16 Şubat 2025 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B MELTEM YILMAZ AKP hükümetinin bundan 5 yõl önce Sağlõkta Dönüşüm Programõ adõnõ vererek parça parça uygulama- ya koyduğu sistem, bugünlerde özel hastanelerin isyanõ, yatan hasta ölüm- lerinin artmasõ, bebek ölümlerinin hõz kazanmasõ gibi sonuçlarla ilk açõklarõnõ vermeye başladõ. İstanbul Tabip Odasõ Başkanõ Özdemir Ak- tan, IMF ile Dünya Bankasõ projesi olan bu programõn, Türkiye’nin sağ- lõk sistemini önümüzdeki birkaç yõl içerisinde çökerteceğini söylüyor. Aktan, AKP hükümetinin kõsa dö- nemde almayõ hedeflediği oy uğruna yasalaştõrdõğõ programõn, ABD gibi ül- kelerde artõk uygulanamaz hale gel- diğini, Türkiye’yi ise çok daha ciddi bir krizin beklediğini ifade ediyor. “Ne kadar para o kadar sağlık” anlayõ- şõ çerçevesinde hazõrlanan bu yeni sağ- lõk modeli, bir yandan sağlõğõ kartel- lerin eline emanet ederken, diğer yandan sağlõktan yalnõzca hekimleri sorumlu tutarak kendini kurtarmaya çalõşõyor. Aktan ile Türkiye sağlõk sis- temini bekleyen kaçõnõlmaz sonu ko- nuştuk. - AKP hükümetinin yürürlüğe koyduğu Sağlıkta Dönüşüm Prog- ramı’nın amacı nedir? Neyi he- defliyor ve nasıl sonuçlanacak? - Hükümetin 5 yõldõr devam eden, sağlõkta dönüşüm diye adlandõrdõğõ bu projenin üç önemli bacağõ var. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlõk Sigortasõ (SSGSS), birinci basamak sağlõk hiz- metlerinin değiştirilmesi anlamõna gelen aile hekimliği ile devlet hasta- nelerinin yeniden yapõlandõrõlmasõ. AKP’nin ortaya koyduğu bu yeni sistemi “sağlığın özelleştirilmesi” diye özetlemek mümkün. Geçmiş yõllarda sosyal güvenliğe ya da sağlõ- ğa giden para, AKP hükümeti tara- fõndan bir tür “kara delik” olarak ad- landõrõldõ. Bu para, hiçe harcanan pa- raymõş gibi değerlendirildi. Oysaki o para insanlarõn sağlõğõna, emekliliği- ne harcanõyordu. Hükümetin oluş- turduğu bu yeni modelde ise yurttaş- lar prim ödeyecek, bu prim Sosyal Gü- venlik Kurumu’nun (SGK) havuzun- da toplanacak. O havuzda toplanan pa- rayla SGK hem kamudan hem de özel sektörden sağlõğõ satõn alacak. Şimdi hükümet herkesin sağlõk harcamala- rõ buradan karşõlanacakmõş gibi bir ha- va yaratõyor. Bu elbette kulağa hoş ge- liyor, ancak işin aslõ bu değil. Bir ke- re herkesin prim ödemesi lazõm, ki bu Türkiye için imkânsõz. Türkiye eko- nomisinin yüzde 50’si kayõt dõşõ zaten. Kayõtlõ çalõşanlardan da Bağ-Kur ör- neğinde olduğu gibi prim ödeme ora- nõ yüzde 15’i geçmiyor. Dolayõsõyla ödenemeyen primler havuzda topla- namayacak. Bununla ilgili yasada “temel teminat paketi” diye bir madde var. Onun da anlamõ şu: Havuzdaki para neye yeterse biz o kadar hizmet verebiliriz. Buradan yola çõkarak şunu ra- hatlõkla söyleyebilirim, Türki- ye’nin sağlõk sistemi birkaç yõl içerisinde tamamen çö- kecek. - Öyleyse bu sistemi ‘Ne ka- dar para o kadar sağlık’ diye özet- lemek mümkün. - Evet. Bir de sorun şu ki SSGSS 1 Ekim’de tamamen yürürlüğe girdi- ğinde yeşil kart uygulamasõnda oldu- ğu gibi fakirlerin primlerinin karşõla- nacağõ söyleniyor. Ancak yasa, fakir- liği bir ailenin gelirinin asgari üc- retin üçte biri olmasõ olarak ta- nõmlõyor. Yani bir ailenin ge- liri 200 YTL’den fazlaysa devletin gözünde bu insanlar fakir değil ve bunlarõn primini devlet ödemeyecek. Dolayõ- sõyla ayda 200 YTL ka- zanan ailenin ki- şi başõ 70 YTL prim ödemesi gereki- yor. Bu tabii ki imkânsõz. - Bu model nereden örnek alındı? - Bizim gerek sağlõk, gerek diğer devlet politikalarõnõ hükümet kendi- si yürütmüyor; bunlarõn hepsi IMF ve Dünya Bankasõ projesi. IMF ile Dün- ya Bankasõ sağlõkta özelleştirme pro- jesini bizim gibi ülkelere empoze et- meye çalõştõ. Ancak denenen hiçbir ül- kede de başarõlõ olmadõ. IMF’nin dayandõğõ politika şu: Sos- yal güvenliğe ve sağlõğa harcanan pa- ra devlet bütçesine büyük bir yük ge- tiriyor. Devlet bu işten çekilsin. Biz- de kurulmaya çalõşõlan sağlõk sistemi ABD’deki sistemin neredeyse aynõsõ. Şimdi dikkat ederseniz Amerikan seçimlerinin ana konularõndan biri de sağlõk, çünkü sağlõk sistemi batmõş va- ziyette. Üstelik bizim kişi başõ geli- rimiz 5 bin dolar, onlarõnki 45 bin do- lar. ABD’de resmi rakamlara göre 55 milyonun hiç sigortasõ yok. Geriye ka- lan sigortalõlarõn da yarõsõndan fazla- sõnõn sigortasõ yeterli değil. ‘Koruyucu hekimlik yok edildi’ - Aile hekimliği uygulamasına ge- lirsek. Bu hizmetin koruyucu sağlık hizmetini ortadan kaldırarak tedavi edici bir sistem sunduğu tartışılıyor. Türkiye’de koruyucu sağlık hizmet- lerinin yok edildiğini söylemek doğru olur mu? - Maalesef evet. Biliyorsunuz sağlõk, enerji ve silah sektöründen sonra en iyi para getiren sektör. Sağlõk hizmetlerine harcanan parayõ arttõrmanõn bir yolu da tedavi edici hekimlik uygulamasõnõ yay- gõnlaştõrmaktan geçiyor. İnsanlar gide- cekler muayene olacaklar, reçete yazõ- lõp ilaç alacaklar örneğin. Oysa koruyucu hekimlikte hem poliklinik hem de ko- ruyucu hizmet verilir, okullara, köylere gidip sağlõk hizmeti verilir, ancak para kazandõrmaz. Şu an sağlõk sistemi yal- nõzca para kazanmak üzerine kurulu ol- duğu için koruyucu hekimlik ortadan kal- dõrõlõyor. AKP bu sistemi kaldõrõp aile he- kimliğini getirmeye çalõşõyor. Aile he- kimliği de özelleştirmenin bir yolu. Şimdiki uygulamada görüyoruz ki bu ai- le hekimleri sadece hasta bakõp reçete ya- zõyor. Peki aşõlama, gebe takip, su ve çevre korumasõ nasõl yapõlacak? Koru- yucu hekimlik sayesinde tüm sağlõk sorunlarõnõn yüzde 80’i çözülebiliyordu. Genel sağlõk sigortasõ olmayan aile he- kimine de gidemeyecek. Sadece İstan- bul’a 10 bin aile hekimi gerekiyor ve or- tada böyle bir rakam yok. İnsanlar sağ- lõğa ulaşamayacaklar. - Bu sebeple mi tıp fakültelerinin kontenjanları arttırılıyor? - Elbette, bu bir neden. İstanbul’daki hastane enflasyonuna doktor lazõm di- ye düşünülüyor. Bu doktor enflasyonu- nu sağlamak için de Başbakan’õn ifade ettiği üzere ya geri kalmõş ülkelerden Türkiye’ye ayda 100-150 dolara çalõ- şacak ithal hekim düşünülüyor ya da tõp fakültelerinin kontenjan artõşõ planlanõ- yor. Şimdi kontenjan yüzde 25 arttõrõl- dõ; ancak bu insanlar nasõl, nerede, han- gi koşullarda eğitim alacak? Bir dolu tõp fakültesi açõldõ bu sene; hiçbirinin alt- yapõsõ, öğretim üyesi, çalõşma ortamõ yok. Tek amaç, her ne şekilde olursa ol- sun doktor enflasyonu yaratmak. ‘Bankalar krizi gibi olacak’ - Üçüncü ayak olarak da devlet has- tanelerinin yapısının değiştirilmesi dediniz. Bu yapı nasıl değiştiriliyor? - AKP hükümetinin özelleştirme pro- jeleri içerisinde devlet hastaneleri de var. Bundan aşağõ yukarõ 6 ay önce “Kamu sağlık kurumlarının işletmeleştiril- mesi” adõnda bir yasa çõktõ. Sonra ismi değişti, ama bu yasa taslağõ şu an halen beklemede. Devlet hastaneleri bir mütevelli heyetle yönetilecek. Bu heyette doktorlar yok, mahalli yöneticiler var. Bu yöneticilerin hastaneyi kapatmak, satmak ya da ki- ralamak gibi haklarõ da var. Örneğin Kayseri Devlet Hastanesi’ni yerel yö- neticiler kiraya verecek, hastaneler bu şe- kilde büyük kartellerin eline geçmeye başlayacak. Tõpkõ şu an özel hastane- lerdeki kartelleşmede olduğu gibi. Türkiye bir bankalar krizi dönemi ya- şadõ, aynõ şey sağlõk için de geçerli ola- cak. Bir kriz durumunda Türkiye’deki hastaneler yabancõ sermaye tarafõndan te- ker teker toplanacak. ‘Bebek ölümlerinin sorumlusu Başbakan’ - Acil servisler ne durumda? - Acil servislerde yõllardõr bir şey değişmedi, hatta kötüye gitti. Başbakan çõkõp diyor ki “Acil servislerde yatan hiçbir hasta geri çevrilmeyecek, ilgili uzman varsa da yoksa da gelen her hasta kabul edilecek.” Şimdi bu, Başbakan’õn ağzõndan çõkmõş bir genelge. Ancak bu genelge uygulamaya geçirildiğinde Zekai Budak Hastanesi’nde neler olduğunu gördünüz. Oradaki bebekler, bir küvözde 3 tane bebek yatõrõldõğõ için öldü, Başbakan’õn dediği gibi gelen hasta geri çevrilmediği için öldü. Bu popülist uygulamalar yine doktorlarõn başõna bela oluyor. - Bu nedenle mi AKP iktidara geldiğinden bu yana hekime yönelik şiddette artış olduğu söyleniyor? - Tabii ki. Bundan 4 sene önce Başbakan “Ben doktora iğne yaptırmam” diyordu, Sağlõk Bakanõ çõkõp “Doktorlar hastanın cebinden elini çeksin” diyordu. AKP, sağlõk sistemi tamamen doktorun elindeymiş gibi bir imaj yaratmaya çalõşõyor. Doktoru hedef gösterdikçe kendini temize çekiyor. Hekimler insanca yaşamalõ - Tam gün yasası nasıl uygulanıyor? - Biz yõllardõr İstanbul Tabip Odasõ olarak tam gün uygulamasõnõ savunuyorduk. Hele ki eğitim hastanelerinde tam gün uygulanmalõ diyorduk. Evet tam gün olmalõ, ama hekimlere de insanca yaşayacağõ bir ortam sağlanmalõ. AKP’nin hazõrladõğõ tam gün yasasõnda, hekimin daha sonra emekliliğine yansõyacak bir para yok. İkinci büyük sorun, yasanõn içinde eğitimin adõ yok. Yalnõzca performansa dayalõ bir sistem bu. Yani hekim ne kadar çok hasta bakarsa o kadar çok para kazanacak. Oysaki eğitim hastanelerinin işi bu değil ki. Onlarõn işi araştõrma yapmak, eğitim vermek, son olarak hizmek vermek. Halbuki bu yasa eğitim ve araştõrmayõ tamamen yok sayõp sadece hizmete yönlendiriyor. - Bu durumda yoğunlaşan doktor hatalarıyla daha sık karşılaşabiliriz. - Mutlaka. Sağlıkta sistem çökecek Sağlõk Bakanlõğõ bize kapõlarõnõ kapattõ - Sağlık Bakanlığı’yla İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği’nin görüşmeleri olmuyor mu? İleride çıkması olası sorunla- rı onlara anlatmıyor musunuz? - Biz diyalog kurma yolunda çok ça- ba sarf ettik, ancak bunun hiçbir bi- çimde karşõlõğõnõ alamadõk. Bir de şu- nu fark etmeleri gerekiyor ki hekim- ler ve diğer sağlõk çalõşanlarõ bu işi is- temiyorsa bu sistem yürümez. Hükü- metin anlamadõğõ konu da bu zaten. Tabip odalarõnõn bugüne kadar ha- zõrladõğõ raporlar, ortaya attõğõ savlar ileride hep doğru çõkmõştõr. Her se- çimlerde hükümet odamõzõ ele geçir- mek için elinden geleni yaptõ, ama he- kimler ayrõ bir topluluk. Zaten bili- yorsunuz, AKP’ye oy verenler ara- sõnda yüksekokul mezunlarõnõn oranõ çok düşük. Bizim hepimizin hekim ol- duğunu düşünürseniz, AKP’nin bu- radan takdir görmesi düşünülemez. - Hekimlerin en büyük sıkıntısı nedir şu dönemde? - Geleceği görememek, gelecekten duyulan endişe. Gelirler gittikçe dü- şüyor ve gittikçe güvensiz bir gelire sa- hip oluyorlar. Şu an işe başlayan bir hekim ve bir işçiye bakarsanõz, emek- lilikte bir işçi daha fazla maaş alõyor. İkinci sõrada da çalõşma koşullarõ. Dünya Sağlõk Örgütü (DSÖ) her has- taya en az 20 dakika ayrõlmasõ ge- rektiğinin altõna çizerken bizde hâlâ he- kimler günde 100-150 hasta bakma- ya devam ediyorlar. Bir de tabii, öz- lük haklarõ. - Özeleştiri yapmak gerekirse, siz İstanbul Tabip Odası’nın mü- cadelesini yeterli görüyor musu- nuz? - Meslektaşlarõmõzõn ve toplumun bizden beklentisi fazla. Fakat niha- yetinde biz bir meslek odasõyõsõz. Bu mücadelenin daha işe yarar hale gel- mesi için hekimlerin odamõzõn mü- cadelesine katõlmalarõ lazõm. Hekim- lerin desteği arttõkça baskõ gücümüz de artacak. Medya oldukça taraflõ bir medya haline geldi, bu nedenle sesi- zimi duyurmakta da zorluk çekiyoruz. İ S T A N B U L T A B İ P O D A S I B A Ş K A N I A K T A N , S A Ğ L I K T A D Ö N Ü Ş Ü M P R O G R A M I N I E L E Ş T İ R D İ 29 EYLÜL 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ndeki iptal başvurusu sonuçlanmazsa, 1 Ekim’de yürürlüğe girecek ikinci aşama sosyal güvenlik reformu düzenlemelerinin uygulamasõna açõklõk getiren 15 tane Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tebliği Resmi Gazete’de yayõmlandõ. Anayasa Mahkemesi’nin bazõ maddelerinin iptalini görüştüğü 5510 sayõlõ Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlõk Sigortasõ Yasasõ’na ilişkin tebliğlerdeki bazõ düzenlemeler şöyle: - İsteğe bağlõ sigortalõ olabilmek için uluslararasõ sosyal güvenlik sözleşmelerinden doğan haklar saklõ kalmak kaydõyla, Türkiye’de yasal olarak ikamet edenler ile Türkiye’de ikamet etmekteyken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamõş ülkelerde bulunan Türk vatandaşlarõ yararlanabilecek. - Bankalar, ilk defa mevduat hesabõ açtõrõlmasõ, tüm kredi taleplerinin sonuçlandõrõlmasõ, kredi kartõ ve çek karnesi verilmesinde, başvuru sahibinden “meslek bilgileri” ve “çalışılan yerin unvanı ve açık adresi” bilgilerini alacak. İşveren sorumluluğu - Sigortalõ çalõştõran işverenlerin, işyeri bildirgesini, en geç sigortalõ çalõştõrmaya başladõklarõ tarihte Kuruma vermeleri gerekiyor. - Genel sağlõk sigortalõsõ sayõlanlar; sigortalõ veya isteğe bağlõ sigortalõ olarak tescil edildikleri tarihten itibaren genel sağlõk sigortalõsõ olacak ve ayrõca bir bildirime gerek olmaksõzõn genel sağlõk sigortalõsõ olarak tescil edilmiş sayõlacak. Yeşil kart uygulamaları - Harcamalarõ, taşõnõr ve taşõnmazlarõ ile bunlardan doğan haklarõ da dikkate alõnarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanõlarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başõna düşen aylõk tutarõ asgari ücretin üçte birinden az olan yurttaşlar, genel sağlõk sigortalõsõ sayõlacak. - Ancak Yasa’nõn geçici 12. maddesi uyarõnca, 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren iki yõllõk süre içinde söz konusu hüküm uygulanmayacak. - İş kazasõ veya meslek hastalõğõnõn, işverenin kastõ veya sigortalõlarõn sağlõğõnõ koruma ve iş güvenliği mevzuatõna aykõrõ bir hareketi sonucu meydana gelmesi durumunda, işveren Kuruma karşõ sorumlu hale gelecek. - Kasõt; iş kazasõ veya meslek hastalõğõna işverenin bilerek ve isteyerek, hukuka aykõrõ eylemiyle neden olmasõ hali olarak dikkate alõnacak. Zarara neden olan eylemin bilinçli olarak yapõlmasõ kasõt için yeterli sayõlacak, sonuçlarõnõn istenip istenmemesi kastõ ortadan kaldõrmayacak. - İşverenin eylemi hukuka aykõrõ olmamakla birlikte, yaptõğõ hareketin hukuka aykõrõ sonuç doğurabileceğini bilmesi, ihmali veya ağõr ihmali Kuruma karşõ sorumluluğunu ortadan kaldõrmayacak. - İş kazasõnõn, belirtilen sürede işveren tarafõndan Kuruma bildirilmemesi durumunda, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalõya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilecek. CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ndeki iptal başvurusu sonuçlanmazsa, 1 Ekim’de yürürlüğe girecek ikinci aşama sosyal güvenlik reformuna çalışanlar karşı çıkıyor. - Son günlerde özel hastanele- rin tepkisi de arttı. Yüzde 30 pay- la hizmet veremeyeceklerini söy- lüyorlar. Bu doğru mu? - Özel hastaneler sandõ ki SGK aracõlõğõyla para kazanõp işlerini yürütebilecekler. Teşvikler verildi, kolaylõklar sağlandõ ve özellikle İstanbul’da inanõlmaz sayõda özel hastane açõldõ. Sonra SGK baktõ ki ortada böyle bir para yok ve bunun altõndan kalkamayacak, der- hal “Sağlõk Uygulama Talimatnamesi” çõkarõldõ; özel hastanelerin hastadan alacağõ fark hayli düşürüldü. Bunlar hiçbir özel hastane için gerçekçi rakamlar de- ğildi. Sonra da şu soru gün yüzüne çõktõ: Aradaki farkõ kim ödeyecek? Bu farkõ ileride sağlõk hizmetini kim alõyorsa, kim alõrsa o ödeyecek; ancak şu an için siyasi ağõz bunu söyleyemiyor. Onun için de şimdilik yüzde 30 fark alabilirsiniz deniyor. An- cak bu da yetmeyecek, fark yüzde yüze kadar arttõlõra- cak, hatta yüzde yüz de özel hastaneleri tatmin etmeyecek. İstanbul Tabip Odası Başkanı Aktan çarpıcı açıklamalarda bulundu. ARADAKİ FARKI HASTA ÖDEYECEK DİYEMİYORLAR Hükümet sosyal güvenlikte paçalarõ sõvadõ, Resmi Gazete’de 15 SGK tebliği yayõmlandõ Sürüncemedeki tebliğler
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear