Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 13 EKİM 2009 SALI
12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
Soykırım mı Büyük Felaket mi?
Bazı önemli siyasal olayları anla-
mak için “öküzün altında buza-
ğı aramakta” yarar var. Türkçedeki “kı-
lı kırk yarmak” deyiminden yararlanmak
da bazen işe yarar.
Cumartesi günü Türkiye ve Erme-
nistan Dışişleri Bakanları’nca, Alfred
Hitchcock’un “gerilim” filmlerini arat-
mayan Zürih’teki törende atılan im-
zaların ne anlama geldiğini belirleye-
bilmek için bazı “sözcükler” bu tür
olaylara daha iyi ışık tutar.
Tanrıdan “bağışlanmayı” amaçlayan
“yum kippur” sözcükleri Yahudilerin en
önemli kutsal gününü anlatır. “Yum
kippur” Arapçaya “yevmi kebir” olarak
geçmiştir. Hani dilimizde yakın za-
manlara kadar kullanılan “yevmiye
(gündelik)”, “yevmiye defteri (günlük
defter)” ve “defteri kebir (büyük def-
ter)” sözcüklerinin kökeni İbranice
“Yum Kippur (Büyük Gün)” sözcükle-
rinden kaynaklanır.
Yahudiler, Nazi Almanyası’nda öl-
dürülen milyonlarca dindaşlarının bu
durumuna “genocide (soykırım)” de-
mezler, İbranice “holocaust” derler.
Ermeniler de 1915 olaylarına
“soykırım” demezler, “Medz Yergen
(Büyük Felaket)” derler. “Soykı-
rım” sözcüğünü Avrupalılar ve Ame-
rikalılar kendi dillerinde “holocaust”
ve “medz yergen” karşılığında kul-
lanırlar. Yahudiler, Ermenilerin 1915
olaylarından “holocaust” diye söz
etmelerine kızarlar!
1915’in bu yılki yıldönümünde ABD
Başkanı’nın gelenek hale getirilen de-
mecinde Barack Hussein Obama
“genocide (soykırım)” demeyerek
Türkleri sevindirdi! Ama Obama “kılı
kırk yararak” soykırım yerine, “Medz
Yergen” diyerek Ermenileri de sevin-
diren bir yol buldu. Oysa seçilmeden
önce “Ermeni soykırımının tanınması-
nı” benimsediğini açıklamıştı!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile
Ankara’da yaptığı basın toplantısında
bir soruyla bu sözleri anımsatılan
Obama, “Ermeni soykırımı” kavramı
konusunda “görüşlerinin değişmedi-
ğini” söylemişti. Dolayısıyla Obama 24
Nisan’da “ne şiş yansın ne kebap” si-
yasası izlemişti.
Obama’nın Türkiye’de Gül, Recep
Tayyip Erdoğan ve TBMM’yi etkile-
diği “Ermeni Açılımı”, meyvelerini Dış-
işleri Bakanı Hillary Clinton’un Zü-
rih’teki “cep telefonu diplomasisi” ile
toplamaya başlıyordu.
Eğer Ankara bu açılıma yanaşma-
saydı, ABD Kongresi’nin “Demok-
les’in kılıcı” olan “soykırım tasarısı” Gül-
Erdoğan ikilisinin boynunu kesecek-
ti. O halde Cenevre’de başlayan ve bir
perdesi daha Zürih’te Clinton’un yö-
netiminde sahnelen “Ermeni Açılımı”
oyununda Ahmet Davutoğlu’na yal-
nızca başrolü paylaşmak düşmüştü.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra
Ermenistan’ı tanıyan ilk ülkeler-
den biri Türkiye olmuştu. Ancak iki
komşu ülke arasında, Türkiye Cum-
huriyeti’nden kaynaklanmayan ve çö-
zümlenmesi gereken üç sorun vardı.
27 Mart 1993’te Ermenistan’ın
Azerbaycan toprakları ve Karabağ’ı
işgal edip 18 bin kişiyi öldürmesi, 1
milyona yakın Azeri’yi “tehcire (zor-
la göçe)” zorlaması üzerine, Ankara
“sınırı kapatarak” kardeş ülke halkı-
nın yanında yer aldı.
Ermenistan, Sovyetler zamanında im-
zalanmış 13 Ekim 1921 tarihli Kars An-
laşması’ndaki sınırı tanımadığını açık-
lamakla kalmamış, anayasasına koy-
duğu, Türkiye topraklarından, resmi ar-
masına yerleştirdiği Ağrı Dağı’ndan
da hak istemeye kadar gitmişti.
Yine Yahudi “holocaust”unun ya-
rattığı bir sözcük olan “diaspora (sür-
gündekiler)” denilen, ABD ve Avrupa’da
bir eli yağda biri eli balda olan Erme-
niler, “soykırım” türküsü ile bu olum-
suzluğu körüklediler.
Sınırın kapanması Ermenistan eko-
nomisini çökertti. 12 yıl içinde yarım mil-
yon Ermeni başka ülkelerde iş arama-
ya gitti. Bağımsızlığa kavuştuğunda 4
milyon olan nüfusunun şimdilerde 1.5
milyona düştüğü bildiriliyor. Son yıllarda
İstanbul’da bi-
le 40-70 bin
arasında Er-
meninin çalış-
maya geldiği
biliniyor.
Kişi başına
ulusal geliri
yaklaşık 500-
750 dolarla
yoksul Afrika
ülkeleri düze-
yine gerileyen
Ermenistan, bu
arada petrol
boru hatların-
dan da dışlandı.
Buna karşılık Los Angeles’ta “soykırım”
diye tutturan ve ABD ulusal gelirinden
47 bin dolar pay alan Ermeniler, Eri-
van’daki en güzel evleri satın alma ya-
rışına girerek, konut fiyatlarını çok da-
ha yukarılara pompaladılar.
Kim Kazançlı?
Beyaz Saray’daki siyah başkanın
Zürih’te ipleri eline devrettiği
Bayan Clinton’un ana sorunun çözü-
münü gerçekleştiremediğini, ancak
istediğini elde ettiğini görüyoruz!
Türkiye sınırı neden kapamıştı? Er-
meniler Azeri topraklarını işgal edip 1
milyon insanı göç ettirmemişler miy-
di? Sorunların gerçekte temeli olan
Yukarı Karabağ sorunu çözüldü mü?
Hayır! O halde Türkiye bu protokolleri
neden imzaladı?
Başbakan Erdoğan ne diyor? “Biz
protokolleri TBMM’ye sevk ederiz
ama parlamentomuz bunları onayla-
mak için, Azerbaycan-Ermenistan so-
rununda ne oluyor, ona muhakkak ba-
kacaktır. İşgal altındaki Azeri toprak-
larından Ermenistan çekilmediği sü-
rece Türkiye bu konuda olumlu bir ta-
vır içinde olamaz. Obama’ya da Med-
vedev’e de açtım. Bu sorunun çözü-
münün hızlandırılması için ricada bu-
lundum.”
“Parlamentonun onaylamayacağı
protokolü neden imzaladınız” diye in-
sana sormazlar mı? Üstelik Zürih’ten
bir gün önce Moldova’nın başkenti Ki-
şinev’de Rusya Başkanı Dimitri Med-
vedev’in önayak olduğu 7. buluşma-
larında İlham Aliyev ile Serj Sarkis-
yan görüşmesinde bir sonuç alınma-
dı. Aliyev görüşmenin “fiyasko” oldu-
ğunu söylediği halde Zürih protokolleri
neden imzalandı?
Sarkisyan dün Moskova’ya uçma-
dan önce Erivan’da “olağanüstü bir du-
rum olmazsa Bursa’ya giderek (yarınki
futbol maçında) takımını destekleye-
ceğini” açıkladı.
Sarkisyan, Avusturya’nın ünlü prens
başbakanı Klemens von Metter-
nich’in “Bir sorunu sürüncemede bı-
rakmak istiyorsan komisyona havale
et” sözünün bilincinde olarak “soykı-
rım” savını üstelik “alt komisyona ha-
vale ettirmenin” mutluluğu ile Bursa’da
boy gösterecek!
Ermeni Dışişleri Bakanı Eduard
Nalbantyan’ın “tarafların tören ko-
nuşmalarını dışarıda yapmalarını”
benimsetmesi bu konuşmaların tri-
bünlere yapılacağının kanıtı değil
mi? Sarkisyan da Bursa’da elini
kolunu sallaya sallaya tribünlere oy-
namaya gelecek!
Türkiye ile Ermenistan arasında
imzalanan protokoller üç temel
sorunda acaba ne gibi çözümler ge-
tiriyor sorusuna yanıt arayacak
olursak…
Birincisi “sınırın açılması”: İki ülke
“mevcut sınırın uluslararası hukukun il-
gili antlaşmalarında tarif edildiği biçi-
miyle karşılıklı olarak tanındığını teyit”
ediyor. Her ne kadar Ermeni anayasası
değişmediyse de Ermeniler hiç ol-
mazsa yazılı olarak Kars Anlaşması’nı
ister istemez tanımış oluyorlar.
Bu gelişmenin, özellikle Türkiye’de,
başta Kars olmak üzere yöredeki
ekonominin canlanmasına önemli
katkı sağlayacağı kuşkusuz. Ancak bu
konuda en kazançlı çıkacak olan Er-
menistan, Dünya Bankası’nın tah-
minlerine göre ulusal gelirini yüzde 30
oranında arttıracaktır. Bazı Ermeni işa-
damlarına göre bölgede kurulacak
“nitelikli sanayi bölgesi” 10 milyar do-
larlık dışsatım yaratabilecektir. Kimi-
lerine göre bu ekonomik gelişme ile
karnı doyan Ermenistan’da muhalif-
lerin sesi kısılınca Diaspora’da da bö-
lünme olabilir biçimdeki bir fal da gün-
demde!
İkincisi “soykırım savı”: Protokollerin
öngördüğü yedi komisyondan biri “ta-
rihsel boyuta ilişkin” alt komisyon ku-
rulmasını öngörüyor. Türk, Ermeni, İs-
viçre temsilcilerinin yanı sıra komis-
yona başka ülkelerin uzmanları da ka-
tılabilecektir. Türkiye’nin başından
beri istediği bu öneri kabul edilmiş-
tir. Komisyondan bir çözüm çıkar mı
çıkmaz mı, “diaspora” savını sürdü-
rür mü sürdürmez mi, ABD Başkan-
ları ve Kongresi “soykırım” mı yoksa
“Medz Yergen” mi derler bilinemez!
Cep Telefonu Diplomasisi!
Ermeni Ulusal Gelirinde Artış!
Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
Dõşişleri’ndetatbikatçelişkisi
Dış Haberler Servisi - Dõşişleri Ba-
kanlõğõ, Konya’da bu hafta İsrail’in ka-
tõlõmõyla yapõlmasõ planlanan “Anado-
lu Kartalı” tatbikatõnõn ertelenmesinden
siyasi bir anlam çõkarõlmamasõ gerekti-
ğini açõklarken, Dõşişleri Bakanõ Ahmet
Davutoğlu’nun önceki gün CNN’e ver-
diği demeç, kararõn Gazze Şeridi’ne ge-
çen yõl düzenlenen saldõrõyla bağlantõlõ
olduğu iddialarõnõ güçlendiriyor.
Davutoğlu, İsrail’in Anadolu Karta-
lõ’ndan dõşlanmasõ konusunda CNN’e
yaptõğõ değerlendirmede “Gazze’deki
durumun iyileşeceğini, yeniden diplo-
matik yola gireceğini umuyoruz. Bu
Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir
atmosfer yaratacaktır. Ancak mevcut
durumda elbette ki bu yaklaşımı, İs-
rail’in yaklaşımını eleştiriyoruz” ifa-
delerini kullandõ. Davutoğlu, NATO tat-
bikatõ yerine Türkiye’nin tek başõna bir
tatbikat düzenleyeceğini ifade etti.
Dõşişleri Bakanlõğõ ise, tatbikatõn son-
bahar faaliyetlerini uluslararasõ katõlõma
kapatmasõnõn ardõndan İsrail’den yapõlan
açõklamalara tepki gösterdi. Dõşişleri,
“İsrailli yetkilileri açıklama ve tu-
tumlarında aklıselime davet ediyo-
ruz” açõklamasõnõ yaptõ. Açõklamada,
“...Tatbikatın uluslararası bölümü-
nün ertelenmesinden siyasi bir anlam
ve sonuç çıkartılması doğru değildir.
Bu çerçevede, İsrailli yetkililere atfen
basında yer alan değerlendirme ve
yorumların kabulü de mümkün de-
ğildir. İsrailli yetkilileri açıklama ve tu-
tumlarında aklıselime davet ediyo-
ruz” ifadesi kullanõldõ.
Silah satışı uyarısı
İsrail Dõşişleri Bakanlõğõ yetkilileri
önceki gün durumu ele almak üzere
olağanüstü toplanõrken, Savunma Ba-
kanlõğõ’nõn da Türkiye’yi gelişmiş si-
lahlarõn satõşõnõ gözden geçirme uya-
rõsõ yaptõğõ bildirildi.
Jerusalem Post gazetesine konuşan bir
yetkili, “Türkiye Batı’dan uzaklaş-
maya başlamış bir ülke ve bunun so-
nuçları olacaktır” dedi. Gazeteye açõk-
lama yapan bazõ İsrailli askeri yetkili-
ler de, Türkiye’nin tatbikatõ ertelemesine
gerekçe olarak, “İsrail’in tatbikata
göndereceği uçakların Gazze ope-
rasyonu sırasında Hamas hedefleri-
ni bombalamış olma olasılığını” gös-
terdiğini kaydetti. Türkiye-İsrail ilişki-
lerinde uzman akademisyen Ephraim
Inbar, “ilişkilerde kötüye gidiş sürerse
Washington’da Türkiye’ye Ermeni
soykırımı konusunda verilen desteğin
sona erdirilmesi gerektiğini” belirtti.
Maariv gazetesine konuşan bir yetki-
li ise “Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan’ın Türkiye’yi İslamileşme yolun-
da sessiz ve kararlı bir süreçten ge-
çirdiği endişesi mevcut” diye konuştu.
‘Türkiye İran’a yaklaşıyor’
Yedioth Ahranot’un haberindeyse,
“Türkiye’nin İran ve Suriye’ye yak-
laştığı konusunda endişe olduğu”
kaydedildi. Haaretz gazetesine açõk-
lama yapan bir bakanlõk yetkilisi de,
“iki ülke arasındaki stratejik ilişki-
lerin tehlikede olduğunu ve Türki-
ye’ye tepki vermeyi düşünebilecek-
lerini” söyledi. Gazeteye açõklama
yapan bazõ İsrailli yetkililer, Erdoğan’õn
Davos Zirvesi’ndeki “One Minute”
çõkõşõna rağmen, tatbikatõn ertelen-
mesiyle ABD-İsrail-Türkiye arasõndaki
üçlü anlaşmanõn ilk defa ihlal edildi-
ğini kaydetti.
Dış Haberler Servisi -
Hindistan’õn kõrsal kesimle-
rinde bu günlerde ideal bir
damat şu özellikleri taşõyor:
İçki içmeyen, düzenli işi
olan ve evinde bir tuvaleti
bulunan. ABD’de yayõmla-
nan Washington Post gaze-
tesinin haberine göre, Hin-
distan’da pek çok genç ka-
dõn şimdilerde, talipleri ev-
lerinde, kendilerini ortak tu-
valetleri kullanma ya da tar-
lalarda tuvalet ihtiyacõnõ gi-
derme utancõ ve külfetin-
den kurtaracak bir tuvalet in-
şa etmediği takdirde evlilik
teklifini reddediyor.
Hindistan’da yaklaşõk 665
milyon kişi, yani nüfusun ya-
rõsõ, kendilerine ait tuvaletten
yoksun yaşõyor. Sağlõk Ba-
kanlõğõ’na göre, 2 yõl önce
başlatõlan “Tuvalet yoksa,
gelin de yok” kampanyasõ
sayesinde kuzeydeki Har-
yana eyaletinde, bir kõsmõ
hükümet fonlarõyla olmak
üzere toplam 1.4 milyon tu-
valet inşa edildi. Kadõn hak-
larõ savunucularõ, ülkenin
genelinde yayõlmakta olan
kampanyayõ “kansız dev-
rim” olarak nitelendiriyor.
Hintli genç kadõnlar evle-
nirken damat tarafõna öden-
mesi gereken, bir nevi başlõk
parasõ geleneği yüzünden
aileye mali yük olarak gö-
rülüyor. Bu nedenle erkek
çocuk doğurmak kadõnlara
toplumda daha üst bir konum
sağlõyor. 18 yaşõndaki teknik
lise mezunu Vimlas Sas-
va’nõn annesi Usha Pagdi
“Kızımın tuvaleti olmayan
bir erkekle evlenmesine
izin vermem” diyor. 22 ya-
şõndaki Harpal Sirshwa ise
“Evime bir tuvalet yaptı-
rabilmek için çok çalış-
mam gerek. Eğer tuvalet
yaptıramazsam evlene-
mem” diye konuşuyor.
Tuvalet eksikliği ishal, ti-
fo ve sõtma gibi hastalõklarõn
yayõlmasõna da davetiye çõ-
karõyor. Kampanya kamp-
samõnda pek çok köyün du-
varlarõna “Kızımın tuvale-
ti olmayan bir eve gelin git-
mesine izin vermem” ben-
zeri sloganlar yazõlmõş. Po-
püler pembe diziler bile kam-
panyaya atõf yapõlan drama-
tik entrikalara yer veriyor.
HİNDİSTAN
Tuvalet yoksa
gelin de yok
6 Uygur için idam kararı
Dış Haberler Servisi - Çin’in
Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin
merkezi Urumçi’de geçen tem-
muzda, Uygur ve Hanlar arasõn-
da patlak veren olaylarla ilgili ola-
rak 6 Uygurun ölüm cezasõna
çarptõrõldõğõ bildirildi. Resmi Şin-
hua haber ajansõ, Urumçi’de gö-
rülen davada cinayet, sabotaj ve
kundaklama suçlarõndan dolayõ
bir kişinin de ömür boyu hapis ce-
zasõ aldõğõnõ duyurdu.
Dünya Uygur Kongresi söz-
cüsü olaylarla ilgili ilk mahkeme
kararõna ilişkin Reuters’a yaptõ-
ğõ açõklamada, yargõlamanõn adil
olmadõğõnõ savundu. BBC’de yer
alan haberde ise Urumçi’de ger-
ginliğin arttõğõna vurgu yapõlarak
olaylara karõştõklarõ gerekçesiy-
le gözaltõna alõnan yüzlerce kişi-
den 21’ine suçlama yöneltildiği,
14 kişinin ise mahkeme karşõsõ-
na çõkmayõ beklediği belirtildi.
Geçen cumartesi günü de, 5
Temmuz’da yaşanan olaylarõn
patlak vermesine neden olarak
gösterilen, Han ve Uygurlar ara-
sõnda bir fabrikada çõkan çatõş-
maya katõlan bir Han Çinlisinin
idama mahkûm edildiği bildiril-
mişti. Şinhua ajansõ, Şaogu-
an’daki mahkemenin, kavgaya
karõşan diğer 9 kişiyi 5 ile 9 yõl
arasõnda değişen hapis cezalarõ-
na çarptõrdõğõnõ duyurmuştu. Ha-
berde, “Mahkemeye fabrika-
daki kavganın, bir Uygur erkek
işçinin bir Han kadınının peşi-
ne düştüğünün diğer işçiler ta-
rafından görülmesinden sonra
başladığı yönünde bilgi verildi”
denilmişti. Bunun üzerine diğer
Han işçilerin Uygurlarõn üzerine
yürüyüp demir çubuklarla döv-
dükleri olaylarda iki Uygur işçi-
nin öldürüldüğü kaydedilmişti.
Fabrikadaki kavgadan sonra
Urumçi’de 5 Temmuz’da Çin-
li yetkililere göre yaklaşõk 200
kişinin ölümüyle sonuçlanan
olaylar başlamõştõ. Çin güven-
lik güçlerinin sert müdahalesi-
ne sahne olan bölgede yaşanan
olaylarda 1600 kişi yaralan-
mõş, çoğu Uygur yüzlerce kişi
gözaltõna alõnmõştõ.
Urumçi’de
geçen 5
Temmuz’da
patlak veren
olaylarda
Çinli
yetkililere
göre yaklaşık
200, Uygur
kaynaklarına
göre 500’ü
aşkın kişi
yaşamını
yitirmişti.
Bakanlõk İsrailli yetkilileri, ‘aklõselime’ çağõrõrken Ahmet Davutoğlu, CNN’e
yaptõğõ açõklamada Gazze’deki durumun kararõ etkilediği mesajõnõ verdi
T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRAMÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
DOSYA NO: 2007/1768 Es.
Satõlmasõna karar yerilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, evsafõ. Satõş Şartlarõ: Ankara ili, Çankaya ilçesi, Umut Mahallesi, Tekman Caddesi, Kemah Sokak’ta 6 Kapõ nolu, Uğur-
lu Apartmanõ’nõn bulunduğu yere rastlayan imarõn, 7723 ada, 3 parseli teşkil eden, 761 m2 arsa üzerine inşa edilmiş, 60/1522 arsa paylõ, 2. Bodrum Kat 1 nolu, 3 oda, salon, antre,
mutfak, banyo ve WC’den müteşekkil, 75 m2 kullanõm alanlõ mesken vasõflõ taşõnmaz eklentisi bir nolu kömürlüğü ile birlikte bir borç nedeni ile açõk artõrma suretiyle satõlacaktõr.
Gayrimenkulün geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklanmõştõr.
TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 70.000,00.TL 1- Satõş 19.01.2010 günü, saat 11.30’dan 11.40’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu
artõrmada tahmin edilen kõymetin %60’õ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa mecmuunu ve satõş ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmaz ise
en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla, gayrimenkul 29.01.2010 günü, saat 11.30’dan, 11.40’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu
artõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu
kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya
çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmaz ise satõş talebi düşecektir. 2- Açõk artõrmaya katõlmak isteyenlerin takdir edilen kõymetin %20
si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve süresiz (Dosya numarasõ belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satõş peşin
para iledir. Alõcõ istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Alacaklõ VARLIK YÖNETİM ŞİRKETİ olduğundan iş bu satõş işlemi KDV’den istisna tu-
tulmuştur. İhale damga vergisi, alõcõ adõna tahakkuk edecek 1/2 tapu harcõ satõn alana ait olacaktõr. Birikmiş emlak vergi borçlarõ, tellaliye resmi ile satõcõ adõna tahakkuk edecek ta-
pu harçlarõ satõş bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alõcõsõna aittir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkõ sahipleri de dahil olmak üzere
bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ, faiz ve masrafa dahil olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, haklarõ tapu sici-
li ile sabit olmadõkça, paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Taşõnmazõ satõn alanlar, ihaleye alacağõna mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydõyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bi-
le, satõş bedelini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadõr. 5- Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayõ vermezse iha-
le kararõ fesholunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razõ olursa ona, razõ olmaz veya bulunmazsa hemen artõrmaya çõkarõ-
lõr. Bu artõrma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnõzca satõştan en az yedi gün önce yapõlacak ilanla yetinilir. Bu artõrmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümleri uymasõ şartõyla taşõn-
maz en çok artõrana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt
faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme gerek kalmaksõzõn icra müdürlüğünce tahsil olunur. 6- Şartname ilan tarihinden itibaren müdürlüğü-
müzde herkesin görebilmesi için açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örnek gönderilebilir. 7- Satõşa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve mündereca-
tõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/1768 Es. sayõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze başvurmalarõ rica olunur. 24.08.2009 (İc. İf. K. 126) (*) İl-
gililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 56304)
ÇANAKKALE ŞEHİTLİK ZİYARETİ
23 EKİM 2009 CUMA
- 24.00 Kadıköy Haldun Taner Tiyatrosu önünden hareket.
24 EKİM 2009 CUMARTESİ
- 06.30 Eceabat’a varış ve kahvaltı.
- 07.30 Şehitlik gezisine başlama. (Profesyonel Rehber eşliğinde)
- 14.00 Gemi ile Çanakkale’ye geçiş.
- 16.00 PANEL (Ç.Kale Belediye Sosyal Tesislerinde)
KONU: 86. Yılında Cumhuriyetimizin Karşılaştığı Tehlikeler.
YÖNETMEN: Turgut ÜNLÜ
EKONOMİ : Doç. Dr. Melih BAŞ
HUKUK : Doç. Dr. Ümit KOCASAKAL
DİL : Yrd. Doç. Dr. Necmi AKYALÇIN
- 18.00 Serbest zaman
- 19.30 Akşam yemeği (Ç.Kale’ye gelen tüm CUMOK’lar bir arada)
- 22.30 Truva Otel’inde konaklama.
25 EKİM 2009 PAZAR
- 09.00 Askeri Müze gezisi.
- 11.00 Gemi ile Eceabat’a geçiş.
- 12.00 Kabatepe Tanıtım Merkezi ve Şehitlikler gezisi.
- 15.30 İstanbul’a hareket.
- 18.30 Tekirdağ molası
- 19.30 İstanbul’a hareket.
- 22.30 Kadıköy’e varış.
İLETİŞİM: 0537 871 82 34 – 0533 438 50 22
LÜTFEN YER AYIRTINIZ.
İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI
www.cumok.org
HERKES FİLM
YAPABİLİR
T.C. Kadõköy Belediyesi
Işõl Özgentürk Film Atölyesi yeni
dönem kayõtlarõna başlamõştõr.
Atölye başlangıç tarihi:
17 Ekim 2009 Cumartesi 11.00
Yer: Kadıköy Belediyesi
Şaşkınbakkal Aile Danışma Merkezi
Kazım Özalp Cad. Çıkmaz Sokak.
Salih Bey Apt. No: 16
Şaşkınbakkal - Kadıköy
Ermeninüfusundakigerileme