Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 TEMMUZ 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Beyin
Muhsin Salman:
"Türbanla beynini
örtmediğini
savunanlara ne denir?
a) Kaz beyinli b) Az
beyinli c) Gül beyinli
d) Güneşten korkan
beyinsiz!"
Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60Elektronik posta: denizsorrwcumhuriyet.com.tr
- RTE, tiran gibiymiş...
"Her tiranda olduğu gibi
sonu viran!"
u
a
S
Hızlı tren dağı
deliyormuş.
AKP treni
bu, rayı
bile deler!
İm-Sav
f Kemal öncü:
"Cumhuriyetin
imamı olamayandan
cumhuriyetin savcısı
hiç olmaz!"
GENELKURMAY Başkanlığı, geçen hafta sonu
bir basın açıklaması yaptı. Açıklamanın altıncı
maddesi epey ilgi çekti. O madde şöyle:
"Kaynağı neresi olursa olsun; bu tür haberlerle
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yöneltilen hukuk dışı
saldırılara karşı yalnız Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
değil, onun gerçek sahibi yüce Türk milletinin de
yasal ve demokratik tepki göstermesi doğal bir
beklentidir."
Medyada bu madde konuşuluyor; yazıp çizenler
bu madde üzerinden yorum yapıyor. Başbakan
RTE bile bu maddeye gönderme yapıp Orgeneral
YB'nın komutasındaki Türk Silahlı Kuvvetleri'ne
sahip çıkıyor, falan filan... Oysa konuşulması
gereken bu madde değil açıklamanın birinci,
üçüncü ve beşinci maddeleri olmalıydı:
Birinci madde: "18 Temmuz 2008 tarihinde bir
günlük gazetede, Hava Kuvvetleri
KurtuluşKomutanlığı'nda uzun süredir devam eden bir
soruşturma, yeni bir olay gibi kamuoyuna
yansıtılmıştır. Bu soruşturmanın, basın organında
iddia edildiği gibi halen Türkiye'nin gündemindeki
soruşturma ile bir ilgisi yoktur."
Üçüncü madde: "Üç sene önce vuku bulan bir
olayda mahkeme kararıyla ordudan ilişiği kesilen
bir personelin durumu dahi, bazı basın ve yayın
organlarında yeni bir olay olarak kamuoyuna
duyurulmaktadır."
Beşinci madde: "Her fırsatta Türk Silahlı
Kuvvetleri'ni ve onun mensuplarını olayların içine
çekme gayretinde bulunan ve görünüşte özgürlük
ve demokrasi savunucusu olduklarını vurgulayan
çevreler, Türkiye'nin istikrarını bozan odaklar
haline gelmiş bulunmaktadırlar."
Genelkurmay Başkanı Orgeneral YB'nın
buyruğu alınarak "kamuoyuna saygı ile duyurulur"
tümcesiyle biten açıklamanın birinci maddesinde
hangi günlük gazeteden söz ediliyor; üçüncü
maddede sözü edilen bazı basın ve yayın
organları hangileridir; beşinci maddedeki sözde
özgürlük ve demokrasi savunucuları kimlerdir,
belli değil. Kamuoyuna açıklama yapıyorsan,
kamuoyunu berrak bir şekilde aydınlatacaksın.
Kamuoyuna bulmaca çözdürmeyeceksin; yaptığın
açıklama ile bulmacanın çözümüne yardımcı
olacaksın. Ne şiş yansın ne kebap demeyeceksin!
Ismet Inönü'nün ünlü sözü işte tam bu noktada
yerine oturuyor: "Bir memlekette, namuslular,
namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o
memlekette kurtuluş yoktur."
Bakla
Beşir Dirikol:
"Memura ek zam
müjdesi veren beyler;
baklayı ağzınızdan
çıkarın, seçim ne
zaman!"
Sitem
Doğan Berker:
"Istanbul
Cumhuriyet
Başsavcısı bilgi
kirliliği için medyaya
sitem ediyor!
Savcıların görevi
sitem etmek değil
soruşturma
açmaktır!"
SESSÎZ SEDASIZ (!) RTE bir yiğittir ve asla korkmaz!
ANAYASA Mahkemesi'nden özel
istihbarat almış gibi siyasetçilerin
kesin dille konuşmasının artık bazı
siyasilerin siyaset sahneden inmesi
gerektiği görüşünü güçlendirdiğini
söylüyor Dr. Okan Oztürk:
"Böylesi siyasilerin 50 yıl önceki
köy kahvesi ağzıyla ve yargıya
müdahale edercesine konuşmasını
ayıp ve Türk demokrasisi için
talihsizlik olarak görüyorum. Ne
kadar 'cici' olduklarını ekrandan
gördüğümüz bu kişiler için
televizyonda '13 yaş üstü olumsuz
davranışlara örnek olabilir' amblemi
kullanılması gerektiğini
düşünüyorum. Herhalde Anayasa
Mahkemesi üyeleri davayı tartışırken
'bunlar çok cici' şeklinde hukuk dışı
konuşmaları akıllarından
geçirecekler diye tahmin ediyorlar.
Bu arada ben, bir tıp doktoru olarak
Dengir M.M. Fırat'ın gerçekten
travma geçirdiğini anlıyor ve bu
durumunu bir an önce tedavi
ettirmesini diliyorum.
Anayasa Mahkemesi raportörünün
görüşünü açıklamasından bir gün
önce 'cici1
söylemlerin kullanılması
ve raportörün AKP'lilerin ağzıyla
rapor yazması manidar geliyor bana.
Ergenekon için 'Yargı bağımsızdır,
yargıya güvenilmelidir' diyen
AKP'lilere 'Haydi o zaman
dokunulmazlıkları kaldırın' deme
zamanı ise geldi de geçiyor bile.
Eğer yargı artık bağımsızsa ve
güveniliyorsa haydi RTE korkma,
yiğitler gibi çık mahkeme karşısına
demenin tam zamanı."
Lozaıı Antiaşınası 85 Yaşıııda
PERİHAN ERGUN
24 Temmuz 1923'te onay-
lanan Lozan Antlaşması ba-
ğımsız, laik, aydınlık Türki-
ye'de "onurun adıdır".
Antlaşmanın planlayıcısı
Mustafa Kemal, inatla, ısrar-
la uygulayıcısı, mimarı da Is-
met Inönü'dür.
Mustafa Kemal Lozan barı-
şını, "Bu antlaşma Türk ulu-
suna karşı yüzyıllardan beri
hazırlanmış ve Sevr Antlaş-
ması ile tamamlandığı sanılmış
büyük bir suikastın yıkılışını
bildirir bir belgedir. Osmanlı ta-
rihinde benzeri görülmemiş
bir siyasal utku yapıtıdır" yo-
rumuyla tanımlar. (Söylev-ll-
s.526)
Atatürk, Lozan'dan bir ay
sonra -23 Ağustos 1923'te-
Lozan için "Bu başarı, uygar-
lığa doğru yol açtı. Henüz
arnacımıza ulaşmadık. Bize
düşen görev, durmaksızın iler-
lemektir. Bunca özverinin ge-
tirisini elden kaçırmamak, fe-
laketlerin geri gelişini engelle-
mek hergünkü düşüncemiz ol-
malıdır. Ama buna kuru bir
dikkat ve iyi bir niyet yetmez.
Bunun sonsuz banş olacağına
inanmaksa, saflık olur" diyor.
Tam da öyle. Atamız her
zamanki gibi gene en doğru-
yu söylüyor. Günümüzde Sevr
haritaları çizerek Lozan'ı dış-
lamakla yetinmeyen emper-
yalizm, aslında Kurtuluş Sa-
vaşımızın gerçek nedeni
Sevr'in işgalci koşullarını çiz-
gileriyle sürekli olarak yenile-
miş ve şimdi sıra günümüzde
gözlediğimiz oyunlarına gel-
miştir. Bunu gericilik ve bağ-
nazlığın simgesi haline getir-
mek, toplumumuzun yüce Is-
lam inançlarını yozlaştırmak
istemiyle ılımlı Islamcılığı bay-
rak edecek yöneticileriyle sağ-
lamayı amaçlıyor.
* • •
Atatürk'ü bedenen yitirdi-
ğimiz 1938 Kasım'ından beri
iktidara gelenler, O'nun öğüt-
lerini, yol göstericiliğini, -ınö-
nü dışında- yakın arkadaşları
kendi çıkarları doğrultusunda
değiştirip gerçek anlamların-
dan saptırdılar. Topluma O'nu
ve ilkelerini tam anlamıyla an-
latmadılar, öğretmediler... Oy-
sa; Yüce önder, "Benigörmek
demek behemehal mutlaka
yüzümü görmek değildir. Söz-
lerimi, öğütlerimi öğrenip bi-
lerek, Türkiye Cumhuriyeti'ni
çağdaşlaştırarak yüceltiniz"
der. İşte Gençliğe Hitabe'si de
bunu içerir. Bu inançla otuz yıl-
lık öğretmenlik dönemimde
hiç bıkmadan usanmadan yıl
sonu M.E. Bakanlığı'na sun-
mak zorunda olduğumuz is-
tem raporlarında, Atatürk'ün
Gençliğe Hitabe'sinin tarih ve-
ya edebiyat derslerinin birinde
ve haftanın çizelgesinin hiç
değilse bir saatinde anlatılıp
öğretilmesini istedimse de ku-
lak asanını göremedim.
• • •
Şu anda sağrıevinde iyileş-
tirme çalışmaları içinde olan ve
daha uzun yıllar yaşamını sür-
dürmesini dilediğim usta oza-
nımız Fazıl Hüsnü Dağlar-
ca'nın "Toprak altından F. H.
Dağlarca'ya M.K. Atatürk'ün
Seslenişi -1983- adlı dizele-
rinden bir bölümündeki sesi-
nin günümüze yansıyan iki
dörtlüğünü de vermek gereğini
duydum.
Gençler, işçiler ezilmiş
Mutsuz olmuş Türküm diyen
Adım var ya, eylemim yok
Düşe çevirdiniz beni
Çiçekler devrim idi
Akan güneşte yemyeşil
Ben ilkyazdım orda
Kışa çevirdiniz beni.
Öyleyse; hep birlikte de-
mokratik laik Atatürk ilkeleri
yolundaki 1923 Devrimi'ne ve
Cumhuriyetimize dört elle sa-
rılıp onu sonsuza dek yaşat-
mak zorundayız. İşte bu ne-
denle 24 Temmuz Perşembe
günü, Heybeliada'nın Atatürk
Meydanı'nda 41 'inci sanat yı-
lına ulaşan Gülsen Tuncer'in
sunumuyla Ada Dostları Der-
neği, Inönü Vakfı, İKKB ve
Adalar Belediyesi'nin katkı-
larıyla saat 12.00-14.00 ara-
sında Türk tarihinin dönüm
noktası Lozan'ı anlatacağız.
Anlatımdan sonra da Inönü
Vakfı'nın Cumhuriyetin Kal-
kınma Mucizesi (1923-1950)
sergisini Müze Evi'nde izle-
yebileceğiz.
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA
SAMrsÜSUZLUK KAP
SAYIN SEYIRCÎLER..
SIRADAKİHABER
ERGENEKON..
BIRAKIN
ERGENEKONU
MERGENEKONU
SU BULUN
BİZE
SUUUUL
hetiyatrosu@mynet.com
ÖAVAYI SULANDIRMA,
BANA OPERASYON YAPTIRMAL.
HÎÎİL
SÜPER
SAVCI!.
(ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAB ÖZKAIS www.junkidz. com
SINIRLARLA YAŞAMAKLA
ZEKA ARASINDA BİR BAĞLATI
OLMALI..
OTOBUSTEKtLER KEMAL URGENÇ k_urgenc@yahoo.com
fU'. ÇokseslijÇikkîiUcirlü pa\rhmeAİer itni i£t\e s;<\A'YcJnecj;
TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN 22 Tenunuz www.mumtaz-arikan. com
YURTD/ŞfNA DOVIZSİZ Ç/K/Ş..
fSS4 'JTF SUSÜAt, OBMOK&4T-
RlAJ/Kt MALIYe \Se (Ç /ŞLEfZt
İLE EMNiyer Yer/eiu'tM^i
YUMT O/Ç/A/st DÖVİ2.Sİ2 C'KlÇ /-ODMUSUMDA
KA£J4GLAR. ALMtŞTr. TOPLANT(DA, HE& YtL
£AJ A2 3O S/ıV KİŞ/AJlN; KESMÎ YOLLARLA
TEK KURUŞ DÖVrZ ALMAKG/ZrN YUtZT PIŞ(-
NA ÇIKTlĞr AÇI/CLAMMIŞ,BU KONUPA ÖM-
LEMLEŞ SAPTANMIŞTI. PÖVİZ ALMADAN <Sf-
DENLEfZifiJ, GETİfZDlKLEfit MALLAf? İÇİN, 8E-
LİRLİ SOeuL/İISA YANIT İSTeNMESf KAHAfZA
BAĞLANMIÇTI. Ç./KIÇ £/gA£/NOA, (ZESMÎ DÖ-
^'
Z
MİKT-AIÇf PASAPOPrA *S4yOEC>İ£C£fUasan
Potalkan OÖU-İZ.
Ç,
EHGELLEMEKTİ.
ADANA CUMOK ÇAĞNSI
Emperyalizm taşeronlarının bağımsız
Cumhuriyetimize saldırılarının çok
yoğunlaştığı, Tapu Yasası'nın yabancılar
çıkarına değiştirildiği bu günlerde,
24 Temmuz Lozan Antlaşması'nın
85. yıldönümünde, birlikteliğimiz
daha da önem kazanmaktadır.
Demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla
gerçekleşecek yıldönümü etkinliğine,
ellerinizde Cumhuriyet gazetemizle
katılımınızı bekliyoruz.
24 Temmuz 2008 Lozan Kutlama Programı
09:30 Atatürk Parkı'na çelenk konulması
11:30 Konferans: "LOZAN ve TÜRKİYE"
Konuşmacı: Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN
Yer: Adana Büyükşehir BelediyesiTlyatro salonu
ÜNYE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
SAYI: 2008/228 Esas
Satılmasına karar verilen gavîiıııenkulün cinsi, kıymeti, adedi. evsafı:
Ünye ilçesi. Ataliirk Malı. Veyısderesi mevkii, 2ÖK-III pafta, 1406 ada, 4 parselin tamami 248,44 m2 olup, ifnızlı müstakil ımara uygun arsadır.
Dava konusu arsanın bulunduğu yer kooperatifleşmenin ve yerleşimiıı olduğu, rağbet gören yerlerdeıı olup, kısnıen denı/ manzaralıdır. Taşmmaz inıar
planında bodrum kat lıariı; 4 kaı müsaadelidir. Taşınmaz 74.532.00 YTL bcdelle satışa çıkarılmıştir. Satış şartlan: 1- Satış 02.09.2008 günü, saat
10.00 - 10.10 arasında, Ünye 1. lcra Müdüılüğü önüııdc açık aııtırma surcıiyle yapılacaktır. Bu arttınııada tahmin edilen kıymetinin %60'ını ve rü^-
lıanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedel ile alıcı çıkmazsa en çok arttıranın ta-
ahhüdü baki kalmak kaydıyla taşınmazlar 12.09.2008 günü, aynı yer ve saaller arasında ikinei arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu nıiklar
elde edilememişse gayrimenkuller en çok arttııanın taahhüdü sakh kalnıak üzere arttırma ilanında gösterilen nıüddet sonunda en çok artlırana ilıale
edılecekıir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin nıalın tahmin edilen kıymetinin "'o40'ını bulması ve salış isıeyenin alacağma rüçhanı olan alacakların top-
lamından l'a/.la olması ve bundan başka. paraya çevimıe ve paylaşlınna masraflannı gcçmesi lazımdır. Böyle bir bedel ile alıcı çıkmazsa satış düşe-
cektir. 2- Arttırmaya istırak edeeeklerin, lalınıin edilen kıymetin %20'si nispetinde pey akçcsı veya bu miktar kadar tnilli bir bankanın kesin ve süre-
sız teminat nıektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin ve Türk parası iledir, alıcı ıstedığindc 10 günü geçmemek üzere mehil verilebılır. K.DV, ihale
damga pıılu bedcli, tapu alım harcı, lahliye masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler, tapu satım lıarcı ve tellalıye satış bedelinden ödenır. Türk para-
sı dışında kalan yabancı devlet paraları teminat olarak kabul edılme/.. 3- lpotek sahibi alacaklılarla diğer ılgililerın (*) bu gayrımenkııl üzerindeki hak-
laıını, hususiyle faız ve masıafa dairolan iddialarını. dayanağl belgeler ile an beş gün içinde daıremı/e bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde lıaklan ta-
pu sicili ile sabil olmadıkça paylaşmadan hariç bakılacaklardır. 4-Ihaleye katılıp, daha sonra ihale bedelinı yatırnıamak suretiylc ihalenin feshine se-
bep olan, tünı alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan vc aynca temerrüt üjiziııden müte-
selsilen sorumlu olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın, dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle temi-
nat bedelinden ahnacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görcbilınesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya
bir önıeği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenler, şartnameyi gömıüş ve miinderecatını kabul etnıiş sayılacakları, başkaca bılgı almak isteyenlerin
2008/228 Esas sayılı dosya numarası ile müdüıiüğümüze başvurmaları ilan olunur. 7- Adresleri tapuda kayıllı olmayan alakadarlara, göndenlen teb-
ligatların tebliğ imkânsızlığı halınde işbu satış ılanı İİK 127. md. gereğı tebliğ yerine kaım olmak üzere ilanen teblig olunur. 04.07.2008 (lc.lf.K.126)
llgılıler tabırine irtiiak hakkı sahıpleri de dahıldır. Adlanna teblıgat yapılamayan ilgililere, gaz.ete ilaııı tebligat yerine geçerlidir.
Basın: 39927
GÖRÜŞ
BEDRIBAYKAM
'Resmi Ideologlar'
Devleti YıkıyoK!)
Pazar günkü Star da "YağmurAtsız"\r\ saldırısı var-
dı hakkımda. Bir yabancı TV'ye verdiğim röportajı uy-
durma şekilde kolajlayarak "Ben bu AKP iktidann-
dansa, biraskeri dikta yönetimini tercih ederim" de-
diğimi iddia ediyordu. Şaşırmadım. Çünkü, bazı in-
sanların tek silahları yalan ve saptırma.
Demokrasi tarihi iniş-çıkışlarla, tuzaklarla, iha-
netlerle doludur. Tarih, geriye baktığında bu döne-
min kahramanlarını alınlanndan öpecek, bazılarını da
hak ettikleri yere, utanmaz adamlar çöplüğüne yol-
layacak. Iddianamesini bilmediğimiz, Ergenekon
davasının içeriğinden söz edemeyeceğiz, ama anteni
kirli, hayali medyanın, çamurlarına değineceğiz!
Son günlerde büyüklere masallaryazıldı... Meş-
hur bir laf vardır: Bir yalan ne kadar büyük olursa,
inanan o kadar çok olur! Malum güruh, Türk I lai
kını dinci, 2. cumhuriyetçi, emperyalist medyayla ku-
şatarak, şimdi de Agarta masallarına daldı. Eski-
den araştırmacı gazetecilik vardı, Abdi ipekçi ve
Uğur Mumcu gibi beraber çalışma onuruna ulaştı-
ğım insanlarla somutlaşan. Şimdi ise karartmacı ga-
zetecilik var!
En büyük savcımız bayramlık bir "mişmişçi" ga-
zeteci. Türkiye'nin yaşadığı her şeyi bir çorba yapan
bu zat, utanmadan faşist dincileri işine geldiği gibi ulu-
salcı mitinglere bağlayarak çamur sıçratma ve ko-
nusunda uzman oldu. Onun gibiler meslektaşlan hak-
kında "darbe toplantılanna kattldılar" diye hikâyeler
yazıp kendi manşetlerine "Ergenekon Failleri Madı-
mak Katilleri" diye alçaklıkları geçirebildiler. İşte
böyle, hükümet, yargı ve besleme basın arasında "dar
alanda kısa paslaşmalar" yaşıyoruz. Medya ve Baş-
bakan savcılık konusunda rekabette!
Yargı bağımsızlığı ve iddianame gizliliği yok oldu.
Ne demek "sızdı"? Bu Agarta, zeytinyağı marka-
sı mı sızsın? Hangi VVashington muhabirlerine akı-
yor bu sızıntı? Güya demokrasi uğruna darbeye kar-
şı çıkanlar, ne ilginçtir ki şeriatçılığa karşı son dere-
ce açıklar! Atatürkçülüğü savunan herkese "resmi
ideolog" gibi alçak bir yorumla saldırmak, bu yet-
miyormuş gibi Ergenekon masalı üstünden toptan
darbeci ilan etmek. İşte çirkef senaryoları bu! Şeri-
atçı ya da AB'ci bir anayasaya geçtiysek haber ve-
rin de, biz "resmi ideologlar" nasıl davranacağımı-
zı bilelim! Ayrıca, madem bu ulusalcılar, Türki-
ye'nin resmi ideoiojisini savunan tutucu adamlar,
nasıl oluyor da aynı zamanda bu kadar canlan pa-
hasına korudukîarı devleti bir de yıkmaya kalkı-
yorlar? Böyle bir çelişkiyi açıklamak mümkün mü?
Yoksa gerçek tam tersi mi?
Efendim, nasıl oluyormuş da solcular askerle-
ri savunuyormuş! Bunu söyleyenler beynini, kale-
mini, cüzdanını siyasal Islama endekslemiş olan za-
vallı bir grup! Hâlâ görememişler ki, bu ülkede mili-
tarist bir yönetime talip bir ordu yok! Tam tersine,
şeriatçı-kalıcı-antidemokrat bir rejim isteyen yo-
bazlar var! Ve bugüne kadar Anayasa Mahkemesi
dört kere partilerini kapattı!
Yüzsüz tanıklarımız olacakmış artık. Sesini, yüzü-
nü, adını bilemeyeceğimiz "tanıklar"... Kendine ya-
pılmasını istemediğin şeyi, başkasına yapma diye bir
laf vardır... Ama demokrasi, yürek ister! Madem bu
çok önemliydi, neden Sıvas, Mumcu, Aksoy ve Kış-
lalı davasında gizli tanık yoktu? Bu besleme ga-
zeteciler, 22 Mayıs 2008'de Yargıtay, hükümet aley-
hine Anıtkabir'e yürüyünce gazetelerinde, "Yargıta-
yın darbe denemesi" diye manşet atmışlardı. Bugün
ise "Çetenin hedefi Yargıtay binasıydı" diyorlar. Bir
karar verseler iyi olacak! Bu Yargıtay, dün darbe ya-
pıyordu, halbuki şimdi Ergenekon'un saldırdığı maz-
lum noktalardan biri! Bak sen şu işe! Sizi eleştiren her-
kese "darbeci", "resmi ideolog", "Ergenekoncu" di-
ye damgalar vurmayı size kim öğretti? Hani çok öz-
gürlükçüydünüz? Hani türbancılığınızın nedeni de-
mokrasi aşkınızdı? Artık bu ülkede karınızın başı ör-
tülü değilse bürokrat bile olamazsınız. Aynca AKP'nin
"yasaklarpartisi" olduğunu da herhalde unutmadık!
"Ulusalcılık terördür" diye ortaya atılan o gülüne-
si tanımlamalar ortada... "Hükümete karşı tahrik et-
tin"; yapma ya! Zaten demokrasinin tarifidir bu! Ni-
ye izin verdin mitinglere? Kapat sistemi toptan, "Ka-
ranlık geldi "de! Mertol. Siz neler diyordunuz? "La-
iklik sloganları atanlar siyasi maganda " "Artistlik yap-
ma lan " "CHP'nin kökü bereketsizdir", "Atatürkçülük
travma geçirtti". Yani tahrikin en büyüğünü yaptınız
hep! RP döneminde Atatürk'ün ailesine bile dil
uzattınız!
Kimse boş yere çabalamasın! Ülkenin gerçek
gündemi, bu Cumhuriyeti yok edebileceğine inanan
ve bunun için her yöntemi deneyen insanların, işi ar-
tık pervasızlığa vurmuş olmalarıdır. Bu gündemi ne
Agatha Christie örtebilir, ne de Agarte Mrısti...
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5
1/ Biralık bir arpa -|
cinsi... Ceylan. 2/ _
Kısır, hiç doğurma- ^
mış hayvan.. Yiye- 3
cek bulamayan, 4
yoksul kimse. 3/
Ruhça ve vücutça 3
dayanıksız kimse- 6
ler için kullanılan y
bir alay sözü. 4/
Bölmeli göçebe ça- 8
dın... Tavır, davra- 9
nış. 5/ Bir soru sö-
zü... Dökülen tohumlarla
ertesı yıl çıkan tahıl. 6/
Tabut... Halk edcbiyatına
özgü, dört dızeden oluşan
ve ycdili hece ölçüsüyle
yazılan şiir türü. 7/ Vurgun
yiyen bir dalgıcın iyileşe-
bilmcsi için, tekrar indıril-
mesi gereken aynı su de-
rinliği... Rütbesiz asker.
8/ Tifo gibi bazı hastalık-
lara eşlik eden kas zayıflığı. 9/ Yiğit, cesur... Mezar.
YUKARJDAN AŞAĞIYA:
1/ "Akhilleus ve Kaplumbağa", "Uçan Ok" gibi para-
dokslanyla ünlü eski Yunanlı filozof... "Ne akilem ne di-
vane / Gel gör beni — neyledi" (Yuııııs Emre). 2/ Gırişik
bezeme. 3/Ölümlüolma durumu... Temcl niteliğinde olan.
4/ Halk dilinde babanın kız kardeşine verilen ad... Bulaş-
mış, bulaşık. 5/ Kirpik boyası... Ekolojide, bir canlınm var-
lığını sürdüıcbildiği yaşama ortammın en küçük birimi. 6/
1leri gelen, ınevki ve para sahibi kimseler için kullanılan
alay yollu sözcük. II Küçük bal teknesi... lskambildc bir
kâğıt. 8/ Üstü kapalı pazaryeri... Kansızhk. 9/ Antalya'nın
Serik ilçesinde bir şelale... Ccrahat.