Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2008 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Solun Durumu Tartışması
Son günlerde kendilerine sol diyenler, sola akıl
verenler, sol olanlar hep birlikte solun durumu hak-
kında derin bir tartışmanın içine girdiler.
Solda tartışma kültürü epeyce eskidir. Mark-
sizmin ortaya çıkması, şekillenmesi, zenginleşmesi,
kurucu babaların, daha sonrakilerin tartışmaları,
polemikleriyle olmuştur. Sosyalizmin bir gerçek-
lik olarak dünya coğrafyasında bir yer tutması ile
bu tartışmaların bir ölçüde renk yitirdiğini söyle-
mek olanaklıdır.
Solu zenginleştiren araştırmanın, yeni sorunla-
ra yanıt arama çabasının devlet işi olması iyi so-
nuçlar doğurmadı. Yine de o dönemde bu coğ-
rafyanın içinde, dışında çok yönlü bir tartışmanın
gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz. Tartışma sürüp
gitti, ama yenilginin bu tartışmayı ciddi bir kesintiye
uğrattığını da teslim etmeli.
Zafer emperyalistlerin, serbest piyasacıların
oldu. Solun bu yenilgisiyle liberaller de kendilerini
iç tutarlılığı olan bir çizgide tutan hasımlarını
yitirdiler. Kendi ideolojik doğrularını revize etme
pahasına “neo”laştılar.
Öyle yaptılar, çünkü yeni dönemde kapitalist kü-
reselleşmenin bir “yeniliğe” gereksinimi büyük-
tü. Kapitalizmin yükselen sektörlerinin dikte etti-
ği “doğrular”; piyasada monetarizm, felsefede
postmodernizm, tarihte, geçmişi silip yeniden
yazma, tarihi yeni bir “resmi” tarihle değiştirme,
toplumsal, dolayısıyla demokratik olanı, bireyci,
bu nedenle sahte bir “insan hakkı”na indirgeme
kolaycılığı hızlı bir süreç içinde çığ gibi büyüdü.
Büyüdü ama içi kof bir büyümedir bu.
Bu tuhaf durumun şimdiki sol tartışmalarını be-
lirliyor olmasına üzülebiliriz. Ama fazla üzülmeye
de gerek yok, geçicidir.
Geçicidir.
Son günlerde liberal kesimin inisiyatifinde geli-
şen bu tartışmaya aklı başında arkadaşların “yok
artık daha neler” türünden itirazlarının, sağlam ze-
minlere dayalı değerlendirmelerinin, meydanı boş
bulmuş çevreleri şaşırttığını biliyorum. Şaşırıyor-
lar, çünkü onlar bu işi kökten, ebedi olarak hal-
lettikleri kanısındaydılar. “Sol yenilip gitti, sos-
yalizm ayıp bir şey haline geldi, sosyal de-
mokrasi tümüyle çözüldü, emperyalizm gibi
kavramların zamanı geçti” diye düşünüyorlardı.
O kadar ki, artık tahlillerinde ABD hakkında ko-
nuşurken onu açığa çıkarılması, dikkatle izlenmesi,
korkulması ve savaşılması gereken bir dünya gü-
cü olarak değil, değişmez, itiraz edilmez bir sü-
per güç olarak görmeyi, uluslararası hukuku da
onun meşru hukuku olarak görme eğilimindeydiler.
AB ise özenilmesi gereken bir düzenin adıydı.
AB’ye, ABD’ye, çalışanların hakları, insanların,
insanlığın geleceği açısından bakamıyorlar.
ABD’ye bakınca gördükleri “müthiş bir demok-
rasi”, AB deyince anladıkları “insan haklarında
zirvede” bir ülkeler topluluğuydu.
Soru sormak mı?
Onlar soru sormayı çoktan unuttular.
Bugün “Ne olacak bu solun hali?” tartışma-
larını kendi inisiyatiflerinde götürmek isteyen liberal,
neoliberal arkadaşların her şeyden önce sıkı bir
ahlak dersine ihtiyaçları vardır.
Onlar kendilerinden yola çıkarak tarif ettikleri bi-
reyin hakkını savunurken, gerçekte bireyin geli-
şiminin önündeki temel engellerin sinsi savunu-
culuğunu yapıyorlar.
Demokrasiyi savundukları iddiası, demokratik-
leşme ancak toplumsal olabileceği için kof bir id-
diadır.
Türkiye’ye demokrasi getireceğini iddia ettikle-
ri “iç faktör AKP, dış faktör AB” denklemi çürük,
ahlak dışı bir denklemdir. Bu denklemi ABD pa-
rantezi içinde sunmaları ise ahlaksızlığın zirvesidir.
Peki, sol bu tartışmayı reddederek tartışmayı
kendi içinde, ama mutlaka toplumsallaştırarak
sürdüremez mi?
Sürdürebilir ve galiba çözüm bu taraftadır.
Öteki Taraf’ta değil.
e-posta: [email protected]
Kastabala’ya
sanatçõlardan destek
ALİ TIRAŞ
OSMANİYE - Osmaniye’de üzerine çimento
fabrikasõ kurulacak Kastabala Antik Kenti’nin
kurtarõlmasõ için demokratik kitle örgütleri ile
aralarõnda Yaşar Kemal, Rutkay Aziz, Tarık
Akan, Nur Süer’in de bulunduğu sanatçõlar ha-
rekete geçti.
Tarihi mirasõn korunmasõ için büyük bir imza
kampanyasõ başlatõlõrken arkeolog Prof. Dr. Ha-
let Çambel’e en büyük desteği Osmaniye Kasta-
bala Platformu verdi. 23 çevre örgütünden oluşan
Doğu Akdeniz Çevrecileri, kentteki 8 sivil toplum
örgütü ve CHP’liler tarafõndan oluşturulan plat-
formun başlattõğõ imza kampanyasõna ilk imzayõ
Çukurova için “benim ülkem” diyen yazar Yaşar
Kemal attõ.
Mimarlar Odasõ, Peyzaj Mimarlar Odasõ, Çekül
Vakfõ, Arkeologlar Derneği, Doğayõ Koruma
Derneği, Tema Vakfõ, Çağdaş Sinema Oyuncula-
rõ Derneği (ÇASOD), Sinema Sevenler Derneği
(SSD), Sinema Oyuncularõ Derneği (SODER), Nâ-
zõm Hikmet Kültür Vakfõ, Film Yönetmenleri Der-
neği (FİLM-YÖN), Türkiye Biyologlar Derneği ve
İstanbul Osmaniyeliler Yardõmlaşma ve Dayanõşma
Derneği yöneticileri de Kastabala Platformu’nu ara-
yarak destek açõklamalarõnda bulundular.
AKP arsenikte ikiyüzlü
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni yurttaşlara arsenikli su içirmekle
suçluyor ancak kendi yönetimlerindeki 5 ilin verilerini gizliyor
EMRE DÖKER
İZMİR - İzmir’in suyunda arse-
nik olduğunu her fõrsatta dile getiren
ve yerel seçimler öncesinde siyasi
baskõ kurmaya çalõşan hükümet tem-
silcilerinin, AKP yönetiminde bu-
lunan 5 kentteki arsenik oranlarõnõ
gizlediği ortaya çõktõ. CHP İzmir Mil-
letvekili Selçuk Ayhan, AKP’nin İz-
mir’i almak için halkõ paniğe yö-
nelttiğini, arsenik oranlarõnõ gizle-
yerek halkõn sağlõğõyla oynandõğõnõ
söyledi.
Manisa’da 9 ayrõ merkezde yapõ-
lan tahlillerde arsenik değerinin lit-
rede 13 mikrogram çõktõğõnõ vurgu-
layan Ayhan, bu oranõn Kõrõkkale’de
15, Nevşehir’de 25, Aksaray’da 26,
Afyon’da ise 47 mikrogram oldu-
ğunu dile getirdi. Bu rakamlarõn
Sağlõk Bakanlõğõ’nda da bulundu-
ğunu, ancak oranlarõn açõklanmadõ-
ğõnõ söyledi.
Melih Gökçek’in “İzmir’in su-
yunda arsenik var” açõklamalarõnõn
ardõndan Sağlõk Bakanlõğõ’nõn tüm
yurtta arsenik tahlilleri yaptõğõnõ an-
cak sadece İzmir’in sonuçlarõnõn
açõklandõğõnõ kaydeden Ayhan, “Di-
ğer kentlerdeki arsenik oranları
İzmir’in 2-3 katı. Buna karşın
hükümet yetkililerinden bir açık-
lama gelmiyor. Başbakan Erdo-
ğan’ın ‘İzmir’i de alõn talimatõ’ doğ-
rultusunda, İzmir halkını paniğe
sevk ederek diğer illerdeki sonuç-
ları gizleyerek su üzerinden siya-
set yapıyorlar. Bu konuda verdi-
ğim soru önergelerine henüz yanıt
alamadım. Bunun nedeni de çok
açık. Diğer illerdeki sonuçların
iyileştirme çalışmalarıyla düşü-
rüldükten sonra açıklayarak hal-
kı kandırma yoluna gidecekler.
Kaldı ki bundan 3 yıl öncesine ka-
dar Türkiye’de kabul edilebilir ar-
senik değeri litrede 50 mikrog-
ramdı. 2005’te Avrupa Birliği’ne
uyum sağlamak adına bu oran 10
mikrograma düşürüldü” dedi.
İZSU müfettiş
yardımcısı alacak
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - İzmir Büyükşehir
Belediyesi Su ve
Kanalizasyon İdaresi (İZSU)
Genel Müdürlüğü, sõnavla
müfettiş yardõmcõsõ alacak.
Yazõlõ ve sözlü olmak üzere
iki aşamalõ planlanan sõnav,
28 Eylül 2008 Pazar günü
09.30-12.30 ve 14.00-17.00
saatleri arasõnda Dokuz
Eylül Üniversitesi Tõp
Fakültesi Derslikler
Grubu’nda
gerçekleştirilecek.
Başvurular 12 Eylül 2008
tarihine dek genel
müdürlüğün Konak’taki
binasõnda yapõlabilecek.
İzmir’deki patlama
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - İzmir’in Konak
ilçesindeki patlamaya ilişkin
sürdürülen soruşturma
kapsamõnda, bombanõn
konulduğu otomobilin
çalõnmasõyla ilgili gözaltõna
alõnan 3 kişinin İstanbul’da
adliyeye çõkarõlacaklarõ
öğrenildi. Söz konusu 3 kişi,
çalõntõ otomobili
bombacõlara sattõklarõ
gerekçesiyle sorgulanmõştõ.
Yangında ölen
çocukların cenazesi
AKSARAY (AA) -
Almanya’nõn Siegen
şehrinde 21 Ağustos gecesi
çõkan yangõnda hayatlarõnõ
kaybeden 2 Türk çocuğun
cenazesi Aksaray’da toprağa
verildi. Aksaraylõ Emre (4)
ve Gaye (2) Akyüz’ün
cenazeleri uçakla geldiği
Ankara’dan cenaze aracõyla
Aksaray Büyük Bölcek
Mahallesi’ndeki evlerinin
önüne getirildi. Akyüz
ailesinin Aksaray’daki
yakõnlarõ tarafõndan
karşõlanan cenazeler Ervah
Kabristanlõğõ’nda kõlõnan
cenaze namazõnõn ardõndan
toprağa verildi. Alman polisi
olayla ilgili yaptõğõ
incelemede, yangõnõn
kundaklama olmadõğõnõ
açõklamõştõ.
BAŞKAN KOCAOĞLU
‘Arõtmasõz
belde
kalmayacak’
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanõ Aziz Kocaoğlu, gelecek
yõldan itibaren kent sõnõrlarõ içinde
arõtmasõz ilçe, belde ve büyük köy
kalmayacağõnõ söyledi. Çevreciler
de kendilerini eleştiren Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’a sert tep-
ki gösterdi.
77. Uluslararasõ İzmir Fuarõ’nõn
ana temasõnõ oluşturan “Küresel
Isınma ve İklim Değişikliği” ko-
nulu panellerin ilki, önceki gün İs-
met İnönü Kültür ve Sanat Merke-
zi’nde başladõ. “Yaşam Yok mu
Olacak” başlõklõ etkinliğin açõlõş ko-
nuşmasõnda Kocaoğlu “Yaptığı-
mız arıtma tesisleriyle kent sı-
nırları içindeki ilçe, belde ve bü-
yük köylerde sorun kalmayacak.
Çok küçük köylerde de kanali-
zasyon sistemi ve ana fosseptik
kuyuları yapıp bunları arıtmala-
ra bağlayacağız” dedi.
Daha sonra düzenlenen panelde,
küresel õsõnmanõn nedeni ve dünya-
nõn geleceği tartõşõldõ. Yeşiller Par-
tisi Eş Sözcüsü Bilge Contepe,
“Başbakan, bilmeli, biz boş za-
manlarımızda ya da seçim za-
manlarında değil, her zaman çev-
reye karşı duyarlıyız” diye konuştu.
Başbakan’õn nükleer santralõ des-
teklediğini ve Efemçukuru’nda ma-
den araştõrma izni verdiğini anõm-
satan Erdem de, “Başbakan, bir ta-
raftan çevreyi katleden eylemlere
hayat veriyor, bir yandan da ‘Çev-
recinin daniskasõyõm’ diyor. Da-
niska bey, neden çevre kirliliği için
somut adım atmıyor” diye sordu.
Yõlanlõ yangõnõ
kontrol altõnda
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Muğla’nõn Yõlanlõ
bölgesinde önceki gün çõkan orman
yangõnõnõn kontrol altõna alõndõğõ ve
yaklaşõk 150 hektarlõk alanõn kül ol-
duğu belirtildi.
Muğla’nõn en sõk ormanlarõnõn
bulunduğu Yõlanlõ bölgesinde ardõ
ardõna çõkan yangõnlar, yeşil dokuyu
kararttõ. Hafta sonunda çõkan yan-
gõnda 200 hektar orman alanõnõ
yitirilirken, önceki gün yeniden
çõkan ve dün kontrol altõna alõnan
ikincisinde ise kayõp 150 hektarõ
buldu. Muğla Orman Bölge Mü-
dürü İbrahim Aydın, söndürme
ekiplerinin alevlerin arasõnda ka-
larak yaşamlarõnõ tehlikeye atma pa-
hasõna yangõna müdahele ettikleri-
ni belirterek, “Yılanlı’ya bağlı
Kozaağaç, Kırıkalan ve Eskialan
bölgelerinde çıkan yangına gece
boyunca müdahele edildi. So-
ğutma çalışmalarına başladık.
Yaklaşık 150 hektar ormanlık
alan zarar gördü” diye konuştu.
Yangõnda 6 arazöz ve bir iş ma-
kinesinin de zarar gördüğünü bil-
diren Aydõn, “Alevler arasında ka-
lan elemanlarımızı helikopter-
ler yardımıyla güçlükle kurtar-
dık. Çok şükür can kaybımız
yok. Yangın nedeniyle bölgedeki
köylerde herhangi bir zarar söz
konusu değil, ekiplerimiz heli-
kopterler olmamasına rağmen
gece boyunca başarılı bir çalışma
yaptılar” dedi.
AKIN BODUR
İSKENDERUN - Muğla’da çevre-
ye ve turizme zarar verdiği gerekçesiyle
kaldõrõlan balõk çiftlikleri, AKP döne-
minde Doğu Akdeniz’le buluştu. De-
nizdeki eko sistemi olumsuz etkiledi-
ği belirtilen İskenderun’daki ilk balõk
çiftliği, AKP döneminde kuruldu. 80 fir-
ma daha çiftlik kurmak için başvurur-
ken, Hatay Valiliği konuyla ilgili ko-
misyon kurdu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
geçen hafta Rize’de yaptõğõ konuşma-
daki “Bizden önce kurulmuş balık
çiftlikleriyle ilgili faturayı bize kes-
meye çalışanlar var” şeklindeki söz-
leri tartõşma yarattõ. Özellikle Muğla sa-
hillerindeki balõk çiftliklerindeki kirli-
liğin gizlenemez boyutlara ulaşmasõnõn
ardõndan işletmelerin Doğu Akdeniz sa-
hillerine taşõnmasõna karar verildi. 80
firma balõk çiftliği kurmak için başvu-
rurken, 2004’te kurulan bir çiftliğin de
yönetmelikteki şartlara uyumu sağla-
namadõ. Hatay Çevre İl Müdürlüğü,
çiftliğin derinlik ve kõyõdan uzaklõk ko-
şulunu sağlamadõğõ gerekçesiyle 25
Ocak’ta faaliyeti durdurdu. Sonra ise
geçici olarak izin verildi.
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri
(DAÇE) Ortak Sekreteri Prof. Dr. Fi-
gen Doran “Bu çiftliklerin kontrol-
süz bir şekilde, hiçbir iyileşme ya-
pılmadan, yasa ve yönetmeliklerin
boşluklarından yararlanılarak böl-
gemize taşınması kabul edilemez.
Üretim kapasiteleri ne olursa olsun
bu çiftliklerin yapılabilirliği ÇED
kapsamında olmalıdır” dedi.
M E R S İ N
İSKENDERUN
NAZMİ AKDAĞ
MERSİN - Balõk çiftliklerinin, de-
niz yaşamõna verdiği zarar gözle gö-
rülür hale gelirken Mersin’de balõk çift-
liği kurulmasõ için çalõşmalar sürüyor.
Çevre ve Orman Bakanlõğõ, Mersin sa-
hillerinde balõk çiftliği kurulmasõ için
5 alan belirledi. Ancak başvuran 13 fir-
madan 12’sinden ÇED raporu bile is-
tenmedi. Mersin Platformu ise konu-
yu yargõya taşõdõ. 2007 Kasõm ile
Ocak 2008 tarihleri arasõnda başvuran
ve ÇED raporu istenmeyen 12 firma-
nõn toplam 11 bin ton/yõl kapasiteli ol-
duğu belirlendi. Firmalarõn izninin
Aydõncõk beldesi ile Silifke’nin Akdere
beldesi, Eğribük mevki ile Sancak
Burnu’nu kapsadõğõ öğrenildi.
Platform Başkanõ Faik Burakgazi,
balõk çiftliklerinde “ileri teknoloji
kullanılacağı” şeklindeki açõklamala-
rõn inandõrõcõ olmadõğõnõ söyledi. Bu-
rakgazi, “Gerçekten iyi bir teknolo-
ji kullanacaklarsa, bu çiftlikler çev-
reye zarar vermeyecekse neden şu an
bulundukları yerde yapmıyorlar?
Çünkü oranın halkını ikna edemi-
yorlar. Mersin’de de başarılı ola-
mayacaklar” dedi.
Batõ Akdeniz ve Ege’de, çevre kat-
liamõ yaşandõğõna dikkat çeken Bu-
rakgazi, balõk çiftliği kurulmasõ halin-
de Mersin’de de benzer sorunlarõn ya-
şanacağõnõ söyledi. Aldõğõ kararlar ne-
deniyle Çevre ve Orman Bakanõ Vey-
sel Eroğlu’nu da eleştiren Burakgazi,
bakanõn “çevreci” olmadõğõnõ söyledi.
İlk balõk çiftliği AKP
döneminde kuruldu
Başvurandan ÇED
raporu bile istenmedi
Planlar davalõk
Sözkonusuplanagörekõyõlarda500bin
metrekare alanda konuşlandõrõlan balõk
çiftliklerinin kaplayacağõ alanõn oranõ
16milyonmetrekareyeçõkarõldõ.Kõyõlarda
işletmedetutulanbalõkçiftliklerininyõlso-
nunadek1kilometreaçõğa,akõntõolanye-
re ve 30 metre derine taşõnmasõ bekle-
nirkensözkonusuplanõngündemegelmesi
çevrecilerinyoğunprotestosuylakarşõlaştõ.
ÇevreveOrmanBakanlõğõtarafõndanha-
zõrlanan plana göre, çiftliklerin yeni ta-
şõnma bölgelerinin yörenin tarihi, kültü-
rel,doğalgüzellikleri,turizmiveyörehal-
kõnabüyükzararvereceğinibelirtençev-
reciler,Danõştay6.DairesiBaşkanlõğõ’nda
yürütmenin durdurulmasõ ve kararõn ip-
tali istemiyle dava açtõlar.
A
KP hükümetinin iki yõl
önce balõk çiftliklerinin
açõk denizlere
taşõnmasõnõ öngören yasayõ
çõkartmasõ, bunun için
işletmecilere 13 Mayõs 2007’ye
kadar süre vermesi de Erdoğan’õ
haklõ çõkarmadõ. Yasa
uygulanmazken balõk çiftlikleri
halen yerlerinde duruyor.
Çevrecilerin ve yurttaşlarõn tepkilerine karşõn balõk çiftlikleriyle ilgili sõkõntõlar giderilemiyor
Göstermelik düzenlemeOZAN YAYMAN
İZMİR - Türkiye’nin 8 bin 333 kilo-
metrelik kõyõ bandõnõn turizme ayrõlan
alanlarõnda konuşlandõrõlan balõk çift-
liklerinin geri çekilmesi için verilen ça-
balara, AKP hükümeti sessiz kalõyor. Ta-
rõm ve Köy İşleri Bakanlõğõ, Çevre ve Or-
man Bakanlõğõ, Kültür ve Turizm Ba-
kanlõğõ’nõn sorumlu olduğu balõk çift-
likleri konusunda, bakanlõklar arasõnda
eşgüdüm sağlanamõyor. Söz konusu çift-
liklerin, akõntõsõ bol olan açõk alanlara ta-
şõnmasõna yönelik yasa ya da yönetme-
lik bir türlü çõkarõlamõyor. Buna karşõn
“kriter” adõ altõnda bir dizi önlem alõn-
sa da çözüm henüz yaşamsal karşõlõğõnõ
bulabilmiş değil.
Kõsa bir süre önce Tarõm ve Köy İşle-
ri Bakanlõğõ, Çevre ve Orman Bakanlõ-
ğõ ile Kültür ve Turizm Bakanlõğõ yetki-
lilerinin de katõlõmõyla, taraflarõn Bod-
rum’da bir araya geldiğine vurgu yapan
çevreciler, buradan çõkan kararlara dik-
kat çekiyor. Buradaki toplantõda üç ba-
kanlõk anlaşma sağlayamazken Kültür ve
Turizm Bakanlõğõ, balõk çiftliklerinin
mevcut halinden rahatsõzlõk duyduğunu
ortaya koydu. Tarõm ve Köy İşleri Ba-
kanlõğõ ile Çevre ve Orman Bakanlõğõ, ba-
lõk çiftliği işletmecilerinin tarafõnda yer
alõrken konuyu kesin çözüme kavuştu-
racak yasanõn ortaya çõkmasõnõ sağlaya-
cak fikir birliği oluşmadõ.
Bodrum’daki toplantõda sadece “kri-
ter” adõ altõnda, balõk çiftliklerinin kõyõ-
dan 1 kilometre uzağa ve 30 metrelik de-
rinliği olan alana taşõnmasõ kararlaştõrõl-
dõ. Balõk çiftliği üreticilerine, söz konu-
su kritere uymalarõ için, yõl sonuna kadar
süre verildi. Ancak söz konusu kriteri uy-
gulamaya alacak ne bir yasa ne de yö-
netmelik maddesi hazõrlandõ.
Kriter doğrultusunda Çevre ve Orman
Bakanlõğõ tarafõndan, yeni taşõnma bölge-
lerini içeren bir plan hazõrlandõ. 18 Mayõs
2008 tarihli Aydõn-Muğla-Denizli Planla-
maBölgesi1/100.000ölçekliÇevreDüzeni
Planõ’na, Potansiyel Su Ürünleri Yetiştir-
me Alanlarõ’na İlişkin İlave Çevre Düze-
ni Planõ eklendi.
Muğla Valisi Ah-
met Altıparmak
(beyaz gömlekli),
yangın bölgesinde
incelemelerde bu-
lundu. Bölgede
yangınlara müda-
hale eden orman
işçileri havanın ka-
rarmasının ardın-
dan, yemek yeme
fırsatı buldular.