrarlõ. Halbuki Güney’de 70 bin Pontus, 100 binden fazla Yuna- nistanlõ, 30 bin Rus, 20 bin Maronit, 3 bin Kürt, 15 bin Sri Lankalõ, toplam 233 bin yabancõ var. KKTC bir dev- lettir, bu ülkede yaşamak isteyenlere ikamet izni verebilir. Güney’in bu ko- nuda yorum yapma hakkõ yoktur. Cumhurbaşkanı olursam Aday olursam, seçilirsem, anlaşma ol- mazsa iki devlet yan yana ilişkilerini sürdürür. Başka seçenek yok. İyi ni- yetle müzakerelerin devam etmesini temenni ediyoruz. Ama koptuğu an- dan itibaren Rum da bütün dünya da bilecek ki artõk herkesin kendi yolu- na gitmesi gerekir. Bizimle niye anlaşsınlar Yu- nanistan ve Kõbrõs’õn Türkiye’nin AB üyeliğinde veto silahõ var. “Bi- zimle neyi, niye paylaşsın” sorusu so- rulduğu zaman Rum’un uzlaşmama tarafõnda olduğunu anlarsõnõz. Biz anlaşmaya mahkûm değiliz. Devleti- miz var. Ama İstiyoruz. Rum da isti- yorsa hissettirsin. İ zolasyonun KKTC ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini anlatan Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti Başbakanõ Dr. Derviş Eroğlu, Türkiye’nin desteğinin devamõna çok önem verdiklerini söyledi. Eroğlu, hükümetinin 6 aylõk icraatõnõ anlattõ: Türkiye’nin desteği çok önemli KKTC’nin borçlanma gereği için ihtiyaç duydu- ğu kaynağõ borçlanõlabilecek tek ülke Türkiye. Sağladõğõ kaynağa da faiz işletilmiyor. Bu deste- ğin devamõ önemli. Türkiye’nin hükümetin uy- gulamaya koyduğu 3 yõllõk Kamunun Etkinliği- nin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Arttõrõl- masõ Programõ’nõ destekleyecek olmasõ, elektrik ve su projeleri hariç 2 milyar 584 milyon lira düzeyinde bir kaynakla her türlü teknik desteği sağlayacak olmasõ KKTC için çok önemlidir. Buna karşõlõk Rumlar tüm dünyadan ve AB’den kaynak sağlayabiliyor. 1975’ten 2004 yõlõna ka- dar yani 30 yõlda anavatandan KKTC’ye toplam 2.2 milyar dolar aktarõldõ. 1975’ten 2008’e ka- dar ise bu rakam 4 milyar dolara yakõndõr. Rum Yönetimi’nin sadece 2009 yõlõ içinde Avrupa Birliği’nden 3 milyar dolarlõk kredi temin etmiş olduğunu söylersem sanõrõm çok daha kolay bir karşõlaştõrma yapma şansõnõz olur. Anavatandan 3 milyar dolar Türkiye ile imzalanan ve 2010, 2011 ve 2012 yõllarõnõ kapsayan protokol çerçevesinde 3 yõlda reel sek- tör ve altyapõ projelerine toplam 3 milyar liraya yakõn kaynak aktarõlacak. Yanõ sõra, Dragon Ça- yõ’ndan KKTC’ye su getirilmesi projesi hayata geçirilecek. Projenin bütçesi yaklaşõk 500 mil- yon dolar. Aynõ proje kapsamõnda ve yine aynõ güzergâhla, daha ucuz maliyetli elektriğin KKTC’ye getirilmesi de tartõşõlõyor. 1.5 milyor dolarlık açık Küresel krize karşõn Türkiye’den gerçekleştirilen 1 milyar do- larlõk bölümle birlikte yõllõk ithalatõmõz 1.5 mil- yar dolar düzeyini koruyor. (1 milyar 681 milyon dolar) İthalatõ Türkiyeden yapõp Türkiye ile bir- likte 3. ülkelere ihracat yapmak istiyoruz. (KKTC’nin toplam yõllõk ihracatõ 84 milyon, dõş ticaret açõğõ 1 milyar 597 milyon dolar.) Serbest bölgeler, yeni teşvikler Ser- best bölge projesiyle ilgili yasa tasarõsõ Meclis’e sunuldu. Yasa kapsamõnda faaliyet gösterecek olan firmalara gelir vergisi muafiyeti, ihracat teşvik kredileri ve istihdam üzerindeki vergilere yönelik yüzde 10 oranõnda prim desteği sağlana- cak. Bunlar bölgedeki diğer ülkelerdeki serbest bölgelerin içerdiği avantajlarõn üzerinde. Yeşil hat tüzüğü Güney Kõbrõs ile ticareti düzenleyen yeşil hat tüzüğü önemli bir ekono- mik alan meydana getirildi. Bu düzenleme çer- çevesinde Güney Kõbrõs piyasasõna erişim imkâ- nõ olmayan Türk ürünleri Kuzey Kõbrõs’ta işle- nerek Güney Kõbrõs’a satõlabiliyor. Lokomotif sektörler KKTC’nin loko- motif sektörleri eğitim ve turizm. Ancak krizin ve Türkiye’de üniversite sayõsõnõn 130’u bul- masõ nedeniyle bu yõl beklediğimiz öğrenci sa- yõsõna ulaşamadõk. Gayrimenkulde stok büyük Gayri- menkulde 10 bin civarõnda stok var. Uluslarara- sõ davalar açõldõkça satõşlar durakladõ. Türkiye’den bu yıl 900 milyon lira KKTC Maliye Bakanõ Ersin Tatar da giderleri 2.7 milyar liradan 2.6 milyar liraya indirdiklerini, 1 milyar liralõk açõk bulunduğunu, bunun yakla- şõk 900 milyon lirasõnõn Türkiye’den, geri kalanõ- nõn da başka tedbirlerle karşõlanacağõnõ anlattõ. ‘Anlaşmadan uzaktayõz’ ‘Ekonomi Türkiye ile ayakta’ ‘Bir gün anlaşma olur diye bekleye bekleye saçlarõm beyazladõ’ diyen KKTC Başbakanõ Dr. Derviş Eroğlu’na göre bu kez de pek ümit yok ? Çözüme yaklaştõk deniyor. Ama bunun bir kõsmõnõn Cumhurbaşkanlõğõ seçimine yönelik mesajlar olduğunu düşünüyorum. Anlaşma olmazsa bunun son olmasõ lazõm. Bu son şans ise anlaşma olursa olur. Olmazsa herkes yoluna gider. ‘Artõk bu son şans’ ‘KENDİ DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKALIM’ ? Rum’un bütün taktiği Türkiye’nin AB yolunu tõkamak. Ya da Türkiye’nin önünü açarmõş gibi ayak oyunlarõyla Türkiye’nin Kõb- rõs Cumhuriyeti’ni tanõmasõnõ sağlamak. Onlarõn bütün oyunlarõ bu. ?Anlaşma olur mu olmaz mõ tartõşmasõndan ziyade, kendi devle- timize sahip çõkmamõz, ekonomimizi güçlendirmemiz, bu çatõ al- tõnda yaşayan vatandaşlarõmõzõn refahõnõ arttõrmamõz lazõm. Bugün için en büyük sorunumuz budur. ? Kõbrõs konusu artõk hukuki değil siyasi bir konudur. Artõk bu gerçeği kabul edelim. obursali@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear