Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Seslerini duyurmak için 11 gündür An-
kara’da eylem yapan TEKEL işçilerinin
CHP ve MHP’yi topluca ziyaretlerine
“kent güvenliğini tehdit ettiği” gerek-
çesiyle izin verilmedi. İçişleri Bakanõ Be-
şir Atalay ve Ankara Valisi Kemal
Önal ile yapõlan görüşmeler sonuç ver-
meyince CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal, partiye ait 3 otobüsle Türk-İş
önüne giderek işçileri CHP’ye götürdü.
TEKEL işçilerinin eyleminde 11. gü-
ne girildi. Önceki gün CHP ve MHP ge-
nel merkezlerini ziyaret etmek için ran-
devu alan işçiler, plana göre dün saat
11.00’de MHP’yi, 13.00’te de CHP’yi zi-
yaret edeceklerdi. Bayõndõr Sokak’taki
Türk-İş Genel Merkezi önünde toplanan
işçiler, sloganlarla AKP hükümetine yö-
nelik protestolarõnõ sürdürdüler. Daha
sonra Mithatpaşa Caddesi’ne yönelen
işçiler, burada kendilerini bekleyen 16 oto-
büse binerek MHP’ye hareket etmek is-
tedi. Ancak Ankara emniyeti, otobüsler-
le topluca gidilemeyeceği gerekçesiyle iş-
çilere izin vermedi. İşçilerle görüşmek için
parti merkezinde bekleyen MHP Genel
Sekreteri Cihan Paçacı da gazetecilere,
işçilerin engellendiği bilgisini verdi. Bu
sõrada aralarõnda, CHP milletvekilleri
Çetin Soysal ve Mehmet Sevigen ile
MHP Milletvekili Hasan Özdemir’in de
bulunduğu bir grup milletvekili bekleyen
işçilerin yanõna gitti. Soysal’a yoğun il-
gi gösteren işçiler, iktidarõ protesto etti.
Bu sõrada yoldan geçen çok sayõda araç
da kornalarla işçilere destek verdi.
Sevigen: Vali tehdit etti
İşçilerin CHP’yi ziyaret etmelerinin en-
gellenemeyeceğini ifade eden Sevigen,
emniyet amiriyle görüşmeleri sonuç ver-
meyince basõn mensuplarõnõn yanõnda Va-
li Önal’õ telefonla aradõ. Beşir Atalay ile
görüştüğünü ve işçilerle aynõ otobüslere
binerek CHP Genel Merkezi’ne gitmek is-
tediklerini belirten Sevigen, olumsuz ya-
nõt alõnca valiye tepki gösterdi. Telefonu
kapattõktan sonra valinin kendilerini açõk-
ça tehdit ettiğini söyleyen Sevigen, “Bu
devlete yakışmıyor. Ben bu ülkede
milletvekilliği, bakanlık yaptım. Ya-
zıklar olsun” dedi. Daha sonra yapõlan
pazarlõklarla 1 otobüs MHP’ye, 1 otobüs
de CHP’ye hareket etti. Ancak Sevigen
ve bazõ milletvekilleri Mithatpaşa Cad-
desi’nde kaldõ. Sevigen, bir süre sonra
Baykal’õn işçileri almak için Türk-İş’e ge-
leceğini duyurdu. 1 saat sonra CHP’ye ait
3 otobüs Mithatpaşa Caddesi üzerinde gö-
rülünce kalabalõk õslõklar ve alkõşlarla Bay-
kal’õ karşõlamak üzere trafiği kilitledi.
Baykal’a alkış seli
100 metrelik yolu 10 dakikada gidebi-
len Baykal, işçilerin alkõşlarõ arasõnda
Türk-İş Genel Merkezi’ne girerek bir sü-
re Genel Başkan Mustafa Kumlu ile gö-
rüştü. Görüşmeden sonra işçilere seslenen
Baykal, söze “Gazanız mübarek ol-
sun” diyerek başladõ. İşçilerin 10 gündür
sürdürdüğü eylemi hayranlõkla izlediği-
ni ifade eden Baykal, işçilerin büyük bir
olgunluk içerisinde demokratik tepkile-
rini dile getirdiklerini söyledi. İşçilerin
CHP Genel Merkezi’ni ziyaret etmeleri-
ne izin verilmemesine tepki gösteren
Baykal, “Bu işçilerin elinde bomba ya
da mayın mı var, onun bunun posterini
elinde taşıyor mu, vatana ihanet ediyor
mu, niye izin vermiyorsun niye?” diye
konuştu. Kendisinin işçileri “çay içmek
için” CHP’ye götüreceğini vurgulayan
Baykal, “4 C, sosyal hukuk devletinde
tasavvur edilemeyecek bir kölelik sis-
temidir” dedi. Konuşmasõnda işçileri
“çalışmadan para kazanmakla” suçla-
yan Başbakan Tayyip Erdoğan’a da
tepki gösteren Baykal, “Kızgınlığını,
hırsını kontrol et, bir an önce TEKEL
işçilerinin sorunlarını çöz” dedi. Ko-
nuşmasõnõn ardõndan Baykal, alkõşlar
arasõnda işçilerle birlikte CHP’ye hareket
etti. Güzergâh boyunca halkõ selamlayan
Baykal’a yurttaşlar sevgi gösterisinde
bulundu. MHP Genel Merkezi’ne gelen
işçilerle görüşen Genel Sekreter Ci-
han Paçacı
da kendi
halkõna ise
“zalim ve
gaddar” bir
yönetim
anlayõşõnõ
benimsediği-
ni söyledi. Pa-
çacõ, “Ha-
bur’da eli kanlı
teröristleri devle-
tin memurlarını
göndererek davul zur-
nayla karşılayan hükü-
met, maalesef ekme-
ğini ve özlük hak-
kını arayan TE-
KEL işçisine
zehirli gazı ve
basınçlı suyu
reva görü-
yor” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart,
Deniz Feneri yolsuzluğuyla ilgili ola-
rak “Hükümet hem Almanya’daki
hem de Türkiye’deki soruşturmayı
sabote ediyor. Deniz Feneri e.V’nin,
Deniz Feneri Yardımlaşma Derne-
ği’ne yaptığı yardımı gizliyorlar.
Bunun miktarının 10 milyon Avro-
lar dolayında olduğu biliniyor” de-
di. Kart, kurban yardõmlarõyla ilgili ope-
rasyonda, “kamuoyunda haklarında
olumlu izlenimlerin bulunduğu der-
neklerin Deniz Feneri ile aynı so-
ruşturma kapsamına alınmasındaki
özel gayrete ve böylece yaratılan
karambole” de dikkat çekti.
CHP’li Kart, dün düzenlediği basõn
toplantõsõnda Deniz Feneri yolsuzlu-
ğunun “karambole getirilmek, geçiş-
tirilmek istendiğini” vurguladõ. Kart,
“Deniz Feneri yolsuzluğuyla bağlan-
tılı olarak 18 kişinin mal varlıkları
üzerine ihtiyati tedbir konulduğu;
ancak bu yargı kararlarının uygu-
lanmadığı, kararların delindiği gö-
rülmektedir. Yargı kararlarını uy-
gulamayan idarelerin başında da İs-
tanbul Büyükşehir Belediyesi gel-
mektedir. Kişilerle ilgili tedbir ka-
rarları, şirket ilişkilerindeki hissele-
ri için de geçerlidir. En son İstanbul
Deniz Otobüsleri personel ihalesi ve
itfaiye hizmet alım ihalelerinin Deniz
Feneri’yle doğrudan bağlantılı olan
Beyaz Holding’in yine bağlantılı şir-
ketleri olan Etkin Eğitim ve Lapis-
Makro firmalarına ihale edildiği bi-
linmektedir. Bu firmaların tümünde
de Zekeriya Karaman ve İsmail Kara-
han’ın hâkim ortak konumunda ol-
dukları yine bilinmektedir. İçişleri Ba-
kanlığı’nı hemen konuyu ciddi bir şe-
kilde tahkik etmeye davet ediyoruz”
açõklamasõnõ yaptõ.
‘Karartma uygulanıyor’
Deniz Feneri e.V’nin, Deniz Feneri
Yardõmlaşma Derneği’ne yaptõğõ yar-
dõmõn gizlendiğine dikkat çeken Kart
sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılan
yardımın 10 milyon Avrolar tuta-
rında olduğu bilinmektedir. İçişleri
Bakanlığı da karartma uygulamak-
tadır. Kendi bünyesindeki Dernekler
Dairesi Başkanlığı’nın hazırladığı
raporların idari ve adli gereğini yap-
mamakta ve rapor içeriğini ısrarla
gizlemektedir. İçişleri Bakanı; Cum-
huriyet gazetesinin konuyla ilgili ya-
yını üzerine yaptığı açıklamada, der-
neğin kamu yararına çalışan dernek
statüsünden çıkarılmasına ilişkin bir
raporun bulunmadığından söz et-
mektedir. Ayrıca; Frankfurt Savcı-
lığı, Deniz Feneri e.V. ile ilgili olarak
sürdürülen ikinci davayla ilgili ola-
rak, Deniz Feneri bağlantılı kişilerin
adli yardım kapsamında talimat yo-
luyla ifadelerinin alınmasını talep
etmiş, ancak bu talebin gereği Ada-
let Bakanlığı tarafından yapılma-
mıştır. Ankara Cumhuriyet Başsav-
cılığı’nın da Almanya’da incelemeler
yapmak üzere adli yardım talebinde
bulunduğu, bu talebin bakanlık ta-
rafından yerine getirildiği, ancak Al-
man makamlarının aradan geçen 4-
5 aya rağmen talimatın akıbeti hak-
kında cevap vermedikleri bilinmek-
tedir. Adalet Bakanlığı’nın olayı sav-
saklaması, sürüncemede bırakması
üzerine, Alman adli makamlarının da
misillemede bulundukları görül-
mektedir. Esasen hükümetin de ulaş-
mak istediği amaç budur.”
CHP Konya Milletvekili Kart, Deniz Feneri
yolsuzluğunun “karambole getirilmek istendiğini”
vurgulayarak “Hem Almanya hem de Türkiye’deki
Deniz Feneri soruşturmalarõ sabote ediliyor”
dedi. Kart, kamuoyunda haklarõnda olumlu
izlenimler bulunan derneklerle Deniz Feneri
Derneği’nin yan yana getirilmek istendiğini söyledi
CMYB
C M Y B
25 ARALIK 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Altımızı Oyan
Köstebekler...
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Kart, Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği’ne milyonlarca Avro yardõm gönderildiğini savundu
‘Almanya’dan para aktõ’
İşçiye ablukayı Baykal kırdı
Muhalefet partilerini ziyaret etmek isteyen işçiler engellenince devreye giren CHP lideri,
partiye ait üç otobüsle Türk-İş’e giderek, işçilerle birlikte CHP Genel Merkezi’ne döndü
Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri
TEKEL işçilerine destek verdi. Platform üye-
leri AKP’yi protesto etti. 5 Ocak Meyda-
nı’nda toplanan grup, “Baskılar bizi yıldıra-
maz”, “Yaşasın TEKEL direnişi”, “İşçilerin
birliği sermayeyi yenecek”, “AKP istifa, Tay-
yip Amerika’ya”, “AKP’den hesabı emekçi-
ler soracak” şeklinde sloganlar atarak İnönü
Parkı’na dek yürüdü. ( YUSUF BAŞTUĞ)
TEKEL işçilerinin CHP ve MHP’yi topluca ziyaretlerine izin verilmedi. CHP milletvekillerinin Bakan Atalay ve Vali Önal ile yaptığı görüşmeler sonuç
vermeyince CHP lideri Deniz Baykal, partiye ait üç otobüsle Türk-İş’e gitti. İşçiler Baykal’ı Türk bayrakları ve alkışlarla karşıladı. (NECATİ SAVAŞ)
Gül’den Noel
kutlaması
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanlõğõ
Basõn Merkezi’nden
yapõlan açõklamaya
göre, Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, Noel
Bayramõ dolayõsõyla
mesaj yayõmladõ.
Mesajõnda Gül, “Bu
vesileyle, Hõristiyanlõğõn
tüm geleneklerinden
vatandaşlarõmõzõn Noel
bayramlarõnõ en samimi
duygularõmla kutluyor,
mutluluk, huzur, esenlik
ve başarõ temennilerimi
ifade ediyorum” dedi.
Başkanlar
serbest
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kurban kesim
ihalelerinde yolsuzluk
yapõldõğõ iddiasõyla
gözaltõna alõnan 31
şüpheliden 20’si
“İhaleye fesat
karõştõrmak, nitelikli
dolandõrõcõlõk ve
sahtecilik” suçlamasõyla
tutuklandõ. LÖSEV
Başkanõ Üstün Ezer,
Mehmetçik Vakfõ
Başkanõ Salih Güloğlu,
Deniz Feneri Derneği
Başkanõ Mehmet Cengiz
ile TOBB Başkan
Yardõmcõsõ Faik Yavuz
da serbest bõrakõlanlar
arasõnda yer aldõ. Bir et
firmasõnõn sahibi M.A.
ise tutuklandõ.
Tuzla’da direnen
işçiler kazandı
İstanbul Haber
Servisi - Tuzla
Tersaneler Bölgesi’nde
Yet Denizcilik adõna
çalõşan 6 işçi,
alacaklarõnõn
ödenmemesi üzerine
gemi bünyesindeki ağõr
parçalarõn montajõnda
kullanõlan büyük bir
vinci önceki gün
öğleden sonra işgal etti.
İkna çabalarõ sonuç
vermeyen ve geceyi
vinç üzerinde geçiren 6
işçiye, dün sabah
saatlerinde alacaklarõnõn
bir kõsmõnõn peşin, geri
kalanõnõn da kõsa sürede
ödeneceği sözü verildi.
İşçiler eylemlerini
bitirdi.
‘Eylem kararı
yasalara aykırı’
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye İşveren
Sendikalarõ
Konfederasyonu
Yönetim Kurulu
Başkanõ Tuğrul
Kudatgobilik, Türk-İş’e
bağlõ sendikalara üye
işçilerin, “Her cuma
günü işe geç başlama”
yönünde aldõğõ eylem
kararõnõn yasa dõşõ”
olduğunu öne sürdü.
ziyareti” dedi.
Öğrencilere
53 yıl hapis
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Bitlis’in Tatvan,
Güroymak, Hizan ve
Ahlat ilçelerinde
eşzamanlõ yapõlan ev
baskõnlarõnda gözaltõna
alõnan 19 kişiden 3’ü
çõkarõldõğõ mahkeme
tarafõndan tutuklandõ.
Eğitim-Sen Van
Şubesi’ne 2008 yõlõnda
düzenlenen baskõnda
tutuklanan 18
öğrenciden 10’una PKK
üyesi olduklarõ
iddiasõyla toplam 53 yõl
hapis cezasõ verildi.
İŞÇİLERE DESTEK, AKP’YE PROTESTO
İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Devrimci İşçi Sendi-
kalarõ Konfedarasyonu (DİSK)
Genel Başkanõ Süleyman Çe-
lebi, TEKEL işçilerinin 1 saat-
lik iş bõrakma eylemine DİSK’e
üye sendikalarõn da destek ve-
receğini belirtti.
Çelebi, yaptõğõ yazõlõ açõkla-
mada. DİSK’in de TEKEL iş-
çileriyle dayanõşmak için bugün
bütün işyerlerinde işe bir saat
geç gitme kararõnõn uygulanmasõ
için üye sendikalarõnõ görev-
lendirdiğini belirtti.
Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun
aldõğõ iş bõrakma eylemi ve As-
gari Ücret Tespit Komisyonu
toplantõlarõna katõlmama kararõnõ
desteklediklerini belirten Çele-
bi, “Bu kararları, sadece hü-
kümetin antidemokratik ve
baskıcı anlayışına yönelik ola-
rak değil, aynı zamanda işçi sı-
nıfının ortak sorunlar karşı-
sında ortak davranış göster-
mesi açısından bir zemin ya-
rattığı için de önemli buluyo-
ruz” dedi.
Sağlõk Emekçileri Sendikasõ
ve Türkiye Ticaret Kooperatif
Eğitim Büro ve Güzel Sanatlar
Sendikasõ, TEKEL işçilerine
destek vereceklerini açõkladõ.
İÜ Sosyal Tesisleri’nin özel-
leştirilmesi kararõnõ protesto
için Cerrahpaşa Tõp Fakültesi
bahçesinde dün bir araya gelen
sendika üyeleri, “Gözaltı terö-
rüne hayır”, “Üniversite değil
taşeron AŞ”, “Provokatörler
işimize ekmeğimize göz ko-
yanlar, köleleği dayatanlar-
dır” pankartlarõ taşõdõ.
SENDİKALARDAN DESTEK
‘Hepimiz
TEKEL
işçisiyiz’
İki TSK mensubunun “Başbakan
Yardımcısı Arınç’a suikast düzenlemek
amacı ile görevlendirildikleri sırada”
güvenlik güçleri tarafından suçüstü
yakalandıkları haberini çarşamba günkü
yazımda ele alıp almamak için iki saat
uğraştıktan sonra, konuyu değiştirmiş
olmaktan pişman değilim.
Çünkü salı günkü haberleri satır aralarına
varana kadar irdeleyerek okuyan her deneyim
sahibi gibi ben de ya Sayın Başbakan
Yardımcısı onca devlet görevinin ağırlığı altında
sinirleri bozulduğu için evhama kapılmış olmalı
ya da kendisinden bilgi almak için makamına
davet ettiği Ankara Emniyet Müdürü,
istihbarat örgütleri arasındaki bir güç
savaşında kendi emrindekileri kollayan babanın
görevini yaptığı için olup bitenleri tam olarak
anlatmamış diye düşünmüştüm.
TSK’nin internet sitesine konulan 131 sayılı
açıklamasını da aynı dikkatle ve irdeleyerek
okuduktan sonra, bu konudaki kanılarım, biraz
daha değişti. Hatta gelişti.
Başkentin bugünkü politika burjuvazisinin ilgi
gösterdiği yeni oluşan Çukurambar semtinde
devletin farklı istihbarat örgütlerinin bir güç
savaşı yaptıklarını, resmi açıklamaların satır
aralarında bulduğumu anladım.
O türlü savaş, ne yazık ki 87 yıllık
cumhuriyetimizin uzak ve yakın geçmişinde
hiçbir zaman, bugünkü kadar kıyasıya sokağa
düşmemişti.
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan
Hakları Komisyonu üyesi Ahmet Ersin,
MİT’in Erzincan şubesi müdürü ile iki
görevlisinin ve yine Erzincan’daki Jandarma
Komutanlığı istihbarat şubesi görevlilerinin,
Erzurum Cumhuriyet Savcısı tarafından
gözetim altına alınmaları olayını yerinde
inceledikten sonra, olup bitenlerin neredeyse
devletin polisleri ile öteki haberalma güçleri
arasında bir çatışmaya varabilecek kadar
tehlikeli gelişmelerinden söz etmiş değil miydi?
Yürütme erkinin başı, içinden çıktığı yasama
organının başkanını, her demokrat ülkedeki
parlamentoların muhalefet sıralarından gelmesi
doğal sayılacak söz atmalar karşısında “Siz mi
susturacaksınız ben mi o görevi yapayım?”
türünden emir komutası altında görebilmenin
verdiği güç ile, kuvvetler ayrılığı ilkesini altüst
ettiğini anlayamıyor mu?
İstifa bir vicdan temizleme
yöntemi değil mi?
Savcılar, en yeni örneği önceki gün Kemal
Kılıçdaroğlu tarafından basına teşhir edilen o
üstlerindeki şüphelilerin kimlikleri yazılmamış
arama kararlarını, “tarafsız(!)” yargıçlara
imzalatarak iktidarın hoşuna gitmeyen kişiler
için ucu açık tutuklama operasyonlarını işleme
koyabilirler mi? Savcının emri altına girmiş
olduğu kesin olarak belirlenen o yargıç,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na iki
satırlık bir istifa dilekçesi yazarak görevinden
istifa etmiş sayılmasını isteyerek vicdanını
temizleme yoluna gitmeyi düşünmez mi?
O tür operasyonlarda dayanak olarak
gösterilen gizli tanıkların anlattıkları ciddiye
alınarak bir yıldan beri özgürlükleri ellerinden
alınmış insanların tutukluluk hallerinin devam
etmesi karşısında toplumun vicdanı duyarsız
kalabilir mi?
Kendilerini vatan, millet ve demokratik düzen
uğruna görevli görerek cumhuriyet savcılarına
suç duyuruları yapan ve istenildiği zaman gelip
tanıklık edeceklerini söyleyen kimi
köstebeklere, “Haydi gel dürüst vatandaş
olarak bildiklerini bağımsız yargı önünde
anlat” diyecek sorumlular harekete geçmezler
mi?
Birisi albay öteki binbaşı rütbeleri taşıdıkları
söylenilen ve Genelkurmay Başkanlığı’nın
Seferberlik Dairesi’nde görevli oldukları
bildirilen o iki subayın, acaba Çukurambar
mahallesinde izledikleri köstebek, TSK’yi
aylardan beri töhmet altında bulunduran
suçlamaların sahipleri olamaz mı?
Yoksa, köstebeğin izini süren askeri
görevliler, kendisini kudretli bir politikacıya arzı
hizmet ederken yakalamaya ramak kala, polis
tarafından durduruldular da, avı ellerinden
kaçırdılar mı?
Başbakan Yardımcısı ve arkadaşları olayı en
başından beri biliyorlardı da, mahiyet değiştirip
üstünü bir suikast savı ile değiştirmeye mi
kalktılar? Yoksa Ankara polisi onları da mı
yanlış yöne göndermek istedi?
Bir ülkede, güçler arasında böylesine sistemli
bir savaş sürerse, olup bitenlerden gerçekten
üzülen insanlara oturup o senaryolara yenilerini
eklemiş olmak çok mu görülür?
Gerçek köstebeklerin devletin altını oymak
isteyenler olduğunu bize anlatacak kimse yok
mu?
CHP lideri Deniz Baykal Türk-İş binasının önünde TEKEL işçilerine seslendi.