Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
MELTEM YILMAZ
AKP hükümetinin bundan 5 yõl
önce Sağlõkta Dönüşüm Programõ
adõnõ vererek parça parça uygulama-
ya koyduğu sistem, bugünlerde özel
hastanelerin isyanõ, yatan hasta ölüm-
lerinin artmasõ, bebek ölümlerinin
hõz kazanmasõ gibi sonuçlarla ilk
açõklarõnõ vermeye başladõ. İstanbul
Tabip Odasõ Başkanõ Özdemir Ak-
tan, IMF ile Dünya Bankasõ projesi
olan bu programõn, Türkiye’nin sağ-
lõk sistemini önümüzdeki birkaç yõl
içerisinde çökerteceğini söylüyor.
Aktan, AKP hükümetinin kõsa dö-
nemde almayõ hedeflediği oy uğruna
yasalaştõrdõğõ programõn, ABD gibi ül-
kelerde artõk uygulanamaz hale gel-
diğini, Türkiye’yi ise çok daha ciddi
bir krizin beklediğini ifade ediyor. “Ne
kadar para o kadar sağlık” anlayõ-
şõ çerçevesinde hazõrlanan bu yeni sağ-
lõk modeli, bir yandan sağlõğõ kartel-
lerin eline emanet ederken, diğer
yandan sağlõktan yalnõzca hekimleri
sorumlu tutarak kendini kurtarmaya
çalõşõyor. Aktan ile Türkiye sağlõk sis-
temini bekleyen kaçõnõlmaz sonu ko-
nuştuk.
- AKP hükümetinin yürürlüğe
koyduğu Sağlıkta Dönüşüm Prog-
ramı’nın amacı nedir? Neyi he-
defliyor ve nasıl sonuçlanacak?
- Hükümetin 5 yõldõr devam eden,
sağlõkta dönüşüm diye adlandõrdõğõ bu
projenin üç önemli bacağõ var. Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlõk Sigortasõ
(SSGSS), birinci basamak sağlõk hiz-
metlerinin değiştirilmesi anlamõna
gelen aile hekimliği ile devlet hasta-
nelerinin yeniden yapõlandõrõlmasõ.
AKP’nin ortaya koyduğu bu yeni
sistemi “sağlığın özelleştirilmesi”
diye özetlemek mümkün. Geçmiş
yõllarda sosyal güvenliğe ya da sağlõ-
ğa giden para, AKP hükümeti tara-
fõndan bir tür “kara delik” olarak ad-
landõrõldõ. Bu para, hiçe harcanan pa-
raymõş gibi değerlendirildi. Oysaki o
para insanlarõn sağlõğõna, emekliliği-
ne harcanõyordu. Hükümetin oluş-
turduğu bu yeni modelde ise yurttaş-
lar prim ödeyecek, bu prim Sosyal Gü-
venlik Kurumu’nun (SGK) havuzun-
da toplanacak. O havuzda toplanan pa-
rayla SGK hem kamudan hem de özel
sektörden sağlõğõ satõn alacak. Şimdi
hükümet herkesin sağlõk harcamala-
rõ buradan karşõlanacakmõş gibi bir ha-
va yaratõyor. Bu elbette kulağa hoş ge-
liyor, ancak işin aslõ bu değil. Bir ke-
re herkesin prim ödemesi lazõm, ki bu
Türkiye için imkânsõz. Türkiye eko-
nomisinin yüzde 50’si kayõt dõşõ zaten.
Kayõtlõ çalõşanlardan da Bağ-Kur ör-
neğinde olduğu gibi prim ödeme ora-
nõ yüzde 15’i geçmiyor. Dolayõsõyla
ödenemeyen primler havuzda topla-
namayacak. Bununla ilgili yasada
“temel teminat paketi” diye bir
madde var. Onun da anlamõ şu:
Havuzdaki para neye yeterse
biz o kadar hizmet verebiliriz.
Buradan yola çõkarak şunu ra-
hatlõkla söyleyebilirim, Türki-
ye’nin sağlõk sistemi birkaç yõl
içerisinde tamamen çö-
kecek.
- Öyleyse bu
sistemi ‘Ne ka-
dar para o kadar sağlık’ diye özet-
lemek mümkün.
- Evet. Bir de sorun şu ki SSGSS 1
Ekim’de tamamen yürürlüğe girdi-
ğinde yeşil kart uygulamasõnda oldu-
ğu gibi fakirlerin primlerinin karşõla-
nacağõ söyleniyor. Ancak yasa, fakir-
liği bir ailenin gelirinin asgari üc-
retin üçte biri olmasõ olarak ta-
nõmlõyor. Yani bir ailenin ge-
liri 200 YTL’den fazlaysa
devletin gözünde bu insanlar
fakir değil ve bunlarõn primini
devlet ödemeyecek. Dolayõ-
sõyla ayda 200 YTL ka-
zanan ailenin ki-
şi başõ 70 YTL prim ödemesi gereki-
yor. Bu tabii ki imkânsõz.
- Bu model nereden örnek alındı?
- Bizim gerek sağlõk, gerek diğer
devlet politikalarõnõ hükümet kendi-
si yürütmüyor; bunlarõn hepsi IMF ve
Dünya Bankasõ projesi. IMF ile Dün-
ya Bankasõ sağlõkta özelleştirme pro-
jesini bizim gibi ülkelere empoze et-
meye çalõştõ. Ancak denenen hiçbir ül-
kede de başarõlõ olmadõ.
IMF’nin dayandõğõ politika şu: Sos-
yal güvenliğe ve sağlõğa harcanan pa-
ra devlet bütçesine büyük bir yük ge-
tiriyor. Devlet bu işten çekilsin. Biz-
de kurulmaya çalõşõlan sağlõk sistemi
ABD’deki sistemin neredeyse aynõsõ.
Şimdi dikkat ederseniz Amerikan
seçimlerinin ana konularõndan biri de
sağlõk, çünkü sağlõk sistemi batmõş va-
ziyette. Üstelik bizim kişi başõ geli-
rimiz 5 bin dolar, onlarõnki 45 bin do-
lar. ABD’de resmi rakamlara göre 55
milyonun hiç sigortasõ yok. Geriye ka-
lan sigortalõlarõn da yarõsõndan fazla-
sõnõn sigortasõ yeterli değil.
‘Koruyucu
hekimlik
yok edildi’
- Aile hekimliği uygulamasına ge-
lirsek. Bu hizmetin koruyucu sağlık
hizmetini ortadan kaldırarak tedavi
edici bir sistem sunduğu tartışılıyor.
Türkiye’de koruyucu sağlık hizmet-
lerinin yok edildiğini söylemek doğru
olur mu?
- Maalesef evet. Biliyorsunuz sağlõk,
enerji ve silah sektöründen sonra en iyi
para getiren sektör. Sağlõk hizmetlerine
harcanan parayõ arttõrmanõn bir yolu da
tedavi edici hekimlik uygulamasõnõ yay-
gõnlaştõrmaktan geçiyor. İnsanlar gide-
cekler muayene olacaklar, reçete yazõ-
lõp ilaç alacaklar örneğin. Oysa koruyucu
hekimlikte hem poliklinik hem de ko-
ruyucu hizmet verilir, okullara, köylere
gidip sağlõk hizmeti verilir, ancak para
kazandõrmaz. Şu an sağlõk sistemi yal-
nõzca para kazanmak üzerine kurulu ol-
duğu için koruyucu hekimlik ortadan kal-
dõrõlõyor. AKP bu sistemi kaldõrõp aile he-
kimliğini getirmeye çalõşõyor. Aile he-
kimliği de özelleştirmenin bir yolu.
Şimdiki uygulamada görüyoruz ki bu ai-
le hekimleri sadece hasta bakõp reçete ya-
zõyor. Peki aşõlama, gebe takip, su ve
çevre korumasõ nasõl yapõlacak? Koru-
yucu hekimlik sayesinde tüm sağlõk
sorunlarõnõn yüzde 80’i çözülebiliyordu.
Genel sağlõk sigortasõ olmayan aile he-
kimine de gidemeyecek. Sadece İstan-
bul’a 10 bin aile hekimi gerekiyor ve or-
tada böyle bir rakam yok. İnsanlar sağ-
lõğa ulaşamayacaklar.
- Bu sebeple mi tıp fakültelerinin
kontenjanları arttırılıyor?
- Elbette, bu bir neden. İstanbul’daki
hastane enflasyonuna doktor lazõm di-
ye düşünülüyor. Bu doktor enflasyonu-
nu sağlamak için de Başbakan’õn ifade
ettiği üzere ya geri kalmõş ülkelerden
Türkiye’ye ayda 100-150 dolara çalõ-
şacak ithal hekim düşünülüyor ya da tõp
fakültelerinin kontenjan artõşõ planlanõ-
yor. Şimdi kontenjan yüzde 25 arttõrõl-
dõ; ancak bu insanlar nasõl, nerede, han-
gi koşullarda eğitim alacak? Bir dolu tõp
fakültesi açõldõ bu sene; hiçbirinin alt-
yapõsõ, öğretim üyesi, çalõşma ortamõ
yok. Tek amaç, her ne şekilde olursa ol-
sun doktor enflasyonu yaratmak.
‘Bankalar krizi
gibi olacak’
- Üçüncü ayak olarak da devlet has-
tanelerinin yapısının değiştirilmesi
dediniz. Bu yapı nasıl değiştiriliyor?
- AKP hükümetinin özelleştirme pro-
jeleri içerisinde devlet hastaneleri de var.
Bundan aşağõ yukarõ 6 ay önce “Kamu
sağlık kurumlarının işletmeleştiril-
mesi” adõnda bir yasa çõktõ. Sonra ismi
değişti, ama bu yasa taslağõ şu an halen
beklemede.
Devlet hastaneleri bir mütevelli heyetle
yönetilecek. Bu heyette doktorlar yok,
mahalli yöneticiler var. Bu yöneticilerin
hastaneyi kapatmak, satmak ya da ki-
ralamak gibi haklarõ da var. Örneğin
Kayseri Devlet Hastanesi’ni yerel yö-
neticiler kiraya verecek, hastaneler bu şe-
kilde büyük kartellerin eline geçmeye
başlayacak. Tõpkõ şu an özel hastane-
lerdeki kartelleşmede olduğu gibi.
Türkiye bir bankalar krizi dönemi ya-
şadõ, aynõ şey sağlõk için de geçerli ola-
cak. Bir kriz durumunda Türkiye’deki
hastaneler yabancõ sermaye tarafõndan te-
ker teker toplanacak.
‘Bebek
ölümlerinin
sorumlusu
Başbakan’
- Acil servisler ne durumda?
- Acil servislerde yõllardõr bir şey
değişmedi, hatta kötüye gitti.
Başbakan çõkõp diyor ki “Acil
servislerde yatan hiçbir hasta geri
çevrilmeyecek, ilgili uzman varsa
da yoksa da gelen her hasta kabul
edilecek.” Şimdi bu, Başbakan’õn
ağzõndan çõkmõş bir genelge. Ancak
bu genelge uygulamaya
geçirildiğinde Zekai Budak
Hastanesi’nde neler olduğunu
gördünüz. Oradaki bebekler, bir
küvözde 3 tane bebek yatõrõldõğõ için
öldü, Başbakan’õn dediği gibi gelen
hasta geri çevrilmediği için öldü. Bu
popülist uygulamalar yine doktorlarõn
başõna bela oluyor.
- Bu nedenle mi AKP iktidara
geldiğinden bu yana hekime
yönelik şiddette artış olduğu
söyleniyor?
- Tabii ki. Bundan 4 sene önce
Başbakan “Ben doktora iğne
yaptırmam” diyordu, Sağlõk Bakanõ
çõkõp “Doktorlar hastanın cebinden
elini çeksin” diyordu. AKP, sağlõk
sistemi tamamen doktorun
elindeymiş gibi bir imaj yaratmaya
çalõşõyor. Doktoru hedef gösterdikçe
kendini temize çekiyor.
Hekimler
insanca
yaşamalõ
- Tam gün yasası nasıl
uygulanıyor?
- Biz yõllardõr İstanbul Tabip Odasõ
olarak tam gün uygulamasõnõ
savunuyorduk. Hele ki eğitim
hastanelerinde tam gün uygulanmalõ
diyorduk. Evet tam gün olmalõ, ama
hekimlere de insanca yaşayacağõ bir
ortam sağlanmalõ. AKP’nin
hazõrladõğõ tam gün yasasõnda,
hekimin daha sonra emekliliğine
yansõyacak bir para yok.
İkinci büyük sorun, yasanõn içinde
eğitimin adõ yok. Yalnõzca
performansa dayalõ bir sistem bu.
Yani hekim ne kadar çok hasta
bakarsa o kadar çok para kazanacak.
Oysaki eğitim hastanelerinin işi bu
değil ki. Onlarõn işi araştõrma
yapmak, eğitim vermek, son olarak
hizmek vermek. Halbuki bu yasa
eğitim ve araştõrmayõ tamamen yok
sayõp sadece hizmete yönlendiriyor.
- Bu durumda yoğunlaşan doktor
hatalarıyla daha sık
karşılaşabiliriz.
- Mutlaka.
Sağlıkta sistem çökecek
Sağlõk Bakanlõğõ bize kapõlarõnõ kapattõ
- Sağlık Bakanlığı’yla İstanbul
Tabip Odası ve Türk Tabipleri
Birliği’nin görüşmeleri olmuyor
mu? İleride çıkması olası sorunla-
rı onlara anlatmıyor musunuz?
- Biz diyalog kurma yolunda çok ça-
ba sarf ettik, ancak bunun hiçbir bi-
çimde karşõlõğõnõ alamadõk. Bir de şu-
nu fark etmeleri gerekiyor ki hekim-
ler ve diğer sağlõk çalõşanlarõ bu işi is-
temiyorsa bu sistem yürümez. Hükü-
metin anlamadõğõ konu da bu zaten.
Tabip odalarõnõn bugüne kadar ha-
zõrladõğõ raporlar, ortaya attõğõ savlar
ileride hep doğru çõkmõştõr. Her se-
çimlerde hükümet odamõzõ ele geçir-
mek için elinden geleni yaptõ, ama he-
kimler ayrõ bir topluluk. Zaten bili-
yorsunuz, AKP’ye oy verenler ara-
sõnda yüksekokul mezunlarõnõn oranõ
çok düşük. Bizim hepimizin hekim ol-
duğunu düşünürseniz, AKP’nin bu-
radan takdir görmesi düşünülemez.
- Hekimlerin en büyük sıkıntısı
nedir şu dönemde?
- Geleceği görememek, gelecekten
duyulan endişe. Gelirler gittikçe dü-
şüyor ve gittikçe güvensiz bir gelire sa-
hip oluyorlar. Şu an işe başlayan bir
hekim ve bir işçiye bakarsanõz, emek-
lilikte bir işçi daha fazla maaş alõyor.
İkinci sõrada da çalõşma koşullarõ.
Dünya Sağlõk Örgütü (DSÖ) her has-
taya en az 20 dakika ayrõlmasõ ge-
rektiğinin altõna çizerken bizde hâlâ he-
kimler günde 100-150 hasta bakma-
ya devam ediyorlar. Bir de tabii, öz-
lük haklarõ.
- Özeleştiri yapmak gerekirse,
siz İstanbul Tabip Odası’nın mü-
cadelesini yeterli görüyor musu-
nuz?
- Meslektaşlarõmõzõn ve toplumun
bizden beklentisi fazla. Fakat niha-
yetinde biz bir meslek odasõyõsõz. Bu
mücadelenin daha işe yarar hale gel-
mesi için hekimlerin odamõzõn mü-
cadelesine katõlmalarõ lazõm. Hekim-
lerin desteği arttõkça baskõ gücümüz de
artacak. Medya oldukça taraflõ bir
medya haline geldi, bu nedenle sesi-
zimi duyurmakta da zorluk çekiyoruz.
İ S T A N B U L T A B İ P O D A S I B A Ş K A N I A K T A N , S A Ğ L I K T A D Ö N Ü Ş Ü M P R O G R A M I N I E L E Ş T İ R D İ
29 EYLÜL 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 9
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP’nin Anayasa
Mahkemesi’ndeki iptal
başvurusu sonuçlanmazsa,
1 Ekim’de yürürlüğe
girecek ikinci aşama sosyal
güvenlik reformu
düzenlemelerinin
uygulamasõna açõklõk getiren
15 tane Sosyal Güvenlik
Kurumu (SGK) tebliği Resmi
Gazete’de yayõmlandõ. Anayasa
Mahkemesi’nin bazõ
maddelerinin iptalini görüştüğü
5510 sayõlõ Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlõk Sigortasõ Yasasõ’na
ilişkin tebliğlerdeki bazõ
düzenlemeler şöyle:
- İsteğe bağlõ sigortalõ olabilmek için
uluslararasõ sosyal güvenlik
sözleşmelerinden doğan haklar saklõ
kalmak kaydõyla, Türkiye’de yasal
olarak ikamet edenler ile Türkiye’de
ikamet etmekteyken sosyal güvenlik
sözleşmesi imzalanmamõş ülkelerde
bulunan Türk vatandaşlarõ
yararlanabilecek.
- Bankalar, ilk defa mevduat hesabõ
açtõrõlmasõ, tüm kredi taleplerinin
sonuçlandõrõlmasõ, kredi kartõ ve çek
karnesi verilmesinde, başvuru
sahibinden “meslek bilgileri” ve
“çalışılan yerin unvanı ve açık
adresi” bilgilerini alacak.
İşveren sorumluluğu
- Sigortalõ çalõştõran işverenlerin,
işyeri bildirgesini, en geç sigortalõ
çalõştõrmaya başladõklarõ tarihte
Kuruma vermeleri gerekiyor.
- Genel sağlõk sigortalõsõ
sayõlanlar; sigortalõ veya isteğe bağlõ
sigortalõ olarak tescil edildikleri
tarihten itibaren genel sağlõk
sigortalõsõ olacak ve ayrõca bir
bildirime gerek olmaksõzõn genel
sağlõk sigortalõsõ olarak tescil
edilmiş sayõlacak.
Yeşil kart uygulamaları
- Harcamalarõ, taşõnõr ve taşõnmazlarõ
ile bunlardan doğan haklarõ da
dikkate alõnarak, Kurumca
belirlenecek test yöntemleri ve veriler
kullanõlarak tespit edilecek aile
içindeki geliri kişi başõna düşen aylõk
tutarõ asgari ücretin üçte birinden az
olan yurttaşlar, genel sağlõk sigortalõsõ
sayõlacak.
- Ancak Yasa’nõn geçici 12. maddesi
uyarõnca, 1 Ekim 2008 tarihinden
itibaren iki yõllõk süre içinde söz
konusu hüküm uygulanmayacak.
- İş kazasõ veya meslek hastalõğõnõn,
işverenin kastõ veya sigortalõlarõn
sağlõğõnõ koruma ve iş güvenliği
mevzuatõna aykõrõ bir hareketi sonucu
meydana gelmesi durumunda, işveren
Kuruma karşõ sorumlu hale gelecek.
- Kasõt; iş kazasõ veya meslek
hastalõğõna işverenin bilerek ve
isteyerek, hukuka aykõrõ eylemiyle
neden olmasõ hali olarak dikkate
alõnacak. Zarara neden olan eylemin
bilinçli olarak yapõlmasõ kasõt için
yeterli sayõlacak, sonuçlarõnõn istenip
istenmemesi kastõ ortadan
kaldõrmayacak.
- İşverenin eylemi hukuka aykõrõ
olmamakla birlikte, yaptõğõ hareketin
hukuka aykõrõ sonuç doğurabileceğini
bilmesi, ihmali veya ağõr ihmali
Kuruma karşõ sorumluluğunu ortadan
kaldõrmayacak.
- İş kazasõnõn, belirtilen sürede
işveren tarafõndan Kuruma
bildirilmemesi durumunda, bildirim
tarihine kadar geçen süre için
sigortalõya ödenecek geçici iş
göremezlik ödeneği, Kurumca
işverenden tahsil edilecek.
CHP’nin Anayasa
Mahkemesi’ndeki iptal başvurusu
sonuçlanmazsa, 1 Ekim’de
yürürlüğe girecek ikinci aşama
sosyal güvenlik reformuna
çalışanlar karşı çıkıyor.
- Son günlerde özel hastanele-
rin tepkisi de arttı. Yüzde 30 pay-
la hizmet veremeyeceklerini söy-
lüyorlar. Bu doğru mu?
- Özel hastaneler sandõ ki SGK
aracõlõğõyla para kazanõp işlerini
yürütebilecekler. Teşvikler verildi,
kolaylõklar sağlandõ ve özellikle İstanbul’da inanõlmaz
sayõda özel hastane açõldõ. Sonra SGK baktõ ki ortada
böyle bir para yok ve bunun altõndan kalkamayacak, der-
hal “Sağlõk Uygulama Talimatnamesi” çõkarõldõ; özel
hastanelerin hastadan alacağõ fark
hayli düşürüldü. Bunlar hiçbir özel
hastane için gerçekçi rakamlar de-
ğildi. Sonra da şu soru gün yüzüne
çõktõ: Aradaki farkõ kim ödeyecek?
Bu farkõ ileride sağlõk hizmetini
kim alõyorsa, kim alõrsa o ödeyecek;
ancak şu an için siyasi ağõz bunu söyleyemiyor. Onun
için de şimdilik yüzde 30 fark alabilirsiniz deniyor. An-
cak bu da yetmeyecek, fark yüzde yüze kadar arttõlõra-
cak, hatta yüzde yüz de özel hastaneleri tatmin etmeyecek.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Aktan çarpıcı açıklamalarda bulundu.
ARADAKİ FARKI
HASTA ÖDEYECEK
DİYEMİYORLAR
Hükümet sosyal güvenlikte paçalarõ sõvadõ, Resmi Gazete’de 15 SGK tebliği yayõmlandõ
Sürüncemedeki tebliğler