01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2008 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Gürcistan DersleriGürcistan’da yaşananları kaynak savaşları, büyük güçler rekabeti, gittikçe derinleşen eko- nomik krizin bölgedeki yankıları bağlamında dü- şünmek zor değil. Carnegie Endowement for In- ternational Peace’in Moskova direktörü Dmitri Trenin’in “Kafkasya dramında her aşamada biraz daha tırmanan çatışmaların bir sonraki aşamada Kafkasya ve Avrupa ile sınırlı kalmayacağına” iliş- kin saptamasını ve neden “Ağustos toplarını anımsayınız” sözleriyle I. Dünya Savaşı’nın baş- lama noktasına gönderme yaptığını da… Ama Gürcistan’da başlayan çatışmalardan, emperyalist güçlerin maşası olmayı kabul eden bir devlet adamının ülkesini nasıl felakete sürükleyebileceğine ilişkin, çıkarılacak bir baş- ka ders daha var. Saakaşvili’nin hesap hatası mı? Salı sabahı ajanslar, Rus birliklerinin Gürcistan’ın içlerine girdiğini, Gürcistan Devlet Başkanı Saa- kaşvili’nin ülkesinin fiilen ikiye bölündüğünü ile- ri sürerek, Batı’dan yardım istediğini bildiriyordu. Cuma günü Gürcistan birliklerinin Güney Oset- ya’ya saldırarak, kendi vatandaşlarını, hastaneleri, üniversiteyi bombalamasıyla, Rusya’nın da “şa- şırtıcı” bir kararlılıkta, hızda ve çapta cevap ver- mesiyle başlayan savaş bölgede yayılma eğilimi gösteriyor, belki de Gürcistan’ın, ama kesinlikle Saakaşvili’nin geleceğini tehdit eden bir boyuta ulaşıyor. Bu açıdan bakınca Saakaşvili’nin vahim bir hesap hatası yaptığından söz etmek olanak- lı. Ancak sanırım durum biraz daha karmaşık. 2003 yılında, ABD’den getirilerek renkli bir devrimle devlet başkanı yapılan Saakaşvili’nin yö- netimi altında, Gürcistan bir ABD “müşteri dev- leti” hatta protektorası oldu. ABD ve NATO, hat- ta İsrail kaynaklı askeri uzmanlar Gürcistan or- dusunu eğitmeye, Saakaşvili de büyük çaplı sa- tın almalarla ülkesini silahlandırmaya başladı. Böy- lece ABD ve NATO Rusya’yı çevreleme operas- yonu bağlamında Kafkaslar’a giriyordu. Dahası Saakaşvili AB üyesi olmak için lobi yapmaya baş- lıyor, ABD’de Gürcistan’ın NATO üyeliğini gün- deme getiriyordu. Ancak geçen yıl Anatol Lieven’in, Der Spiegel hatta Weekly Standard yazarlarının da dikkat çek- tiği gibi, Gürcistan’ın “demokrasi gülü soluyordu”; Saakaşvili rejimi giderek baskıcı özellikler ka- zanmaya başlamıştı: Önemli muhalefet liderleri ölü- yor, hapse atılıyor, dövülüyordu. Ama bunların ne önemi vardı? Nasıl olsa Başkan Bush’un adı baş- kentin en önemli caddelerinden birine verilmemiş miydi? ABD büyükleri her fırsatta Gürcistan’ı zi- yaret ederek demokratikleşme sürecini övmüyorlar mıydı? Lieven’e göreyse Saakaşvili’nin, iktidarı zayıf- ladıkça, ülkeyi liderliği altında yeniden birleştirmek için Güney Osetya ya da Abhazya üzerinden bir maceraya kalkışma riski gittikçe artıyordu. Lieven geçen kasımda National Interest’teki yorumunda, “Bu onun kalkışacağı son macera olacaktır” di- yordu. Yoksa bir ABD-NATO operasyonu mu? Diğer taraftan, dışarıda, ABD ve Avrupa tara- fından durmadan, “demokrasi kahramanı” olarak şişirilen, içeride, gittikçe ağırlaşan siyasi ve eko- nomik sorunlarla zayıflayan Saakaşvili’nin kolay- lıkla manipüle edilerek, bir “başka hesap” için kul- lanılabilecek bir kıvama geldiği de söylenebilir. Rusya’nın tepkisinin hızı ve çapı, saldırıyı bek- lediğini gösteriyordu. Gürcistan ordusunu eğiten ABD, NATO, İsrail uzmanlarının böyle bir saldırı- nın bilgisini önceden almamış olması düşünüle- mez. Rusya’nın, NATO’nun genişlemesi, Koso- va’daki yenilgisi, füze kalkanı gerginliğinden son- ra, Gürcistan’ın bir oldubittisini kabul etmeyece- ği, hatta şiddetle cezalandırmaya kalkacağının, ABD ve NATO plancılarının beklentileri içinde ol- duğu, bence rahatlıkla varsayılabilir. Burada, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un “Gürcistan ve Ukrayna’nın NATO üyesi olmasını engellemek için her şeyi yapacağız” sözlerini de anımsayabiliriz. Nihayet Gürcistan’ın başlattığı Güney Osetya operasyonunun yürütülüş tarzına bakınca da, bu- nun amacının düzen getirmek değil, Prof. Cus- sodowsky’nin dikkat çektiği gibi, büyük bir insani kriz yaratarak dünyanın dikkatini bu bölgeye çekmek olduğu da ileri sürülebilir. Tüm bunlar göz önüne alındığında, ABD ve NA- TO’nun bir Saakaşvili taşıyla iki kuş vurmayı plan- ladığını düşünebiliriz. Birincisi, Rusya’nın vurucu gücünü ve kararlılığını ölçmek, bu zeminde Avrupa liderlerini bir kez daha uyararak/korkutarak, Rus- ya’ya karşı ABD ile ilişkilerini güçlendirmeye zor- lamak, ikincisi, Kafkasya bölgesini, Rusya’yı, gi- derek daha fazla ekonomik, siyasi enerjisini tü- ketecek, Putin - Medvedev klanına hem ülke için- de hem de dünya kamuoyu önünde saygınlık kay- bettirecek biçimde içine çekecek bir istikrarsız- lığa itmek. Bu hesap tutar mı bilemem. Ama benzerlikler bende tedirginlik yaratıyor. Türkiye bölgenin enerji dengelerinin çok önemli bir oyuncusu. Dışişleri’nde ABD’ye yaslanarak bölgede güç yan- sıtma anlayışı egemen. Ülkeyi yöneten ekip, si- yasi yaşamını ABD ve Avrupa desteğine borçlu. [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com ESKİŞEHİR Büyükerşen haberi işinden etti ESKİŞEHİR (Cum- huriyet) - Eskişehir’de eski AKP milletvekili Fahri Keskin’in oğlu Murat Keskin’in sahi- bi olduğu “Şehir” adlõ gazetede, DSP’li Bü- yükşehir Belediye Baş- kanõ Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in bir açõk- lamasõna yer verdiği ge- rekçesiyle muhabir Na- zım Aydın işten çõka- rõldõ. Aydõn’õn işten çõka- rõlmasõna gazetecilerin meslek kuruluşlarõnõn yanõ sõra KESK de tep- ki gösterdi. KESK Dö- nem Sözcüsü Ayhan Gürler, “Basın emek- çileri, iş güvenceleri ol- madığından, özgür ha- bercilik yapmaları kişi veya belirli menfaat odaklarınca engellen- mektedir” dedi. Gürler, AKP’nin ulu- sal düzeyde olduğu gibi yerelde de “yandaş medya” yaratmaya ça- baladõğõnõ vurgulayarak “AKP hükümeti, ‘ken- dine demokrat’ tavrını ve halkın haber alma hakkını yerine getiren basın emekçilerine kar- şı tahammülsüz tutu- munu sürdürmekte- dir” diye konuştu. YENİ ÜNİVERSİTELER YÖK rektör adayları için seçim yaptı Danõştay, yandaş atamayõ kolaylaştõrõcõ ‘yönetici değerlendirme formu’nun yürütmesini durdurdu Yargõdan MEB’e ‘dur’ uyarõsõANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Eğitim-İş Genel Başkanõ Yük- sel Adıbelli, Milli Eğitim Bakanlõ- ğõ’nõn (MEB) hazõrladõğõ eğitim yöneticilerini sübjektif kriterlere göre belirleyen yeni Eğitim Ku- rumlarõ Yöneticilerinin Atama Yö- netmeliği’ndeki “yönetici değer- lendirme formu”nun Danõştay ta- rafõndan yürütmesinin durduruldu- ğunu bildirdi. MEB’in yönetim fel- sefesinin iflas ettiğini belirten Adõ- belli, “Okullarda yaşatılan kaos, okullara mescit yapma, kız öğ- rencilerin başını türbana sokma, Atatürk büstlerini ve köşelerini yok etme kavgasının bir parçası- dır” dedi. Eğitim-İş Genel Başkanõ Adõbel- li dün yaptõğõ yazõlõ açõklamada, sen- dikanõn yönetmeliği yargõya taşõdõ- ğõnõ ve birçok hükmünün yürütme- sinin durdurulduğunu anõmsattõ. Adõbelli, Danõştay’õn kararõnõn ar- dõndan MEB yönetiminin binlerce okulu vekâleten yandaşlarõyla yö- nettirdiğini dile getirdi. Adõbelli şunlarõ kaydetti: “Bunun üzerine bakanlığı ve bakanlığın suç teşkil eden emir- lerini uygulayan 81 il valisini ya- zılı olarak ve basın yoluyla uyar- dık ve bu tutumun hukuki hesa- bını mutlaka soracağımızı ifade ettik. Uyarılarımıza kulak asma- yan muhataplar aleyhinde kap- samlı bir hukuki ve cezai prose- dür başlattık. Hukuki sürecin belirli bir aşamaya ulaşması ile bakanlık bürokrasisi sorumlu- luktan kurtulabilmek adına, apar topar yeni bir yönetmelik hazır- lama sürecine girdi. Yakın tarih- te basına yansıdığı üzere sendi- kamızın ısrarlı hukuki girişimle- ri üzerine yargı kararına aykırı tasarruf ortaya koyan 5 MEB bürokratının yargılanmasına ka- rar verildi.” Hazõrlanan yeni yönetmeliğin 18 Nisan 2008 tarihinde yürürlüğe gir- diğini belirten Adõbelli, yeni yö- netmeliğin eğitim kurumu yöneti- cilerinin sübjektif kriterlere göre tespitini öngören, kariyer ve liyakat ilkelerini dikkate almayan bir yö- netmelik olduğunu vurguladõ. Adõ- belli, “Hukuki kepazelikten ibaret kriterlerin yürütmesinin durdu- rulması ve iptali amacıyla sendi- kamızın açtığı davada Danıştay, yönetici değerlendirme formu- nun yürütmesini durdurmuştur. Gelinen nokta, MEB’in yönetim felsefesinin ‘iflas ettiğini’ açıkça or- taya koymaktadır” diye konuştu. Adõbelli, MEB’i yöneten anlayõ- şõn siyasal fanatizmini her şeyin üze- rine koyduğunu ve okullarõ siyasi amaçlarõna alet edebilmek adõna kaos ortamõna sürüklediğine işaret etti. Adõbelli, yaşatõlan kaosun okul- larda mescit yapma, kõz öğrencile- rin başõnõ türbana sokma, Atatürk büstlerini ve köşelerini yok etme kavgasõnõn bir parçasõ olduğunu vurguladõ. YÖK Genel Kurulu’nda, yeni kurulan 23 üniversitenin rektör adaylarõnõ belirlemek için seçimler gerçekleştirildi. Toplam 523 aday adayõ arasõndan her üniversite için 3’er isim belirlemek amacõyla yapõlan oylamada Yalova Üniversitesi rektörlüğü için 73 aday adayõ yarõştõ. Yalova’da rektör olmak isteyenlerin arasõnda AKP’ye yakõn isimlerin çokluğu dikkat çekti. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - YÖK Ge- nel Kurulu, yeni kurulan 23 üniversitenin rektör adaylarõnõ belirlemek için toplam 523 aday adayõ arasõnda seçim yaptõ. 523 aday adayõ arasõnda 2007 genel seçimlerden AKP’den milletvekili adayõ olan Prof. Dr. Salih Aynural ve Prof. Dr. Sa- it Bilgiç’in yanõ sõra ila- hiyat fakültesi kökenli 16 öğretim üyesi de yer aldõ. YÖK Genel Kurulu, YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’õn başkanlõğõnda dün top- landõ. Genel Kurul’da, yeni kurulan 23 üniversi- tenin rektör adaylarõnõ be- lirlemek için seçimler ger- çekleştirildi. Toplam 523 aday ada- yõ arasõndan her üniversi- te için 3’er isim belirle- mek amacõyla yapõlan oy- lamada Yalova Üniversi- tesi rektörlüğü için 73 aday adayõ yarõştõ. Yalo- va Üniversitesi’ni 46 aday adayõ ile Bartõn Üniversi- tesi izlerken, 44 aday ada- yõnõn yarõştõğõ Karama- noğlu Mehmetbey Üni- versitesi en çok başvuru- nun yapõldõğõ 3. üniversi- te oldu. Üniversiteler arasõnda en az başvuru ise 3 aday adayõnõn bulunduğu Hak- kâri Üniversitesi’ne ya- põldõ. Yalova’da AKP’den iki aday Yalova Üniversitesi rektörlüğü için başvuran 73 kişinin arasõnda 2007 genel seçimlerinde AKP’nin İstanbul 3. Böl- ge 17. sõradan milletvekili adayõ ve Başbakanlõk Ka- mu Görevlileri Etik Kurul Üyesi Prof. Dr. Salih Ay- nural, AKP’den Samsun milletvekili aday adayõ olan Prof. Dr. Sait Bil- giç’in yanõ sõra ABD’den Prof. Dr. Mehmet Ziya Doymaz, YÖK Denetle- me Kurulu üyeleri Prof. Dr. Mustafa Solak ve Prof. Dr. Cengiz Özsa- vaşçı da yer aldõ. Yeni kurulan 23 üni- versitenin rektör adaylõğõ için yapõlan başvurularda 16 tane ilahiyat kökenli öğretim üyesi de bulu- nurken, Suudi Arabis- tan’daki Kral Faysal Üni- versitesi’nden Prof. Dr. Tansu Mertol Nevşehir Üniversitesi rektörlüğü için aday adayõ oldu. Ye- ni kurulan 23 üniversite ve başvuran aday adayõ sayõsõ şöyle: “Ağrı İbrahim Çeçen 5, Ardahan 10, Artvin Çoruh 18, Bartın 46, Batman 14, Bayburt 24, Bingöl 8, Bitlis Eren 8, Çankırı Karatekin 35, Gümüşhane 25, Hakkâ- ri 3, Iğdır 15, Karama- noğlu Mehmetbey 44, Kırklareli 36, Kilis 7 Aralık 17, Mardin Ar- tuklu 16, Muş 13, Nev- şehir 39, Osmaniye Kor- kut Ata 39, Siirt 11, Şır- nak 6, Tunceli 18 ve Ya- lova 73.” Durak, öpücükten kaçamadõ “Adana’nın Tarım Ticaret ve Sanayi Sorunları” konulu toplantıya katılan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’e üretici kuruluş yetkilileri tepki gösterdi. Adana Ticaret Borsası Başkanı Fethi Coşkuntuncel, Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Durmuş Halis ve Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan’ın ithalat konusundaki sözleri karşısında şaşıran Bakan Tüzmen, üretim planlamasında ciddi bir eksiklikleri olduğunu kabul etti. Tüzmen, kendisini valilik girişinde karşılayan ve her fırsatta “öpülmek istemediğini” belirten AKP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ı ise “zorla” öptü. Tüzmen’in kentteki ilk durağı valilik oldu. Tüzmen’i valilik girişinde karşılayanlar arasında bulunan Durak, Tüzmen’in kendisini öpmek istemesi üzerine geriye çekildi. Bunun üzerine Tüzmen, Durak’ı sıkıca tutarak, yanaklarından öptü. Tüzmen ile Durak arasındaki mücadeleyi, karşılamaya katılan AKP milletvekilleri Vahit Kirişçi ve Necdet Ünüvar ile Vali İlhan Atış ile diğer yetkililer de ilgiyle izledi. Valilikte düzenlenen toplantıda ise gelen tepkiler karşısında şaşırdığı gözlenen Tüzmen, “Üretim planlamasında ciddi bir eksiğimiz olduğu ortadadır” diyerek adeta günah çıkardı. (Fotoğraf: AA) Milli Eğitim Bakanlõğõ’nda yöneticileri subjektif kriterlere göre belirleyen Eğitim Kurumlarõ Yöneticilerinin Atama Yönetmeliği’ndeki maddelerden biri daha yargõdan döndü. ‘MEB’in yönetim felsefesi iflas etti’ diyen Eğitim-İş Genel Başkanõ Adõbelli, bakanlõğõ yöneten anlayõşõn siyasal fanatizmini her şeyin üzerine koyduğunu ve okullarõ siyasi amaçlarõna alet edebilmek adõna kaos ortamõna sürüklediğine işaret etti. Saylan: Antilaik olaylar tırmandırılıyor ÇYDD Genel Başkanõ, AKP’nin Anayasa Mahkemesi kararõ ve yapõlan uyarõlara rağmen laiklik karşõtõ tavrõndan vazgeçmediğini belirtti İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başka- nõ Prof. Dr. Türkan Saylan, Türkiye’deki Cumhuriyet ve laik düzen karşõtõ olaylarõn so- nuçlanana ve önlenene dek yakõn izleyicisi olacaklarõnõ belirtti. Prof. Dr. Saylan, “Ana- yasa Mahkemesi kararından ve yapılan uyarılardan sonra değişen bir şey yok, ak- sine antilaik olaylar tırmandırılıyor” dedi. ÇYDD Genel Başkanõ Prof. Dr. Saylan, ÇYDD Genel Merkezi ve şubeleri adõna yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Türkiye’nin için- de bulunduğu ortamõ değerlendirdi. Son dö- nemde “antilaik” olaylarõn tõrmandõrõldõğõnõ belirten Prof. Dr. Saylan, özetle şu görüşle- re yer verdi: “On binlerce izinsiz Kuran kursları, yüz binlerce evladımızın beynini çağdışı- lıkla, boş inançla yıkıyor. 21. yüzyılda ai- leler, ölen kızlarının hesabını soracağına onları cennete taşıdıklarına inandırılarak susturuluyor. Şort giyen sporcular, el ele tutuşan çiftler saldırıya uğruyor. Gençle- rin eline cinli-perili yol gösterici kitaplar tutuşturulup kafa karıştırılıyor. Üniversi- teleri Milli Görüş siyasetine çekme çaba- ları sürüyor. Türk Dil Kurumu’na atanan kişi ‘Nutuk’a gereksiz derken; Dışişleri Ba- kanı, İran Başbakanı’nın Anıtkabir’i zi- yaret etmemesini ‘önemsiz ayrõntõ’ diye ni- teliyor. İçki, temsil, konuşma yasaklama, heykel kırma, Kuran kurslarında teca- vüzler artarak sürüyor. İlgililer ya sessiz kalıyor ya ‘Bunlar münferit olaylardõr, abart- mayõn’ deniyor, ya inkâr ediliyor ya da ‘Müfettiş gönderildi’ demekle yetiniliyor.” AHMET KIRBOĞA ADLI HÜKÜMLÜ KANA BULANMIŞ GİYSİLERİNİ İHD’YE GÖNDERDİ Bitlis Cezaevi’nde işkence iddiasõ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Bit- lis Cezaevi’nde hükümlü bulunan Ahmet Kır- boğa, işkence gördüğünü belirterek kana bulanan giysilerini İnsan Haklarõ Derneği’ne (İHD) gön- derdi. İHD Diyarbakõr Şube Başkanõ Muharrem Er- bey, konuyla ilgili olarak dernek binasõnda kana bulanmõş giysilerle birlikte açõklama yaptõ. Kõr- boğa’nõn işkence sõrasõnda üzerinde bulunan kanlõ elbiselerini posta ile kendilerine gönderdi- ğini belirten Erbey, “Bu elbiseler işkence ya- pıldığını doğrular niteliktedir ve işkencenin de- lilleridir” diye konuştu. Erbey, cezaevlerinde işkence görenlerin sayõ- sõnõn her geçen gün arttõğõnõ vurgulayarak “İHD Diyarbakır Şubesi’ne 2004 yılının ilk altı ayında 174 işkence ve kötü muamele iddiasıyla başvuru yapıldı. Bu başvurular 2005 yılının ilk altı ayında 191’e, 2006 yılının ilk altı ayında 242’ye, 2007 yılının ilk altı ayında 172’ye ve 2008’in ilk altı ayında ise 243’e yükselmiş- tir”dedi. Bu rakamlarõn işkence, kötü muamele iddiala- rõnõn bitmek yerine giderek arttõğõnõ gözler önü- ne serdiğini anlatan Erbey, “Ahmet Kırboğa isimli arkadaşımız daha önce Bitlis Ceza- evinde’yken kendisi ile birlikte arkadaşlarının işkence gördüğü iddiasıyla bize başvurmuştu. Ancak, işkence ve kötü muamele yapanlara de- ğil, maruz kalanlara soruşturma açılmış ve hücre cezası verilmişti. Bu da yetmemiş şikâ- yetçi oldukları için başka illerdeki cezaevlerine sürgün edilmişlerdi” diye konuştu. MARMARİS (Cumhuriyet) - “Marmaris Yeni Sayfa” adlõ gazetenin Yazõişleri Müdürü Sadi Tombul, Marmaris Belediyesi Meclis Üyesi Yusuf Erden’in, hakkõnda yaptõğõ haberden ötürü kendisine şiddet uyguladõğõnõ savladõ. Tombul düzenlediği basõn toplantõsõnda, belediyeye ilan almak için gittiğini belirterek, “Erden ‘Dõşarõ gel de seninle konuşalõm’ dedi. Ardõndan ‘Sen benim otelimin su borcunu ödemediğimi yazmõşsõn. Elinde belgen var mõ’ diye sordu. ‘Var’ demem üzerine yüzüme yumruk attõ” dedi. Erden ise savlara “Yazdõklarõ doğruysa bu olay da doğrudur. Elinde belgesi yok. Belgen varsa yaz, vatandaş değerlendirsin. Ama belgen yoksa ayõptõr, günahtõr. Hakkõmdaki yazõsõ belgesiz ve gerçek dõşõ” diye yanõt verdi. Marmaris’tegazeteciye saldırı iddiası Türkan Saylan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear