Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
başbakanlar görmemiş olabilirsiniz ama burası
Türkiye, olmazların olduğu bir ülke. Kanıtı mı?
İşte:
Village Park girişinde yazıyla, “26-30 Kasım
2009 tarihlerinde bayramda ‘doluluk’ sebebiyle
rezervasyon kabul edilemeyeceğini” ilan ettiğine
göre, otel Başbakanlık tarafından kapatılmış!
Ama “civanım” Başbakan, gözlerinin altındaki
morlukları temiz hava soluyarak giderecek. Zayıf
bir olasılık ama belki de -Newsweek dergisinin
tanımına göre- “haşin bakışlı” RTE gidecek;
munis, ulusal sorunlarda -işine gelse de gelmese
de- uzlaşma arayan bir genel başkan çıkacak
(mı) karşımıza.
Odasından çıkmıyor, tabii konuşmuyor. Sağa
sola veryansın edemiyor.
Oh be! Dünya varmış dedirtecek cinsten bir
rahatlık, sessizlik.
Bu sessizlik içeriye özel. Dışarıda, özellikle
Amerikan basınında yer yer kıyametler kopuyor.
-Newyork Times, Newsweek dergisi gibi- pek
çok gazete RTE’nin Ortadoğu’ya kayışını
yorumluyor.
RTE’nin Ortadoğu liderliğine soyunduğunu
şimdilik yazmıyorlar.
Oysa neden olmasın; içeriyi fethetmiş,
Müslüman ise Müslüman, İslamcı ise koyusu.
RTE’ye dost görünen Ortadoğu’nun Arap
ülkeleri, bu ülkelere -liderlik demeyelim de-
ağabeylik taslayan Mısır, hatta İran; RTE’nin
böyle bir konuma gelmesini sindirebilirler mi
acaba?
Diyeceksiniz RTE konuşmazsa onun yerine
bayramlık ağzıyla Bülent Arınç konuşuyor.
İsmi önündeki başbakan yardımcılığı sıfatı
olmasa… Arınç’ın söyledikleri havada bulut!
Bayramdan sonra öyle konuşacakmış ki; “ne
Danıştay ne de Arınç kalmayacakmış!”
Olabilir ama nice siyasal fırtınalar geçiren
yüzyıllık Danıştay yerinde kalır kalmasına da;
Arınç çekip giderse arkasından ağlasa ağlasa
eşiyle liderlik karşıtları ağlar!
Bir başka konuya geçmeden Çankaya’daki
AKP’liden söz etmezsek iktidar manzaraları eksik
kalacak.
Biliyorsunuz Çankaya’daki türbanlı eşiyle
İtalya’nın ünlü Skala’sında Carmen Operası’nı
izleyecek.
Kendisi açısından hayırlı bir karar almış;
İtalya’ya gitmeden üç gün önce Ankara’da
Verdi’nin Aida’sından bir sahne, Devlet Opera ve
Balesi’nde sahnelenen baleden bir bölüm
izleyecek.
Hiç değilse ünlü Carmen’i izlemeden önce
operanın, balenin nasıl bir sanat olduğu hakkında
ufak tefek de olsa fikir sahibi olacak!
Balenin adına itirazı olabilir: “This is your life!”
(Bu, sizin yaşamınız)
AKP “liderliğine yakın isimlerin”; 2004-2005
baharında Washington’a “iki kez darbe uyarısında
bulunduğunu”, o tarihlerde Ankara’da Büyükelçi
göreviyle bulunan Eric Edelman Milliyet’e
açıkladı.
Edelman, liderliğe yakın isimler derken, kuşku
yok, RTE’ye yakınlardan söz ediyor.
“Yakın kişiler”, ABD’ye; “birkaç defa darbe
olabileceğini” iletmişler. Ancak büyükelçi “ne
olduğuna dair somut bir veri ya da kanıt
olmadığını” söylüyor.
Dahası var: Büyükelçi, her gün her saat
Ankara’yı izleyen CIA ajanlarının ABD
Büyükelçiliği’ne verdiği raporları da özetliyor:
“Bizim kaynaklarımızdan gelen bir şey yoktu”
diyor.
AKP’liler ABD’nin darbeyi desteklememesini
dolaylı biçimde istemiş olabilirler ki Edelman:
“…O dönem hükümete darbeyi
desteklemeyecekleri garantisi verdim…” diyor.
Ulusal bir iktidar, konu darbe de olsa yabancı
bir ülkeden, üstelik ABD gibi ülkeden darbeye
güvence istiyor. Yabancı bir ülkeyle iç sorunlarını
görüşebilir.
Ulusallık denildiğinde mangalda kül
bırakmayan bu iktidar; başka ülkelerin iç işlerine
karışmasına sürekli karşı çıkan bir ülkenin iktidarı
mı?
Cumhuriyet tarihinde görmediğimiz
yaşamadığımız bir bu olay kalmıştı.
“Gerekirse papaz elbisesi de giyerim” diyebilen
AKP liderinin bir iç soruna ABD desteği aradığı
da ortaya çıktı.
Bir iktidardan gitsinler… Daha neler, neler
göreceğiz!
SAYFA 1 ARALIK 2009 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Aralık
Oslo B -1
Helsinki B 6
Stockholm B 5
Londra K 9
AmsterdamK 10
Brüksel Y 9
Paris K 9
Bonn Y 10
Münih Y 11
Berlin Y 10
Budapeşte B 10
Madrid K 10
Viyana B 11
Belgrad B 9
Sofya Y 15
Roma Y 17
Atina PB 20
Zürih PB 13
Moskova Y 5
Aşkabat B 11
Taşkent PB 15
Bakû B 13
Bişkek Y 7
Tiflis B 13
Kahire PB 20
Şam B 18
İstanbul Y 14
Edirne Y 13
Kocaeli Y 17
Çanakkale Y 17
İzmir Y 20
Manisa Y 17
Denizli Y 16
Zonguldak Y 16
Sinop Y 16
Samsun Y 18
Trabzon PB 16
Giresun PB 17
Ankara Y 13
Eskişehir Y 12
Konya B 14
Sıvas B 11
Antalya PB 22
Adana B 21
Mersin B 22
Diyarbakır PB 16
Şanlıurfa PB 17
Mardin PB 12
Siirt PB 15
Hakkâri PB 9
Van PB 10
Kars S 7
Ülkemizin kuzey ve ba-
tısı parçalı ve çok bu-
lutlu, Marmara, Ege, İç
Anadolu’nun kuzeyi,
Batı Karadeniz ile Orta
Karadeniz’in batısı ya-
ğışlı, diğer yerler parçalı
ve az bulutlu geçecek.
Yağışların; yağmur ve
sağanak yağmur, Batı
Karadeniz’in yüksek ke-
simlerinde karla karışık
yağmur ve kar şeklinde
olması bekleniyor. Ha-
va sıcaklığı kuzeybatı
kesimlerde 2 ila 4 de-
rece azalacak, diğer
yerlerde önemli bir de-
ğişiklik olmayacak.
Kamu kurumlarõnda ‘psikolojik taciz’ artõyor; yõldõrma, emekliliğe zorlama, sürgün yüksek düzeyde
Çalõşana ‘mobbing’ kõskacõ
İstanbul Haber Servisi - İşye-
rinde “psikolojik taciz”, “bas-
kı”, “yıldırma” ve “zor kullan-
ma” anlamõna gelen “mobbing”
AKP hükümetiyle birlikte kamu
kurumlarõnda daha da yaygõn hale
geldi. Belediyelerde çalõşan ve
muhalif kimlikleriyle tanõnan me-
murlar “zorla” emekli edilmek
istenirken, sağlõk personeli, baş-
hekim ve idareciler “geçici gö-
revlendirme” tehditlerine maruz
kalõyorlar.
KESK’e bağlõ Sağlõk ve Sosyal
Hizmet Emekçileri Sendikasõ (SES)
Genel Başkanõ Bedriye Yorgun,
sağlõk personelinin iş yoğunluğu,
personel yetersizliği ve angarya iş-
ler nedeniyle sürekli baskõya maruz
kaldõklarõnõ belirterek, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlõk
Bakanõ Recep Akdağ’õn “Vatan-
daşa güleryüzlü davranın” söz-
lerinin dahi sağlõk kurumlarõnda
baskõ aracõ olarak kullanõldõğõna
dikkat çekti.
Yorgun, “Başhekimler ve ida-
reciler kendilerini kamu adına
çalışan birer memur olarak gör-
mek yerine sağlık kurumlarının
sahibi olarak görmeye başladı-
lar. Hastaneler ise kamu kuru-
mu değil işyeri, memurlar ise iş-
çi olarak görülmeye başlandı.
İdareciler, özellikle son dönem-
de, çalışanlarının ‘kapõkulu me-
mur’ olmaları için her kademe-
de baskı kurmaya başladılar.
Baskılara karşı duran memur-
lar ise ‘geçici görevlendirmeler’,
‘görev değişiklikleri’ ile yıldırıl-
maya çalışılıyor. Memurların
sendika tercihlerinden kaynak-
lı baskılar ise bunun en görünen
örneği. İnsanlar psikolojik bas-
kı nedeniyle ciddi hastalıklar
yaşıyorlar ve bunların farkına
bile varmıyorlar. Hemen he-
men her işyerinde ve tüm kade-
melerde bu sorunlar yaygın bi-
çimde var” dedi.
Sözleşmeli ve taşeron şirketlere
bağlõ çalõşanlarõn da baskõ gördü-
ğünü kaydeden Yorgun, “Senin iş
güvencen benim iki dudağımın
arasında”, “Ben seninle ilgili
olumlu referans olmazsam söz-
leşmen yenilenmez, işini kaybe-
dersin” sözleriyle sözleşmeli per-
sonelin de baskõ altõna alõndõğõnõ
söyledi.
Memurlar köpek
barınağında çalıştırılıyor
KESK’e bağlõ Tüm Belediye ve
Yerel Yönetim Emekçileri Sendi-
kasõ (Tüm Bel-Sen) İstanbul 1
No’lu Şube Başkanõ Kadri Kılıç,
AKP iktidarõnõn ikinci kez göreve
gelmesinin ardõndan belediyelerde
görev yapan memurlara yönelik
“sendikasızlaştırma” ve “emek-
liliğe zorlama” yönünde baskõla-
rõn arttõğõnõ belirterek, mobbing’in
en son örneğinin AKP’li Fatih Be-
lediyesi’nde yaşandõğõna dikkat
çekti. Kõlõç, bazõ memurlarõn emek-
li olmalarõ için Yedikule’deki kö-
pek barõnağõna sürgün edildikleri-
ni anlattõ.
Sürgün edilenler var
TMMOB Başkanõ Mehmet So-
ğancı, TMMOB’ye bağlõ meslek
odalarõ ve üyelerinin uğradõğõ bas-
kõ ile ilgili gazetemize yaptõğõ de-
ğerlendirmede, kamuda çalõşan ve
birliğe üye mimar, mühendis ve şe-
hir plancõlarõnõn TMMOB’nin dü-
zenlediği etkinliklere katõlõmõnõ
engelleyen uygulamalarla karşõla-
şõldõğõnõ ifade etti.
Soğancõ, “Örneğin DSİ yöneti-
mi, çalışanların TMMOB 2. Su
Politikaları Kongresi’ne katılı-
mını yasakladı. Çeşitli sempoz-
yum ve kongrelerimizde tama-
men bilimsel yaklaşım içerisinde
sundukları bildiriler nedeniyle
görevden alınan, soruşturmaya
uğrayan ya da sürgün edilen ar-
kadaşlarımız oldu” dedi.
SİYASİ STATÜ SIKINTISI
Kürt açılımının
Mahmur ayağındaki
kriz aşılamıyor
BAHADIR SELİM
DİLEK
ANKARA - AKP hü-
kümetinin Kürt açõlõmõ
çerçevesinde büyük
önem verdiği Mahmur
kampõndan dönüşler sõ-
kõntõya girdi. Mahmur
kampõndaki Kürt kö-
kenli Türk vatandaşlarõ-
nõn Türkiye’ye döndük-
lerinde “siyasal mülte-
ci” statülerini korumak
istemesi, sürecin tõkan-
masõna yol açtõ.
Mahmur kampõnõ pa-
zarlõk unsuru olarak kul-
lanan terör örgütü, hü-
kümetin Kürt açõlõmõnõ
gündeme getirmesinden
sonra buradaki mülteci-
lerin dönüşünün siyasal
açõdan değerlendirilme-
si için çaba göstermeye
başladõ.
Kamp içinde oluştu-
rulan Demokratik Halk
Meclisi’nin Türkiye ile
siyasal açõdan pazarlõk
yapmasõ için bastõrmaya
başlayan PKK, konunun
uluslararasõ toplum gün-
demine taşõnmasõ için de
kulis faaliyetlerini hõz-
landõrdõ. Türkiye’nin ön-
celiği Mahmur kampõ-
nõn boşaltõlmasõna ver-
diğini açõklamasõndan
sonra özellikle Irak tara-
fõ ve bölgesel Kürt yö-
netimi ile yapõlan te-
maslarda, kamptaki mül-
tecilerin eve dönüş için
bir dizi koşul getirdiği or-
taya çõktõ. Buna göre
Mahmur sakinleri, Tür-
kiye’ye dönüş sürecinde
“siyasal mülteci” sõfat-
larõnõn korunmasõnõ, Tür-
kiye’ye dönüş sonrasõn-
da da bu sõfatlarõnõn de-
vam etmesini, sürecin
her aşamasõnda BM’nin
etkin olarak devrede ol-
masõnõ, kampta doğan
ya da büyüyen çocukla-
rõn vatandaşlõk ve asker-
lik sorunlarõnõn devlet
ve BM güvencesi ile çö-
zülmesini istediler.
Ancak gerek Dõşişleri
gerekse İçişleri Bakan-
lõğõ’nda yapõlan değer-
lendirmelerde, bu talep-
lerin askerlik ve vatan-
daşlõk işlerini kapsayan
bölümleri için uygun çö-
zülmesi görüşü öne çõk-
tõ. Ancak Mahmur sa-
kinlerinin siyasal mülteci
statülerinin devam etti-
rilmesi koşulu Anka-
ra’da sõkõntõ yarattõ.
İçişleri Bakanlõğõ’nõn,
hükümete Mahmur’dan
dönüş sürecinin tama-
men Türkiye’nin dene-
timinde olmasõ yönünde
görüş bildirdiği öğrenil-
di. Mahmur’dakilerin
Türkiye’ye dönmesin-
den sonra kendilerine
siyasal açõdan hiçbir ay-
rõcalõk tanõnmasõnõn
mümkün olmadõğõnõ di-
le getiren kaynaklar,
BM’nin görevinin, söz
konusu kişilerin Türki-
ye’ye gelmesinin ardõn-
dan sona ereceğini be-
lirttiler.
Mahmur kampõnda 3
binin üzerinde ev bulu-
nuyor. Bölgesel Kürt
yönetiminin sõnõrlarõ dõ-
şõnda olmasõna karşõn
kampõn güvenliği Iraklõ
Kürtler tarafõndan sağ-
lanõyor. BM ise ayda bir
gõda ve giyecek yardõmõ
yapõyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, gazetecilerin bayramını kutladı. (AA)
Günay’dan İsviçre’ye
minare tepkisi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Opera’daki bakanlõk binasõnda değer-
lendirmelerde bulunan Kültür ve Turizm
Bakanõ Ertuğrul Günay, şarapta ÖTV in-
diriminin önümüzdeki günlerde gerçek-
leşebileceğini söyledi.
Topkapõ Sarayõ alanõ içindeki askeri de-
polarõn boşaltõlmasõ yönündeki bir soru
üzerine Bakan Günay, “Talebimde ıs-
rarlıyım. Prensip olarak konuştuğu-
muzda kimse bu talebin haksız oldu-
ğunu söylemedi askeri ve sivil bürok-
rasinin en üst kesimlerinde... Bürok-
rasinin kendi yazışma çizgisi içinde he-
men olumsuz yazılar yazılır. Böyle bir
olumsuz yazı geldi. Bu olumsuz yazıyı
olumluya çevirene kadar konuyu takip
edeceğim” dedi. Bir soru üzerine İsviç-
re’deki minare referandumunu değerlen-
diren Günay, bir Avrupa ülkesinin temel
insan haklarõ, inanç özgürlüğü konusun-
da referanduma gitmesinin “çok talihsiz”
olduğunu belirterek “İsviçre, Avrupa
içinde ama Avrupa’yı içselleştirememiş
bir ülke olduğunu gösterdi. İsviçre’ye,
konumuna, tarihsel birikimine daha
hoşgörülü bir davranış yakışırdı” dedi.
Günay, “şarapta ÖTV indirimiyle” il-
gili soruya karşõlõk, “Ekonomi Koordi-
nasyon Kurulu sırasında Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek ile bu konuda fikir bir-
liğimiz oluşmuştu. Ama bir ekonomik
kriz yılından geçtiğimiz için Mali-
ye’nin buradaki dikkatlerini önemsi-
yoruz. Sanıyorum önümüzdeki süreç-
te şarapla ilgili böyle bir maddemiz var,
bunu gerçekleştireceğiz. Bir indirim
olacak” yanõtõnõ verdi.
AÇIKÇA İTİRAZ EDİN
Mobbing
mağdurları
neyapabilir?
Size karşõ yõldõrma ve baskõ
uygulayan kişiye, açõkça du-
ruma itiraz ettiğinizi söyleyin,
taciz edici söz ve davranõşla-
rõnõ durdurmasõnõ isteyin. Ya-
nõnõzda güvendiğiniz ve gere-
kirse tanõklõk edebilecek bir iş
arkadaşõnõzõ bulundurun.
Olaylarõ, verilen anlamsõz
emirleri ve uygulamalarõ ya-
zõlõ olarak kaydedin.
İlk fõrsatta baskõ uygulayan
kişiyi, yetkili birine rapor
edin, eşitiniz ise üstünüze, üs-
tünüz ise yönetim kurulu ve
insan kaynaklarõna durumu
açõklõğõyla ve kanõtlarõyla bil-
dirin.
Gerekiyorsa tõbbi ve psikolo-
jik yardõm alõn. Profesyonel
yardõm hem süreci atlatmanõ-
za yardõmcõ olacak hem de
hukuki süreçte yasal kanõt
oluşturacaktõr.
Şikâyetiniz hakkõnda kurulu-
şunuz içinde ne yapõldõğõnõ
araştõrõn.
İş arkadaşlarõnõzla durumunu-
zu paylaşõn, benzer baskõlara
maruz kalanlarla ortak hare-
ket edin.
İşyerinizdeki girişimleriniz
yeterli olmuyorsa, toplanan
tüm kanõtlarla birlikte hukuki
süreç başlatõn.
TAZMİNAT TALEBİ
Devlete karşı
ilk dava
Toprak Mahsulleri Ofisi’nde
(TMO) 25 yõl görev yapan Şa-
ban Tokat, Türkiye’de ilk mob-
bing (işyerinde psikolojik şid-
det) davasõnõ devlete karşõ aç-
mõştõ. Bürokrat uğradõğõ psikolo-
jik baskõ nedeniyle kendisinin ve
ailesinin depresyona girdiğini
raporla kanõtlayarak yöneticiler-
den 15 bin YTL tazminat talep
etmişti. TMO Personel Daire
Başkanlõğõ’na atanan Tokat’õn
kaderi AKP iktidarõnõn göreve
gelmesiyle değişmişti. Zorla isti-
fa ettirilmeye çalõşan Tokat bas-
kõlarõ kabul etmeyince rütbesi
düşürülüp müşavirlik, sonra baş-
uzmanlõk kadrosuna geçirilmişti.
Baskõya dayanamayan bürokra-
ta, “kalp krizi” şüphesiyle kal-
dõrõldõğõ hastanede “majör dep-
resyon” tanõsõ konulmuştu. Bu
süreçte Tokat’õn eşi ve oğluda
depresyon tedavisi görmeye baş-
lamõştõ. TMO’daki yöneticileri
hakkõndaki suç duyurusunda bu-
lunmaya izin çõkmayõnca Tokat,
Danõştay’a başvurarak, “İşye-
rinde yaşadığım mobbing ne-
deniyle hastalandım” diyerek
karara itiraz etmiş ve hukuk mü-
cadelesine başlamõştõ. Jeoloji
Mühendisleri Odasõ Yöneti-
mi’nin kendisine psikolojik bas-
kõ uyguladõğõ gerekçesiyle dava
açan Tülin Yıldırım’õ Yargõtay
haklõ bularak, tazminat kazan-
masõnõ sağlamõştõ. Bu dava son-
rasõ mobbing resmen Türk hu-
kuk sisteminde yer bulmuştu.
M O B B I N G N E D İ R ?
İftira ve haksõz eleştiri ve işyerinde psikolojik şiddet, işye-
ri zorbalõğõ anlamõna gelen “Mobbing” ilk kez 1984’te
İsveç’te Heinz Leymann’õn sunduğu raporla ortaya atõlmõştõ.
İkna ve inandõrma yöntemini uygulamayan ya da kendine gü-
veni olmayan yöneticilerin uyguladõğõ bir yöntem olarak lite-
ratüre giren mobbing, yöneticinin çalõşanla olan düşünce ve
inanç ayrõmcõlõğõ, kõskançlõk ya da cinsiyet ayrõmõ olarak da
kendini gösterebiliyor. Yöneticiler, sürekli baskõ, haksõz eleş-
tiri, hata bulma, tecrit etmek, iftira, çarpõtma, hakaret, alay
gibi yöntemlerle çalõşanõn özgüvenini zayõflatarak, istifa, zo-
runlu emeklilik ya da görev yerini değiştirmek zorunda bõra-
kõlõyor. Araştõrmalara göre mobbing kurbanlarõnõn önemli
bir bölümü parlak kariyer potansiyeli taşõyanlar.
Dönen grubun şartı Öcalan
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Irak’taki
Kandil Dağõ ve Mahmur Kampõ’ndan 19
Ekim’de Türkiye’ye giriş yapan, aralarõnda te-
rör örgütü PKK üyelerinin de bulunduğu grup
adõna İnsan Haklarõ Derneği (İHD) Diyarbakõr
Şubesi’nde düzenlenen basõn toplantõsõnda ko-
nuşan Gülbahar Çiçekçi, bölgede sağduyunun
hâkim olduğunu ve bugüne kadar olumsuz bir
davranõş ile karşõlaşmadõklarõnõ söyledi. Çi-
çekci, “Amacõmõz öncelikle batõdaki vatandaş-
larla kucaklaşmaktõ. Ancak batõda yaratõlan or-
tam ve kõşkõrtmalar nedeniyle süreci tõkama-
mak için şimdilik batõya açõlmayõ düşünmüyo-
ruz” dedi. Çiçek, “Abdullah Öcalan’õn özgür-
lüğünün demokrasi ve barõşõn sağlanmasõnõn
olmazsa olmaz koşulu” olduğunu söyledi.
Kadõn
çalõşanlar
turizmde de
azõnlõkta
İstanbul Haber Servisi - Turizm Araştırmaları Derneği’nin yap-
tığı bir araştırma, turizm sektöründeki kadın çalışan oranının
düşüklüğünü ve bu sektörde de erkeklerin egemen olduğunu
ortaya çıkardı. Araştırmaya göre, Türkiye’deki turizm sektö-
ründe kayıtlı çalışanların yalnızca dörtte birini kadınlar oluş-
turuyor. Derneğin araştırmasına göre sektördeki kayıtlı istih-
dam yüzde 42’ye varan oranda artarak 303 bine çıktı. Sektör-
de 75 bin civarı kadının kayıtlı-sigortalı çalıştığı görüldü. Tu-
rizm sektöründe sigortalı olarak çalışan kadınların 30 binden
fazlasının yeme-içme mekânlarında çalıştığı belirlendi.