Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 2009 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Ne Yaptığını Bilmek
Bir Anı, Bir Kitap
Olacağı buydu. Şimdi de kimi vatandaşlarımız
aralarında imza toplayarak, TV’de Lazca yayın is-
tiyorlar. İsterler isterler, devletin te-levizyonu Ka-
nal Şeş’te Kürtçe yayın yapıyorsan, eşitlik ilke-
sine göre Lazcayı da yapacaksın, Çerkesçeyi de,
Arnavutçayı da...
Sakın bu sözlerimden Kürtçe televizyon yayı-
nına karşı olduğumu sanmayın. Kişisel hak ve öz-
gürlükler çerçevesinde bu işin daha bile önce-
den çözülmüş olması gerekirdi.
Ancak, iyi niyetli çözümler bazen beceriksiz-
lik veya basiretsizlik yüzünden heba olabiliyor.
Nitekim Kürtçe yayını da devlet televizyonunda
değil, özel kanallarda çözmek gerekirdi.
Böylelikle ondan sonra gelecek olanlar finan-
sal olanakları olduğu takdirde isteklerini ger-
çekleştirebilirlerdi.
Ama Kürtçe yayını devlet televizyonunda ya-
parak, devletin özgürlüğü sağlamanın dışında bir
de bu talebi finanse etmek zorunluluğu varmış
gibi yanlış bir izlenim edinildi, yanlış bir uygula-
ma başlatıldı.
Ne yaptığını bilmeyenler, sürekli yeni sorunların
doğmasına neden olurlar.
Ne yaptığını bilmeyenlerin şaşkın davranışla-
rının başka alanlara da sıçrayacağının haberle-
rini oradan buradan alıyoruz. YÖK’ün çok dira-
yetli, çok bilgili, bilimsel düzeyi dünya çapında,
demokrat, hoşgörülü Başkanı da geçenlerde
açıkladı. Kürtçe dil eğitimi ve Kürt enstitüleri ko-
nusunda öğretmen açığı ile karşı karşıya olduk-
larından, yurtdışından öğretim elemanı getirmeyi
düşünüyorlarmış.
Bay YÖK’e tavsiyem, bu düşüncesinden he-
men vazgeçmesidir.
Bu konuda, Hulusi Turgut’un “Barzani Olayı”
adlı yapıtında da, sözünü ettiği bir anıyı anlatmak
istiyorum.
1968 yılında Akşam gazetesinde çalışan Hu-
lusi Turgut, 1960’lı yılların sonlarına doğru Mol-
la Mustafa Barzani ile görüşmeyi aklına koymuş,
fakat ilk girişimlerinde bir türlü amacına ulaşa-
mamış, son olarak da Paris’te bulunan Kamu-
ran Bedirhan aracılığıyla şansını denemeye
karar vermişti. Ben de o sırada gazetenin Paris
temsilcisi ve dış politika yazarıydım. Bedirhan ile
randevulaştık ve kendisiyle görüşmek üzere, 15
Şubat 1968 günü saat 11.30’da, Lille Sokağı 2
numaradaki Yaşayan Doğu Dilleri Okulu’nda bu-
luşmaya gittik. Ama buluşamadık. Meğer o gün
hasta imiş. Nihayet 20 Şubat günü kentin V. böl-
gesindeki evinde görüştük.
Kürt Teali Cemiyeti kurucularından olan ve Ata-
türk’ün Nutuk’unda Sıvas günlerinde kendisin-
den söz edilen Bedirhan bize çok misafirperver
davrandı. Hatta bir de şiir okudu. Burada sözü
H. Turgut’a bırakalım:
“(Bedirhan anlatıyor)....Gençlik yıllarımı geçir-
diğim Türkiye’yi çok özledim. Şimdi sırası gel-
mişken, size bir şiirimi okumak istiyorum:
‘Göklerdeki yıldızım seninle,
Bilmem ne olurdu barışmasaydı.
Mademki, ayrılık varmış,
Gönlüm sana hiç alışmasaydı.’
Kamran Bedirhan bir an durakladı. Ali Sirmen’le
bana baktıktan sonra derin ‘ah’çekti...”
Bende unutulmaz bir izlenim bırakmış olan Be-
dirhan, o gün Kürtlerin bağımsızlık istemedikle-
rini de söyledi.
Oysa kendisini görmek için gittiğimiz Yaşayan
Doğu Dilleri Enstitüsü’nde ders verdiği sınıfın ka-
ra tahtası üzerine “Bağımsız Kürdistan” haritası
asılmıştı bile.
Daha sonra aynı enstitünün başına geçen Ken-
dal’ı ise kamuoyumuz yakından tanıyor.
Bu gerçekleri görmeden dışarıdan öğretmen
getirmenin ne gibi sakıncalar doğurabileceğini iyi
düşünmek gerekir sanırım.
Bu arada Hulusi Turgut’un sözünü ettiğim ki-
tabını da (Barzani Olayı, Doğan Kitap, 2008 İs-
tanbul) Barzani olayını merak edenlere salık
veririm.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Ergenekon şüphelisinin 2001’de verdiği belirtilen ifadelerin DVD’leri önce avukatlara sonra da medyaya ulaştõ
Türkiye Güney’i TV’den izledi
İstanbul Haber Servi-
si- Kanada’da yaşayan Er-
genekon şüphelisi Tun-
cay Güney’in 2001 yõlõn-
da İstanbul Organize Suç-
larla Mücadele Şubesi’nde
verdiği belirtilen ve Erge-
nekon davasõnõn temel da-
yanağõ olan mülakatõn gö-
rüntüleri DVD ortamõnda
avukatlara dağõtõldõ. Sa-
nõk avukatlarõ, Güney’e
ait mülakatõn 2001 yõlõna
ait olmadõğõnõ, kasetler
üzerinde oynama yapõldõ-
ğõnõ ifade ediyor.
Ergenekon davasõna ba-
kan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke-
mesi, Güney’in 8 yõl önce gözaltõna
alõndõğõ sõrada polise verdiği mülaka-
ta ilişkin 4 DVD’yi sanõk avukatlarõ-
na verdi. Silivri Ceza İnfaz Kurumla-
rõ Yerleşkesi’ndeki mahkeme kalemine
giden avukatlar, kasetleri tutanakla al-
dõlar. Mahkeme, avukatlarõn talebi
üzerine kayõtlarõ verme kararõ almõş-
tõ. Cezaevi önünde bekleyen tv ka-
nallarõ Güney’in görüntülerini son
dakika, canlõ olarak yayõnladõlar.
‘Hukuk açısından sakıncalı’
Ergenekon davasõnda yargõlanan
Prof. Kemal Alemdaroğlu’nun avu-
katõ Metin Çetinbaş, Tuncay Gü-
ney’in ifadelerine 2001 yõlõnda savcõlõk
tarafõndan takipsizlik kararõ verildiğini
anõmsattõ. O dönemde ciddiye alõn-
mayan kasetlerin 2007’de yeniden
gündeme getirildiğini söyleyen Çe-
tinbaş, “Bu ifade doğrudur değildir,
tartışılır. Zamanlama önemli” diye
konuştu. Mahkemenin yayõn yasağõ
koymamasõnõ değerlendiren Çetin-
baş, şöyle konuştu: “Bence mahkeme,
temel delili oluşturan şahsın ne şe-
kilde ifade verdiğinin, psikolojisinin
bilinmesinde sakınca görmedi. İfa-
delerinde çelişkiler var. ‘Ben para-
yõ severim’ dedi. O zaman kim faz-
la para verdiyse ifadesini değiştirip
değiştirmeyeceği nasıl ispatlana-
cak? Güney, iddianamenin ekle-
rinde de olan bu mülakatı dolandı-
rıcılık suçundan işlem görmesi ne-
deniyle vermiş. İddianameye göre
dolandırıcılık suçlarını da kabul
ediyor. Bu durumda bu mülakat
hukuk bakımından sakıncalı.”
‘Oynama yapıldı’
İP lideri Doğu Perinçek’in avuka-
tõ Mehmet Cengiz, “Bu mülakat ka-
yıtlarının aslı olduğu kanısında de-
ğilim” dedi. Çekimlerin hemen ba-
şõnda, yazõlõ metnin üçüncü sayfasõna
denk gelen bölümde, sorgucunun,
“Zaman gazetesinin reklam mü-
dürünün ismi neydi?” diye sordu-
ğunu, Güney’in de “İyi hatırlamı-
yorum. Benden üç yaş küçük. Şim-
di 33 yaşında” dediğini kaydeden
Cengiz, şöyle devam etti: “Kendisi bu
durumda 36 yaşında oluyor. 1972
doğumlu olması da bu beyanların
alındığı yılın 2008 olduğunu göste-
riyor. Mülakatta 2005’teki olay-
dan söz ediyor. Bu olay, Veli Kü-
çük’ün yaptırdığı heykelin dikilmesi
meselesi. Bu olaylar mülakatın ter-
tip olduğunu gösteriyor.”
‘Kayıtta yok, özette var’
Mülakatõn özetinin dosyaya sunul-
duğunu anõmsatan Cengiz, özet mü-
lakata dayanõlarak iddianamede, “Pe-
rinçek’in Veli Küçük’ün talima-
tıyla Bilecik’te yapılan toplantıda
Ergenekon’un belgelerini hazırlar”
iddiasõna yer verildiğine dikkat çek-
ti. Dağõtõlan DVD’lerde Güney’in
böyle bir açõklamasõnõn olmadõğõnõ
söyleyen Cengiz, şöyle konuştu: “Pe-
ki bu iddia metne nasıl giriyor? Ka-
setler ya kırpıldı ya da oynama
yaptılar. Ya da 2008 yılında çekti-
ler. Sorgucu ‘sonra devam ediyoruz’
diyor. Nerede devamı?.”
DTP, TBMM’de
genel görüşme istedi
DTP grubu, “Ergenekon başta olmak üzere ya-
sadışı suç örgütleriyle ilgili olarak” TBMM’de ge-
nel görüşme yapılmasını istedi. DTP Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal ile Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplan dün parlamentoda düzenledikleri
basın toplantısında son olayları değerlendirdi.
Birdal, “NATO üyesi her ülkede farklı isimler adı
altında yasadışı örgüt bulunduğunu ve bu örgüt-
lerin yapılan çalışmalar sonucunda dağıtıldığını,
bu örgütün dağıtılmadığı tek ülkenin Türkiye ol-
duğunu, yasadışı örgütlerle hesaplaşma iradesi-
nin gösterilemediğini” söyledi. Yasadışı örgütlen-
melere karşı Meclis’in sorumluluk üstlenmesi ge-
rektiğini belirten Kaplan da konuyla ilgili olarak
genel görüşme yapılması için TBMM Başkanlı-
ğı’na müracaat ettiklerini bildirdi. (Fotoğraf:AA)
Haber Merkezi - Memory Center Nöropsiki-
yatri Merkezi’nin yöneticiliğini yapan Psikiyat-
ri Uzmanõ Prof. Nevzat Tarhan, Tuncay Gü-
ney’in ifade verirken sergilediği davranõşlarõ
değerlendirirken, Güney’i “Teflon adam” ola-
rak nitelendirdi. Tarhan, “Tava biliyorsunuz
kendisi yanmaz ama başkalarını yakar. Çok
rahatlıkla insanları birbirine düşürür, abar-
tır ama hiçbir biçimde suçluluk hissetmez.
Bu kişiler rezalet çıkarmaya bayılır” dedi.
Güney’in tavõrlarõnõ Kanal D’ye yorumlayan
Prof. Tarhan, “Tavırları çok rahat, kendin-
den emin anlatımı var. Ama bazı oyuncu ki-
şiler vardır; rahat senaryo yazarlar. Anlat-
tıklarında somut isimler veriyor. Kolayca,
ustaca, yapmacık davranabilen rol yapabi-
len bir kişilik izlenimi veriyor” diye konuştu.
Güney’in akõl hastalõğõyla ilgili bir tanõ olacak
bulgu gözükmediğini kaydeden Tarhan, “Gi-
rişken, canlı, heyecan verici bir tarzı var.
Bilgi, veri toplayabilen birisi. Bu tarz kişilik
yapısında bir kişide eğer, ‘rol yapma’, ‘ustaca
yalan söyleme’ özellikleri de varsa bu tarz
kişilere ‘teflon adam’ deniyor” dedi.
PSİKİYATRİ UZMANI: GÜNEY TEFLON ADAM
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara’da
İvedik Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bir parkta,
poşet içinde 2 el bombasõ bulundu. Bombalarõn
Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) yapõmõ
olduğu belirlendi. Çankaya’daki büyük alõşveriş
merkezi Panora önünde bulunan bir poşetten de
200 adet G-3 piyade tüfeği mermisi çõktõ.
Emniyet yetkililerinden alõnan bilgiye göre, dün
Demetevler’deki sanayi bölgesinde bulunan Cemre
Park’ta güvenlik görevlileri, bir ağacõn altõna bõra-
kõlmõş poşet içinde 2 el bombasõ buldu. Görevliler
durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen çok sayõ-
da polis ekibi, çevreyi güvenlik çemberine alarak,
el bombalarõnõn bulunduğu yerde inceleme yaptõ.
Olay yeri inceleme şube müdürlüğünden gelen
ekiplerin çalõşmasõnõn ardõndan, el bombalarõ, ince-
lenmek üzere polis kriminal laboratuvarõna gönde-
rildi. Bombalarõn MKE yapõmõ olduğu belirlendi.
Önceki gün akşam saatlerinde de Çankaya’daki
Panora Alõşveriş Merkezi’nin önüne bõrakõlan po-
şetten şüphelenen yurttaşõn ihbarõ üzerine polis
ekipleri olay yerine gitti. Poşet içinden 200 adet G-
3 piyade tüfeği mermisi çõktõ. Mermiler incelen-
mek üzere kriminal polis laboratuvarõna gönderildi.
Poşet poşet bomba ve mermi
Ankara Demetevler’de bir parkta bulunan poşetten 2 el bombasõ, Çankaya’da
bir alõşveriş merkezinin önünde bulunan poşetten de 200 tane G-3 mermisi çõktõ
GÜNEY: KASETLER VAR
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ergenekon soruşturmasõ şüphe-
lisi olan ve Kanada’nõn Toronto ken-
tinde yaşayan Tuncay Güney, dün
açõklanan kayõtlarõn ifadelerinin sa-
dece bir bölümü olduğunu kaydede-
rek, “Bu kasetin ortaya çıkması
devlet sırrı olmaktan çıkması de-
mokrasi adına önemli bir gelişme-
dir” dedi. Güney, “Susurluk bir hü-
kümeti yıktı, Ergenekon da bir hü-
kümeti yıkabilir” diye konuştu.
Güney, dün gece TRT 2 canlõ ya-
yõnõna katõlarak sorularõ yanõtladõ.
TV’lerde yayõmlanan ifadelerinin iş-
kence altõnda alõndõğõnõ söyleyerek bu
ifadeleri reddeden Güney, “Bilgilerin
hepsi doğru olsa da işkence altında
olduğu için kabul etmiyorum” de-
di. Güney, “Neden ifade vermekten
kaçınıyorsunuz” sorusuna “Hiçbir
yere kaçmadım. Kanada’da adre-
sim bellidir. Eğer Türkiye’ye gelip
ifade vermem isteniyor ise Türki-
ye’ye gelenler öldürülmüştür. Mus-
tafa Duyar ve Hiram Abbas’ı devlet
koruyamamıştır” dedi. Savcõ Ze-
keriya Öz’ün kendisine gönderdiği 37
soruya da değinen Güney, “Bana
soru ulaşmamıştır. Devlet mektup
arkadaşım değildir. Devletten bana
mektup gelmesi Türkiye’yi rencide
eder. Savcılıktan bana soru gelme-
si imkânsız” diye konuştu.
‘2 numara Türk’
“Bir numara Türk vatandaşı mı
değil mi” sorusuna ise Güney, “Geç-
mişteki bir numarayı herkes bili-
yordu. Ancak bugün için bir nu-
maranın Türk vatandaşı mı değil
mi sorusuna bir şey diyemem. An-
cak iki numara Türk’tür” yanõtõnõ
verdi. MİT veya JİTEM elemanõ ol-
duğu yönündeki iddialarõ reddeden
Güney “Ergenekon’un neresinde-
siniz?” sorusuna, “Hiçbir yerinde de-
ğildim. Gazetecilik gerekçesi ile il-
gili kişilerle tanıştım” diye yanõtla-
dõ. Daha fazla bilgi vermeyi reddeden
ve sorularõ da yanõtsõz bõrakan Güney,
2001 yõlõnda gözaltõna alõndõğõ sõrada
evinde 6 çuval belge bulunduğunu ve
bütün sorularõn cevaplarõnõn bu bel-
gelerde mevcut olduğunu söyledi.
Kanal D’de 32. Gün programõna ka-
tõldõğõnda “1 numara Karl Marks, 2
numara Engels’e benziyordu” şek-
linde açõklama yaptõğõnõ ve bunun üze-
rine Doğan grubu gazetelerinin ken-
disine saldõrdõğõnõ savunan Güney,
“Eğer devam ederlerse, Türki-
ye’deki 5’li çeteyi, Ertuğrul Özök ve
Doğan Grubu’nun bağlantısını,
Veli Küçük ve işadamlarının bağ-
lantılarını servis yapacağız. Aynı
kasetler birilerinin ellerindedir”
tehdidinde bulundu. Güney’in “servis
ederiz” ifadesiyle ikinci kişileri ima
ederek Türkiye’de bağlantõlarõ bu-
lunduğu mesajõ vermesi dikkat çekti.
‘Veli Küçük’le tanõşmadõk’
Haber Merkezi - Uşak E Tipi Cezaevi’nde 2000’de
hükümlü Nizamettin Dal’õn işkenceyle öldürülmesiyle
ilgili açõlan ve Yargõtay’õn bozma kararõnõn ardõndan İz-
mir 8. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderilen davanõn ön-
ceki gün yapõlan duruşmasõnda ifade veren Nuri ve Ve-
dat Ergin kardeşler önemli iddialarda bulundu.
AA’nõn haberine göre Mustafa Du-
yar’õn öldürülmesi olayõnõn ardõndan
kendisini ve kardeşini ortadan kaldõrt-
mak isteyen kişilerin bu amaçla Uşak
Cezaevi’ne kendilerinin naklini yap-
tõrdõğõnõ öne süren Vedat Ergin, bu
durumdan eski Ceza ve Tevkifevleri
Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’un
sorumlu olduğunu ileri sürdü. Ergin,
“Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz,
Sabancı suikastıyla ilgili bir şeyler ortaya çıkarmak
istiyorsa Ali Suat Ertosun’un neden Mustafa Du-
yar’a yakınlık gösterdiğini sorgulasın” dedi. Özel bir
televizyon kanalõnda yayõnlanan Uşak Cezaevi’ndeki
isyan görüntülerine de değinen Vedat Ergin, bu görün-
tülerin kovuşturmayõ yürüten Uşak Ağõr Ceza Mahke-
mesi’nde dahi olmadõğõnõ öne sürdü. Ergin, “8 sene
sonra hangi gizli el bu görüntüleri Zekeriya Öz’e
gönderdi. Bu görüntüleri kim çekmiş, kim saklamış-
sa asıl cinayet şebekesi onlardır. Ağabeyim ve ben
onlardan davacıyız” şeklinde konuştu.
Ergenekon sanõğõ Veli Küçük hakkõndaki sözleri
konusunda ise Ergin, “Veli Küçük’ü tanımıyoruz.
Hiçbir örgütün işbirlikçisi değiliz.
Eğer bir oluşumla irtibatımız ka-
nıtlanırsa kafamıza sıkacağız. Bi-
zim soy ismimiz Ergin, Çakõcõ ya da
rakıcı değil. O dönemde cezaevinde
herkes uyuşturucu kullanmıştı.
Ben de kullanmıştım. Askerleri et-
kilemek için de öyle sözler sarf et-
mişizdir. Nedeni budur” dedi.
Mustafa Duyar’õ şehit ettiği Meh-
metçikler nedeniyle milli duygularõyla hareket ederek
öldürttüğünü ve bundan ceza aldõğõnõ kaydeden Nuri
Ergin, “Ülkücü, sağcı ya da solcu değilim. Mehmetçi-
ğin hesabını sormak bana düşmez ama düşerse sor-
mak için elimden geleni yaparım” şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, Ergin kardeşlerin iddialarõnõn Cum-
huriyet Savcõlõğõ’na gönderilmesine karar verdi.
Vedat Ergin, ‘bir oluşumla ilişkimiz kanõtlanõrsa kafamõza sõkacağõz’ dedi
Vedat Ergin “Zekeriya Öz,
Sabancõ suikastõyla ilgili
bir şeyler ortaya çõkarmak
istiyorsa Ali Suat Ertosun’un
neden Mustafa Duyar’a
yakõnlõk gösterdiğini
sorgulasõn” dedi.
Tuncay Güney, kayõtlarda Erge-
nekon’un Kuzey Irak’ta da örgüt-
lendiğini, Adnan Hoca olarak bili-
nen Adnan Oktar’õn İsrail tarafõn-
dan finanse edildiğini ve İP Genel
Başkanõ Doğu Perinçek’in de
PKK’nin Türk gladyosu içindeki
adamõ olduğunu öne sürüyor. Eski
Genelkurmay Başkanõ emekli Orge-
neral İsmail Hakkı Karadayı, eski
Genelkurmay Başkanõ emekli Orge-
neral Necip Torumtay, eski Jan-
darma Genel Komutanõ Orgeneral
Teoman Koman, eski Jandarma
Genel Komutanõ emekli Orgeneral
Rasim Betir, eski Deniz Kuvvetleri
Komutanõ emekli Oramiral Güven
Erkaya, emekli Tümgeneral Nejat
Müldür, emekli Tümgeneral Os-
man Özbek, emekli Tuğgeneral
Engin Hoş, emekli Tuğgeneral Veli
Küçük’ün Ergenekon’un çekirdek
kadrosu olduğunu ileri sürüyor.
Kuzey Irak’ta okul
Güney’in iddialarõndan bazõ baş-
lõklar özetle şu şekilde:
-Veli Küçük’ün Kuzey Irak’ta
okulu vardı.
- Veli Küçük ile Turan Yaz-
gan’ın ilişkisi vardı.
-Hizbullah olayından sonra Ve-
li Küçük ile Doğu Perinçek’in
arası bozuldu.
- Veli Küçük bana Hizbul-
lah’ın normalde askerlerin gözeti-
minde olduğunu söyledi.
Özel kuvvetlerle hizipleşme
- Ergenekon örgütlenmesinin
sağı-solu yok.
- Veli Küçük önemli bir gene-
ral değildi, jandarma içine nüfuz
edemezdi.
- Özel kuvvetlerle Ergenekon
arasında hizipleşme vardı.
- Öcalan’ın avukatı Doğan Er-
baş’la görüştüm.
- Öcalan Moskova’da teslim
olacaktı. Veli Küçük Kenya’da
yapılan operasyona karşıydı.
- PKK Lübnan’da Çevik Bir ile
görüştü.
- Ergenekon Özel Kuvvetler
Komutanlığı’nı Amerikan uşağı
olarak görüyor.
- Veli Küçük ile Öcalan’ın avu-
katı Doğan Erbaş hiç görüşmedi.
‘Küçük, Yeşil için patrondu’
- Veli Küçük ‘Yeşil’ için pat-
rondu.
- Yeşil’in ölümü Veli Küçük’ün
işine yaramazdı.
- Mehmet Eymür ile Veli Kü-
çük’ün arası açıktı.
- Kimse Güneydoğu’da kalmak
istemezdi, Cem Ersever kaldı.
- Cem Ersever, JİTEM’in 4.
Bölge Komutanı’ydı ama hiçbir
zaman muhalif değildi.
- Cem Ersever tarafında olan-
ları tasfiye eden Veli Küçük’tü.
- ‘Yeşil’in hayalet olması Veli
Küçük’ün işine yarardı.
- Kimse ‘Yeşil’i Veli Küçük’ten
habersiz öldüremez.
- Ergenekon’da sadece devlet-
ten değil, bankalardan, mafyadan
da kaynak akıyor.
- Veli Küçük, Cumhuriyet gaze-
tesini ele geçirmek istedi. “İlhan
Selçuk’la bu iş olmaz” dedi. Proje
kaldı.
Yurtdışı örgütlenmeleri
- Siyasete girmeyi hiç düşünme-
di. Perde arkasındaki lider olmak
daha çok hoşuna gidiyor.
- Veli Küçük’ü Ergenekon’un
yöneticisi olarak görüyorum.
- Ergenekon’un İran, Azerbay-
can ve Ortadoğu’da da örgütlen-
mesi var.
- Sadece Mehmet Eymür, Veli
Küçük’e yakındı.
-Abdullah Çatlı, İzmit’te Veli
Küçük’ün yanına gidip gelirdi.
Hablemitoğlu’nun raporu
-Ergenekon bir yeraltı örgüt-
lenmesi olarak geçiyor.
-Bende olan belgelerin hepsi
Veli Küçük’te de var.
-Necip Hablemitoğlu’nun Fet-
hullah Hoca raporu vardı.
-Veli Küçük, Teoman Koman
Paşa ile de ilişkideydi.
-Veli Küçük, Abdullah Çat-
lı’dan hoşnut değildi.
-Veli Paşa’nın Sedat Bucak’la
arası çok iyiydi.
Güney’e göre
Ergenekon’un
çekirdek kadrosu
İFADE KAYITLARI
Ergenekon soruşturmasında ele geçirilen krokiler çerçevesinde Ankara’da kazı çalışmaları yapılmıştı.
Tuncay Güney.
Doğan
Grubu’na
tehdit