25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İstanbul Haber Servisi - 78’liler Girişimi dün İstanbul Tabip Odasõ’nda düzenlediği top- lantõda “Diyarbakır Askeri Cezaevi gerçe- ği ile yüzleşme ve Adalet Komisyonu”nun çalõşmalarõ konusunda bilgi verdi. Toplantõda konuşan Tarık Ziya Ekinci, 12 Eylül’ün ardõndan Diyarbakõr Cezaevi’nde ya- şananlarõn tanõklarõnõn olmasõna karõşõn an- latõlanlarla resmi makamlarõn ilgilenmediği- ni ifade ederek “Basının bu konuda en önemli görevi, toplumun geleceğini uyar- mak ve toplumu etkin bir şekilde görevle- rini yerine getirmesini sağlamaktır. İn- sanlar da geçmişiyle hesaplaşıp geleceğini kurmak zorundadır” diye konuştu. Avukat Ergin Cinmen ise 12 Eylül 1980 darbesinin geçmişte yaşanõlan bir problem ol- madõğõnõ, tam tersine bugün yaşanõlan ciddi bir problemlerin kaynağõ olduğunu anlattõ. 78’liler Girişimi “Diyarbakır Askeri Ce- zaevi gerçeği ile yüzleşme ve Adalet Ko- misyonu”nun raporunda ise Diyarbakõr Ce- zaevi’nin 12 Eylül sürecinin en kanlõ ceza- evlerinden biri olduğunun altõ çizildi. 1980-1984 döneminde Diyarbakõr Askeri Cezaevi’nde neler yaşandõğõnõ gözler önüne sermenin, gerçekleri ortaya çõkarma ve ceza- evindeki yaşam koşullarõnõn neden olduğu mağduriyetlerin ortaya konulmasõnõn amaç- landõğõ belirtilen raporda, “Bu çalışmanın ce- zaevinde yaşanılanların toplumun bilinci- ne çıkmasına ve adaletin sağlanması yo- lunda bir ilk adım olacağı inancındayız” de- nildi. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada lığında Alman makamlarınca suç sayılan işlerinin tümünü bir bir anlatmışlar. Alman makamları bu anlatımları belgelendirip mahkemenin önüne koymuş. Bize öyle geliyor ki, Almanya’daki Deniz Fene- ri yöneticilerinin küçük bir hatası olmuş: Almanya’yı Türkiye ile karıştırmışlar! Mahkemedeki belgelere göre Almanya’daki yurttaşlarımızın yardımseverlik duyguları kulla- nılmış, onlardan toplanan paraların yarısından faz- lası özel şirketlere aktarılmış. Bir insanın toplumun dini ve insani duygularını kullanarak topladığı pa- rayı kendi çıkarı için kullanmasına ne ad verilebilir? Bizim aklımıza çok ad geliyor ama, sanıyorum okurların da yakıştırma gücü az değildir! Almanya’da ortaya çıkarılan binlerce sahte yardım makbuzu Türkiye’de yapılacak ciddi bir so- ruşturma sonunda pek çok gerçeği ortaya çıka- rabilir. Deniz Feneri olayının gündeme getirdiği iki ger- çek daha var: 1- Siyasetin finans kaynakları. 2- Sosyal devlet kavramının yerini sadaka-t sis- teminin alması. Aslında yukarıdaki iki şık iç içe. Toplandığında sarsılmaz bir imparatorluk ortaya çıkıyor. Deniz Feneri programcıları, özünde Amerika’yı yeniden keşfetmediler. Bu İslam coğrafyasını etkisi altına alan “Müslüman Kardeşler” tipi bir ör- gütlenme biçimi. 1920’li yıllarda Mısır’da kurulan İhvan-ı Müsli- min, yani Müslüman Kardeşler şu stratejiyi be- nimsemişti: Halkın dini duygularına hitap ederek onları kendine bağla... Organize güç oluşturarak ve dev- let olanaklarını da kullanarak para gücü oluştur... “Hepimiz Müslümanız ve kardeşiz” yaklaşımıyla kalben kendine bağladığın insanların karnını do- yur ve mideden de kendine bağla... Mısır’daki yönetimler bu yöntemle devletin bambaşka bir yapıya sürükleneceğini görünce onaylaması zor sert önlemler aldılar. Müslüman Kardeşler Örgütü, terörü de içinde barındıran, ama toplum içinde yer eden bir yapıya dönüştü. Suriye ve Ürdün’de de benzer yapılanmalar de- nendi. Mısır’da yaşananlar dikkate alınarak erken önlem alındı! Deniz Feneri Almanya kaynaklı son olay değil. Bu gidişle öyle de olmayacak. Daha önceki yıllarda da tabela holdinglerinden kooperatif kandırma- calarına kadar bir dizi soygun yaşandı. Neden Almanya? 1960’lı yıllarda Almanya’ya giden yurttaşlarımız ilk şaşkınlığın ardından kendilerine sordular: Biz kimiz? Türkiye onlara, “Siz gurbetçisiniz. Biriktirdiğiniz paranın bir kısmını bize yollayın, ekonomiye kat- kıda bulunun, bu bize yeter” dedi. Almanya ise, “Siz geçici işçisiniz, bir süre çalışıp ülkenize dö- neceksiniz. Çok da yerleşmeyin” dedi. Süreç böyle işlemedi. Türkiye’deki yönetimle- rin gözünde yıllarca “Mark ineği” tarifinden öte- ye gidemeyen gurbetçilere din üzerinden iktidar arayan kesimler kucak açtı ve bugüne gelindi. Erdoğan’ın gözünde bu örgütler Türkiye Cum- huriyeti’nin büyükelçisinden bile daha kıymetli olur- sa ortaya başka ne çıkacaktı ki? Sadaka-t sistemi rejime dönüşme arayışında! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada geçilmesine katkıda bulunacağını söyledi. Altı yıl geçti. Baykal, RTE’ye dokunulmazlık ucu- besini kaldırmayı vaat ettiğini ama gerekeni yap- maya geldi mi yan çizdiğini anımsattı. AKP iktidarında ayyuka çıktı yolsuzluk olayla- rı. Partiyle doğrudan bağlantısına işaret eden olay- lar yaşandı, yaşanıyor. Hakkındaki çeşitli suçlamalardan dokuza yakın dosya yargıya gitmeyi bekliyor. AKP grubunun neredeyse yüzde 25’i ile ilgili dos- yalar Meclis’te. Dokunulmazlığa dokunmayarak yolsuzlukla- rın, yolsuzluk veya rüşvet sanıklarının koruyucu me- leği RTE ne yapıyor? Bakın ne yapıyor: Önce kimsenin yutmadığı bir karşı öneri ile sahneye çıkıyor. Sadece milletve- kili dokunulmazlığının değil, memurlara uygulanan ve ancak amirinden izin alınması koşuluyla yar- gılanmalarını sağlayan yasal hükümlerin de kal- dırılmasını ve böylece dokunulmazlık konusunda eşitlik sağlanmasını istiyor ve: Sonra… 2008 yılının bir ayında bu sözünü, bu önerisini tamamen çürüten bir icraat sergiliyor. Belediye Başkanlığı döneminde siyasette yol ar- kadaşı, RTÜK gibi önemli bir kurulun başına ge- tirdiği Zahid Akman’ı yargının pençesinden kur- tarmak için bürokratlara, memurlara işleyen yar- gıya götürülmelerini engelleyen amirinden izin al- ma yetkisini daha genişletiyor. Nasıl mı? Şöyle: Almanya-Türkiye arasında tarikat şebekesi ça- lıştı ve RTE: Deniz Feneri soruşturmasının eninde sonunda himayesinde olan eski yol arkadaşı Zahid Akman’a ulaşacağını çok önceden öğrendi. Olay patlayıp isimler ortaya dökülmeden bir ay önce... ...RTÜK Yasası’nda ufacık bir değişiklik yaptı. Zahid Akman hakkında soruşturma başlatmayı Başbakan’ın iznine bağladı. RTE nerede duruyor şimdi? Örneğin din iman birlikteliği söz konusu oldu mu RTE; daha önceki vaatlerini, örneğin dokunulmazlık konusundaki önerisini anımsamıyor bile. Ulusal kanallara ahlak, sosyal terbiye, doğruluk nasihatlerinde bulunan, kimi kanalları kapatan Bay Zahid Akman’ın Frankfurt savcısının iddianame- sinde tam 34 kez adı geçiyor. Başka bir dava nedeniyle Almanya’ya girer gir- mez yaka paça savcının önüne çıkarılacak olan Za- hid Akman, sağa sola ahlak dersi veren, çok ama çoook Müslüman bir kişi olarak RTÜK’teki baş- kanlık görevinden istifa etmeyi aklının ucundan bi- le geçirmiyor. Balık baştan kokar mı kokmaz mı? Bu ülke balığın baştan koktuğunu ispat eden bir ülkedir. Doğal olarak sonuç: Din ve imanı sömürerek iktidara taşımakta yar- dımcı olanların egemen olduğu bir ülkede; yol- suzluklar, rüşvet olayları elbette giderek artar, ar- tacaktır... ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 12 EYLÜL 2008 CUMACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 29 Edirne PB 33 Kocaeli PB 30 Çanakkale PB 29 İzmir B 32 Manisa A 34 Aydın A 34 Denizli A 34 Zonguldak PB 27 Sinop PB 26 Samsun PB 27 Trabzon PB 27 Giresun PB 27 Ankara PB 31 Eskişehir PB 30 Konya PB 30 Sıvas PB 27 Antalya PB 30 Adana PB 35 Mersin PB 32 Diyarbakır Y 34 Şanlıurfa Y 36 Mardin Y 31 Siirt Y 31 Hakkâri PB 24 Van PB 27 Kars PB 25 Oslo PB 15 Helsinki PB 13 Stockholm PB 15 Londra Y 18 Amsterdam Y 19 Brüksel Y 16 Paris Y 19 Bonn Y 26 Münih Y 25 Berlin PB 19 Budapeşte Y 24 Madrid PB 25 Viyana Y 22 Belgrad Y 22 Soyfa PB 31 Roma PB 29 Atina B 31 Zürih Y 18 Moskova Y 10 Aşkabat A 32 Astana B 23 Taşkent A 34 Bakû B 27 Bişkek A 32 Tiflis PB 22 Kahire B 33 Şam PB 33 Yurtta yağış bek- lenmiyor. Yurdun kuzey ve doğu ke- simleri parçalı bu- lutlu; diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklıkları 2 ila 4 derece artacak. Köylerimizin Öğretmen Özlemi ilköğrenimlerini ta- mamlayan öğrencilere daha ileri öğrenim yapma yollarõnõ gös- terir, onlara her yön- den destek olurlardõ. Bunlarõn yanõ sõra köy halkõnõn da eğitimine yardõmcõ olurlardõ; ye- tişkinlere okuma yaz- ma öğretir, onlarõ ilk- öğrenimlerini tamam- lamaya yöneltirlerdi. Ayrõca köy halkõnõn sağlõğõyla da ilgilenir, onlara bir yandan sağ- lõklõ yaşam yollarõnõ öğretirken, diğer yan- dan hasta olanlara te- davi yollarõnõ ve yön- temlerini gösterirler- di. Köy halkõnõ bilgi- leri ölçüsünde tarõm ve iş hayatõna da yö- neltir, bu alandaki ya- yõnlarõ bulma ve bun- lardan yararlanma yol- larõnõ gösterirlerdi. Köy öğretmenleri, köylerde ve köyler ara- sõnda huzurlu bir orta- mõn yaratõlmasõnda da önemli rol oynamak- taydõlar. Ayrõca dev- letin köydeki bir tem- silcisi olarak devlete bağlõlõğõn önemini ve halkõn devlete karşõ olan görevlerini anla- tõr ve köy halkõnõn de- mokratik bir ülkenin özgür vatandaşlarõ ol- manõn mutluluğunu duymasõna da yardõm- cõ olurlardõ. Taşmalõ öğretimin maliyeti ve kaza riski çok yüksektir. Altõ, ye- di yaşõndaki küçük ço- cuklarõn uzak mesafe- lere gidişleri, dönüşle- ri ve aile sevgisinden uzak kalõşlarõ da çeşit- li psikolojik ve beden- sel sorunlar yaratmak- tadõr. Ayrõca taşõmalõ öğretim nedeniyle köyler boşalmakta, şe- hirlere akõn olmakta, böylece tarõm alanlarõ boş kalmaktadõr. ABD’deki öğreni- mim sõrasõnda, uygu- lama hocamõz bizlere köy durumunda olan küçük yerleşim birim- lerindeki okullarõ gez- dirdi. Buralarda, on iki sõ- nõflõ okullarõn tek öğ- retmen tarafõndan oku- tulduğunu gördük. İn- giltere’de, Avrupa Konseyi’nin üyeleri- nin bir toplantõsõnda ziyaret ettiğimiz kü- çük yerleşim birimle- rinde de benzer du- rumlar vardõ. Bu okul- larda öğretmenlerin yaz tatillerinde eksik yönleri ile ilgili takvi- ye kurslarõ aldõklarõnõ öğrendik. Aynõ şekilde bizim ülkemizde de sekiz sõnõflõ köy okul- larõnda bir ya da iki öğretmenle öğretim yapõlabilir. Taşõmalõ öğretime tümüyle son verilme- lidir. Ancak kõsa dö- nemde bu yapõlamadõ- ğõ takdirde hiç olmaz- sa öğrencilerin beşin- ci sõnõfõ bitirinceye ka- dar kendi köylerinde okutulmalarõ çok ya- rarlõ olacaktõr. Böyle- ce köylerimizin öğret- men özlemi de son bu- lacaktõr. Baştarafı 2. Sayfada MEHMET MENEKŞE KONYA - Konya’nõn Taşkent ilçesine bağlõ Balcõlar beldesinde Süleymancõlara ait bir Kuran kursunda meydana gelen patlama- dan sağ kurtulan öğrencilere, yurt görevlile- rinin “Burası İngilizce kursu” demeleri yö- nünde baskõ yaptõğõ belirlendi. Öğrencilerin- se şaşõrarak “Biz orada İngilizce Kuran kur- su görüyorduk” şeklinde ifade verdikleri or- taya çõktõ. Ayrõca aynõ tarikata ait erkek öğ- renci yurdunun halen izinsiz olarak faaliyet gösterdiği tespit edildi. 1 Ağustos’ta 18 kişinin yaşamõnõ yitirdiği patlamayla ilgili olarak Konya Valiliği ve Mil- li Eğitim Bakanlõğõ yetkililerinin yaptõklarõ in- celemeler sonuçlandõ. Heyet tarafõndan ha- zõrlanan raporda ilginç ayrõntõlar dikkat çek- ti. Raporda çöken binanõn 2000 yõlõnda faali- yete geçtiği, 26 Ağustos 2007’de de ruhsatsõz ek binanõn inşa edildiği belirtilerek “Açılış tö- renine protokolden de birçok kişi katıldı. Asıl yıkılan binanın ruhsatlı, yıkılmayan bi- nanınsa ruhsatsız olduğu belirlendi” ifa- delerine yer verildi. Patlamanõn meydana geldiği günün ertesinde yurt yetkililerinin Taş- kent Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’ne gi- derek binada “bilgisayar veya İngilizce eği- tim kursu” açõlmõş gibi gösterilmesinin talep edildiğine dikkat çekildi. Ayrõca raporda, so- ruşturma sonucunda ilçe milli eğitim müdür- lüğü eski ve yeni atanmõş yöneticileri hakkõnda disiplin cezasõ ve görevden alõndõklarõ yönünde Anadolu Ajansõ’nõn haber geçtiği, ancak bu ko- nuda kimsenin bir ceza almadõğõ vurgulandõ. Raporda, patlamadan sağ kurtulan öğrencile- re de yurt görevlilerinin binanõn “Kuran kursu olmadığı, İngilizce eğitim aldıkları” doğrultusunda ifade vermeleri yönünde bas- kõ yaptõklarõ vurgulanarak “Ancak öğrenci- ler ezberletilen ifadeleri verirken yanlışlıkla ‘İngilizce Kuran kursu’ şeklinde ifade ver- mişlerdir” denildi. Raporda, yõkõlma olayõ sonrasõnda tüzelki- şiliği devam eden Balcõlar Ortaöğretim Öğ- rencilerine Yardõm Derneği’nin erkek öğ- rencilere yönelik Kuran kursu eğitiminin yi- ne ruhsatsõz ve izinsiz olarak Balcõlar belde- sinde bir binada devam ettiğinin altõ çizildi. Ra- porun hazõrlanmasõnõn ardõndan valilik, Taş- kent Kaymakamlõğõ’na yazõ yazarak ruhsatsõz kurumun 5 Eylül’e kadar kapatõlmasõ talima- tõnõ verdi. Ancak binanõn kapatõlmadõğõ ve faa- liyetine devam ettiği öğrenildi ‘İngilizce Kuran kursu’ AKP gidici iddiası ni Eyüp Can’õn dünkü yazõsõ da ilgi çekti. Can yazõsõnda, Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan’õn gittikçe yalnõzlaştõğõnõ, Devlet Bakanõ ve Hükümet Sözcüsü Ce- mil Çiçek’in de mevcut durum- dan hoşnutsuz olduğunu yazdõ. Eygi, adõnõ vermek istemediği cemaatin, ABD ve İsrail tarafõn- dan manipüle edildiğini, hatta onlarõn hesabõna çalõştõğõnõ belir- terek iktidarõn oyundaki rolünün her geçen gün biraz daha zayõf- ladõğõnõ kaydetti. Ergenekon dos- yasõnõn iktidara kadar ulaşabile- ceğini belirten Eygi, yazõsõnda ce- maatin Türkiye’nin idaresine el koymak istediğini ileri sürdü. Eygi, “Cemaat X Y Z’den mem- nun değil, onun makamına ken- di sadık adamlarından birini ge- çirmek istiyor. Kendilerini ve servetlerini emniyette görmeyen bazı kodamanlar özel uçaklar- la yurtdışına altın kaçırıyor. Bu ülkede bir değil, bir sürü is- tihbarat teşkilatı vardır. Yeni- leri de kuruluyor. Genel bir istihbarat savaşı havası için- deyiz” dedi. “Akıllara durgunluk vere- cek” miktarda kara para birikimi olduğunu öne süren Eygi, Türki- ye’nin içi ateş dolu korkunç uçu- rumlarõn kenarõnda durduğunu savundu. Yazõsõnda “Bir tarafta Ergenekon cehennemi, öbür tarafta AB ve İsrail tuzağı” di- yen Eygi, bir kõsõm Müslümanõn da manipüle edildiğini kaydetti. Eygi yazõsõnda şu ifadeleri kul- landõ: “Birileri karpuza benziyor. Dışı yemyeşil, içi kıpkızıl... Bü- yük tiyatro oyunu müzikli... Ramazan münasebetiyle ilahi- ler okunuyor, neyler çalınıyor, bendirlere vuruluyor... Başka yerlerde çılgın ve şehevi rock müziği... Ramazan etkinlikleri... Dedikodular, kulisler, saçma sapan yorumlar. ‘Nurlu ve pem- be ufuklara dört nala koşuyo- ruz...’ Dikkatli olun, aman at- larınızın ayakları sürçmesin ve yerlerde sürüklenip parça par- ça olmayın. Birileri bu yoldan dönmez. Fırtına korkunç, gök- te kara bulutlar, tekne dalgalar arasında çatırdayarak menzil- i maksuduna doğru yol alıyor güçlükle. Bir tarihi arızanın son perdesini seyrediyoruz.” Eygi’den tuhaf bir anı Eygi, yazõsõnda “Nereden ak- lıma geldi, bilmiyorum” dediği şöyle bir anõsõnõ da anlattõ:“Yıl 1984. Üç ayrı ‘fikir suçundan’ dolayı Sağmalcılar Cezaevi’ne atılmışım, çile dolduruyorum. Tutuklulardan biri bütün mem- leketin tanıdığı bir zat. Zengin mi zengin, nüfuzlu mu nüfuzlu. Su gibi para harcıyor. Esaret içinde bir saltanat. Günlerden bir gün kulağıma eğildi, ‘Yarõn Vali Bey hapishaneyi teftişe ge- lecek. Teftiş bahane, beni gör- meye gelecek...’ dedi. Tutuklu zat bazı zengin Musevi tacir- lerden şantajla para çekmekten içeri alınmış. Vali ile bu zatın ne alakası var? Dediği gibi ertesi gün Vali Bey cezaevini şeref- lendirdi. Bizim koğuşa geldi, be- ni görünce, ‘Ooo Şevket Bey biz infaz için uzun müddet sizi ara- mõştõk da elimize geçirememiş- tik...’ dedi. ‘Vali hapishaneye benim için gelecek’ diyen zatın da elini sıktı. Fazla samimi gö- rünmedi. Manalı bakışmalar... İstanbul Emniyet Müdürü de tutuklunun yakın dostuymuş... Vali bey, emniyet müdürü ve bi- zimki... Emniyet müdürü hak- kında ‘Kaliforniya’da portakal bahçeleri aldõ’ diye dedikodular ediliyordu.” Referans Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Eyüp Can’õn dünkü yazõsõ da ilgi çekti. Can yazõsõn- da, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn gittikçe yalnõzlaştõğõnõ, Devlet 12 Eylül’ün en kanlı cezaevi Baştarafı 1. Sayfada ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlõk Bakanlõğõ, Operatör Dr. Muzaffer Kuşhan’a ait tesisin İşyeri Açma ve Çalõşma Ruhsatlarõna İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre, tüm faaliyetlerinin engellenmesine yönelik girişimde bulunulmasõna karar verildiğini bildirdi. Bakanlõk ayrõca Op. Dr. Muzaffer Kuşhan’õn izin ve ruhsata tabi bir tõbbi faaliyet olan obezite tedavisini, izinsiz ve ruhsatsõz olarak gerçekleştirdiği kanaatine vardõklarõnõ da açõkladõ. Sağlõk Bakanlõğõ tarafõndan dün yapõlan yazõlõ açõklamada, basõnda yer alan, “Dr. Muzaffer Kuşhan’ın kliniğinde ölüm” başlõklõ haberlerle ilgili Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ’õn talimatõyla, Teftiş Kurulu Başkanlõğõ tarafõndan yapõlan incelemenin sonuçlandõğõ belirtildi. Açõklamada, şöyle denildi: “Genel cerrahi uzmanı Op. Dr. Muzaffer Kuşhan’ın konaklama tesisinde kalan Dila Kurt’un ölümü sebebiyle, yataklı konaklama tesisi ruhsatına haiz işletmesinde, izinsiz ve ruhsatsız olarak obezite tedavisine yönelik tıbbi faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla ilgili müfettişlik kanaati aşağıdaki gibidir. Op. Dr. Muzaffer Kuşhan’ın izin ve ruhsata tabi bir tıbbi faaliyet olan obezite tedavisini, izinsiz ve ruhsatsız olarak gerçekleştirdiği kanaatine varılmıştır. Kuşhan’a ait yataklı konaklama tesisinin, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatları’na İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre, tüm faaliyetlerinin engellenmesine yönelik girişimde bulunulmasına karar verilmiştir. Raporun bir örneği, Op. Dr. Kuşhan’ın eyleminin adli yönüyle ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.” Kuşhan’ın sağlık tesisi kapatılıyor Bakanõ ve Hükümet Sözcüsü Ce- mil Çiçek’in de mevcut durum- dan hoşnutsuz olduğunu yazdõ. Yazõda birkaç gün önce Ankara Temsilcileri Erdal Sağlam ile zi- yaret ettikleri Bakan Çiçek’in henüz Başbakan ile görüşme fõr- satõ bulamadõğõnõ belirten Eyüp Can, Bakan Çiçek’in hayli sõ- kõntõlõ olduğunu kaydetti. Can ya- zõsõnda, Bakan Çiçek’in “Böyle bir dönemde Türkiye’nin en önemli medya grubu ile hükü- met arasında gerilim yaşan- ması kimseye fayda sağlamaz” dediğini belirtti. “Erdoğan güçlendikçe yal- nızlaştı” diyen Eyüp Can, şöyle devam etti: “Deniz Feneri Al- manya ile ilgili iddialar onun halktan ve haktan kopmadığı- nın işaret fişeği olabilirdi. Ama olmadı. Çünkü Erdoğan daha güçlü ama bir o kadar da yal- nız olmayı seçti. Bakmayın olur olmaz iddialarla Aydõn Do- ğan’a saldırdığına, aslında o farkında olmadan kendi ken- disiyle gölge boksu yapıyor. Aydın Doğan sahibi olduğu medya grubu ile Erdoğan’ın kendisiyle kavgalı haline ayna tutuyor. Ne hüzünlü.” Bayraktar’ın isim sevdası SEYFETTİN METE ÇORUM - Eskişehir’de AKP’li Odunpaza- rõ Belediyesi tarafõndan yaptõrõlan ilköğretim oku- luna Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanõ Er- doğan Bayraktar’õn babasõ Ahmet Hamdi Bayraktar’õn adõnõn verilmesinin ardõndan Çorum’da da AKP’li belediye tarafõndan yap- tõrõlan parka, Bayraktar’õn dayõsõ Rahmi Mol- laalioğlu’nun adõ verildi. Parkõn açõlõşõ ise bu- gün Bayraktar tarafõndan yapõlacak. AKP’li Çorum Belediyesi’nce Buharaevler Mahallesi’nde 30 bin metrakere alana yaptõrõ- lan, içerisinde çocuk parkõ, lokanta, kafeterya ve spor tesislerinin bulunduğu parka TOKİ Başkanõ Bayraktar’õn 1980’li yõllarda Çorum Adliye- si’nde hâkim olarak görev yapan dayõsõ Rahmi Mollaalioğlu’nun adõ verildi.Yapõmõna 2006 yõ- lõnda başlanan parka Mollaalioğlu’nun adõnõn ve- rilmesi Belediye Meclisi’nin 2 Eylül’de yapõlan toplantõsõnda 32 üyeden, AKP’li 21 üyenin oyuy- la kabul edildi. 11 CHP’li üye ise buna karşõ çõk- tõ. CHP’liler, parka bir şehit adõ ya da parkõn kar- şõsõndaki lisenin adõ da olan “Mehmetçik” adõ- nõn verilmesini istediler. Çorum Belediye Mec- lisi CHP Grup Başkanõ Ertuğrul Akkaya ise olayõ “yağcılık” olarak nitelendirdi. CHP İl Baş- kanõ Tufan Köse ve partili meclis üyeleri ile bir- likte bir basõn toplantõsõ düzenleyen Akkaya, “2 Eylül tarihinde yapılan meclis toplantısında alınan bu kararı kelimenin tam anlamıyla kı- rıcı ve utanç verici olarak nitelendiriyoruz” dedi. Akkaya, aynõ toplantõda bir mahalleye de Akkent adõ verildiğine dikkat çekerek şunlarõ söyyedi: “Celilkırı mevkisine TOKİ tarafın- dan yaptırılan 2 bin 500 konutun bulundu- ğu bölgenin mahalle olması da gündeme geldi ve mahallenin adı ‘Akkent Mahallesi’ ola- rak kabul edildi. ‘Ak’ temizliği, paklığı ifa- de eder ve herkes tarafından da olumlu bu- lunur. Ama buradaki ‘ak’ bir yerlere mesaj göndermek amaçlı. AKP’nin üst organları- na gönderilen bir mesaj var burada. Yağcı- lıkla devlet kurumları yönetilemez ve hiçbir yere varamazlar. Yağcılığın sonu yoktur, so- nuçları vardır. Bir gün ayakları kayacaktır.” DİLA KURT’UN ÖLÜMÜ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear