01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2008 CUMA 6 HABERLER Mahkemeden sert uyarõ 2002 yõlõndan bu yana uyguladõğõ politikalarla toplumu geren ve Türk halkõnõ yeni kavramlarla tanõştõran AKP’nin önümüzdeki dönemde bu şansõ nasõl kullanacağõ merak konusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi’nin Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ Abdurrahman Yalçınkaya’nõn önemli gerekçelerle kapatõlmasõnõ istediği AKP’ye Hazine yardõmõnõn yarõsõndan yoksun bõrakma cezasõ vermesi, “Mahkeme AKP’ye sarı kart gösterdi, ikinci bir şans verdi” şeklinde yorumlandõ. Ancak 2002’den bu yana uyguladõğõ politikalarla toplumu geren AKP’nin önümüzdeki dönemde bu şansõ nasõl kullanacağõ merak konusu. AKP, 3 Kasõm 2002 seçimlerinden itibaren kamuoyunda tepki çeken politikalara imza attõ. AKP ile birlikte Türk halkõnõn ilk kez tanõştõğõ kavramlardan biri “kırmızı sokaklar” oldu. Öncelikli hedefinin AB olduğunu dile getiren AKP hükümeti, birliğe ilk adõmõnõ, bazõ Avrupa ülkelerinde uygulanan ve eğlence yerlerinin belirli bölgelerde toplandõğõ “kırmızı sokaklar” ile attõ. Piknik alanlarõnda başlayan içki yasağõ giderek yayõldõ. Ülkenin dört bir yanõnda harem-selamlõk uygulamalar ve tesettür kullanõmõnda büyük artõş gözlenirken, türban devlet bürokrasisinin her noktasõna ulaştõ. İktidarõnõn ilk yõllarõnda türban konusunda “Kurumların yaklaşımı toplumun yaklaşımıyla örtüşmüyor. O nedenle biraz sabredeceğiz. Biraz daha bu işin çilesini çekeceğiz. Ama eninde sonunda hak yerini bulacaktır” mesajõ veren Erdoğan, yaşadõğõ “sıkıntıyı” her fõrsatta dile getirdi. Erdoğan’õn her konuşmasõnda tekrarladõğõ “Hamdolsun, Allah razı olsun, Allah yâr ve yardımcınız olsun” biçimindeki dini söylemi, eğitime de yansõdõ. Bazõ yayõnevleri, bu yansõmayõ o kadar abarttõ ki, yabancõ klasikler bile bu söyleme göre yeniden biçimlendirildi. Eğitimin her kademesindeki kitaplar hurafelerle dolduruldu. Geçmişte ir- BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Fethi Naci’nin Ardından... Edebiyata büyük ilgi duyduğum gençlik yıllarımdan biliyorum, 1950’lerde, Nurullah Ataç, edebiyat eleştirisinde bir tür tanrı gibiydi. Yazılarında ölçütü “sevdim”, “sevmedim”, “beğendim”, “beğenmedim” olsa da, engin bir kültür açısından baktığından, pek öğretici idi ve yönlendiriyordu. Ve edebiyatta, gençleri arkasından sürüklerdi. 1957’de öldüğünde dünyamız yıkılmıştı... Eleştirinin büyük ustası, genç yazarları da yüreklendirirdi. 50’li yıllarda, Fethi Naci adını da ondan duymuştuk; onun iyi yazdığını her fırsatta söylüyordu usta. Nitekim, dergilerden bildiğimiz genç yazarın 1956’da yayımladığı “İnsan Tükenmez” adlı ilk kitabı büyük ilgi görmüştü. Yazarın, kendi deyimiyle, “Fransız Marksistlerinden öğrendiklerini edebiyatımıza uygulamaya çalıştığı” eser, edebiyatta yeni ufuklardan bakıyordu. Kısacası, “sol açıdan” bir esintiydi. Farkına varıldığı için, kitap, Ceza Yasası’nın 142. maddesine aykırılık suçlamasıyla yargılanmıştı. Fethi Naci, yayımladığı yazılardan oluşan bir başka eserinde, “Gerçek Saygısı”nda (1959) bu soluğu sürdürüyordu. 1960’a gelindiğinde, Dost dergisinin düzenlediği bir soruşturmanın sonucuna göre, Fethi Naci en beğenilen eleştirmendi. 60’lı yıllar, Türkiye için olduğu kadar, onun için de atılım yılları oldu: 1962’de Türkiye İşçi Partisi üyeliği kısa sürdü. Öyle olsa da dergilerde, Sosyal Adalet’te, Yön’de ve Ant’ta, sol ve sosyalizmin izinde yazdıkları pek önemlidir. 1965’te kurduğu Gerçek Yayınevi’nde geçireceği yıllar toplumcu sanatın ilkelerini koymakta olduğu kadar, yeni bir kültürün kitaplığını kurmakta da çığır açıcıdır: “100 Soruda” adlı seri, çağımızın ve Türkiye’nin karşılaştığı sorulara, en yetkin kalemlerden yanıtlar arar. “Azgelişmiş Ülkeler ve Sosyalizm” (1965), “Emperyalizm Nedir?” (1965), “Azgelişmiş Ülkelerde Askeri Darbeler ve Demokrasi” (1966), “Kompradorsuz Türkiye” (1967), ”Atatürk’ün Temel Görüşleri”(1968), o seride kendi kalemindendir. Başka sorunlara başka kalemler yanıt verirler. Edebi eleştiride, kendi kaleminden şu eserler, çığır açtılar: “Türkiye’de Roman ve Toplumsal Değişme” (1981), “Eleştiride 40 Yıl” (1994), “Reşat Nuri’nin Romancılığı” (1995), “Şiir Yazıları” (1997), “Sait Faik’in Hikâyeciliği” (1998), “Yaşar Kemal’in Romancılığı” (1998), “Yüzyılın 100 Türk Romanı” (1999), “Dönüp Baktığımda” (1999). Yaşar Kemal’in şu sözleri yerinde bir tanıklıktır: “Fethi Naci gelmiş geçmiş en büyük eleştirmenimizdi”. Cemal Süreya’nın da “99 Yüz”de onun için söylediği şöyle: “Naci’yi Türk edebiyatından bir an çıkarsak, o edebiyatın dengesi bozuluverir”. Anısının önünde derin saygılarla eğiliyorum... Geçen pazar gecesi Güngören’de patlayan bombaların sonucunu biliyorsunuz: 17 yurttaşımız öldü; 7’si ağır olarak, 150 kişi de yaralandı. “Vahşet”ten başka ne diyebilirsiniz? Yurttaşlarımızın acılarını yürekten paylaşıyoruz... Öte yandan, yazımızı noktaladığımız bir anda, Anayasa Mahkemesi’nin beklenen kararı açıklandı. Ayrıntılı bir yazı kaleme almak vaktimiz olmadığından, sonuca bakarak ilk düşüncelerimizi kaydedeceğiz. Yüksek Mahkeme’nin kararına göre, kapatma yok, bir ağır ihtar var: Anayasa Mahkemesi’nin 6 üyesi kapatma, 4 üyesi Hazine yardımını kesme, bir üyesi de ret istemiş. Kapatma için 7 oy gerekiyordu. Sonuçta, AKP’nin kapatılmaması, ancak Hazine yardımının yarıya indirilmesi kararlaştırılmış. Anayasa Mahkemesi yine de, 10’a karşı 1 oyla, AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğuna karar vermiş bulunuyor. Önemlidir bu tespit ve Yargıtay Başsavcısı’nın iddianamesini büyük ölçüde onaylıyor. Geleceğe dönük olarak, AKP bu ihtarı almış olacak mı? Hayır! Çünkü, ana felsefesi laiklik düşmanlığı. Bu sürecek. Bu arada, Türkiye’nin satışı da devam edecek, toplum biraz daha çekecek, biraz daha takatten düşecek. Yazık, yazık ki yazık! GEREKÇELİ KARARDAN SONRA MALİYE TEBLİGAT GÖNDERECEK 22.8 milyon YTL geri istenecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi’nin AKP’ye verilen Hazine yardõmõnõn yarõsõnõn geri alõnmasõ kararõnõn uygulanmasõ için gerekçeli karar beklenecek. Edinilen bilgiye göre Siyasi Partiler Yasasõ uyarõnca bu yõl 2008 bütçesinden 45.6 milyon YTL Hazine Yardõmõ alan AKP’den bu paranõn 22.8 milyon YTL’sinin geri alõnmasõ prosedürü, Anayasa Mahkemesi’nin AKP ile ilgili gerekçeli kararõnõn yayõmlanmasõyla başlayacak. Gerekçeli kararõn Resmi Gazete’de yayõmlanmasõnõn ardõndan Maliye Bakanlõğõ, AKP’ye, 22.8 milyon YTL’nin Hazine’ye geri ödenmesi için bir tebligat yollayacak. Tebligatta, paranõn 6183 sayõlõ Amme Alacaklarõnõn Tahsili Usulü Hakkõnda Yasa uyarõnca tahsil edileceği belirtilecek ve ödemenin yasal süre içinde yapõlmasõ istenecek. Söz konusu yasa hükümleri uyarõnca AKP, 22.8 milyon YTL’yi 7 gün içinde geri verecek. Aksi halde amme alacaklarõnõn tahsilinde uygulanan gecikme zammõ ve diğer hükümler işletilecek. AKP’nin geri ödemesi sonrasõnda 22.8 milyon YTL bütçeye gelir kaydedilecek. AKP’li vekiller karar sonrasında büyük sevinç yaşadılar. ticacõ faaliyetleri nedeniyle kritik makamlardan alõnan onlarca bürokrat yeniden atandõ. zin sandıkta verdiğiniz mesajı da anlıyorum. Lütfen, müsterih olun” sözleri yüzde 53’lük kesimde “Acaba AKP değişiyor mu?” umudunu yarattõ. Ancak Erdoğan’õn bu sözlerini unutmasõ da fazla uzun sürmedi. Seçimlerin ardõndan gerilime neden olan ilk konu Cumhurbaşkanlõğõ seçimleri oldu. Abdullah Gül’ün 367 şartõ nedeniyle cumhurbaşkanõ seçilememesi üzerine 22 Temmuz’da genel seçimlar yapõldõ ve AKP yeniden tek başõna iktidara geldi. TBMM’de hükümetin kurulmasõnõn ardõndan ilk olarak Cumhurbaşkan- 22 Temmuz şansını kullanamadı Tüm bunlara karşõn toplumda yarattõğõ kutuplaşmalarla 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 47’lik oy oranõyla tek başõna iktidar olan AKP bu şansõnõ da kullanamadõ. Seçim akşamõ partisinin genel merkezi önünde toplanan kalabalõğa seslenen Erdoğan’õn, AKP’den yana oy kullanmayan vatandaşlara seslenerek, “Si- lõğõ seçimi yapõldõ ve MHP’nin TBMM Genel Kurulu’na katõlmasõyla “367” şartõ aşõlarak Abdullah Gül, 11. Cumhurbaşkanõ seçildi. Hükümet bu süreçte gelen tüm sağduyu çağrõlarõna kulak tõkadõ. İktidar, seçimin ardõndan bu kez hemen yeni anayasa çalõşmalarõnõ gündeme getirdi. Prof. Dr. Ergun Özbudun’un başkanlõğõnõ yaptõğõ bir komisyon tarafõdan hazõrlanan yeni anayasa taslağõ tartõşmalara neden oldu. Taslakta, üniversitelerde türban yasağõnõn kaldõrõlmasõ, laiklik ilkesinin yeniden tanõmlanmasõ gibi tartõşmalõ düzenlemeler yer aldõ. Yõllar önce söylediği gibi türban konusunda õsrarla ve “sabırla” hareket eden Erdoğan’õn türbanõn siyasi simge olduğu yönündeki eleştirilere verdiği yanõt, düşüncesini de tüm netliği ile ortaya koydu: “Velev ki bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz? Sembollere bir yasak getirebilir misiniz?” Aylar sonra Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ’nõn partisi hakkõnda açacağõ kapatma davasõnda en önemli dayanaklarõndan biri olan bu cümlesinden geri adõm atmayan Erdoğan ve iktidarõ, üniversitelerde türban serbestisi getiren düzenlemeyi MHP’nin de desteğiyle Meclis’ten geçirdi. CHP’nin başvurusu üzerine düzenlemeyi inceleyen Yüksek Mahkeme, üniversitede türbana geçit vermedi. AKP’nin 5 yõllõk iktidarõnõ adõm adõm izleyen Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, 14 Mart günü kapatma davasõnõ açtõ. AKP’nin õlõmlõ İslam projesinin bir parçasõ olduğunu belirten Başsavcõ, partinin mutlaka kapatõlmasõ gerektiğini Yüksek Mahkeme’ye bildirdi. Parti kapatma davalarõ konusunda bugüne kadarki en kapsamlõ iddianameye imza atan Başsavcõ, sözlü sunumunda da bu görüşünü yineledi. AKP iktidarõ savunmasõnõ bile “saldırı” üzerinden yürüttü. Uyarıyı anlayacak mı? Anayasa Mahkemesi kapatma yerine AKP’ye “sarı kart” gösterme yoluna gitti. Erdoğan ise, bilindik üslubuyla kameralarõn karşõsõna çõktõ ve “Hiçbir zaman laikliğe karşı eylemlerin odağı olmayan AK Parti bundan sonra da cumhuriyetin temel niteliklerine sahip çıkmaya devam edecektir” sözleriyle haklarõndaki suçlamalarõ reddetti. Erdoğan, kararõ “yalnız kendilerinin değil, Türkiye’nin de bir haksızlıktan kurtulduğu” şeklinde yorumladõ. Açõklamalarõyla 22 Temmuz’daki konuşmasõndan daha sert bir üslup kullanan Erdoğan ve ekibinin bundan sonra nasõl bir yol izleyeceği, kendisine verilen bu yeni şansõ kullanõp kullanamayacağõ ise merak konusu. Kanadoğlu, “AKP’nin bundan sonraki eylemlerine fevkalade dikkat etmesi lazõm” dedi. HÜSAMETTİN CİNDORUK: Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu. Başsavcı davayı kazandı indoruk Hazine yardõmõnõn yarõsõndan yoksun bõrakma cezasõnõn kapatma cezasõndan daha ağõr olduğunu söyledi. GRUPLAR ANLAŞTI SABİH KANADOĞLU: AKP fevkalade dikkat etsin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ Abdurrahman Yalçınkaya’nõn iddianamesinde savladõğõ gibi AKP’nin laiklik karşõtõ eylemlerin odağõ olduğunun Anayasa Mahkemesi’nce tespit ve tescil edildiğini belirterek “AKP’nin bundan sonraki eylemlerine fevkalade dikkat etmesi lazım” dedi. Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin son kararõna ilişkin sorularõmõzõ yanõtlarken, “Karar, Anayasa Mahkemesi’nin 10 üyesinin, AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiğini kabul ettiği anlamına geliyor. Bunu böyle anlamakta yarar var” dedi. Kanadoğlu, şu görüşleri dile getirdi: “Bu karar 6’ya 5 değil 10’a 1, sözü daha rahat kullanılabilir. Bu ciddi bir ihtardır. Bir siyasi partinin laik Cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olması gerekir kapatma için. Anayasa Mahkemesi’nin son kararı ile AKP’nin odak olduğu tespit ve tescil edilmiştir. Bundan sonra yeniden odak olduğunu tespit etmeye gerek yoktur. Bundan sonra yeniden laik Cumhuriyet aleyhine ağır bir eylem, kapatma konusunu yeniden gündeme getirir. Tek olayla bir partinin odak olduğunu kanıtlayamazsınız, ama AKP laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu tespit edilmiş bir siyasi parti haline gelmiştir. AKP’nin bu yüzden bundan sonraki eylemlerine fevkalade dikkat etmesi lazımdır.” C Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk. ve eylemleri rol oynamış ise böyle bir suçlama var ise söylediğim sorun giderek derinleşecektir. Ben, kararın gerekçesini o nedenle çok önemsiyorum ve de AKP yönetiminin bu karara sevinmesine de bir anlam veremiyorum” dedi. Gerekçeli kararõn Türk siyasal yaşamõnda önemli bir dönüm noktasõ da olabileceğini vurgulayan Cindoruk, “AKP’nin yola devam etmesi, bu suçlamaların hedefi olan siyasi kimlikleri yönetimden ve hükümetten uzaklaştırması ile mümkün olabilir” diye konuştu. Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kılıç’õ da eleştiren Cindoruk, şunlarõ kaydetti: “Ben kendisinin açıklamasını yadırgadım, çünkü Anayasa Mahkemesi’nin kararları yazılıdır. Yargıçlar, verdikleri kararları savunma gereği duymazlar. Çünkü kararları gerekçeleri savunur. O nedenle siyasi içerikli konuşma yapması bugüne kadarki Anayasa Mahkemesi geleneğinde yok. Sayın Kılıç, siyasi bir görüş belirtti, konuşması siyasal mesajlar içeriyordu.” Meclis bugün tatile giriyor FIRAT KOZOK ANKARA - Eski TBMM Başkanõ Hüsamettin Cindoruk, Anayasa Mahkemesi’nin AKP’ye verdiği Hazine yardõmõnõn yarõsõndan yoksun bõrakma cezasõnõn kapatma cezasõndan daha ağõr olduğunu söyledi. Cindoruk, “Başsavcının iddianamesini mahkemenin 10 üyesi haklı bulmuştur. Bir başka deyişle başsavcı davayı kazanmıştır” dedi. Cindoruk, AKP’nin ancak gerekçeli kararda suçlamalara hedef olan siyasi kimlikleri yönetimden uzaklaştõrarak yoluna devam edebileceğini söyledi. Cindoruk, Yüksek Mahkeme’nin kararõnõ Cumhuriyet’e değerlendirdi. Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ Abdurrahman Yalçınkaya tarafõndan hazõrlanan iddianamenin yüksek mahkemenin 10 üyesi tarafõndan haklõ bulunduğunu ifade eden Cindoruk, “Bir başka deyişle başsavcı davayı kazanmıştır. 1 üyenin ret oyuna karşın, 10 üye AKP’nin anayasa kurallarına aykırı eylemlerle odak haline geldiğini kabul et- miştir. Bu bir tespit davasıdır aynı zamanda. Bu tespit, kesin hüküm haline gelmiştir” diye konuştu. Mahkemenin bu tespitlerle birlikte AKP’yi cezalandõrdõğõnõn altõnõ çizen Cindoruk, şöyle devam etti: “Şimdi problem şudur; anayasanın temel ilkelerine aykırı faaliyetlerin odağı haline geldiği, Yüksek Mahkeme tarafından karara bağlanan bir siyasal partinin anayasanın en önemli iki kurumu olan yasama organında çoğunlukta bulunması ve de hükümeti ve devleti yönetmesi mümkün müdür? Bu çok önemli bir hukuksal sorun olarak gözükmektedir. Bence bu karar, bir kapatmadan daha ağır bir içerik kazanmaktadır.” ‘Gerekçeli kararla sorun daha da keskinleşir’ Yüksek Mahkeme’nin gerekçeli kararõyla AKP’nin anayasaya aykõrõ eylemlerin odağõ olmasõna neden olan kişilerin belirlenmesi sonrasõnda bu sorunun daha da keskin hale geleceğini ifade eden Cindoruk, “Örneğin Başbakan’ın bu odak olma sürecinde söylem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkõndaki kararõnõ açõklamasõnõn ardõndan, TBMM bugün tatile giriyor. Meclis’in çalõşma takvimini, parti hakkõndaki kapatma davasõna endeksleyen AKP yönetimi, dün muhalefet partilerinin grup başkanvekilleriyle görüşerek Meclis’in gündemindeki 7 yasa tasarõ ve önerisini görüştükten sonra tatile girmesi kararõnõ aldõ. AKP Grup başkanvekilleri Sadullah Ergin ve Mustafa Elitaş, önce MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, daha sonra CHP Grup başkanvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Süha Okay, son olarak da DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ile görüştü. AKP yöneticileri muhalefet gruplarõna, sosyal güvenlik prim alacaklarõ, TÜBİTAK, Kayseri’de Melikgazi Üniversitesi kurulmasõ, elektronik haberleşme, Atatürk Orman Çiftliği, seyahat acenteleri, kamu kurumlarõnõn birbirlerinden alacaklarõnõ düzenleyen teklif ve tasarõlarõn dün de dahil bugün bitene kadar görüşülerek yasalaştõrõlmasõnõn ardõndan Meclis’in tatile girmesi önerisini götürdü. MHP ve DTP, çalõşma takvimi önerisine destek verirken CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, TÜBİTAK, AOÇ ve elektronik haberleşme konusundaki yasa tasarõ ve teklifleri konusunda bazõ rezervleri bulunduğunu belirterek bu tasarõlarla ilgili hazõrladõklarõ değişiklik önergelerini AKP grup başkanvekillerine verdiklerini söyledi. Kõlõçdaroğlu, “Onlar da öngörüşmelerini yapacak. Bir uzlaşma sağlanabilirse, yarın (bugün) parlamento tatile girmiş olacak” diye konuştu. AKP Grup Başkanvekili Ergin de yaptõğõ açõklamada, görüşme sonrasõnda takvim ve program üzerinde bir mutabakatõn oluştuğunu bildirdi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear