26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Sıra Sende Cevat Bey - “Kürt sorununu geniş bir bakış açısıyla çözmek lazım.” - “Çokkültürlü yapımızı güçlendirecek adımlar atmalıyız!” - “Standartları yükseltilmiş demokrasi yarat- malıyız.” - “Hukukun üstünlüğüne inanan yönetim lazım.” - “İnsan haklarına saygılı devlet…” - “Türkiye’nin sorunlarını aşmak için kullanaca- ğımız yeni bir bakış açısını 21. yüzyılda yakalamak lazım...” Evet, aynen katılıyorum ve hatta özür diliyorum. Ben bu insanların böyle olduğunu nerden bileyim. Emekli oldular da, konuşmaya başladılar; anladık. Ben bunların simitçi olduklarını sanıyordum. Me- ğer onlar MİT’çi ve jandarma paşasıymışlar. TV’de son dönemde MİT’çi, asker kökenli bu bey ağabeyleri izliyorum. İşte ilan ediyorum: Vallahi de oyum onlara billahi de. Özür dilerim. Ben onların partisini bilemiyorum. Hepsi birer Obama-Mandela. Yeni rüzgârların taze gülleri. Cevat Öneş Abi oyum size. Her akşam bir TV’desiniz. Gerçi vaatlerinizi anlamadım. İdeolo- ji de yok, ama çok güzel konuşuyorsunuz. Oyum sana. Yukarıdaki sözleri bu ağabeylerin ve ablalarımızın konuşmalarından not ettim. Uyanık bir savcı ka- rıştırmasın ha, ben zaten tutukluyum. TRT-2’de Cevat Öneş söyledi. (27.01.2009) Ben yıllardır çok konuşan, hoş konuşan ama maksadını hiç açık etmeyen bir abinin esiriyim. Si- ze kurban olsun. Ben hemen size geçeceğim. Ye- ter ki böle böle anlat abi. Sahi siz eskiden pastacı mıydınız? Hakketen mi MİT’çisiniz? Ağabeylerim ablalarım, siz eskiden MGK’ye de girerdiniz, insanları da izlerdiniz. Hatta onları bu demokratik yürek ve aklınızla ne güzel eğitirdiniz di mi? Ne çok demokrat kazandırmışsındır memleke- te! Biz de Tuncay Güney kırığı yüzünden MİT’çi de- di diye gül yüzlü Ufuk Uras’a kızdık. Bütün MİT’çi- lerden özür dilerim. MİT’çi Cevat Öneş’i dinledim, aydım, ben bu iş- ten caydım. - Hepimiz MİT’iz !!! Hatta Ergenekon soruşturmasının ‘mühendis- mimar’ı MİT’çi Mehmet Eymür abü, Cevat Öneş abü haydi ağabeylerim haydi… Partinizi kurun hay- dü… Her akşam bir TV’ye anlatın, atın babam atın. Basın gaza kim tuttu ki bugüne kadar durdu- nuz, kim tutar bundan sonra sizi? gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 02126727171 MERİÇ VELİDEDEOĞLU 15. yy, özellikle 16. yy Os- manlı İmparatorluğu’nun do- ruğa çıktığı dönemlerdir. Osmanlı padişahlarının “cü- lus” yani “tahta çıkma” tören- leri, bu yüzyıllarda daha bir gör- kemlidir, ayrıca törenlerin ev- rensel boyutu da daha büyü- yüp genişlemiştir. 16. yy’da Kanuni Süley- man’ın tahta çıkışı, 15 milyon km2’lik imparatorlukta yer alan tüm halklarca 40 gün kutlan- mıştı. Osmanlı sultanları, Tanrı’nın yeryüzündeki “gölge”siydi. Do- layısıyla buyruğu altındaki tüm halklar onun “kul”larıydı. Doğal olarak, padişah onların “veli- nimeti”ydi. Osmanlı sınırları dışındaki ülkelere padişahların nasıl bak- tığına gelince, örnek olarak “Kanuni”yi ele alalım. Fransa Kralı I. François, Al- man İmparatoru V. Karl’a (Şarl- ken) yenilince, Fransa Kanu- ni’den yardım ister. Padişah, Alman imparatoruna: “Françe vilayeti kralı kulumuz Françesko’yu tez salıver” diye bir “ferman” gönderir. İsteği yerine getirilmeyince de, savaşır, yener. Artık Şarlken de “Nemçe vila- yetinin ‘kul’ kralı”dır. O yüzyıllardaki imparator- luklar, bilindiği gibi, genelde “din” boyutludur. “Din” em- peryalizmin en sağlam örtü- südür. Yayılmalar, sömürge- liştirmeler, Tanrı’nın impara- torlardan, krallardan isteği doğ- rultusundadır. Dolayısıyla, bu egemenler Papa tarafından kutsanmazlarsa, hükümdar- lıkları geçerli olamazdı. Osmanlı padişahları için böy- le bir durum söz konusu de- ğildi. Bilindiği gibi, onlar aynı zamanda “halife”ydi. Kanuni, İslam dünyasının 75. halifesiydi, başıydı. Günümüze sarkan Britanya İmparatorluğu’nda da durum böyleydi. Bugün II. Elizabet, Anglikan Kilisesi’nin de başıdır. Yüzyıllar boyunca impara- torlukların, krallıkların kuruluş dayanakları (din) pek değiş- mese de, emperyalizmin ne- deni olarak kullandıkları “araç”lar “söylem”ler değişti kuşkusuz. Şöyle bir bakarsak, 18, 19, 20. yy’larda da süregelenlerin dışında yeni imparatorlukların da filizlendiği görülür. Bunlar arasında, geçen yüz- yıl iyice beliren ve 21. yy’a ta- şınan “çağdaş” imparatorluk, “Amerikan İmparatorluğu”dur, denebilir. Bu, 20 Ocak günü tahtına oturma töreninde Barack Obama tarafından, tüm dün- yaya anımsatılıp, vurgulandı. Obama konuşmasında, “ku- ruluş” ilkelerimizi yeniden par- latacağız, dedi. Yani “Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi”nde yer alan “ilke”leri. Neydi bunlar? İnsanları yaratan, onlara “vazgeçilmez” haklar, “insan hakları”nı vermiştir. Başta “ya- şam” hakkı olmak üzere “eşit- lik, özgürlük, refahını aramak.” Bu “insan hakları”nı tüm “dünya”ya yayma, “örnek” ol- ma, koruyup “savunma” da, Amerikan halkına verilmiş kut- sal bir “görev”dir. Yeryüzü- nün neresinde bu haklara sal- dırı varsa, ABD bunu “kendine” saldırılmış gibi algılayacak, he- men orada bitiverecektir... Bush’un biraz “yıprattığı” bu durumu, şimdi Obama, “yeni bir doğuş” olarak dün- yaya sunmaktadır. İlkin Batı’ya kızan dünya li- derlerini parmak sallayarak, “Görevinizi tam yapın!” diye uyarır. Ötekiler, Sarkozy’ler, Mer- kel’ler, Berlusconi’ler, zaten ABD’nin yine “önder” olma- sından memnundurlar. Obama ABD’nin “yoksulların tarlalarını süreceğini, karınları- nı doyuracağını, temiz su sağ- layacağını, ve onlara demok- rasi, özgürlük” getireceğini söyleyince, dünya çılgına dö- ner. Açlar, susuzlar, demokrasi ve özgürlük isteyenler, Oba- ma’nın “kul”u olmaya adaya- caklardır kendilerini artık... Ama, hiçbir ülke, hiçbir top- luluk bizimkini aşacak “se- vinç” gösterisi sunamaz. Çünkü biz, Obama’nın seçi- mi kazandığı 4 Kasım günü başladık kutlamalara. Öyle ki.. Van’ın bir köycüğündeki yok- sul bir köylü, 15 koyununu “kurban” ediverdi Obama’ya. Biz o günden bu yana kutlu- yoruz Obama’mızı... “Kul”luk bizim DNA’larımıza mı yerleşti acaba? Ama “balı- ğın baştan koktuğunu” da unutmayalım. Başbakan Erdoğan’ın, tari- katçı terörist ‘Hikmetyar’ın ayakları dibinde kıvrılıp oturu- şu, tam bir “kulluk” içgüdüsü- nün görüntüsü değil miydi? Düşünelim... ‘Yeniden Doğuş’muş... m.velidedeoglu@hotmail.com KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com30 Ocak OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com 30 OCAK 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 Yeni Ankara türküsü: Kemal İstanbul’u mesken mi tuttun, daldın yolsuzluklara bizi unuttun! Yol Çetin Koçak: “RTE merak etmesin; Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’da yolunu bulan AKP’lilerin talanlarını belgeleyecektir!” Fermuar Avni Kurtuldu: “RTE, belediye seçimlerinde her üç adaydan biri kadın olacak şekilde fermuar modeli önermiş. Bunların fermuarı bile bozuk!” Felsefe Necati Cebe: “İşbirlikçinin yaşam felsefesi: Para söz konusu ise gerisi ayrıntıdır!” YağmurDeniz ‘Gül Baba’nın küçük tornacı dükkânı İSLAMCI AKP’nin Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı Müslüman Türk Abdullah Gül’ün babasının ekmeğini torna tezgâhından çıkaran, kendi halinde Kayserili küçük bir esnaf olduğunu biliyorduk ya, geçen hafta yolu Kayseri’ye düşen Türker Ercan “mütevazı tornacı”yı sormuş: “Sizinle dalga geçmişler. Bir kere o yaşta bir insanın torna tezgâhının başına geçip çalışması mümkün değildi. İkincisi söylendiği gibi küçük bir tornacı dükkânı yok. Bir yıl içinde öylesine dev bir şirket oldu ki, dünyada böyle büyüme görülmemiştir. Reklam dünyasının demir direk, pano, organizasyon, dekorasyon, çelik konstrüksiyon ne kadar işi varsa neredeyse hepsini yapıyor. Türkiye’nin birçok yerindeki tornacılar, özellikle Bursa’dakiler bile işlerini artık Kayseri’de ‘Gül Baba’nın şirketine yaptırıyor. ‘Gül Baba’nın müşteri beklemek gibi bir derdi bulunmuyor. Çünkü müşteriler, ‘Gül Baba’nın kapısında sıraya girip bekliyor. Müşterilerin çoğu ya AKP’li belediyeler ya da belediyelere hizmet veren AKP’lilerin şirketleri.” Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” 16 yıl sonra Uğur Mumcu suikastında “şok gelişmeler” yaşandığı haberi medyadan kamuoyuna yayılınca Ankara’daki dostumuz Mustafa Yıldırım söz istedi: “Uğur Mumcu’nun yanı sıra Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı’yı da öldürenler, Mayıs 2000’de yakalandılar. Onlar ayrıca, Mısır, İsrail, Suudi Arabistan’ın Türkiye’deki elçilik görevlilerini ve Türkiye’de mülteci İranlıları da öldürmüşlerdi. Yargılandılar, mahkûm oldular. Karar şu anda ‘usulen’ Yargıtay’da. Uğur Mumcu’nun aracına bomba koyanlardan Oğuz Demir firarda! Örgütün Türkiye Cumhuriyeti uyruklu İran istasyon şefleri de firarda. Yakalananlar yalnızca birer tetikçi değil; onlar, ‘Kudüs Ordusu’nun Türkiye koluydu. Kudüs Ordusu, İran’da Humeyni tarafından kurulmuştu. Amaç, İslam ülkelerinde devrim yapmaktı. Örgütlenme merkezi olarak dernekler ve vakıflar kurdular. Süreli yayınlar çıkardılar. Yayınlar ve ikili ilişkiler yoluyla içerde yatmakta olan eski ‘ülkücü’ mahkûmlardan vurucu devşirdiler. Açıkta düzenledikleri eğitim konferanslarına İran’dan Hocat-ül-İslam’lar geldi. Hatta Humeyni’nin kızı da ‘Kadınlar Günü’ için gelmişti. Türban eylemleri düzenlediler, İranlı istihbaratçılar Türkiye’ye geldiler, eğittikleri elemanlara gerekli silahları ve parayı verdiler; cinayetler işlendi! Onlara göre Allah’ın emri yerine getirildi! Kudüs Ordusu örgütünü yönetenler, mahkeme dosyalarına 2000 yılında geçti. ‘Tetikçiler biliniyor, ama arkasındakiler açığa çıkmadı’ propagandası yanıltıcıdır. Yanıltıcıdır; çünkü bilerek ya da bilmeyerek örgütün İran ilişkileri sisler altına itilmektedir. İran’la Türkiye arasında eleman trafiğini yöneten, Tahran’da yaşayan, İran’ın dış propaganda radyosunda çalışan ve Vakit gazetesinde yazıları yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti uyrukluların adları, 2000 yılında mahkeme dosyasında açığa çıktı ama bu kişilerin en azından ifadelerine başvurmak için bir girişimde bulunulmadı! Savcılık, yargılanma döneminde bulunamayanlar için dosyanın kapanmaması amacıyla mahkemeye başvurunca ‘16 yıl sonra şok gelişme’ yaşanıyor! Oysa dosya eskidir ve yeni bir gelişme şey yoktur. Bu, İranlı elemanların adlarının hâlâ saptanmamış olmasından da bellidir.” Kudüs Ordusu SESSİZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku@yahoo.com Nazar etme ne olur, AKP’den başkan seçil senin de olur! BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Suudi Ara- bistan’da din polislerine veri- len ad. 2/ Arap abecesinde bir harf... Mõsõr bit- kisi ve tanesi. 3/ Önder... Hz. Muhammed’in söz ve davra- nõşlarõnõn genel kural niteliğin- de yorumu. 4/ Koroner damarlarõ genişletici ilaç. 5/ Alan ölçüsü birimi hektarõn kõsa yazõlõşõ... Hiç doğur- mamõş hayvan. 6/ Va- zife... Bir gösterme sõ- fatõ. 7/ Fide yetiştir- mek için ayrõlmõş top- rak bölümü... Duman lekesi. 8/ Övme... Üs- tün bir yetkinin gücünü simgeleyen değnek. 9/ Yoz beğeni, zevksizlik... İş ve hizmet buyruğu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Şeyhülislamlõk makamõ. 2/ İslam bilginlerine verilen ad... Hatay ilinde bir õrmak. 3/ Ateşli ve tehlikeli bir bağõrsak hastalõğõ... İki üç yaşõnda- ki erkek koyun. 4/ Bağõşlama... Arõnõn kovan- daki yarõklarõ kapatmak için salgõladõğõ siyah ve koyu sõvõ. 5/ Kumaş ya da kâğõt üzerindeki dal- galõ çizgiler... Bir zaman birimi. 6/ Kadõn ha- pishanesi. 7/ Yakõn dost, arkadaş... Çölden esen rüzgâr. 8/ Marangozlukta tahta üzerine boydan boya açõlan kanal... Kenar süsü. 9/ “Türkçem benim --- bayrağõm” (F. H. Dağlarca)... “Özbek güreşi” de denilen ve judo ile güreşin karõşõmõ olan spor dalõ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 A L T I N B A Ş L A O S A K U T M S I N D I A A H U A Y T A R D A N A A M M E E V M E A F T R A Y İ H A O E R E K G Ü R E İ N P A Ç A L 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 NAZİLLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN DÜZETME İLANIDIR 2005/1519 ESAS 2008/8 SATIŞ Nazilli Yeni Mahalle’de kain tapunun 587 ada 145 parselde kayõtlõ 375.82 m2’lik (Mumammen bedeli 40.977.00 Tl.) olan ARSA’nõn seh- ven 1.Satõş günü 18.04.2009 gününe bõrakõlmõş 18.04.2009 günü cu- martesi gününe geldiğinden bu kerre tavzihen gayrimenkulün l. Satõş gününün 15.05.2009 2. Satõş gününün 25.05.2009 olarak düzeltilmiş olup gayrimenkulün satõşõ aynõ saatlerde ve aynõ yerde satõşa çõkartõla- caktõr. İlgililere ilanen tebliğ olunur. 22.01.2009 (Basõn: 4845)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear