Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
15 KASIM 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
Gündem manyağõ olduğumuz bir hafta daha
geçti. Bu haftadan, geriye, gene ne olduğu tam
anlatõlmayan bir demokratik açõlõm, CHP mil-
letvekillerinin pankartlõ protestolarõ ve tabii
Dursun Çiçek’in tutuklanõp 48 saat geçmeden
serbest bõrakõlmasõ kaldõ.
Doğrusu ben, Ergenekon davasõnda neredeyse
bir yõla yakõn bir zamandõr içerde bulunan sev-
gili dostlarõm Mustafa Balbay’a ve Gürbüz
Çapan’a fena halde kõzdõm.. insan bir yerler-
de bir õslak imza bõrakõr, görüyorsunuz huku-
ka aykõrõ her türlü işlemin başarõyla gerçekleş-
tirildiği ülkemizde serbest yargõlanmak için õs-
lak imza kuvvetli bir referans oldu. Helal olsun
Türk adaletine!
Bu arada hâkimler, savcõlar ayakta; çünkü iç-
lerinden birileri bir diğerinin dinlenmesi için en
üst düzeyde emir çõkarõyor... Savcõlar, hâkimler
birbirine girerken benim şu tuhaf aklõm, 12 Ey-
lül dönemine uçup bir ödül törenine konuverdi.
Törende anlõ-şanlõ profesörler cunta başõ Kenan
Evren’e fahri doktorluk veriyorlar ve bir Alla-
hõn kulu da çõkõp bu olayõ protesto etmiyor. Bu
öyle bir onursuzluk ki, sari hastalõk gibi.. öğre-
tim üyeleriyle sõnõrlõ kalmõyor; bu ülkenin hâ-
kimlerinden, savcõlarõndan da çõt çõkmõyor.
Uzun lafõn kõsasõ, adalet bir gün herkese ge-
rekebilir. Bir zamanlar susarsan, bir başka zaman
da susturulursun!
Hep birlikte gündem manyağõ olduk ya, şah-
sen benim bu hafta asabõmõ en çok bozan şey,
CHP’li milletvekillerinin Meclis’teki pankartlõ 10
Kasõm protestosunu “şık” bulmayanlar oldu.
Efendim, orasõ milletin temsil edildiği yermiş..
iyi ya kardeşim, protestolar için bundan daha iyi
bir yer olabilir mi? Ne yani, koskoca milletve-
killeri sokakta pankart açõp biber gazõna mõ tu-
tulacaklardõ? Bence sokağa çõksalar daha iyi olur-
du ya, neyse bunu geçelim.
Gelelim saf bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşõ
olarak cuma günü heyecanla beklediğim
demokratik açõlõmõn bende uyandõrdõğõ hayal kõ-
rõklõklarõna. Bu yaşõmda hâlâ saf olmak pek iyi
değil ama, çõkmayan candan umut kesilmezmiş
diyerek güneşli bir günde kendimi eve kapadõm
ve televizyonu açtõm.
Elime ne mi geçti, neler mi öğrendim!.. doğ-
rusu hem iktidar hem muhalefet tümüyle sõnõf-
ta kaldõ. Hani saflõk bu ya, bu demokratik açõlõmla
birlikte Güneydoğu’daki ağalõk sistemi nasõl
çökertilecek; nasõl bir planlamayla topraksõz ve
işsiz insanlara toprak ve iş verilecek; yatõrõmla-
rõn selameti için PKK’nin siyasi uzantõsõ olan DTP
nasõl bir görev üstlenecek; devletin ödediği pa-
ralarõnõn büyük bir kõsmõ ağalarda toplanan ko-
rucular, nasõl ve hangi koşullarda normal birer in-
sana dönüştürülecek diye kafamdaki bazõ soru-
larõn yanõtlarõ verilir sandõm, nafile…
Üç gün sonrasõ için plan ve programõ olmayan,
yaptõğõ açõlõmõn adõnõ dört ay içinde tam üç kez
“Kürt açılımı”, Demokratik açılım”, “Kar-
deşlik ve birlik açılımı” diye değiştiren bir ik-
tidardan bunlarõ beklemek olacak şey mi?
Peki ya muhalefet? Yahu aranõzda hiç mi po-
ker bilen yok.. Tamam, iktidar ABD’nin Büyük
Ortadoğu Projesi için bizi kullanõyor, bu açõlõm
tam bir göz boyamaca.. peki senin elin armut mu
topluyor? Bu oyunu kõr; öyle etnik kimliği tanõ-
mak, Kürtçenin serbestçe konuşulmasõ gibi çok-
tan gerçekleşmiş durumlarõ temcit pilavõ gibi önü-
müze getirme; duygusallõktan uzak, bölgede
yaşanan sorunlarõ nasõl çözeceğin konusunda içi
dolu bir paket sun!
Hiç polemiğe girmeden, iş ve aş sorununu na-
sõl çözümleyeceğini söyle; korucularõ ve silahõ-
nõ bõrakõp dağdan inenleri nasõl normalleştire-
ceksin bunu bilelim...
PKK ile Kürt halkõnõ nasõl ayrõştõracaksõn, Tür-
kiye’nin tüm bölgelerinde nasõl bir kalkõnma pla-
nõ uygulayacaksõn? Bunu söyle.
Aksi takdirde saf yurttaşlar şöyle düşünüyor:
Bunlarõn birbirinden farkõ yok. Bu arada filler
tepişiyor.. olanlar çimenlere oluyor. Ve şu saf
yurttaştan büyük bir söz: “Bu ülke bunları hiç
hak etmiyor.”
IŞIL ÖZGENTÜRK
isilozgenturk gmail.com
Filler Tepişirken...
SEDAT KURT
DENİZLİ - Yargõtay Başkanõ Hasan
Gerçeker, yasadõşõ telefon dinlemeleriyle il-
gili yeni hukuksal düzenlemelere gereksinim
duyulduğunu vurgulayarak “Telefon din-
lemeleri toplumda paranoyaya yol aç-
mıştır” dedi. Gerçeker, 12 Eylül Anayasa-
sõ’nõn en büyük darbeyi yargõ bağõmsõzlõğõ-
na vurduğunu anlattõ.
Denizli Barosu tarafõndan düzenlenen
“Borçlar Kanunu Tasarısı’nın Getirdiği
Yenilikler” konulu toplantõya katõlmak
için Denizli’ye gelen Gerçeker, etkinlik
öncesi gazetecilerin yasadõşõ telefon dinle-
meleriyle ilgili sorusunu yanõtladõ. “Bu
tarz konular ayaküstü değerlendirilecek
konular değildir. O yüzden yüzeysel de-
ğerlendirmek durumundayım” diyen Ger-
çeker, “Telefon dinlemeleri toplumda bir
paranoya yarattı. Korkulara yol açtı.
Herkes telefonlarım dinleniyor duygu-
sunda. Kişilik haklarını, özgürlükleri ze-
deleyici bir durum olarak ortaya çıkıyor.
Hukuki olarak yapılan dinlemeler var,
hukuka aykırı olarak yapılan dinlemeler
var. Hukuka uygun olsa bile, eğer bunlar
özgürlükleri zedeliyorsa, bunların da ta-
bii değerlendirilip sistemin değiştirilme-
si gerekiyor mutlaka” dedi.
Konferansta konuşan Gerçeker, Adalet
Bakanlõğõ’nõn yargõ üzerindeki vesayeti
devam ettikçe bu tartõşmalarõn süreceğini
vurguladõ. Yargõnõn toplum için ne kadar
önemli olduğunun “Adalet mülkün teme-
lidir” özdeyişi ile bilindiğini ifade eden Ger-
çeker, “Yargı ekmek gibi, hava gibi, su gi-
bi bir toplum için en zaruri ihtiyaçlardan
birisidir. Yargı olmazsa bir toplumun ile-
riye gitmesi, özgür bir şekilde yaşaması,
demokratik, laik, sosyal hukuk devleti-
nin hayata geçirilmesi düşünülemez bi-
le. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devle-
ti ilkelerini hayata geçirmek istiyorsak,
mutlaka yargı sistemi bağımsız ve tarafsız
olmalıdır. Bunları korumak, kollamak
hepimizin görevidir. Yargı bağımsızlığı-
nı büyük ölçüde zedeleyen 12 Eylül Ana-
yasası’ndaki hükümlerin mutlaka de-
ğiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ama
yargı reformu yapacağız derken, yargı
bağımsızlığını geri götürmek değil, ileriye
götürmek için bu reformları yapmak zo-
rundayız” dedi.
Yargõ organõnõn demokratik meşruiyet ile
bir sorununun olmadõğõnõ ifade eden Ger-
çeker, parlamentodan Hâkimler Kurulu’na,
yargõya üye seçilsin gibi düşünceleri kabul
etmediklerini çünkü bunun yargõ bağõmsõz-
lõğõnõ geri götüreceğini söyledi.
FIRAT KOZOK
ANKARA - Ergenekon davasõnõn gö-
rüldüğü mahkemeye gönderilen “imza-
sız ihbar mektupları” ülke gündemini
değiştirirken, Başbakanlõk isimsiz ih-
barlarõ dikkate almõyor.
Hükümete bağlõ kamu kurum ve ku-
ruluşlarõndaki iddialarõ soruşturmakla gö-
revli Başbakanlõk Teftiş Kurulu tara-
fõndan yayõmlanan genelgeye göre
“isimsiz, adressiz” ihbarlar işleme ko-
nulmuyor. 2002’de dönemin başbakanõ
Bülent Ecevit döneminde “bürokrat-
ları ve kurumları yıpratmamak”
amaçlõ çõkarõlan genelge, AKP hükü-
metleri tarafõndan da korundu.
2002/51 sayılı genelge
Halen bu genelgeyle işlem yapan Baş-
bakanlõk Teftiş Kurulu müfettişleri,
isimsiz ve adressiz ihbar konusunda
hassas davranõyor. Eğer isimsiz ihbarlar,
somut verilere dayanõyorsa müfettişler
ancak bu durumda işlem yapabiliyorlar.
Dönemin başbakanõ Bülent Ecevit’in
imzasõnõ taşõyan 2002/51 sayõlõ 15 Ka-
sõm 2002 tarihli genelge şöyle:
“Vatandaşlarımızın kamu kurum
ve kuruluşlarına kendileri veya ka-
mu ile ilgili dilek ve şikâyetlerde bu-
lunma hakkı anayasa ve yasalarla dü-
zenlenmiş, bu hakkın kullanılması il-
ke olarak benimsenmiştir. Bu ilkeden
hareketle; memurlar ve diğer kamu
görevlileri hakkında yapılan ihbar ve
şikâyetlerde, soyut ve genel nitelikte
olanlar, somut olay veya kişi belir-
tilmeyenler, isim ve imza bulunma-
yan veya hayali isim ve imza taşıyan
ihbar veya şikâyet dilekçeleri işleme
alınmayacaktır.”
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Manisa Milletvekili, hukukçu
Şahin Mengü, Albay Dursun Çi-
çek’in tahliye edilmesi yönündeki ka-
rarõn doğru olduğunu söyledi. Kararõn,
“Ergenekon” davasõ kapsamõnda tu-
tuklu bulunanlarõ akla getirdiğini be-
lirten Mengü, “Şimdi Mustafa Bal-
bay’ın durumu... Balbay’ın adresi sa-
bit, kaçma şüphesi yok” dedi. Ceza
hukukçusu Doç. Dr. Yılmaz Yazıcı-
oğlu, kararõ “olması gereken bir ka-
rar” olarak yorumladõ. Eski Askeri
Yargõtay üyesi Ali Fahir Kayacan da
“Tahliye kararının yadırganmasını
ben bir hukukçu olarak anlayamı-
yorum” dedi.
Hukukçular, Dursun Çiçek’in ikinci
kez tutuklanõp tahliye edilmesini de-
ğerlendirdi. CHP’nin hukukçu millet-
vekili Şahin Mengü, tahliye kararõnõ
doğru bulduğunu belirtirken şu de-
ğerlendirmeyi yaptõ:
“Benim yorumum, adres sabit,
kaçma şüphesi yok görünen gerekçe.
Onlar da alınan raporun kifayetli ol-
madığına inanıyorlar. Adli Tıp’ta
imza incelemesi yapan üçlü bir de-
ğerlendime var. Kesinlik var, olabi-
lire getiren, bir de reddeden var. İkin-
ci derece dediğimiz ‘eli mahsulü kabul
edilebilir’ gibi yazılmış. Bunu yaptı-
ğınız zaman başka incelemeleri de be-
raberinde yapacaksınız. Karbon de-
ğerlendirmesini yapacaksınız, yani
imzanın tarihine bakacaksınız. Kâğıt
üstünde parmak izi arayacaksınız.
Kâğıdın Genelkurmay’da kullanı-
lıp kullanılmadığı incelenebiliyor-
muş. Bütün bunlar yapılmadan, han-
gi yazıcıdan çıktığı incelenmeden
alınmış afaki bir rapor. Bence zihni
kayıtlarda onlar da raporu kafi gör-
memişler.”
ABD’de yayõmlanan New York Ti-
mes gazetesinin Ergenekon davasõnõ
“Engizisyon mahkemesine dönmüş-
tü” şeklinde değerlendirdiğini anõm-
satan Mengü, iddianamelerin ciddi bir
incelemeye tabi tutulmasõ durumunda
birçok insanõn ifadeye bile çağrõlma-
yabileceğini kaydetti. Kararõn tutuklu
bulunanlarõ akla getirdiğini anlatan
Mengü, şunlarõ söyledi: “Şimdi Bal-
bay’ın durumu... Balbay’ın adresi sa-
bit, kaçma şüphesi yok. Balbay alın-
dı bırakıldı. Türkiye’den kaçmak
zor mu? Cem Uzan elini kolunu sal-
layarak çıktı Türkiye’den. Tuncay
Özkan’ın da kaçma şüphesi yok.
Hangisinin kaçma şüphesi var? Dün-
ya âlem Tuncay Özkan’ın alınacağı-
nı söylüyordu. Tuncay Özkan da
Türkiye’deydi. İsteseydi kaçardı.
Mehmet Haberal’ı bıraksan nereye gi-
der?”
‘Kırılma noktası’
İstanbul 9. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nin verdiği kararõn bir kõrõlma nok-
tasõ olduğunu da belirten Mengü, “Bir
oyun bozuldu 9. Ağır Ceza Mahke-
mesi’nin kararıyla. Ben bir hukuk-
çu olarak o raporun yeterli olmadı-
ğına adım gibi eminim” dedi.
Yazıcıoğlu: Karar doğru
NTV’ye konuşan ceza hukukçusu
Doç. Dr. Yılmaz Yazıcıoğlu da kara-
rõn “olması gereken bir karar oldu-
ğunu” söyledi. Yazõcõoğlu, “Bu kişi
daha önce de tutuklandı, kaçmadı.
Sabit bir yurdu var, çalıştığı kurum
var” dedi.
Eski Askeri Yargõtay üyesi Ali Fahir
Kayacan da “Adı geçen albay daha ön-
ce tutuklandı. İtiraz üzerine tahliye ol-
du, kaçmadı. O belgenin aslı olduğu id-
dia edilen belge de şu anda Cumhu-
riyet Savcılığı’nın elinde... Dolayısıy-
la bu tahliye kararının yadırganmasını
ben bir hukukçu olarak anlayamıyo-
rum. Çünkü aksi durum ‘Tutuklama
kararlarõ doğrudur, tahliye kararlarõ yan-
lõştõr’ gibi bir anlayışa yol açar. Tu-
tuklama kararları çok yüzeysel veri-
liyor, bizim yargının sorunu da bu-
rada” değerlendirmesini yaptõ.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - CHP
İzmir Milletvekilil Ah-
met Ersin, Yargõtay’õn
telefonlarõnõn dinlenme-
sini ve telefonlarõ dinle-
nen ya da ortam dinle-
mesiyle ses kaydõ alõnan,
ancak konuşmalarõnda
suç unsuruna rastlan-
mayan hâkim ve savcõ-
larõn dinleme kayõtlarõ-
nõn “akıbeti” konusunu
Meclis gündemine taşõ-
dõ. Ersin, Adalet Bakanõ
Sadullah Ergin’e, Yar-
gõtay’õn telefonlarõnõn
dinlenmesinin “anaya-
sal dayanağını” sordu.
Ahmet Ersin, Adalet
Bakanõ Sadullah Ergin
tarafõndan yanõtlanmasõ
istemiyle TBMM Baş-
kanlõğõ’na verdiği soru
önergesinde son 5 yõlda
68 hâkim ve savcõnõn te-
lefonlarõnõn dinlendiği,
bunlardan 56’sõnõn Er-
genekon kapsamõnda din-
lendiğine ilişkin açõkla-
malarõ anõmsattõ. Ersin,
Yargõtay’õn telefonlarõ-
nõn da dinlenmesi konu-
sunda ise şu sorularõ yö-
neltti: “Yargıtay’ın te-
lefonlarının dinlenil-
mesinin anayasal ve ya-
sal dayanağı nedir? Ya-
salara aykırı olarak
Yargıtay’ın telefonları-
nın dinlenilmesini ta-
lep edenler ve olumlu
karar veren yargıçla il-
gili ne tür işlemler ya-
pılacak? Mevcut Tele-
komünikasyon İletişim
Başkanlığı (TİB) yasa-
sına göre, TİB Başka-
nı’nın Başbakan tara-
fından atanması ve de-
netiminin de yine Baş-
bakan tarafından özel
yetkilendirilmiş kişi ve-
ya komisyon tarafın-
dan yapılması, Anayasa
Mahkemesi tarafından
anayasaya aykırı bulu-
narak 29.01.2009 tari-
hinde iptal edilmiştir.
Bu durumda, atanması
Anayasa Mahkemesi ta-
rafından iptal edilen
mevcut TİB Başkanı,
bugün itibarıyla 10.5
aydan beri neden ve na-
sıl görevine devam edi-
yor? İşinize geldiği için
mi mevcut TİB Başka-
nı’nın anayasaya aykı-
rı olarak görevine de-
vam etmesine göz yu-
muyorsunuz?”
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - 9. Cum-
hurbaşkanõ Süleyman
Demirel, dinlemeler ko-
nusunda hükümete çok
sert tepki gösterdi. Tür-
kiye’nin, “kendisine ya-
kışmayan çok büyük bir
ayıbın içinde” olduğunu
belirten Demirel, “Tür-
kiye’yi bu hale getiren-
ler utansın” dedi.
Dünya Diyabet Günü
dolayõsõyla Ankara Üni-
versitesi Tõp Fa-
kültesi’nde düzen-
lenen toplantõya ka-
tõlan Demirel, ga-
zetecilerin gün-
demdeki konulara
ilişkin sorularõnõ
yanõtladõ. Demo-
kratik açõlõm süre-
ciyle ilgili değerlendir-
mesi sorulan Demirel,
“Türkiye’nin, güncel so-
runlar nedeniyle büyük
sorunlarını bir kenara
bırakmış gibi göründü-
ğünü” ifade etti. Sağlõğõn
büyük bir sorun olduğunu,
Türkiye’nin sağlõk işleri-
ne büyük emek sarf etti-
ğini belirten Demirel,
“Türkiye’deki siyasi ha-
diseler diğer meseleleri
örtmüştür, öyle görü-
nüyor. Türkiye’deki si-
yasi hadiselerin başında
da açılım geliyor. Açılım
da bir türlü açılamıyor.
Dünkü (önceki günkü)
müzakerelerde de açılı-
mın açıldığı kanaatinde
değilim. Ucu gösterili-
yor, pek altı çıkmıyor
meydana. Biraz daha
bekleyeceğiz. Açılım me-
selesini Türkiye’nin tam
tartışabilmesi için da-
ha biraz beklenecek”
diye konuştu.
Telefon dinlemelerinin
sorulmasõ üzerine de De-
mirel, “Türkiye, kendi-
sine yakışmayan
çok büyük bir
ayıbın içinde.
Türk vatandaşı
telefon gibi bir va-
sıtayı kullanmak-
tan korkar hale
gelmiştir. Türki-
ye’yi bu hale geti-
renler utansın. Devle-
tin yargı organı birbiri-
ni dinler hale getiril-
miştir. Bunları yapanlar
çok ağır vebal altında-
dır. Yaptıranlar da ve-
bal altındadır. Bu ayıp-
tır, büyük ayıptır, böy-
le ülke olmaz” diye ko-
nuştu. Bir gazetecinin,
“Islak imza tartışmala-
rı vardı” sözleri üzerine
de Demirel, “Mahkeme-
lere insanların konuş-
tuğu şeyleri delil olarak
çıkarıyorsunuz, uydu-
ruk şeyleri. Böyle şey
olmaz” yanõtõnõ verdi.
Yargõtay Başkanõ Gerçeker, telefon dinlemeleriyle ilgili yasal düzenleme gerektiğini vurguladõ
‘Toplumda paranoya yaratõldõ’
‘Türkiye’yibu
hale getirenler
utansõn’
CHP’Lİ ERSİN MECLİS’E TAŞIDI
Dinlemenin anayasal
dayanağõ var mõ?
Albay Dursun Çiçek’in tahliyesini değerlendiren Şahin Mengü:
‘Yargıdaki oyun bozuldu’
İmzasõz mektup çelişkisi
Gündemi değiştiren imzasõz mektuplar Başbakanlõk’ta dikkate alõnmõyor.
Genelge, dönemin başbakanõ Ecevit tarafõndan 2002 yõlõnda çõkarõlmõştõ
ŞAHİN
MENGÜ
Islak imza nedeniyle iki gün önce tutuklanan Albay Dursun Çiçek önceki gün serbest bırakılmıştı. (Fotoğraf: AA)
Genelkurmay’dan yalanlama
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkur-
may Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un Pakistan
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Eşfak Pervez
Kayani’den “darbe yapmamasõnõ istediği” yönün-
deki haber yalanlandõ. Genelkurmay Başkanlõ-
ğõ’ndan yapõlan açõklamada, “Bugünkü (dünkü)
bir gazetede yer alan ve World Net Daily isimli
yabancõ kaynaklõ bir siteye dayandõrõlan haber ta-
mamen gerçekdõşõdõr” denildi. Başbuğ’un mevki-
daşõ Kayani ile bir telefon görüşmesi yaptõğõ, sivil
hükümeti devirmeye çalõşmamasõnõ istediği iddia
edilmişti. Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin olasõ dar-
beyi önlemek amacõyla üst düzey subaylarõ Pakis-
tan’a gönderdiği de ileri sürülmüştü.
‘Kürtçe bölüme olumlu bakıyoruz’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK Baş-
kanõ Yusuf Ziya Özcan, “Eğer Kürtçe herhangi
bir merkez, enstitü, anabilim dalõ, bölüm açma ta-
lepleri olursa onlarõ değerlendirip cevaplõyoruz ve
olumlu baktõğõmõzõ biliyorsunuz” dedi. Özcan,
Türkiye Yazarlar Birliği’nin “Yazar Okulu” semi-
nerinde vereceği açõlõş dersi öncesinde gazetecile-
rin sorularõnõ yanõtladõ. Gazetecilerin Kürt açõlõ-
mõnõn TBMM’de görüşülmesi anõmsatõlarak üni-
versitelerde Kürtçe bölümüne ilişkin sorusu üzeri-
ne Özcan, yeni talep olmadõğõnõ, İstanbul Üniver-
sitesi ve Mardin Artuklu Üniversitesi’nden daha
önce talep geldiğini anõmsattõ. Özcan, bazõ vakõf
üniversitelerinde Kürtçenin seçmeli ders olarak
okutulmaya başlandõğõnõ dile getirdi.
9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL