28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 23 EKİM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ AB Dağılabilir (2) Önceki yazımda, AB’nin bütünleşme sürecinin küresel krizle birlikte aksayacağına ve radikal önlemler alınmaz ise AB’nin dağılabileceğine değinmiştim. “Çevre AB” diye nitelendirdiğim Doğu Avrupa ülkelerinin, AB’ye entegrasyonunun, krizle birlikte büyük darbe yediğine, “Merkez AB” olarak adlandırdığım gelişmiş AB üyeleri arasında da borç, vergi, para birliği konularındaki uyumsuzlukların kriz konjonktüründe daha da arttığına işaret etmiştim. Krizden AB’nin tek parça çıkamayacağı tezime devam ediyorum. Doğu Avrupa ülkeleri AB’ye üye olurken makul bir süre içinde Avro’ya dahil olmaları kararlaştırılmıştı. Bunun için kurlarda, enflasyonda ve faizlerde istikrar gerekiyordu. Söz konusu ülkeler kriz öncesinde de bu hedefleri yakalamakta zaten zorlanıyorlardı. Krizle birlikte Avro üyeliği tamamen gündem dışına çıktı. Bu, AB, fiilen, Avro alanı ve dışı diye ikiye bölünecek demektir. Dağılma buradan başlayabilir. Küresel krizin, 2009’da AB’nin tamamında yüzde 4.2 daralmaya yol açacağı IMF’ce öngörülmüş durumda. Daralmanın Almanya ve İtalya’da yüzde 5’in üstüne çıkması öngörülüyor. Kaynak: IMF verilerinden düzenlendi Kriz öncesinde AB’nin bütünlüğü vergi ve para birliğinde de sorunluydu. Kriz, bu alanları daha da kırılgan hale getirdi. Kriz, kurtarma operasyonları, izlenen destek teşvik politikaları ile AB bütçe açığını yüzde 7’ye tırmandırdı. Yani Türkiye’ninkinin (yüzde -6.6) bile üstünde. Büyük ölçüde artan bütçe açıkları, kamu borç stokunu da hızla arttırıyor. Ama borç stokları ülkeden ülkeye değişiyor. Fransa, İspanya, İrlanda gibi AB üyesi ülkelerde borçlanma hızla artıyor. Belçika, İtalya ve Yunanistan’ın ise borç stokları, kriz öncesinde milli gelirlerine ulaşmıştı bile. Para Birliği sayesinde bu ülkeler borçlanırken çok az prim ödeyerek diğer üyelerin sırtından ucuza borçlanıyorlardı. Şimdi yükselmiş faizlerle borçlanacaklar. Yakın gelecekte Maastricht kriteri olan yüzde 60 oranını tutturabilen bir tek Almanya kalacak. O zaman, ya toplumsal tepkileri göze alarak kemerler sıkılıp yüzde 60 Maastricht kriterlerine uyulacak ya da Almanya’nın duruma isyanıyla, ülkeler arası kavga artacak. AB’de vergi düzenlemelerinde de ülkeler arasında ciddi farklılıklar var. Yatırım çekmek isteyen ülke, vergileri indiriyor. İrlanda tipik örnek. Krizden çok etkilenenler, yine düşük vergi, ucuz işgücü ile yatırımcı çekmeye çalışacaklar. Artan işsizlik ise Fransa, Almanya gibi ülkeleri daha ulusal davranmaya zorlayacak. Merkez AB, çevre AB’deki yatırımlarını geri çekmeye başladı bile. Yüksek işsizlik ve dipten gelen basınç; korumacılığı, ulusal ekonomi duygularını yükseltirken emek alanında sosyal şart iğdiş edilmeye başlandı bile. Yüksek işsizliği istismar eden işverenler, yabancı düşmanlığı eğilimlerini besliyor, milliyetçi kervana katılıyorlar. Para Birliği’nin ortaya çıkardığı etkilenmeler, Tek Avrupa rüyasına limon sıkan bir diğer boyut. Özetle bu krizden AB’nin tek parça çıkması zor görünüyor. Genişlemeyi, kriz öncesi şartlarda hazmedemeyen AB, kriz koşullarında genişlemeden daralmaya bir süreç izleyebilir ve hedeflerinden çok uzaklaşabilir. Bu olup biteni yakından izlemeden Türkiye’ye, sanki kriz yaşanmamış ve AB treni rayında, hedefine doğru yol alıyormuş gibi, ezber bozmadan otistik duruş sergiletenlerin, artık uyanması, olup biteni görmesi gerekiyor. AB otomatik pilotuna bağlananlar için 2010 da kayıp yıl olacaktır. Hele ki Türkiye’yi Asya’nın, Çin’in, Hindistan’ın, yıkıcı rekabetine karşı, savunmasız, gardsız bırakan Gümrük Birliği’ni sorgulamamak gafletinden hemen uyanılmalıdır. mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr OECD’nin raporuna göre küresel endüstriye dönüşen futbol, suç ekonomisi aktörlerinin de ilgi odağõ Girişimci sayõsõ artmalõ Borsaya ikinci lojistik şirketi geliyor Ekonomi Servisi - Ran Lojistik AŞ, sermayesinin yüzde 25.2’sini 26-27-28 Ekim tarihlerinde halka arz edecek. Sermayesini 7 mil- yon 100 bin liradan 12 milyon 700 bin liraya yükselten Ran Lojistik, sermayesi- nin 3 milyon 200 bin liralõk nominal de- ğerdeki bölümünü halka arz ediyor. Ran Lojistik, borsa- dan satõş yoluyla gerçekleşecek halka arzdan elde edeceği geliri antrepo ve de- po yatõrõmlarõnda kullanmayõ planlõ- yor. Galata Menkul Değerler AŞ’nin ara- cõlõk ettiği halka arz- da, satõş fiyatõ 2.86 lira baz fiyattan be- lirlenirken, bu baz fiyattan beklenen ge- lir miktarõ ise 9 mil- yon 152 bin lira ola- rak belirtildi. İMKB birincil piyasada iş- lem görecek Ran Lo- jistik’in halka arzõy- la ilgili maksimum lot miktarõnõn 500 lot olacağõnõ belirtti. Halka arzla ilgili SPK’ye başvurunun 19 Haziran 2009 ta- rihinde yapõldõğõ be- lirtilirken bunun 3 ay 20 gün sonra so- nuçlandõğõ kaydedil- di. Ran Lojistik, Reysaş’tan sonra Borsa’da işlem gö- ren ikinci lojistik şir- keti olacak. Türkiye Odalar ve Borsalar Bir- liği (TOBB) Başkanı Rıfat Hi- sarcıklıoğlu, ülkelerin uzun dö- nemli büyümesinde girişimcili- ğin önemini vurguladı. Hisarcık- lıoğlu, TOBB bünyesinde kurulan Genç Girişimciler Kurulu’nun tanıtım toplantısında yaptığı ko- nuşmada, Türkiye’de girişimci sayısının yetersiz olduğuna işaret ederek Uluslararası Girişimcilik Endeksine göre 100 yetişkin için- de şirket kuran insanların sayısı- na göre Türkiye’nin ancak yüzde 4.9 ile dünyada 29. olduğunu be- lirtti. Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı da Türki- ye’de kişi başına düşen milli geli- rin gelişmiş ülkelere göre çok dü- şük kaldığına dikkat çekti. Sa- bancı, “Önce Türkiye’nin yüzde olarak girişimci sayısını arttıra- cağız ve dolayısıyla kalkınmasını sağlayacağız ki kişi başına gelir artsın” dedi. Kurulun 81 ilde teş- kilatlanacağını belirten Sabancı, girişimciliğe ivme kazandırmaya çalışacaklarını vurguladı. Sütün yüzde 60’õ kayõt dõşõ Ambalajlı Süt ve Süt Ürün- leri Sanayicileri Derneği Başkanı Ali Ülker, Türki- ye’de toplam yıllık süt üre- timinin 12 milyon ton oldu- ğunu ancak bu üretimin yüz- de 60’ının kayıt dışı işlendi- ğini söyledi. Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzen- lenen AB Sürecinde Türki- ye Süt Endüstrisi ve Bölge- sel Kalkınma çalıştayında konuşan Ülker, “Türki- ye’deki süt zincirinin temel sorunu kayıt dışılıktır. Bu noktada ambalajlı üretim öne çıkıyor. Çünkü amba- lajlı üretim kayıtlı üretim de- mektir” dedi. Süt sektörü- nün sorunlarının giderilme- sinde ilk adımın uluslarara- sı düzeydeki kuruluşlara üye olmaktan geçtiğini ifade eden Ülker, kurum olarak 58 ülkenin üye olduğu Ulus- lararası Sütçülük Federas- yonu’na (IDF) yeni üye ka- bul edildiklerini söyledi. RAN HALKA AÇILIYOR GÜNÜN İÇİNDEN SunExpress ilk 9 ayda gelirini yüzde 5.9 arttõrarak 329 milyon Avro’ya çõkardõ. Şirketin yõl sonu hedefi 420 mil- yon Avro. SunExpress Genel Müdürü Paul Schwaiger, yõl sonu yolcu hedeflerinin 5.5 milyon olduğunu be- lirterek, geçen yõl aynõ döneme göre dõş hatlardaki yol- cu sayõsõnõn yüzde 1, iç hatlardaki yolcu sayõsõnõn da yüzde 87 arttõğõnõ ifade etti. SunExpress gelirini arttõrdõ İsviçreli sigorta şirketi Zurich Financial Services, 51 bin İngiliz müşterisinin bilgilerini Güney Afrika’daki de- polama merkezinde kaybetti. Yapõlan açõklamada, müşterilerin kaybolan bilgilerinin kötüye kullanõldõğõ- na dair herhangi bir işaret olmadõğõ belirtildi. Öte yan- dan, Güney Afrika ve Botswana’da da sayõlarõ açõk- lanmayan müşteri bilgilerinin kaybolduğu ifade edildi. Zurich Sigorta kayõtlarõ kaybetti TARİŞ Pamuk Birliği, arazi satõşõna başladõ. Birlik Baş- kanõ Beliğ Azbazdar, Kahramanlar semtindeki pamuk yağõ kombinasõnõn bulunduğu arazi için bir grupla gö- rüşmeleri sürdürdüklerini, Çiğli’deki depolarõn bu- lunduğu arazi için 26 Ekim’de ihaleye çõkacaklarõnõ söy- ledi. Azbazdar, birliğe ait otomobil, ticari araç ve iş ma- kinelerinin satõşõ için de ihale açõldõğõnõ, 18 ticari araç, 14 binek araç, 4 iş makinesinin 27 ve 28 Ekim’de açõk arttõrma yöntemiyle satõlacağõnõ belirtti. Zor durumda Tariş, arazi satõyor Bu da kara para maçõ FATF’nin Futbol Sektörü Aracõlõğõyla Kara para Aklama Raporu, futbol endüstrisinin büyüklüğünün önemli bir para akõşõna neden olduğunu bunun da hile, yolsuzluk, vergi kaçakçõlõğõ ve kara para aklamayõ beraberinde getirdiğini ifade ediyor. Büyük para akışı Özellikle uluslararasõ transfer piyasasõnda yapõlan büyük hacimli işlemler, ulusal futbol organizasyonlarõ tarafõndan kontrol edilemiyor. Uluslararasõ transferlerdeki para akõşõnda vergi cennetleri de kullanõlabiliyor. Futbolcularõn transfer bedellerinin rasyonel olmayan ve kontrolsüz şekilde artmasõ da buna kapõ aralõyor. Vergi cennetleri devrede Ekonomi Servisi - Ekonomik İşbirliği ve Kal- kõnma Teşkilatõnõn (OECD) kara para akla- mayla mücadeleyi yürüten Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) raporu, küresel endüstriye dö- nüşen futbolun suç ekonomisi aktörlerinin de il- gi odağõ haline geldiğini ortaya koydu. “Futbol Sektörü Aracılığıyla Kara Para Aklama” konulu rapora göre dünyada yaklaşõk 265 mil- yon kişinin futbol oynadõğõ belirtildi. Rapora gö- re bunlarõn yüzde 8’ini kadõnlar oluşturuyor. Dün- yada resmi kayõtlõ futbolcu sayõsõ 38 milyon, ha- kem ve diğer yetkililerin sayõsõ 5 milyon, kulüp sayõsõ da 301 bin. AA’nõn haberine göre en fazla kayõtlõ futbol- cu 6 milyonla Almanya’da bulunuyor. Bunu 4 milyonla ABD, 2 milyonla Brezilya, 1’er mil- yonla İngiltere, Güney Afrika, Hollanda ve Ja- ponya, 400’er binle de Kanada, Rusya, Çin, Ukrayna, Çek Cumhuriyeti, Polonya, İs- panya, Avusturya, Şili ve İran izliyor. Futbolda sadece Avrupa pazarõnõn büyüklüğü 13.8 milyar liraya ulaşõyor. Avrupa’nõn en büyük lig- leri arasõnda İngiltere’de futbol gelirleri yõl- da 2 milyar 273 milyon Avro, Alman- ya’da 1 milyar 379 milyon Avro, İs- panya’da 1 milyar 326 milyon Avro, İtalya’da 1 milyar 163 milyon Avro, Fransa’da da 972 milyon Avro ola- rak belirleniyor. R aporda, futbolun yasadõşõ faaliyet- lerde kullanõmõna olanak veren za- yõf yönler de şöyle sõralanõyor: Futbol pazarõna girmek çok kolay. Girişte engeller ya yok ya da çok az. Futbol sektöründen gelir elde edenle- rin sayõsõnõn fazla olmasõ: Uluslararasõ trans- ferler ile televizyon ve sponsorluk gelirleri- nin çok hõzlõ yükselmesi futbolcu alõm sa- tõmlarõnõ, menajerlerin, sponsorlarõn ve fut- bolla ilgilenen diğer kişilerin sayõsõnõ arttõr- dõ. Bu da para akõşõnda hileli işlemlerin giz- lenmesini kolaylaştõrdõ. Menajerlik kurumunun birçok ülkede hâlâ amatörce ve deneyimsiz kişiler tara- fõndan yapõlmasõ. Futbol kulüplerinin yasal yapõsõnõn, sõ- nõrlõ sorumlu özel şirketlerden vakõflara çe- şitlilik göstermesi. Kulüplerle ilgili yasal dü- zenlemelerin ya da denetimlerin yeterli ol- mamasõ veya hiç olmamasõ bu kulüplere sa- hip olmayõ kolaylaştõrõyor. Diğer taraftan stadyumlarõn farklõ işlet- meler tarafõndan işletiliyor olmasõ da hileli işlemlere olanak sağlayabiliyor. Büyük hacimli iş- lemler yapıl- ması: Özellikle uluslararasõ transfer piyasasõnda yapõlan bü- yük hacimli işlemler, ulusal futbol organi- zasyonlarõ tarafõndan kontrol edilemiyor. Uluslararasõ transferlerdeki para akõşõnda ver- gi cennetleri de kullanõlabiliyor. Futbolcularõn transfer bedellerinin ras- yonel olmayan ve kontrolsüz şekilde artmasõ. Özellikle uluslararasõ transferler, kara para- nõn aklanmasõ için çeşitli fõrsatlar sunuyor. Futbol kulüplerinin finansman ge- reksinimi: Sektörün büyümesine rağmen bir- çok spor kulübü hâlâ finansal yönden sõkõntõ çekiyor. Bu da kulüplerin şüpheli kişilerin pa- ra tekliflerini kabul etmesine neden oluyor. Futboldaki “Maçı kazanan bütün pazarı kazanır” mantõğõ, 1 maç kaybedince gelir- lerdeki azalma, kulüpleri kara para aklayõ- cõlarõnõn hedefi haline getiriyor. Finansal zor- luk içindeki kulüpler de “finansal doping”e gereksinim duyuyor. Bazı oyuncuların sosyal zayıflığı: Özellikle genç ve deneyimsiz oyuncular, yanlõş yönlendiril- diklerinde kolayca şüpheli iş- lemlere konu olabiliyor. Yöneticiler inşaat sektöründen Futbolun sosyal yönü: Futbol sektöründe yasadõşõ işlemler çoğunlukla yetkililere bildi- rilmiyor. Taraftarlar, paranõn kay- nağõnõ önemsemiyor. İnsan- lar, kulübe para sağlayan başkanlara sempatiyle yak- laşõyor. Diğer yandan futbol kulübü sahibi olmak, suç dünyasõndan gelseler bile pat- ronlara önemli bir sosyal statü sağlõyor. Bu statü, yerel idarecilerle de daha iyi ilişki kurulmasõna katkõ- da bulunuyor. Örneğin bazõ ülkelerde futbol kulübü yöneticileri çoğunlukla in- şaat sektöründen geliyor. Raporda, futbol sektöründe kara para aklama amacõyla kul- lanõlan yöntemler hakkõnda da şu değerlendirmeler yapõldõ:  Futbol kulübü sahipliği: Kara para aklayõcõlarõ, kulüpleri mükemmel bir kara para akla- ma aracõ olarak görüyor. Futbol kulüpleri, bazen sos- yal ilişkiler kurarak, devletten ihale alõyor. Örneğin Meksika’da profesyonel bir futbol kulübüne sahip bir işadamõ, politikacõlar ve kamu görevlileriyle ilişki kurarak rüşvet yo- luyla belirli kamu ihalelerini almõştõ. Yine 2006’da İtalya’da önemli bir kulübe, ka- ra para aklama amacõyla hisse senetlerini almak suretiyle yatõrõm yapõlmõş, ancak gazetelerde çõkan haberlerden sonra bu girişim başarõsõzlõğa uğramõştõ.  Transfer pazarı ve futbolcu sahipliği: Uluslararasõ transfer pazarõ sürekli olarak geniş- liyor. Örneğin 2006 Dünya Kupasõ’nda ulusal ta- kõmlarda oynayan futbolcularõn yarõsõ, kendi ül- kelerinin dõşõndaki ülke liglerinde oynuyordu. Televizyon pazarõnõn serbestleşmesi, özel tel- evizyon ağlarõnõn yaygõnlaşmasõ, spor kulüplerinin bütçelerinin, bu da futbolcu ücretlerinin artma- sõna neden oldu. Uluslararasõ futbolcu transfer- leri, vergi kaçõrmaya, hatta bu işlemlerin içine giz- lenerek hileli işlemlerde bulunmaya ve kara pa- ra aklamaya olanak veriyor. Transfer bedelleri de olduğundan yüksek gösterilebiliyor. FIFA’ya kayõtlõ 4 binden fazla futbol acente- si olmasõna rağmen, bunlarõn faaliyetleri konu- sunda herhangi bir sõnõrlama bulunmuyor. Futbolculara transferlerde ücret dõşõnda ödeme yapõlmasõ (ev, araba v.b) da işlemlerin saydam- lõk dõşõ kalmasõna neden oluyor. Bahis oyunları: Bu oyunlar spor için önemli bir kaynak. Ancak bahis oyunlarõyla, spor faaliyetlerinde maç sonuçlarõ ayarlanabiliyor, değiştiri- lebiliyor. Bu hem yasadõşõ süreçlere ne- den oluyor, hem de kara para aklama amacõyla kullanõlõyor. Bahis oyunlarõnda internetin kul- lanõlmasõ da para aklama riskini art- tõrõyor. Örneğin 2008 yõlõnda As- ya’da Interpol’ün dahil olduğu ya- sadõşõ bir futbol bahsinde 1300 kişi tu- tuklandõ. Bu olayda 16 milyon dolar nakit para ele geçirilirken yapõlan iş- lemin parasal boyutunun 1.5 milyar do- lar olduğu tahmin ediliyordu. İsim hakları, sponsorluk ve reklam düzenlemeleri: Fut- bolcular, isim haklarõ için genellikle yurtdõşõnda kayõtlõ bir işletmeye sahip. Bu vergi kaçõrma, hatta bazõ du- rumlarda kara para aklama olanağõ sağlõyor. Yolsuzluklar: Kumar gelirlerinin elde edilmesi için maç sonuçlarõnõn organize edilmesiyle kulüplerin lig sõrala- masõ bile değişebiliyor. Doping ilaçları: Yasak olmasõna rağmen futbolcular doping ilaçlarõ kullanabiliyor. Hõzlõ para akõşõ ve uluslararasõ transferler fõrsat yaratõyor BAHİS OYUNLARINDA INTERNET KULLANIMI RİSKİ ARTIYOR PARA NASIL AKLANIYOR?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear