26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 23 EKİM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Guguk Devleti! Kendilerine “barış elçileri” dedirten PKK’lilerin ifadelerini almak, yargı önüne çıkmalarını sağlamak için dört cumhuriyet savcısı ile bir nöbetçi sulh ceza yargıcının Habur’a gönderildiklerini duyunca, başımı iki elimin arasına aldım. Ve usül yasalarında sadece kadastro hâkimlerinin, mahkeme binaları dışında yargılama yapmalarına izin veren hükmün, “açılım” uğruna göz göre göre ayaklar altına alınışına hangi devletlünun, ne hakla yol açtığını düşündüm. Köşe yazarı değil de gazetemin haber ya da yazıişleri elemanlarından birisi olsaydım; öncelikli görevim hem o yasalar üstüne çıkmış kudretli kişinin, hem de Diyarbakır’dan Habur’a gitme görevlerini içlerine sindiren savcılar ile yargıcın kimliklerini, fotoğraflarını yayımlayarak, siyasetçilerimizin ağızlarından düşürmediği hukuk devleti sözcüğünün çiğnenişini tarihin kayıtlarına da geçirmeye yardımcı olurdum. Uluslararası hukukun, hemen tüm ülkelerin yasalarında paylaşılan temel ilkelerinden birisi, kuşkulu ya da sanığa, yakalanmasından sonra yargıç önüne çıkartılması için belirli bir zamanın verilmesidir. Yargıcı Sanığın Ayağına Göndermek! Bunu her ülke, kendi hukuk literatüründe, “şüphelinin hâkim önüne çıkması” olarak tanımlarken; Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez, savcı ve yargıçlarını terör örgütü üyelerinin ayaklarına göndermek gibi, akıl almaz bir gafı, evrensel hukukun tarihine geçirmiştir. Öylesini, çocukluk yıllarımda, Holivud’un vestern filmlerinde gördüğümü nasıl unutabilirim ki? Kasabada terör estiren gangster bozuntusunu teslim alan şerif, duruşmalarını yaşlı ve çoğu kez sarhoş olarak yapan kasaba yargıcını da biraz tehdit ya da ikram yöntemini kullanarak olay yerine götürdü. Yargıç, bazen o astığı astık şüpheliyi kaçırmak için kumpas kuran yandaşların tehdit ve baskılarından siner, kendisine gelmek amacıyla ceketinin iç cebinden çıkarttığı viski şişesini boğazına dikerdi. Gazeteler yazdı, televizyonlar söyledi: O 29 teröristten, Kandil çıkmalı dördü, ağız birliği etmişçesine kendilerini barış elçileri olarak, “Örgütün önderi Sayın Öcalan’ın görevlendirdiğini” bildirmişler. Habur soruşturması ve yargılaması ile özel görevli adalet mensuplarımız, bu söylemleri her defasında ceza yasamızın, suçlunun pişmanlıktan yararlanması için çıkartılmış 221. maddesinin kılıfına uydurmak için, düzeltme uyarısı yaptıkça, ötekiler direniyorlarmış. Görevi ve yetkisi, isterse cumhurbaşkanı bile olsa, sorgulayacağı kişiyi adaletin huzuruna çıkartmak olan o adlarını öğrenmeyi çok istediğim nöbetçi ceza yargıcı da dört cumhuriyet savcısı da neredeyse yalvar yakar olmuşlar! Erkan Yolaç’ın Kulağı Çınlasın Adeta yakın zamanlara kadar TV’lerin eğlence programlarında zevkle izlediğimiz Erkan Yolaç programı tekrarlanırcasına, “şüpheli” istenmeyen yanıtı söyledikçe, yargıç da neredeyse “sayılmaz” diyor ve yeniden soruyormuş! “Mutlu Son”, o dört kabadayının ağızlarından çıkanları, onların huzuruna gitmek zorunda bırakılan yargıcın, tutanaklara geçerken sansür etmesi ile olmuş. Gölge Başbakan Ahmet Türk, olanları İçişleri Bakanlığı Müsteşarı ve öteki üst düzey bürokratlarla görüşerek durum vaziyetini kurtarmak isterken, bu inatlaşmayı dağda uzun zaman kalma sendromu olarak açıklıyor. Olan biteni Ankara’dan bir canlı yayın prodüktörü gibi izleyen İçişleri Bakanı, acaba ne diyor? Ve Başbakan, kendi devri idaresinde, cumhuriyetimizin evrensel ilkelerinden birisi olduğunu sandığımız “hukuk devleti” ilkesinin terörist postalları tarafından çiğnenmesinden hoşnut, arkası gelecek sözleri ile PKK’lilerin dağdan indikten sonra DTP’ye değil AKP’ye kazandırılmaları için parlamentoda Ermeni açılımı görüşmelerini bırakıp, Ağrı mitingine uçuyor. Kürsüde, gizli koalisyon ortağı partinin, Habur karşılamasını tahrik ettiğinden şikâyet ederek. Şehit aileleleri ile gazilerin tepkileri karşısında durumunu kurtarmaya çalışıyor. Günlerden beri bir Obama, Erdoğan ve Öcalan ortak prodüksiyonunu izlediğimizi bilmiyormuş gibi davranarak... Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Vali Güler, şu an için tatile gerek olmadõğõnõ belirterek grip olan çocuklarõn okula gönderilmemesini istedi Okullardadomuzgribialarmõİstanbul Haber Servisi - İstan- bul’da 13 ayrõ okulda 16 öğrencide gö- rülen domuz gribi için alarma geçil- di. İstanbul Valisi Muammer Güler, kentteki okullarda domuz gribi ile il- gili bir kümelenme yaşanmadõğõnõ be- lirterek okullarõn tatil edilmesinin sözkonusu olmadõğõnõ söyledi. Okul yöneticileri velileri, hastalõk riski taşõyan öğrencilerin okula gel- memesi, en yakõn sağlõk kuruluşuna gitmesi ve bu süre içinde de izinli sa- yõlacaklarõ konusunda uyardõ. Türk Hava Yollarõ’nõn (THY) Etiyop- ya’nõn başkenti Addis Ababa’dan önceki gün İstanbul’a gelen TK 1147 sefer sayõlõ uçağõnda domuz gribi şüphesi taşõyan ve paniğe neden olan kadõn yolcunun ise akut faranjit has- tasõ olduğu belirtildi. Önlemleri almaya başlayan valilik, her gün saat 15.00’e kadar devam- sõzlõğõ olan öğrencilerin İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bildiril- mesini istedi. Şimdilik okullarõn tatil edilmeyeceğini belirten Vali Güler, ve- lilere grip olan çocuklarõnõ okula gön- dermemeleri çağrõsõ yaptõ. Uçakta panik Addis Ababa’dan önceki gece saat 01.10’da İstanbul’a hareket eden uçak- ta, saat 05.30 sõralarõnda bir yolcunun “doktor istiyorum” diye bağõrmasõ üzerine, uçakta doktor olup olmadõğõ anons edildi. Uçakta bulunan Dr. Hayri Gözlükgiller, hasta olduğunu belirten yolcuyu muayene ettiğinde do- muz gribi şüphesiyle kabin yetkilile- rini uyardõ. Yolculara hemen maske ve eldiven dağõtan kabin yetkilileri, yol- cularõ ön koltuklara geçirdi ve uçağõn içi ilaçlandõ. Atatürk Havalimanõ’na 06.40’da inen uçakta, yolcular, has- tanõn uçaktan çõkarõlmasõnõ bekleme- leri konusunda uyarõldõ. Sağlõk Ba- kanlõğõ’nõn doktorunun uçağa gelme- si ve domuz gribi şüphesi bulunan yol- cunun uçaktan indirilmesinin ardõndan, diğer yolcularõn uçaktan inişine izin verildi. Görevlilerin domuz gribi şüp- hesi dolayõsõyla bagajlara dokunmak istememesi üzerine yolcular, uzun süre bagajlarõnõ alamadõ. Sağlõk Bakanlõğõ Hudud ve Sahiller Genel Müdürlüğü Atatürk Havali- manõ Denetleme Merkezi sağlõk ekip- lerince karantinaya alõnan kadõn yol- cunun, yapõlan muayene sonucunda, ateşinin 37.3 derece olduğu ve akut fa- ranjit enfeksiyonu geçirdiği tespit edildi ve domuz gribi şüphesi görül- memesi üzerine evine gönderildi. Uçakta bulunan ve Ümit Hekimle- ri Derneği’nin davetlisi olarak Eti- yopya’ya sağlõk hizmeti vermek üze- re giden Büyükçekmece Devlet Has- tanesi Başhekim Yardõmcõsõ Enfeksi- yon Hastalõklarõ Uzmanõ Dr. Kadir Göktürk ise uçak personelinin bu tür vakalar karşõsõnda ne yapõlmasõ ge- rektiği konusunda yeterli bilgiye sahip olmadõklarõnõ ve personelin eğitilme- si gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Kas hastalõklarõnõn büyük çoğunluğu genetik (kalõtõmsal) kaynaklõdõr ve he- nüz tedavileri yoktur. Onlar güçsüz kaslarõ ile birlikte hareket zorluklarõ için- dedirler ve çoğunlukla tekerlekli san- dalyede ya da yatakta yaşamlarõnõ sür- dürür. Solunum yetersizliği beslenme güçlükleri gibi gelişmelerle karşõlaşa- bilirler. Bunlarõn hastanelerde, çok zor ele geçen yoğun bakõmlarda karşõlan- masõ güçtür ve pahalõdõr. Oysa bu hiz- metler iyi yetişmiş, deneyim kazanmõş bir sağlõk ekibi tarafõndan evde kolay- lõkla verilebilir. Biz Türkiye Kas Has- talõklarõ Derneği olarak büyük bir boş- luğu dolduracak böyle bir hizmeti ger- çekleştirebilmek için çabalõyoruz. Biraz hazin ve acõklõ ama başlõca destek yurt- dõşõndan uluslararasõ bir dernekten ge- liyor. Merkezi İngiltere’de bulunan Dünya ALS/MND Dernekleri Birliği ge- çen yõl akademisyen uzman hemşireler göndererek bizim yoğun bir kurs yap- mamõzõ sağladõ. Büyükşehir ve Bakõr- köy belediyelerinden alabildiğimiz hem- şirelerle böyle bir kurs gerçekleştirdik. Burada yetişen Bakõrköy Belediyesi kaynaklõ hemşireler evde bakõm hiz- metini sürdürüyor. Bu umut verici bir başlangõç oldu. Kurs alan büyükşehir hemşireleri ise kayboldu. Onlarõn izini süremedik. Bu defa İngiltere’den Oxford’un ünlü bir nöroloji profesörünün de içinde olduğu bir ekip geliyor. Onlar Sağlõk Bakanlõ- ğõ’ndan randevu aldõ. İstanbul’daki Tõp Fakültesi ve dernek buluşmalarõnõn ar- dõndan birlikte Ankara’ya giderek 21 Ekim günü sağlõk bakanlõğõ temsilcile- ri ile buluşacak ve İngiliz meslektaşla- rõmõzõn aracõlõğõ ile evde bakõm ekibi- nin oluşturulabilmesi için destek ara- yacağõz. Merakla ve umutla sonucu bekliyoruz. Şunu eklemek isterim İn- giltere’den randevu isteyen ekip benim adõmõ anarak randevuda bulunmamõ öneriyor. Sağlõk bakanlõğõ bana “Coş- kun Özdemir” adõ ile gönderdiği me- sajda kendimi tanõtmamõ ne ile meşgul olduğumu ne yaptõğõmõ bildirmemi is- tedi.. 57 yõllõk doktor (14 yõl sağlõk ba- kanlõğõnda), 50 yõllõk uzman, 40 yõllõk profesör, 30 yõldan beri Türkiye Kas Hastalõklarõ Derneği Başkanõ Coşkun Özdemir’i tanõmayan Sağlõk Bakanlõ- ğõ’na, telefonda kim olduğumu anlattõm. Umarõm Ankara’da anlayõşlõ ve verim- li bir buluşma olacaktõr ve çok önem ver- diğimiz bir hizmeti gerçekleştirme ola- nağõna kavuştuğumuz müjdesini vere- bileceğiz. Not: Yazõda sözü edilen Sağlõk Ba- kanlõğõ ile görüşme gerçekleştirildi. Prof. Dr. Özdemir, bunu ayrõca bir ya- zõ ile okurlara bildirecektir. coskunoz@superonline.com Aşı Meclis gündeminde TBMM (AA) - CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal ve CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer ile İstanbul Bağõmsõz Milletvekili Ahmet Tan, domuz gribi olaylarõnõ soru önergeleriyle TBMM gündemine taşõdõ. Soysal, Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ’õn yanõtlamasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu soru önergesinde, “Türkiye hangi ülkelerden aşõ sipariş etmiştir? İki tür aşõ olduğu ve içinde civa olan aşõlarõn riskli yan etkilerinin olduğu belirtilmektedir. Gelen aşõlarõn içeriği nedir, aşõlar yan etkileri bakõmõndan Türkiye’de incelenmekte midir” diye sordu. Seçer de, aşõlarõn hangi firmadan, hangi teslim koşullarõnda ve ne kadar fiyata alõndõğõnõ sordu. Hastalõğõn rastlandõğõ Ankara’daki okulda 500’ü aşkõn öğrenciden sadece 59’unun evine gidilebildiğini bildiren Tan ise “Sağlõk ekibi ziyaretleri neden gerçekleşmedi, ziyaretlerin gerçekleşmemesinde ekipman ve personel eksikliğinin rolü nedir” diye sordu. ‘Nefes Hayattır’ İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tõp Fakültesi Göğüs Hastalõklarõ Anabilim Dalõ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, ülkemizde sayõlarõ 4-5 milyonu bulan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalõğõ (KOAH) ile ilgili merak edilenleri “Nefes Hayattõr” adlõ kitapta topladõ. Doğan Kitap’tan çõkan ve “KOAH ile mutlu ve sağlõklõ yaşam rehberi” başlõğõyla yayõmlanan kitapta, “KOAH en çok kimlerde görülür? Belirtileri, tedavi yöntemleri nelerdir? KOAH’tan korunmak için sigarayõ bõrakmak neden önemlidir? En etkili sigara bõrakma yöntemleri neden önemlidir?” gibi bilgiler yer alõyor. Kronik hastalıklar için evde bakım hizmeti İstanbul Haber Ser- visi - Uzmanlar, domuz gribinden daha çok in- sanõn ölümüne neden olan mevsimsel gribin takvim değiştirdiğini, kasõm-aralõk aylarõnda sõklõkla görülen hastalõ- ğõn ekim ayõna kaydõğõ- nõ belirterek “Gribal enfeksiyonlara karşı daha erken önlem al- ma zorunluluğu doğ- du” dedi. Çocuk Sağlõğõ ve Has- talõklarõ Uzmanõ Dr. Ece Çetin, bu yõl gribal en- feksiyonlarõn daha er- ken ortaya çõkmaya baş- layacağõnõ vurgulayarak ailelerin özellikle de alerjik yapõdaki çocuk- larõn aşõlarõnõ düzenli olarak yaptõrmalarõnõ önerdi. Çetin, diğer öne- rilerini ise şöyle sõraladõ:  Okul öncesinde ço- cuklara mutlaka check- up yaptõrõn.  Çocuklara, özellik- le demirden zengin olan kõrmõzõ et, yumurta, et- li sebze yemekleri daha çok yedirmeye çalõşõn.  Sebzedeki C vita- mini etteki demirin emi- limini sağlõyor. Bu ne- denle etli sebze yemek- leri yapõn, yemeklerin yanõnda salata olmasõna özen gösterin.  Süt ürünüyle pek- mez vermeyin. Etli seb- ze yemeğinin yanõnda yoğurt, süt olmamasõna özen gösterin. Çünkü bunlar demirin emilimi- ni önler. Gribal enfeksiyonlar takvim değiştirdi ŞULE KÖKTÜRK AKP’nin Sağlõkta Dönü- şüm Programõ’nõ (SDP) ka- muoyuna açõkladõğõ 2003 yõlõndan bu yana, Türk Ta- bipleri Birliği (TTB) başta olmak üzere çok sayõda meslek odasõ, sivil toplum örgütü ve sendikanõn dile getirdiği, “sistem, paran yoksa öl anlamına geli- yor” anlayõşõ özel hastane- lerin son durumu ile ger- çeklik kazandõ. Bugüne dek sistemin avantajlarõndan ya- rarlanan özel sağlõk sektörü, kaynaklarõnõn kesilmesi ne- deniyle, batmak üzere ol- duklarõnõ belirterek kapan- malarõ durumunda çok sa- yõda hastanõn “ölüm riski ile karşı karşıya kalacağı” uyarõsõnda bulundu. Özel sağlõk sektörü tem- silcileri, AKP “Sağlık pro- pagandası ile oy kazanı- yor, bedelini biz ödüyo- ruz” değerlendirmesi ya- põyor. Özel Hastaneler ve Sağlõk Kuruluşlarõ Derneği (OHSAD) koşullarõn bu şe- kilde devam etmesi duru- munda, 2010 Ocak ayõnda, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile yaptõklarõ söz- leşmeleri yenilemeyeceğini bildirdi. Dernek Başkanõ Dr. Reşat Bahat, AKP’ye seslenerek “Bizim cebi- mizden kahramanlığın an- lamı var mı” diye sordu. Diyaliz merkezleri kapanma noktasında Türkiye’de 40 bin diyaliz hastasõna hizmet veren 400 özel diyaliz merkezi de Sos- yal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) ödediği fiyatlarõn 3 yõldõr değişmemesi, mer- kezlerin zarar etmesi nede- niyle kapanma tehlikesiyle karşõ karşõya kaldõ. Özel Diyaliz Merkezleri Derneği (DİADER) Başkanõ Mus- tafa Işık, “Tedavi gör- mezse ölecek olan hasta grubuna her türlü im- kânsızlıklara karşın hiz- met vermeye çalıştık. Fa- kat bu şartlar altında ka- panacağız ve tedavi ver- meye devam edemeyece- ğiz” dedi. Mustafa Işõk, son 1 yõl içinde Türkiye’deki diyaliz merkezlerinden 24’ünün kapandõğõnõn be- lirterek “Siz meydanlarda sağlık reformunu bas bas bağıracaksınız. Bununla hatırı sayılır oranda bir oy alacaksınız iktidara gele- ceksiniz ve o söylemin, uy- gulamanın bedelini de bi- ze ödettireceksiniz” dedi. ‘Sistemi kuranlar bunu görmeliydi’ TTB Başkanõ Prof. Dr. Gençay Gürsoy, SGK’nin 3.5 milyar dolar açõğõ oldu- ğunu anõmsatarak şunlarõ söyledi: “Sistemi böyle kuranla- rın bu durumu görmeleri lazımdı. Siz kâr etme ama- cıyla kurulan bir müesse- seye, böyle kritik sağlık hizmetlerini özele teslim ederseniz, olacağı budur. Madem sistem böyle di- zayn edildi gereğini yerine getirmek gerekir. Talep- lerinin ne kadar ciddi ol- duğu tek tek incelenerek talepleri ciddiye alınmalı. İğneden ipliğe sağlık sis- teminin yeniden düşünül- mesi lazım. Bugün için bir çözüme kavuşturulsa bile sistemin adım adım ka- musal üretime geri dön- mesi lazım.” Yurt Haberleri Servisi - Suudi Ara- bistan’da çalõşan ve memleketi İsken- derun’a izinli olarak gelen bir işçiye do- muz gribi teşhisi kondu. Bursa’nõn Gem- lik ilçesinde de bir TIR şoförü domuz gri- bi şüphesiyle gözlem altõna alõndõ. İskenderun’da rahatsõzlanõnca İsken- derun Devlet Hastanesi’ne kaldõrõlan adõ açõklanmayan hasta 3 gün boyunca tedavi gördü. Normal grip belirtileri görülen hastanõn yapõlan incelemeler so- nucunda H1N1 virüsü taşõdõğõnõn belir- lendiğini anlatan hastane yetkilileri, “Hastamızın, ilaçla tedavisi yapıldı ve normale dönünce taburcu edildi” de- di. Yetkililer, kentte telaşlanacak bir şey olmadõğõnõ da vurguladõ ve hastalõk gö- rülen kişinin Suudi Arabistan’da çalõşan işçi olduğunu belirtti. Bursa’nõn Gemlik ilçesinde bir lojis- tik firmasõnda çalõşan Şaban K. (36), ani terleme ve üşüme belirtileri üzerine do- muz gribi olduğu düşüncesiyle Gemlik Muammer Ağõm Devlet Hastanesi’ne başvurdu. Şaban K, muayenesinin ar- dõndan, domuz gribi şüphesiyle Şevket Yõlmaz Devlet Hastanesi’ne sevk edil- di. İl Sağlõk Müdürlüğü Bulaşõcõ Hasta- lõklar Şube Müdürü Efrail Atıcı, “Şüp- heli vakadan alınan numune, İstanbul veya Ankara’daki viraloji laboratu- varlarına gönderilir. 1-2 gün içinde ge- len sonucun pozitif olması durumun- da, hastanın tedavisine hastanede izo- le edilmiş bir ortamda devam edilir” dedi. Atõcõ, şu an için Bursa’da pozitif bir vaka bulunmadõğõnõ vurguladõ. Batman’da 11 kişide domuz gribi va- kasõna rastlandõğõnõn açõklanmasõ üze- rine kentte panik başladõ. Batman Mil- li Eğitim Müdürü Şerif Akboğa, vali- likçe kriz masasõ oluşturulduğunu an- lattõ. Kentte eğitim-öğretime ara veril- mesine gerek olmadõğõnõ vurgulayan Akboğa, “İl genelinde 465 okulda 148 bin öğrenci eğitim görüyor. Bugün itibarıyla binlerce öğrencinin okula gitmediğini ve rapor aldığını öğren- dik” dedi. Okula devam eden bazõ öğ- rencilerin domuz gribine önlem olarak maske taktõğõ gözlendi. T Ü M Y U R T T A S A L G I N T E D İ R G İ N L İ Ğ İ S Ü R Ü Y O R LONDRA/NEW YORK (AA) - İmalat- çõ şirketlerin, domuz gribi aşõsõndan, yõllõk 49 milyar dolarlõk kâr edebilecekleri belir- tiliyor. Büyük ilaç şirketlerinin, şimdiye kadar 1.5 milyar dolarlõk aşõ sattõklarõ ve milyar- larca dolarlõk aşõ bağlantõsõ yaptõklarõ, sal- gõnlarõn bu miktarõ misliyle arttõracağõ be- lirtiliyor. İlaç şirketlerinin, domuz gribi aşõsõ yanõ sõra 1 milyar dolarõn üstünde de mevsim- sel grip aşõsõ sattõklarõ kaydediliyor. Ayrõca grip virüsüne karşõ etkili ilaçlarõn satõşlarõnõn da, geçen yõla göre ikiye kat- landõğõ ifade ediliyor. ABD’de salgõn mevsimi yaklaşõrken do- muz gribi aşõsõnõn yeterince üretilip piya- saya verilemediği kaydedildi. ABD’de, yönetimin 120 milyon dozluk aşõyõ piyasaya vermeyi planladõğõ daha sonra bunu 45 milyona indirdiği, ancak henüz 13 milyon dozun piyasada olduğu ifade ediliyor. Embriyonlu (döllenmiş) yumurta ile ger- çekleştirilen “inaktivasyon test”lerinin uzun sürmesi nedeniyle, hemen piyasaya verilemediği, bu nedenle, testleri hõzlandõ- rõcõ teknikler üzerinde çalõşõlmasõ gerekti- ği vurgulanõyor. Uzmanlar, yetişkinlerde tek dozun, an- cak 10 yaş altõndaki çocuklarda iki dozun gerekli olacağõnõ ve aşõ hesabõnõn da buna göre yapõlmasõ gerektiğine dikkati çeki- yorlar. Aşõ üreten şirketlerin yõllõk kâr beklentisi çok büyük İskenderun’da teşhis, Bursa’da şüphe AKP’nin Sağlõkta Dönüşüm Programõ nedeniyle özel sağlõk kuruluşlarõ iflasla karşõ karşõya Sağlık sisteminde SOS
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear