24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 16 EKİM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Tarihi Barış Süreci... Gerçekten Ankara-Erivan arasında bir yakınlaşma oldu mu? Görülen o ki, Türkiye-Ermenistan arasında imzalanan protokolden sonra, bu yakınlaşmaya (eğer yakınlaşmaysa) Dağlık Karabağ’ın gölgesi vurdu. İşgali bitirecek adım atılmadan TBMM’den onay çıkması bana göre çok zor! Ermenistan’daki Serj Sarkisyan yönetiminin Türkiye’yle yakınlaşmada attığı adımlardan sonra Dağlık Karabağ’da çözümün hızlandırılması bekleniyor. Peki, bu çözüm nasıl gerçekleşecek? Ermeni kamuoyu, Dağlık Karabağ’ı “ulusal bir sorun” olarak görüyor... Durum böyle olunca da Sarkisyan’ın hareket alanı daralıyor. 11 yıl geriye gidelim: 1998 yılında Devlet Başkanı Levon Ter- Petrosyan Dağlık Karabağ sorununu çözmek, bir başka deyişle ödün vermek isteyince ne oldu? Aşırı milliyetçiler tarafından devrildi! Erivan, Kafkaslar’dan tam anlamıyla dışlandı... Halk yoksulluk içinde. Hükümet, Dağlık Karabağ sorununu çözmeden bu dışlanmışlıktan kurtulamayacağını çok iyi biliyor. Sovyetler Birliği döneminden beri özerk bir cumhuriyet olan Dağlık Karabağ neredeyse 17 yıldır Ermenistan’ın işgali altında. Ermenistan burada tek yanlı bağımsızlık ilan etti! Bu arada Laçin, Cebrail, Kelbecer, Kubatlı, Zengilan, Ağdam ve Fuzuli’yi de işgal altında tutuyor. Erivan yönetimi bir çırpıda işgale son verebilir mi? Hiç sanmıyorum! Böyle bir durum olursa “kör milliyetçi” diyaspora Ermenistan’ı karıştırabilir. Şu aşamada Erivan’ın işgale son vermesi, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’a geçmesine “yeşil ışık” yakması olasılığı görünmüyor. Ankara-Erivan arasında bir yakınlaşmanın olduğu gerçeğinin önünde “buzdağı”na benzeyen sorunların başında Dağlık Karabağ geliyor. Onun için de hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aynı şeyi söylüyor: “Tüm sınırlar birlikte açılmalı!” Başbakan Erdoğan’ın şu sözleri zaten konuya açıklık getiriyor: “Azeri topraklarından Ermenistan çekilmediği sürece Türkiye de bu konuda olumlu bir tavır içine giremez...” Türkiye’de teslimiyetçi bir kesim var... Medyada öbekleşen bu kesim, tıpkı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Annan Planı’nın uygulanmasında olduğu gibi tempo tutuyor: “Yes be annem!” Kıbrıslı Türkler o zaman “Yes be annem” dedi ama Rum kesimi “Hayır annem” diyerek karşı koydu. Sonuç ne oldu? Güney Kıbrıs Avrupa Birliği’ne girdi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerindeki ambargo kalkmadı, daha da ağırlaştı. Bazı aklıevveller yıllar önce Kuzey Kıbrıs’ta yaşananları unutup, şimdilerde aynı şarkıyı söylüyorlar: “Yes be annem!” Ermeni diyasporası Türkiye’yle Ermenistan arasındaki yakınlaşmaya sert tepki koymadı mı? Koydu! İsveç’teki Ermeni Federasyonu Başkanı Vahagn Avediyan ne diyor: “Protokollerin imzalanmasından sonra her iki ülke parlamentoları tarafından da onaylanmasını bekliyorum. Ama bu süre Ermenistan için iyi olmayacaktır. Bundan sonra diyasporanın atacağı ilk adım Ermenistan’ı finanse etmeyi durdurmak olacaktır.” Diyaspora her yıl Ermenistan’a 800-900 milyon dolar yardımda bulunuyordu... Diyaspora dünyanın dört bir yanında harekete geçip, Erivan’ı uyarıyor: “Bundan sonra bizim için 24 Nisan ve 10 Ekim yas günümüzdür.” 1915 olayları... Ermeni terör örgütü ASALA... Öldürülen diplomatlarımız. Bugün 16 Ekim 2009... Bursa’da oynanan Türkiye-Ermenistan maçını da kazasız belasız atlattık. Bundan sonra ne olacak? Tarihçilere bu konuda görev düşüyor. Tarihsel kaynaklar ve arşivler yansız bir biçimde incelenmeli, tartışılmalı. Önyargılardan kurtulunmalı! O zaman Türkiye’yle Ermenistan sağlıklı, çağcıl ilişkiler kurabilir! Kör milliyetçilikle yani ırkçılıkla (Türkiye ve Ermenistan için söylüyorum) hiçbir yere varılmaz! Dünkü yazımda, “Kavun, karpuz, kiraz, vişne, badem ithal ediyoruz...” olması gereken tümce yanlışlıkla “ihraç ediyoruz” olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dilerim. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Pakdil: 592 personel alındı ANKARA (ANKA) - Meclis Başkanvekili Nevzat Pakdil’in DTP Muş Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Sõrrõ Sakõk’õn soru önergesine verdiği yanõta göre, 23’üncü Dönemin başõndan bugüne kadar TBMM’ye toplam 592 personel alõndõ. İşe alõnanlardan 439’u TBMM’de, 153’ü ise Milli Saraylar’da göreve başladõ. Pakdil, TBMM’ye geçici personel olarak işe alõnanlardan 170’inin, Milli Saraylar’a alõnanlarõn da 25’inin “emekli olanlarõn yerine çocuklarõnõn işe alõnmasõ uygulamasõ” kapsamõnda göreve başlatõldõğõnõ kaydetti. Bahçeli’den güvence ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara’da temaslarda bulunan 11 kişilik Azeri milletvekili heyeti, MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli’yi makamõnda ziyaret etti. Yaklaşõk 1.5 saat süren görüşmenin ardõndan heyet adõna açõklama yapan Fazail Agamalõ, Bahçeli’nin Türkiye-Ermenistan Dõşişleri bakanlarõ tarafõndan imzalanan protokolün TBMM’den geçmemesi konusunda ellerinden geleni yapacaklarõnõ söylediğini” ifade etti. Türk-Yunan İş Forumu başladı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - “Gõda ve içecek” ana konusunun ele alõndõğõ Türk-Yunan İş Forumu İzmir’de başladõ. İZTO öncülüğünde başlayan forumun açõlõşõnda konuşan İzmir Valisi Cahit Kõraç, Türkiye’nin Yunanistan adalarõyla 600 milyon dolarõ aşkõn ticaret hacmi olduğunu vurgulayarak sadece İzmir ve Ege kõyõlarõndaki yerleşimlerin bundan çok daha fazlasõnõ yapabileceğine dikkat çekti. İnternete sızdırma olayı ANKARA (ANKA) - Adalet Bakanõ Sadullah Ergin’in MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandõr’õn soru önergesine verdiği yanõt, kanunsuz dinleme ve basõna sõzdõrmaya bugüne kadar biri Üsküdar Başsavcõlõğõ, 2’si de Samsun Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nda olmak üzere sadece 3 soruşturma açõldõğõnõ ortaya koydu. Ergin, “Devletin çeşitli kademelerinde görev yapmõş olan bazõ insanlarõn telefon görüşmeleri bazõ internet sayfalarõna kimler tarafõndan sõzdõrõlmõştõr” sorusuna da “ Yapõlan yazõşmalar sonunda, açõlan soruşturma olmadõğõnõn anlaşõldõğõ” yanõtõnõ verdi. Gökçek’e 5 yıl hapis istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Belediye Başkanõ Melih Gökçek için gazeteciler Mehmet Ali Birand ve Uğur Dündar’õ yerel seçimler döneminde tehdit ettiği gerekçesiyle 5 yõl hapis istendi. Dava önümüzdeki günlerde Sincan 2 Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülecek. CHP’liler muhalefete ‘çetelerin avukatõ’ diyen bakana tepki göstererek komisyonu terk etti Bağõş komisyonu gerdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM AB Uyum Komisyonu’nun CHP’li üye- leri, Devlet Bakanõ ve Baş- müzakereci Egemen Bağış’õn muhalefete yönelik “çetelerin avukatı” sözlerini protesto ederek toplantõyõ terk etti. Bağõş’õn “Sayın Baykal da çetelerin avukatlığından vazgeçtiğini, bu hatadan döndüğü erdemini ortaya koysun diyorum. Ben özür dilerim. Siz de sayın genel başkanınızın hatasından dönme konusunda özür di- lemesini sağlayabilecek mi- siniz” diye sormasõ üzerine gerilim yükseldi. Devlet Bakanõ Egemen Ba- ğõş, dün üyelik sürecindeki gelişmeler hakkõnda bilgi ver- mek üzere Avrupa Birliği Uyum Komisyonu’na geldi. CHP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Onur Öymen söz alarak Bağõş’õn muhalefete yönelik, “çetelere avukatlık yapıl- dığı” yönündeki sözlerini anõmsatarak özür bekledikle- rini söyledi. Egemen Bağõş da “Ben orada ‘muhalefet’ de- dim, ‘CHP’ demedim, siz ni- çin üstünüze alınıyorsunuz? İnsanların hata yapması normaldir ama hatalardan dönmesi de erdemdir. Ben kendi hatamdan dönme ko- nusunda erdem gösterebi- liyorum. Sayın Baykal da çetelerin avukatlığından vazgeçtiğini, bu hatadan döndüğü erdemini ortaya koysun diyorum. Ben özür dilerim. Siz de sayın genel başkanınızın hatasından dönme konusunda özür di- lemesini sağlayabilecek mi- siniz” diye sordu. CHP’li Algan Hacaloğlu, “Böyle konuşmak sizin had- dinize değil” diye tepki gös- terirken Egemen Bağõş, “Bu- lunan deliller, patlayıcılar bunlar ne?” diye konuşma- yõ sürdürdü. ‘Meclis’teki muhalefeti kastetmedim’ Bağõş, “Bunların avukat- lığını üstlenmeyin, diyoruz. Niye CHP olarak üzerinize alınıyorsunuz? Ben ‘muha- lefet’ diyorum. Bu sadece Meclis’teki muhalefeti kap- samaz. Şu anda gözaltında bulunan bir muhalefet li- deri de var. Muhalefet der- ken, illa Meclis’teki muha- lefeti kastetmedim. Şu anda gözaltına alınan kişiler ara- sında bir partinin genel baş- kanı var mı? Niye hemen üzerinize alınıyorsunuz? Ben orada CHP ya da MHP dedim mi?” diye konuştu. MHP Samsun Milletvekili Osman Çakır, MHP ya da CHP’yi kastetmediğini söy- lemesini istedi. Bağõş, “Ben lafımı oraya getiriyordum. Ama arkadaşlar dinleme lütfunu bile göstermediler. Sözüm oraya gelecekti. Mu- halefet partilerimizden üs- tüne alınan varsa, kendile- rinden özür dilerim. Orada kastettiğim, Türkiye’de ana- yasal rejimimizi yıkmaya yönelik çalışmalar içerisin- de olan, bunu da gizlemeyen, her vesileyle dile getiren in- sanlardır” dedi. Onur Öymen, “Bırakın mahkeme karar versin” derken CHP’li üyeler ve DSP Balõkesir Milletvekili Hüse- yin Pazarcı salonu terk etti. Komisyonun MHP’li üyeleri Kenan Tanrıkulu ve Mithat Melen de Bağõş’õn komis- yona belirtilen saatte gelme- mesi nedeniyle salondan ay- rõlmõştõ. Daha sonra gazete- cilerin sorularõnõ yanõtlayan Bağõş, “CHP’li arkadaşlar genel başkanlarının kame- ra takıntısından olacak ki medyayı, kameraları gö- rünce hemen şov yapmaya, kahramanlığa soyunuyor- lar. Ben komisyonda yaşa- nan olayı tamamen buna bağlıyorum” dedi. TBMM AB Uyum Komisyonu’nda CHP’li üyeler, Devlet Bakanõ ve Başmüzakereci Egemen Bağõş’õn açõklamalarõna tepki göstererek özür beklediklerini söylediler. CHP’li Algan Hacaloğlu, “Böyle konuşmak sizin haddinize değil” derken Bağõş, “Ben orada ‘muhalefet’ dedim, ‘CHP’ demedim, siz niçin üstünüze alõnõyorsunuz?” diye konuştu. CHP’Lİ ONUR ÖYMEN: AB raporu hükümeti kolluyor AB ilerleme raporunun “hükümeti kollayan, askeri, yargõyõ suçlayan bir rapor” olduğunu söyleyen Onur Öymen, Atatürk’ü Koruma Yasasõ’na atõf yapõlmasõna da tepki gösterdi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - TBMM Dõşişleri Komisyonu üyesi, CHP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Onur Öymen, AB ilerleme raporunun “hükümeti kollayan bir dille ya- zıldığının” altõnõ çizer- ken şu değerlendirmele- ri yaptõ: “Bu kollama muh- temelen Ermenistan, Kürt işlerinde hükü- metin ABD ve AB’nin beklentilerine uygun tavizkâr bir tutum iz- lemesi nedeniyledir. Cumhurbaşkanı’ndan övgüyle bahsediyor, Başbakan’ı incitme- mek için özel bir gayret sarf ediyor. Doğan Grubu’na yönelik boy- kot çağrılarını ‘yüksek düzeyli bir siyasetçi’ di- ye vermiş. Kimmiş bu siyasetçi? Bir tek Baş- bakan var boykot çağ- rısında bulunan... Ama adını söyleyemiyor. Askerler için şimdi- ye kadar ağza alama- dıkları sözleri söylü- yorlar. Yüksek yargı organlarını eleştiri- yorlar. Ergenekon da- vasına tamamen sahip çıkıyorlar. Türkiye’de 60’tan fazla baro eleş- tirmiş, Yargıtay Baş- kanı eleştirmiş, bun- lardan hiçbir bahis yok. Davaya sahip çı- kılıyor, ufak tefek usul hataları varmış gibi bir izlenim yaratılıyor. Yaklaşımları tamamen hükümeti kollayıcı is- tikamette. Bazı konu- larda, dokunulmazlık, HSYK’nin yapısının değiştirilmesi, seçim harcamalarının kont- rol altına alınması, iş- kence, yolsuzlukla mü- cadele konularında bi- zim görüşlerimiz doğ- rultusunda değerlen- dirmeler var. Teknik sayılabilecek bazı eleş- tirileri dile getiriyor. Hükümeti kırmamaya dikkat gösteriyor. De- niz Feneri’nden umu- mi bir hava içinde bah- sediyor. Bir bütün ola- rak baktığımızda, ra- poru tatminkâr bul- muyoruz...” Öymen, raporda Ata- türk’ü Koruma Yasa- sõ’na atõfta bulunulma- sõna da dikkat çekerek “1951’de çıkmış bu ka- nun, kimse itiraz et- memiş. Bu, sizi niye rahatsız ediyor? Fikir hürriyeti diye insan- ların Atatürk’e söv- melerini mi istiyorsu- nuz? Sonra da, saygı gösteriyoruz, diye açık- lama yapıyorlar. O za- man niye bunu koyu- yorsun” görüşünü dile getirdi. BİLGE KÖYÜ KATLİAMI DAVASI SÜRÜYOR Şeyhe ‘PKK üyesi’ suçlaması ÇORUM (Cumhuriyet) - Mardin’in Bilge köyünde 7’si çocuk 44 kişinin ölüm emrini veren “Şeyh Hamo” lakaplõ Mehmet Çelebi’nin terör örgütü PKK üyesi olduğu ve deşifre olmasõndan korktuğu için katliam emrini verdiği iddia edildi. Çorum Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tanõk olarak dinlenen M.Ç, 1994 yõlõnda Bilge köyünde 6 kişinin PKK’liler tarafõndan öldürülmesi olayõna Mehmet Çelebi’nin de katõldõğõnõ söyledi. O tarihte kendisinin 12 yaşõnda olduğunu, jandarmaya bilgi vermek istediğini ama ailesinin bunu engellediğini öne sürdü. M.Ç, verdiği ifadesinde şunlarõ söyledi: “1994 yılında ben evde bulunduğum sırada kapı çalındı. Ben ‘kim o’ diye seslendiğimde Kürtçe ‘Heval’ dediler. Bunun üzerine ben kapıyı açtım. Benden kendilerini köyü dolaştırmamı istediler, ‘seçim geliyor, halkõ toplayõp bir konuşma yapacağõz’ dediler. 4 tanesinin yüzü açıktı. Sadece beşincisinin yüzü kapalı idi. Sadece gözleri gözüküyordu... Kendisine elindeki silahı merak ederek ‘bu nedir, ne marka’ diye sorunca ‘Keleş’ dedi. Sesinden sanıklardan Mehmet Çelebi’yi tanıdım.” Duruşmada M.Ç’ye 1994’te Mehmet Çelebi’yi kesin olarak tanõmadõğõ yönünde ifade verdiği anõmsatõldõ. Bunun üzerine M.Ç. o zaman ifadenin akrabalarõ tarafõndan engellendiğini savunarak “Bir akraba akrabasına bunu yapmaz, sen daha çocuksun; deyip söyletmediler. Mehmet Çelebi’nin 1994 yılında köyde meydana gelen olayda deşifre edileceğini öğrendiği için bu katliamı yaptığını düşünmekteyiz” dedi. AÇILIMA SORUŞTURMA Savcılık Çalıştay tutanaklarını istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn başkanlõk ettiği Polis Akademisi’ndeki Kürt çalõştayõna ilişkin başlattõğõ soruşturma kapsamõnda, görüşme tutanaklarõnõ istedi. “Anayasayı ihlal” suçlamasõyla yürütülen soruşturmada, görüşme tutanaklarõnõn incelenmesinin ardõndan takipsizlik kararõ verilebileceği gibi katõlõmcõlardan bazõlarõna dava açõlmasõ da gündeme gelebilecek. 1 Ağustos’ta Polis Akademisi’nde “Türkiye Modeline Doğru” adõyla gerçekleştirilen ilk “Kürt çalıştayı”na ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunuldu. İstanbul Savcõlõğõ, toplantõnõn Ankara’da yapõlmõş olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararõ vererek dosyayõ Ankara Cumuhriyet Başsavcõlõğõ’na gönderdi. Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcõlõğõ da çalõştaya ilişkin soruşturma başlattõ. Savcõlõk, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne gönderdiği talimat yazõsõnda, çalõştayla ilgili belge ve bilgi edinilerek gönderilmesini istedi. Bu çerçevede, çalõştaya katõlanlarõn görüşlerine ilişkin tutanaklar ve kayõtlar da talep edildi. Ankara Emniyeti, çalõştayõ düzenleyen ve katõlõmcõlar arasõnda uzmanlarõ yer alan Polis Akademisi Başkanlõğõ’yla temasa geçti. Emniyet, akademiden gelecek belge ve bilgileri soruşturma kapsamõnda savcõlõğa teslim edecek. Ankara Savcõlõğõ, belgelerin ulaşmasõnõn ardõndan yapacağõ inceleme sonucuna göre dosyaya ilişkin takipsizlik kararõ verebileceği gibi katõlõmcõlar hakkõnda “anayasayı ihlal” suçlamasõyla dava da açabilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear