23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK 2008 CUMA 14 Artış Kemal Öncü: "Seçim ,_ yaklaştıkça kişi IpPbaşına milli sadaka miktarı artıyor!" Elektronik posta: denfzsom@cumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.343 72 74 Faks; 0.212.343 72 60 - Anayasa Mahkemesi Başkanı, RTE'yi desteklemiş... "Erken seçim yapmış!" Erdoğan: "Kriz psikolojik..." Durum patalojik! Doktorlar Suzan Yıldız: "RTE'nin doktoru olursan birinci sıradan rektör adayı gösterilirsin, Tuncay Özkan'ın doktoru olursan Ergenekon'a sanık yapılırsın." Teşne Nail Muzaç: "Kaderlerini RTE'nin seçeceği Merve Kavakçı benzerlerine bağlayan kaderciler, her şeye teşne midirler?" ESTİRİLEN "değişim" rüzgârı ile başkanlık seçimini kazanan Barack Obama ile ABD'nin "tekelci kapitalizm"in bayraktarlığından ve bu öncülüğünün doğal gereği olarak "savaş makinesi" olmaktan cayacağı yorumlarının yapıldığını anımsatarak söze giriyor Ceyhun Balcı: "Böylesi iyimser yorumları yapanlar ya ABD'yi anlamamışlardı ya da anladıkları halde kamuoyu yanıltıcılığı o gün için kolay ve şirin görünen işti. Birilerinin savladığının tersine öncülü George W. Bush giderayak topallasa da Obama'nın daha işbaşına gelmeden onu 'sollamış' olduğunu söylersek yanılmış olmayız! Irak'tan çıkma tasarımının Afganistan'da kalabalıklaşma kararı ile gölgelenmiş olduğunu görmüş olmalıyız. Yine, geçen dönemin önemli özelliği olan 'savaşçılık' anlayışının da Obamalık gerektikçe yaşatılacağını ve dara düştükçe canlandırılacağını söyleyebiliriz! Bush'un savunma bakanı Obama'ya da hizmet vereceğine göre bellidir ki; Obama geçmiş dönemin en çok tepki gören bu alanında Bush'un izinden ayrılmaya niyetli değildir! Dünyaya da yansıyan ekonomik çöküş sürecinin önde gelen uygulayıcıları özeleştiri vermek bir yana Obama döneminde de dümenci başı olmayı sürdüreceklerine göre bir diğer önemli alan olan ekonomide de umutlu olmak için bir neden yoktur ortalıkta! Bir başka önemli karar da bilim kurullarında köklü değişiklikler yapıldığı günlere rastlaması bakımından önemsenmelidir. Her ne kadar simgesel gibi görünse de, ABD başkanlarının göreve başlama törenlerinde yer alan din adamının 'evrim karşıtlığı' ile sivrilmiş oluşu ve basında kendisi ile ilgili olarak yer alan ilk bilgilerin de bu özelliğe göndermede bulunması göz ardı edilebilecek gibi değildir. Bu birkaç örnek, daha ant içmeden Obama'nın 'topallayan' Bush'u solladığının göstergeleri olarak belleklerimizdeki yerini almıştır. Çünkü iyi irdelendiğinde görülecektir ki, ABD'de geçen yüzyılın başından bu yana giderek tırmandırılan ve iki kutuplu sürecin sonlanmasıyla daha da azgınlaşıp, saldırganlaşan emperyalist yaklaşım, bugün Obama'ya yarın ise bir başkasına bırakılacak kadar basit ve vazgeçilesi birtasarım değildir!" Plaza Nezahat Özbek: M "Yeşil alanları ffl yakıp cami yapanlar yakılan camilerin yerine de plaza yapsınlar!" SESSİZ SEDASIZ (!) £JEX2. OLDU..&J Köksal Toptan Meclis'te ne iş yapar! GEÇENLERDE Parlamenter Danışmanları Derneği diye bir dernekten söz etmiştik. Adres olarak TBMM'yi gösteren; Başbakanhğın manevi ve BM fonlarının maddi dejsteği ile "sivil toplum" projeleri yürütüp, Ibrahim Tutar adındaki genel sekreterinin de sivil toplum örgütü yöneticilerine "milletvekilinin yanında konuşmak sizin haddiniz değildir" dediği bir dernekti bu. Bendenizi, AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu'nun TBMM'deki sekreteri aradı ve Ibrahim Tutar'ın görüşeceğini söyledi. "Görüşsün" dedik; Tutar "öyle değildi de, şöyleydi" diye başladı derneğini anlatmaya. Lafını kesip "Devletin, milletvekiline verdiği telefondan, bir gazeteciyi arayıp dernek işlerinizi anlatmak doğru mu; benim paramla benimle konuşuyorsunuz" deyince "Haklısınız" demek zorunda kaldı Tutar. Neyse; dernek yönetimi olarak istişarede bulunmuşlar, bendenize yazılı bir açıklarna göndermeye karar vermişler; "Gönderin" dedik. Az sonra bir faks geldi. Dernek amblemli kâğıdın üstünde faksın çekildiği , adres yazıyordu: TBMM E Blok Divan. Anladık ki, Parlamenter Danışmanları Derneği, babalarının çiftliği gibi kullanıyor Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin olanaklarını. Meclis Başkanı Köksal Toptan'ı kutlamak gerek! Irak, Sumer ve M. İ. Çığ MERİÇ VELİDEDEOĞLÎJ ABD'nin Irak'ı işgaliyle bu ül- kede yaşananlar, insanlık "dı- şı" uygulamalar dünya bası- nında geç de olsa yer aldı, alı- yor. Bir buçuk milyona varan ölü (bir tür soykırım!); yüz binlerce sakat; göçe zorlanan on bin- lerce aile; yüz binlerce yetim; genel bir tinsel bunalım ve onur kırıklığı; ülkenin bölünüp, parçalanması; ekonomik ya- pının çökmesi; açlık; (az da ol- sa var olan) laiklikten koyu şeriata dönüş v.ö'ler, yazıldı, çi- zildi, gösterildi ve sürüyor. Ne var ki, ABD ve başta In- giltere olmak üzere, ortakları- nın yaptığı "kültür kmm"dan ar- tık "hiç" söz edilmiyor. Unu- tuldu. Bizim "özürcüler" de, kom- şudaki bu olup bitene yan gözle bile bakmıyor... Oysa, başta Bağdat Ulusal Müzesi olmak üzere tarihsel, kültürel belgelerin sergilendiği her yer "yağma" edildi işgalde. Müzelerin uğradığı bu yıkımı bir "fil" değil, ancak aç bir "goril" yapabilirdi. Tüm vitrinler tuzla buz edilip, dolaplar kırılıp "yükte hafifpa- hada ağır" tarihsel belgeler kapış kapış edildi; paraya dö- nüştürülmek üzere. Tarihte "ilk" uygarlık sayılan "Mezopotamya uygarlığı"n\n yaratıcısı Sumerlilerin, binlerce yıl öncesinden bize bıraktıkla- rı çiviyazılı belgeler, yani "kil" tabletler, yağma sırasında par- çalandı, ufalandı. Sağlam kalanlar da ABD ve Ingiliz erlerince -belki subay- larınca da- Kuveyt, Ürdün sı- nırında satıldı. Uygaıiık tarihine karşı işlenen bu korkunç ve "utanç" duyu- lacak "suçu" yeniden anımsa- mam, ilk Sumerologlarımız- dan Dr. Muazzez llmiye Çığ'ın geçen hafta yaptığı konuşma- yı dinlemem ve Sumer tablet- lerinin "bizim için" önemini an- lamama neden oldu. 33 yıl çiviyazılı tabletler (74 bin) üzerinde çalışan ve 68 yıldır her biri Sumerolojide bi- rer kilometre taşı olan yapıtlar veren Sayın Çığ, bunlara bir ye- nisini daha ekledi. Sumerliler ile Türkler ara- sındaki derin bağlantının, ça- kışmanın aydınlatılmasının 21. yy'da aldığı yolu ve sonuca ne denli yaklaşıldığını büyük bir coşkuyla vurguladı konuşma- sında, 94 yaşındaki "genç" Sumerolog. Sumerce'de yeni saptanan Türkçe sözcüklere örnekler veriyordu: Adda-ata; ana-ana; ikki-iki; kagaraşa-kargaşa; kap- Kagak-Kapkacak; iri-diri; diri- canlı ve daha yüzlercesi. Dünyaca ünlü Sumerolog Samuel Noah Kramer: "Su- meriilehn, Türklerle bağlantılı bir 'halk' olduğu fikri, Atatürkza- manında geçerliydi" dedikten sonra: "Böyle olabileceği hiç de hakikatten uzak değildir!" diye yazmış, 1990'da Çığ'a gön- derdiği mektupta. (1) Yüzyıllar boyunca, Batı'da Türklerin ilkel ve "uygarlık" düşmanı olduğu söylenerek aşağılandığı, "suç'landığı bili- nir. En son olarak, Sevr'i imza- laması için Osmanlı Devleti'ne gönderdikleri "buyruk"\a, son 20 yılda Ermenilerin topluca öl- dürüldüğünü, insanlığı ve uy- garlığı bu saldırılardan koru- mak, Türkleri de yeni bir "suç" işlemekten kurtarmak ama- cıyla bu anlaşmayı hazırladık- larını belirtirler. (2) Bu buyruğa, Istanbul "bası- n/"nın büyük bölümü, "aydın" yazarları yürekten katılırlar. "Türki sütürk" dedikleri azgın Türk suçludur. Tüm Türkler "suç/u"dur... Bunları bilen ve "işbirlikçi" aydınların ihanetine tanık olan Atatürk, Türklerin "uygarlığa" karşı ağır "suçlar işleyen bir halk olmadığını, olamayacağı- nı belirtir. Tam aksine, ilk uygarlığı ya- ratan Sumerlilerle derin bağ- lantıları bulunduğunu, öyle ki, adeta Sumerlilerin Türk olabi- leceğini 1930'ların bulgularına dayanarak, ileri sürer. Kendini "suçlu" gören bir ulus olamayacağımızı, bunun içimizdeki "işbirlikçiler"\n, hal- kımıza vurduğu "damga" ol- duğunu, söküp atmamız ge- rektiğini, dahası bu "dam- ga"cıların hep "var" olacağını Söylev'de (Nutuk) birkaç kez dile getirir. S. N. Kramer'in Türklerle Sumerlilerin arasındaki köklü bağlantıdan söz ettiği 1990'lar- dan günümüze, bu doğrultuda çok yol alındığını belirtiyor Su- merolog Çığ. Kuşkusuz bu yolun döşen- mesinde kendisinin büyük pa- yı var. Ara vermediği çalışmaları, halkımıza vurdukları "suçlu" damgasını, "özür dileme" adı altında yürütenlere, bir bakıma yanıt niteliğinde. (1) M. I. Çığ; "Sumerlilerde Tufan, Tufan'da Türkler" Kay- nak Yay. 2008. (2) S. L Meray, O. Olcay; Os- manlı Imparatorluğu'nun Çöküş Belgeleri, 1977. m.velidedeoglu@hotmail.com KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@yahoo. com. tr (ÇOPLUK ÇOCUKLAR1) TAYYARÖZKAN www.junkldz. com EMINIM AOHH BU VELETCENE BENDEhTYJ^BİLİYORPU ÖNCE BİR SEY KEŞFETTİ»A=r: >ROLAY PAf OTOBÜSTEKİLER KEMAL VRGENÇ k_urgenc@yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 26 Arahk www.mumtaz-arikan. com TRUMAN'/N ÖLÛMÜ.. 19*2 'DE BUGÜM, ABD 'A/M/ ESKİBA$KANLARINOAM HARRY TRUMAM, 88 YAŞINDA KANSASTA ÖLDÛ. TKUMAN, &AÇKAM YARPIMCiSlYKSN, FGfihlKLIN DELANO ROOS£VELT'İU ÖLÜMÜ üzeRJNE 194S' TE BAÇKAfJUĞA GEÇMİŞTİ. (6 Y'l}. O SIRADA, IT. DÜNYA SAI/Aft SOA/A ERMEKTEYDİ VE A4ÜTTS. &KLER, OÜfjyA HA&mSlMDA YEHİ EGEMENLİK 8ÖLGELERİ ELDE £TME•mfHÇtNDAYOI•SOVYE7ZBK SİHUĞi'MihJ İLE.HLeMECERİ AME&KA'Yf TEDİ&GİN EPİ/ORPU. ONLARA ÜSTÜ K4R4LI S//Ç GÖZtMĞf VEGMEK /ÇİN, TRUM4A/, TESUM OLMA AŞAMAS/N_ DAKi JAPOHYA'f» A7OU BCMBASr /mLMAStMI ONAYIAPI.BİNLERCE İA1SANIN ÖLÛMÜYIE SASIAHJAN BİR GÖZMĞIYDt BU,. T&JMAAI, SAVAÇTAN SOM/SA PA PO6U İLE SOĞUK SAI/AÇI SÜROÜI3ECEICTİR.. T.C. GEBZE 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESFNDEN İLAN Esas No: 2008/344 Davacımn kamtlanan davasının KABULÜ ile Erzurum-Oltu (i550) Bahçe- likiijla köyii Cilt: 12. Hanc: 28.42 birey sıra numarasında 1768699185ü vatan- daşlık numaralı Ibrahim ve Zülfıye'den olma, 01.03.1971 d.lu, Ednan DEMİR- TAŞ'm adındaki E lıarfînin iptali ile Adnan DEMİRTAŞ olarak kayıt ve tashi- hine karar vcrildiği hususu İLAN OLUNUR. Basın: 69317 T.C. ADIYAMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN KAMULAŞTIRMA İLAJN1 ESAS NO: 2008/479 KAMULAŞTIRILAN TAŞ1NMAZIN BULUNDUöU YER: ADIYAMAN MERKEZ HOCAÖMER MAHALLESİ ADA NO. I0S PARSEL NO: 20 YÜZÖLÇÜMÜ: 89,00 m2 MALİK.İN ADI VE SOYADI: MUSTAFA KEMAL KÖYLÜ KAMULAŞT1RMAYI YAPAN İDARENİN ADI: ADIYAMAN UHLUDİYE BAŞKANLlGl Kamulaşlırmayı yapan davacı idare, malikleriyle einsi ve ııiıcligi yukanda yazılı taşınmazın kamulaştııma bedelinin lcspiıi ve tescili için davacı ida- rc tarafındaıı mahkememizin 2008/479 Ksas saylsında dava açılmıştır. 4650 sayılı yasanın 7. maddesi ile ılcgişik 2 l )42 Sayılı Kamulaştırma Yasasrnın 10. rnaddesinin 4. bendi uyannca 30 günlük yasal siiredc kamulaş- iınııa işlemine k;ırsı idari yargıda ve maddi hatalara kııışı aılli yargıda iptal veya düzeltme davasi açmanız halinde dava açtığmız ve yürütmenin dur- durulması kararı aldıgınızı belgelendinnediğiniz takdirde kamulaştmna işleıııi kesinleşecek ve mahkememizce tespit cdilecek kanıulaştınna bedeli üze- rinden taşınmazın kamulaştmna yapan idare adına teseil edileccgi. kamulaştırma bedelinin adınıza.TC Ziraal Baııkası Adıyaman Şubesi'ne yatırılaca- gı, konuya ve taşınmaz malın değeıine iliı>kiıı tüm savunma ve delillerinizi işb» ilan tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkemcmize yazılı olarak bildirmeniz ilan olunur. 13/11/2008 Basın: 64108 BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Tapınak Şövalyesi "Tapınak Şövalyeleri"ri\r\ yönettiği bir operas- yon... Arkasında "Nüfus Casuslan" var. Bunlaryurt- dışından gelen "etkisjanlarıyla" birlikte, Türkiye'de çok büyük bir operasyona giriştiler. Bu operas- yonla amaçlanan; ordu, polis, yargı, din, basın ve siyaset dünyasını etkisizleştirmek ve "ılımlı Islam" konseptini Türkiye'ye yerleştirmektir. Bunun için en etkili "Nüfus Casusu" olan Tuncay Güney kul- lanılmıştır. Ne oldu? Kavramlar çok mu tanıdık geldi? Ne- reden? Kimden? Bir bilmecem var dostlar. Haydi, sor sor. Irak'tan sonra, Iran'dan önce yenir. Acaba nedir nedir? AKP ile Bush anlaşmasından sonra. Ta- mam, şimdi buldum: Ergenekon... Ergenekon... Ergenekon... İyi de "Tapınak Şövalyeleri", "Nüfus Casuslan" dikkat -nüfuz- değil, "etkiajanlan"... Nereden çık- tı bunlar?... ••• Evet, bunlar; müthiş Içişleri Bakanı Sadettin Tantan ile meşhur olan söylemler. Daha ortalık- ta ne "Fethullah'ın F" si ne de "Fehmi'nin F" si var. Ama aynı kavramların yazılı dokümanları, kim- de çıkmış? Tuncay Güney'de! Şimdi Ergenekon dosyalarından 2001 'de Tun- cay Güney'in ev aramasında ele geçirilenleri okuyorum: - Tapınak Şövalyeleri - Nüfus Casuslan - Etki ajanlan ve diğer dokümanlar Kimin kimden etkilendiğini, Tantan ve Tuncay Güney açıklayacak. Uzun süren polis istihbarat ta- kibinden sonra, Sadettin Tantan Içişleri Bakanı, onun istihbarat kökenli dehşet cengiz polis mü- dürü Kazım Abanoz Istanbul emniyet müdürü. En iyi onlar tanıyor Tuncay Güney'i ve ne an- latacağını en iyi onlar biliyor. Güney'i polis istihbarat, onların zamanında bülbül yapıp kafese koydu. Ama Sadettin Tantan sus pus! Niye? Ben ne Tuncay Güney tanırım ne de Veli Küçük Ama Tantan ve Abanoz'un tanı- dıkları değil mi? Tantan'a bir kötü haberim var. Ağasının da adı- nı Tuncay Güney'in anlattıklarının arasına katmıştır. Kim mi: Korkut Özal. O mu iyi senarist, yoksa onun yetiştirdiği ve şu an Ankara'da ve Istanbul'da çok iyi senaryo yazdığını sanan haytalar mı? Gö- receğiz. ••• Şimdi aklıma takılan soruya yanıt arıyorum. Gü- ney'den çıkan belgeler nasıl oluyor da Colombo tarzı pardösüsünün yakaları yukarı kalkık, saçla- rı Al Capone usulü ortadan ikiye ayrık pehlivan ve Ermeni vakfı sever, Tantan'ın söylemleriyle ay- nı oluyor? Hem ikisi de aynı hatayla "Nüfuz Ca- suslarına" ısrarla "nüfus" diyor ve yazıyor. Hayret! Karanlıkta göz kırpmayı sevenler, üzerlerine ışık tutulunca tarla tavşanına dönerler. Ergenekon yar- gılamaları o ışık olacak. Kimse bundan kaçamaz. Tantan konuşmak zorundadır. "Strateji" diye bir dergide yayımlanan "Erge- nekon", "Lobi", "Türkiye-C FR gizli hükümet or- taya çıktı", "Bilderberg" yazıları tam 10 yıl sonra; Ergenekon davasının çok gizli belgeleri oldu. Dergiyi kim çıkarttı? Tuncay Güney. Bu yazıla- rı kim denetledi? Polis, savcı. Siyasi sorumlu: Iç- işleri Bakanı Sadettin Tantan. Onlara ne oldu? Suya kaçtı. Sonra ne oldu? Inek içti. Inek ne ol- du? Dağa kaçtı. Dağ ne oldu? Altın arama ruh- satıyla işletmeye açıldı. Çalınan tenekeleri duyuyor musunuz? Boş te- nekeleri. Çanlar gibi. Tan....Tan Tan Tiki Tan...Tiki Ti- ki....Tiki Tan tantan... gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 02126727171 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLÜAN SAĞA: 1/ Kökenı ilk- -| çağa dayan- „ makla birlikte özellikle 19. 3 ve 20. yüzyıl- 4 larda Batı'da c dinsel düşün- ceyi etkilemiş " olan mistik 7 eğilimli felse- g fe. 2/ Atın bir Q tür hızlı yürü- yüşü... Çıplak top- rak. 3/ Gökyüzü. 4/ Doğu Anadolu'da bir dağ ve geçit... Eski dilde su... llkel benlik. 5/ Sevgide üstün tutulan... Bir elektrik dcvresinde- ki akımı, başka bir devreden geçen akımdaki değişik- 1 2 3 4 1 2 3 4 5 6 7 8 9 A V T o F O B I• E | S T A T TT K o R A K | S A K A T O T E L •M E •O F A L A K A | TM O B E Z •K O Z A B A •A H •Y A T I R T •u M A M T • fflI | Ğl "Âl "NI K| likler aracılığıyla denetleyen aygıt. 6/ Radyum ele- mcntinin simgesi... Kalay oksit katılarak do- nuklaştırılmış ya da kemik tozu katılarak yan do- nuk hale gctirilmiş cama verilen ad. II Bir nes- neyc zorunlu olarak bağlı olmayan vc onun özünde bulunmayan nitelik... Bir soru sözü. 8/ Hammadde işlenerek yapılan her tür mal. 9/ So- yıından gelinen kimse... Mantık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tel haline getirilnıiş altın ya da gümüşü işle- yerek yapılan kuyumculuk işleri. 2/ Hayat arka- daşı... Özgün çizim, harita, plan gibi şeylerin fo- toğraf tekniğiyle çoğaltılması yöntemi. 3/ Afri- ka'da yaşayan, bacaklan beyaz çizgili bir hayvan... Kinaye. 4/ Kalın su buğusu... Deride sinirler bo- yunca birtakım ağnlı fîskelerin dökülmesiyle be- liren hastalık. 5/ Kötü bir durumdan kurtuluş... "Siyah tnci" de denilen ünlü Brezilyalı ftıtbol- cu. 6/ lçinde küçük tancler bulunan ve vurmalı çalgı olarak kullanılan boş kabak. II Kaz Dağı'nm antik dönemlerdeki adı... Toprağın nemi... Bir cet- vel türü. 8/ Boyacılıkta kullanılan zehiıii bir mad- de. 9/ Sulak yer... Bir düşünce yazısı türü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear