Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2008 SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul B 30 Sinop B 28 Adana B 35
Edirne B 34 Samsun PB 38 Mersin
Kocaeli B 32 Trabzon PB 30 Diyarbakır B
Çanakkale B 33 Giresun"' PB 31 Şanlıurfa BÇ
Izmir 35 Ankara B 37 Mardin
Manisa
Aydın
_A 38 Eskişehir B 36 Siirt
Denizli
A 39 Konya B 34 Hakkâri PB
41 Sıvas B 32 Van PB
Zonguldak B 28 Antalya B 40 Kars
Yurdun kuzeydoğu ke-
simleri ile Trakya parçalı
ve çok bulutlu, Doğu
Karadeniz'in, Doğu
Anadolu'nun kuzeyi ile
Van'ın kuzey çevreleri
sağanak yağışlı, diğer
yerler az bulutlu ve açık
geçecek. Hava sıcaklı-
ğı iç kesimlerde biraz
artacak. Diğer yerlerde
önemli bir değişiklik ol-
mayacak.
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
PB
Y
PB
B
Y
23
18
26
23
20
20
23
Berlin 21 Moskova
Budapeşte Y 23 Aşkabat PB
Madrid B 36 Astana PB
Viyana
Belgrad
JY 19 Taşkent PB
19 Bakû PB
Soyfa Y 28 Bişkek PB
Roma 28 Tiflis PB
Atina 31 Kahire
Münih 25 Zürih PB 18 Şam
0Açık Parçalı bulutlu i
B u | u t l u
i Çok bulutlu ı Yağmurlu Sulu kar . Gök gurüllüiü
Dink suikastı sırasında Trabzon Jandarma Alay Komutanı olan Oz, iki askerinyargılandığı davada ifade verdi
Albay Oz hiçbir şey hatırlamadı
Albay AIi Öz, Bursa
1. Sulh Ceza Mahke-
mesi'nde ifade verdi.
BURSA (Cumhuriyet) - Agos Gazetesi
Gencl Yayın Yönctmeni Hrant Dink'in
öldürülmesinde ihmali olduğu iddiasıyla
hakkmda soruştunna açilan eski Trabzon
Jandanna Alay Komutanı Albay Ali Öz,
"istihbarat yönünden ihnıalleri olduğu"
gerekçesiyle astsubay Okan Şiınşok ile uz-
man çavuş Veysel Şahin hakkmda 6 ay-
dan 2 yıla kadar hapis istemiyle davada
"tanık" olarak ifade verdi. Öz, Dink'in öl-
dürüleceğine ilişkin kendisine bilgi veri-
lip verilmediğini hatırlamadığını söyledi.
Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin
karan doğrultusunda Bursa 1. Sulh Ce-
za Mahkemesi'ne giden Öz, ifadesini 2
saat 15 dakikada tamamladı. Öz, ınah-
kemede Dink ailesinin avukatlanmn so-
rulannı da yanıtladı. Mahkeme başkanı,
Şimşek ve Şahin'in, "Dink cinayetiyle
ilgili olarak Yasin Hayal'in eniştesi
Coşkun Iğci'den aldığımız bilgileri is-
tihbarat toplantısında Albay Ali Öz'c
bildirdik" şeklindeki ifadelerini okudu.
'Çok önemli değiL.'
Öz ise toplantıda Dink'e suikast konu-
sunun gündeme gelmediğini savunarak
şunlan söyledi: "Hatırlamıyorum. Şahin
vc Şimşek bu işin eğitimini alan per-
sonel olup böyle bir bilgi clde ettiği tak-
dirde nc yapabileceklerini bilmeleri
gerekiyor. Böyle bir konunun öğrenil-
mesi halinde bunu hemen kayda girmesi
gerekirdi. Toplantıda gündeme getiri-
lip getirilmemesi çok önemli değildir"
Dink ailesinin avukatlarından Ergin
Cinmen ise ilk olarak Öz'e, "Metin Yıl-
dız, Ali Oğuz, Çağlar, Hüsamettin Polat,
Gazi Güney, Hüseyin Yılmaz, Göksan As-
lan isinıli İtişileri tanıyor musunuz? Bu
kişilerle aranızda herhangi bir husumet
oldu mu" sorusunu yöneltti. Öz, "Bu ko-
nıı askeri bir konu olduğu için cevap-
lanıayacağım" yanıtını verdi. Cinmen da-
ha sonra Öz'e altında kendi imzası bulu-
nan 20 Ocak 2007 ve saat 21.32 yazılı
"haber kayıt ve bildirim formu"nu gös-
terdi. Cinmen, belgede "Dink'in son dö-
nemlerde Türkiye aleyhinc yapmış ol-
duğu konuşmalara tepki olarak Trab-
zon ili Pelitli beldesinde ikamet eden ve
daha önceden Trabzon'daki Mc Do-
nalds isinıli işyerine patlayıcı madde
koymak sureti ile eylem yapan Yasin
Hayal isimli şahsın organize ettiğinin"
yazıldığına dikkat çekerek "Dink cina-
yetinin bu nedenle işlendiğini nereden
biliyorsunuz" diye sordu.
'Usulüne bakarım...'
Öz, istihbarat şube müdürü ile Veysel
Şahin ve Okan Şimşek'in yerdiği bilgi-
lerden öğrendiğini belirtti. Öz, önüne ge-
len belgeleri inızalamadan öncc araştırma
yapıp yapmadığı somsuna şöyle yanit
verdi: "Haberin içeriği ile ben ilgilen-
mem. Ben sadece usulüne uygun olup ol-
madığına bakarım. Usulüne uygun bir
haber gelmemişse düzelttirmek için il-
gili birimlere gönderirinı"
Dink'i tanımadığını vurgulayan Öz,
dönemin Trabzon Jandarma Alay Ko-
mutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Jan-
darma Yüzbaşı Metin Yıldız'ın Dink ci-
nayetiyle ilgili bilgi verdiği yönündeki id-
dialanm da reddetti. Öz, "Toplantı sıra-
sında böyle bir konunun gündeme ge-
lip gelmediğini hatırlamıyorum. Böyle
bir konu için odama geldiğini de ha-
tırlamıyorum" dedi. Oz, istihbaratçılar
Okan Şimşek ve Veysel Şahin'i Yasin Ha-
yal'in eniştesi Coşkun Iğci'yle görüştür-
mek için görevlendirip görevlendirmedi-
ğini de anımsamadığını söyledi.
KOMlSYON RAPORU:
Meclis
müdahale
edemez
AYŞE SAY1N
ANKARA - TBMM tnsan Haklan-
nı Inccleme Komisyonu'nun geçen
yıl ckinı ayında oluşturulan gazeteci
Hrant Dink Cinayetini Araşrınna Alt
Komisyonu, aylar sonrasında nihayet
raporunu tamamlama aşamasına gcl-
di. Raporda, einayette emniyet ve
jandarmamn ihmali olduğu değerlen-
dinnesine yer verilmesine karşın ko-
nu yargıda olacağı için Mcclis'in mü-
dahil olamayacağı vurgulandı.
Alt komisyonun raponınu bu hafta
kamuoyuna açıklaması bekleniyor.
Edinilen bilgiye göre raporda, emni-
yet ve jandarmamn zamanında gerek-
li önlemleri almadığı, bu durumun
anayasanm "yaşam hakkı"nı düzen-
leyen 17. maddesi ile Avrupa Insan
Haklan Sözleşmesi'nin "yaşam hak-
kı gaspedilemez" ilkcsine aykın ol-
duğuna dikkat çekildi.
İtiraflara yer verildi
Aralannda Emniyet istihbarat Dai-
re Başkanı Ramazan Akyürek, Jan-
darma Albay Ali Öz, Yüzbaşı Metin
Yıldız'ın da bulunduğu Istanbul ve
Trabzon'daki emniyet-jandanna gö-
revlilerinin komisyon ve lçişleri nıü-
fettişlerine verdiği ifadelcrin aynntılı
olarak yer aldığı raporda, jandarma
astsubay Okan Şimşek ile jandanna
uzman çavuş Veysel Şahin'in son iti-
ıaflan da anlatıldı. Raporda, cinayetin
işlendiği dönemde Trabzon il jandar-
ma komutanı olan Albay Öz ile eski
Jandarma İstihbarat Şube Müdürü
Yüzbaşı Yıldız'ın dinlenilmesi için
çağn yapıldığı belirtildi.
tfadeleri ahnamadı
2. çağnnın ardından komisyona ge-
len Öz'ün resmi tutanaklara girmeyen
görüşmede, "Mahkemede ifade ver-
meden bir açıklama yapmayacağız.
Aına malıkemeye bilgi verdikten
sonra, isterseniz komisyonunuza
bilgi verebiliriz" dediği kaydedilen
raporda, Yıldız'ın da "Meclis'e say-
gımızdan dolayı geldik" dediğine
işaret edildi. Raporda, öz ve Yıl-
dız'ın ifadelerine başvurulamadığı
belirtilirken TBMM'nin görülmekte
olan bir davaya müdahale edemeye-
ceği anımsatıldı. Raporda, bu durum,
anayasanm 138. maddesindeki "Gö-
rülmekte olan bir dava hakkmda
Yasama Meclisi'nde yargı yetkisi-
nin kullanılması ile ilgili soru soru-
lamaz, görüşme yapüamaz veya
herhangi bir beyanda bulunamaz"
hükmü anımsatılarak anlatıldı.
Raporun öneriler bölümünde, Trab-
zon ve Istanbul emniyeti ile jandarma
arasında koordinasyon eksikliği tespi-
ti yapılırken bunun giderilmesi için
önlem alınnıası istendi. Raporda,
Trabzon ve Istanbul emniyeti arasın-
da yazışmalardaki "kod" sistematiği-
nin gözden geçirilmesi önerildi.
16 YIL SÜREN KAN
DAVASI SONA ERDİ
Muş'un Korkut ilçesinde iki aile arasında 16
yıldır devam eden kan davası, ailelerin Bit-
lis'in Güroymak ilçesinde bir araya geldiği
barış toplantısında sonlandırıldı. Korkut il-
çesine bağlı Taşhca köyünde yaşayan Özde-
mir ile Kaval köyünde yaşayan Uçkun aile-
leri arasında 1992 yüında yaşanan anlaş-
mazlık şonrası çıkan olayda Uçkun ailesin-
den 3, Özdemir ailesinden 1 kişi öldü. Daha
sonra aileler arasında kan davası başladı. 16
yıl süren kan davası, Muş Genel Meclis Üye-
si Ferit Yalçın ile vatandaşlar Fedli Koca-
man ve Halit Tanrıvermiş'in girişimiyle so-
na erdi. Kan davasının sona ernıesinde
arabuluculuk yapan Halit Tanrıvermiş, kan
davasına karşı olduklarını belirterek, "İnsa-
nımızın doğduğu topraklarda huzur içinde
yaşaması tek arzumuz. Bizleri kırmayan ai-
le fertlerine teşekkür ediyorum" dedi.
Güney'e kırmızı bülten istemi
AvukatErgül, Ergenekon soruşturması kapsamında şüpheli konumunda olan Tuncay
Güney'in ifadesi alındıktan sonra iddianameninyeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtti
Istanbul Haber Servisi - Erge-
nekon örgütüne üye olduğu gerek-
çesiyle tutuklanan gazeteci Vedat
Yenerer'in avukatı Vural Ergül,
Tuncay Güney hakkmda kırmızı
bültenle arama karan çıkanhııasını,
Güney'in ifadesi ahnmadan hazır-
lanan iddianamenin reddedilmesi-
ni istedi. Eski Istanbul Organize
Suçlarla Mücadele Şube Müdürü
Adil Serdar Saçan, basın yaym or-
ganlannda kendisi ile ilgili çıkan ha-
berlerin araştırılması için Fatih
Cumhuriyet Başsavcılığı'na kendisi
hakkında suç duyurusunda bulundu.
Avukat Ergül, dün Beşiktaş'taki
Istanbul Adliyesi'ne gelerek Istan-
bul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne di-
lekçe verdi. Soruşturma kapsamın-
da şüpheli konumunda olan Gü-
ney'in ifadesi alındıktan sonra id-
dianamenin yeniden düzenlenmesi
gerektiğini belirten Ergül, Güney'in
Kanada'nın Toronto kentinde ya-
şadığını, Jacobs House Jevvish Com-
munity Centre adındaki sinagogda
haham olarak çahştığını kaydetti.
'13 aydır sorgulanmadı'
Güney'in htrp://www.institute-
us.com adresli internet sitesinin
yöneticisi olduğunu belirten Ergül,
'Ergenekon Terör Örgütü'nün
kunıluş metinlerini kendisinin yaz-
dığını söyleyen şahsın somşturma-
nın esasına ilişkin 13 aydır sorgu-
lanmamasının hukuksuzluk oldu-
ğunu vurguladı. Güney hakkmda
kırmızı bülten ile Interpol'den ara-
ma karan çıkanlmasuu istedikleri-
ni söyleyen Ergül, "Adı geçen şah-
sın ifadesi, müvekkillerime atılı
suçun ortaya çıkarılmasına etki
edeceği mutlak sayılan delil ol-
ması bakımından önemlidir. Bu
ifade ahnmadan hazırlanan id-
dianame CMK'ye göre eksik ha-
zırlanmış demektir" dedi.
'Saçan, kendisi hakkında
suç duyurusunda bulundu'
Eski tstanbul Organize Suçlarla
Mücadele Şube Müdürü Adil Ser-
dar Saçan, Ergenekon soruşturması
kapsamında kendisi hakkmda basm
yaym organlannda da çıkan haber-
lerle ilgili araştırma yapılması için
ISTANBUL BAROSU'NUN YÖNETMELİĞtN İPTALÎ BAŞVURUSU
Daniştayhn dinleme karan
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay
ldari Dava Daireleri Kurulu, elektronik dinleme
vc izlemeye ilişkin yönetmelik konusunda idare-
nin yetki sınırlannın belirlenmesini istedi. Kurul
gerekçesindc, soruşturma kapsamında "Başka
suretle delil elde edilmesi imkânının bulunma-
ması hali"nin hâkim tarafından belirlenmesi ge-
rektiği, bunun idare tarafından tanımlanarak yet-
ki sınınnm aşıldığı vurgulandı.
Istanbul Barosu, 14 Ocak 2007'de Resmi Ga-
zete'de yayımlanan "Ceza Muhakemesi Kanu-
nu'nda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluy-
la Yapılan Iletişimin Denetlenmesi, Gizli So-
ruşturmacı ve Teknik Araçlarla Izleme Ted-
birlerinin Uygulanmasına İlişkin
Yönetmelik'Mn bazı hükümlerinin yürütmesinin
durdunalmasını isteyerek Danıştay'a dava açmış-
tı. Danıştay ldari Dava Daireleri Kurulu, Danış-
tay 10. Dairesi'nin konuya ilişkin 'kısnıen ka-
bul kısnıen ret" yönündeki kararını kaldırdı.
Kunıl gerekçesinde, yönetmeliğin dava konusu
edilen bölümünde, "bir suç dolayısıyla yapılan
soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine
ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve
başka bir yolla delil elde edilmesi olanağının
bulunmaması durumunda şüpheli veya sanı-
ğın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin de-
netlenebileceği"nin belirtildiği anımsatıldı. Bu
kuralın ilk bakışta Ceza Muhakemesi Yasasf nda
(CMY) hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan
durumlarda ise cumhuriyet savcısının ıletişimin
denetlenmesi karan verebilmesi için aradığı ko-
şullann tekrarı niteliğinde olduğu belirtilen ge-
rekçede şu ifadelere yer verildi:
"...yönetmeliğin, dava konusu edilmemekle
birlikte, sözü edilen bölümünde, anlam ve
kapsamının hâkim tarafından belirleneceği
açıklanan 'başka suretle delil elde edilmesi im-
kânının bulunmaması hali' davalı idare tarafın-
dan tanımlanmış; böylece davalı idarenin dü-
zenleme yetkisinin sınırı aşümıştır."
Kurul, yönetmelik kurallannın hukuka uygun-
luğunun denetiminin yapılabilmesi için öncelikle
idarenin düzenleme yetki sınınnm belirlenmesi-
ni, yürütmeyi durdurma isteminin bundan sonra
karara bağlanmasmı istedi.
Fatih Cumlıuriyet Başsavcılığı'na
kendisi hakkında suç duyurusunda
bulundu. Fatih Adliyesi önünde
açıklama yapan Saçan, Ergenekon
opcrasyonu kapsamında hakkında
haber çıkmasının, bir dönem yapnğı
operasyonlarla bağlanhlı olduğunu,
bu opcrasyonlann da çok iyi bilin-
diğini söyledi.
Emekli Tuğgeneral Veli Kü-
çük'ün evinde bulunduğu ileri sü-
rülen belgelerle ilgili araştırma
yapılmasını istediğini belirten
Saçan, "Bana rüşvet belgeleriy-
le şantaj yapıldığı, bu nedenle so-
ruşturmayı kapattığıma dair id-
dialarla ilgili olarak belgeleri
de cumhuriyet savcılığına ver-
dim. Hakkımda soruşturma açıl-
masını talep ettim. Her Türk va-
tandaşının da yapması gereken
budur" diyc konuştu.
Bundan sonra basında kendi-
siyle ilgili yer alan haber Ve iddialar
ile ilgili cumhuriyet savcılığına
başvurarak soruştunna açılmasını
isteyeceğini söyleyen Saçan, Er-
genekon operasyonunda "1 Nu-
mara" olarak adlandınlan kişiyi ta-
nıdığı yönündeki iddialann doğru
olmadığını ifade etti. Saçan, Gü-
ney'in evinde bulunduğu iddia
edilen 6 çuval belge ile ilgili ola-
rak da, "Ben bu konularla ilgili
soruşturma talep ettim. Sonu-
cunu hep birlikte görürüz" dedi.
Yalçın Tanfer serbest
Istanbul Cumhuriyet Başsavcı-
lığı'nca yürütülen Ergenekon so-
ruşturması kapsamında, Kütah-
ya'da gözaltına alınan Yalçın Tan-
fer, Istanbul'a getirildi. Istanbul
Terörle Mücadele Şubesi'nde ifa-
desi alınan Tanfer'in, emekli Tuğ-
general Veli Küçük adına, Gü-
neydoğu Aııadolu'da aşiretler ara-
sı banş görüşmeleri yaptığı iddia
edildi. Eski DYP Milletvekili Se-
dat Bucak'ın şoförüne sahte jan-
darma istihbaratçısı kimliği verdiği
öne sürülen Tanfer, sorgusunun ar-
dından serbest bırakıldı.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
AKP, 22 Temmuz'da 3 Kasım'dan daha yük-
sek oranda oy aldı ama Türkiye'yi kunaklama
gücüne baktığımızda büyük erozyona uğra-
dığını görüyoruz. Erozyon devam ediyor.
Hükümete toplumsal desteğin ölçüsü, ya-
pılan araştırmaya göre değişiyor ama bizim
gözlemimiz şu:
Beklentiye, umuda dayalı destek, korkuya,
endişeye dayalı desteğe dönüşmiiş durum-
da!
Böylesi destekler çok tehlikelidir, bir anda
ters dönebilir...
AKP'nin birinci iktidar dönemiyle ikinci ik-
tidar dönemi arasındaki farkı aktarmak için şu-
nu paylaşmak yeterli:
Kapatma davasına ilişkin iddianamenin
ana ağırlığını 22 Temmuz sonrası yaptıkları
oluşturuyor!
Dışarıda da yorumların ucu açılmaya baş-
ladı. Kayıtsız şartsız AKP'den yana tavır ko-
yan kimi küresel yapıların yanında, Erdoğan'a
"tiran gibi" benzetmesi yapanların da olduğunu
görüyoruz.
Gerçi AKP, "Tiran değil, kan" dedi ve ara-
buluculuğa soyundu, ama bu tür girişimlerin
de şakası yoktur. Bir bakmışsınız, arabulucu
arada kalmış, iki tarafa da yaranamamış!
• • •
Siyasal zemin olarak hâlâ nereye oturaca-
ğına karar veremeyen, bu nedenle de her ke-
simden aday alıp bir anlamda her yere otur-
maya heveslenen AKP için şöyle bir yorum
yapmak abartı olmaz:
İktidar amaçlı toplama bir parti!
Bu tür yapılar, iktidar gücünü yitirdiği an da-
ğılma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. AKP bu
yüzden ne pahasına olursa olsun iktidarı el-
den bırakmak istemiyor. öyle ki, iktidarının bi-
tebileceği olasılığının düşük sesle fısıldan-
masına bile katlanamıyor.
Siyaset yolculuğuna çıkarken demokrasiyi,
kendisini istediği yere götürecek tramvaya
benzeten Erdoğan, zamanla değişti, gelişti...
Artık demokrasi tramvay değil, hızlı tren!
Acelesi var... O yüzden de bir an önce ik-
tidarını seçeneksiz kılma yolculuğunu ta-
mamlamak istiyor.
Erdoğan, trenden inenin bir daha bineme-
yeceğini de vurgulayarak demokrasi tarifini pe-
kiştirmiş oldu. Tren hızlı gittiği için inmek de
doğal olarak zor. Ancak Abdüllatif Şener gi-
bi ağır bir kişi, hızlı trenden inişi başarabildi.
• • •
AKP'nin i-kinci iktidar döneminin birinci yı-
lını şöyle maddeleyebiliriz:
1- Toplumun ortak paydaları hızla azaldı.
özellikle dışarıda ikiye bölünmüş bir Türkiye
gözlemi ağırlık kazandı.
2- Siyasetin insani yanı, hele hele güleryüzlü
yanı tümüyle bitti. Gerilim öne çıktı.
3- Anayasa tartışmaları toplum katında ve
siyasette birleştirici değil, ayrıştırıcı unsur
haline geldi. Değişiklik isteyenler bilendi, kar-
şı çıkanlarda endişe ve güvensizlik öne çık-
tı.
4- Dış politika konularında yolun başında-
ki noktanın daha da gerisine düşüldü.
5- Gündemin ön sıralarında değil ama,
ekonomide garip bir sıkıyönetim havası hâkim
olmaya başladı. Hemen herkes kapalı kapılar
ardında durgunluktan, gidişin kötülüğünden,
gelecek endişesinden söz ediyor, açık mik-
rofonlar önünde ise her şey pembeleşiyor. Bu
ortamda Başbakan, Hazine Müsteşarlığı kay-
naklarıyla yüzde yüz zıt rakamları, ekonomi-
nin iyiye gidiş göstergesi olarak sunuyor.
Belki de 22 Temmuz'da oluşan TBMM'yi en
iyi Toptan yorumladı:
"Meclis yoruldu!"
Toplum da...
ankcum@cumhuriyet.com.tr
AL GÖZröl SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
Ey Mutluluk Neredesin?
• Baştarafı Arka. Sayfa 'da
Her gün sevinecek bir şeylerimiz olurdu.
Komşulanmızda sosyalist hükümetler seçim ka-
zandığında sokaklara dökülür, sabahlara kadar
Amerika ve kürcselleşme aleyhine sloganlar ata-
rak tango yapardık. Yaşadığımız her şeyde sa-
hici bir şeyler olurdu.
Diyelim ki bir Afrika ülkesinde yaşasaydık...
Çoğunluk açlık sınırında yaşadığı için en
önemli işimiz temel içgüdümüz olan kann do-
yunnak olurdu. Çocuklanmız bir zamanlar ül-
kemizi talan eden zengin ülkelerden gelecek yi-
yecek yardımını beklemek için sürekli gözcü-
lük yaparlardı. Ailemizden mutlaka birisi
AIDS hastalığmdan ölmek için sıra beklerdi ve
biz onun kavruk bedenine, fırlamış gözlerine
bakıp artık üzülmcyi bile unuttuğumuzu fark
cdcrdik.
Bu yazı böyle uzayıp gider. En iyisi gene bu
muhteşem topraklara geri dönmek; cırcır bö-
ceklerinin şarkıları ve henüz kokusunu yitir-
memiş kekiklerin ortasında denizin serin sulan
beni bekliyor. Ali bir de şu her gün yaşadığı-
mız travmalar olmasa... Bayağı mutlu bir ülke
olacağız. Çünkü bu ülkeden güzeli yok.
i