24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 4 KASIM 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Suskun ve Tepkisiz... Gazetenin arka giriş kapısından içeriye girdiğimde duvarda asılı bir fotoğrafı görürüm... Siyah çerçeveli, bir ölüm ilanında yer alan fotoğrafı selamlayıp, asansöre binerim odama çıkmak için. Sabah gazeteye geldiğimde, bu kez ölüm ilanına baktım uzun uzun.... Prof. Dr. Türkan Saylan’ın ölüm ilanıydı ve sanırım Hüseyin Gürer çerçeveletip duvara astırmıştı. Başında bir yemeni ve çiçekler... Saksıdaki çiçeklerden birisi belki de mor menekşeydi... Ergenekon operasyonu sonrası evinin balkonundan, sevenlerine gülerek el sallayan Türkan Saylan. Ölüme kafa tutuşu, yaşama sımsıkı sarılması! Aslında ölüm yavaş yavaş yaklaşıyordu “at kıza”... O ise “yapacak daha çok işim var” diye direniyordu. Odama çıktım, gazeteleri okumaya başladım... Güler Zere’de yavaş yavaş ölüme yaklaşıyordu. Adli Tıp Kurumu aylardır, Güler Zere’nin ölümcül hastalığına ilişkin raporu hazırlamadığı için, Çağdaş Hukukçular Derneği, genel kurul üyesi 42 kişi için suç duyurusunda bulunmuştu. Avukat Taylan Tanay’ın açıklaması, olayın salt hukuki değil, “ahlaki ve vicdani” olduğunu vurguluyordu. CHP’li Ahmet Ersin’in açıklaması önemliydi: “Endişem odur ki Güler Zere’nin tabutu tahliye edilecek sonunda. Adli Tıp Kurumu insanlık suçu işliyor.” Gerçekten bir insanlık suçu işleniyor! Cumhurbaşkanı Gül’ün, Başbakan Erdoğan’ın kılı kıpırdamıyor. Erbakan Hoca’yı yaşından ötürü affeden Cumhurbaşkanı, Adli Tıp Kurumu’na telefon açıp, “Niçin kanser hastası Güler Zere’nin raporunu hazırlamıyorsunuz” demiyor. Güler Zere’nin hastanede “hükümlüler koğuşu”nda ölümü bekliyor... Umutlarını yitiriyor insan bu tür insanlık dışı olaylar karşısında. Meltemlerin estiği mavi gök kararıyor insan yüreğinde. Issız bir karanlık çöküyor günün ortasında! Bu öç alma duygusu neden? Sorular kafamda çoğalırken, yıllar önceye gidiyorum... 12 Eylül darbesinin ardından tutuklanan, Aydın E Tipi Cezaevi’nde ölümcül hastalığa tutulan İnkılap Dal’ın ölümü geliyor aklıma. Kan kanseriydi İnkılap! 1988 yılında beş yıllık hapis cezasını çektikten sonra özgürlüğüne kavuşan İnkılap Dal, pasaport alıp yurtdışında tedavi olmak için bir yıl savaşım verdi. İnkılap, 8 Ağustos 1989’da pasaport alıp üç gün sonra Fransa’ya gitti ilik nakli için... 30 kiloydu Fransa’ya gittiğinde İnkılap. Hastaneye yattı ve tedavisi sürerken 22 Ağustos günü yaşama gözlerini yumdu. Babası öğretmen Mehmet Dal, 29 yaşında ölen oğlu İnkılap’ın ölümünün ardından şöyle konuşmuştu: “Pasaport geç verildiği için iş işten geçmişti. Enfeksiyonları yenemedi. Bu nedenle de ilik nakli yapılamadı. Çok üzgünüz, zamanında pasaport verilseydi belki de yavrum yaşayacaktı. Onu zaten ölüme gönderdiler.” İnkılap Dal yaşasaydı bugün 49 yaşında olacaktı! Aradan 20 yıl geçti... Güler Zere ve İnkılap Dal... Değişen bir şey var mı? Yok! İçimde fırtınalar kopuyor bu acımasızlık karşısında! İsyancıl bir tutku giderek çoğalıyor... Yaşamın upuzun sayrık saatlerinde dolaşıyorum... Bir hastane odasında ölümü bekleyen Güler Zere... Ve dün Susurluk çetesinin bir kaza sonucu ortaya çıktığı gün. Aradan 13 yıl geçmiş... Devlet, aşiret, mafya üçgeninde işlenen cinayetler. Özlemin kısacık yıllarında, kendimizi avuntularla oyalıyoruz... Çoğu kez zamana yenik düşüyoruz. Umutlarımız bölük pörçük, kaygılarımız bir yanardağ gibi... Sessizliğin sesi olmayı beceremiyoruz! Tüm kapılar kapanıyor yüzümüze... Bir aldatmaca ve kandırmaca! Cezaevlerinde hasta insanlar... Kış yaprakları gibiyiz ölümleri beklerken... Suskun ve tepkisiz... Bu tür olayları 12 Eylül faşist askeri darbesi sürecinde de yaşamıştık... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Çetin: DP sağ parti değil ANKARA (ANKA) - DP ile Anavatan Partisi’nin birleşmesine baştan beri destek veren eski Dõşişleri Bakanõ Hikmet Çetin, DP’nin sağ parti olmadõğõnõ söyleyerek “Türkiye’de demokrasinin daha sağlam bir şekilde kurum, kuram ve kavramlarõ ile özgürlükçü, katõlõmcõ nitelikleriyle yerleşmesini isteyen herkes bu oluşuma katõlmak zorundadõr” diye konuştu. DP’yi “dõşarõdan desteklediğini” söyleyen Çetin, “Sosyalizm liberalleşti, liberalizm sosyalistleşti. Artõk ‘izm’lere ilişkin katõ formüller kalmadõ” dedi. Öcalan yürüyüşüne hapis DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - PKK lideri Abdullah Öcalan’õn doğum günü nedeniyle Şanlõurfa’da düzenlenen yürüyüş sõrasõnda gözaltõna alõnan Sabri Şahin’in Diyarbakõr’da yargõlanmasõna devam edildi. Şahin, suçlamalarõ reddedip beraatini isterken, mahkeme Şahin’i “Toplantõ ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve örgüt adõna suç işlemek”ten 10 yõl 5 ay hapis cezasõna çarptõrdõ. Halfeti ilçesinde geçtiğimiz nisan ayõnda düzenlenmek istenen yürüyüşe jandarma izin vermemiş, çõkan olaylarda 2 kişi ölmüştü. Dilipak’ın Sezer’e hakaret davası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay Ceza Genel Kurulu, Anadolu’da Vakit yazarõ Abdurrahman Dilipak’õn, 10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer’e hakaret ettiği iddiasõyla yargõlandõğõ davada beraat kararõnõ onayan Yargõtay 9. Ceza Dairesi’nin kararõna Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn yaptõğõ itirazõ kabul etti. Genel Kurul, Yargõtay itirazõ 11’e karşõ 13 üyenin oyuyla kabul ederek, Dilipak’õn 765 sayõlõ eski Türk Ceza Yasasõ’nda düzenlenen “cumhurbaşkanõna hakaret” suçundan cezalandõrõlmasõ gerektiğine karar verdi. GDO yönetmeliği yargıya taşınıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ’nõn 26 Ekim’de çõkardõğõ bir yönetmelikle “genetiği değiştirilmiş organizmalõ (GDO)” ürünlerin ithalatõnõ “legal” haline getirmesi Meclis gündemine taşõndõ. Genel Kurul’da söz alan CHP’li Vahap Seçer, yönetmeliği yargõya taşõyacaklarõnõ bildirdi. Seçer’e yanõt veren Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Mehdi Eker ise yönetmeliğin GDO’lu ürünlerin kontrol ve denetimini sağlamak için yasal düzenleme yapõlana kadar “acil” önlem almak için çõkarõldõğõnõ savundu. CHP lideri Baykal, Kürt açõlõmõ görüşmesinin 10 Kasõm’da yapõlmasõna tepki gösterdi ‘Açõlõm afete döndü’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal, grup toplan- tõsõnda yaptõğõ konuşmada, “AKP’nin 7 yıllık tek başına iktidarında altın fırsatı de- ğerlendiremediğini” söyledi. Baykal, “zam yağmurunun geldiğinin” altõnõ çizerken de “Bir zam yağmuru, bir de açı- lım yağmuru var. Açılım yağ- murları afete döndü” dedi. “GDO açılımı” doğrultusunda çõkarõlan yönetmeliği eleştiren Baykal, 70 milyonun sağlõğõnõn ve ülkenin geleceğinin tehlike- ye atõldõğõnõ söyledi. Baykal, 29 Ekim kutlamala- rõ sõrasõnda “demokratik hak- kını kullanan insanlara kar- şı tavrın milleti rencide etti- ğini, şehit ailelerine PKK’li gibi muamele edilemeyece- ğini” söyledi. Baykal, “Şehit yakınlarına polis dayağı ya- kışmıyor” derken salonda bu- lunan gaziler ayağa kalkarak kendisini alkõşladõ. Baykal, “Bu iktidarın Türk bayrağına karşı alerjisi var. PKK bay- rağına alerji yok. TBMM’ye bayrak sokmayı yasak etme- ye çalıştılar” derken bir şehit yakõnõ da bayrak açtõ. Baykal, Denizli’de sivil top- lum örgütlerinin “vatan haini gibi” görülerek korteje girme- sinin engellenmesinin de utanç verici olduğunu kaydetti. CHP lideri, Kürt açõlõmõnõn 10 Kasõm’da TBMM’de ele alõnacağõnõn açõklandõğõna dik- kat çekerken “29 Ekim’i ve- remedik, 10 Kasım’da mı ya- palım, diyorlar? Kürt açılımı görüşmesinin Atatürk’ün ölüm gününe getirilmesi de- rin bir anlam mı taşıyor? Bi- risi bilerek bir şey mi ima et- meye çalışıyor? ‘Atatürk artõk aramõzdan ayrõldõ, bunlarõ ya- pabiliriz’ mi demek istiyorlar? Bu açılımın Türk bayrakla- rının yarıya indiği gün TBMM’ye getirilmesinin çok özel bir anlamı vardır” dedi. Baykal, “Kürt açılımının PKK açılımı olduğunun an- laşıldığını” söylerken “Baş- bakan, ABD’ye gitmeden Meclis’e bir şeyler sunula- cak, bunun mu telaşı var?” di- ye konuştu. ‘Gereği yapılmalı’ Baykal, belge tartõşmalarõn- da gelinen noktayla ilgili olarak da “Bu belge emir-komuta zinciri içinde yapılmışsa der- hal onun da gereği yapılma- lıdır. Eğer altında imzası olanların arkasında farklı in- sanlar varsa derhal onlar için de gereği yapılmalı. Eğer emir kumanda zinciri içinde değil de, sadece bir albay ve arkadaşları içinde çalışma varsa elbette onlar tasfiye edilmelidir. Ama onların ora- da görev yapmasına göz yum- muş olan yetkililer de en azından özür dilemeli, öze- leştiri yapmalıdır” açõklama- sõnõ yaptõ. Baykal, “belgenin siyasi bir ithamnameye dönüştüğüne” dikkat çekerken sözlerini şöy- le sürdürdü: “4.5 ay önce bu belge ihbarcının elinde. Niye bekletiliyor? Bu arada bir gece yarısı baskınıyla askeri yargıyla ilgili yasa çıkarılıyor. Muhbir, Genelkurmay Baş- kanı da bu işin içinde, diyor. Olay albay düzeyinde bir ör- gütlenme olarak ortaya çıktı, şimdi Genelkurmay Başkanı düzeyinde bir mesele haline geldi. Muhbir vatandaş git id- dialarını ortaya koy, ifadeni ver. Niye hüküm veriyorsun? Muhbir vatandaş, CHP de bu işin içinde, diyor. Arkadaş sen kimsin, çık ortaya seni gö- relim, hesaplaşalım. Mek- tupta imza yok, nerede şeffaflık? Çamur atıp kendini saklama, mah- kemede hesaplaşalım. Bu arkadaş belgeyi 4.5 ay saklamış, sonra postaya teslim etmiş. Savcılığa yüzlerce mektup gelir, açan görevli, imzasız di- ye yırtıp çöpe atsaydı! Türkiye’yi allak bullak edecek bu belgeyi hangi güvenle postayla gön- dermiş? Yani ne diyor ‘Giderse gitsin birisi, ne de olsa ben yeniden imal ede- rim, bak makinesi varmõş õslak imzanõn mõ’ diyor? Türkiye’de kurumları, TSK’yi hedef tahtası ha- line getirme kararlılı- ğında bir planlama var.” Yargıya büyük görev Baykal, demokrasiye yönelik asker kaynaklõ tehditlerin yanõ sõra, ikti- dar kaynaklõ tehditler de bulunduğuna dikkat çe- kerken “en büyük gör- evin yargıya düştüğü- nü” vurguladõ. Baykal, “Mehmet Haberal, Mus- tafa Balbay, terör sanığı gibi oralarda tutulacak. Başbakan dava için ‘te- rör örgütü’ diyecek, böy- le bir lafı kullanacak. PKK’yi de oradan se- lamla karşılayacaksın. Böyle şey olur mu? AKP’nin akıl danıştığı kişiler Öcalan’a paşalık teklif ediyor” dedi. İSTANBUL’DA FORUM Kürt heyetten açılıma destek ENGİN ESEN Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminden üst düzey bir heyet, AKP hükümetinin Kürt sorunu merkezli “demokra- tik açılım” politikasõna deste- ğini İstanbul’da dile getirdi. Amerikan düşünce kurulu- şu Atlantik Konseyi ile Was- hington’daki Amerikan Üni- versitesi ve New York’taki Columbia Üniversitesi tara- fõndan davet edilen Kürt he- yeti, İstanbul Swissotel’de bazõ Türk akademisyen ve gazetecilerle iki günlük fo- rumda buluştu. Türk tarafõn- dan resmi yetkililer olmaksõ- zõn, ikincil diplomasi tarzõnda yapõlan, “Diyalog: Türkler ve Iraklı Kürtler Arasında Güven” başlõklõ forumun ar- dõndan dün öğleden sonra ba- sõn toplantõsõ düzenlendi. Kürt Yönetimi Başkanlõk Di- vanõ Başkanõ Fuad Hüseyin, Dõşişleri Bakanõ Ahmet Da- vutoğlu ve Devlet Bakanõ Za- fer Çağlayan’õn geçen hafta Erbil’e yaptõğõ ziyaretle birlik- te yeni bir döneme girdiklerini belirterek taraflarõn “sizin gü- venliğiniz bizim güvenliği- mizdir” çizgisinde buluştuğu- nu dile getirdi. Kürt yetkili, “Kürdistan, Türkiye için tüm Irak’a geçit olacak. Türkiye de bizim için Avrupa’ya ge- çit olacak” diye konuştu. Hüseyin, Türk hükümeti- nin Kürt konusundaki “açılım politikasını” çok önemli bul- duklarõnõ ve bunu destekle- diklerini vurguladõ. Gülen okullarına övgü Bölgesel yönetimin Doğal Kaynaklar Bakanlõğõ Başda- nõşmanõ Halid Salih de “Tür- kiye’nin enerjiye ihtiyacı var ve bizde enerji var. Ayrıca Türkiye üzerinden enerji ih- raç edeceğiz” diye konuştu. Yeni bölgesel hükümetin Eğitim Bakanõ Safin Dizayi kendilerinin PKK’nin yön- temlerini benimsemediğini ve artõk Ankara ile ilişkilerinin PKK’ye endeksli olmayaca- ğõnõ vurguladõ. Dizayi DTP’yi de “pragmatik davranmak yerine duygusal hareket et- mekle” eleştirdi. Eğitim ala- nõnda işbirliğini geliştirmek istediklerini de belirten Diza- yi, Irak’õn kuzeyindeki Fet- hullah Gülen çizgisindeki Işõk Üniversitesi ile Nilüfer Kõz Lisesi’ni örnek göstererek “Böylesi kurumları daha çok görmek istiyoruz” dedi. Ahmet Türk, AKP’nin başarõsõzlõğõnõ DTP’ye fatura etmeye çalõştõğõnõ söyledi: Açılımı taşıyamadılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel Başka- nõ Ahmet Türk, “irticayla mücadele eylem planı”ndan 2 yõl önce ortaya çõktõğõnõ sa- vunduğu “toplumu biçimlen- dirme planı” ile ilgili 100’ü aş- kõn avukatla birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsvcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunacaklarõnõ açõkladõ. Kandil ve Mahmur’dan gelen 34 PKK’linin, “katılıp katıl- mayacağı” merak konusu ol- duğu için dikkatlerin çevrildi- ği dünkü DTP Meclis grup toplantõsõna PKK’liler gelme- di. Ancak bir partilinin, PKK’li kõyafeti giydirdiği 2 yaşõnda- ki çocuğunu grup toplantõsõna getirmesi dikkat çekti. DTP Genel Başkanõ Türk’ün ko- nuşmasõ sõrasõnda küçük çocuk ağlayõnca, ailesi dõşarõ çõkarmak zorunda kalõrken, Türk de “Herhalde bu salonda ilk kez çocuk sesi duyuluyor” diyerek espri yaptõ. Ahmet Türk konuşmasõnda sert mesajlar verdi. AKP hü- kümetinin “açılımın” ağõrlõ- ğõnõ, sorumluluğunu taşõyama- dõğõnõ belirten Türk, hüküme- tin hâlâ konuyu “güvenlik- asayiş” mantõğõyla ele aldõğõ- nõ kaydetti. AKP hükümetinin kamuoyunda ve halk nezdinde oluşan beklentileri karşõlaya- mayõnca, başarõsõzlõğõnõ DTP’ye fatura etmek istediği- ni anlatan Türk, “Acaba açılı- mın içinde ne vardı da hü- kümet, Barış Grubu’nun ge- lişiyle birlikte yaşanan geliş- melerin, bu süreci tahrip et- tiğini ileri sürmektedir? Böy- le bir çelişki olabilir mi?” dedi. Kürt sorununda barõşçõl çözümün başlayabilmesi için bu grubun gelişinin önemli bir başlangõç adõmõ olduğunu be- lirten Türk, hükümetin sürecin hõzlanmasõndan, somuta ka- vuşmasõndan rahatsõz olduğu- nu söyledi. Bu yaklaşõmõn hü- kümetin gerçek bir barõş pro- jesinin olmadõğõnõ ortaya koy- duğunu kaydeden Türk, şunla- rõ dile getirdi: “Kürtlerin bü- tün aktörleriyle birlikte bu sürecin içinde yer alma, rol oynama istem ve talebi, ‘Her şeyi kendi istediğim gibi ya- parõm’ inadıyla hareket eden hükümetin planını bozmuş- tur. Demek ki adına açılım denilen ve tahrip olduğu söy- lenen süreç, Kürtleri bu ça- lışmanın içine katmadan, on- ları kandırarak ve Kürtlere rağmen yürütülecekti. Yan- lış hesap bu kez Bağdat’tan değil, Silopi’den dönmüştür.” Türk, DTP’yi bu süreçte et- kisizleştirmeye çalõşmak ve tasfiye etmekle suçladõğõ Baş- bakan Tayyip Erdoğan’õn “yavuz hırsız misali” göz gö- re göre kendilerine, halka ha- karet edip hassasiyetlere dikkat çektiğini ileri sürdü. Türk, “Bir yandan köpekler, şerefsizler diye küfürler edilecek, 20 milyon insanın hiçbir hassa- siyetine dikkat edilmeyecek, diğer yandan da insanların Silopi’deki barış sevincine hassasiyetlere uymuyorlar diye hakaret edilecek! 72 mil- yonun içerisinde Kürtler de yok mudur? Peki, Kürtlerin hassasiyetleri ne olacak” di- ye sordu. “İrticayla mücadele eylem planı” ve darbe tartõşmalarõnõn da gündemin diğer sõcak ko- nusu olduğunu belirten Türk, sorunun temelinde “askeri ve- sayetin sürmesinin” yattõğõnõ ileri sürdü. ‘AKP planın ortağı’ Son dönemde ortaya iki plan çõktõğõnõ, bunlarõn birinin Kürt- leri ve muhalif kesimleri hedef alan Eylül 2007 tarihli “toplu- mu biçimlendirme planı” ol- duğunu belirten Türk, bu pla- nõn “Kürt bölgesinde halkı ra- hatsız edecek faaliyetlerin ic- rası, DTP’nin terörist ilan edilmesi” gibi eylem kararla- rõnõ içerdiğini ve bunun “irti- cayla mücadele eylem pla- nı”ndan 2 yõl önce hazõrlandõ- ğõnõn anlaşõldõğõnõ ileri sürdü. AKP hükümetinin, bu plan karşõsõnda sessiz kalarak “ken- disini sağlama almak için DTP ve Kürtleri hizaya sok- ma planına ortak olduğunu” kaydeden Türk, DTP olarak partilerini hedef alan “toplumu biçimlendirme planı” ile ilgili bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na 100’ü aşkõn avukatla suç duyurusunda bu- lunacaklarõnõ belirtti. Ahmet Türk, DTP’yi Kürt açõlõmõ sürecinde etkisizleştirmeye çalõşmak ve tasfiye etmekle suçladõğõ Başbakan Erdoğan’õn “yavuz hõrsõz misali” göz göre göre kendilerine, halka hakaret edip hassasiyetlere dikkat çektiğini ileri sürdü. Aleviler: Çözüm yeri TBMM’dir Pir Sultan Abdal Kültür Derneği üyeleri, Alevi örgütlerince 8 Kasım’da İstanbul’da yapılacak mitingle ilgili Meclis önünde yap- tıkları açıklamada, çözüm yerinin TBMM olduğunu bildirdiler. Dernek Başkanı Fevzi Gümüş, Alevilerin taleplerini duyurmak için açıklama yaptıklarını belirterek, Alevi- lerin zorunlu din derslerinden cem evleri- nin yasallaşmasına kadar pek çok sorunu olduğunu anlattı. Düzenleyecekleri miting- de dile getirecekleri taleplerin geçen yıl An- kara’da yapılan mitingdeki taleplerle aynı olduğunu belirten Gümüş, “Çünkü mevcut siyasal iktidar bütün açılım söylemlerine rağmen Alevilerin talepleriyle ilgili bir tek adım atmış değil” dedi. (Fotoğraf: AA) Demirel’den DP’ye moral ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dokuzuncu Cumhurbaşkanõ Süleyman Demirel, Demokrat Parti Gençlik Kollarõ Başkanõ Ahmet Murat Yılmaztekin ve yönetim kurulu üyelerini, Gü- niz Sokak’taki konutunda kabul etti. Demirel, 12 Eylül 1980’de partilerin kapatõldõğõ- nõ anõmsatarak bunun ardõndan da orta sağõn ta- mamen parçalandõğõnõ belirtti. Demirel, “Bugün Türkiye’nin yönetiminden birtakım huzur- suzluklar duyuluyorsa, bir hukuk devleti ol- ması lazım gelen Türkiye’de hukuksuzluktan şikâyetler varsa bu şikâyetler sistemin işleme- yişindendir” dedi. Anavatan-DP birleşmesine de değinen Demirel, “İki parti, geçmişteki bera- berliklerini yani 80 öncesinde halktaki bera- berliği yeniden bütünleştirmeye karar vermiş- tir. Bu çok önemli bir hadisedir” diye konuştu. AKP’NİN ‘10 KASIM’ ÖNERİSİ KAVGA ÇIKARDI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP’nin, “Kürt açõlõmõ” ile ilgili verdiği ge- nel görüşme önergesinin ön görüşmesinin 10 Kasõm Salõ günü, genel görüşmenin de 12 Kasõm Perşembe yapõlmasõna ilişkin AKP grup önerisi TBMM Genel Kurulu’nda, sert tartõşmalarõn ardõndan kabul edildi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Atatürk’e, ‘senin en büyük eserini tartõşmaya açõyorum’ demek için bu tarih seçilmiştir” dedi. CHP’li Rasim Çakõr, “Bilim adamla- rõnõn böyle yönetim anlayõşõna verdiği tek isim vardõr, o da faşizmdir” diye bağõrdõ. Sa- taşma gerekçesiyle söz alan AKP Grup Baş- kanvekili Suat Kõlõç, 10 Kasõm’õn çalõşma takvimi gereği en uygun zaman olduğunu sa- vundu. Kõlõç’õn CHP’lileri eleştirmesi üze- rine söz alan CHP’li Kemal Anadol da “Si- ze İsmet İnönü’nün sözüyle söylüyorum: Ha- di canõm sende!” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear