Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
2007-2008’lerde darbe hazırlıklarının ortaya
çıkmasından çok önce, 2004 yılında Sarıkız ve
Ayışığı adı verilen iki darbe hazırlığını Başbakan’a
duyurduğunu açığa çıkarıyor.
İddianamede; “… Özkök’ün TSK’nin temsilcisi
olduğundan zaman zaman birçok konuda
kendisine teklifler, endişeler, arzların geldiğini,
bundan zaman zaman da müzakere ettiklerini,
TSK’nin hassasiyeti olan konular iletildiği zaman
doğrudan kamuoyu ile paylaşmak yerine bizzat
Başbakan’a gidip, ‘Böyle endişeler var kaygılar
var’ şeklinde ilettiği…” yazılı.
Özkök tanık olarak ifade verir veya sorgulanırsa;
darbe hazırlıklarını Başbakan’a duyurmasındaki
kimi bazı nedenleri de açıklayacaktır.
Ne diyebilir? Örneğin -elinde kanıtlayıcı herhangi
bir belge olmadığı için- emrindeki komutanlar
hakkında hukuksal işlem yapamadığını yine öne
sürebilir; ancak Başbakanlık’a bağlı bir kurumun
başında olduğu için darbe hazırlıklarını RTE’ye
bildirdiğini söyleyebilir.
Tek taraflı yazmaya ve düşünmeye alışkın
yandaş ve yalaka basın erbabı ile AKP kadroları;
Özkök’ün davranışını demokrasiye bağlamaya
devam edeceklerdir ama:
Bir başkomutanın emrindeki komutanların
hazırlıklarını, askersel bünyelerde boşa çıkarmaya
gayret edeceği yerde, sivil iktidara duyurmayı
yeğlediği, örneğin bir zaman sonra -komutası
altındaki kadrolarda gerekli tasfiyeyi yapmaktan
neden kaçındığı- söylenmeye başlayacaktır.
Özkök sadece darbe hazırlıklarını duyuruyor.
Başbakan’a bugünkü iktidarın fena halde
bozulduğu, tam tersi görüşlere itibar ettiği örneğin
laiklik, dinci hareketler, tarikatlar, bölücülük gibi
konularda bünyedeki çalışmalara nedense
değinmiyor.
Bugün gelinen noktada TSK’nin, ülkenin
güvenliğinden başka herhangi bir soruna kafa
yormaması -AB’nin söylemiyle askerin ülke
sorunlarından elini çekmesi- görüşü ağırlık
kazanıyor.
Tabii arada sapıtan “Türk askerinin şerefini,
ülkemizin güvenliğini, Türkiye’nin birliğini, halkın
hukukunu, devletin bekasını koruyabilmek için bu
‘kurumsal yapı’ya son vermemiz ve yeni bir ordu
kurmamız lazım” diyen profesör sıfatlı yalakalar da
yok değil.
O zaman kısıtlı görev anlayışıyla hareket
etmekten başka ülkenin hiçbir konusuyla
ilgilenmeyen, düşünmeyen, konuşmayan robot bir
ordu kurmanın yolları aranıyor, demektir.
Hilmi Özkök, şayet ifade verir, sorgulanırsa
askerin ulusal kimi uğraşılarını açıklaması,
Cumhuriyet kurulduğundan beri askerin üstlendiği
görevlere açıklık getirmesi herhalde yararlı
olacaktır.
Böylece Özkök, askerin bugün iddia ve tartışma
konusu olan darbe hazırlıkları dışında; 4 yıl süren
Başkomutanlık zamanında da, emrindeki birimlerin
çeşitli konularda “endişe ve kaygılarıyla” ilgili
bünyesel çalışmalar yaptığını, raporlar, öneriler
hazırladığını açıklamış...
Zaman zaman Milli Güvenlik Kurulu’nun gizli
toplantılarında da okunan ve üzerinde tartışılan
konularda kamuoyunun bilgisinden gizlenen, ne ki
TSK’nin görev bildiği çalışmalar yaptığını
savunmuş olacaktır.
Örneğin laiklik karşıtı ve laik cumhuriyete karşı
dinci ve tarikatçı hareketler -bölücülük-Kürt
sorunu-dış politikadaki açılımlara karşı ülke
güvenliğiyle ilgili önlemler gibi ulusal konular…
Bugünkü anlayış ve ulusun ordusuna karşı
yöneltilen suçlamalar varılmak istenilen sonucu
çağrıştırıyor: TSK’yi ülke sorunlarından
soyutlamak!
Bu sonuca varmak isteniliyorsa… Özkök
zamanında da işleyen, askerin sadece darbe
hazırlıklarıyla değil… ülke sorunları üzerinde de
çeşitli ulusal konularda yapacağı çalışmalar da
engellenmelidir.
Yazılan çizilenlere göre istenilen budur. Amaç
TSK’yi giderek ulusun ordusu değil… İktidarların
ordusu konumuna getirmektir.
İnsanların ve hâlâ laik cumhuriyet dinamizmini
yitirmeyen kurumların kafasına zincir vurmayı
hedef alan böylesi gidişat; örneğin dinci eylemlere
göz yumarak laik devletin kâğıt üzerinde kalmasını
sağlamaya yönelik çabalara, bölünmeye,
ayrışmaya meydanı boş bırakacaktır.
Ne yazık ki bugün TSK; tek sorunu darbe
hazırlıkları yapmayı amaçlayan bir kurum gibi
gösterilmeye çalışılıyor.
TSK ulusun ordusu ise; sadece darbe ocağı gibi
gösterilmesine karşı çıkmak, ulusal sorunlardaki
duyarlılığını anımsamak, anımsatmak gerekiyor.
Tanık olarak dinlenirse Hilmi Özkök’ün görevi de
bu olmalıdır!
SAYFA 4 KASIM 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 17
Edirne Y 12
Kocaeli Y 17
Çanakkale Y 13
İzmir Y 19
Manisa Y 19
Aydın Y 20
Denizli Y 16
Zonguldak Y 15
Sinop Y 16
Samsun B 15
Trabzon B 15
Giresun B 13
Ankara Y 12
Eskişehir Y 15
Konya Y 15
Sıvas Y 10
Antalya Y 23
Adana Y 21
Mersin Y 22
Diyarbakır Y 15
Şanlıurfa Y 15
Mardin B 14
Siirt B 15
Hakkâri B 9
Van B 10
Kars B 6
Oslo K 2
Helsinki K 3
Stockholm K 4
Londra Y 3
Amsterdam Y 11
Brüksel Y 10
Paris Y 10
Bonn Y 12
Münih Y 4
Berlin Y 9
Budapeşte Y 9
Madrid Y 20
Viyana Y 6
Belgrad Y 8
Sofya Y 9
Roma Y 20
Atina Y 19
Zürih Y 8
Moskova K 0
Aşkabat Y 23
Astana Y 10
Taşkent Y 28
Bakû Y 13
Bişkek Y 25
Tiflis Y 16
Kahire B 23
Şam B 18
Ülke geneli parçalı ve
çok bulutlu, Marmara,
Ege, Akdeniz, İç Ana-
dolu, Batı Karadeniz,
Orta Karadeniz’in içi
kesimleri, Doğu Ana-
dolu’nun batısı, Gü-
neydoğu Anadolu’nun
kuzey ve batısı ile Muş
çevreleri yağışlı geçe-
cek. Hava sıcaklığı ül-
ke genelinde 5-7 de-
rece artacak.
İstanbul Haber Servisi - Sağlõk Bakanlõğõ ve
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilaçtaki fiyat
düşüşü ile ilgili olarak çõkarttõğõ düzenleme 4
Aralõk’ta yürürlüğe girecek. Düzenlemeye gö-
re eczaneler, geçmişte yüksek fiyattan aldõklarõ
ilaçlarõ 4 Aralõk’ta yüzde 30-40’a varan oran-
larda indirimle satmak zorunda kalacak. İlaç
fiyatlarõndaki düşüşün olumlu olmasõna karşõn,
düzenlemenin eczacõlarõ iflasa sürükleyeceğini
belirten İstanbul Eczacõ Odasõ Başkanõ Semih
Güngör, “4 Aralık kıyametin kopacağı gün
olacak. Eczaneler hizmeti sürdüremeyecek
duruma gelecek. Halk eczane bulamaya-
cak” dedi. Güngör, 4 Aralõk’a kadar sorunla-
rõn çözülmemesi durumunda Türk Eczacõlar
Birliği ve Türkiye’deki tüm eczanelerle birlik-
te eylem planõ belirleyebileceklerini ifade etti.
İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın aslını Ergenekon savcılarına gönderdiği öne
sürülen subay, savcılara bir başka belgenin de ekli olduğu e-posta mesajı yolladı
Savcõlara ikinci mesaj
İstanbul Haber Servisi - Albay Dursun Çi-
çek tarafõndan yazdõrõldõğõ iddia edilen “İrtica
ile Mücadele Eylem Planı” nõn “ıslak imzalı”
orjinal belgesini Ergenekon savcõlarõna gön-
deren ihbarcõ muvazzaf subaydan savcõlara
ikinci bir mesaj daha geldi. Çiçek’in adõnõn
geçtiği ve e-mail yoluyla gönderilen mektupta
Türkiye ile ilgili haberlere yer veren 400’den
fazla internet sitesinin takibe alõndõğõ ve fiş-
lendiği iddia edildi.
Mücadele Eylem Planõ adlõ belgenin õslak
imzalõ orjinalini savcõlara gönderen muvazzaf
subaydan ikinci mektup geldi. Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ yetkililerinin Deniz Kurmay Al-
bay Dursun Çiçek’e ifade vermesi için tebli-
gat gönderilmediğini bildirmelerinin ardõndan
gelen mektup, bu kez savcõlõğa posta yoluy-
la değil, elektronik ortamda gönderildi.
Albay Çiçek’in adı var, imzası yok
‘Sayın Savcım’ diye başlayan yaklaşõk 3
sayfalõk mailde Genelkurmay’da hazõrlan-
mõş benzer belgelerin örnekleri gönderildi. Söz
konusu belgelerde ‘internet siteleri andıcı’
ve ‘psikolojik hareket sitelerinin listesi’ ol-
duğu belirtildi. İhbarcõ subay tarafõndan gön-
derilen belgelerde Albay Çiçek için açõlmõş bir
imza bölümünün olmasõna karşõn bu kez Çi-
çek’in imzasõ bulunmuyor.
İhbarcõ muvazzaf subayõn mektubunda Al-
bay Çiçek’in de aralarõnda bulunduğu bir
grubun ‘Türkiye hakkındaki haberlere yer
veren’ 400’ü aşkõn internet sitesinin takip et-
tiğini öne sürdü. Mektupta tek tek fişlenen in-
ternet sitelerinin adlarõna ve nasõl fişlendik-
lerine de yer verildi. Takip edilen sitelerin ge-
nellikle ‘irticai site’ ve ‘bölücü site’ başlõk-
larõyla fişlendiği iddia edildi. İhbarcõ subay
mektubunun son paragrafõnda ise “Ülkemi o
kadar çok seviyorum ki bu andıcı, bu
mektupları gönderiyorum, TSK içinde
elinde bilgi belge olan varsa mutlaka gön-
dermelidir” ifadesine yer vererek TSK’de gö-
revli herkese bu konuda kamuoyunu aydõn-
latmalarõ için çağrõda bulundu.
Savcõ Öz, Yargõtay Onursal Başsavcõsõ hakkõndaki işlemlerin gizli yürütüldüğünü bildirdi
Kanadoğlu soruşturuluyor
HATİCE TUNCER
Emekli orgeneraller Şener Eruygur,
Hurşit Tolon’un tutuksuz, gazetemiz An-
kara Temsilcisi Mustafa Balbay’õn tu-
tuklu yargõlandõğõ İkinci Ergenekon Da-
vasõ’nda 2. ve 3. iddianamelerin okunma-
sõ tamamlandõ. Ergenekon soruşturmasõnõ
yürüten savcõlardan Zekeriya Öz, mahke-
meye gönderdiği yazõda Yargõtay Onursal
Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu hakkõnda
gizli soruşturmanõn devam ettiğini belirtti.
İkinci Ergenekon davasõna dün devam
edildi. Mahkeme, emekli Albay Levent
Göktaş’õn 19 Eylül 2009 tarihindeki talebi
üzerine Kanadoğlu hakkõnda nasõl bir iş-
lem yapõldõğõnõn İstanbul Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’na sorulmasõna karar vermişti.
Bunun üzerine savcõ Öz, 8 Ekim 2009 tari-
hinde mahkemeye gönderdiği cevapta bu
soruya cevap verdi. Öz yazõsõnda, “Kana-
doğlu hakkında 7 Ocak 2009 tarihinde
arama yapılmış ve şahıs hakkındaki giz-
li soruşturma devam etmektedir” dedi.
Savcõsõ Öz’ün eşi ve çocuklarõnõn koru-
malõğõnõ yapan polis memuru tutuklu sanõk
Kenan Temur, duruşmada söz alarak id-
dianamedeki suçlamalara şaşõrdõğõnõ söyle-
di. Kendisi hakkõnda “Ergenekon adına
savcıların ailelerine sızdığına” ilişkin id-
dialar olduğunu ifade eden Temur, savcõlar
Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın’a
bakarak şunlarõ söyledi: “Savcılar beni ta-
nıyor, hepiniz beni tanıyorsunuz. Böyle
bir şey yok. Yenge hanım beni tanır.
Kevser Hanım, benim tanır. Beni savcı
Pekgüzel tutukladı. Şok içindeyim”
Dönmez, Silivri’ye sevk istedi
Ankara Zir Vadisi’nde mühimmat sak-
ladõğõ iddia edilen ve bu konuda askeri
mahkemede de yargõlanan Yarbay Musta-
fa Dönmez, kendisine ait olduğu iddia
edilen silahlarõ hiç görmediğini savcõlara
anlattõğõnõ belirtti. Muvazzaf subay olmasõ
nedeniyle Hasdal Askeri Cezaevinde tutu-
lan Dönmez, her gün 150 km. yol gelme-
sinin savunma hakkõnõ kõsõtladõğõndan şi-
kâyet ederek sivillerin bulunduğu Silivri
Cezaevi’ne sevk edilmek istediğini ifade
etti. Başkan Şengün “Böyle bir uygulama
daha önce yok” dedi.
Sanıklar AİHM’ye başvurdu
İstanbul Haber Servisi -
Ergenekon davasõnõn tutuk-
lu sanõklarõ Tuncay Özkan,
Birol Başaran, Adil Ser-
dar Saçan’õn avukatlarõ
Celal Ülgen ve Hüseyin
Ersöz tarafõndan Avrupa
İnsan Haklarõ Mahkeme-
si’ne yapõlan başvuruda,
Avrupa İnsan Haklarõ Söz-
leşmesi’nin güvence altõna
aldõğõ “Özgürlük ve Gü-
venlik Hakkı”, “Adil Yar-
gılanma Hakkı” ve “Etkili
Biçimde Başvuru Hak-
kı”nõn ihlal edildiğine dik-
kat çekilerek bu durumun
ivedilikle tespit edilmesi ta-
lep edildi.
Ülgen ve Ersöz’ün 2 Ka-
sõm 2009 tarihli dilekçesin-
de, AİHS’nin 5. maddesine
belirlenen “özgürlük ve
güvenlik hakkı”nõn ihlali
iddiasõna gerekçe olarak
birçok kişinin kuvvetli be-
lirti bulunmadan gözaltõna
alõnmasõ gösterilerek “Tu-
tuklulukları ise makul sü-
releri çoktan aşmıştır” de-
nildi. Dilekçede şu ifadeler
yer aldõ: “Bu davanın so-
nucunun beklenmesi belki
10 yıla kadar uzayacaktır.
Tutukluluk süreleri 16 ayı
geçen tutuklular çoğun-
luktadır ve hâlâ bu tutuk-
luların ifadesinin alınma-
sına bile başlanmamıştır.”
KUM YOLSUZLUĞU OPERASYONU
Albayrak’õn evinde
arama yapõldõ
İSTANBUL / BURSA
(Cumhuriyet) - Yeni Şafak
Gazetesi sahibi Ahmet Al-
bayrak’õn evinde, Bursa’nõn
Karacabey ilçesindeki kum
yolsuzluğu operasyonuyla il-
gili arama yapõldõ.
Bursa Jandarma Komutan-
lõğõ’ndan bir ekip dün sabah
Albayrak’õn Üsküdar’daki
evinde arama yaptõ. Albay-
rak’õn arama sonrasõnda jan-
darma tarafõndan ifadesi alõn-
mak üzere Bursa’ya götürül-
düğü, kendisine avukatõnõn
da eşlik ettiği ileri sürüldü. An-
cak Bursa’daki kaynaklar, Al-
bayrak’õn evinde arama ya-
põldõğõnõ doğrularken “Al-
bayrak henüz gözaltına alın-
madı. Ya teslim olacak ya da
yakaladığımızda Bursa’ya
getireceğiz” dedi. Albayrak’õn
evindeki aramanõn haziran
ayõnda Bursa’da jandarmanõn
“kum, çakıl ve taş ocakla-
rına rüşvet karşılığı ruhsat
verme, dolandırıcılık ve ka-
mu malından hırsızlık” suç-
lamalarõyla ilgili düzenlediği
operasyonla bağlantõlõ olduğu
belirtildi. Operasyonda Bursa
İl Özel İdaresi Gelir Müdürü
Fahriye Akdamar ve müte-
ahhit Rasim Altıok tutuklan-
dõ. Albayrak’õn, Altõok’la te-
lefon görüşmelerinin dinle-
meye takõldõğõ öğrenildi.
BİLİRKİŞİ RAPORUNU TAMAMLADI
Rögar faciasõnda
suçlu anneymiş!
İstanbul Haber Servisi -
Bahçelievler’de annesiyle so-
kakta yürürken, kapağõ açõk
unutulan rögar çukuruna düşe-
rek ölen Dilara Dumrul (5) da-
vasõnda hazõrlanan ikinci bilir-
kişi raporunda anne kusurlu
bulundu. Raporda anne hak-
kõnda, “Çocuğunun elini sı-
kıca tutmadığı ve çocuğu-
nun bastığı yerleri dikkatlice
kontrol etmediği için kusur-
lu” denildi.
Bakõrköy 4. Asliye Ceza
Mahkemesi’nde görülen da-
vada, hazõrlanan ikinci bilirki-
şi raporu mahkemeye sunuldu.
Raporda, işi yapan taşeron
MVM şirketinin şantiye şefi
Erol Balcı, rögar bacalarõnõ
kontrolle sorumlu Güntek fir-
masõnõn sorumlusu Ömer Ad-
nan Kaya birinci dereceden
kusurlu bulunurken, Güntek
firmasõ adõna şantiye şefi ko-
numunda bulunan tekniker Yu-
nus Naci Ozanlı ve iki sanõk
ikinci dereceden sorumlu bu-
lundu. Rapordaki en ilginç
nokta ise, ölen Dilara’nõn an-
nesi Edibe Songül Dumrul’un
da kusurlu bulunmasõ oldu.
Bilirkişi, inşaat alanõ içinde
yürürken, çocuğunun elini sõ-
kõca tutmadõğõ ve çocuğunun
bastõğõ yerlere dikkat etmediği
gerekçesiyle anneyi üçüncü
dereceden kusurlu buldu.
Gazetemizin eski Genel Yayın Yönetmen-
lerinden gazeteci Oktay Kurtböke ölümü-
nün 10. yıldönümünde ailesi ve dostları ta-
rafından Zincirlikuyu’daki mezarı başın-
da anıldı. Törende konuşan Kurtböke’nin
eşi Gufran Kurtböke, eşinin çok ilkeli bir
insan olduğunu anımsatarak “Oktay’ın bu
devirde yaşamadığı belki de iyi oldu” dedi.
Törene Gufran Kurtböke ve kızı Pürlen
Kurtböke ile beraber Şişli Belediye Başka-
nı Mustafa Sarıgül, Şişli Belediye başkan
yardımcıları Vasken Barın ve Tayfun
Kahyaoğlu, Şişli Belediyesi Meclis üyeleri,
gazetemiz çalışanları, yazarımız Şükran
Soner katıldı. Kurtböke’nin dostları daha
sonra da kızı Pürlen Kurtböke’nin Elma-
dağ’daki lokantasında yemekte bir araya
geldi ve Kurtböke’yi andı.
Dostları Oktay Kurtböke’yi unutmadı
Güler Zere için Ankara, İstanbul ve
Adana’daki AKP binalarının önün-
de eylem yapıldı. Eylemlerde Ze-
re’nin serbest bırakılması istendi.
?Gül’den Zere açıklaması
?Kirli ilişkiler ortaya çıkmıştı
‘Şahsen
başvuru
yapõlsõn’
Susurluk’un
13. yõldönümü
İstanbul Haber Servisi - Susurluk
kazasõnõn 13. yõldönümünde “temiz
toplum” istemi, Türkiye’nin günde-
mindeki yerini koruyor. 3 Kasõm
1996’da Susurluk’ta bir kamyonla oto-
mobilin çarpõştõğõ trafik kazasõ, devlet
içindeki kirli yapõlanmayõ açõğa çõkar-
dõ. Kazada Bahçelievler katliamõ sanõ-
ğõ Abdullah Çatlı, sevgilisi Gonca Us
ve İstanbul Emniyet Müdür Yardõmcõ-
sõ Hüseyin Kocadağ öldü. Dönemin
DYP Milletvekili Sedat Edip Bucak
yaralandõ. Kazanõn ardõndan İstanbul
DGM Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn
hazõrladõğõ ilk iddianamede, Ömer
Lütfi Topal cinayetine, Tarık
Ümit’in öldürülmesine, Bucak, Çatlõ,
İbrahim Şahin, Korkut Eken ve özel
harekât polisleri arasõndaki ilişkilere
yer verilerek bu kişilerin “yasadışı ey-
lem için” buluştuklarõnõn anlaşõldõğõ
belirtildi. Davayõ 12 Şubat 2001’de ka-
rara bağlayan DGM, sanõklardan Şahin
ve Eken’i çete suçundan 6’şar yõl, özel
harekâtçõ polisler, Bucak’õn şoförü
Abdülgani Kızılkaya, katliam hüküm-
lüsü Haluk Kırcı, Yaşar Öz, Sami
Hoştan ve Ali Fevzi Bir’i de 4’er yõl
hapis cezasõna mahkûm etti.
Haber Merkezi - Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, yasadõşõ terör örgütü
örgüt üyesi olmaktan 14 yõldõr hükümlü
olarak cezaevinde bulunan ancak yaka-
landõğõ kanser hastalõğõnõn “ölümcül
evresine” ulaşmasõna karşõn hastanenin
mahkûm koğuşunda tutulan Güler Ze-
re’nin serbest bõrakõlmasõ için sivil top-
lum örgütlerinin başvurduğunu ancak
kendisinin “şahsen” başvuru beklediği-
ni açõkladõ. Gül, kendisine Adalet Ba-
kanlõğõ kanalõyla Adli Tõp raporunun
gelmesinden sonra karar verilebileceği-
nin altõnõ çizdi. Cumhurbaşkanõ’nõn is-
tediği kişiyi affetmesi gibi bir durumun
söz konusu olamayacağõnõ anlatan Gül,
“Kendisi başvuru yapmadığı için sü-
reç işlemiyor” dedi.
Doktor hakkında suç duyurusu
Çukurova Üniversitesi Tõp Fakültesi
Balcalõ Hastanesi’ndeki mahkûm servi-
sinde tedavisi süren Zere’nin babasõ
Haydar Zere, tedaviyi yürüten bir
doktorun Güler Zere’ye “Dağda kaç
kişiyi öldürdün? Dışarıda olsaydın
çok sayıda cana kıyacaktın?” dediğini
duyduğunu, bu konuda da avukatlarõnõn
suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Güler Zere’nin arkadaşõ olan ve Antak-
ya’dan gelip, yanõnda refakatçi kalan
Sevil Arıcı da, doktorun hasta hüküm-
lüyle diyaloğuna bizzat şahit olduğunu
öne sürerek şunlarõ söyledi: “Doktor,
Güler’in hasta kâğıdına baktı, incele-
di, sonra yüzüne dönüp, ‘Nasõl kõydõn
bu kadar insana? Dõşarõda olsaydõn Al-
lah bilir kaç kişiyi öldürecektin’ dedi.
Bakmaya başladığında farklı bir tav-
rı vardı. Şimdi iyi davranıyor. ”
Güngör: İlaç alacak
eczane kalmayacak
Fotoğraf:UĞURDEMİR