Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Korkarız gidiş bu yönde.
Doğrusu görünen köy de kılavuz istemiyordu.
Başbakan Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye yönelik
saldırılarından sonra ilk kez bir İsrail üst düzey yet-
kiliyle Davos’ta yan yana geldi. Zaten olaylara kar-
şı tepkisi bomba gibiydi, pimi çekti!
Peres’in biraz da haddini aşan Erdoğan’a ders ve-
rir türden konuşmasına karşılık, “Sen adam öldür-
meyi iyi bilirsin” deyip “demeçkes”e son verdi!
Erdoğan’ın başından beri takındığı köktenha-
mascılığı Davos zirvesinde sözcüğün tam anlamıy-
la zirveye ulaşmış oldu. Bu aşamadan sonra Erdo-
ğan değil İsrail’le Filistin arasında arabuluculuk
yapmak, Filistinli gruplar arasında bile arabuluculuk
yapamaz. Zira Filistin Cumhurbaşkanı Abbas’a
karşı da Hamas’ı öne çıkaran bir tutum içinde.
Buna şöyle bir tanımlama yapılabilir:
Arabuluculuktan arabozuculuğa!
İki gündür herkesin daha yoğunlukla kullandığı şöy-
le bir değerlendirme var:
Türkiye bölgenin bütün taraflarla görüşebilen tek
ülkesiydi!
Bu unvan Erdoğan döneminde geri gelmeyecek
şekilde sona erdi.
Türkiye kim?
NATO üyesi...
İslam Konferansı Örgütü üyesi...
Avrupa Konseyi üyesi...
Avrupa Birliği’ne tam üyelik adayı...
Karadeniz Ekonomik İşbirliği kurucusu...
Örneklemeleri burada keselim, yukarıda aktar-
dıklarımız Türkiye’nin bulunduğu bölgede kuzeyden
güneye doğudan batıya bütün yönlerle diyalog
içinde bir ülke olduğunu gösteriyor.
Erdoğan’ın “Hamas”eti bütün özelliklerimiz bir ya-
na, Ortadoğululuğu öne çıkardı. AKP lideri eğer bu
bölgenin öncülüğüne oynuyorsa gerçekçi değil, çün-
kü ne Ortadoğu’da, ne Arap dünyasında bütün böl-
geye hâkim olacak bir lider arayışı yok. Öne çıkanı
da kabul etmeleri çok zor.
Davos krizi sonrasında dünyanın belli başlı bütün
yayın organları kim haklı kim haksız yorumunu yap-
maktan çok, Erdoğan’ın orantısız çıkışını öne çıkardı.
Başbakan bunu iç politikaya yönelik bir artı olarak
düşünüyorsa bu durumda şu ortaya çıkıyor:
Erdoğan üç aylık çıkar uğruna Türkiye’nin yıllar sü-
ren birikimini yok etti!
Erdoğan son kırılmayı Türkiye’nin yön tayininde
bilinçli bir tercih olarak benimsemişse, o zaman baş-
lıktaki durum ikincilleşir, Türkiye’nin iç düzeni öne
çıkar!
Bir söz vardır:
Evin camdansa başkasının evine taş atma!
Türkiye bütün iç ve dış sorunlarını çözmüş, böl-
genin eli kolu rahat hareket eden ülkelerinden biri
değil.
İsrail’le ilişkilerimizin bozulması iki konuda işimi-
zi güçleştirecek:
ABD Başkanı Obama Ermenilere söz verdi, 24 Ni-
san’da onların istediği gibi konuşacağını söyledi.
Geleneksel olarak Amerika’nın 24 Nisan politi-
kasında Musevi lobisi de etkin olur. Rumlarla des-
tekli Ermeni lobisi soykırım sözcüğünü ister, ABD
Başkanı da soykırımı tarif eder ama sözcüğü kul-
lanmaz.
Bu kez ne olacak, göreceğiz!
AB’ye ve ABD’ye “PKK terör örgütüdür” dedirt-
mek için göbeğimiz çatladı. Şimdi AB ve ABD’nin
“terör örgütüdür” dediği Hamas’a Erdoğan “Deği-
şim ve reform hareketi” diyor.
Biri çıkıp ha Hamas ha PKK derse ne diyeceğiz?
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Hakkıydı; ama kimi davranışları ve saldırgan üs-
lubuyla haksız duruma düşmemeliydi.
Diplomaside sinirlerine egemen olanın kazana-
cağını öngören genel kuralı “yumuşak başlı isem uy-
sal koyun değilim” diyerek bir yana atmak… ne ka-
zandırır, ne kaybettirir? İyi hesap etmeyi gerektirir.
Neden birden sinirlendi? Yoksa:
Simon Peres’in saldırıları Hamas’ın füzelerine yük-
leyen, İsrail’i haklı gösteren sözleri mi?.. İsrail
Cumhurbaşkanı’nın kendisine dönerek, “Mısır Cum-
hurbaşkanı Hüsnü Mübarek durumu sizden daha
iyi biliyor. Başkan Abbas da durumu biliyor ve Ha-
mas’ı suçluyor… Burada bir tanımlama sorunu
var” diyen saptamaları mı RTE’nin sinirlerinin tava-
na vurmasına neden oldu?
Tanımlama sorunu? Ciddi bir vurgulama.
Sonuçta Peres; RTE’yi Gazze olayını, Hamas’ı ge-
rektiği biçimde algılayamamakla suçluyor.
Egosu yüksek, kendini diplomasi alanında da baş
köşeye koyan Doğulu bir siyaset adamı için…
RTE gibi Ortadoğu’da başrol oynadığına inanan bir
başbakan için… Peres’in Mübarek’i, Abbas’ı öven,
algılama sıkıntısı çektiğini öne süren sözlerine dip-
lomatik incelikle yanıt vermesi zaten beklenmezdi.
Birden yükselen şekeri sinirlerini etkiledi. Kan te-
pesine sıçramış derler ya, işte öyle. Yüzü kıpkırmı-
zı, panelden ayrıldı.
Peres ne yaptı? Bizimki Davos koridorlarında esip
savururken, devlet adamlığı rolüyle sahne aldı.
RTE’yi arayıp, söyledikleri için özür dilemedi. Sesi-
ni yükselttiği için de üzüldüğünü söylemekle yetin-
di.
İki ülke arasındaki “güçlü ilişkilerin” süreceğine
inandığını eklemeyi de ihmal etmedi.
Bu davranışıyla uluslararası zeminlerde Davos
skandalını RTE’ye yükledi.
RTE, hangi Türk başbakanı olursa olsun kendisi
gibi hareket edeceğini söylüyor.
Doğrudur, ama hiçbir Türk başbakanı RTE gibi si-
nirleri doruğa çıkmış, aklından geçen hakaretleri ya-
nı başında oturan bir cumhurbaşkanına yöneltme-
di, yöneltmez de!
Bir cumhurbaşkanına “Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz”
diye temsil ettiği bir ulusa hakaret etmez.
Havaalanında partililerin coşkulu desteği ile kar-
şılanan… Filistin’de, Hamas nezdinde alkışlanan…
Arap ülkelerinde portresi sokaklarda dolaştığı söy-
lenen RTE; tabii ömrünü dış politika sorunları ara-
sında geçiren yerli yabancı diplomatların iyi niyetli
eleştirilerine, Davos skandalına değinen olumsuz de-
ğerlendirmelerine kulak asmayacaktır.
Ana muhalefetin eleştirilerini önemsemeyecektir.
Yalakaları ona yeter!
Ortadoğu’daki ABD sayılan İsrail’le Türkiye ara-
sında Davos’ta geçen olayın Türk-ABD ilişkilerinde
yeni bir çıbanbaşı olacağına ilişkin yorumları da
umursamaz görünecektir.
Oysa, Onur Öymen’in dediği gibi, bu olayın ge-
niş etkileri olacak; örneğin Türkiye’nin Ortado-
ğu’da barış sağlamak için üstlendiği arabulucu ro-
lü de eski değerini ve önemini yitirecektir.
Kuşku yok, Türkiye’nin Ortadoğu’daki konumu ze-
delendi, yara aldı.
Milliyet’te dün Davos olayı arasına sıkıştırılmış kü-
çük bir haber dikkat çekiciydi.
Haber Davos olayıyla bağlantılı mıdır, doğru mu-
dur değil midir, kestirmek zor.
Habere göre, “ABD Başkanı Barack Obama’nın,
Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell; Orta-
doğu’da (1 Şubat’ta) gelmeyi planladığı Türkiye ge-
zisini iptal etti.”
Neden ise ABD gibi olanakları geniş bir ülke için
fazla geçerli değil: Mitchell’in uçağındaki teknik bir
arıza!
İsrail’in ABD yönetimi, Amerikan ve Batı medya-
sı üzerinde, hatta Batılı devletler nezdindeki etkin-
liğini unutmamak, gelecekteki gelişmelere bu açı-
dan bakmak gerekiyor.
Yoksa bizim için RTE’nin İslam savunuculuğuna
soyunması… Arap’ın şakşakı yeterli mi?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 31 OCAK 2009 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 9
Edirne B 5
Kocaeli Y 11
Çanakkale B 7
İzmir PB 12
Manisa PB 12
Aydın PB 14
Denizli PB 12
Zonguldak Y 9
Sinop Y 11
Samsun Y 13
Trabzon Y 13
Giresun Y 13
Ankara B 7
Eskişehir Y 6
Konya B 8
Sıvas K 3
Antalya B 15
Adana Y 12
Mersin Y 14
Diyarbakır Y 9
Şanlıurfa K 10
Mardin Y 10
Siirt Y 7
Hakkâri K - 2
Van K 3
Kars K 0
Oslo PB - 4
Helsinki PB - 7
Stockholm PB 0
Londra PB 5
Amsterdam PB 4
Brüksel PB 3
Paris PB 5
Bonn B 7
Münih K - 2
Berlin B - 5
Budapeşte PB 4
Madrid Y 10
Viyana K 2
Belgrad PB 3
Soyfa Y 7
Roma B 13
Atina Y 11
Zürih PB 2
Moskova B - 5
Aşkabat PB 16
Astana PB -14
Taşkent B 12
Bakû PB 8
Bişkek PB 8
Tiflis PB 10
Kahire B 19
Şam Y 14
Yurt geneli parçalı ve
çok bulutlu, Marma-
ra’nın doğusu, Kara-
deniz, İç Anadolu’nun
doğusu, Doğu Akde-
niz, Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu ile Eskişe-
hir, Çankırı ve Anka-
ra’nın kuzey ilçeleri ya-
ğışlı geçecek. Hava sı-
caklığında önemli bir
değişiklik beklenmiyor.
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Valisi Mu-
ammer Güler, Sultanbeyli’de meydana gelen
soygun girişimi ve sonrasõnda 6 kişinin gözaltõ-
na alõndõğõnõ bildirdi. El Kaide üyesi olduğu öne
sürülen gözaltõndaki zanlõlarõn Terörle Mücade-
le Şubesi’nde pazar gününe kadar sorgulanacaklarõ
öğrenildi.
Vali Güler, Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Em-
niyet Müdürlüğü yerleşkesinde Tuzla’daki trafik
kazasõnda şehit olan polis memuru Soner Sivri
için düzenlenen törenin ardõndan basõn mensup-
larõnõn sorularõnõ yanõtladõ. Güler, polisin önce-
ki gün söz konusu bölgede bir soygun gerçekle-
şebileceği ihtimaline karşõ birçok yerde tedbir al-
dõğõnõ ve sonrasõnda çatõşma çõktõğõnõ anõmsattõ.
Polisin müdahalesine ateşle karşõlõk verildiğini an-
latan Güler, “Bir kişi öldü, bir kişi yaralandı.
Hemen olayın akabinde 3 kişi, sonrasında da
3 kişi yakalandı. Çalışmalarımız sürüyor,
olayda da bir örgütün işin içinde olduğu tes-
pit edildi” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara’nõn
Keçiören ilçesi Şenyuva Mahallesi’nde bir poşet içe-
risinde yaklaşõk 700 adet tüfek mermisi bulundu. An-
kara Emniyet Müdürlüğü’nün düzenlediği operas-
yonlarda üzerlerinde birer adet el bombasõ bulunan
iki kişi gözaltõna alõndõ.
Alõnan bilgiye göre, Keçiören Şenyuva TOKİ ko-
nutlarõ yakõnõnda bir dere yatağõnda poşet içerisin-
de yaklaşõk 700 adet tüfek mermisi bulan bir yurt-
taş, durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen po-
lis, çevre güvenliğini sağladõktan sonra mermileri
incelenmek üzere polis kriminal laboratuvarõna
gönderdi. Olayla ilgili soruşturma başlatõldõ. Emniyet
yetkililerinden edinilen bilgiye göre, bir ihbarõ de-
ğerlendiren ekipler, Yenimahalle’de bir kişiyi evin-
den çõkarken gözaltõna aldõ. İsmi açõklanmayan bu
kişinin üzerinde yapõlan aramada bir adet el bom-
basõ bulundu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yargõtay 9. Ceza Dairesi, DİSK’in eski
genel başkanlarõndan Kemal Türkler’in
öldürülmesiyle ilgili davada, sanõk Ünal
Osmanağaoğlu hakkõnda verilen beraat
kararõnõ bozdu.
Bakõrköy 2. Ağõr Ceza Mahkemesi,
Türkler’i öldüren kişiler arasõnda
bulunduğu iddiasõyla yargõlanan Ünal
Osmanağaoğlu’nun üzerine “atılı suçu
işlediğine dair yeterli ve kesin delil
bulunmadığı” gerekçesiyle beraatõna
karar vermişti. Türkler ailesinin temyiz
istemini Yargõtay 9. Ceza Dairesi karara
bağladõ. 9. Ceza Dairesi, “Kemal
Türkler’in Merter’deki evinin önünde
öldürülmesi eyleminde Ünal
Osmanağaoğlu’nun eylem yerinin
belirlenmesi, keşif yapılması, planlama
aşamasında görev alması ve olay
sırasında silahla ateş ederek, suça asli
maddi fail olarak katıldığının
anlaşıldığına” işaret etti. Osmanağaoğlu
hakkõnda mahkûmiyet yerine beraat kararõ
verilmesini yasaya aykõrõ bulan Yargõtay
9. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin beraat
kararõnõ oy birliğiyle bozdu. Daire,
DİSK’in temyiz başvurusunu ise suçtan
doğrudan doğruya zarar görmediği
gerekçesiyle reddetti.
ANTALYA (Cum-
huriyet Bürosu) - Mil-
li Eğitim Bakanõ Hüse-
yin Çelik, üniversite sõ-
nav sisteminin değişti-
rilmesine yönelik eleşti-
rilere “Yeryüzünde
herkesin beğendiği bir
sistem yok. Ölçme de-
ğerlendirmesiz bir eği-
tim sistemi yok. Eğitim
varsa, sınav olacak. Ta-
bii, sınav bunaltıcı ol-
mamalı” diye karşõlõk
verdi.
Özel Okullar Birli-
ği’nce Antalya’da dü-
zenlenen “Türkiye’nin
2023 Eğitim Vizyonu”
sempozyumunun açõlõ-
şõnda konuşan Çelik, bir
ülkenin kalkõnmasõ ile
eğitim arasõnda doğru
orantõ olduğunu ifade
etti. Türkiye’nin 10 bü-
yük ekonomiden biri ol-
mayõ hedeflediğini be-
lirten Çelik, eğitimin alt-
yapõsõnõn da buna göre
dizayn edilmesi gerekti-
ğini vurguladõ. Çelik,
küreselleşmenin de gör-
mezden gelinemeyece-
ğine işaret ederek “Biz
nasıl bir dünya ile kar-
şı karşıyayız, düşma-
nımız kim bunu bil-
memiz gerekiyor. Plan-
lı, vizyonu, hedefi bel-
li bir ülke olmak zo-
rundayız. Yoksa hüs-
rana uğrarız. Biz insa-
nımızın, devletimizin
refahını, huzurunu
arayan bir toplumuz”
diye konuştu.
Eğitim sisteminde bir-
çok eksiklik bulunduğu-
nu belirten Çelik, “Ta-
mamlamamız gereken
şeyler var. İnsan kay-
naklarında, okullaşma
oranında, fiziki altya-
pıda, rehberlik siste-
minde, yenilenen müf-
redatın içselleştirilme-
sinde eksik var” dedi.
Mesleki teknik eğitimde
okullaşma oranõnõn yüz-
de 43’e çõktõğõnõ, 2010
yõlõ hedefinin yüzde 50
olduğunu anlatan Çelik,
üniversiteye giriş siste-
minde bazõ engeller kal-
dõrõlmõş olsaydõ, bugün
mesleki eğitimin çok da-
ha iyi bir yerde olacağõ-
nõ söyledi.
CHP’liÇetinSoysal’danKadirTopbaş’õndanõşmanõnaşoksuçlama:
‘Kasada ne kadar para vardı’
İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul Mil-
letvekili Çetin Soysal, İstanbul Büyükşehir Be-
lediye (İBB) Başkanõ Kadir Topbaş’õn imar-
dan sorumlu danõşmanõ ve İDO Yönetim
Kurulu Üyesi Fethi Turgut’un Maltepe’de-
ki evinde geçen yaz aylarõnda meydana gelen
hõrsõzlõkla ilgili emniyete “eksik” beyanda bu-
lunduğunu, hõrsõzlarõ tanõdõğõ iddiasõyla ken-
disine gelen bir kişinin de emniyete ifade ver-
mesini engellediğini öne sürdü. Soysal,“Fet-
hi Turgut, neden 1.5 milyon TL eksik be-
yanda bulundu, açıklasın” dedi.
Çetin Soysal dün partisinin İstanbul İl Mer-
kezi’nde düzenlediği basõn toplantõsõnda, Fet-
hi Turgut’un evindeki hõrsõzlõkla ilgili emni-
yete verdiği ifadesinde, hõrsõzlarõn evdeki
kasalardan birini aldõğõnõ ve kasada “15 bin
TL, 200 bin dolar ve 300-400 gram ağırlı-
ğında altın” olduğunu beyan ettiğini savun-
du. Turgut’un hõrsõzlõğõn meydana geldiği ta-
rihte tatilde olduğunu ve evinde oğullarõndan
birinin bulunduğunu da söyleyen Soysal,
“Fethi Turgut, hırsızlıkla ilgili emniyete
olaydan 10 gün sonra haber vermiştir” de-
di. Soysal, hõrsõzlarõ tanõdõğõnõ iddia eden bir
kişinin kendisine mektup gönderdiğini belir-
terek, söz konusu mektupta çalõnan para ve al-
tõn miktarõnõn beyan edilenden fazla olduğu-
nu ve mektubu gönderen kişinin Fethi Turgut’a
da hõrsõzlarõ tanõdõğõnõ söylemesine karşõn,
“Ben alacaklarımı ahirete bırakıyorum” ya-
nõtõyla karşõlaştõğõnõ söyledi. Soysal, olayla il-
gili özetle şunlarõ söyledi: “Turgut ve ailesinin
tatilde olduğu bir gün eve gelen bir kızın
Turgut’un oğlunu uyuttuğu ve eve gelen hır-
sızlara da kapının bu kız tarafından açıldığı
tarafıma bildirilmiştir. Bilgilere göre evdeki
kasadan ‘950 bin dolar, 280 bin Avro ve 2 ki-
lo civarõnda altõn’ çıkmış. Bu miktarda bir
paranın neden Turgut’un evinde bulunduğu
incelenmelidir. İBB’nin bürokratları ne za-
man bu kadar zenginleşti?”
M E K T U P T A N E Y A Z I Y O R ?
Çetin Soysal’a kimliği gizlenen bir
kişi tarafından gönderilen mek-
tupta ise hırsızlık olayı anlatılarak
özetle şu bilgiler veriliyor:
“Hırsızlar evdeki 3 kasadan en kü-
çüğünü aldılar. Hırsızlardan biri de
belediye personelidir. Olayla ilgili Fet-
hi Turgut’a ulaşmaya çalıştım. İlk za-
manlar görüşemedim. Daha sonra
kendisiyle konuşamazsam emniyete ve
medyaya konuyu anlatacağımı söyle-
diğim bir faks gönderdim. Kendisi be-
ni bizzat aradı. 14 Ocak Çarşamba gü-
nü saat 10.45’te İDO’nun Yenika-
pı’daki binasında kendisiyle görüş-
tüm. Kendisi bana, ‘Biz hırsızlardan
alacağımızı ahirete bıraktık. Senin
için de İBB’de ya da AKP’li belediye-
lerde bir işin olursa yardımcı oluruz’
dedi. Bana 500 TL verip, gönderdi.”
Yargıtay beraat kararını bozdu
Perinçek’in çapraz sorgusu yapıldı
HATİCE TUNCER
HİLAL KÖSE
Tutuklu sanõk İşçi Partisi (İP)
Genel Başkanõ Doğu Perinçek,
“Sabih Kanadoğlu’nun 367 for-
mülünü benimsemedim. Halk
hareketiyle AKP’nin iktidardan
indirilmesini savundum. Öne-
rilerim dikkate alınsaydı Da-
vos’taki Türkiye’yi utandıran
hallere düşülmeyecekti” dedi.
Ergenekon davasõnõn 45. otu-
rumunda tutuklu sanõk Doğu Pe-
rinçek’in çapraz sorgusu dün ta-
mamlandõ. Perinçek, gazeteciler
Nazlı Ilıcak, Hüseyin Gülerce,
Mümtazer Türköne’nin kendi-
si hakkõndaki yazõlarõnõ eleştire-
rek “Şemadaki orgeneral Hü-
seyin Kõvrõkoğlu ve diğer ko-
mutanları açıklayarak ‘sizi ya-
karõm’ diye mesaj verdiğimi ya-
zıyorlar. Bunlar düşmanın psi-
kolojik savaş numaralarıdır.
Kimseye böyle bir mesaj gön-
derecek insan olmadığımı onlar
da bilirler” dedi. Şema açõklan-
dõğõnda bir numaranõn Hüseyin
Kõvrõkoğlu olduğunun görülece-
ğini söyleyen Perinçek, “2001-
2002 yıllarda TSK’nin komuta
kademesinde terfi düzenini boz-
mak, Türkiye’yi erken seçime
sürüklemek, Ecevit hükümeti-
ni tasfiye etmek için tertip uy-
gulandı ve amacına ulaştı. Hil-
mi Özkök Genelkurmay Baş-
kanlığı’na getirildi. Onun için
bu dava 2001’de kapatıldı ve
savcı davayı açmadı. Temmuz
2003’te çuval hadisesi oldu,
2003’ten sonra bu şema, sonraki
tertipler için kullanılmak üze-
re Genelkurmay Başkanı Hilmi
Özkök’e ve diğer kurumlara
gönderildi” dedi.
Tutuklu sanõk emekli Yüzbaşõ
Zekeriya Öztürk, Doğu Perinçek
tarafõndan sürekli olarak Ameri-
kancõ olmakla itham edildiğini,
Sami Demirkıran gibi bir PKK
itirafçõsõ ve Tuncay Güney ile ir-
tibatlandõrõldõğõnõ ifade etti. Öz-
türk, “Tuncay Güney ile hiçbir
irtibatım olmamıştır. Güney’in
ilişkisi Aydınlık dergisidir, İşçi
Partisi’dir. Beni MİT ajanı ol-
makla suçluyor. Öyle bir şey ol-
sa kurum bildirirdi” diye ko-
nuştu.
Öztürk, Perinçek’e JİTEM ku-
rucusu olduğu ve Yeşil tarafõndan
öldürüldüğü iddia edilen emekli
Binbaşõ Cem Ersever’in arşivi-
nin İP’te olup olmadõğõnõ sordu.
Perinçek ise “Cem Ersever, Ay-
dınlık dergisine başvurdu. So-
ner Yalçõn ve Hikmet Çiçek ile
uzun mülakatlar yaptı. Sonra-
dan Soner Yalçın kitap olarak
yayımladı. Arşivini bilmiyo-
rum ama eğer bize vermiş ol-
saydı çok önemli bir konu mut-
laka söylerlerdi” yanõtõnõ verdi.
Tutuklu sanõk Hikmet Çiçek söz
alarak Cem Ersever’in arşivinin,
Abdullah Çatlı’nõn çantasõ gibi
bir hurafe ve yalan olduğunu
söyledi. Perinçek, Muzaffer Te-
kin’in Adnan Akfırat aracõlõğõyla
kendisiyle görüşmek istediğini,
daha sonra kendisini ziyarete gel-
diğini, ancak Tekin’den herhan-
gi bir CD almadõğõnõ söyledi.
Perinçek’in sorgusunun ta-
mamlanmasõnõn ardõndan savun-
ma yapan avukat Ceyhan Mum-
cu, Perinçek’in açõklamalarõndan
sonra söylenecek söz, tartõşõlacak
kanõt kalmadõğõnõ belirtti.Sınav bunaltıcı
olmamalı
700 mermi bulundu
Sultanbeyli’de 6 gözaltı
Üniversite sõnavõ
yap-boza döndü
MAHMUT LICALI
ANKARA - Üniversiteye giriş siste-
minin 2010 yõlõndan itibaren iki aşama
ve 6 sõnavdan oluşmasõ, puan türleri
ve puan hesaplamalarõnõn yeniden be-
lirlenecek olmasõ öğrencilerin akõllarõ-
nõ karõştõrdõ. YÖK üyesi Bülent
Serim, yeni sistemle imam hatip lise-
sini bitirenlere yükseköğretimin tüm
programlarõnda okuyabilme olanağõ-
nõn getirildiğini belirterek düzenleme-
ye karşõ çõktõ.
YÖK’ün önceki gün aldõğõ kararla
birlikte 14 Haziran 2009’da yapõlacak
ÖSS’nin ardõndan üniversiteye giriş
sistemi tamamen değişecek. 2010’da
uygulanmaya başlayacak yeni sistem-
de puan hesaplamalarõ, 4 farklõ puan
türündeki testlerin hesaplamadaki
ağõrlõklarõnõn nasõl olacağõ ve lisans
programlarõna hangi puan türü ya da
puan türlerine göre yerleştirme yapõla-
cağõ konusu henüz netleşmedi. Söz
konusu belirsizlikler öğrencilerin ka-
fasõnõ karõştõrõrken adaylarõn ikinci
aşamadaki 5 farklõ sõnavdan tamamõna
mõ yoksa bir kõsmõna mõ girebileceği
konusu da belli olmadõ.
Şanlıurfa’da kayıp ai-
leleri, “öldürülen bazı
kişilerin BOTAŞ kuyu-
larına atıldığı” iddiaları üzerine araştırma yapılması için Cumhuriyet Savcılığı’na başvur-
du. Adliye binası önünde toplanan aileler adına basın açıklamasını okuyan İnsan Hakları
Derneği (İHD) Şanlıurfa Şube Başkanı avukat Sedat Gözkıran, farklı tarihlerde kendileri-
ne 18 kayıp müracaatı yapıldığını belirtti. Gözkıran, Silopi Cumhuriyet Savcılığı’na iletil-
mek üzere hazırladıkları dilekçeleri Şanlıurfa Cumhuriyet Savcılığı’na verdiklerini ifade et-
ti. Gruba DTP ve KESK Şanlıurfa şubelerinin üyeleri de destek verdi. (Fotoğraf: AA)
Kayõp aileleri savcõlõğa başvurdu
DİSK’in eski genel başkanı Kemal
Türkler 1980 yılında öldürülmüştü.