24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 6 ARALIK 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 19 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Klişe ve Önyargıları Kırma Çabası Almanya’nın Gelsenkirchen kentinde “Türkiyeli Kadının, Türkiye ve Almanya’da Politik, Sosyal, Yasal ve Kültürel Konumu” başlıklı bir sempozyum yapıldı. Almanya’nın farklı bölgelerinden gelen Alman uzmanlara yönelik olması, bu toplantıyı farklı ve önemli kılıyordu. Gelsenkirchen Belediyesi’nin Uyum Sorumlusu Mehmet Ayas ve Belediyenin Kadınlar Sorumlusu Gaby Schafer yıl boyunca düzenledikleri çeşitli etkinliklerle Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmen kadınları yaşamın tüm alanlarına katmak için kolları sıvamışlar. Bu sempozyum, zincirin halkalarından biriydi. Aynı konulara iki ayrı perspektiften, Türkiye’den ve Almanya’dan bakınca önyargıları, klişeleri yıkmakta daha başarılı olabilirdik. Tek tip fotoğraf Alman politikacılarının ve Alman medyasının Türkiyeli göçmen kadınları hep belli klişelerle ele almaları, tek tip “fotoğrafı” yeniden ve yeniden üretip yaygınlaştırmaları, Almanya’dan sempozyuma katılanların ortak meselesiydi. Amaç bunu kırmaktı. Sanki Türkiyeli kadının türbandan başka sorunu yoktu! İki gün tam bir beyin fırtınası yaşandı. Sempozyumun açış konuşmasını yapmak görevi bana verilmişti. Orada da belirttiğim gibi Batı dünyası, kendi kadınları için asla göz yummayacağı ayrımcılığı, Türkiyeli kadınlar için kabullendikçe, bu klişelerden, bu önyargılardan kurtulamayacaktı. Örneğin “onların kültüründe şiddet olağan” deyip (sanki bu ülkede tek tip kültür var!) kadına yönelik şiddeti mazur görürseniz… “Onlar Müslüman, kızlar jimnastik dersine girmese de olur”, “Onlar Müslüman cuma çalışmasa da olur” derseniz… Her ama her konuda insanın kimliğinde, dine öncelik tanırsanız… (Neredeyse Almanya’da da “Türk yok Müslüman var” denecek!) bu klişe ve önyargılardan kurtulmak imkânsızdı. Oysa Almanya’da bu “tek tip” bakışı kırmak için mücadele verenler de vardı: Gelsenkirchen Belediye Başkanı Frank Baranowski ve Gaby Schafer’den, Essen Duisburg Üniversitesi’nden üç uzman Ursula Boos, Zehra İpşiroğlu ve Berim Uyar’a; Almanya Göçmen Kadınlar Birliği adına konuşan Deniz Sert’ten, sokaktaki gündelik “sıradan ırkçılığı” mizahla geri püskürten Tülay Polat’a birçok konuşmacı, taleplerinin Alman kadınların taleplerinden farksız olduğunu vurguluyordu. Yani eşit işe eşit ücret, daha çok sığınmaevi, daha çok kreş, ekonomik teşvik, eşit fırsat, eşten bağımsız oturma hakkı vb… Elbet, Alman yetkililer için bu gibi talepleri karşılamak zor, ama “türban” ve “namus cinayeti”yle ilgilenmek çok kolay! Sıralamada 12. ve 127. olmak… Türkiye’den üç katılımcı vardı: Çatışmalı alanlarda kadının konumunu Sosyolog Neşe Özgen, kadının siyasete katılımını KADER’den Rana Birden, toplumsal cinsiyet çalışmalarında eşitsizlikler, mücadeleler ve kazanımları “Uçan Süpürge” Başkanı Halime Güner anlattılar. İki gün boyunca aklımın gerisinde hep şu düşünce vardı: Göçmenlerin Almanya’ya uyum göstermesi ya da gösterememesinde elbet göçmenler kadar Alman yasalarının, Alman yetkililerin, Alman politikaların ve medyasının da rolü büyüktü. Ancak: Gelişmenin, uygarlığın başlıca göstergelerinden olan kadın erkek eşitliğinde, tüm dünya raporlarında Almanya 12. sırada, Türkiye 127. sırada… Ne dersiniz ufukta “uyum” görebiliyor musunuz siz??? Sohbet sıralarında Almanlar bana en çok hükümetin feminizme nasıl baktığını sordular. Bu hükümetin feminizmi “ahlaksızlık” olarak değerlendirdiğini söylediğimde çok şaştılar. E, hani bunlar çok demokrattı falan… Günaydıııııııııın… zeynep@zeyneporal.com faks: 0212.2571650 kultur@cumhuriyet.com.tr Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatrolarõ’nõn kuruluş yõldönümü birlikte kutlandõ 60. yõl için görkemli gala ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Devlet Opera ve Balesi ve Dev- let Tiyatrolarõ’nõn 60. kuruluş yõldö- nümü, özel bir gala gecesiyle kutlandõ. Opera Binasõ’ndaki geceye Cumhur- başkanõ Abdullah Gül ile eşi Hay- rünnisa Gül, Devlet Bakanõ ve Baş- bakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay ile eşi Gülten Günay, Milli Savunma Bakanõ Vecdi Gönül, Da- nõştay Başkanõ Mustafa Birden, Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker, bazõ milletvekilleri, davetliler ve sa- natçõlar katõldõ. Devlet Tiyatrolarõ Genel Müdürü Lemi Bilgin, tiyatronun yaşamõn te- melini oluşturan pek çok öğeyi bün- yesinde barõndõrdõğõnõ belirterek, “Kendimizi ve yaşadıklarımızı en iyi anlatabildiğimiz yer burasıdır. İn- sanlık bu sahnede kendini gör- mekte ve anlatmaktadır. Aslında It- ri de Çaykovski de aynı şeyi anlat- maktadır’’ dedi. 60 yõl önce sanat- çõlarõn ilk perdeyi açtõklarõnõ, ilk õşõk- larõ yaktõklarõnõ, ilk nota ve replikle- rin ardõndan 60 yõlõn geçtiğini dile ge- tiren Bilgin, sanatçõlara, “60 yıl geç- ti. Onlara çok şey borçluyuz” söz- leriyle hitap etti. Devlet Opera ve Balesi Genel Mü- dürü Rengim Gökmen de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türki- ye’de sanatõn temellerini attõğõnõ anõm- sattõ. Sanat kurumlarõnõn Türkiye Cumhuriyeti’nde hazõrlanmasõ ve yer- leşmesini Atatürk’ün sağladõğõnõ vur- gulayan Gökmen, “Sanatın önemini vurgulayan ve sanatçının adını ko- yan da Atatürk’tür” dedi. Gecede, ‘Aida’ operasõnõn ikinci perdesinden ‘Zafer’ sahnesi, Ali Berktay’õn ‘Kerbela’ adlõ oyunundan “Zatiye” sahnesi ile “This is Your Li- fe” adlõ bale gösterisi sunuldu. Daha sonra bir konuşma yapan Ba- kan Ertuğrul Günay, sözlerine, “Dev- let Tiyatromuzun ve Devlet Opera ve Balemizin kuruluşunun 60. yıl dönümünü hep birlikte idrak ettik. Burada bulunduğunuz için hepini- ze içtenlikle teşekkür ederim” di- yerek başladõ. “Değerli sanatçı arkadaşlarımız, farklı alanlardan, klasik, modern ve gelenekselin modernleştirilmiş bi- çimleriyle bize güzel etkinlikler sundular. Her birisi sahne aldığı alanda son derece başarılıydı. Bir şeyi itiraf etmem gerekiyor ki Tür- kiye Cumhuriyeti Devlet Tiyatro- su’nun ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Opera ve Balesi’nin 60. yıl dönümünde bence biraz daha fark- lı bir içerik görme hakkımız ve beklentimiz vardı” diyen Günay, Atatürk’ün sanata ve sanatçõya büyük önem verdiğini hatõrlattõ. Yeni bir dönem... Günay sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi yeni bir dönemin başında- yız. Biz bir yandan dünyada ev- rensel olarak bilinen sanat eserle- rini, geleneksel, modern, klasik eserleri en başarılı biçimde kendi sahnelerimizde icra ederken, bir yandan da kendi derin duygu dün- yamızdan gelen, kendi kültürü- müzden gelen, yerelden ulusala ve evrensele tatlar taşıyacak olan eser- ler üretme ve onları sahneye çı- karma konusunda derin bir sefer- berlik başlatma aşamasındayız. Mustafa Kemal Atatürk’ün sağlı- ğında sahnelenmek için hazırlanmış olan oyunları, operetleri, senfonileri düşünürsek, Onun yürüdüğü yolun devamının bizi böyle bir noktaya sevk ettiğini hep beraber sanıyorum ki hissedeceğiz.” Daha sonra, Cumhurbaşkanõ Gül ta- rafõndan, sanat yaşamõnda 60 yõlõnõ dolduran ustalara ödülleri ve arma- ğanlarõ sunuldu. Gül, burada yaptõğõ konuşmada, sözlerine, “Dile kolay tabii 60 yıl. As- lında bir hayat boyu demektir’’ diye başladõ. Cumhurbaşkanõ Gül, “Bir hayat boyu Türk kültür ve sa- natına büyük katkıları olan, değerli insanları, değerli sanatçıları tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum ve milletimiz adına da şükranlarımı su- nuyorum. Bundan sonraki hayat- larında da mutluluk, sağlık ve sıh- hat diliyorum” diye konuştu. ULUSLARARASI KÜRT SİNEMASI KONFERANSI Kürt sinemasını konumlandırmak... DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü- rosu) - Diyarbakõr Büyükşehir Bele- diyesi ve Diyarbakõr Sanat Merkezi or- taklõğõ ve İsveç Konsolosluğu’nun desteğiyle gerçekleşen ‘Uluslararası Kürt Sineması Konferansı’, önceki gün başladõ. Açõlõşõna Diyarbakõr Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Osman Baydemir, ilçe belediye başkanlarõnõn da katõldõğõ konferansta Bahman Gho- badi’nin ‘Yarım Ay’ filmi ilgiyle iz- lendi. Baydemir, Kürtlerin yaşamõş oldu- ğu topraklarõn sinema aracõlõğõyla bu konferans sayesinde temsiliyet buldu- ğunu belirterek “Yaşadıklarımızı sa- nat aracılığıyla ölümsüz kılabiliriz ki bu da Ortadoğu’da barışın yeşermesi için önemli bir adım olabilir” dedi. 13 Aralõk’ta sona erecek konferans dünyanõn değişik yerlerinden akade- misyen, yönetmen ve sinemacõlarõn ka- tõldõğõ metodolojik ve tematik iki otu- rumuyla kavramsal bir arayõşõn kapõ- larõnõ aralamayõ hedefliyor. Konferans kapsamõnda “6 Coğ- rafya 6 Film” başlõğõ altõnda Yarõm Ay (Bahman Ghobadi), Min Dît (Mi- raz Bêzar), Herman (Hisên Hesên Elî), Küçük Özgürlük (Yüksel Ya- vuz), David ve Leyla (Jalal Jonroy), Sõfõr Kilometre (Hîner Saleem) film- leri gösterilecek ve filmler üzerine yö- netmen ve film eleştirmenlerinin ka- tõlõmõyla film okumalarõ gerçekleşti- rilecek. İkiyüzlülük üzerine bir film 2. İtalyan Film Haftasõ Alkazar Sinemasõ’nda Ivano De Matteo’nun ‘Güzel İnsanlar’ filmiyle başladõ EGEMEN BERKÖZ Alkazar Sinemasõ’nda, 2. İtalyan Film Haftasõ / Medfilm Festival 2009’un açõlõşõndayõz. Medfilm’in kurucusu ve başkanõ Ginella Vocca, İstanbul İtalyan Kültür Merkezi Müdürü Gabriella For- tunato, festivalin ana sponsoru Vivi- dent’in verdiği Festival Özel Ödülü’nü alan Valentina Carnelutti ve yönetmen açõlõş filminin yönetmeni Ivano De Matteo’nun kõsa konuşmalarõyla başlõ- yor akşam. Ardõndan, genç yönetmenin günümüz İtalyan toplumuna sert bir eleştiri yö- nelttiği filmi La Bella Gente (Güzel İn- sanlar) gösteriliyor. Roma’da yaşayan, elli yaşlarõnda, neoliberal düşünceli çif- tin yolda bir erkekten dayak yediğini gör- dükleri genç fahişeyi kurtarmak için çift- lik evlerine alõşlarõyla başlayan; kõzõn varlõğõ onlarõ rahatsõz etmeye başlayõn- ca da eline biraz para ve onunla ilgile- necek bir kuruluşun adresini tutuşturup trene bindirişleriyle biten film sağlam bir senaryoya dayanan, iyi kotarõlmõş bir ya- põmdõ. De Matteo’nun bu ikinci uzun fil- minden sonra, izleyicilerin büyük bö- lümünün yönetmenle söyleşiye kalma- sõ filmin başarõsõnõn göstergesiydi. Matteo özetle filmi hakkõnda, “Bu filmde hepimizde olan ikiyüzlülüğü anlatmak istedim. Bir anlamda, bur- juva ahlakını eleştirdim. Filmim, Fransa’da katıldığı üç festivalde iki- şer ödül almasına karşın, ülkemde da- ğıtım kanallarında yer bulamadı. Bu yüzden öfkeliyim. Berlusconi İtalya- sı’nda herhangi bir şey yapabilmek için birini tanımanız gerekiyor. Ço- cuğunuzu okutabilmek için bile. Bu nedenle çocuğumun eğitimi konu- sunda kaygılıyım. Bunun en büyük so- rumlusu da televizyon kanalları. Tel- evizyon gençleri çok yanlış eğitiyor, yönlendiriyor” diyor. Etkinlikte gösterilecek 10 uzun met- rajlõ film, 10 Aralõk’a kadar Alkazar Si- nemasõ’nda. Belgeseller ise 8 ve 9 Ara- lõk’ta Pera Müzesi’nde izlenebilir. Ivano De Matteo’nun ‘Güzel İnsanlar’ filmin- den bir kare (solda). Va- lentin Carnelutti törende ödülünü alırken (üstte). Tiyatro Ti’nin oyunu bugün İstanbul’da perde diyor Kültür Servisi - Almanya tur- nesi ve Ankara Tiyatro Festiva- li ile 2009 - 2010 sezonunu açan Tiyatro Ti’nin ‘ADA’ adlõ oyu- nunun İstanbul galasõ, bugün saat 18.30’da Ti Mekan’da ya- põlõyor. Oyundaki performanslarõ ile IX. Lions Tiyatro Ödülleri, “Kü- çük Salon Erkek Oyuncu” ödü- lüne layõk görülen Hakan Pişkin ve Ümit Çırak’õn rol aldõğõ oyu- nu, Mehmet Emin Yarar sah- neye koyuyor. “Tam da günümüz dünyası gibi, ideolojilere, sistemlere, dinlere hatta insana inancın yi- tirildiği bir adaya mahkûm edilseydiniz yaşama gücünüzü nereden beslerdiniz” sorusunun peşine düşüldüğü oyunda, Nel- son Mandela’nõn da hapis yat- tõğõ Robben Adasõ’nda bulunan iki eski dost mahkûmun mah- kûmiyet sürecinde yaşadõklarõnõ konu alõyor. Herhangi bir insanõn sosyal baskõlarla yaşayabileceği iç çelişkilerini ve bunlarõ aşma mücadelesini trajik ve yer yer de komik bir dille ele alan oyunda, iki mahkûm tüm zorluklarõ yen- mek için tiyatroyu bir yaşam alanõ olarak seçip õrkçõ dünyaya meydan okuyorlar. İnançsõz insanõn õssõz ‘Ada’sõ ‘Ada’da Hakan Pişkin ve Ümit Çırak rol alıyor. Opera Binasõ’ndaki geceye Cumhurbaşkanõ Gül ve bakanlar da katõldõ. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, Türkiye’de sanatõn temellerini Atatürk’ün attõğõnõ anõmsattõ. Gecede “Aida” operasının ikinci perdesinden “Zafer” sahnesi de sergilendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear