21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada soru işaretleriyle başlar. Yine öyle oldu. Ancak bu yıl daha ciddi bir tablo ile karşı karşıyayız... Açılım konularının içine işsizlikten Aleviliğe her konu katılınca Meclis’in açılışı da doğal olarak bu zeminde gerçekleşti. Açılımın güncel ayrıntıları ayrı tartışma konusu; genel olarak bakınca ilk dikkati çeken şu: Meclis’in içinde ortak paydalar azalıyor. Partiler birbirlerine karşı giderek kapanıyor! TBMM’nin önceki dönemlerinde de partiler arasında ciddi kavgalar, çekişmeler olurdu. Bunu da doğal karşılamak gerekir. Farklılıklar siyasetin doğası... Ancak başta Kıbrıs olmak üzere özellikle ulusal çıkarlara ilişkin temel sorunlara bakış “ortak” olurdu. Gelinen noktada Kıbrıs’la ilgili örneğin ortak bir bildiri çıkarmak olanaksız görünüyor. Hatta terörle mücadelede bile tüm partilerin altına imza atacağı ortak bakış üretmek bugünkü tabloda neredeyse olanaksız. Bu köşede yeri geldikçe paylaştığımız bir değerlendirmeyi yeniden aktaralım: En kötü Meclis bile kapalı bir Meclis’ten iyidir. O Meclis ki; Kurtuluş Savaşı’nda bile ülkenin kaderinin başlıca hâkimiydi. Mustafa Kemal, Meclis’ten aldığı yetkiyle Kurtuluş Savaşı’nın başkomutanlığını yürüttü. Bunu yaparken “kaldır parmak, indir parmak, maksat Meclis’ten yasa çıkarmak” gözüyle bakmadı. Düşüncelerine katılmayanları da dinledi... Sözcüğün tam anlamıyla, Meclis’e hesap verdi. Bugünkü tablo nasıl? Meclis çalışmaları nasıl yürütülüyor? Bu da soru mu canım; iktidar gücüne sahip olan, Meclis’e de hâkim olur... Bu anlayış tümüyle yerleştiği için artık yadırganmıyor da... Hatta bu gücü kullanma anlayışı “karizma” bile sayılıyor. Türkiye parlamenter sistemle yürütüldüğü için Meclis ayrıca önemli. Bir “bütün” olarak, “toplam güç” olarak önemli. Toplam güç de sadece iktidarı içermez, muhalefet partilerini de içerir. Hatta parlamento dışı partileri bile kapsaması gerekir. Oysa iktidar yerine göre “halk, gücü, iradeyi bana verdi, kimseyle paylaşmam” diyor; yerine göre, tek başına sorumluluk almak istemeyince parlamento dışı partileri baştacı ediyor. Parlamenter sistemin iki önemli unsuru var: Kuvvetler ayrılığı ve denetim mekanizmaları... Kuvvetler ayrılığı üç önemli ayak üzerinde oturuyor; yasama, yargı, yürütme... Bu üç kuvvetin, biri ötekinden önemli. Hiçbirinin ötekinin sahasına girmemesi, sınırını aşmaması gerekiyor. Kuvvetler ayrılığı sözünün anlamı da bu. Ancak yasama gücünü elinde bulunduran iktidarların öteki güçleri etkisi altına alma hırsı süregelen bir hastalık. Denetim mekanizmasının kalbi TBMM. Tıpkı kuvvetler ayrılığındaki erozyon gibi denetimde de işlevsizlik dikkati çekiyor. Önceki Meclis açılışlarına ilişkin yazılarımızda genellikle “beklentileri” öne çıkarıyorduk. Ortak paydaların giderek azalması doğal olarak ortak beklentileri de azaltıyor. Böylesi sorunları çözmek, eksiklikleri gidermek öncelikli olarak iktidarlara düşer. Son olarak yaman bir çelişkinin altını çizelim... Yeni yasama yılı, DTP’li milletvekillerinin mahkemeye gidip ifade verip vermeme çekişmeleri arasında başladı. Dokunulmazlık tartışmasının ayrıntılarına girmek istemiyoruz. Bu ayrı bir yazı konusu. DTP’lilerin mahkemeye gitmeme, ifade vermeme tutumunu izledikçe Silivri’deki durumu düşünüyorum... Biz de bir an önce ifade verebilsek diye düşünüyoruz da!.. GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada bir görüşme. AKP lideri görüşmeye temel olacak konulardan söz etmiyor. CHP lideri Baykal, RTE’nin tersine mektubunda açılımla ilgili görüşlerini açık biçimde yazıyor. Başbakan’a, görüşmeden önce üzerinde duracağı konuları sıralarken: “… Milli kimliğimizi, ulusal bütünlüğümüzü tartışmaya açan, anayasanın ilk üç maddesinin değiştirilmesini talep etmeyi makul karşılayan bir siyaset zemini oluşturulduğunu… …. İmralı’dan gelecek yol haritasının gizlenemeyen ilgi ile beklenildiğini… … Anayasal değişikliği kapısının uzun dönemde açık olduğunun ısrarla söylendiğini…” altını çizerek önemle ve özenle vurguluyor. Oysa görüşme gerçekten tarihsel diye nitelenecek bir görüşme. Muhalefet açılımın önce ayrışmayı başlattığına, daha sonraki süreçte bölünmeye kapıyı aralayacağına inanıyor. Aksini öne süren, inandırıcılıktan uzak söylemlere tanık olundu ama; RTE ve hükümeti muhalefetin görüşünü yalanlayan, kamuoyunu tatmin edecek, rahatlatacak içerikte bir açıklama yapmadı. Başbakan istediği kadar görüşmeyi iki parti arasında klasik bir buluşma diye büyütmemeye çalışsın. Görüşme; devletin bekâsıyla ilgili! RTE ya Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini dinamitleyecek, ayrışmayı körükleyecek, bölünme olasılığını daha da güçlendirecek girişimlerde bulunmayacağına Deniz Baykal’ı ikna edecek ya da: CHP lideri, bilinen görüşlerinin dışına çıkmayan RTE’nin açılım adı altında başka ufuklara yelken açmaya heveslendiğini saptayacak! RTE, son grup toplantısındaki konuşmasında “açılımı gizli bir süreç olarak işletmediğini, Baykal ile buluşmasının Dolmabahçe’de Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ile yaptığı görüşmeden farklı olduğunu” söyledi. Zamanın Genelkurmay Başkanı ile devlet sorunları üzerinde konuştuk, diyor. Baykal ile görüşmenin “temel hassasiyetleri, bakış açılarını ortaya koyacağında direniyor ve bu nedenle görüşmeye olağanlıktan öteye bir anlam verilmemesini” istiyor. Devletin geleceğini ilgilendiren konuların tartışılması beklenirken görüşmeyi hafife almak… açılım sürecinin olağan bir aşamasıymış gibi göstermek… iki aydır gündemden düşmeyen kaygıları, kuşkuları gözden uzak tutmaya çalışmak... iktidar politikasının temeli! Başbakan, kısa ve orta vadede yapacaklarından hangilerine ana muhalefetin destek vereceğini saptamak için Baykal’la görüşmek istiyorsa, ne zahmet? Bugüne kadar gizlediği açılım önlemlerini açıklayıverir; ana muhalefet hangilerini destekleyeceğini ya da desteklemeyeceğini aynı gün açıklayarak RTE’yi rahatlatır! Medyamız ise görüşmenin rejimsel sakıncalarını tartışmıyor. Varsa yoksa Baykal’ın görüşmenin TV kameralarıyla kayda geçirilmesine RTE’nin vereceği yanıt! CHP lideri, son grup toplantısındaki konuşmasında da kamera isteminde direndiğini gösterdi. Oysa RTE; “görüşmeden sonra o da açıklama yapar ben de” anlamına gelen bir iki cümle ile Baykal’ın kameralı görüşme istemine taraftar görünmediğini duyumsattı. RTE’den ret yanıtı alırsa Baykal ne yapacak? Soru bu. Ülkenin geleceğiyle ilgili görüşmede neler konuşulduğunu ulustan gizlemeye hakkın yok diyerek; görüşmeden acaba vazgeçecek mi? Bekleyip göreceğiz. Halep orada ise arşın burada! [email protected] İstanbul B 20 Edirne B 18 Kocaeli B 23 Çanakkale B 20 İzmir B 23 Manisa B 25 Aydın B 26 Denizli B 26 Zonguldak B 20 Sinop Y 20 Samsun Y 21 Trabzon Y 20 Giresun Y 23 Ankara PB 23 Eskişehir PB 23 Konya PB 22 Sıvas B 24 Antalya Y 26 Adana PB 32 Mersin PB 30 Diyarbakır B 29 Şanlıurfa B 30 Mardin B 26 Siirt B 29 Hakkâri PB 21 Van PB 19 Kars PB 21 Oslo B 8 Helsinki B 7 Stockholm B 9 Londra B 14 Amsterdam B 13 Brüksel B 9 Paris PB 9 Bonn B 9 Münih Y 4 Berlin B 8 Budapeşte Y 7 Madrid PB 26 Viyana Y 6 Belgrad Y 10 Sofya B 13 Roma B 18 Atina B 20 Zürih Y 7 Moskova Y 10 Aşkabat PB 27 Astana PB 19 Taşkent PB 30 Bakû PB 22 Bişkek PB 22 Tiflis PB 24 Kahire B 30 Şam B 31 Yurdun kuzey iç ve ba- tı kesimleri parçalı çok bulutlu, Batı Akdeniz, Orta Karadeniz, Sinop ve Muğla çevreleri gece saatlerinde Marmara’nın batısı ile Kıyı Ege sağa- nak ve gökgürültülü sa- ğanak diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı güney ve batı bölgelerde 4 ile 6 dere- ce artacak. SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM 2009 PERŞEMBE 8 HABERLERİN DEVAMI İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Sağlõk Emekçileri Sendikasõ (SES) İzmir Şubesi, Sağlõk Bakanlõğõ’nõn, 18-35 yaş arasõ kadõnlara yönelik uyguladõğõ “kızamıkçık” aşõlamasõ kampanyasõn- da ciddi hatalar oluştuğu ve bu nedenle kürtaj yap- tõrmak zorunda kalan kadõnlar belirlendiği yönün- de yaptõklarõ açõklamaya “iddia” yanõtõnõ veren bakanlõk yetkililerini istifaya çağõrdõ. SES İzmir Şube Başkanõ Ergun Demir, gündeme getirdikleri kürtaj örneklerinin resmi veriler olduğunu belirte- rek, “Sağlık Bakanlığı’nın, uygulanan kampan- yada hatalar olduğunu bildiren, belgesini esas alarak yaptığımız açıklamalara iddia denilme- si, kabul edilemez” dedi. SES geçen hafta yaptõğõ açõklamada, İzmir’de yanlõş aşõlamalar nedeniyle 100’e yakõn kadõnõn olumsuz etkilendiğini, 60 kürtaj vakasõyla karşõlaşõldõğõnõ bildirmişti. Akdağ’a istifa çağrısı KIZAMIKÇIK AŞILAMASI BAYBURT (A.A) - “Kara basma iz olur” tür- küsüyle tanõnan besteci ve söz yazarõ Mustafa Ahıskalıoğlu (69) Bayburt’ta yaşamõnõ yitirdi. Ahõskaloğlu Bayburt Valisi, Belediye Başkanõ ve yurttaşlarõn katõldõğõ törenle toprağa verildi. Ahõs- kalõoğlu’nun Kuşburnu Derde Derman, Koçlarõ Vurdum Dereye, Küp Dibinde Pastõrma (Mavi- lim), Güzel Al Giyinmiş, Tilliko, Al Yeşil Giyin- miş Sunalar, Attõm Sandalyeyi Otur Sevdalõm Otur, Kuşburnunun Kurusu, Bir Serçe Vurdum, Bir Taş Attõm Çeğile gibi eserleri bulunuyor. Ahıskalıoğlu öldü BESTECİ, SÖZ YAZARI CUDİ VE GABAR DAĞLARI Haber Merkezi - Cezaevinde yakalandõğõ kanser hastalõğõ te- davisi gören tutuklu Güler Ze- re’nin, üçüncü kez ameliyat ol- duğu ancak yoğun bakõm ünite- sinde ayaklarõndan yatağõna ke- lepçelendiği bildirildi. Kelep- çe, ancak avukatõn uyarõsõyla çõkartõlabildi. Yasadõşõ örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle 34 yõl hapis cezasõ- na çarptõrõlan ve 14 yõldõr ceza- evinde bulunan Zere’yi ameliyat olduğu Balcalõ Devlet Hastane- si’nde ziyaret eden avukatõ Oya Aslan 2 Ekim’de yapõlan kont- rolünün ardõndan kanserin boynun sağ bölgesine yayõlmasõ üzerine ameliyat kararõ alõndõğõ müvek- kilinin önceki gün Balcalõ Devlet Hastanesi’nde ameliyat edildiği- ni söyledi. Müvekkilini dün has- tanede ziyaret ettiğini anlatan Aslan, Zere’nin yoğun bakõm üni- tesinde ayağõndan kelepçelenmiş halde yattõğõnõ gördüğünü söyle- di. Yürürlükte olmayan bir kanuna dayanarak kelepçelerin takõldõ- ğõnõ belirten Aslan’õn uyarõsõ üze- rine “kaçma ihtimaline karşı” Zere’nin ayağõndaki kelepçelerin çõkarõldõğõ bildirildi. Avukat As- lan, “Hakkı olan özgürlüğünün gasp edilmesi yetmezmiş gibi morale en çok destek duyduğu günlerde kelepçe uygulamasıy- la moralini bozmak için elle- rinden geleni yaptıklarını söy- lersek kimseye haksızlık etmiş olmuyoruz. Prosedür nedeniy- le ağır işleyen işler, ‘doğru’ ka- rar verilsin diye beklenen ra- porlar nedeniyle Güler’in öl- mesi mi bekleniyor?” dedi. Ad- li Tõp Kurulu, tahliyesi istenen Ze- re’yle ilgili son raporu, tedavi so- nucu beklendiği için henüz ta- mamlamadõ. Yoğunbakõmdakelepçe PKKsorumlusuyakalandõ SEYFETTİN METE ÇORUM - Mardin’in Bilge köyünde 7’si çocuk 44 kişinin öl- dürüldüğü katliamõn 2. duruşma- sõnda katliamõ azmettirmekle yar- gõlanan Mehmet Çelebi, “Ben yi- ne bir tek imama üzülüyorum. Günahlarımı affettirmek için her gün namaz kılıp dua edi- yorum. Öldürdüklerimin ka- fasını kesmeliydim” dedi. Çele- bi’nin eşi F.Ç., Fesih Çelebi ile ilişkisi olduğu iddialarõnõ redde- derken F.Ç’nin geçen aylarda dünyaya getirdiği bebeğe DNA testi yapõlmasõndan vazgeçildi. Mahkeme heyeti, köyde keşif ya- põlmasõna karar verdi. Çorum Ağõr Ceza Mahkeme- si’ndeki duruşmada 9 tutuklu sa- nõk ile bazõ müştekiler ve avu- katlarõ hazõr bulundu. Geniş gü- venlik önlemlerinin alõndõğõ du- ruşma, sanõklardan birinin 18 ya- şõndan küçük olmasõ nedeniyle ba- sõna kapalõ olarak yapõldõ. ‘Kafalarını kesmeliydim’ Davanõn ilk duruşmasõna “Ben 43 kişiye değil bir tek imama üzüldüm. Öldürdüklerimin ci- ğerini söküp yiyemedim” söz- leriyle damgasõnõ vuran ve kat- liamõn azmettiricisi olarak yargõ- lanan Mehmet Çelebi, bu duruş- mada da söz alarak “Ben yine bir tek imam için üzülüyorum. Öl- dürdüklerimin kafasını kes- meliydim” diye konuştu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanõ Hâkim Hüseyin Turgut Bayraktar, “Burada şov yapmayın” diyerek Çelebi’nin daha fazla konuşma- sõna izin vermedi. Katliamda ölen köy imamõ Hacı Kazım Ozan’õn babasõ İzzet Ozan’õn da katõldõ- ğõ duruşmada bazõ sanõklarõn avu- katlõğõnõ yapan Eşref Kaya, ba- zõ tanõk ifadelerinde çelişkiler ol- duğunu iddia etti. ‘Eşim namus için yaptı’ Bazõ maktul ve müşteki ya- kõnlarõnõn Mardin’de talimatla alõnan ifadeleri, Çorum Ağõr Ce- za Mahkemesi’ne ulaştõ. Bazõ ifadelerin gönderilmesinin ise ha- len beklendiği belirtildi. Mazõda- ğõ Asliye Ceza Mahkemesi’nde talimatla ifadesi alõnan Mehmet Çelebi’nin eşi F.Ç’nin, Fesih Çe- lebi’nin kendisini rahatsõz ettiği- ni, ancak ilişkileri olmadõğõnõ be- lirtti. F.Ç, “Kocam bana ara- mızda bir şey olup olmadığını sordu. Ben de ‘yok’ dedim. Ama inanmadı ve bu işi namus için yaptı. Oğlum, M.Ş.Ç’nin bu işte suçu yok” diye ifade verdi. Mahkeme, saldõrõ tarihindeki hava şartlarõna benzer bir günde Bilge köyünde keşif yapõlarak ifadelerin doğruluğunun araştõ- rõlmasõnõ istedi. Keşfin Mazõdağõ Asliye Ceza Mahkemesi’nce ya- põlacağõ, hangi tarihlerin uygun olacağõ konusunun Kandilli Ra- sathanesi’ne sorulacağõ bildirildi. Duruşma, 20 Kasõm’a ertelendi. Saldõrõ tarihindeki hava şartlarõna uygun bir günde ifadelerin doğruluğu araştõrõlacak Köyde keşif yapılacak Operasyonlar sürüyor Kanser hastasõ olmasõna karşõn serbest bõrakõlmayan Zere, üçüncü kez ameliyat olduktan sonra kelepçeyle yatağa bağlandõ. Avukatõnõn uyarõlarõ üzerine kelepçeler çõkarõldõ İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencileri, afiş asmanın da aralarında bulunduğu çeşitli faaliyetler gerekçe gösterile- rek 54 öğrenciye ceza verilmesini protesto etti. İstanbul Üni- versitesi önünde toplanan yaklaşık 200 öğrenci “Arkadaşıma dokunma”, “Bilim içeri YÖK dışarı” yazılı pankart ve dövizler açarak, slogan attı. Yapılan açıklamada, 54 öğrencinin iki hafta ile dört dönem arasında değişen; okuldan uzaklaştırma cezası aldığı belirtilerek, “Sudan sebeplerle bize ceza vermeye devam ediyorlar. Afiş astığımız, saldırıya uğradığımız için ceza alıyoruz” denildi. Cezalara isyan ettiler ŞIRNAK (Cumhuriyet) - Şõrnak kõrsalõnda- ki Cudi ve Gabar Dağlarõ’nda terör örgütü PKK’ye yönelik operasyonlar sürdürülüyor. Operasyonlar kapsamõnda bölgede dün sabah yoğun hava hareketliliği yaşandõ. Operasyona 23. Jandarma Sõnõr Tümen Komutanlõğõ ve Ça- kõrsöğüt Jandarma Komando Tugayõ’ndan kal- kan helikopterler de havadan destek verdi. Özel eğitimli jandarma komandolarõn indirildiği ope- rasyon bölgelerine Cizre’den asker ve zõrhlõ araç sevkõyatõ yapõldõ. Bölgede mayõn arama-tarama faaliyetlerinin de sürdürüldüğü bildirildi. SAVCILIK VE TMSF BAŞVURDU Uzan’a yakalama kararı İstanbul Haber servisi - Fransa’ya siyasi sõ- ğõnma talebinde bulunan Genç Parti Genel Başka- nõ Cem Uzan hakkõnda yakalama kararõ çõkarõldõ. Basõnda çõkan haberlerin ardõndan İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn yanõ sõra Tasarruf Mevduatõ Sigorta Fonu (TMSF) mahkemeye baş- vurdu. TMSF’nin dilekçesinde, Uzan hakkõnda “özel banka parasını zimmete geçirmek” su- çundan yargõlandõğõ, yurtdõşõna çõkõş yasağõ bu- lunduğu anõmsatõlarak yakalama müzekkeresi çõ- kartõlmasõ istendi. İstanbul 8. Ağõr Ceza Mahke- mesi, Uzan hakkõnda yakalama kararõ çõkarttõ. SANIKLARA SALDIRI Güngören duruşmasında gerginlik İstanbul Haber Servisi - Gün- gören’de 27 Temmuz 2008’de biri hamile olmak üzere 17 kişi- nin ölümüne ve 154 kişinin de yaralanmasõna neden olan pat- lamaya ilişkin davanõn ikinci duruşmasõnda da gerginlik ya- şandõ. Aileler duruşma öncesi sa- nõklarõ taşõyan cezaevi araçlarõ- na saldõrdõ, gerilime Çevik Kuv- vet ekipleri müdahale etti. Saldõrõda ölenlerin yakõnlarõ Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi önüne gelerek ellerinde ölen ki- şilerin fotoğraflarõyla duruşma- nõn başlamasõnõ bekledi. Adli- yeye gelen tüm cezaevi araçlarõnõ Güngören sanõklarõ zannederek sanõklara saldõrmak isteyen ai- leler, fenalõk geçirdi. Sanõklar ad- liyeye geldiği sõrada ise aileler, cezaevi araçlarõnõ tekmeledi. Duruşmada ise, patlamada oğ- lu, gelini, kõzõ ve kendisi yarala- nan Aysel Hazarlı beddua ede- rek sanõklara tükürdü. Mahkeme Başkanõ Mehmet Karababa “Burası intikam yeri değil. Devlet yargılama yapar” dedi. Patlamada oğlunu kaybeden Pe- rihan Ağca’nõn avukatõ Musta- fa Arıboğan, “gerçek kişile- rin” yargõlamaya dahil edilme- sini istediklerini vurgulayarak, “Görgü tanığımız var” dedi. ‘Emniyet ne yaptı?’ Sanõklardan Hüseyin Türeli ve Cihan Aydın’õn avukatõ Er- can Kanar, emniyetin olayla il- gili 21 Nisan 2008’de teknik ta- kip yapmaya başlandõğõnõ anla- tarak, “Olay 27 Temmuz 2008’de meydana geliyor. Giz- li tanık 12 Mayıs 2008’de sa- nıkların bazılarını teşhis etmiş. Olay tarihine kadar geçen sü- rede emniyet ne yapmıştır? Emniyet gizli tanık beyanla- rına inanmamış, olay gerçek- leşince de gerçek faili bula- mayınca kamuoyunda, ‘infial var’ diye, ‘sanõk bulmak la- zõm’ diye kurgu yapmıştır” ifa- delerini kullandõ. DİYARBAKIR (Cumhuri- yet Bürosu) - Terör örgütü PKK’nin propaganda sorumlusu “Beritan” kod adlõ Cihan Asi, Van’da özel hastanede sahte kim- likte tedavi olurken yakalandõ. Asi, Van Cezaevi’ne konuldu. Örgütün üst düzey yöneticilerin- den Murat Karayılan’a en yakõn isimlerden biri olan Asi’nin adõ 12 askerin şehit olduğu Dağlõca bas- kõnõyla ilgili davanõn iddianame- sinde de geçiyor. Kanser hastalõğõna yakalanan Asi’nin Kuzey Irak’taki hastane- lerde tedavi edilememesi üzerine geçen günlerde Hakkâri üzerinden sõnõrdan geçirilerek Türkiye’ye so- kulduğu belirtildi. Asi, terör ör- gütünün ulaklarõ tarafõndan son model bir otomobille Van’a ge- tirildi. Burada sahte kimlikle özel bir hastaneye yatõrõlan Asi, poli- sin düzenlediği operasyonla ya- kalandõ. Asi’ye yardõm ve yatak- lõk eden refaketçiler de gözaltõna alõndõ. Mardin nüfusuna kayõtlõ olan Asi, cezaevine konuldu. Asi’nin 12 askerin şehit oldu- ğu Dağlõca baskõnõyla ilgili id- dianamede de adõ geçiyor. İddia- namede, hakkõnda dava açõlan terör örgütü üyelerinden Hanife Aslan’õn “Beritan” kod adlõ Asi ile bağlantõlõ olduğu, terör örgü- tünün dağ kadrosuna eleman ka- zandõrma faaliyetlerinde bulun- duğu belirtildi. 1999 Eylül’ünde terör örgütü- ne katõlan Asi’nin Zap kampõnda eğitim gördüğü, Tim komutanõ ol- duktan sonda Kandil’e geçtiği bildirildi. Özel bir hastanede sahte kimlikle tedavi olduğu belirlenen ‘Beritan’ kod adlõ Cihan Asi, Van Cezaevi’ne konuldu ABD: KARAYILAN UYUŞTURUCU KAÇAKÇISI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD Hazine Bakanlõ- ğõ, PKK’nin lider kadrosunda yer alan Murat Karayılan, Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar’õ “Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı” ilan etti. Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn açõklamasõnda, ABD Hazine Bakanlõğõ bünyesindeki Yabancõ Varlõklarõn Kontrolü Ofisi’nin Karayõlan, Altun ve Aydar’õn ABD’de bulunan mal varlõklarõnõn dondurulmasõna ve ABD vatandaşlarõnõn bu şahõslarla ekonomik veya ticari nitelikli iş- lem yürütmesinin yasaklanmasõna karar verdiği belirtildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear