26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Bir ‘Kötülük Merkezi’ Olarak Dubai Dubai’nin borcunun derdi, “herkesi” gerdi. Ama Dubai denen şeyin, serbest piyasası, köle emeği, feodal üst yapısıyla, insanlık onuru açısından ne anlama geldiğini pek düşünen yok. Esas skandal da burada… Bir kötülük üretme makinesi: ‘Küreselleşme’ Küreselleşme, geleceğe açılan aydınlık bir yol değil adeta bir kötülük üretme makinesiydi. 1980’lerde yeni bir “kriz yönetim” modeli olarak başladı; “Neoliberalizm” yoluyla öncelikle işçi sınıfının geçmiş kazanımlarını hedef aldı. Sonra da sermayenin aşırı üretim/birikim sorununa cevap olarak, aşırı (işlevsel değil hazza dayalı) tüketimi, bunu destekleyecek finansallaşmayı körüklemek için piyasalar üzerindeki kısıtlamaları, denetimleri kaldırdı. Bu sürecin, en azından, üç kötülük ürettiğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Kredi kartlarının ve bedensel hazların “hemen şimdi” tatminine dayalı tüketim tarzının şekillendirdiği, benmerkezci kısa dönemci öznellikler. Mega zenginlerle, sefil yoksulları, gökdelenlerle, teneke damlı mahalleleri birlikte üreterek hızla büyüyen “küresel kentler”. Aşırı tüketimin, mega kentlerin gereksinimleri üzerinde hızla geri dönülmez bir noktaya doğru koşan küresel ısınma dinamikleri. Dubai, bu üç kötülüğün çakışmasıyla şekillenen bir “kötülük” merkezi olarak karşımıza çıkıyor. Bir buçuk milyon nüfuslu, 1.6 milyar dolarlık iç pazarına karşılık, Dubai’de, 30 yılda New York’tan üç kez daha çok, gökdelen, alışveriş merkezi oluşmuş. Dünyanın en yüksek iki gökdeleni, en büyük iki alışveriş merkezi Dubai’de. Dünyanın en sıcak bölgelerinden biri olan Dubai’de dünyanın en büyük kapalı ski slalomu, suyun 100 metre altına kadar inen, denizaltı oteli, bir dinozor parkı, sahilinde yapay ada kompleksleri var. Dubai dünya haritası biçiminde bir adalar kompleksi de inşa etmekteydi. Bunların küreselleşmeyle ne ilgisi var? En büyük miktarda sermayeyi, en küçük alana, en kısa sürede nasıl gömersiniz? Oraya bir gökdelen dikerek… Peki, tüketimin en yoğun biçimde, en kısa sürede gerçekleşmesini nasıl sağlarsınız? Kendi bedenine odaklanmış, genç kalmak için her türlü fiyatı ödemeye hazır öznellikleri yaratma sürecini, biraz zaman aldığını düşünerek bir kenara koyarsak, geriye, çekici bir alışveriş merkezi inşa etmek kalıyor. Bir yanda yoksulluğun, öbür yanda en üst gelir diliminin servetinin hızla arttığı bir dönemde, en gerçekçi strateji, bu gökdelenleri, alışveriş merkezlerini ve dünyanın en yüksek gelirli kesimlerini bir araya toplayabilecek bir mekân oluşturmak değil mi? İşte size Dubai.. İşte, süper zengin turistlere, Irak’tan tatile gelen kiralık askerlere, kara para mafyasına hizmet veren Dubai, bir gecelik oda ücreti 5 bin dolardan başlayan, müşterilerini havaalanından Rolls Royce’larla getiren, isteyene uşaklarıyla, özel mutfağıyla, aşçısıyla (hatta Rusya’dan, sarı saçlı, uzun bacaklı uzmanlarıyla) birlikte gelen “suit”ler sunabilen otellerle, dünyanın en pahallı markalarını, en zengin altın, elmas tacirlerini, eğlence parklarını içeren alışveriş merkezleriyle, böyle bir mekân. Peki sermaye, petrol gelirleri önemsiz, sanayi, tarım üretim kapasitesi sıfır olan Dubai’yi neden seçti? Birincisi Dubai sermaye için, Hayek’in, Friedman’ın bile rüyalarında göremeyecekleri olanaklar sunuyor: Vergi yok, mülk edinmek, kârını alıp gitmek serbest. Sendikalar, siyasi partiler gibi istikrarsızlık unsurları yok. Emir Dubai’yi özel bir işletme gibi yönetiyor. Diğer bir değişle, Neo-liberalizmin, “piyasa devletinin” en saf biçimi burada. İyi de, 1.5 milyon nüfuslu bir ülkede tüm bunlar nasıl mı gerçekleşti? Öncelikle, 300 bin yabancı işçinin sırtından. Şöyle: Çoğu diğer Müslüman ülkelerden, büyük vaatlerle işçi ithal edeceksin, gelmelerini kolaylaştırmak için borç vereceksin. Sonra kapıdan girerken pasaportlarına el koyacaksın, kamyonlara (pardon, görüntüyü bozduğu için çelik kasalı otobüslere) doldurup, kentin dışında, havalandırması olmayan, beton binalarda bir odaya 10-15 kişi olmak üzere tıkacaksın. Bu işçileri, 45-50 °C sıcağın altında günde 14 saat, sürekli terleyerek bir işçinin deyimiyle, bazen günlerce çişe gitmeye gereksinim duyurmayan koşullarda, çalıştıracaksın. Bunlardan, örneğin yalnızca Hindistanlılar arasında bir yılda 900’den fazlası intihar ederse, kazalarda ölürse, saymaktan vazgeçeceksin. Maraba gibi çalıştırabilmek için borçlarını ödemelerine olanak vermeyeceksin; eğer ölürlerse borçlarını ailelerinden istemeyi ihmal etmeyeceksin… Dün Dubai Emiri’ne ev sahipliği yapan “demokratları” düşündüğünüzde, yarın, “biz Dubai’de çok iş yaptık” diye böbürlenen “mütedeyyin” vatandaşlarla karşılaştığınızda umarım bunları anımsarsınız. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com Erdoğan, MHP ve CHP’yi sert biçimde eleştirdi, köşe yazarlarõnõ devlet düşmanõ olmakla suçladõ ‘Barõştankorkuyorlar’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, parti- sinin grup toplantõsõnda köşe yazarlarõ, MHP ve CHP’yi eleştirdi. Hükümetin bugüne kadar yaptõğõ ça- lõşmalardan gurur duyduklarõnõ belir- ten Erdoğan, hükümetin başarõlarõndan rahatsõz olanlarõn bulunduğunu söy- ledi. Muhalefetin hizmet, değer, pro- je ve eser üretmeyen siyasete alõştõğõnõ, AKP’nin üretken siyasetinden rahat- sõz olduğunu ileri süren Erdoğan, “AKP’nin çözüm üreten siyasetin- den korkuyorlar. Korkakların en büyük paranoyası barıştır. Kifa- yetsizlerin en büyük çekincesi de- mokrasidir. Bağnazların, çapsızla- rın, jakobenlerin en büyük kaygısı özgürlüklerin gelişmesidir. Çünkü onlar, barışı, demokrasiyi, hukuku taviz ve tehdit olarak algılarlar” de- di. AKP’nin demokratik açõlõmõna “terörle pazarlık masasına otura- cak, bölünmeye kapı açacak” di- yenlerin yardakçõlarõnõn kin ve nefret duygularõnõ tahrik ederek milli birlik ve barõş sürecini provoke etmeye ça- lõştõğõnõ savunan Erdoğan, isim ver- meden dün Milliyet gazetesinde “Si- yasetçiler Az Konuşunca Ülke Ra- hatlıyor” başlõklõ yazõsõ yayõmlanan Mehmet Tezkan ile eleştirel yazõlar kaleme alan köşe yazarlarõnõ eleştirdi. Bir köşe yazarõnõn “Siyasetçiler ne kadar az konuşursa ülke o kadar huzur bulur” dediğini anõmsatan Erdoğan, “Ben de diyorum ki, siz kö- şe yazarları ne kadar az yazarsanız ülke o kadar huzur bulur. Geçmiş- te bir köşe yazarı haftada 1, bile- medin 2 yazı yazardı. Ama şimdi her günü bırakın yarım saatte bir si- pariş, hemen yazıyorlar. Bunların yaptıkları açık bir tahrikten başka bir şey değildir. Bu tezleri ileri sü- renler millet, barış, devlet düş- manlarıdır. Bunlar, çok partili ha- yata geçerken, serbest piyasa eko- nomisine geçerken, Boğaziçi Köp- rüsü yapılırken, AB’ye katılımdan, Kıbrıs sorununun çözülmesinden de rahatsız oldular” dedi. Tembel, çapsõz, kifayetsiz, vizyon- suz muhalefetten ülkeye hiçbir fayda gelmeyeceğini belirten Erdoğan, MHP’nin içinde bulunduğu hükümet döneminde Türk lirasõnõn itibarõ için hiçbir şey yapõlmadõğõnõ söyledi. Er- doğan, “Hizipçilik yaparak, kafa- tasçılık yaparak bu milleti birbiri- ne düşman kılamayacaksınız” dedi. ‘Sen o kapının bekçisi misin?’ Dersim tartõşmalarõna değinen Er- doğan, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn yõllar önce Alevilere kapõ- larõnõ kapattõğõnõ savunarak “Sayın Baykal, ‘Alevilerden sana hayõr yok’ diyor. Sen o kapının bekçisi misin? CHP’nin kapısını Alevilere kapatan sen değil miydin?” dedi. Erdoğan, Baykal’õn Ahmet Güryüz Ketenci İs- tanbul İl Başkanõ seçilince, “Seçtiği- miz arkadaşımız hem Sünni hem Türk’tür. Alevi değildir” dediğini ileri sürdü. Kendisinin dudak okuma yöntemi kullanõlarak MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli’ye küfür ettiği yö- nündeki iddialara tepki gösteren Er- doğan, “Kendi kimlik ve kişilikleri- ni bizde görmek istiyorlar. Biz as- la onların kimlik ve kişiliğinde ol- madık olmayacağız da. Bizim kita- bımızda olmayan şeyleri bize isnat edemezler” dedi. Bahçeli’nin Alevi- lerle ilgili önerilerini hükümetin ger- çekleştirdiğini kaydeden Erdoğan, hükümetin bu konudaki çalõşmalarõ- nõ anlattõ. Tunceli Üniversitesi’nde Al- evilik Araştõrma Merkezi’nin kurul- duğunu belirten Erdoğan, “Ama tabii Tunceli’de ne olup ne bittiğini bil- mez ki, hayatında Tunceli’den geç- memiş, haritada yerini sorsanız onu da bilmez” dedi. AKP grup toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada Baykal’õ hizipçi, Bahçeli’yi de kafatasçõ olmakla suçlayan Erdoğan, en sert eleştirileri hükümeti eleştiren köşe yazarlarõna yöneltti. Köşe yazarlarõnõ sipariş üzerine yazõ yazmakla suçlayan Erdoğan, “Bunlarõn yaptõklarõ açõk bir tahrikten başka bir şey değildir. Bu tezleri ileri sürenler millet, barõş, devlet düşmanlarõdõr. Bunlar, çok partili hayata geçerken, serbest piyasa ekonomisine geçerken, Boğaziçi Köprüsü yapõlõrken, AB’ye katõlõmdan, Kõbrõs sorununun çözülmesinden de rahatsõz oldular” dedi. AB’NİN TÜRKİYE RAPORU Telekulak skandalını görmediler ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Avrupa Parlamentosu Dõşilişki- ler Komitesi üyesi Tür- kiye raportörü Ria Oo- men Ruijten tarafõndan hazõrlanan Türkiye ra- porunda telekulak skan- dalõna yer verilmemesi dikkat çekti. Avrupa Parlamento- su Dõş İlişkiler Komite- si’nde bugün tartõşõla- cak olan taslak raporda Türkiye’nin demokra- tikleşme süreci ve insan haklarõ ile ilgili “Mor Gabriel Süryani Or- todoks Kilisesi”ne kar- şõ açõlan davadan, iş dünyasõ ile basõn ara- sõndaki “sağlıksız” iliş- kiye kadar birçok konu- da yorum ve öneriler yer aldõ. Ama Türki- ye’deki “telefon dinle- meleri”, söz konusu ra- pordaki “insan hakla- rı”, “demokrasi” veya “hukuk” başlõklarõnõn hiçbirinin altõnda yer bu- lamadõ. Cumhuriyet’in konuyla ilgili sorusunu Ria Oomen Ruijten “Her şeyi rapora al- madık” diye yanõtladõ. Ruijten dinlemelerin Er- genekon kapsamõnda gerçekleştiği yorumunu getirdi ve kendi ülkesi Hollanda’da da bu tür uygulamalar olduğunu ileri sürdü. Doğan Medya’ya uy- gulanan ceza ile ilgili konuşan Ruijten medya ile iş dünyasõ arasõndaki bağlantõnõn sağlõksõz bir durum ortaya çõkardõğõ- nõ, bunun Sabah Grubu için de geçerli olduğunu söyledi. Ruijten, med- yanõn gücünü kamuo- yunu etkilemek için kul- landõğõnõ ifade etti. Ruijten’e İsviçre ile yaşanan minare krizi ile ilgili AP’nin bir Hõristi- yan Demokrat üyesi ola- rak ne düşündüğü sorul- duğunda “Bu bir refe- randum ama sonucun- dan dolayı hayal kırık- lığı yaşadım” diye ko- nuştu. Ruijten “Ben ol- sam Hollanda’da İslam ve yabancı karşıtı tutu- muyla tanınan Özgür- lük Partisi lideri Geert Wilders’i Türkiye’ye davet ederdim. Wil- ders’in görüşlerini Hol- landa’da kimse tartış- mıyor, Türkiye’ye gel- seydi tartışılırdı” dedi. Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Ria Oomen Ruijten, AP’de geçtiğimiz hafta kabul edilen genişleme karar tasarõsõna Türkiye’nin tam üyelik hedefini vur- gulamak amacõyla, ye- şiller tarafõndan önerilen “üyelik perspektifiyle” sözlerinin girmesine “ha- yır” diyen 338 AP üye- sinden biri. Bugün AP Dõş İlişkiler Komite- si’nde yapõlacak “Tür- kiye Raporu” tartõş- masõna devlet bakanõ ve başmüzakereci Egemen Bağış da katõlacak. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Sincan 1. Ağõr Ceza Mahke- mesi Başkanõ hâkim Osman Kaç- maz, hakkõndaki disiplin soruştur- masõ kapsamõnda Hâkimler ve Sav- cõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) sa- vunmasõnõ sundu. Hâkim Osman Kaçmaz, HSYK’den ayrõlõrken gazetecilere yaptõğõ açõklamada, savunmasõnõ verdiğini, böylece sürecin başladõ- ğõnõ belirterek “İlk defa kendimi sa- vunma imkânı buldum, çok mut- luyum” dedi. “Hiçbir zaman hu- kuktan ayrılmadım. Hukukun üstünlüğüne her zaman inanan bir insanım” diyen Kaçmaz’õn, HSYK’ye 25 sayfa tutan savunma- sõnõn yanõnda 75 sayfalõk da delil sunduğu belirtildi. Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kuru- lu’nca hazõrlanan ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nce HSYK’ye sunulan raporda, Kaçmaz hakkõnda, 1 kez “meslekten ihraç” ve 2 kez de “yer değiştirme” cezasõ isten- mişti. HSYK, Kaçmaz’dan savunma istemişti. HSYK, savunmanõn ar- dõndan disiplin soruşturmasõnõ karara bağlayacak. Kaçmaz’õn HSYK’nin vereceği karara itiraz hakkõ bulu- nuyor. İtirazõ, HSYK’nin yedek üyelerinin de katõlõmõyla İtirazlarõ İn- celeme Kurulu görüşecek. Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ da Osman Kaçmaz hakkõnda, “görevi kötüye kullanma” ve “soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçlarõndan iddia- name hazõrlayarak Ankara 7. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne sunmuştu. Eminağaoğlu’ndan da savunması istendi Bu arada HSYK’nin, Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kurulu’nca ha- zõrlanan raporda hakkõnda 1 kez “meslekten ihraç” ve 2 kez de “yer değiştirme” cezasõ talep edi- len eski YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun da sa- vunmasõnõ istediği öğrenildi. İlk incelemede engellenen bilirkişi heyeti bu kez polis eşliğinde mahkeme kararõnõ uyguladõ TİB’de ikinci incelemeANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Sincan 1. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nin aldõğõ karar doğrultusun- da dün Telekomünikasyon İletişim Başkanlõğõ’nda (TİB), ikinci kez in- celeme yapõldõ. İlk incelemeyi de gerçekleştiren Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi Hâkimi Hayri Keskin, beraberindeki 3 bilirkişi ile birlikte, TİB’in bina- sõna gitti. Keskin, telefon dinlemelerle ilgili olarak Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce alõnan karar doğrultusunda ger- çekleştirdiği ilk inceleme sõrasõnda, kendisine “fii- li engellemede bulunulduğu” ge- rekçesiyle TİB’de Hukuk Daire Başkanõ olarak görev yapan Mus- tafa Akar hakkõnda suç duyuru- sunda bulunmuştu. Bu arada Ada- let Bakanlõğõ Teftiş Kurulu da Hâ- kim Hayri Keskin hakkõnda ince- leme başlatmõştõ. Sincan 1. Ağõr Ce- za Mahkemesi ise TİB’deki ilk in- celeme sõrasõndaki eksikliklerin gi- derilmesi amacõyla ikinci kez ince- leme yapõlmasõ talimatõ vermişti. Ankara 1. Sulh Ceza Mahkeme- si Hâkimi Hayri Keskin’in berabe- rindeki 3 kişilik bilirkişi heyetiyle yaptõğõ inceleme yaklaşõk 3 saat sür- dü. Polis eşliğinde gerçekleştirilen inceleme sonrasõnda, TİB binasõ çõkõşõnda gazetecilerin “Bir engel- leme ile karşılaştınız mı” sorula- rõ üzerine Keskin, “Hiçbir açıkla- ma yapmıyoruz arkadaşlar. İşle- mimiz bitmiştir” dedi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İleti- şim Başkanõ Fethi Şimşek, ince- lemenin ardõndan yaptõğõ açõkla- mada, “Burada yapılan işlem, Ankara 1. Sulh Ceza hâkimimiz, Sincan Ağır Ceza Mahkeme- si’nin verdiği karar çerçevesin- de Başkanlığımıza geldiler, gayet olgun bir hava içeri- sinde ve tamamen hu- kuki çerçevede bu iş- lemlerini yaptılar ve teşekkür ederek ay- rıldılar” dedi. Bir gazetecinin, “Bil- gisayarlar kopyalandı mı” sorusuna Şimşek, “Hâkim kararında, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında da yazılı olduğu gibi sa- dece müştekinin iddiaları, müş- tekinin telefonları ile ilgili hu- suslar incelendi. Gerekli dokü- manlarını aldılar, keşif tutanağı tutarak başkanlığımızdan ayrıl- dılar” yanõtõnõ verdi. TİB Başkanı Fethi Şimşek, hâkim Keskin ve bilirkişi heyetinin binadan ayrılmasının ardından yaptığı açık- lamada, ‘‘Gayet olgun bir hava içerisinde ve tamamen hukuki çerçevede bu işlemlerini yaptılar’’ dedi. (AA) Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi hâkimi Hayri Keskin’in beraberindeki 3 kişilik bilirkişi heyetiyle TİB’de yaptõğõ inceleme yaklaşõk 3 saat sürdü. Keskin, polis eşliğinde gerçekleştirilen inceleme sonrasõnda açõklama yapmadõ. Tarihi eser operasyonu MUĞLA (AA) - Muğla Emniyet Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekiplerince Muğla Şehirlerarasõ Otobüs Terminali’nde düzenlenen operasyonda, çeşitli dönemlere ait 75 parça tarihi eseri satmak amacõyla Aydõn’a götürmeye çalõştõğõ iddia edilen İ.Ö. (31) yakalandõ. Operasyonda ele geçirilen tarihi eserler arasõnda sikkeler, ok uçlarõ ve saç tokalarõ bulunduğu öğrenildi. Türkiye’deki “telefon dinlemeleri”, Türkiye raportörü Ria Oomen Ruijten’in raporunda “insan haklarõ”, “demokrasi” veya “hukuk” başlõklarõnõn hiçbirinin altõnda yer bulamadõ. Kaçmaz savunma verdi Hakkındaki disiplin soruşturması kapsamında HSYK’ye giden hâkim Osman Kaçmaz, ilk kez kendisini savunma fırsatını bulduğu için mutlu olduğunu söyledi Tunceli Eğitim ve Sağlık Vakfı Başkanı Kâzım Arık ve beraberindeki heyet ile görüşen Başbakan Tayyip Erdoğan, ilin adının “Der- sim” olarak değiştirilmesi- nin uzun vadede düşünülebi- leceğini söyledi. Erdoğan, kente yurt ve arıtma tesisi yapılmasına da olumlu yanıt verdi. Görüşmede Tunceli heyeti, Seyit Rıza, Şeyh Sait, Saidi Nursi gibi isimlerin mezarlarının bulunmasını istedi. Başbakan Erdoğan ise siyasal, ekolojik ve inanç dengelerini gözeterek talep- leri yerine getireceklerini ifade etti. Bu arada Erdo- ğan, Tunceli’ye gideceğini de kaydetti. (Fotoğraf: AA) ‘Dersim ismi uzun vadede’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear