26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 19 KASIM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 D i n l e n i y o r s u n . . . İ z l e n i y o r s u n . . . S u s t u r u l d u n . . . Korku imparatorluğu YARIN: DİSK GENEL BAŞKANI SÜLEYMAN ÇELEBİ, ESKİ ÇALIŞMA BAKANI YAŞAR OKUYAN 3 TARKAN TEMUR Özgürlük ve Dayanõşma Par- tisi (ÖDP) Genel Başkanõ Alper Taş, yargõnõn kendisine dönük direnişleri etkisiz kõlmak için AKP’nin yeni hedef olarak yar- gõyõ belirlediğini söyledi. Taş, “Hâkimler ve savcılar üze- rindeki bu baskılar, iktidarın yeni sahiplerinin iktidarın es- ki sahiplerinin yargı üzerin- deki etkisini kırma, onları tasfiye etme, kendisine yandaş bir yargı yaratma çabasıdır. Bugün demokratik bir ülke- den değil, sadece AKP dev- letinden söz etmek mümkün- dür” dedi. ÖDP Genel Başkanõ Taş, Yar- gõtay santralõnõn dinlenme ka- rarõ, eski Yargõçlar Savcõlar Birliği (YARSAV) Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu’nin meslekten ihracõnõn istenmesi ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ Ay- kut Cengiz Engin’in telefonlarõnõn dinlenmesinin iktidar ve devlet bas- kõsõnõn en somut göstergeleri oldu- ğunu söyledi. AKP eliyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin emperya- lizmin yeni ihtiyaçlarõ doğrultusunda dönüşüme uğratõldõğõnõ belirten Taş, “Dönüşümde de oldukça yol alın- mıştır. Bugün bir AKP devletin- den söz etmek mümkündür. Cum- hurbaşkanlığı, yasama, yürütme, YÖK AKP’nin elindedir. Medya- da da AKP lehine büyük bir de- ğişim yaşanmıştır. AKP’nin şu andaki hedefi yargıdır. Yargı üze- rinden kendisine dönük direnişleri etkisiz kılmak AKP’nin ana gün- demidir. Hâkimler ve savcılar üzerindeki bu baskılar, iktidarın yeni sahiplerinin iktidarın eski sahiplerinin yargı üzerindeki et- kisini kırma, onları tasfiye etme, kendisine yandaş bir yargı ya- ratma çabasıdır” dedi. ‘TSK’YE OPERASYON’ Uzun zamandõr AKP ve ordu ara- sõnda bir gerilim üzerinden demok- rasi tartõşmasõ yürütülmeye çalõşõl- dõğõnõ belirten Taş, “Bugün yaşanan çelişki ise bölgesel bir güç olma stratejisi çerçevesinde, ılım- lı İslamcı bir temelde yeniden yapılanan devletin yeni poli- tikalarının daha çok kimin inisiyatifiyle yürütüleceğine dair gerilimlerdir. Ergene- kon sürecinde ve daha son- rasında ordu içine dönük operasyonlar, ılımlı İslamcı- yeni Osmanlıcı eksende ya- pılanan yeni Türkiye Cum- huriyeti’ne ordu içinde ayak direyenlere dönük operas- yonlardır. Hukuk ve TSK ye- ni dönemin ihtiyaçları çer- çevesinde yeniden yapılan- dırılmaktadır” dedi. ‘DEVLET YENİDEN YAPILANDIRILIYOR’ Türkiye’nin gerçek anlamda bir demokratik hukuk devleti olmaktan çok uzak olduğunu belirten Taş, baskõcõ devlet gelene- ğinin aygõtlarõnõn da hukuk dõşõ ol- duğunun altõnõ çizdi. Türkiye’de neredeyse eksik yönleriyle “sö- mürge tipi demokrasi” uygulan- dõğõnõ belirten Taş, “Bugün AKP eliyle ‘düşük yoğunluklu demokra- si’ anlayışı çerçevesinde devlet yapısının kabuğu değiştirilmekte, yeniden yapılandırılmaktadır. Gi- diş AKP eliyle daha ince bir bas- kı rejimine doğrudur. Demokra- si aşağıdan yukarıya, emekçilerin ve ezilenlerin ortak örgütlü gü- cüyle, bu devlet yapısının köklü bir biçimde değiştirilmesiyle söz ko- nusu olacaktır” diye konuştu. ÖDP Genel Başkanõ Taş, AKP eliyle devlet yapõsõnõn kabuğunun değiştirildiğini söyledi ‘Baskõ rejimine doğru’ ‘Hukukdeğil,hükümetdevleti’ İstanbul Üniver- sitesi (İÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Prof. Dr. Ersan Şen, Adalet Ba- kanlõğõ müfettişle- rinin, doğrudan doğruya ve savcõlõk kanalõyla hâkim ve savcõlar hakkõnda yürüttüğü ön so- ruşturmalarda tele- komünikasyon yo- luyla iletişimin de- netlenmesi tedbirine başvurmasõnõn, Hâ- kimler ve Savcõlar Kanunu’nun 101. maddesine aykõrõ olduğunu belirterek “Demokratik açılım öncelikle yar- gıdan başlamalı. Yargı ma- kamları, fethedilmek için bekleyen kaleler olarak gö- rülmemeli” dedi. HÂKİM VE SAVCILARIN DİNLENMESİ Dinlemenin amacõndan saparak delil elde etmek için kullanõldõğõnõ belirten Prof. Dr. Şen, “Adli dinleme, CMK’nin 135. maddesinde sıkı şekil şartlarına bağlı tutulduğu ve ikincil delil sayıldı- ğı halde, şartların somut olaylarda bu- lunup bulunamadığının tam olarak in- celenmediği ve dinleme kararlarında so- mut olayın özelliklerini gösteren ge- rekçeler fazlaca bulunmadığından, bu- gün uygulamada en çok kullanılan de- lil elde etme yöntemi olarak karşımıza çıkmıştır. Öyle aşırı uygulamalar gün- deme gelmiştir ki, artık ipin ucu kaçmış ve kolluk ile adli makamlar, neredeyse sadece telefon dinleme ve tespitlerden hareket etmeye ve kararlar vermeye başlamışlardır. Böylece, istisnai bir yol olarak öngörülen telefon dinleme, asli korunması gereken iletişim hürriyetinin önüne geçmiştir. Ki- şi hak ve hürriyetlerine yönelik tehdit- ler artık ciddi boyuta gelmiştir. Hâkim, olayın özelliklerini dikkate alarak kişi hak ve hürriyetlerine yönelik sınırlan- dırma taleplerini incelemeli ve hukuki gerekçelerin somut olayda bulunmadı- ğını tespit ettiği durumlarda talepleri reddetmelidir. Bu bir cesaret işi olma- yıp hukuk kurallarını uygulayan hâ- kimden beklenendir. Elbette bu uygu- lama, bağımsız ve bu bağımsızlık sonucu tarafsızlığı özümsemiş hâkimlerden beklenebilir” diye konuştu. Hâkim ve savcõlarõn bir suç işlediği id- diasõyla iki şekilde sorumlu tutulabile- ceklerini anlatan Prof. Şen, hâkim ve sav- cõlarõn, Adalet Bakanõ tarafõndan atanan müfettişlerce denetlenmesinin temel so- run olduğunu söyledi. Prof. Şen, “Bu yetkiyle hareket eden müfettişler, önce doğrudan doğruya ve ardından savcılar aracılığıyla, orta- da henüz adli bir soruşturma olmayıp, idari soruşturma sırasında hâkim ve savcıların telefonlarını dinlemek iste- mişlerdir. Hatta bu maksatla Adalet Ba- kanlığı bir yönetmelik çıkarmış ve YARSAV tarafından açılan dava üze- rine Danıştay, bu yönetmeliğin Hâ- kimler ve Savcılar Kanunu’na uygun olup olmadığını incelemeye almıştır. İdarenin bir düzenleyici işlemi olan yönetmelikle, kişilerin anayasal hakkı olan iletişim hürriyeti ve özel hayatın korunması hakkına müdahale edile- meyeceğini, kanunlarda gösterilen mü- dahale sınırlarının genişletilemeyeceğini belirtmek gerekir” dedi. ‘YARGI BAĞIMSIZLIĞI CİDDİ TEHDİT ALTINDA’ Yetki sonlandõrmasõnõn yapõlmamasõ halinde yargõ bağõmsõzlõğõnõn ciddi bir teh- dit altõna gireceğine dikkat çeken Prof. Şen, “Kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli ol- duğu bir yerde, yanlışların ortaya çı- karılması, sistemin korunması, herke- sin denetime tabi tutulup hukuka aykırı davrananların cezalandırılması ama- cıyla hükümetin dilediğini yapabilme, dilediği üzerinde baskı kurabilme ve bu kapsamda dilediğini dinleme yetkisi kabul edilemez. Bu anlayış, kuvvetler ayrılığının değil, hükümet devletinin ge- çerli olduğu, yani ülkenin hükümet ta- rafından yönetildiği, demokratik hukuk devleti ilkesinin tanınmadığı ortam- larda uygulanabilir” diye konuştu. Demokratik açõlõma öncelikle yargõdan başlanmasõ gerektiğini söyleyen İÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ersan Şen, ‘Yargõ makamlarõ fethedilecek kale olarak görülmemeli’ dedi Taş, hukuksuz telefon dinlemenin bir “devlet geleneği” haline geldiğini ve yıllarca özel hayatın gizliliğinin, ha- berleşme özgürlüğünün, insan hakla- rının çiğnendiğine dikkat çekti. Sıra- nın hâkim ve savcılara geldiğini belir- ten Taş, “Sosyal devlet gitmiş, kendi savcılarını, yargıçlarını dinleyen rönt- genci, güvenlik devleti anlayışı ege- men olmuştur. AKP bu antidemokra- tik devlet geleneğinin izinden giderek bu geleneği kendi iktidarını sağlam- laştırmak için pervasızca kullanmak- tadır. Toplumun gözetlendiği, dinlen- diği bir ortamda demokrasiden, öz- gürlüklerden, hukuktan söz etmek mümkün değildir” diye konuştu. ‘RÖNTGENCİ, GÜVENLİK DEVLETİ ANLAYIŞI EGEMEN OLDU’ BİR iktidar düşünün ki, kendisine karşı olduğu için bir yargıçla bir savcı- nın mesleklerinden ihraç edilmesini isti- yor. Ayrıca yargılanmaları için de suç duyurusunda bulunuyor. Adalet Bakanı, bakanlığı tarafından görevlendirilen mü- fettişlerin bu istekleri içeren raporlarına onay verebiliyor. Şimdi yargıda görev yapan yargıçlar ve savcılar hükümetin bu baskısından sonra nasıl özgürce ka- rar verebilecekler? Verecekleri kararla- rın hükümetin hoşuna gitmemesi duru- munda başlarına aynı belaların geleceği korkusuna kapılmazlar mı? Bu durum- da hukuk devleti nasıl işleyecek? Yargı bağımsızlığı nasıl korunacak? İktidarın bu gidişi gidiş değil. Tutulan bu yol Tür- kiye’yi hızla faşizme doğru sürüklüyor. Tufan TÜRENÇ 11 Kasım 2009 / Hürriyet ‘AKSİ İSPAT EDİLMEDİKÇE HİÇ KİMSE MASUM DEĞİLDİR’ ... Takdir edersiniz ki, dinlenenler içinde İstanbul Cumhuriyet Başsav- cısı’nın da yer alıyor olması özellikle dikkat çekicidir. “Ergenekon” davası- nı kovalayan savcıların amiri konu- mundaki bir başsavcının, “Ergene- kon acaba yargı cephesinde neler çeviriyor” kuşkusuyla dinlemeye ve takibe alınması gerçekten inanılır gibi değildir. Bunları söylerken, başsavcı- ya, Taha Akyol’un dünkü yazısında (Milliyet) yazdığı gibi (“Kendisini (baş- savcıyı) aradım ve dedim ki: Siz Er- genekoncu iseniz ben de Ergene- koncuyum!”) “kefil” olduğum filan sanılmasın. Kimseye “kefil” olduğum filan yok; ama iş “kurumsal” olarak, daha doğrusu ülkedeki “kuvvetler ayrımı” ilkesinin işleyişi olarak bu noktaya gelmiş ise, yani görevinin başında olan bir başsavcı bile “kuv- vetli şüpheler” gerekçesi ile yakın ta- kipte ise, ikide bir kafamıza çakılan “hukuk devleti” iddiamızdan bir an önce vazgeçmemiz gerekmez mi? Sonuç olarak, ilgili kanunlara uygun da olsa, aramızdaki “masum olma- yanlar”ı bulup çıkartmak için, tekno- loji de nasıl olsa imkân tanıyor dene- rek, toplumun sayıları giderek artan bir bölümünün “masumiyetini ispat- lamak” mecburiyeti altında bırakıl- ması, tek kelimeyle “korkutucu”dur. “Biraz da onlar korksun” diye düşü- nülüyor ise o başka tabii ki… Kürşat BUMİN 14 Kasım 2009 / Yenişafak TÜRKİYE’DE YARGIÇ GÜVENCESİ BİTİRİLDİ Bugün bir AKP devletinden söz etmek mümkündür. Cumhurbaşkanlığı, yasama, yürütme, YÖK, AKP’nin elindedir. Medyada da AKP lehine büyük bir değişim yaşan- mıştır. AKP’nin şu andaki hedefi yargıdır. Yargı üzerinden kendisine dönük direnişle- ri etkisiz kılmak AKP’nin ana gündemidir. ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASI OYUN DEĞİLDİR! ADALET Bakanı Sadullah Ergin, Nazlı Ilıcak’a yaptığı açıklamada yargıç ve savcılar ile ilgili dinlemelerin “kanu- na uygun” olduğunu söyledi. Yüzlerce yargıç ve savcının dinlendiği iddiası da palavraymış, “sadece 69 yargı mensu- bu” dinlenmiş. Bunların 56’sı Ergene- kon davası ile ilgili. Bakan’ın da kanun ve yönetmelikleri yeteri kadar özümse- mediği ya da işine geldiği gibi yorum- ladığı anlaşılıyor. Kanunun dinleme ka- rarları ile ilgili olarak aradığı “kuvvetli şüphe ve suç başka türlü takip edile- meyecekse” hükmü nerede? Bu yargıç ve savcıların birkaçı haricinde bugüne kadar açılmış bir dava yok. Demek ki “kuvvetli şüphe” bir paranoyadan iba- retmiş. Aklına esen savcının “Ben bundan şüpheleniyorum” diyerek din- leme izni alması “geniş yorumlanmış kanuna” uygun olsa bile hukuk vicda- nının neresine sığıyor? Anayasal öz- gürlüklerimiz ve haklarımız bazı savcı- ların oyuncağı değildir! Mehmet Y. YILMAZ 16 Kasım 2009 / Hürriyet Prof. Şen, hâkim ve savcıların telefonlarının dinlenmesine ilişkin özetle şunları söyledi: “İki soru sorulmalıdır. Birincisi, hâkim ve savcı- ların telefonları müfettişlerce yürütülen önsoruşturmalar sırasında mı dinlenmiştir? İkincisi de hâkim ve savcılar, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesi kapsamında yürütülen bir soruştur- mada, üzerlerinde kuvvetli suç şüphesi bulunduğu için mi din- lenmişlerdir? Birinci soruda, hem yasal dayanağı olmayan dinle- menin varlığı ve hem de yürütme organının bir üyesi olan Ada- let Bakanı’na bağlı müfettişlerce izlenen yolun yargı bağımsız- lığını zedelediği kabul edilmelidir. İkinci soruda ise bir suç ör- gütüne en azından üye olup olmadıkları iddiasıyla soruştur- ma sırasında dinlenen hâkim ve savcılar varsa, kuvvetli suç şüphesinin varlığı kendisini gösterecektir. Bir an için bu du- rum varsa, adı geçen hâkim ve savcılar nasıl görevlerine de- vam edip, aynı soruşturma bölgesinde ve hatta aynı soruştur- mada görev alabilmektedirler? Eğer bu durum söz konusu değilse, bu halde Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 137. maddesinin 3. ve 4. fıkraları uyarınca kayıtlar imha edilip, ilgili hâkim ve savcıya yazılı bilgi verilip, yetkinin kötüye kulla- nılıp kullanılmadığı araştırılmış ve ilgililer hakkında soruşturma açılmış mıdır?” ‘DİNLEME HUKUKA AYKIRI’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear