Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
olmaya değil, açılım sürecindeki tıkanmayı açmak
için döndüklerini öne sürdüler.
İmralı’dan ve Kandil’den aldıkları talimat gereği
ne pişmanlık yasasını tanıdılar ne de PKK’den
koptuklarını söylediler.
TC hükümeti güvencesiyle
tutuklanmayacaklarını ve TC yasalarına göre
sorguya çekilmeyeceklerini bilerek dağdan indiler.
Bu kadar cüretkâr olmalarını, hâlâ ne idüğü
belirsiz Kürt açılımını başarılı göstermeye çalışan
hükümetin uygulamaları sağladı.
Batı’nın sayılı yayın organları daha gerçekçi.
AKP hükümeti ile DTP kadar heyecanlı değiller.
Örneğin BBC, “PKK’lilerin teslim olmalarını,
örgütün Türkiye’nin açılım planını sınadığına”
bağlıyor.
Amerika’nın Sesi, “sembolik bir adım” diyor.
Süddeutsche Zeitung ve Die Welt ise “Örgütün,
Ankara’nın uzlaşma niyetini ‘test’ etmek” diye
yorumluyor.
Fakat ve ne yazık ki, ne içimiz ne de dışarısı
siyasallaşan yargıya değiniyor.
Yalçın Doğan Hürriyet’te, dağdan inme olayının
perde gerisini 20 Ekim günü yazdı.
Öğleden sonraki olaylar, yazdığı gibi gelişti.
İçişleri Bakanı Atalay’ın örgüte duyurduğu
güvenceler uygulandı: “1- Dağdan inenler
tutuklanmadılar. 2- Hâkim huzuruna çıktıklarında
Ceza Yasası’nın ‘etkin pişmanlık’ ile ilgili 221’inci
maddesine göre yargılanmadılar.”
Bugüne dek yaşanmamış bir olay izlendi.
Dağdan inen terör örgütü üyeleri, polis
nezaretinde en yakın adliye binasına götürülüp
sorgulanacakları yerde… ayaklarına kadar gidildi.
Habur kapısına gönderilen özel savcılarca
sorgulandılar!
Mahkemede savcılara verdikleri ifadelerde de
pişmanlık yasasına sığınmadıklarını vurguladılar.
Ne ki, teslim olan teröristler yasaya göre
yargılanmadı, serbest bırakıldı.
Pişmanlığı reddetmelerinin nedenlerine gelince:
Yasaya göre sorgulanıp yargılanmaları
sağlansaydı: a) Suç işlemeden önce verdiği
bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayacaklar. b)
Örgüt üyesi olan ama örgütün suçuna iştirak
etmeksizin örgütten gönüllü olarak ayrıldıklarını
bildirmiş olacaklar. c) Örgütün yapısı, faaliyeti ve
işlediği suçlar hakkında bilgi verdikleri için ceza
almayacaklar.
RTE’nin ilk ve umut verici başarılı bir olay diye
yorumlayıp savunduğu olayda, dağdan inenler,
yasanın emrettiği bu koşulları reddettiler. Terör
örgütüne hâlâ bağlı olduklarını böylece kanıtladılar.
Olaylar böyle gelişti mi, gelişti. Yalçın Doğan’ın
önceden yazdığı gibi teröristler hükümetin örgüte
duyurduğu yargı ve idari güvencelerin
himayesinde Habur’dan ellerini kollarını
sallayarak… hükümetin önceden bildiği halde
ayrımcı ve bölücü politikalarının propagandasını
yaparak Diyarbakır’a gittiler mi? Evet!
Durmadan yargının AKP hükümeti elinde
siyasallaştığını söyleyeceksin, lakin:
Bir gazetecinin yazdıkları, uygulamalarla
doğrulanmasına karşın, muhalefet olarak iki gün
susacaksın!
Nihayet Baykal konuştu. Savcılarımızın ve
yargıçlarımızın onurlarının zedelendiğini, hukuk
sistemimizin katledildiğini söyledikten sonra;
“Hukuk, siyasi talimatın emrine sokulmuştur. Böyle
bir manzara, bu kadar açık bir hukuk ihlali çok sık
rastlanan bir tablo değildir” dedi.
Oysa; daha ilk gün İçişleri Bakanı’na sorulmalı
ve olaylar yazıldığı gibi gelişince, derhal RTE ve
İçişleri Bakanı hakkında gensoru önergesi
verilmeli; yargıyı siyasallaştırmaya örnek olaylar
parlamentoya taşınmalıydı.
Elbette dikkatli gözlerden kaçmayan bir başka
gelişmeye de dikkat etmek gerekiyor.
Başbakan kimi zaman Gürcü, kimi zaman Rizeli
(ama Türk değil), karısının Arap olduğunu söyler.
Başbakan Türk’ü 36 etnik grup arasında sayar.
Bu davranışı kardeşliği pekiştirmek, birlikte
yaşamayı, kaynaşmayı özendirmek ve kanıtlamak
içinmiş!
Son demeçlerinde soyadı Türk, ama Kürtçü
olduğu bilinen DTP Başkanı Ahmet Bey de son
demecinde Türk halkı demiyor, diyemiyor.
“Türkiye halkı” diyor ve “Türkiye halkıyla empati
yapmaktan” söz ediyor.
Bu oluşmalar, açılım sürecinde RTE ile Ahmet
(Kürt) Türk’ün bir noktada buluştuğunu gösteriyor.
72 milyonun en az 60 milyonu Türk! Hayır!
Türkiyeli! Kürtler de Türkiyelilerle “empati”
kuracaklarmış!
Diyorlar ama giderek “antipatik” oluyorlar!
İstanbul B 21
Edirne B 24
Kocaeli S 26
Çanakkale B 21
İzmir B 27
Manisa B 28
Aydın B 28
Denizli B 27
Zonguldak B 23
Sinop B 22
Samsun PB 22
Trabzon B 19
Giresun B 22
Ankara B 23
Eskişehir S 24
Konya B 23
Sıvas B 22
Antalya B 27
Adana B 32
Mersin B 30
Diyarbakır PB 26
Şanlıurfa PB 28
Mardin PB 25
Siirt Y 27
Hakkâri Y 18
Van Y 16
Kars Y 16
Oslo B 4
Helsinki B 7
Stockholm B 7
Londra B 16
Amsterdam B 15
Brüksel B 15
Paris B 15
Bonn B 16
Münih Y 11
Berlin K 9
Budapeşte Y 18
Madrid B 22
Viyana Y 16
Belgrad Y 21
Sofya PB 23
Roma K 19
Atina B 24
Zürih Y 14
Moskova Y 10
Aşkabat PB 24
Astana PB 4
Taşkent PB 27
Bakû PB 21
Bişkek PB 20
Tiflis PB 21
Kahire B 24
Şam B 28
Yurdun doğu kesim-
leri parçalı çok bu-
lutlu, Doğu Anado-
lu’nun doğusu ile Art-
vin ve Siirt çevreleri
sağanak yağmurlu,
diğer yerler açık ge-
çecek. Sabah saat-
lerinde Marmara’nın
batısı ile Ege ve Ka-
radeniz’in iç kesim-
lerinde sis görülecek.
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 2009 CUMA
8 HABERLERİN DEVAMI
HATİCE TUNCER
Danõştay’a saldõrõ davasõyla bir-
leştirilen “birinci Ergenekon” da-
vasõnda sanõk Alparslan Arslan’a,
sanõk Osman Yıldırım olduğu iddia
edilen “gizli tanık 9”un ifadelerine
ilişkin sorular sorulmasõ mahkemede
tartõşmaya neden oldu. İşçi Partisi Ge-
nel Başkanõ Doğu Perinçek ve avu-
katõ Mehmet Cengiz bir davada
hem gizli tanõk hem sanõk olamaya-
cağõna dikkat çekerek “Danıştay da-
vası buraya monte edilmeye çalı-
şılıyor” suçlamasõnda bulundu. Mah-
keme başkanõ Köksal Şengün ise
“Böyle bir şey aklımın köşesinden
geçse, bir saniye bile burada dur-
mam” dedi.
Birinci Ergenekon davasõnõn dün
yapõlan 118. duruşmasõnda, sanõk
Alparslan Arslan’õn çapraz sorgusu-
na devam edildi. Üye hâkim Sedat
Sami Haşıloğlu, Arslan’a Süley-
man Esen ile ilgili farklõ ifadeler ver-
diğini anõmsattõ. Arslan, Esen’in “ra-
hat konuşabileceği, hayatı payla-
şabileceği Müslüman insan” oldu-
ğunu söyledi.
‘Hukuk ayaklar altında’
Haşõloğlu’nun “gizli tanık 9”un
ifadelerine dayanarak Arslan’a bazõ
sorular yöneltmesi üzerine Perinçek,
“Gizli tanık 9’un sanık Osman
Yıldırım olduğunu dünya âlem bi-
liyor. Bir davada hem tanık hem sa-
nık olması mümkün değildir. Hu-
kuk ayaklar altına alınmaktadır”
diye bağõrdõ. Haşõloğlu, Perinçek’e
“Gizli tanık 9’un sizin aleyhinize
beyanı var mı” diye sordu. Perinçek
de “Türkiye aleyhine var. Danış-
tay’ı buraya bağlamak bir tertip-
tir” dedi. Başkan Şengün ise “Mah-
kemenin böyle bir fikri yok” dedi.
Şengün, “Bu kadar açık yargılama
gördünüz mü” diye sordu. Perinçek
ise “Görmedim. Apo’yu affetmek
için üretilmiş bir dava” dedi. Bu sõ-
rada söz alan avukat Cengiz şöyle ko-
nuştu: “Tahliye ettiğiniz sanık Sü-
leyman Esen sorgulanmadı. Araş-
tırılacak olan irtibattan başka bir
şey değildir.” Başkan Köksal Şengün
de “Kimseye karşı önyargı içinde
değiliz. ‘Hâkime şunu sor, bunu sor’
diyemezsiniz” yanõtõ verdi.
Savcõ Mehmet Ali Pekgüzel, giz-
li tanõk aynõ zamanda sanõk olamaz
tartõşmalarõna ilişkin yasal bir engel
olmadõğõna ilişkin mütalaada bulun-
du. Mahkeme, istemi reddetti. Şengün
ise bu talebin ilerideki aşamalarda ka-
rara bağlanmasõ yönünde şerh koydu.
Mahkemenin ara kararõnõn ardõn-
dan hâkim Haşõloğlu, sorularõnõ sür-
dürdü. Cumhuriyet’in bombalanma-
sõndan sonra Osman Yõldõrõm ile ne
yaptõklarõ sorusunu “Bombanın pat-
lamasını konuştuk. Buraya sadece
besmeleyi eklemek lazım” dedi.
Şengün’ün “bomba atmanın kura-
lı bu mudur” sorusu üzerine Arslan
“İman meselesi” dedi.
‘Vakit’ten öğrendim’
Üye Hâkim Hasan Hüseyin Öze-
se’nin Danõştay saldõrõsõndan sonraki
planlarõnõn ne olduğu sorusu üzerine
Arslan “Aydın Doğan, ATV’ye cid-
di saldırılar yapacaktım. Eczacıba-
şı, Koç Grubu, Ahmet Necdet Sezer
aklımdan geçiyordu” dedi.
Cumhuriyet’e bomba ile birlikte
türban bõrakõp bõrakmadõğõ sorusunu
Arslan “İsmail Sağır’a ‘tel örgüye ba-
şörtüsü as’ demiştim. Bahçedeki kü-
çük ağaçlara bıraktığını söyledi” de-
di. Arslan, Şengün’ün Danõştay’õn tür-
ban kararõndan daha önce haberinin
olup olmadõğõ sorusuna da “Vakit’te
yayımlanana kadar haberim yoktu”
yanõtõnõ verdi.
Kürsüyü devirdi
Şengün’ün “Kuran’da en büyük
suçun insan öldürmek olduğu ya-
zıyor” sözleri üzerine Arslan, “Yok,
mealinde böyle bir şey yok. Ben
Arapça okudum” diye konuştu. Da-
ha sonra argo ifadeler kullanan ve Ge-
nelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker
Başbuğ’a hakaretler eden Arslan
önündeki kürsüyü devirdi.
Bu sõrada izleyici sõralarõndaki ba-
basõ İdris Arslan “Beni iki gündür
konuşturmuyorsunuz” diye sesle-
nince Arslan, “Bu adamla işim yok
benim. Ne konuşuyorsun çakal” di-
yerek babasõna da küfretti.
Davaya bugün devam edilecek.
Silivri’de yapõlan birinci Ergenekon davasõnõn 118. duruşmasõnda sanõk Arslan yine olay çõkardõ
Gizli tanõk-sanõk tartõşmasõ
Aydõnlõk dergisinde ele geçirilen ses kayõtlarõnõn tasnifi büyük ölçüde tamamlandõ
Adli soruşturma sürüyor
İstanbul Haber Servisi -
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn, dönemin
KKTC Başbakanõ Mehmet
Ali Talat’la yaptõğõ telefon
görüşmesinin kayõtlarõnõn
Aydõnlõk dergisinde yayõm-
lanmasõnõn ardõndan başla-
tõlan adli soruşturma sürü-
yor. Soruşturma kapsamõn-
da Aydõnlõk dergisinde ele
geçen CD’lerde Başbakan
Erdoğan’dan KKTC Cum-
hurbaşkanõ Talat’a, bakanlar
ve belediye başkanlarõndan
ABD’li yetkililere kadar on-
larca kişiye ait konuşmala-
rõn kaydõ olduğu öne sürül-
dü. 1999-2004 dönemine ait
konuşmalarõ kimin kaydet-
tiği ise henüz netleşmedi.
Zapsu ve Gökçek
Milliyet gazetesinin ha-
berine göre, soruşturma kap-
samõnda, dergide yapõlan
aramada ele geçirilen ses
kayõtlarõnõn tasnifi büyük
ölçüde tamamlandõ. İncele-
meler sonunda, Erdoğan’õn
Talat’õn yanõ sõra İstanbul
Büyükşehir Belediye (İBB)
Başkanõ Kadir Topbaş, işa-
damõ Remzi Gür ve avukat
Münci İnci ile yaptõğõ gö-
rüşmelerin de kayda alõnarak
saklandõğõ ortaya çõktõ. Ha-
bere göre İstanbul Emniye-
ti’nce yapõlan teknik çalõş-
malar sonrasõnda, ses ka-
yõtlarõnõn içinde, Başbakan
Erdoğan, danõşmanõ Cü-
neyd Zapsu ve Ankara Bü-
yükşehir Belediye Başkanõ
Melih Gökçek’e ait görüş-
meler olduğu anlaşõldõ.
Ergenekon ilişkisi
Milliyet, görüşmelere ait
ses kayõtlarõyla Ergenekon
soruşturmasõnda adõ geçen
bazõ şüphelilerin bağlantõsõ
olabileceğini ve özellikle
tutuklu sanõklardan emekli
Tuğgeneral Levent Er-
söz’ün üzerinde durulduğu-
nu yazdõ. Erdoğan’õn danõş-
manõ Zapsu’nun eski BM
Kõbrõs Özel Temsilcisi Al-
varo de Soto ile yaptõğõ gö-
rüşmelerin kayõtlarõnõn ya-
nõnda, ABD Dõşişleri Ba-
kanlõğõ yetkilisi John Han-
ford, Uluslararasõ Stratejik
Araştõrmalar Merkezi’nin
(CSIS) Türkiye Direktörü
Bülent Alirıza, Doğan Hol-
ding üst düzey yöneticisi
Yalçın Balcı, gazeteci Mu-
rat Yetkin, dönemin Devlet
Bakanõ Ali Babacan ve Ser-
dar Denktaş’õn yaptõğõ gö-
rüşmelere ait ses kayõtlarõnõn
elde edildiği iddia edildi.
Tunceli’de yapımı tamamlanan Uzun-
çayır HES barajının tamamlanması-
nın ardından baraj gölünde su tutul-
masına başlanmasıyla birlikte Alevi-
ler için kutsal sayılan “Gola Çetu” zi-
yareti de bir hafta sonra su altında
kalacak. Buna tepki göstermek için
önceki gece Cumhuriyet Meydanı’nda
bir araya gelen yaklaşık dört bin kişi
ellerinde meşalelerle Munzur ve Pü-
lümür çaylarının birleştiği nokta olan
Mamiki Köprüsü’ne kadar yürüdü.
Sloganlarla yaklaşık 2 kilometre yü-
rüyen göstericiler burada mum yaka-
rak gözyaşları içinde adak adadı.
Açıklamaların ardından keman sa-
natçısı Ahmet Tirgil de bölgeye ait
özgün 3 eseri seslendirdi.
Felakete sürükleyen ihmaller
İstanbul Haber Servisi -
TMMOB Orman Mühend-
isleri Odasõ İstanbul Şube-
si ve Türkiye Ormancõlar
Derneği İstanbul Şubesi ta-
rafõndan hazõrlanan “İs-
tanbul ve Çevresinde
Meydana Gelen Sel Fela-
ketinin Nedenleri ve Alın-
ması Gereken Önlemler”
başlõklõ rapor, 30 kişinin
ölümüne, 1 kişinin ise kay-
bolmasõna neden olan sel fe-
laketine davetiye çõkaran
ihmalleri ortaya koydu. Ra-
porda, yaklaşõk 50 metrelik
Ayamama deresi yatağõnõn
devlet eliyle daratõlarak 9
metrelik “kanal” haline ge-
tirildiği, derenin 2 kilomet-
relik bölümünün ise tama-
men kapatõlarak yola dönüş-
türüldüğü belirtilirken İS-
Kİ’nin Büyükçekmece Ba-
rajõ’na gelen su seviyesini
arttõrmak için Çatalca’daki
derelerin çevresindeki ağaç-
larõ kesmesinin sel felaketi-
ne neden olduğu vurgulandõ.
Rapor, dün Kadõköy’deki
Türkiye Ormancõlar Der-
neği Marmara Şubesi’nde
düzenlenen basõn toplantõ-
sõnda açõklandõ. 23-24 Ey-
lül tarihlerinde Çatalca ve
Ayamama deresi çevresin-
de yapõlan teknik çalõşmalar
sonucu hazõrlanan raporda,
sel felaketinin temelinde
yağan yağmur miktarõnõn
fazlalõğõnõn değil, merkezi
hükümet ve yerel yönetim-
ler eliyle arazilerin yanlõş
amaçla kullanõma açõlmasõ,
dere yataklarõnõn daraltõl-
masõ ve doğal bitki örtüsü-
nün tahrip edilmesinin yat-
tõğõ vurgulandõ.
Dere yataklarında
yapılaşma
Ayamama havzasõnõn
yüzde 70’inin yoğun yapõ-
laşma altõnda olduğu da
kaydedilen raporda, planlõ
bir şekilde inşa edilen Oyak-
kent, Başakşehir ve İkitelli
Organize Sanayi Bölge-
si’nin (OSB) dere havzasõ
içinde olduğu ve Basõn Eks-
pres Yolu’nun ise tamamen
dere yatağõ üzerinde olduğu
kaydedildi. OMO Marma-
ra Şube Başkanõ Besim Ser-
tok, “Ayamama çevre-
sindeki binaların yıkıl-
ması yeterli değildir. Ba-
şakşehir, İkitelli OSB ve
Basın Ekspres Yolu’nun
da dahil olduğu tüm hav-
za yapılaşmadan arındı-
rılmalıdır” dedi. Türkiye
Ormancõlar Derneği Genel
Sekreteri Sezai Kaya ise
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ve İBB Başkanõ
Kadir Topbaş’õn açõkla-
malarõnõ sert bir dille eleş-
tirerek “Dere yataklarına
konut inşa edenler, so-
rumluluğu yağışın fazla-
lığına bağlayarak ‘Tak-
dir-i ilahi’ dediler. Bu açık-
lamalar, bilimi, teknoloji-
yi, mühendisliği değil ran-
tı öne çıkaran anlayışı or-
taya koymaktadır” diye
konuştu. Sel felaketinin ön-
lenmesi için alõnmasõ gere-
ken önlemler ile ilgili özet-
le şunlar dile getirildi:
? Dere yataklarındaki
her tür işgal ortadan kal-
dırılmalıdır.
? Arazilerin doğru
amaçlar için kullanımı
sağlanmalıdır.
? Orman alanlarının
mera, tarım alanı, yerle-
şim yeri ve benzeri kulla-
nımlara dönüştürülmesi
engellenmelidir.
? Dere ıslahı değil hav-
za ıslahı yapılmadır.
Tunceli’de meşaleli yürüyüş
SELDE 8 İŞÇİ KADIN ÖLMÜŞTÜ
‘Kan parasõ’
davadan vazgeçirdi
İstanbul’daki sel felaketinin temel nedeninin yağan yağmur miktarõnõn fazlalõğõ
değil, hükümet ve yerel yönetimlerin yanlõş şehircilik anlayõşõ olduğu vurgulandõ
İstanbul Haber Servisi - İstanbul’daki sel fe-
laketinde servis aracõnõn içinde hayatõnõ kaybe-
den 8 işçi kadõnõn yakõnlarõ, tazminat davasõndan
vazgeçti. Kişi başõna 110 bin TL tazminat ödeye-
cek olan şirket, verilen paranõn “kan parası” ola-
rak nitelendirilmemesini istedi.
Söz konusu ailelerin avukatõ Fatih Çakır, fir-
manõn tazminatlarõ peşin olarak ödediğini söyle-
di. Pameks AŞ, tazminatõn “kan parası” olarak
değil, “destekten yoksun kalma tazminatı” ola-
rak adlandõrõlmasõnõ istedi. Olayõn ardõndan, sel-
de yaşamõnõ yitiren 8 kadõnõn çalõştõğõ Pameks’in
sahibi Cevdet Karahasanoğlu, servis sorumlu-
su, şoför tutuklanmõş ve 15 yõla kadar hapis iste-
miyle yargõlanmaya başlamõştõ.
BİLGE KÖYÜ DAVASI
Jandarma:
Katõ görevden
alõnmadõ
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM İn-
san Haklarõnõ İnceleme Ko-
misyonu Başkanõ Zafer
Üskül, Mardin Bilge köyü
katliamõna ilişkin yürütülen
soruşturma kapsamõnda
Mardin Jandarma Alay Ko-
mutanõ Albay Alaattin Ka-
tı’nõn görevden alõndõğõnõ
açõkladõ. Üskül’ün bu açõk-
lamasõ jandarma yetkilile-
ri tarafõndan yalanlandõ.
Hürriyet gazetesinden
Saygı Öztürk’e konuşan
Jandarma Genel Komutan-
lõğõ’ndan bir yetkili, Ka-
tõ’nõn görev yerinin 21 Ma-
yõs’ta genel atamalar kap-
samõnda değiştirildiğini
kaydetti. Askeri yetkilinin
“Alay komutanının görev
süresi 2 yıldır. Katı’nın,
genel atamalarla görev
yeri değişti. Bu değişikli-
ğin Bilge köyü katliamı ile
uzaktan yakından alaka-
sı yok. Ayrıca Bilge kö-
yünde jandarmanın ku-
suru yoktur” görüşlerini
dile getirdiği belirtildi.
TARTIŞMALI İFTAR
İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ, “Ergenekon” so-
ruşturmasõnõ yürüten em-
niyet görevlileri ve savcõlar
ile davaya bakan hâkimle-
rin, geçen yõl emniyet tara-
fõndan düzenlenen iftar ye-
meğinde çekilen fotoğraf-
larõnõ yayõmlayan gazete-
miz ve Oda TV hakkõnda
soruşturma başlattõ.
Oda TV adlõ haber site-
sinin 5 Ekim’de “Bu fo-
toğraflar olay yaratacak”
başlõğõyla yayõmlanan ha-
berine 7-9 Ekim tarihleri
arasõnda yer veren gazete-
miz ve site hakkõnda, “Te-
rörle mücadelede görev
almış kamu görevlilerinin
kimliklerini açıklamak,
yayımlamak ve bu yolla
kişileri hedef göstermek”
iddiasõyla soruşturma baş-
lattõ. Bu kapsamda, internet
sitesi haber müdürü ile ga-
zetemiz Yazõişleri Müdürü
Güray Öz ifadeye çağrõldõ.
Haberlere
soruşturma
Alparslan Arslan, Başkan Köksal Şengün’ün sorusu üzerine, türban kararõnõ Vakit
gazetesinden öğrendiğini söyledi. Arslan, Şengün’ün yoğun dini duygular taşõrken adam
öldürmeyi inançla nasõl bağdaştõrdõğõna ilişkin sorularõ sõrasõnda ise taşkõnlõk yaptõ. Babasõna,
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’a ağõr küfürler eden Arslan, kürsüyü devirdi.