24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada başbakanlar görmemiş olabilirsiniz ama burası Türkiye, olmazların olduğu bir ülke. Kanıtı mı? İşte: Village Park girişinde yazıyla, “26-30 Kasım 2009 tarihlerinde bayramda ‘doluluk’ sebebiyle rezervasyon kabul edilemeyeceğini” ilan ettiğine göre, otel Başbakanlık tarafından kapatılmış! Ama “civanım” Başbakan, gözlerinin altındaki morlukları temiz hava soluyarak giderecek. Zayıf bir olasılık ama belki de -Newsweek dergisinin tanımına göre- “haşin bakışlı” RTE gidecek; munis, ulusal sorunlarda -işine gelse de gelmese de- uzlaşma arayan bir genel başkan çıkacak (mı) karşımıza. Odasından çıkmıyor, tabii konuşmuyor. Sağa sola veryansın edemiyor. Oh be! Dünya varmış dedirtecek cinsten bir rahatlık, sessizlik. Bu sessizlik içeriye özel. Dışarıda, özellikle Amerikan basınında yer yer kıyametler kopuyor. -Newyork Times, Newsweek dergisi gibi- pek çok gazete RTE’nin Ortadoğu’ya kayışını yorumluyor. RTE’nin Ortadoğu liderliğine soyunduğunu şimdilik yazmıyorlar. Oysa neden olmasın; içeriyi fethetmiş, Müslüman ise Müslüman, İslamcı ise koyusu. RTE’ye dost görünen Ortadoğu’nun Arap ülkeleri, bu ülkelere -liderlik demeyelim de- ağabeylik taslayan Mısır, hatta İran; RTE’nin böyle bir konuma gelmesini sindirebilirler mi acaba? Diyeceksiniz RTE konuşmazsa onun yerine bayramlık ağzıyla Bülent Arınç konuşuyor. İsmi önündeki başbakan yardımcılığı sıfatı olmasa… Arınç’ın söyledikleri havada bulut! Bayramdan sonra öyle konuşacakmış ki; “ne Danıştay ne de Arınç kalmayacakmış!” Olabilir ama nice siyasal fırtınalar geçiren yüzyıllık Danıştay yerinde kalır kalmasına da; Arınç çekip giderse arkasından ağlasa ağlasa eşiyle liderlik karşıtları ağlar! Bir başka konuya geçmeden Çankaya’daki AKP’liden söz etmezsek iktidar manzaraları eksik kalacak. Biliyorsunuz Çankaya’daki türbanlı eşiyle İtalya’nın ünlü Skala’sında Carmen Operası’nı izleyecek. Kendisi açısından hayırlı bir karar almış; İtalya’ya gitmeden üç gün önce Ankara’da Verdi’nin Aida’sından bir sahne, Devlet Opera ve Balesi’nde sahnelenen baleden bir bölüm izleyecek. Hiç değilse ünlü Carmen’i izlemeden önce operanın, balenin nasıl bir sanat olduğu hakkında ufak tefek de olsa fikir sahibi olacak! Balenin adına itirazı olabilir: “This is your life!” (Bu, sizin yaşamınız) AKP “liderliğine yakın isimlerin”; 2004-2005 baharında Washington’a “iki kez darbe uyarısında bulunduğunu”, o tarihlerde Ankara’da Büyükelçi göreviyle bulunan Eric Edelman Milliyet’e açıkladı. Edelman, liderliğe yakın isimler derken, kuşku yok, RTE’ye yakınlardan söz ediyor. “Yakın kişiler”, ABD’ye; “birkaç defa darbe olabileceğini” iletmişler. Ancak büyükelçi “ne olduğuna dair somut bir veri ya da kanıt olmadığını” söylüyor. Dahası var: Büyükelçi, her gün her saat Ankara’yı izleyen CIA ajanlarının ABD Büyükelçiliği’ne verdiği raporları da özetliyor: “Bizim kaynaklarımızdan gelen bir şey yoktu” diyor. AKP’liler ABD’nin darbeyi desteklememesini dolaylı biçimde istemiş olabilirler ki Edelman: “…O dönem hükümete darbeyi desteklemeyecekleri garantisi verdim…” diyor. Ulusal bir iktidar, konu darbe de olsa yabancı bir ülkeden, üstelik ABD gibi ülkeden darbeye güvence istiyor. Yabancı bir ülkeyle iç sorunlarını görüşebilir. Ulusallık denildiğinde mangalda kül bırakmayan bu iktidar; başka ülkelerin iç işlerine karışmasına sürekli karşı çıkan bir ülkenin iktidarı mı? Cumhuriyet tarihinde görmediğimiz yaşamadığımız bir bu olay kalmıştı. “Gerekirse papaz elbisesi de giyerim” diyebilen AKP liderinin bir iç soruna ABD desteği aradığı da ortaya çıktı. Bir iktidardan gitsinler… Daha neler, neler göreceğiz! SAYFA 1 ARALIK 2009 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Aralık Oslo B -1 Helsinki B 6 Stockholm B 5 Londra K 9 AmsterdamK 10 Brüksel Y 9 Paris K 9 Bonn Y 10 Münih Y 11 Berlin Y 10 Budapeşte B 10 Madrid K 10 Viyana B 11 Belgrad B 9 Sofya Y 15 Roma Y 17 Atina PB 20 Zürih PB 13 Moskova Y 5 Aşkabat B 11 Taşkent PB 15 Bakû B 13 Bişkek Y 7 Tiflis B 13 Kahire PB 20 Şam B 18 İstanbul Y 14 Edirne Y 13 Kocaeli Y 17 Çanakkale Y 17 İzmir Y 20 Manisa Y 17 Denizli Y 16 Zonguldak Y 16 Sinop Y 16 Samsun Y 18 Trabzon PB 16 Giresun PB 17 Ankara Y 13 Eskişehir Y 12 Konya B 14 Sıvas B 11 Antalya PB 22 Adana B 21 Mersin B 22 Diyarbakır PB 16 Şanlıurfa PB 17 Mardin PB 12 Siirt PB 15 Hakkâri PB 9 Van PB 10 Kars S 7 Ülkemizin kuzey ve ba- tısı parçalı ve çok bu- lutlu, Marmara, Ege, İç Anadolu’nun kuzeyi, Batı Karadeniz ile Orta Karadeniz’in batısı ya- ğışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Yağışların; yağmur ve sağanak yağmur, Batı Karadeniz’in yüksek ke- simlerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Ha- va sıcaklığı kuzeybatı kesimlerde 2 ila 4 de- rece azalacak, diğer yerlerde önemli bir de- ğişiklik olmayacak. Kamu kurumlarõnda ‘psikolojik taciz’ artõyor; yõldõrma, emekliliğe zorlama, sürgün yüksek düzeyde Çalõşana ‘mobbing’ kõskacõ İstanbul Haber Servisi - İşye- rinde “psikolojik taciz”, “bas- kı”, “yıldırma” ve “zor kullan- ma” anlamõna gelen “mobbing” AKP hükümetiyle birlikte kamu kurumlarõnda daha da yaygõn hale geldi. Belediyelerde çalõşan ve muhalif kimlikleriyle tanõnan me- murlar “zorla” emekli edilmek istenirken, sağlõk personeli, baş- hekim ve idareciler “geçici gö- revlendirme” tehditlerine maruz kalõyorlar. KESK’e bağlõ Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasõ (SES) Genel Başkanõ Bedriye Yorgun, sağlõk personelinin iş yoğunluğu, personel yetersizliği ve angarya iş- ler nedeniyle sürekli baskõya maruz kaldõklarõnõ belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ’õn “Vatan- daşa güleryüzlü davranın” söz- lerinin dahi sağlõk kurumlarõnda baskõ aracõ olarak kullanõldõğõna dikkat çekti. Yorgun, “Başhekimler ve ida- reciler kendilerini kamu adına çalışan birer memur olarak gör- mek yerine sağlık kurumlarının sahibi olarak görmeye başladı- lar. Hastaneler ise kamu kuru- mu değil işyeri, memurlar ise iş- çi olarak görülmeye başlandı. İdareciler, özellikle son dönem- de, çalışanlarının ‘kapõkulu me- mur’ olmaları için her kademe- de baskı kurmaya başladılar. Baskılara karşı duran memur- lar ise ‘geçici görevlendirmeler’, ‘görev değişiklikleri’ ile yıldırıl- maya çalışılıyor. Memurların sendika tercihlerinden kaynak- lı baskılar ise bunun en görünen örneği. İnsanlar psikolojik bas- kı nedeniyle ciddi hastalıklar yaşıyorlar ve bunların farkına bile varmıyorlar. Hemen he- men her işyerinde ve tüm kade- melerde bu sorunlar yaygın bi- çimde var” dedi. Sözleşmeli ve taşeron şirketlere bağlõ çalõşanlarõn da baskõ gördü- ğünü kaydeden Yorgun, “Senin iş güvencen benim iki dudağımın arasında”, “Ben seninle ilgili olumlu referans olmazsam söz- leşmen yenilenmez, işini kaybe- dersin” sözleriyle sözleşmeli per- sonelin de baskõ altõna alõndõğõnõ söyledi. Memurlar köpek barınağında çalıştırılıyor KESK’e bağlõ Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Emekçileri Sendi- kasõ (Tüm Bel-Sen) İstanbul 1 No’lu Şube Başkanõ Kadri Kılıç, AKP iktidarõnõn ikinci kez göreve gelmesinin ardõndan belediyelerde görev yapan memurlara yönelik “sendikasızlaştırma” ve “emek- liliğe zorlama” yönünde baskõla- rõn arttõğõnõ belirterek, mobbing’in en son örneğinin AKP’li Fatih Be- lediyesi’nde yaşandõğõna dikkat çekti. Kõlõç, bazõ memurlarõn emek- li olmalarõ için Yedikule’deki kö- pek barõnağõna sürgün edildikleri- ni anlattõ. Sürgün edilenler var TMMOB Başkanõ Mehmet So- ğancı, TMMOB’ye bağlõ meslek odalarõ ve üyelerinin uğradõğõ bas- kõ ile ilgili gazetemize yaptõğõ de- ğerlendirmede, kamuda çalõşan ve birliğe üye mimar, mühendis ve şe- hir plancõlarõnõn TMMOB’nin dü- zenlediği etkinliklere katõlõmõnõ engelleyen uygulamalarla karşõla- şõldõğõnõ ifade etti. Soğancõ, “Örneğin DSİ yöneti- mi, çalışanların TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi’ne katılı- mını yasakladı. Çeşitli sempoz- yum ve kongrelerimizde tama- men bilimsel yaklaşım içerisinde sundukları bildiriler nedeniyle görevden alınan, soruşturmaya uğrayan ya da sürgün edilen ar- kadaşlarımız oldu” dedi. SİYASİ STATÜ SIKINTISI Kürt açılımının Mahmur ayağındaki kriz aşılamıyor BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - AKP hü- kümetinin Kürt açõlõmõ çerçevesinde büyük önem verdiği Mahmur kampõndan dönüşler sõ- kõntõya girdi. Mahmur kampõndaki Kürt kö- kenli Türk vatandaşlarõ- nõn Türkiye’ye döndük- lerinde “siyasal mülte- ci” statülerini korumak istemesi, sürecin tõkan- masõna yol açtõ. Mahmur kampõnõ pa- zarlõk unsuru olarak kul- lanan terör örgütü, hü- kümetin Kürt açõlõmõnõ gündeme getirmesinden sonra buradaki mülteci- lerin dönüşünün siyasal açõdan değerlendirilme- si için çaba göstermeye başladõ. Kamp içinde oluştu- rulan Demokratik Halk Meclisi’nin Türkiye ile siyasal açõdan pazarlõk yapmasõ için bastõrmaya başlayan PKK, konunun uluslararasõ toplum gün- demine taşõnmasõ için de kulis faaliyetlerini hõz- landõrdõ. Türkiye’nin ön- celiği Mahmur kampõ- nõn boşaltõlmasõna ver- diğini açõklamasõndan sonra özellikle Irak tara- fõ ve bölgesel Kürt yö- netimi ile yapõlan te- maslarda, kamptaki mül- tecilerin eve dönüş için bir dizi koşul getirdiği or- taya çõktõ. Buna göre Mahmur sakinleri, Tür- kiye’ye dönüş sürecinde “siyasal mülteci” sõfat- larõnõn korunmasõnõ, Tür- kiye’ye dönüş sonrasõn- da da bu sõfatlarõnõn de- vam etmesini, sürecin her aşamasõnda BM’nin etkin olarak devrede ol- masõnõ, kampta doğan ya da büyüyen çocukla- rõn vatandaşlõk ve asker- lik sorunlarõnõn devlet ve BM güvencesi ile çö- zülmesini istediler. Ancak gerek Dõşişleri gerekse İçişleri Bakan- lõğõ’nda yapõlan değer- lendirmelerde, bu talep- lerin askerlik ve vatan- daşlõk işlerini kapsayan bölümleri için uygun çö- zülmesi görüşü öne çõk- tõ. Ancak Mahmur sa- kinlerinin siyasal mülteci statülerinin devam etti- rilmesi koşulu Anka- ra’da sõkõntõ yarattõ. İçişleri Bakanlõğõ’nõn, hükümete Mahmur’dan dönüş sürecinin tama- men Türkiye’nin dene- timinde olmasõ yönünde görüş bildirdiği öğrenil- di. Mahmur’dakilerin Türkiye’ye dönmesin- den sonra kendilerine siyasal açõdan hiçbir ay- rõcalõk tanõnmasõnõn mümkün olmadõğõnõ di- le getiren kaynaklar, BM’nin görevinin, söz konusu kişilerin Türki- ye’ye gelmesinin ardõn- dan sona ereceğini be- lirttiler. Mahmur kampõnda 3 binin üzerinde ev bulu- nuyor. Bölgesel Kürt yönetiminin sõnõrlarõ dõ- şõnda olmasõna karşõn kampõn güvenliği Iraklõ Kürtler tarafõndan sağ- lanõyor. BM ise ayda bir gõda ve giyecek yardõmõ yapõyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, gazetecilerin bayramını kutladı. (AA) Günay’dan İsviçre’ye minare tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Opera’daki bakanlõk binasõnda değer- lendirmelerde bulunan Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, şarapta ÖTV in- diriminin önümüzdeki günlerde gerçek- leşebileceğini söyledi. Topkapõ Sarayõ alanõ içindeki askeri de- polarõn boşaltõlmasõ yönündeki bir soru üzerine Bakan Günay, “Talebimde ıs- rarlıyım. Prensip olarak konuştuğu- muzda kimse bu talebin haksız oldu- ğunu söylemedi askeri ve sivil bürok- rasinin en üst kesimlerinde... Bürok- rasinin kendi yazışma çizgisi içinde he- men olumsuz yazılar yazılır. Böyle bir olumsuz yazı geldi. Bu olumsuz yazıyı olumluya çevirene kadar konuyu takip edeceğim” dedi. Bir soru üzerine İsviç- re’deki minare referandumunu değerlen- diren Günay, bir Avrupa ülkesinin temel insan haklarõ, inanç özgürlüğü konusun- da referanduma gitmesinin “çok talihsiz” olduğunu belirterek “İsviçre, Avrupa içinde ama Avrupa’yı içselleştirememiş bir ülke olduğunu gösterdi. İsviçre’ye, konumuna, tarihsel birikimine daha hoşgörülü bir davranış yakışırdı” dedi. Günay, “şarapta ÖTV indirimiyle” il- gili soruya karşõlõk, “Ekonomi Koordi- nasyon Kurulu sırasında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bu konuda fikir bir- liğimiz oluşmuştu. Ama bir ekonomik kriz yılından geçtiğimiz için Mali- ye’nin buradaki dikkatlerini önemsi- yoruz. Sanıyorum önümüzdeki süreç- te şarapla ilgili böyle bir maddemiz var, bunu gerçekleştireceğiz. Bir indirim olacak” yanõtõnõ verdi. AÇIKÇA İTİRAZ EDİN Mobbing mağdurları neyapabilir?  Size karşõ yõldõrma ve baskõ uygulayan kişiye, açõkça du- ruma itiraz ettiğinizi söyleyin, taciz edici söz ve davranõşla- rõnõ durdurmasõnõ isteyin. Ya- nõnõzda güvendiğiniz ve gere- kirse tanõklõk edebilecek bir iş arkadaşõnõzõ bulundurun.  Olaylarõ, verilen anlamsõz emirleri ve uygulamalarõ ya- zõlõ olarak kaydedin.  İlk fõrsatta baskõ uygulayan kişiyi, yetkili birine rapor edin, eşitiniz ise üstünüze, üs- tünüz ise yönetim kurulu ve insan kaynaklarõna durumu açõklõğõyla ve kanõtlarõyla bil- dirin.  Gerekiyorsa tõbbi ve psikolo- jik yardõm alõn. Profesyonel yardõm hem süreci atlatmanõ- za yardõmcõ olacak hem de hukuki süreçte yasal kanõt oluşturacaktõr.  Şikâyetiniz hakkõnda kurulu- şunuz içinde ne yapõldõğõnõ araştõrõn.  İş arkadaşlarõnõzla durumunu- zu paylaşõn, benzer baskõlara maruz kalanlarla ortak hare- ket edin.  İşyerinizdeki girişimleriniz yeterli olmuyorsa, toplanan tüm kanõtlarla birlikte hukuki süreç başlatõn. TAZMİNAT TALEBİ Devlete karşı ilk dava Toprak Mahsulleri Ofisi’nde (TMO) 25 yõl görev yapan Şa- ban Tokat, Türkiye’de ilk mob- bing (işyerinde psikolojik şid- det) davasõnõ devlete karşõ aç- mõştõ. Bürokrat uğradõğõ psikolo- jik baskõ nedeniyle kendisinin ve ailesinin depresyona girdiğini raporla kanõtlayarak yöneticiler- den 15 bin YTL tazminat talep etmişti. TMO Personel Daire Başkanlõğõ’na atanan Tokat’õn kaderi AKP iktidarõnõn göreve gelmesiyle değişmişti. Zorla isti- fa ettirilmeye çalõşan Tokat bas- kõlarõ kabul etmeyince rütbesi düşürülüp müşavirlik, sonra baş- uzmanlõk kadrosuna geçirilmişti. Baskõya dayanamayan bürokra- ta, “kalp krizi” şüphesiyle kal- dõrõldõğõ hastanede “majör dep- resyon” tanõsõ konulmuştu. Bu süreçte Tokat’õn eşi ve oğluda depresyon tedavisi görmeye baş- lamõştõ. TMO’daki yöneticileri hakkõndaki suç duyurusunda bu- lunmaya izin çõkmayõnca Tokat, Danõştay’a başvurarak, “İşye- rinde yaşadığım mobbing ne- deniyle hastalandım” diyerek karara itiraz etmiş ve hukuk mü- cadelesine başlamõştõ. Jeoloji Mühendisleri Odasõ Yöneti- mi’nin kendisine psikolojik bas- kõ uyguladõğõ gerekçesiyle dava açan Tülin Yıldırım’õ Yargõtay haklõ bularak, tazminat kazan- masõnõ sağlamõştõ. Bu dava son- rasõ mobbing resmen Türk hu- kuk sisteminde yer bulmuştu. M O B B I N G N E D İ R ? İftira ve haksõz eleştiri ve işyerinde psikolojik şiddet, işye- ri zorbalõğõ anlamõna gelen “Mobbing” ilk kez 1984’te İsveç’te Heinz Leymann’õn sunduğu raporla ortaya atõlmõştõ. İkna ve inandõrma yöntemini uygulamayan ya da kendine gü- veni olmayan yöneticilerin uyguladõğõ bir yöntem olarak lite- ratüre giren mobbing, yöneticinin çalõşanla olan düşünce ve inanç ayrõmcõlõğõ, kõskançlõk ya da cinsiyet ayrõmõ olarak da kendini gösterebiliyor. Yöneticiler, sürekli baskõ, haksõz eleş- tiri, hata bulma, tecrit etmek, iftira, çarpõtma, hakaret, alay gibi yöntemlerle çalõşanõn özgüvenini zayõflatarak, istifa, zo- runlu emeklilik ya da görev yerini değiştirmek zorunda bõra- kõlõyor. Araştõrmalara göre mobbing kurbanlarõnõn önemli bir bölümü parlak kariyer potansiyeli taşõyanlar. Dönen grubun şartı Öcalan DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Irak’taki Kandil Dağõ ve Mahmur Kampõ’ndan 19 Ekim’de Türkiye’ye giriş yapan, aralarõnda te- rör örgütü PKK üyelerinin de bulunduğu grup adõna İnsan Haklarõ Derneği (İHD) Diyarbakõr Şubesi’nde düzenlenen basõn toplantõsõnda ko- nuşan Gülbahar Çiçekçi, bölgede sağduyunun hâkim olduğunu ve bugüne kadar olumsuz bir davranõş ile karşõlaşmadõklarõnõ söyledi. Çi- çekci, “Amacõmõz öncelikle batõdaki vatandaş- larla kucaklaşmaktõ. Ancak batõda yaratõlan or- tam ve kõşkõrtmalar nedeniyle süreci tõkama- mak için şimdilik batõya açõlmayõ düşünmüyo- ruz” dedi. Çiçek, “Abdullah Öcalan’õn özgür- lüğünün demokrasi ve barõşõn sağlanmasõnõn olmazsa olmaz koşulu” olduğunu söyledi. Kadõn çalõşanlar turizmde de azõnlõkta İstanbul Haber Servisi - Turizm Araştırmaları Derneği’nin yap- tığı bir araştırma, turizm sektöründeki kadın çalışan oranının düşüklüğünü ve bu sektörde de erkeklerin egemen olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmaya göre, Türkiye’deki turizm sektö- ründe kayıtlı çalışanların yalnızca dörtte birini kadınlar oluş- turuyor. Derneğin araştırmasına göre sektördeki kayıtlı istih- dam yüzde 42’ye varan oranda artarak 303 bine çıktı. Sektör- de 75 bin civarı kadının kayıtlı-sigortalı çalıştığı görüldü. Tu- rizm sektöründe sigortalı olarak çalışan kadınların 30 binden fazlasının yeme-içme mekânlarında çalıştığı belirlendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear