28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2009 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Tarihinizi Başkaları Yaparsa Ne Olur? Abdülhak Hamit’in ünlü piyesi Eşber’de, İskender, az sayıda askerle kendisine kahramanca direnen Hint hükümdarına karşı kazandığı zaferin perişanlığını görünce, Aristo’ya sorar: - Söyle bakalım şer yazıcısı şimdi ne yazacaksın? Hocasının yanıtı tüyler ürperticidir. - Hünkârım, tarihi yazan biz, yapan siz... Tarihi yapanlar, ezelden beri kızmışlardır tarihi yazanlara. Cumhurbaşkanı Gül de önceki gün Bursa’daki önemli karşılaşmada buyurmuş: - Biz burada tarih yazmıyoruz, tarih yapıyoruz. Sayın Gül’ün affına sığınarak belirteyim ki, kendileri ne sanırlarsa sansınlar, gerçek öyle değil. Ne o tarih yapıyor, ne de önceki gün yanında tribünde oturmuş olan Sarkisyan... Tarihi Sayın Gül yapıyorsa, Ermeni soykırımı olmadığını söyleyenlere hapis cezası veren İsviçre’nin Dışişleri Bakanı onur konuğu olarak şeref locasında kendilerinin yanında ne arıyordu? Gerçekten, ne garip bir durum değil mi? Şu işe bakın: Ermeni soykırımını inkâr edenlere hapis cezası veren İsviçre’nin Dışişleri Bakanı onur tribününde, Bern’in bu tavrı karşısında hapis cezasına aldırmayıp oraya giderek, “Evet Ermeni soykırımı olmadı” diye meydan okuyan, yurtsever Doğu Perinçek, Ergenekon davası sanığı olarak Silivri Ceza ve Tutukevi’nde... Eğer gerçekten dediği gibi, bu tarihi yapan Abdullah Gül olsaydı, bu çelişkinin hesabını nasıl verir, İsviçre’nin Dışişleri Bakanı’nı halkına alkışlatırken, Doğu’yu içeri tıkan Türk milletinin makus talihi altında ezilmekten nasıl kurtulabilirdi? Neyse ki, tarihi yapan o değildi. Neyse ki, tarihi yazanlar da, vakanüvis yalakalığı içindeki yandaş medya kalemleri ve benzerleri olmuyor ve olmayacak her zaman. Neyse ki, birileri çıkıp da açıklıkla söyleyebiliyor: - O tarihi yapan sizler değilsiniz, sizler o tarihi yapanların oraya yerleştirdikleri kişilersiniz efendim! Bu coğrafyanın insanları için yeni bir olgu değil, tarihlerini başkalarının yapmaları ve onların da, tarihin yapıcıları saflarında değil, figüranları sıralarında yer almaları. Eğer o tarih, Beyaz Saray’da oturan değil de şeref platformunda yer alanlar tarafından yazılmış olsaydı, tribünler taşıma kalabalıklarla doldurulmaz, dost halkların temsilcileri yan yana gerçek kardeşlik türküleri söylerlerdi. Yüzyıllar boyu yan yana kardeşçe yaşamış bu iki halk için de böyle bir durum iyi, hem de çok iyi olurdu. Böylece başkalarının yaptığı bir tarihin esiri olarak içlerde taşınan kin ve anlamazlık saplantılarından da kurtulunurdu. 19. yüzyılda Osmanlı sınırları içinde kalan coğrafyada tarihi yalnızca halkların kendileri yapmış olsalardı, bugün Balkanlar da, Ortadoğu da bambaşka görünümde olurlardı. - Bir ülkenin tarihini kendi yazsa ne olur, başkası yazsa ne olur, diye sorabilirsiniz. Yukarıdaki sorunun yanıtı basittir: - Kendi tarihini kendi yazan uluslar ülkelerinin efendileri olurlar, aksi durumdakiler ise, kendi ülkelerinde tarihlerini yazan efendinin uşağı konumuna düşerler. Kalıcı ve adil barışlar, kendi tarihlerini kendileri yapan toplulukların kendi aralarında yaptıkları barışlardır. Bununla birlikte kendi tarihlerini yapmayanları yapmış gibi gösterecek vakanüvisler bulmak da her zaman imkânsız değildir. Bu vakanüvisler, önceki gün Bursa’da onur tribününde bulunan, ama başkalarının yazdığı tarihin figürleri olan kişilerin gelecek yıl Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmelerini kendi görüşlerinin kanıtları olarak ileri sürebilirler. Bunlara kanmayın! 21. yüzyıl Pax Americana’sının yürütücüsü olduğu için 2009 Nobel Barış Ödülü’nü Obama’ya verenler, Pax Americana’nın bölgesel taşeronlarından da bir ödülü esirgemeyeceklerdir elbette. Ama ödül kazanmak kendi tarihini kimin yazdığı gerçeğini değiştirmiyor. asirmen@cumhuriyet.com.tr ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - YAR- SAV, Avrupa ülkelerinin ve diğer kõtalardan üye olan ülkelerin tamamõnõn oyuyla Uluslararasõ Yar- gõçlar Birliği (IAJ) üye- liğine kabul edildi. YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Emina- ğaoğlu, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Fas/Mara- keş’te 11-15 Ekim’de yapõlan IAJ Genel Ku- rulu’nda birliğe üye ola- rak kabul edildiklerini duyurdu. IAJ’a her ül- keden yalnõzca bir sivil yargõç ve savcõ meslek örgütünün üye olabildi- ğini kaydeden Eminağa- oğlu, “IAJ üyeliğiyle YARSAV aynı zaman- da Avrupa Yargıçlar Birliği üyeliğine de ka- bul edilmiştir” dedi. Eminağaoğlu, IAJ Genel Kurulu’nda yaşananlarõ şöyle anlattõ: “YAR- SAV’ın çalışmaları sı- rasında karşılaştığı sal- dırıların, meslek ör- gütlerinin gerekliliğini ve hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı için ne kadar gerekli ol- duğunu teyit ettiği be- lirtilerek YARSAV’ın kuruluşundan itibaren yapmış olduğu ve ir- delenen tüm çalışmala- rı övgüyle karşılanmış ve birliğe yönelik sal- dırılar eleştirilmiştir.” SOLDA BİRLİK ARAYIŞLARI SÜRÜYOR Ergün: Büyük buluşma için son düzlüğe girdik TÜREY KÖSE ANKARA - SHP’de, ÖDP’den is- tifa eden İstanbul Bağõmsõz Milletve- kili Ufuk Uras, 10 Aralõk Hareketi ve bazõ Alevi çevreleri ile yürütülen “sol- da büyük buluşma” arayõşlarõ sürü- yor. SHP Genel Sekreteri Hulki Ya- kupoğlu ve 7 MYK üyesi “partinin bir gruba peşkeş çekilmesi, Soros ek- senli bir partiye dönüştürülmesi çabalarına” tepki göstererek MYK’den istifa eder- ken SHP Genel Başka- nõ Hüseyin Ergün, “Son düzlüğe girdik, bir iki hafta içinde kamuoyuna açıkla- nacak ilerlemeler sağ- layacağız” dedi. SHP yönetiminden 8 kişi, geçen günlerde bir açõklama yaparak MYK üyeliğinden istifa ettiler. Bu açõklamada “solda büyük buluşma” arayõşlarõyla ilgili olarak “Aslında bütün söylenenle- rin ve yapılanla- rın temelinde par- timizin emek ek- seninden saptırıla- rak Soros eksenli bir parti haline dönüştürülme ça- bası bulunmakta- dır. Solda büyük buluşmadan anlaşılması gereken partimizin bir gruba peşkeş çekil- mesi olamaz” denildi. SHP Genel Başkanõ Ergün, bazõ yöneticilerin eleştirilerini anõmsatarak yönelttiğimiz “Bunun örgütlerde de yansıması var mı, solda buluşma arayışlarını örgütleriniz destekli- yor mu” sorusuna “8 arkadaşımız MYK’den istifa ettiler, PM üyelik- leri devam ediyor. Partiden istifa söz konusu değil. Örgütler arasında bunun bir yansıması yok” karşõlõğõ- nõ verdi. Buluşmanõn liderinin Ufuk Uras olacağõ söylentileriyle ilgili ola- rak da Ergün, “Hepimiz eşitiz. Eşit- ler bir araya gelerek partinin yeni yönetimini oluşturacak. Bugüne ka- dar aramızda bu konu hiç konu- şulmadı. Bildiğim kadarıyla Ufuk Bey de böyle bir şeye hevesli değil, böyle bir niyet ifade etmedi. Kesin- likle aramızda böyle bir şey konu- şulmadı” dedi. Ergün, çalõşmalarõn geldiği noktay- la ilgili olarak “Son düzlüğe girdik. Birinci aşamada, bir düşünsel ça- lışma yaptık. Herkes dünyaya, politikaya ba- kışını ortaya koydu. Biz programımızı ortaya koyduk. 10 Aralık Ha- reketi belgelerini ortaya koydu. Alevi Bektaşi Fe- derasyonu’nun ‘Nasõl bir Türkiye istiyoruz’ diye bir yayını oldu. Bunları bir potada buluştur- duk. Bunlar her biri- miz tarafından ka- bul edilebilir mi diye baktık. Olumlu ce- vap verdik. Önü- müzdeki dönemde bu buluşmanın operatif yönünü geliştirmeye çalışıyoruz. Önü- müzdeki bir iki hafta içinde kamuoyuna açıklayacak ilerle- meler sağlanacak” açõklamasõnõ yaptõ. Ergün, “Buluşma- nın çatısı SHP mi ola- cak, yoksa yeni bir parti mi kuru- lacak” sorusuna “Biz, ‘çatõ, birleşme’ sözlerinden hoşlanmıyoruz. Bir po- tada erimek amacındayız. Bu bulu- şanların her birinin katkılarını sağ- layacak bir çerçeve arıyoruz. Bu çer- çevenin içinde SHP’nin farklı olarak ülke çapında örgütlenmişliği var, se- çime girme hakkı var. Bunları ko- ruyacak bir yasal çerçeve ile bu bu- laşmayı sağlayacağız. SHP kurul- tayında yayımladığımız bildirgede, ad dahil SHP tüzüğünü ve progra- mını buluşanlarla görüşmeye hazı- rız, diyoruz” yanõtõnõ verdi. SHP içinde ‘Soros’çu bir partiye dönüşme’ eleştirilerine ve istifalara neden olan solda birlik arayõşlarõ devam ediyor. Hüseyin Ergün, birlik çalõşmalarõnõ yürüttükleri çevrelerle bir pota içinde erimek amacõyla yola çõktõklarõnõ söyledi. IAJ KURUMA SALDIRILARI ELEŞTİRDİ YARSAV,Uluslararasõ YargõçlarBirliği’neüyeoldu Cumhurbaşkanlõğõ DDK, muhalif tavõrlarõyla öne çõkan sivil toplum kuruluşlarõnõ politize olmakla suçladõ Meslek örgütlerine gözdağõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanlõğõ Devlet Denetleme Kurulu esnaf, ticaret örgütleriyle, tabip odalarõ, barolar ve diğer kamu kurumu ni- teliğindeki meslek kuruluşlarõnõn politi- ze olduğunu, ideolojik faaliyet içinde bu- lunduklarõnõ savunarak bu örgütlerin gerçek işlevlerine kavuşturulmalarõ ge- rektiğini bildirdi. Cumhurbaşkanlõğõ Devlet Denetleme Kurulu, “Kamu Kurumu Niteliğinde- ki Meslek Kuruluşları” hakkõndaki “Araştırma ve İnceleme Raporu”nu ta- mamladõ. Meslek kuruluşlarõnõn sivil toplum kuruluşu olmanõn gerektirdiği va- sõflarõ tam olarak taşõmadõklarõ savunu- lan raporda, şu görüşlere yer verildi: - Meslek örgütlerinin salt üye çõkarla- rõnõ koruma ve geliştirmeye odaklanan bir çõkar grubu niteliğini kazanmasõ, bunla- ra devletçe devredilen bazõ kamu hizmeti niteliğindeki görevler ve bunun sonucu olarak tanõnan kamusal yetki ve ayrõca- lõklarla da bağdaşmamaktadõr. - Meslek kuruluşlarõnõn/üst kuruluşla- rõnõn birçoğunda eşitlik, katõlõmcõlõk, çoğulculuk, hizmet odaklõ yönetim, he- sap verebilirlik, şeffaflõk gibi gelişmiş de- mokrasi uygulamalarõnõn temel değerle- rinin uygulanabildiğini söylemek müm- kün bulunmamaktadõr. - Örgüt içi demokrasinin sağlanama- masõ, katõlõm kanallarõnõn tõkanmasõ, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim tar- zõnõn geliştirilememesi gibi nedenlerle üyeler ve üyelerinin talep ve beklentile- rinden soyutlanan örgütlerin işlevlerini gerçek anlamda yerine getirebilmeleri mümkün gözükmemektedir. - Meslek kuruluşlarõnõn anayasa ve ku- ruluş yasalarõnda belirlenen kuruluş amaçlarõ kapsamõna girmeyen, kendile- rine verilen görev ve yetkilerin dõşõnda ka- lan alanlardaki yoğun etkinlikleri de eleştiri konusu olmaktadõr. Gerçekten, kendilerine yükledikleri misyon, yürüt- tükleri faaliyetler ve yaptõklarõ açõklamalar incelendiğinde, Türkiye’de meslek ku- ruluşlarõnõn kanunen kendilerine çizilen çerçeveyi genişleterek bir meslek örgü- tü olmanõn ötesinde çok farklõ işlevler üst- lendikleri görülmektedir. - Özellikle seçim dönemlerindeki ideo- lojik kamplaşmalar ve çekişmeler ortak değerleri zayõflatmakta ve meslek men- suplarõ arasõndaki işbirliği ve dayanõşma ruhunu zedelemektedir. DDK, söz konusu örgütlere ilişkin önerilerini de şöyle sõraladõ: - Birlik veya konfederasyonlarõn genel kurullarõnda üye sayõsõ fazla olan odala- ra daha fazla delege imkânõ sağlanmasõ ile ilgili uygulamalarda birkaç büyük oda- nõn mutlak hâkimiyetine imkân verme- yecek şekilde bir tavan sõnõr konulmasõ, bu çerçevede genel kurula katõlacak de- lege sayõlarõnõn yeniden belirlenmesi, - Taşra birimlerinden birlik ve konfe- derasyonlara aktarõlacak paylara üst sõ- nõr konulmasõ, - Mesleği fiilen kamuda icra eden meslek mensubu (doktor, avukat, mü- hendis, veteriner vb.) kamu görevlileri için meslek kuruluşlarõna üyelik zorun- luluğu getirilmesi, - Yönetim seçimlerinde posta ve in- ternetten oy kullanõlmasõ, sandõklarõn bir hafta açõk tutulmasõ, - Meslek kuruluşlarõna, faaliyet rapo- ru hazõrlama ve bunlarõ kamuoyuna açõk- lama zorunluluğu getirilmesi, - Meslek kuruluşu gelir fazlalõklarõnõn vergilendirilmesi ya da zorunlu olarak çe- şitli bilimsel ve toplumsal amaçlara tah- sisine ve/veya meslekle ilgili kamusal ih- tiyaçlarõn karşõlanmasõna ayrõlmasõ, - Bağõş ve yardõmlarõnõn sõnõrlandõrõl- masõ, partilere bağõşõn yasaklanmasõ. Bağõmsõz yapõlarõ nedeniyle AKP iktidarõnõn üzerinde etkinlik kura- madõğõ meslek örgütleri, Devlet Denetleme Kurulu tarafõndan eleştiri yağ- muruna tutuldu. DDK raporunda, meslek kuruluşlarõnõn sivil toplum ku- ruluşu olmanõn gerektirdiği vasõflarõ tam olarak taşõmadõklarõ savunula- rak, bu kurumlarõn kâr amacõ güden organizasyonlara veya ideolojik/politik amaçlõ özel hukuk örgütlenmelerine benzediği ileri sürüldü. İnönü Üniversitesi’nin 2009-2010 akademik yıl açılışına gelen Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Cemil Çiçek, öğrenciler tarafından protesto edildi. Kanser hastası hükümlü Güler Zere’nin serbest bırakılarak tedavi edilmesini isteyen öğrenciler, “Güler Zere’ye özgürlük” sloganları attı. Öğrenciler güvenlik görevlilerince uzaklaştırıldı. 68 kuşağından olduğunu söyleyen Çiçek, “O gün ne solcuyum diyen kazandı, ne de sağcıyım diyen. Kazanan sadece bu milletin düşmanları oldu. Bu kadar zaman kullanıldığımı hissediyorum. Üniversiteler özgür tartışma alanı olmalıdır. Konuşan Türkiye istiyoruz ama geveze Türkiye değil” diye konuştu. Törende gazetecilerin fotoğraf çekmesine tepki gösteren Çiçek, “Şu huyunuzdan vazgeçin. Elli kare çekiyorsunuz, birini basacaksınız ama önümüzü kapatıyorsunuz. Acaba teknik bir hata yapsak da onu mu bassak gibi bir yaklaşım içindesiniz. Bu da bizim asabımızı bozuyor” dedi. (Fotoğraf: AA) Komisyon sağı birleştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu’nda, AKP-MHP ittifakõ nedeniyle başkanlõk divanõna giremeyen CHP’li üye Ah- met Ersin, başkanlõk divanõ seçimine itiraz etti. Komisyonun geçen çarşamba günü yaptõğõ seçimlerde başkanvekilliğine aday olan Ahmet Ersin, yapõlan se- çimlerde 4 oy almõş, AKP’lilerin desteklediği MHP’li üye Mehmet Ekici, bu göreve seçilmişti. Ahmet Ersin, dün komisyon başkanlõğõna yaptõğõ başvuruyla bu se- çime itiraz etti. Başvurusunda başkanlõk divanõ için ya- põlan seçimin içtüzük ve komisyon kanununa aykõrõ so- nuçlandõğõnõ kaydeden Ersin, yasa ve içtüzük gereği, İn- san Haklarõnõ İnceleme Komisyonu Başkanlõk Divanõ’nõn partilerin oy oranõna göre oluşmasõ zorunluluğu bu- lunduğunu ifade etti. Ersin, “Komisyon başkanlık di- vanı, partilerin oy oranları, milletvekili sayılarına ve komisyondaki üye sayısına göre değil, AKP-MHP it- tifakının takdirlerine göre oluşmuştur. Seçime geç- meden önce yaptığımız uyarılar da dikkate alın- mamıştır” diyerek seçimin yenilenmesini istedi. CHP’li Ahmet Ersin TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu’ndaki görev dağõlõmõnda yasa ve içtüzük hükümlerinin ihlal edildiğini belirtti Çiçek’e Zere protestosu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear