24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 21 OCAK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA YasaktırGülümYasak... Öyküleri hep aynıdır... Sonu ölümle biter... Harran Ovası’nda iki yıl önce konuştuğum 18 yaşındaki kızın söylediklerini anımsarım: “Biz aşkımızı yüreğimizin en derin köşesine sak- larız ve kimseye söylemeyiz...” Hiç kimseye söylenmez... Kardeşe, arkadaşa, an- neye, babaya, ağabeye. Çünkü kadına aşk yasaktır! Hülya ve Esra 19, Goncagül 22, Dilek 18 yaşın- daydı... Âşık oldular ve öldürüldüler. Harran’da o yeşil gözlü, sarı saçlı kıza sormuştum: “Aşkınızı neden yüreğinizin en derin köşesin- de saklarsınız?” Yanıtı iki sözcük olmuştu: “Yaşatmazlar, öldürürler!” Nasıl bir tutkudur o, nasıl bir istek, nasıl ya- şam? Bir ip gibi gerili bir yaşam; çivit rengi göğün al- tında kurt ulumasını andıran bir çığlığa, tanrıçala- rın ıslık çalmasına benzer o öyküler. Rober Desnos’un düşlerini bilmezler... Yaşamın güneş saatinde o şarkıyı dinlemezler: “Ayakta uyuyorum, yaşamın ve aşkın tüm görü- nümleriyle...” Umudun içinden sıyrılan bir ışık ırmağı... Dalgalı bir deniz... Aşkın insanın yüreğini tarifsiz acılarla do- natması. Sevmek ve sevilmek. Umutlarını yitirirler... Kuracakları bir hayat... Aş- kın var olan gücü... Benim anlattığım “Necla”nın öyküsü başkadır... Ayşe’nin, Nergis’in, Nurten’in ölüm yüzyılı başka- dır... Sonuç ise aynıdır: Kadına aşk yasak! Bir çocuk şarkısı yükselir bir kış sabahında. Yankısı kapanık bir ses gibidir. Öte çağlardan ge- len martıların yakınışını anımsatır. Mercan sabahların parmaklarında ölüm anı artık yaklaşmaktadır... Dilek ve Alper’in öyküsünü Adana’da okudum. Çukurova ilkyazı yaşıyordu... Malatya İnönü Üniversitesi öğrencisiydi Dilek ve Alper. Dilek Sünni, Alper Aleviydi. Evlenmek istediler, evlendiler. Alper, annesini ve teyzesini yanına alarak Dilek’in evine gitti. Nikâh kıyılmış düğün yapılmamıştı. Dilek’in babası, “Kızım düğün yapılana kadar bi- zimle kalsın” dedi. Düğün tarihi belirlenirken Dilek’in amcası, halası, erkek kardeşi eve geldiler. Dilek’in 17 yaşındaki lise öğrencisi erkek kar- deşi, eniştesi Alper’i görünce silahını çekti ve kur- şun yağdırdı. Mutfakta kahve pişiren Dilek, silah sesleri üze- rine salona geldi. Kardeşi bu kez namluyu Dilek’e yöneltti... Dilek ve Alper yaşamını yitirdi... Dilek’in kardeşi A.A. silahı amcası Soner A.’dan aldığını söyledi. Amcası da “Evet ben verdim” de- di. Dilek’in babası Şahin A. polisteki ifadesinde şöy- le dedi: “Bu bir mezhep çatışması değildir. Oğlum Kurt- lar Vadisi’ni izler. O diziden etkilenmiş olabilir.” Alın size bir Türkiye fotoğrafı... 18 yaşında üniversite öğrencisi Dilek ve âşık olup nikâhlandığı eşi Alper... Öyküler hep birbirine benzer! Hülya, Goncagül, Dilek, Esra... 19 yaşındaki Esra’yı da kardeşi öldürdü silahla... Telefonla konuştuğu için... 17 yaşındaki A, “Sen bir erkekle konuşuyorsun” dedi ve silahının tetiğini çekti... Ailesiyle birlikte Batman’dan İstanbul’a göç eden Hülya Taş’ı da ağabeyi Okan Taş öldürmüş “Piş- manlık duymuyorum” diye ifade vermişti... Gazetelerin haber sayfalarında kalır, unutulur gi- der genç kızların öyküsü... 16 yaşında evlendirilip 17’sinde anne olan Goca- gül 22 yaşında âşık olunca, sokak ortasında ağa- beyi tarafından infaz edilmiştir. Kadına aşk yasaktır Türkiye’de... Ne zaman bu tür haberler okusam, aklıma Har- ran’daki o yeşil gözlü, sarı saçlı kız gelir: “Biz aşkımızı yüreğimizin en derin köşesine gizleriz...” Gece inmeden, yıldızlar uyanmadan bir çocuk şarkısı duyarım ben... Göğün son oyununda kıyı- ya düşen gölgelerin çoğalmasını seyrederim... Toprağı anımsatan yalnızlığın sesinde... Karanlı- ğın uğultusunda denizin sesini dinlerim... Kucağında çiçek atlasıyla ölen kadınlar ve kız- lar... Aşkın insanı hüzünlendiren yüzü... Onlara aşk yasak, onlara yaşam yasak, onlara her şey yasak! Bazı sözcükleri sevmek de yasaktır tıpkı aşk sözcüğü gibi! Yıldızların sevişmesi, kuşların gagalarıyla öpüş- mesi! Yasaktır gülüm yasak! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ANAVATAN’ı ziyaret edecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Anavatan Partisi genel başkanlarõ Mesut Yõlmaz ve Nesrin Nas, bugün partinin yeni Genel Başkanõ Salih Uzun’u ziyaret edecek. Anavatan Partisi’nden yapõlan yazõlõ açõklamada, Rize Bağõmsõz Milletvekili Yõlmaz ile Nas’õn, bugün Uzun’a parti genel merkezinde nezaket ziyaretinde bulunacaklarõ bildirildi. Fulya Ersöz hastanede İstanbul Haber Servisi- Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda İstanbul’da tutuklandõktan sonra kalp rahatsõzlõğõ geçirmesi üzerine Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Araştõrma ve Eğitim Hastanesi’nde anjiyo yapõlan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün kõzõ Fulya Ersöz’ün intihar girişiminde bulunduğu ileri sürüldü. Habertürk sitesinde yer alan habere göre, Fulya Ersöz hastaneye kaldõrõlarak midesi yõkandõ. Hayati tehlikesinin bulunmadõğõ bildirilen Fulya Ersöz önceki gün hastanede babasõnõ ziyaret etmişti. Hasanoğlan’da 70 mermi bulundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başkentin Elmadağ ilçesine bağlõ Hasanoğlan beldesinde, yol kenarõna atõlmõş değişik kalibrelerde tabanca mermisi bulundu. Elmadağ Kaymakamõ Ejder Sarõçiçek’in verdiği bilgiye göre, önceki gün akşam saatlerinde Hasanoğlan Köprüsü’nün Elmadağ yönüne 500 metre ilerisindeki Lalabel Mahallesi’nde, yol kenarõnda mermiler olduğu ihbarõnõ alan Jandarma ekipleri değişik kalibrelerde yaklaşõk 70 mermi buldu. Mermilerin MKE yapõmõ olduğu belirlendi. ‘Silahlar halının altındaki pislikler’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Partisinin grup toplantõsõnda konuşan DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, Ergenekon davasõnõn son operasyonlarla yeni bir aşamaya girdiğine dikkat çekerek, sürecin son derece karmaşõk bir hal aldõğõnõ ve nerede başlayõp nerede biteceğinin kestirilemediğine dikkat çekti. Türk, yerin altõndan çõkan silahlarõn “devletin örtülü yüzü, halõnõn altõna süpürülen pislikler” olduğunu ifade etti. Gösteriye katılmama cezası DİYARBAKIR (AA) - Batman’da, 2 teröristin cenaze töreninde, terör örgütü lehine slogan attõklarõ gerekçesiyle yargõlanan 4 sanõğa, 10’ar ay hapis cezasõnõn yanõ sõra 1 yõl boyunca gösteri ve mitinglere katõlmama cezasõ verildi. Diyarbakõr 5. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada dosyayõ inceleyen mahkeme heyeti, sanõklara 1 yõl boyunca kahvehanelere, oyun salonlarõna, bar ve birahanelere de gitmeme cezasõ verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Ergenekon so- ruşturmasõyla ilgili son geliş- meleri değerlendirirken “Silah işi ayrı, Ergenekon işi ayrı. Kendine güveniyorsan o si- lahlarda kimin parmak izi var onu ortaya çıkar” dedi. Baykal, grup toplantõsõnda “malum dava” diyerek Erge- nekon soruşturmasõyla ilgili değerlendirmeler yaparken, ar- tõk saygõn hukukçularõn da se- sini yükseltmeye başladõğõna dikkat çekti. Ülkedeki 74 ba- ronun ayağa kalktõğõnõn altõnõ çizen Baykal, “Bu kadar baro ayağa kalkıyorsa, kulak ver- me mecburiyeti vardır. Bu in- sanlar 1.5 yıldır sustular, bek- lediler. Hangi davayla ilgili olarak 74 baro, ‘Bir dakika...’ deme gereğini duydu. Sami Selçuk, böyle iddianame gör- mediğini söylüyor. Rõza Tür- men yanlışlıkları anlatıyor. ‘Burada hukuk ihlal ediliyor, bazõ usulsüzlükler oluyor ama önemli olan büyük iş, o kadar da hukuksuzluk oluversin’ di- yor demokrat aydınlarımız- dan bazıları. Bu usulsuzlük- lerin olayın esasını nasıl be- lirlediğini göremiyorlar. Tür- kiye böyle bir yargılamayı vicdanına sığdıramaz” dedi. ‘Siyasi hedef var’ Baykal, ortaya çõkan silah- larla ilgili olarak şunlarõ söyle- di: “Silah işi ayrı, Ergene- kon işi ayrı. Ergenekon işi, si- yasal hedefi olan, Başba- kan’ın Cumhurbaşkanı’nın kafasında şekillenmiş bir it- hamın icabı olarak yürü- mektedir. Susurluk uzantı- ları ve daha önceki faili meç- hul olaylar çok önemlidir. Getirin devlet içindeki çeteleri ayıklayalım, teşhir edelim, hesap sorulsun. O silahlardan yola çıkarak sanıkları yaka- layın. Magazin dünyasının ünlüleri, gazeteciler, profe- sörlerin gözaltına alınmasını o silahlara bağlamaya çalışı- yorsun. Kendine güveniyor- san, o silahlarda kimin par- mak izi var onu ortaya çıkar. Bu silahlarla ilgili gerçekler derhal, bu davanın ağır aksak temposuna teslim edilmeden ortaya çıkarılmalıdır. Der- hal TBMM bu konuya el koy- malıdır.” Baykal, iktidarõn konuya “psikolojik savaş anlayışıyla yaklaştığını, bu savaşta TRT’nin de tetikçi olarak devreye sokulduğunu” söyle- di. “Ne idüğü belirsiz bir ki- şinin eksik olduğu söylenen if- şaatının sızdırılan kasette de bulunmadığına” dikkat çeken Baykal, “2001’de mi, 2005’te mi çekildi, tartışmalı. İşken- ce altında alındı, diyor. Ma- şallah öyle bir görüntü yok, karşısındakilere ders veren, ukala bir tavır içinde anlatı- yor. TRT, bu şahısla saatler- ce bağlantı kurdu. Ciddiye alıp o sözlerine cevap ver- mem. Ama beni üzen, devle- tin saygın kurumlarını bu adamı ciddiye alıp karşısında ağzı açık bir vaziyette gör- mektir. Buna yargı da, TRT de dahildir” dedi. Gül’ün çağrısına tepki Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün yasama, yürütme, yar- gõ organlarõnõn başkanlarõnõ Çankaya’ya çağõrmasõyla ilgi- li olarak da Baykal, “Türkiye çığrından çıkmıştır. Bizim hukuk sistemimizde ‘yargõ or- ganõnõn başõ’ diye bir şey yok, hiyerarşi yok. Ne oluyor? Ko- ca Türkiye 6.5 yıllık iktida- rında ne hale getirildi. Bu gi- dişe derhal dur denmelidir. Yargı, Türkiye’ye bu man- zarının yakışmadığını değer- lendirmelidir. Bu dava kamu vicdanına güven verecek an- layışla yürütülmelidir” açõk- lamasõnõ yaptõ. Baykal, “yaz-boz tahtasına dönüştürülen” sağlõk politi- kalarõnõ eleştirdi. Özel sağlõk ku- ruluşlarõnõn büyük monopol- lere teslim edilmek istendiğini kaydeden Baykal, “Sağlık ku- rumları derecelendirilecek- miş. 2. sınıf sağlık kuruluşu ne demek? 2. sınıf vatandaş mı var ki, 2. sınıf sağlık kurulu- şu oluyor. Lokanta sınıflan- dırır gibi sağlık hizmetlerini sınıflandıramazsınız” dedi. İsrail’in Gazze’de orantõsõz güç kullandõğõnõ, bu saldõrõlara göz yumulmasõnõn ayõp ol- duğunu kaydeden Baykal, “Biz İsrail-Filistin çatışma- sında Filistin’in yanında yer almıyoruz, Filistin için- deki bir örgütün yanında yer aldık. Hamas ile FKÖ arasındaki çatışmada Ha- mas’ın temsilcisi haline gelmişiz. Bu bizim işimiz değildir” uyarõsõnda bulundu. Baykal, “Kendimizi Or- tadoğu bataklığında Ha- mas’ın yanında buluver- dik” sözleriyle de iktidarõ hedef aldõ. Ergenekon soruşturmasõnõn siyasal hedefi olan, Başbakan’õn Cumhurbaşkanõ’nõn kafasõnda şekillenmiş bir ithamõn icabõ olarak yürütüldüğünü belirten Baykal, ‘‘Magazin dünyasõnõn ünlüleri, gazeteciler, profesörlerin gözaltõna alõnmasõnõ o silahlara bağlamaya çalõşõyorsun. Kendine güveniyorsan, o silahlarda kimin parmak izi var, onu ortaya çõkar” dedi. Ergenekon soruşturmasõna TBMM’nin el koymasõnõ isteyen Baykal, TRT’yi de psikolojik savaşõn tetikçisi olmakla suçladõ. Brüksel’de Hamas’õn temsilciliğine soyunmasõna emekli büyükelçiler tepki gösterdi ‘Başbakan ilişkileri aşõndõrõyor’ MAHMUT GÜRER ANKARA - Emekli büyükelçiler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Brüksel’deki açõklamalarõnõ, “diplo- masi dilinden uzak sözler” olarak de- ğerlendirdi. CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen, Erdoğan’õn açõklamalarõnõn AB’de çok büyük tepki topladõğõna dik- kat çekti. Öymen, “Bir yandan FKÖ ile Hamas arasında uzlaşı sağlayacağım diyeceksiniz, bir yandan da Hamas’ın sözcülüğünü yapacaksınız. Yani ra- dikal dinci ülkeler safında yer ala- caksınız. Bunlar söylenecek şeyler değil” dedi. Öymen, Erdoğan’õn öfke- sine hâkim olamadõğõnõ da dile getirir- ken “Başbakan başkalarının kariz- masını çizeceğim derken kendininki- ni çizdi, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası konumunu da zedeledi” değerlendirmesini yaptõ. Erdoğan’õn Türkiye-AB Doğalgaz Boru Hattõ konusunda yaptõğõ açõkla- malarla ilgili söylemini de eleştiren Öy- men, bunlarõn düzgün ifade edilmesi gereken önemli konular olduğunu vur- guladõ. Emekli büyükelçilerin Erdoğan’õn açõklamalarõna ilişkin değerlendirmele- ri de şöyle: Nüzhet Kandemir: Başbakan’õn söy- lemleri, Hamas yanlõsõ olduğunu açõk- ça ortaya koyuyor. Ben bu nedenle ar- tõk Hamas ile FKÖ arasõnda bir arabu- luculuğu olasõ görmüyorum. AB’ye yö- nelik söylemlerinde ise Başbakan, AB endeksli bir politikadan vazgeçebilece- ği ve birlik ile çatõşma ortamõ yarat- maktan çekinmeyeceği mesajõnõ veriyor. Faruk Loğoğlu: Erdoğan’õn Brük- sel’de özellikle Mahmut Abbas ile il- gili açõklamalarõ çok önemli. Herhan- gi bir konuda arabuluculuk yapabilmek, arabuluculuğu bõrakõn bir kolaylaştõrõ- cõ rol oynayabilmek için bile, mesele- ye taraf olanlara eşit mesafede durul- malõ. Başbakan’õn Brüksel’de ortaya koyduğu açõklamalara bakõldõğõnda daha çok Hamas’õn tarafõnda olduğu- nu açõkça anlõyoruz. Bundan sonra arabuluculuk ya da kolaylaştõrõcõlõk yapõlmasõnõn zor olduğunu düşünüyo- rum. Başbakan Brüksel’de NABUCCO konusunda ilk önce, enerji faslõ altõn- daki fasõllarda AB’nin tutumu değiş- mezse, Türkiye’nin projeye aykõrõ ba- kacağõnõ söyledi. Ama bunu öğleden sonra düzeltti. Umarõz düzeltmiştir çünkü Türkiye’nin NABUCCO’ya en az AB kadar ihtiyacõ var. Mastakis ile ilgili üslup konusuna gelince, ben bir Türk başbakanõnõn soğukkanlõlõğõnõ korumasõ gerektiğini düşünüyorum. İnal Batu: Artõk, Başbakan’õn bir ko- nuşma yaptõğõ zaman, gaf yapmamasõ haber olmalõ sanõyorum. Dõş politika gaf kaldõrmayacak bir konu ama biz Erdo- ğan’õ hayret, dehşet ve üzüntü içerisin- de izliyoruz. Rastgele konuşuyor. Ör- neğin Abbas, Filistin’in devlet başkanõ, onun hakkõndaki dedikodularõ Brüksel gibi bir yerde açõklamak devlet adamlõ- ğõ ile bağdaşmõyor. Ama bu Hamas ile ilgili yaptõğõ ilk gaf değil. Daha önce de BM’de Hamas’õn sözcülüğünü yapabi- leceğini söylemişti. NABUCCO konu- sunda yaptõğõ gaf ise tam bir felaket. NA- BUCCO Türkiye’nin itibarõ için umut õşõğõ. Gelişigüzel laflarla değerlendiril- memesi gereken bir konu. Mastakis’e verdiği yanõtõndaki üslup konusu ise ye- ni değil. Bu hep yaptõğõ bir şey.  İnal Batu: Filistin Devlet Başkanõ Abbas hakkõndaki dedikodularõ Brüksel gibi bir yerde açõklamak devlet adamlõğõ ile bağdaşmõyor.  Nüzhet Kandemir: Erdoğan Hamas yanlõsõ olduğunu açõkça ortaya koyuyor. MHP lideri Bahçeli grup toplantısında partiye yeni katılanlara rozetlerini taktı. (Fotoğraf: AA) Bahçeli: Erdoğan, müflis siyasetçi kurnazlığı yapıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP lideri Devlet Bahçeli, AKP hükümetinin İsrail-Filistin sorunu konusunda “ikiyüzlü” po- litika izlediğini ve Türkiye’yi “omurgasız, güvenilmez ülke” konumuna düşürdüğünü belirtti. Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantõsõnda İsrail’in Gazze’ye yönelik saldõrõsõ konusunda hükü- metin izlediği politikayõ eleştirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn İs- rail Başbakanõ Olmert’le yaptõğõ görüşmeyle El Cezire televizyo- nuna yaptõğõ açõklamada; “ara- buluculuk teklifi yaptığı”, Ol- mert’in de “Arkadaşlarla konu- şarak yarın size döneriz” yanõtõ verdiğine işaret eden Bahçeli, bu gerçeklerin Erdoğan’õn Gazze sal- dõrõsõndan daha önceden haber- dar olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Yaşanan bütün gelişme- lerin “iflasa sürüklenen” AKP’nin yeni bir hezimetini daha ortaya çõ- kardõğõnõ ve balonlarõn birer birer patladõğõnõ kaydeden Bahçeli, Baş- bakan’õn İsrail’e yaptõrõmlardan kaçõnõrken, medya üzerinden eleş- tirmesinin ise “Tam bir müflis si- yasetçi kurnazlığı” olduğunu söy- ledi. Bahçeli, Erdoğan’õn İsrail’le ilişkilerin kesilmesi konusunda muhalefete yönelttiği “bekâra ka- rı boşamak” sözlerine ise “Me- seleye bekârlık ve boşanma ara- sında kurulmaya çalışılan ilkel ve argo anlayışla yaklaşmıyoruz. Biz kimseye İsraille ilişkileri şu aşamada kes de demiyoruz. An- cak Mehmetçiğin başına çuval geçirildiğinde gösterilen ‘Nota dediğin müzik notasõ değildir’ piş- kinliğinin burada da sergilen- mesini istemiyoruz” diyerek tep- ki gösterdi. Bahçeli, AKP’nin yü- rüttüğü politikanõn Türkiye’yi iç- te ve dõşta “omurgasız, çaresiz, il- kesiz ve güvenilmez bir ülke” du- rumuna düşürdüğünü dile getirdi. Baykal, ‘Silah işi ayrõ, Ergenekon işi ayrõ’ dedi, bulunan silahlarõn üzerine gidilmesini istedi ‘TBMM el koymalõ’ BAŞBAKAN ERDOĞAN: ‘Savcıyabaskıyı kabuletmiyorum’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon savcõlarõ- na desteğini yineleyerek, “Savcıya yönelik baskıları da kabul etmiyorum. Ve hukuka en çok saygı duyması gereken hukukçuların saygıyı göstermemesini de kınıyorum” dedi. Brüksel’den dönen Erdoğan, Esenboğa Ha- vaalanõ’nda ziyaretine ilişkin değerlendirmeler- de bulundu. Erdoğan, emekli Albay Abdülke- rim Kırca’nõn bazõ medya kuruluşlarõnõn yar- gõsõz infazõ sonucu intihar ettiği iddialarõ anõm- satõlarak, bunun önüne geçilebilmesi için yasal düzenleme yapõlõp yapõlmayacağõnõn sorulmasõ üzerine, tüm kurumlarõ “yargısız infaz” konu- sunda uyararak, “Yargı süreci bitmeden kimseyi suçlu ilan etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Fakat ülkemizde maalesef yargısız infaz yapmaya alışmış bazı kurum ve kuruluşlar olduğu gibi bazı şahıslar, hat- ta köşe yazarları da var. Medya grupları da bu tür şeyi yapıyorlar. Bunu hiçbir kuru- mun yapmaması gerekir. Şu anda hukuk kuralları içerisinde devam etmekte olan so- ruşturma ve bu soruşturmayı yürütmekte olan savcı üzerindeki tasarrufları da kabul etmiyorum. Savcıya yönelik baskıları da ka- bul etmiyorum. Ve hukuka en çok saygı duyması gereken hukukçuların saygıyı gös- termemesini de kınıyorum” dedi. ‘Obama kimsesizlerin kimi olmalı’ Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin “Obama ile temasınız oldu mu? Öncelikli beklentiniz nedir?”yönündeki sorusuna “Ben sayın Oba- ma’dan ne bekliyorsunuz diyorsanız. Ben ‘kimsesizlerin kimi, sessiz yığınların sesi ol- masını’ bekliyorum” dedi. Erdoğan, bir gaze- tecinin “Yani sizin gibi olmasını istiyorsu- nuz” demesi üzerine gülerek teşekür etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear