28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AKP’nin yerel seçimler öncesi Diyarbakır Valiliği’ne bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) aracılığıyla dar gelirli ailelere dağıttığı 200 TL’lik yardım izdiham yarattı. SYDV’nin birkaç ay önce “Aile İnceleme Formu” projesi çerçevesinde belirlediği yurttaşlara yardımlar dağıtıl- maya başlandı. Yardımı PTT şubelerinden alabileceklerini öğrenen yurttaşlar sabahın erken saatlerinden itibaren şubeler önünde uzun kuyruklar oluşturdu. PTT Şubesi önünde kalaba- lık nedeniyle izdiham yaşanırken kuyruklarda fenalaşan bazı yurttaşlar hastaneye kaldırıldı. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada nelik herhangi bir önyargımız yok. Ancak gelişme- ler sık sık “Arap” sözcüğünün başına kocaman bir “H” harfi yerleştirmemize neden oluyor. Yine böyle bir durumla karşı karşıyayız... Geçen hafta Arap ül- keleri dışişleri bakanları toplandı ve şu karara vardı: Gazze olayı, bizim dışımızdaki işlere girmektedir! Arap ligi bir kez daha küme düştü ve İsrail’in bom- balamalarını kınayan ortak bildiri dahi çıkarılamadı. Arap ligi diplomaside küme düştü ama, futboldaki formunu koruyor. 5 bine yakın binanın yıkıldığı Gaz- ze’nin yeniden imarı için 300 milyon Avro gerekiyor. Herkes bu paranın nereden bulunacağını kara kara düşünedursun; Abu Dabi Şeyhi El Nahyan, futbol- cu Kaka’ya 150 milyon Avro öneriyor. Anlaşılan Abu Dabi Şeyhi, Kaka’yı almak için ne gerekiyorsa verecek, “a bu da bi” şey mi diyecek! Gazze’de ateşkesin ilanı sürecini fiili olarak İsrail yönetti. Zamanlama da dikkate alındığında İsrail’in şu stratejiyi izlediği anlaşılıyor: 1- Saldırıyı ABD başkan değiştirme heyecanın- dayken, AB Noel uykusundayken başlattım. Obama göreve başlarken, ateşi kesen, bir anlamda barış is- teyen taraf ben olayım. 2- Kimse bana ateşi keseceksin diyemez. AB, ABD bile... Türkiye hiç diyemez. Kuralları ben koyarım. On- ların belirleyeceği koşullarda değil, benim koyaca- ğım koşullarda ateş kesilir. İsrail bu adımları atarken seçtiği ülkeleri de ayrı- ca yanına alıyor. Hafta sonunda Mısır’daki toplantı- dan sonra İsrail Başbakanı Olmert, AB üyesi 6 ül- kenin liderlerini ülkesinde akşam yemeğine çağırdı. Geleneksel olarak İsrail’in bu tür davetlerinde Tür- kiye de olurdu. Ateşkesten sonra bile Erdoğan’ın de- meçkes ilan etmemesi bu sonucu doğurdu. Mısır faktörü de ayrıca öne çıkıyor. Akdeniz’in do- ğusunda Mısır ile Türkiye iki uçta duruyor. AB, her- hangi bir ikilemde Mısır’dan çok Türkiye’yle hareket ederdi. Bunun da değiştiğini görüyoruz. Son plan Fransa-Mısır eksenli olarak anılıyor. Erdoğan, Gazze saldırılarının başından beri ola- ğanüstü bir öfke içinde. Bağırıyor çağırıyor, kendi- ni yırtıyor... İsrail’e en ağır sözleri söylüyor. Bunlar da doğumuzda, batımızda yeni Türkiye izlenimlerini güç- lendiriyor. Yemen’deki gösteride, Erdoğan’ın posteri de ye- rini alıyor... İsrail’de Erdoğan’a sarı ışık yakılıyor... Batı, “Erdoğan tam bir Hamasçı oldu” damgası vu- ruyor... Bu tablo Türkiye’nin geleneksel dış politikasının yansıması değil. Erdoğan, yerel seçimlere giderken ne kadar puan toplarsam kârdır diyor ama, bütün di- leğimiz şu gerçeği görmesi: Uluslararası alanda ağır konuşarak, ağırlığınızı art- tıramazsınız! Dün Brüksel’den İsrail’e demeç atışlarını sürdüren Erdoğan, yine duygu yüklüydü; “Olmert saygısız dav- randı” dedi, uzun uzun saldırı öncesi Ankara’ya ge- len Olmert’in kendisini deyim yerindeyse nasıl kan- dırdığını anlattı. Başbakan’a küçük bir tarihi anımsatma: İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde Berlin’de devlet başkanlığı binasının bir odasında Almanya ile Polonya “saldırmazlık anlaşması” imzalıyordu, öte- ki odasında Almanya ile Sovyetler şu anlaşmanın al- tına imza koyuyordu: Polonya’nın paylaşımı! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Ne ki, bir başka faili meçhul cinayete birinci say- fasını, içeride iki sayfayı esirgiyor. ASALA denilen katil çetesinin katlettiği diplo- matlarımız için Erivan özür dilemiyor. Benim aydınlarım, Ermeniler soykırıma kurban git- ti diyen bir metnin altına onurla imza attıklarını açık- lıyorlar. Hükümet başkanı her gittiği yerde bağırıyor: Fi- listin’de çocuklar ölmesin! Elbette. Çocuklar ölmesin. Lakin bu çağrıya ilk evvel ülkemin hükümeti ku- lak vermeli. Örneğin ülkemizde de bakımsızlık, açlık, yoksul- luk nedeniyle çocuklar ölmesin! İnsan hakları kâğıt üzerinde kalmaktan, siyaset adamlarıyla kimilerinin ağzında sakız olmaktan çık- sın, çıkarılmalı. Gözaltına alınan insanlar üstünkörü bir adli tıp mua- yenesinden geçirilerek sağlıklı imişler gibi sağlam ra- porlarıyla Emniyet’e, savcılığa ve mahkemeye gön- deriliyor ve sonra: Kuddusi Okkır kanser. Ancak yaşamın son de- minde tahliye ediliyor. Eruygur Paşa.. eşini tanımıyor, yarı bitkisel ya- şamda. Tolon Paşa.. yirmi kilo vermiş. Tahliye talepleri ret! Son olarak emekli General Levent Ersöz iki kez kalp krizi geçirmiş. Damarları tıkalı. Acil prostat ame- liyatı olması gerekiyor. İçeriye alındığının ertesi günü hücresinde yeni bir kalp krizi... Hastanede yoğun bakımda. İnsan hakları kimi yerde var, kimi yerde yok! Burası Türkiye… İnsanlar doğar, yaşar ve ölür ku- ralı; insanlar doğar, yaşar ama ölmelerine göz yu- mulur diye okunuyor. Benim ülkemde eski bir başbakan çıkar; aklanmak için mi yoksa olaylara ne denli vakıf olan bir başbakan olduğunu kanıtlamak amacıyla mı, kestirmek zor; medyaya konuşur. Devr-i saltanatında çetelerle uğraşmak, örneğin Susurluk olayını çözmek için Genelkurmay’la MİT’in başında olanlardan yardım ve destek görmediğini söyler. Fakat konuştuğu TV programını yöneten, bu başbakana, “Peki ama, koskoca bir başbakandınız, Genelkurmay ve MİT’ten gereken yardımı alamayınca ne yaptınız? Bu kurumların başında olanları görevden neden al- madınız” diye sormaz, sormuyor. Ha, başbakan olan zat, alamadım diyorsa, aciz bir başbakan sıfatına layık olmuyor mu? Bu gerçeği yüzüne vuran yok! Kim bu başbakan? Şimdi Rize Milletvekili Bay Me- sut Yılmaz! TV’lerde dakikalarca süren bir program: Ülkemin simidi dışarı. Amerikan simidi içeri ve baş tacı! Kevin Costner adındaki Amerikalı aktöre THY rek- lam filminde bir dakikalığına bir milyon dolar! “Küçük Amerika” oluyoruz, küçük Amerika! Mahkemeye gönderilmeden savcılıkta serbest bı- rakılan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz gündem- de. Hangi Kemal Gürüz? CHP milletvekili olmadan önce İstanbul Üniver- sitesi rektör yardımcısı iken türbanlı öğrenciyi kapalı olmaktan çekip çıkaran çabalarıyla tanınan… …ve sonra siyasete atılınca, türban hafif kalıyor, çarşafa bile ruhsat ve gönül veren görüşleriyle ta- nıyana tanımayana dudak ısırtan Nur Serter’in, gözaltına alındığı sırada kapısı önünde dünya çapında bilim adamı diye tanımladığı Kemal Gürüz: İki gazeteye verdiği demeçte, “Ben Amerikancı- yım. Amerikan emperyalizmi palavradır. Dünya ba- rışını ancak Amerika sağlayabilir” diyor. Böylece ne kadar ilim irfan sahibi, dünya sorun- larına ne denli vakıf olduğunu kanıtlamış oluyor ve Amerika’nın emperyalist bir devlet olmadığını iddia eden bir ilim adamı olmanın onurunu taşıyor... Yakında Gürüz’e ABD üniversitelerinden birinden bol maaşlı hocalık önerisi gelirse neden şaşıralım? Burası Türkiye, olmaz’lar oluyor. Olur’lar olmuyor! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA20 OCAK 2009 SALI CUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 13 Edirne PB 11 Kocaeli S 15 Çanakkale PB 13 İzmir B 15 Manisa B 14 Aydın B 15 Denizli B 12 Zonguldak PB 13 Sinop PB 11 Samsun B 12 Trabzon B 12 Giresun B 11 Ankara S 8 Eskişehir S 7 Konya S 8 Sıvas S 2 Antalya B 16 Adana B 16 Mersin B 15 Diyarbakır Y 7 Şanlıurfa B 12 Mardin Y 9 Siirt Y 7 Hakkâri K - 3 Van K 2 Kars K - 5 Oslo K 1 Helsinki K 1 Stockholm K 3 Londra Y 6 Amsterdam Y 6 Brüksel K 4 Paris K 5 Bonn K 4 Münih K 5 Berlin Y 6 Budapeşte B 10 Madrid Y 9 Viyana B 10 Belgrad B 12 Soyfa PB 13 Roma Y 16 Atina B 17 Zürih K 4 Moskova K - 4 Aşkabat B 14 Astana B -12 Taşkent B 12 Bakû A 7 Bişkek A 13 Tiflis B 9 Kahire B 18 Şam B 16 Yurtdun doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Do- ğu Karadeniz’in doğusu, Doğu Anadolu’nun do- ğusu ile Elazığ çevrele- rinde sabah saatlerinde yağışlı, diğer yerlerde az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar kıyılarda ve Gü- neydoğu Anadolu’da yağmur, iç kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Kriz Kapõyõ Çalõnca Tayfun ÖZKAYA için 2. paylaşõm savaşõ gibi savaşlar da gerekiyor- tekrar genişlemeye başlar. ABD’de 1929 krizinde işsiz kalan kentliler hem gõdalarõnõ üretecekleri hem de psikolojik çö- küşlerini önleyecek bahçeler geliştirmişlerdi. Da- ha sonra savaşta askerler cepheye gidince zafer bah- çeleri adõ altõnda bu deneyim genişletilmişti. Böylelikle cephedeki askerlere daha çok gõda gön- derilebiliyordu. ABD’de hâlâ yaşayan kent bah- çelerinin bir kökeni de bu kriz ve savaş yõllarõdõr. Şu anda New York’ta bile ciddi anlamda bu tür bahçelere sahip Amerikalõlar çok. Şimdi Türkiye’de ne görüyoruz. İşverenler çõ- karacaklarõ işçilere ödeyecekleri kõdem tazmina- tõnõ işsizlik sigorta fonlarõndan almak istiyorlar. İş- çileri işten atmak kolaylaşõnca bu durum kartopunu arkadan itmek demek oluyor. Her işyerinin bir ki- şiyi işe almasõ gibi önerilerin ise hayatõn buz gi- bi gerçeğine çarpõp yok olacağõnõ söylemeye bi- le gerek yok. Çalõşanlar dünyanõn hiçbir yerinde bu krizin ne- deni değildi. Ancak sistem şimdi birden serbest pi- yasa masallarõnõ unuttu ve işyerlerini kurtarma mas- kesi altõnda zenginleri kurtarmaya sarõlõyor. Liberal denilen iktisatçõlar işsizleri düşünmüyorlar. Daha doğrusu işsizleri kurtarma adõ altõnda gene toplu- mun yüzde 5’ini kurtarmak istiyorlar. Bu neden- le de işsizlik fonlarõna el atmayõ düşünüyorlar. For- mül gene çok açõk. Kârlõ alanlar özelleştiriliyor, zararlõlar ise kamulaştõrõlõyor. Baştarafı 2. Sayfada aynı küçük pencereden bana bakardı. Birbirimize âşık ol- muştuk. Kadir on sekizindey- di, ben on altı. Derdimi yengeme açtım. O, ‘Ben senin yerinde olsam hazõr- lar bohçamõ adama kaçardõm’ dedi. Yengem de ağabeyime bir gece vakti kaçmıştı. Bu bana çok iyi bir çözüm geldi, nasılsa tek arayanım soranım yengemle ağabeyimdi, onlar da razı, öyleyse kaçacağım. Ka- dir’le mektuplaştık. Gün ka- rarlaştırdık, ben bohçamı ha- zırladım. Birlikte otobüse bin- dik ve İstanbul’a geldik. Sorarlar bana hiç korkma- dın mı? Neden korkacağım, ben onu seviyorum o da beni. İnsan sevdiğinden korkar mı? Kadir’in Erzurum’da tek bir amcası vardı, diğer akrabala- rı hep İstanbul’daydı, önce onların kapısını çaldık, ‘Biz kaçtõk, geldik’ dedik. Burada- ki akrabalar önce biraz şaşır- dılar. Çekindiler, ‘Arkanõzda polis var mõ’ diye sordular. Kadir, ‘Kõz bana kendi gönül rõ- zasõyla kaçtõ’ dedi. O zaman al- tımıza bir yatak serdiler, son- ra Kadir mezbahada bir iş buldu, kendi gecekondumu- zu kurduk, ocağımız tütmeye başladı. Biz öyle düğün, nikâh filan yapmadık. Biz birbirimizi seviyoruz, onun için defter imzalamamız gerekmez. Ço- cuk olunca resmi nikâh yapa- rız, çocuk için ona bir nüfus kâğıdı lazım, mecburen kâğıt imzalarız. Yok vallahi, ben öyle para- göz değilim. Ben öyle Alman- ya, Libya filan istemem. On- ların parası onların olsun, Ka- dir’im benim yanımda olsun, bu bana yeter. Tabii ki insa- noğlunun başına her şey gele- bilir. Bir gün Kadir elden ayaktan düşebilir, o zaman ben ne güne duruyorum, sı- varım kollarımı bakarım Ka- dir’ime. Hayat müşterek, yeter ki birbirimizden bir an bile ay- rılmayalım.” Nimet böyle söylüyor, ken- dine, Kadir’e güveniyor, İstan- bul’u seviyor, yaşamayõ seviyor ve her gün süslenip kapõda Ka- dir’i bekliyor. Güzel bir aşk ma- salõ, darõsõ herkesin başõna. Amin. / IŞIL ÖZGENTÜRK Seveceksen Böyle Seveceksin!Baştarafı Arka Sayfada Dava tartõşmalõ başladõ 10 günlük aranın ardından başlayan Ergenekon davasının müdahillerinden Prof. Fincancı’nın avukatları mahkeme heyetini reddedince dava bir kez daha ertelendi İstanbul Haber Servisi - Er- genekon davasõna müdahil olan Prof. Dr. Şebnem Korur Fin- cancı’nõn avukatlarõ, tarafsõzlõğa şüphe düşürüldüğü gerekçesiyle mahkeme heyetini reddetti. Da- va, ret talebinin incelenmesi için 22 Ocak’a ertelendi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nce Silivri Cezaevi’nde görülen Ergenekon davasõnõn dünkü 39. oturumu tartõşmalõ başladõ. Duruşmaya katõlan avu- katlarõn tespiti sõrasõnda mahke- me başkanõ her sanõk için üç müdafi sõnõrlamasõnõn olduğunu anõmsattõ. Başkan Köksal Şen- gün, kendini tanõtan her avuka- tõn Doğu Perinçek’in müdafisi olduğunu söylemesine tepki gös- terdi. İP’li sanõklarõn avukatla- rõndan Mehmet Cengiz, avukat sõnõrlamasõnõn yer darlõğõ nede- niyle söz konusu olduğunu, sõ- nõrlamaya uyduklarõnõ ifade ede- rek “İP’li sanıklar arasında gö- rev dağılımı yaptık. Ama bu- radaki avukatlar aynı zaman- da Doğu Perinçek’in de avu- katlığını yapıyor. Sadece bunu belirtiyorlar” dedi. Cengiz, Pe- rinçek adõna duruşmaya katõlan avukatlarõn Ceyhan Mumcu, Servet Bora ve Veli Devecioğ- lu olduğunu söyledi. İlk talep reddedildi İşçi Partisi (İP) Genel Başka- nõ tutuklu sanõk Doğu Perin- çek’in savunmasõna geçilmesi beklenirken mahkeme başkanõ, heyetin reddedildiğini bildirdi. Prof. Fincancõ’nõn avukatlarõ Ali Koç ve Özkan Yücel, İzmir Nö- betçi Ağõr Ceza Mahkemesi ara- cõlõğõyla gönderdikleri dilekçede, Yardım izdiham yarattı ‘ T O L O N D E R H A L G A T A ’ Y A S E V K E D İ L M E L İ ’ İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu Başkanlığı, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bu- lunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un yaşamsal tehlikesi bulunan bir rahatsızlığı olduğuna ve 22 kilo birden zayıfladığına dikkat çekerek “İvedi olarak Gülhane As- keri Tıp Akademisi Hastanesi’ne (GATA) sevkinin yapılmasını” istedi. İstanbul Baro- su, “İstanbul Barosu, insan haklarını, huku- kun üstünlüğünü ve bağımsızlığını gözeten ve koruyan hukuk kurumlarından biri ola- rak Kuddusi Okkır olayının bir benzerini daha Hurşit Tolon örneğiyle yaşamak iste- memektedir” uyarısında bulundu. İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada, 1 Tem- muz 2008’den bu yana Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan emekli Orgeneral To- lon’un, nedeni bilinmeyen bir şekilde kilo kaybettiği ifade edilerek “Aradan yaklaşık 6 ay geçmiş olmasına karşın hâlâ iddianame düzenlenmemiş, soruşturma neticelendiril- memiştir. İnsanların özgürlüklerinin ve haklarının tahdit edildiği, gelecekleriyle ilgi- li endişelerinin yoğunlaştığı durumlarda in- san bedeninin ruhsal ve biyolojik rahatsız- lıklar ‘doğurduğu’ bilinmektedir” denildi. heyetin davadan çekilmesini is- tediler. Avukatlar, çekilme kara- rõ verilmezse mahkeme heyetini reddedeceklerini açõkladõlar. Mahkemenin davadan çekilmesi için herhangi bir husus olmadõ- ğõnõ, bu nedenle talebin reddine karar verildiğini açõklayan Şen- gün, ret talebinin incelenmesi için duruşmayõ erteledi. Şengin, avukatlarõn ret talebini içeren dilekçelerinin İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin diğer he- yetince inceleneceğini belirtti. Fincancõ’nõn avukatlarõ Koç ve Yücel’in dilekçesi mahkemeye 16 Ocak Cuma günü ulaştõ. ‘Sorularımız engellendi’ Soru sorma haklarõnõn hukuka aykõrõ bir şekilde sõnõrlandõrõl- masõnõn, mahkemenin tarafsõzlõğõ konusunda kuşku doğurduğunu belirten avukatlar, “Hukuka ve hak arama özgürlüğüne uygun çabamız, sanıklar ve avukat- larının hukuka aykırı, savun- ma hakkını aşan ve yargılama düzenini ihlal eden sözlü mü- dahaleleriyle sekteye uğratıldı. Pek çok sorumuz gerekçesiz ve hukuka aykırı şekilde mahke- me başkanı tarafından engel- lendi ve reddedildi” dediler. isilozgenturk gmail.com Başbakan, ‘İsrail’in saygõ eksikliğini gidermesini umduğunu’ söyledi Erdoğan İsrail’e yüklendi ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Brüksel’deki düşünce kuruluşu Av- rupa Politika Merkezi’ndeki konuşmasõnõn bü- yük bölümünde İsrail’in Gazze Şeridi’ne yö- nelik kanlõ saldõrõsõna değindi. Ağõrlõklõ olarak AB-Türkiye ilişkileri hak- kõnda konuşmasõ beklenen Erdoğan, ko- nuşma süresinin büyük bölümünü Ortadoğu sorununa ayõrdõ. Batõ ülkelerinin terör ör- gütleri listesinde yer alan İslamcõ Hamas ör- gütünün Filistin’de büyük bir oyçokluğuy- la iktidara geldiğini söyleyen Erdoğan’õn, Fi- listin yönetimi ile Hamas arasõndaki gerilim konusunda kendi partisi AKP’yi örnek gös- termesi dikkat çekti. Başbakan, “gerekirse adını açıklayacağı” İsrailli bir yetkilinin, tu- tuklanan Hamas milletvekillerinin Filistin yö- netimi başkanõ Mahmud Abbas’õn isteme- mesi nedeniyle serbest bõrakõlmadõğõnõ söy- lediğini öne sürdü. İsrail Başbakanõ Ehud Ol- mert ile Gazze Şeridi’ne saldõrõlarõn başla- dõğõ hafta görüştüklerini hatõrlatan Erdoğan, “Hiç böyle bir konu gündeme gelmedi. Aradan 3-4 gün geçti. Bana kendileri ‘Ben size döneceğim’ dedikleri halde, bı- rakın dönmeyi filan, bir de baktık ki 27 Aralık Cumartesi günü bizler bütçe mü- zakeresindeyken Gazze’ye uçaklar bom- ba yağdırmaya başladı” diye konuştu ve İs- rail’in “saygı eksikliğini gidereceğini um- duğunu” dile getirdi. ‘İran’la ilişkilerimizi kesmeyiz’ “İran ile ilişkileri kesin” çağrõlarõna sert tepki gösteren Erdoğan, “Bizim İran ile ilişkilerimizi kesmek diye bir şey söz ko- nusu değil, olamaz ve bizim bu politika- mızı kimse belirleyemez. Türkiye bir kavim değildir, bir kabile değildir. Tür- kiye, asırlara dayalı bir geçmişi olan bir millettir, bir devlettir. Dolayısıyla biz ken- di kararlarımızı kendimizi veririz, ata- cağımız adımları biz kendimiz atarız. Kimle görüşeceğiz, kimle görüşmeyece- ğiz, bunun kararını Türkiye olarak ve- ririz” şeklinde konuştu. Muhalefeti şikâyet etti Başbakan Erdoğan, konuşmasõnõn AB - Tür- kiye ilişkileri bölümünde ise muhalefeti suç- ladõ. 2007-2008 yasama döneminde TBMM’de AB süreciyle ilgili 30’dan fazla ya- sanõn kabul edildiğini belirten Erdoğan, “Mu- halefet AB’ye karşıdır, nasıl bir bariyer oluştururuz çabası içindedir” dedi. Yine kamyon dehşeti: 4 ölü İZMİR (Cumhuri- yet Ege Bürosu) - İz- mir’de freni patlayan bir kamyon dehşet saç- tõ. 57’nci Topçu Tuga- yõ’nõn önünden kavşa- ğa çõkan yan yola giren kamyon, 8 araca çarpa- rak durabildi. Kazara biri çocuk 4 kişi öldü, 14 kişi de yaralandõ. Olay yeri adeta savaş alanõna dönerken araçlarõnda sõ- kõşan yaralõlar uzun süren çabalar sonucu kurtarõ- labildi. Kamyon şoförü gözaltõna alõndõ. İki kardeş yanarak can verdi İstanbul Haber Servisi - Üsküdar’da, evlere temizliğe giden Ayşe Enginyavuz ile Orhan En- ginyavuz’un işte olduğu sõrada evlerinde çõkan yangõnda 3 aylõk Melek ile 3 yaşõndaki Fatma Nur öldü. Pencereleri kõrarak çocuklara ulaşmaya çalõşan yurttaşlar başarõlõ olamadõ. Akkan Suver yeniden başkan İstanbul Haber Servisi - Marmara Grubu Vakfõ’nõn olağanüstü genel kurulunda Akkan Su- ver yeniden başkanlõğa seçildi. 2009-2010 yõlla- rõnda Marmara Grubu Vakfõ İcra Konseyi şu isimlerden oluştu: Engin Köklüçõnar, Ogan Soy- sal, Yüksel Çengel, Prof. Dr. Sedefhan Oğuz, Şa- mil Ayrõm, Cengiz Güldamlasõ, Mustafa Karagül, Lale Aytanç Nalbant, Dr. Fatih Saraçoğlu, Aykut Eken, Vedat Eşkinat ve Yüksel Erikmen. Oğluna oy vermeyecek BODRUM (Cumhuriyet) - Bodrum’un Mumcular beldesinde, MHP’nin seçim bürosu- nun açõlõşõna AKP’li Belediye Başkanõ Kazõm Avcõ’nõn annesi damga vurdu. Zahide Avcõ, MHP Mumcular belediye başkan adayõ olan eski zabõta amiri Birol Aydõn’a destek için açõlõşa ka- tõldõğõnõ belirtti. Avcõ, “Oğlum sonradan AKP’li oldu. Oğluma oy vermeyeceğim” dedi. 3 kişiye 66’şar bin TL ANKARA (AA) - On Numara’da numaralar “4, 5, 12, 14, 15, 28, 34, 42, 43, 45, 47, 50, 51, 59, 67, 68, 69, 73, 74, 75, 77 ve 79” olarak belirlenir- ken, 10 bilenler 66’şar bin, 9 bilenler 1298’er, 8 bilenler 63’er, 7 bilenler 10’ar, 6 bilenler 1.8’er, hiçbir numarayõ bilemeyenler 1.25’er TL kazandõ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear