Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
12 EKİM 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
- B İ T T İ -
C
evdet Naşko, Ürdün’de yurt çapõnda örgüt-
lü Çerkez Derneği’nin 2. başkanõ. Çerkez ve
Çeçen tarihi uzmanõ olan Naşko, derneğin ya-
yõn organõnõn editörü. Ürdün Üniversitesi mezunu ve
“çağdaş tarih” konusunda yüksek lisansõ var. Ürdün’de
yayõmlanan ve etkili bir gazete olan Addustur’un ha-
ber editörlerinden.
Cevdet Naşko’yla Çerkezlerin dününü bugününü ko-
nuştuk. Sorularõmõz ve Naşko’nun yanõtlarõ şöyle:
Osmanlı, size göre Çerkezleri neden bu bölgeye
göç ettirdi?
NAŞKO - Osmanlõ Yahudi göçünden endişe edi-
yordu. Yoğun Yahudi göçü karşõsõnda demografik den-
geyi sağlamak amacõyla Çerkezleri Filistin ve Ürdün
bölgesine yerleştirdi. İTC (İttihat ve Terakki Cemiye-
ti) iktidara gelince göç durduruldu. Böylece gelen gel-
di, kalan kaldõ.
1. Abdullah iktidara geldiğinde Çerkezlerin hepsi
Türkiye’ye dönmek istedi. Çerkezlerin
müftüsü Sait Paşa (Sait Almufli Habçu-
ka) “Hayır” dedi, “Çerkezler burda ka-
lıyor.” O gün bugündür Çerkezler Ür-
dün’de Araplarla kardeşçe yaşõyorlar.
Çerkezlerin güvenilir insanlar ol-
dukları için dünyanın her yerinde po-
lis, jandarma, istihbarat gibi güvenlik
işlerinde çalıştırıldığı söylenir. Ür-
dün’de durum nasıl?
- Burada da öyle. Ürdün’ün kurulu-
şundan beri güvenlik hizmetleri Çerkez-
lere emanet. Polislik, jandarmalõk genle-
rimize yazõlmõş gibi. Ben de çocuklu-
ğumda polis olmak istiyordum.
Peki, başka ne tür işler yapıyor Çer-
kezler?
NAŞKO - Çerkezler önceleri daha çok
asker oluyorlardõ, askeri okullar hep Çer-
kezlerle doluydu. Ancak, aileler zaman-
la eğitime çok önem verdiler, çocuklarõ-
nõn iyi eğitim almalarõnõ sağladõlar. Bunun
yanõ sõra yatõrõm da yaptõlar, özellikle ar-
saya... Çok arsalarõ var Çerkezlerin. Çer-
kezler, eğitim düzeyleri yükselince artõk
askeri okullara gitmemeye başladõlar.
Ürdünlü Çerkezlerin anavatan ko-
nusundaki duyguları?
- Ortadoğu’daki bütün Çerkezler Ab-
hazya’yla ilgili her türlü gelişmeye karşõ
çok duyarlõdõrlar.
Mısır’ın ünlü şairi Çerkezdir
Araplarla, Arap dünyasıyla ilgili du-
ruşları, bakışları?
- Çerkezler Ortadoğu’da Arapçayõ en
güzel yazanlar arasõnda sayõlõyorlar. Arap-
ça öykü, şiir, roman yazõyorlar. Mõsõr’õn
en ünlü şairi bir Çerkezdir.
Ayrõca, şu anda Çerkez folklorü Ür-
dün’ü dünyada temsil ediyor.
Kendi kültürünüzü yaşatmak için
dernek olarak ne yapıyorsunuz?
- Dilimizi, folklorümüzü diri tutmaya ça-
lõşõyoruz. Dil ve folklör eğitimi, kurslarõ
veriyoruz. Kültürel seminerler düzenli-
yoruz. NAT isimli bir TV kanalõmõz var.
Yayını Çerkezce mi?
- Yayõn Çerkezce, ama burasõ siyasi bir
kanal değil. Çerkezlere kültür-sanat yayõnõ
yapõyor sadece. Daha çok folklor, dizi, si-
nema yayõnõ yapõlõyor.
Sizin çalıştığınız dergi de Çerkezce ya-
yımlanıyor?
- Arapça ve Çerkezce, iki dilde yayõm-
lanõyor.
Çerkez kültürünü ge-
liştirme adõna yakõnda
büyük bir atõlõm yapa-
cağõz. BAE’de yaşayan
bir Çerkez işadamõ, Am-
man’da Çerkez Derne-
ği’ne ait bir arsa üzeri-
ne büyük bir alõşveriş
merkezi yapacak. Bura-
da çalõşanlarõn yüzde
50’si Çerkezlerden ola-
cak. Yanõ sõra her yõl 1.5
milyon Avro da ödeme
yapacak derneğimize.
Çerkezler, bu söz ko-
nusu parayla bir Çerkez
köyü kurarak kültürel faaliyetlerde bulu-
nacak.
Yap-işlet-devret modeliyle yapõlacak iş
merkezi 20 yõl sonra derneğe devredilecek.
Ç
erkezler Ortadoğu’ya ilk kez
1878’de yapõlan Osmanlõ-Rus
savaşõ üzerine geldiler. O yõl-
larda Osmanlõ yurttaşõ olan Çerkezler
Rus baskõsõ üzerine Kafkaslar’da tutu-
namamõşlardõ. Bunun üzerine Osmanlõ
yönetimi Çerkezleri ilkin iç karõşõklõk-
larla çalkalanan Trakya’ya, bugünkü
Bulgaristan topraklarõna yerleştirmek is-
tedi. Amaç Bulgaristan’daki ayaklan-
malarõ Çerkezler aracõlõğõyla bastõr-
maktõ. Ancak olmadõ, buna Ruslarla Al-
manlar karşõ çõktõ. Dönemin bu iki em-
peryal gücünün baskõsõna direnemeyen
Osmanlõ, Çerkezleri Suriye’ye yönlen-
dirdi bu kez.
O zamanlar ortada ne Ürdün, ne İsrail
vardõ. Bilad-i Şam olarak bilinen Suri-
ye, Lübnan, Filistin, İsrail ve Ürdün’ün
bulunduğu topraklar Osmanlõ’nõn Şam
vilayetine bağlõydõ. Oralar da karõşõktõ.
Hicaz Demiryolu henüz tamamlanma-
mõştõ. Çerkezler, Osmanlõ tarafõndan o
yörede polis ve jandarma gücüne kay-
nak olmak üzere gönderildi. O dönem-
de Halep, Beyrut ve Amman yöresinde
oluşturulan ve çoğunluğu Çerkezlerden
oluşan Osmanlõ jandarma birliğinin iki
komutanõ Hüsrev ve Mirza paşalar da
Çerkezdi. Böylece toplanamayan ver-
giler toplanacak, demiryolu hattõna ya-
põlan Bedevi saldõrõlarõ önlenecekti.
İlk Çerkez göçmenleri Ortado-
ğu’ya Beyrut üzerinden deniz, Halep
üzerinden de karayolunu kullanarak
geldiler. O zamanki Osmanlõ yönetimi
sayesinde çok düzenli bir göç yapõl-
dõ. Savaştan sonra İstanbul’da bir göç
merkezi kurulmuştu. Göçle ilgili her
sorunu bu merkez çözüyor, gerekli
düzenlemeleri yapõyordu.
Çerkezler, düzenli bir göçle geldikleri
Ortadoğu’da bir yõl kadar Filistin böl-
gesinde kaldõktan sonra Amman’a gel-
diler... Amman, yani “Filedelfiya” di-
ye de bilinen eski Roma kenti Amoun...
Buraya ilk gelen Çerkez göçmen kabi-
lesi Şabsuğlardõ... Sonra Kabartaylar,
Abhazyalõlar ve Bozdağlar da geldiler.
Filistin’de sadece 2 Çerkez köyü kaldõ.
O Çerkezler hâlâ Filistin’deki Hamiya
ve Kuturkama isimli köylerde yaşam-
larõnõ sürdürüyorlar.
Ortadoğu’ya Çerkez göçü geçen yüz-
yõlõn onuncu yõlõna doğru tamamlandõ.
Çerkezlere özellikle Bedeviler hiç de ko-
nuksever davranmadõ. Tarõmla uğra-
şan Çerkezler bölgedeki su başlarõnõ tut-
tuğu için Bedevilerin tepkilerini çekti-
ler. Özellikle hasat dönemlerinde
Bedevi saldõrõlarõ gelenekselleşmişti.
Çerkezler bu saldõrõlara direnmesini
bildiler. 1. Dünya Savaşõ sonrasõnda Os-
manlõ ordularõ çekilince bölgede tek dü-
zenli güç olarak Çerkezler kaldõ. Filis-
tin ve Ürdün topraklarõ İngiliz sömürgesi
olmuştu. Ürdün krallõğõnõ kurmak üze-
re Hicaz’dan getirilen Emir Abdullah’õ
Mirza Paşa ve Çerkezlerden oluşan as-
keri güç karşõladõ. Kendisine Amman’da
bir ev yapõlõncaya değin de Emir Hacı
isimli bir Çerkez ileri gelenin çadõrõnda
konuk edildi.
Ürdün kurulduğunda devletin önde ge-
len makamlarõnõn neredeyse hepsi Çer-
kezlerden oluştu. Emir Abdullah’õ kar-
şõlayan Mirza Paşa ise Ürdün’ün ilk em-
niyet genel müdürü oldu.
Şu andaki nüfuslarõ yaklaşõk 100
milyon dolayõnda olan Çerkezler,
Ürdün’de ekonomik durumlarõ en
iyi olan topluluk.
ÜRDÜN’ÜN
ÇERKEZLERİ
“Aşklarımı İstanbul’da bırak-
tım”
Böyle diyor Dr. Bedri Sunna...
Sunna, bizim gibi Türkçe konuşan
Ürdün/Karaklõ bir doktor, cildiyeci.
İstanbul Üniversitesi Çapa Tõp Fa-
kültesi mezunu. İhtisasõnõ da Hase-
ki Hastanesi’nde yapmõş. Türkan
Saylan üniversitede hocasõ, Ali Sir-
men arkadaşõ, İlhan Selçuk idolü,
Kemal Kılıçdaroğlu gönlündeki
lider... Türkiye’nin Ecevit gibi biri-
ni gereksindiğini, Kõlõçdaroğlu’nu
CHP’nin başõnda görmeyi arzuladõ-
ğõnõ söylüyor. Bir Türkiye sevdalõ-
sõ olan Dr. Sunna, yõlda birkaç kez
Türkiye’ye geliyor, yazlarõ tatilleri-
ni Çeşme’de, Bodrum’da geçiriyor.
Kanal D ile NTV başta, günde 3 sa-
at Türk TV’lerini izliyor, Türki-
ye’deki siyasi ve sosyal olaylarla en
az bizim kadar ilgili. Ürdün’ün ya-
nõ sõra Türkiye’de de olan bitenin, çe-
lişkilerin farkõnda.
Ürdünlüler Kral’õ çok seviyorlar
ama ona göre halk mutsuz. Kimin
mutlu edeceğini bilse onun peşinden
gider.
“Bu Araplar bir tuhaf halktır.
Beş yıl önce Saddamcıydılar. On
beş yıl önce Esadçı, kırk yıl önce
ise Nasırcıydılar. Sizin Tayyip Er-
doğan’ın bir Davos çıkışına kanıp
‘erkek adam’ diye alkışladılar.
Şimdi Tayyip Erdoğan rolünü iyi
oynasa Arap dünyasının yeni lideri
olması işten değil.”
Dr. Sunna ile ayaküstü konuş-
tuk... Ekipten öykücü Vicdan Hanõm
gönüllü yardõmcõm. İlk iki õsõndõrma
sorusunu Vicdan Hanõm sordu:
Hangi yıllarda Türkiye’de ya-
şadınız?
Dr. SUNNA - Öğrenciliğim l970
öncesine rastlar. Sonra İstanbul’da
çalõştõm. İhtisasõmõ ise 1979-82 ara-
sõnda Haseki’de yaptõm
Eğitiminizi neden İstanbul’da
yaptınız?
- Liseyi bitirdiğim yõllarda Ür-
dün’de yükseköğrenim olanağõ pek
yoktu. Kral Hüseyin’in Türkiye’ye
sempatisi, Türkiye’yi seçmemde rol
oynadõ.
Siz erkek doktor olduğunuz için
kadın hastaların gelmediği, gel-
meye çekindiği oluyor mu?
- Hayõr hayõr, tam tersi, çarşaflõlar
bile gelir bana. Ürdün’de, özellikle
Karak’ta böyle bir şey yok. Tutucu
kesim daha çok Filistinli mültecile-
rin kamplarõndan çõkõyor. Filistinli-
lerin sosyetesi de, solcusu da var ama
İslamcõsõ daha fazla. Bunlar, İslam-
cõlõk yapmalarõ karşõlõğõnda bazõ ke-
simlerden para alõyorlar.
Filistinlilerle ilişkiler nasıl?
- Fena değil, bir sorun yok.
Şu anda Ürdün’de İslamcı ge-
lişmeler ne durumda?
- Eskiye göre gerileme eğilimin-
de. Örneğin İhvan’õn (Müslüman
Kardeşler) 1990’da 27 milletvekili
vardõ şu anda 5 milletvekiline sa-
hipler. Bu yõl yerel seçimleri de
kaybettiler.
Neden?
- Seçim sistemi değiştirildi.
Böylece parlamentoda
etkinliklerini yitirdiler. Pe-
ki, halk üzerindeki etkin-
likleri ne düzeyde?
- Toplum üzerindeki etki-
lerini de yitiriyorlar.
Bunun nedeni?
- Kral’õn laik duruşu, laik-
liği güçlendirici düzenleme-
leri var.
Laiklik konusunda
Kral’ın, yönetimin Ür-
dün’de özel bir çabası var
mı?
- Var. Köktendinci tehli-
keye karşõ başta Kral, hükümet es-
kiye göre daha duyarlõ.
İslamcı yapılanma toplumsal
yaşama nasıl yansıyor?
Ürdün’de ibadetini yapan birine
kimse karõşmaz. Buna karşõn dekolte
giyimli bir hanõm da hoş karşõlan-
maz. Dekolte giyinenler ‘dinsiz’
ilan ediliyor. Bu toplumsal bir bas-
kõya dönüştüğü için açõk düşünceli
kadõnlar bile mecburen örtünüyor.
Böylece örtünme oranõ yüzde 90’õ
buluyor.
Siz Türkiye’yi de biliyorsunuz.
Türkiye ile Ürdün’ü bu açıdan
karşılaştırırsak nasıl bir fotoğraf
görüyorsunuz?
- Türkiye daha çağdaş, laik. En
azõndan Ürdün’deki gibi ordusunda,
polisinde başörtülü kadõn rütbeli
yok.
Türkiye’de bu kadar uzun süre
kaldınız, hiç âşık oldunuz mu?
- Çok ilişkim oldu ama evlenme-
dim.
Sonu olmayan bir ilişki oldu-
ğunu gördüğünüz için mi evlen-
mediniz?
- Ürdün’e döneceğim diye evlen-
medim. Burada yaşayamaz, alõştõğõ
hayatõ arar diye düşündüm. Orada
(İstanbul’da) tiyatro, opera, müzik,
konser her şey var. Bõrakõp geldi-
ğinde burada bunlarõ bulamayõnca
hep orayõ arar diye düşündüm. Biraz
dürüst ve gerçekçi olmalõsõnõz ha-
yatta.
Şu anda eşiniz....
- Evli değilim.
Hiç mi evlenmediniz?
- Hiç evlenmedim.
Türk kadınlarını mı unutama-
dınız? Şu anda biz bu soruyu so-
rarken Türkiye’de tanıdığınız kaç
kadın geçti gözünüzün önünden?
- İki ciddi ilişki yaşadõm İstan-
bul’da.
Bu iki kadından biri ‘her şeye
razıyım Ürdün’e gelirim’ demedi
mi?
- Dediler ama benim önümde ör-
nek olarak bir arkadaşõmõn hayatõ
vardõ. Bir İsviçreli kadõnla evlenmişti.
Kadõn bir süre sonra ülkesine geri
döndü.
Keşke İstanbul’da kalsaydım,
Ürdün’e hiç gelmeseydim diye
geçmişinize baktığınız oldu mu?
- Evet, önceden; ama burada so-
rumluluklarõm vardõ.
Abir Zaki... Şair... Türkçe dergilerde şi-
irleri yayõmlandõ... Türk şiir dünyasõnda
onu tanõyanlar var, ama onu anlatmaya bu
yetmez... Çünkü, Zaki’nin ilginç bir öy-
küsü var...
Büyükbabasõ Ahmet Zaki aslen Ispar-
talõdõr. Gül yetiştiriciliği ve gülyağõ üre-
timiyle geçinen, 6’sõ erkek 7 çocuklu bir
ailenin en küçük çocuğudur.
Gün gelir, zaman döner, aile tek kõz ço-
cuğunu yani Ahmet Bey’in ablasõnõ Mek-
ke’ye gelin verir. Gelin, ilk günler sõkõl-
masõn diye de o zamanlar 9 yaşõnda olan
kardeşi Ahmet’i gelinle birlikte gönderirler
Suudi Arabistan’a. Nasõl olsa gidilip ge-
linecektir kutsal topraklara... Bunun um-
resi var, haccõ var; Hicaz’da da bir damat...
Ne var ki, kõsa bir süreliğine giden kü-
çük Ahmet, yaşamõndan memnun kalõnca
Mekke’de kalõr ve büyüyünce de Mekkeli
bir genç kõzla evlenir. Bir süre sonra Ab-
dülaziz adõnõ verdiği bir de oğlu olan Ah-
met Bey, geçimini hac organizasyonu
yaparak sağlamaya başlar. Derken Ab-
dülaziz büyür, eğitimini tamamlar ve ha-
riciyeci olur.
Ispartalõ Ahmet Bey gönlünün bir ye-
rinden hiç çõkmayan Türkiye ve Türk sev-
gisinin etkisiyle gelen hacõ adaylarõ ara-
sõnda Türklere her zaman özel bir ilgi gös-
terir.
Bu ara okulunu bitiren oğlunun artõk ev-
lilik çağõna geldiğini düşünmeye başlayan
Ahmet Bey’in aklõndan oğlunu bir Türk kõ-
zõyla evlendirmek geçmektedir... Gelen
Türklerden yakõnlõk kurduğu birine açõ-
larak oğlu için uygun bir Türk gelin ara-
dõğõnõ söyler.
Bir süre sonra bulunan gelin adayõ İs-
tanbullu Aynur Hanõm, önce kayõnpeder
adayõna sonra damat adayõna gösterilir.
Böylece onay çõkar ve iki genç evlenir. Bu
evlilikten Abir’le erkek kardeşi dünyaya
gelir... Ancak, bu evlilik pek uzun sürmez...
Anne baba boşanõnca Abir önce anne-
sinin yanõna, İstanbul’a yerleşir. İlkokul bi-
rinci sõnõfõ İstanbul’da okuduktan sonra ba-
banõn isteği üzerine onun yanõna gönde-
rilir. Abir, daha sonra Mekke’de bir evli-
lik yapar. Bir süre sonra ayrõlõkla bitecek
bu evlilikten bir kõzõ, bir oğlu olur. Abir,
daha sonra şiir aşkõyla internette gezinir-
ken tanõştõğõ Filistinli şair Musa’yla ta-
nõşarak evlenir.
Ürdün’de
yaşayan
bir
İstanbullu
Kimliğini korumakta
kararlõ bir halk
Ürdün yönetimiyle iliş-
kileriniz nasıl?
NAŞKO - Oldukça iyi.
Ta başõndan beri, özellikle 1.
Abdullah döneminden beri
böyle bu. O dönem başbakan
bile Çerkezlerdendi, Sait Pa-
şa Çerkez’di. Üstelik tanõn-
mõş, ödünsüz bir Arap milli-
yetçisiydi. 1955’te Bağdat
Paktõ’na girmeyi reddetmesi,
onun bu siyasal duruşunun
eseridir. ABD ve İngilte-
re’nin yönlendirmesiyle Tür-
kiye-İran ve Irak gibi ülke-
lerin katõlõmõyla askeri yönü
de olacak bir birlik kurul-
masõna şiddetle karşõ çõktõ.
Böyle bir oluşumu emper-
yalist ülkeler yönlendirdiği
için karşõydõ.
Ürdünlü başka ünlü Çer-
kezler?
NAŞKO - Sait Paşa’dan
bu yana Çerkezler hüküme-
te ve yönetime yakõn oldular.
Sonraki kuşak Çerkezler,
kendilerini tam bir Ürdünlü
gibi görmeye başladõlar. Ge-
çen dönem kültür bakanõ
olan Nemsi Bekir de Çer-
kezdi. Nemsi Hanõm bir
Arapla evli.
Ayrõca, Ürdün sarayõnda
bir Çerkez prensesimiz, bir de
Çerkez prensimiz var. Am-
man’õn ilk belediye başkanõ
(1909) da Çerkezdi: İsmail
Papuk. İlk Emniyet Genel
Müdürü Mirza Paşa, eski
hava kuvvetleri komutanla-
rõndan Tahsin Şurgun Çer-
kezdi.
Şu an parlamentoda kaç
Çerkez var?
NAŞKO - Parlamentoda 3
Çerkez bulunuyor. Çeçenler
de giriyor meclise.
Ürdün yönetiminden
memnunsunuzdur herhal-
de?
NAŞKO - Memnunuz,
çünkü hiç ayrõmcõlõk yap-
madõ. Yönetim bütün azõn-
lõklarõn haklarõna saygõlõ. Ür-
dün anayasasõnda “Dilleri,
dinleri ayrı olsa da bütün
Ürdünlüler birdir, yasalar
karşısında eşittir” diye bir
madde var. Bu titizlikle uy-
gulanõyor. Kültürel haklar
konusunda hiçbir kõsõtlama
yapõlmõyor. Dolayõsõyla bi-
zim de sorunumuz yok.
Öbür azınlıklarla ilişki-
lerinizde sorun yaşıyor mu-
sunuz?
NAŞKO - Biz, öncelikle
kendimizi bir azõnlõk gibi
görmüyoruz. Biri gelip bize
azõnlõk dese tepki gösteririz.
Kimseyle hiçbir sorumuz
yok.
İslamcılarla ilişkileriniz
nasıl?
NAŞKO - Hepimiz Müs-
lümanõz, Hanefi mezhebin-
deniz.
İhvan’la (Müslüman
Kardeşler) aranız nasıl,
aranızda radikal İslamla
ilişkisi olanlar var mı?
NAŞKO - Aralarõndan bir
iki kişi çõksa da, Çerkezler
genel olarak radikal İslama
mesafelidir.
Türkiye hakkındaki dü-
şünceleriniz?
NAŞKO - Babaannem Ça-
nakkalelidir. Benden önceki
kuşakla benim kuşağõmõn
Türkiye’ye çok büyük sem-
patisi var. Dilimizde Türkçe
kelimeleri özellikle kullanõ-
rõz. Mutfak kültürümüz çok
benzer. Türkiye’ye büyük
bir sempatimiz var. Bir aidi-
yet duygusu taşõyoruz.
Cevdet Naşko.
TÜRKİYE’YE BÜYÜK
SEMPATİMİZ VAR’
Ürdün sokakları
tesettür ve başı açık
insanlarla dolu.
‘AŞKLARIMI
İSTANBUL’DA
BIRAKTIM’
İstanbul
Üniversitesi
Çapa Tıp
Fakültesi
mezunu
Sunna,
bizim gibi
Türkçe konuşan
Ürdün/Karaklı
bir doktor
cildiyeci.
Türkiye’nin
Ecevit gibi bir
lidere ihtiyac
olduğunu söyleyen
Dr. Bedri Sunna,
CHP’nin başında
görmeyi arzuladığını
söylüyor.
İhtisasını Haseki
Hastanesi’nde yapan
Dr. Sunna, Türkan
Saylan üniversitede
hocamdı, Ali Sirmen
arkadaşım, İlhan
Selçuk idolüm diyor.