01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 AĞUSTOS 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘Muhalefet sindiriliyor’ İstanbul Haber Servisi - DTP, ÖDP, EMEP ve Halk Cephesi’nin de aralarõnda olduğu çok sayõda parti ve demokratik kitle örgütü, Ergenekon örgütünün tüm bağlantõlarõyla açõğa çõkarõlmasõ ve sorumlularõn yargõlanmasõnõ istedi. TMMOB Makine Mühendisleri Odasõ İstanbul Şubesi’nde toplanan kurumlar adõna açõklama yapan Tuncay Yõlmaz, AKP’nin kendi muhaliflerini sindirmeye çalõştõğõnõ belirterek “12 Eylül askeri darbesinin sorumlulularõndan Kenan Evren, ‘Bin Operasyon’ yaptõklarõnõ söyleyen Mehmet Ağar ve Tansu Çiller’in de aralarõnda bulunduğu kişiler de yargõlanmalõdõr. Ancak bu durumda gerçekler açõğa çõkabilir” dedi. Demokratik kurumlarõn ortak hareket edeceğini belirten Yõlmaz, ilk eylemlerini 3 Ağustos Pazar günü saat 14.00’te Galatasaray Meydanõ’nda gerçekleştireceklerini söyledi. 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA KOMUTA KADEMESİ İÇİNDE BİRÇOK MAKAMDA GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ YAPILACAK TSK’de terfi ve atama heyecanõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) personelini atama ve terfi heyecanõ sardõ. Bugün başlayacak olan Yüksek Askeri Şûra’da (YAŞ) sõrasõ gelen generaller terfi için yarõşacak. Genelkurmay Karargâhõ’ndaki Çakmak SaOrgeneral Orgeneral lonu’nda gerçekleşecek İlker Başbuğ İsmail Koçman olan toplantõlara Başbakan Recep Tayyip Erdoğan baş- Başbuğ’un atanmasõna kesin gökanlõk edecek. Toplantõlara TSK’de- züyle bakõlõyor. Başbuğ’dan boşalaki 15 orgeneral ve oramirallerin ya- cak Kara Kuvvetleri Komutanlõğõ’na nõ sõra Milli Savunma Bakanõ Vec- yapõlacak atama ise 2010 yõlõndan di Gönül de katõlacak. Bu yõlki sonraki Genelkurmay Başkanõ’nõn ağustos dönemi YAŞ toplantõlarõnõn belirlenmesi açõsõndan önem taşõyor. öncesinde dikkatler TSK komuta Kara Kuvvetleri Komutanlõğõ’na kademesi için yapõlacak atamalara atanma olasõlõğõ bulunanlardan biriçevrilmiş durumda. Genelkurmay si 1. Ordu Komutanõ Orgeneral İsBaşkanõ Orgeneral Yaşar Büyüka- mail Koçman. Koçman’õn bu görenıt, 30 Ağustos itibarõyla yaş had- ve atanmasõ durumunda 2 yõl sonra dinden emekliye ayrõlõyor. Büyüka- bu görevden yaş haddi nedeniyle nõt’tan boşalacak göreve Kara Kuv- emekli olmasõ gerekiyor. Ancak vetleri Komutanõ Orgeneral İlker Koçman’õn, bu YAŞ’ta emekli olIğsız’õn getirilmesi bekleniyor. Deniz ve Hava kuvvetleri komutanlarõnõn önümüzdeki yõla kadar görevde kalmalarõ nedeniyle bu görevlerde bir değişiklik olmayacak. Bu yõl Genelkurmay Karargâhõ’nda görevli generallerin de değişme Orgeneral Orgeneral yõlõ. Genelkurmay 2. Işık Koşaner Ergin Saygun Başkanõ Orgeneral Ergin masõ bekleniyor. Saygun’un bu yõl kõta görevi olarak Bu durumda 2010 yõlõnda Baş- 1. Ordu Komutanlõğõ’na atanmasõ buğ’dan Genelkurmay Başkanlõğõ’nõ bekleniyor. Saygun’un yerine bu yõl devralma noktasõnda Jandarma Ge- orgeneralliğe terfi edecek bir komunel Komutanõ Işık Koşaner’in daha tanõn getirilmesi olasõlõğõ bulunuşanslõ olduğu değerlendiriliyor. Ko- yor. Ayrõca karargâhta 3 yõl görev yaşaner’in önce bu yõl Kara Kuvvetle- pan Genelkurmay Genel Sekreteri ri Komutanlõğõ’na atanmasõ, 2010 yõ- Tümgeneral Salih Zeki Çolak’õn lõnda da Genelkurmay Başkanlõğõ’na da kõta görevine çõkmasõ bekleniyor. getirilmesi bekleniyor. Genelkurmay Harekât Başkanõ KorKoşaner’den boşalacak Jandarma general Nusret Taşdeler ile PersoGenel Komutanlõğõ görevine ise 2 yõl- nel Başkanõ Korgeneral Hasan Melõk kõta görevini 2. Ordu Komutan- mişoğlu’nun bu yõl terfi sõrasõ gelmiş lõğõ’nda dolduran Orgeneral Hasan durumda. Cehaletin Böylesi... Aydınlanma Devrimi; siyaset bilimcilerince “Kemalist Devrim” olarak nitelendirilir. Kemalist Devrim bir “Rönesans”tır. Bugünlerde, dinciler, tarikat şeyhleri, Soros’un çocukları, devlet içindeki silahlı örgütlenmeleri, çetelerin yasadışı sivil-asker bağlantılarını “Kemalist Devrim”in 1923’ten 2008’e dek uzantıları olarak gösterip büyük bir aymazlık sergiliyorlar... Gazetecilik deneyimi olmayan, yazarlığın sığlığında dolaşan bazı gençler de aymazlar topluluğu liboşların etkisi altında kalıp, Kemalizmi, Cumhuriyet Devrimi’nin kazanımlarını şöyle sorguluyorlar: “... Kuşkusuz Kemalizm eleştirilmeli, onarılmalı, belki de vazgeçilmeli...” Son yıllarda Atatürk düşmanlığını yaymak isteyenler bir söylenti çıkardılar. Kemalizm çağdışıdır, baskıcıdır, faşizmdir, ırkçılıktır... 1923 devrimi, 1789’un Anadolu’ya yansımasıdır, bunun adı da Kemalizm’dir... Kemalizm’in lideri Atatürk’tür... Kemalizm gericilik değil, ilericiliktir... Kemalizm’i “eleştirmek, onarmak”; Kemalizm’den “vazgeçmek” dincilerin ve ikinci Cumhuriyetçilerin uydurdukları bir yapay tartışma yöntemidir... Atatürk, laik Cumhuriyet’i çağdaş eğitim üzerine oturtmuş ve yeni kuşaklara emanet etmiştir. İlhan Selçuk “İskele Sancak/Sol-Sağ-Şeriat” (Cumhuriyet Kitapları) adlı yapıtında şöyle seslenir aymazlara: “... Eğer Türkiye’de Kemalist devrim gerçekleşip tepeden inme laiklik uygulamaları gündeme gelmeseydi bugün şeriatçılık Anadolu’da bir çatışma alanı yaratamazdı.” Kemalist Devrim, “çağdaşlaşma, Batılılaşma, aydınlanma” kavramlarıdır. Genç arkadaşımızın bunu bilmesi, bilmiyorsa öğrenmesi gerekir. İlhan Selçuk’un deyişiyle; Türkiye’de “Aydınlanma Devrimi”nin şafağı Osmanlı’da başladı, Cumhuriyet’te gün ışıdı...” Bugün Mısır’dan Cezayir’e geçin; Tacikistan’a, Sudan’a uğrayın nerede İslam varsa orada şeriat kavgası vardır. Şeriatçıların din devleti uğruna savaşı, Müslüman coğrafyasının tüm enlem ve boylamlarında geçerlidir... İlhan Selçuk devam ediyor: “... Laiklik kavramı içeriğinde demokrasinin olmazsa olmaz özünü tutmakla birlikte, bir devrimle gerçekleştiğinde tepeden inme gibi görünecektir.” Dakka’da Teslime Nesrin’in kellesini isteyen 100 bin kişinin yürüdüğü yılları, “Kemalizm’den vazgeçilmelidir” diyen arkadaşımız anımsar mı acaba? Avusturya tarihinde “Jozefçilik” diye ünlenen bir reform dönemi yaşandı. 1780’den 1799’a dek ülkeyi yöneten İmparator İkinci Joseph, Fransız aydınlanmacıların etkisi altında kalmıştı. İkinci Joseph tahta geçer geçmez ne yaptı biliyor musunuz? Yukarıdan aşağıya buyrukla toprak köleliğini kaldırdı... Sonra ne yaptı İkinci Joseph? Tarikatları kapatıp mallarına el koydu. Hoşgörü fermanı çıkardı. Kültürel reformlara başladı, üniversiteler kurdu. Avusturya’da toplum kendi başına olsaydı, toprak köleliği daha yıllarca sürecekti. Türkiye’de şeriatçı siyaset 1950 sonrası Demokrat Parti, 1961’den sonra Adalet Partisi’nin şemsiyesi altında palazlandı; Turgut Özal döneminde ivme kazanıp, AKP’yle doruk noktasına ulaştı... Yeni Dünya Düzeni’ni savunan, köşeyi dönen kimileri Cumhuriyet devrimlerini yerden yere vurup, Kemalizmi eleştirdiler... Kemalist Devrim 1934’te Türkiye’de kadınlarına seçme seçilme hakkı vermiş, Türk Dil Kurumu’nu, Türk Tarih Kurumu’nu kurmuş; kültüre, eğitime, sosyal yaşama, sanayileşmeye önem vermiştir. Genç arkadaşımızın şu sözlerine ne denir: “...Evet; deneyimsiz, beceriksiz ve pek çok alanda başarısız bir cumhuriyetimiz var. Kullardan birey yaratmayı başaramayan, padişahlardan parti başkanları devşirmiş bir Cumhuriyet!” Genç arkadaşımız Cumhuriyet’i savunurken sapla samanı karıştırıyor. Arkadaşımız “Cumhuriyet yanlış mı?” diyor ve ekliyor bir de: “Belki...” Cehalete ne denir? Pes doğrusu!.. [email protected] Faks numaramız: 02126 343 72 69 ‘Darbeciler yargılansın’ İstanbul Haber Servisi - Devrimci 78’liler Federasyonu sözcüsü Mine Nazeli, AKP’nin Ergenekon operasyonu ile yeni bir darbeyi önlediği imajõ yaratmaya çalõştõğõnõ belirterek “AKP darbelere karşõ olsaydõ, 27 Mayõs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat’õn sorumlularõnõ yargõlamak için bir süreç başlatõrdõ. Darbecilerin yargõlanmasõnõ engelleyen anayasanõn geçici 15. maddesini kaldõrõrdõ” dedi. Taksim Tramvay Durağõ’nda toplanan grup adõna konuşan Nazeli, “Darbeler, ancak tüm darbeciler demokrasi içinde yargõlanarak cezalandõrõlõrsa caydõrõcõ olabilir” diye konuştu. ‘Ders al’ mesajları ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Anayasa Mahkemesi’nin kararõnõ değerlendiren muhalefet partileri, AKP’nin uyarõdan ders almasõnõ ve toplumu ilgilendiren konularda uzlaşõ aramasõ gerektiğini dile getirdiler. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, dün parlamentoda düzenlediği basõn toplantõsõnda AKP’nin karardan, “Tüm toplumu ilgilendiren ve uzun yıllardır çözülemeyen sorunlarda uzlaşma olmaksızın, sayısal çoğunlukla demokratik ve kalıcı çözümler yaratılamaz, bu tür çabalar çözümü belirsiz krizler yaratır” sonucunu çõkarmasõ gerektiğini söyledi. İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, Anayasa Mahkemesi’nin, kapatma kararõ ile milletin beklentilerine yanõt veremediğini belirtti. İP İstanbul İl Merkezi’nde Anayasa Mahkemesi’nin kararõnõ değerlendiren Gültekin, mahkemenin hukukçu üyelerinin tamamõnõn AKP’nin suçunu sabit gördüğünü ifade ederek “Bu Parti’nin, ‘laikliğe aykõrõ eylemlerin odağõ haline geldiği’ konusunda fikir birliğine varmıştır’’ diye konuştu. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, AKP yönetiminin kararõ iyi değerlendirmesi gerektiğini vurguladõ. Karayalçõn, “AKP yönetimi nerede yanlış yaptığını iyice düşünmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin partileri için bir ‘aklanma, beraat etme’ kararı almadığını, tam tersine kararın, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma durumunun tescili anlamına geldiği gerçeğini akıldan çıkarmamalıdır” görüşünü dile getirdi. BCP Genel Başkanı Mümtaz Soysal yaptõğõ yazõlõ açõklamada, kararõn AKP açõsõndan çok ciddi bir uyarõ niteliği taşõdõğõna dikkat çekerken, “Türkiye Devleti bugün hâlâ, Cumhuriyetin temellerinden biri olan laiklik ilkesine karşıtlığı en yüksek yargı makamınca saptanmış bir iktidarca yönetilmektedir” dedi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’õn kararõn açõklanmasõndan sonra yaptõğõ açõklamada, “Biz hiçbir zaman laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmadık” dediğini anõmsatarak, “Sayın Başbakan şunu gayet iyi bilmeli; ortadaki bu yüksek yargı kararının sonucunda da AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu konusunda 11 yüksek yargıçtan 10’unun ortak kanaati var. Bundan AKP’nin ders çıkarması lazım. Biz bu konularda özenle susmaya çaba harcıyoruz. Ama Sayın Başbakan tam aksini yapıyor. Üstelik, daha yumuşak üslup kullanması gerekirken hâlâ hitabetin bir öfke sanatı olduğunu unutmuş değil. Yumuşamanın olması gerektiğini biz de kabul ediyoruz. Ama sertleşmeyi, kutuplaşmayı yaratan kim? Başbakan’ın açıklamaları, bizde kaygı yarattı. ” DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararõn, ‘’aslında AK Parti’nin laikliğe karşı fiillerin odağı haline geldiğini gösterdiğini, ancak henüz kapatılmasını gerektirecek aşamada olmadığını ifade ettiğini’’ belirtti. Sezer şunlarõ söyledi: ‘’Bu karar bize, AK Parti’yi siyaseten yenme imkânı tanıdı. AK Parti’yi siyaseten yeneceğiz ve Türkiye’yi aydınlık, zenginlik ve sosyal adaletin gerçekleştirildiği bir noktaya taşıyacağız.’’ MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Haşim Kõlõç’õn konuşmasõndaki değerlendirmelerle ilgili sorulara “Bu gerilimin aktörleri, bu gerilim siyasetinden vazgeçerler mi, kurumları çatıştırmaktan vazgeçerler mi? Bunlara bakacağız. Bunun için bir zemin oluşması lazım. Bu konuda esas inisiyatif iktidar partisine aittir” karşõlõğõnõ verdi. Muhalefet partileri AKP’nin mahkeme kararõnõ doğru okumasõ gerektiği görüşünde DTP’nin yeni yönetimi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Genel Başkan Ahmet Türk ve “eşbaşkan” Emine Ayna başkanlõğõnda yaptõğõ ilk toplantõsõnda parti yönetimini belirledi. Kamuran Yüksek, Selma Irmak, Mustafa Sarõkaya, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve Bayram Altun genel başkan yardõmcõlõklarõna getirildi. Gülay Calap Basõn Komisyonu başkanõ olurken, Pelgüzar Kaygõsõz Eğitim Komisyonu Başkanlõğõ’na getirildi. Erdoğan dün öğlen saatlerinde MİT Müsteşarı Emre Taner’i kabul ederek bir süre görüştü. (AA) AKP yönetimi mahkeme kararõnõ AİHM’ye taşõma fikrine sõcak bakmõyor Erdoğan memnun olmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Anayasa Mahkemesi’nin kararõnõn açõklanmasõnõn hemen ardõndan kurmaylarõyla bir durum değerlendirmesi yaptõ. Erdoğan, “Bu bizi memnun eden bir karar değildir. Biz bu kararı beklemiyorduk. Biz sadece kapatılmama kararının çıkmasını bekliyorduk. Bu kararı hak etmedik” sözleriyle Hazine yardõmõnõn kesilmesi cezasõndan duyduğu rahatsõzlõğõ dile getirdi. Kararõn AİHM’ye taşõnmasõna ise sõcak bakõlmadõ. İktidar partisinin ülkesini şikâyet ediyor gibi görünmesinin hoş olmayacağõ değerlendirmesi yapõldõ. AKP’de karar sonrasõnda parti, grup yönetimi ve Bakanlar Kurulu’nda değişiklik beklentisi açõkça dile getirilmeye başlandõ. Ancak Erdoğan’õn aceleci davranmayacağõ, adõm atmak için gerekçeli kararõn açõklanmasõnõ bekleyeceği kaydedildi. Erdoğan’õn yeni yasama yõlõ başlarken, bu değişiklikleri gerçekleştirebileceği ifade edildi. AKP yönetiminin gerekçeli kararõ parti kurullarõnda kapsamlõ olarak değerlendirdikten sonra önümüzdeki dönem stratejisini netleştireceğinin altõ çizildi. Gerekçede Anayasa Mahkemesi’nin partinin uyarõlmasõna karar verirken beyanlarõ mõ yoksa eylemleri mi kanõt olarak görüp görmediği incelenecek. İddianamede yer alan suçlamalar masaya yatõrõldõktan sonra Erdoğan’õn yeni vitrin düzenlemelerine gidip gitmemeye karar vereceği vurgulandõ. Ulusa seslenişte dava yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn, Anayasa Mahkemesi’nin AKP’ye Hazine yardõmõnõn yarõsõndan yoksun bõrakma cezasõ vermeye hazõrlandõğõ saatlerde çekimleri tamamlanan Ulusa Sesleniş konuşmasõ dün televizyonlardan yayõnlandõ. Konuşmasõnda kapatma davasõna hiç değinmeyen Erdoğan, terör, Kõbrõs, dõş politika ve ekonomiden örnekler verdi. Hafta sonu İstanbul Güngören’de gerçekleştirilen terör saldõrõsõna değinen Erdoğan, “Nefretle lanetlediğimiz bu vahşetin sorumlularõ, nerede olurlarsa olsunlar hiçbir şekilde kendilerini bekleyen sondan kurtulamayacaktõr” dedi. Dink raporu AKP’nin oldu TBMM komisyonunun hazõrladõğõ rapora CHP ve DTP’liler muhalefet şerhi koydu, MHP’liler ise oylamaya bile katõlmadõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM İnsan Haklarõ İnceleme Komisyonu bu dönemin son toplantõsõnõ dün gerçekleştirdi. Komisyonda ilk olarak CHP’li üye Malik Ecder Özdemir söz alarak, ergenekon davasõnõn tutuklu anõğõ İP Genel Başkan Yardõmcõsõ Ferit İlsever’in durumunu anõmsattõ. Yine Ergenekon kapsamõnda tutuklandõktan sonra ağõr sağlõk sorunlarõ ortaya çõkan ancak ölümüne 5 gün kala serbest bõrakõlan Kuddusi Okkır’õn durumunu anõmsatan Özdemir, komisyonun bu kez devreye grimesini istedi. CHP’li diğer üyelerinde desteklediği öneriye AKP’li Komisyon Başkanõ Zafer Üskül de destek vererek, “Hemen Adalet Bakanlığı’na komisyon adına bir yazı yazacağım. İlsever’in sağlık koşullarının iyileştirilmesi ve tedavisinin yapılabilmesi için gerekli girişimlerin yapılmasını talep edeceğim” dediği öğrenildi. Üskül, toplantõ sonrasõnda yaptõğõ açõklamada ise Adalet ve Sağlõk Bakanlõklarõ’na, “Hapishane Hastanesi” kurulmasõ önerisinin götürülmesine karar verildiğini belirtti. Komisyon toplantõsõnda, Hrant Dink cinayeti raporu da ele alõndõ. CHP’li Komisyon üyeleri, cinayetin önlenmesinde “ağır ihmali” olduğu verilen ifadeler, tanõklarõn açõklamalarõ ve belgelerle saptanmasõna karşõn raporda İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İl Valisi Muammer Güler’e yönelik doğrudan bir eleştiri ve suçlama yöneltilmemesine tepki gösterdiler. Cerrah ve Güler’in cinayetle ilgili kusur ve ihmalleri nedeniyle görevden alõnmasõ gerekirken bunun yapõlmadõğõna dikkat çeken CHP’li üyeler, “Olay ile ilgili Trabzon ve Samsun emniyetinde değişiklikler oldu. Ama cinayetin işlendiği İstanbul’da bu olmadı. İstanbul adeta içişleri bağımsız federal devlet gibi” görüşünü dile getirdiler. Komisyonun DTP’li üyesi Akın Birdal da, CHP’li üyelerin Cerrah ve Güler hakkõndaki saptamalarõna katõlõrken komisyon raporunun “öneriler” bölümünde İstanbul polisi için “özel hizmet tazminatı” ödenmesi istemini eleştirdi. Yapõlan oylama sonucu rapor 3 CHP ve 1 DTP’linin karşõ oyuna rağmen AKP’lilerin oylarõyla kabul edildi. MHP’liler ise oylamaya katõlmadõ. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear