23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2008 SALI 8 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr KAVŞAK ÖZGEN ACAR Kömürle Uçurula(n)cak Türkiye! Yaklaşık bir yıl önce 4 Ocak’ta bu köşede (-cak)lı başlıkla şöyle yazmışız: “Başkent Ankara’da hava kirliliği 1960’ların başında belirmeye başla- mıştı. O tarihlerde başkentin nüfusu bugünün onda biri kadar olmalıydı. Gecekondu ya da konut patlaması bu denli değildi. Havayı kirleten araç sa- yısı da yirmide bir düzeyindeydi. Ama kötü kömür yakılmasından dolayı baş- kentin çanak biçimindeki çukurunda, hava kirliliği kendini ciğerlerimizde hissettiriyordu. Bir zamanlar temiz havası nedeniyle verem hastalarının getirildiği, sana- toryumların açıldığı Ankara’da kirlilik- ten göz gözü görmez oluyor, solunum darlığı çekenler, hastanelerin acille- rinde sıra bekliyorlardı. Cumhuriyet Ankara Temsilcisi rahmetli Ecvet Gü- resin hava kirliliği ile mücadele için bir kampanya başlatmıştı. Ankara’da bü- yük ülkelerin elçilik çalışanlarına özel ‘hava kirliliği zammı’ ödenmesi örne- ğinden hareketle, önerim üzerine Tür- kiye Gazeteciler Sendikası, gazetelerle yaptığı toplusözleşmelere, Ankara’da çalışan üyeleri için ‘hava kirliliği taz- minatı’ koymaya başlamıştı. Bu uygulamayı bazı sendika- lar da yerel yönetime, hükü- mete ve işverenlere baskı ol- ması için benimsemişlerdi. Baskılar sonuç vermiş. Hü- kümet Ankara’da kullanılan kömürü denetim altına almış, kentin çeşitli yerlerinde hava kirliliği ölçümü için gezici is- tasyonlar kurulmuş, zaman zaman alarmlar verilmişti. Do- ğalgazın devreye girmesi ile sorun çözümlenmişti. Doğal- gazın ulaşamadığı yörelerde sobalar için Ankara Belediye- si, Güney Afrika’da kirlilik ora- nı çok düşük kömür madeni bile satın almıştı. Biraz pahalı olan bu kömür nedeniyle An- kara’ya kaçak kömür girişi de- netlenir olmuştu. Ancak, Melih Gökçek’in beledi- ye başkanı olmasından sonra, An- kara’da değil kirlilik yaratan kaçak kömürün önlenmesi, bu kömürlerin belediye eliyle seçmene hediye ola- rak dağıtılmasına başlandı. Hava kirliliği yeniden hortladı. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merke- zi, Ankara’nın sekiz yerinde hava kir- lilik ölçüm merkezini birkaç hafta ön- ce yeniden hizmete sokmak zo- runda kaldı. Merkezin Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek basına yaptığı açıklamada, ‘Sunduğumuz hizmet, özellikle yaşlılar, çocuklar ve solu- num yolu hastalığı olanlar için ya- şamsal önem taşıyor’ dedi. Ankara’da hava kirliliğini hortlatan AKP hükümetinin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözlerine bakın: ‘Valilerimiz, kaymakamlarımız şunu bilecek: Eğer evinde sobası yoksa so- basını da al, benim fakirim onurludur, gururludur, senin kapına gelmesini beklemeyeceksin. Ne yapacaksın? Gideceksin, arayacaksın, bulacak- sın. İcabında sayın valim, sayın kay- makamım atlayacaksın, kamyonun şoför mahalline oturacaksın, gerekir- se sen gideceksin, kapıyı çalacaksın, kömürü sen vereceksin... Bunu yap- tığın gün bu Türkiye ne olur biliyor mu- sun? Uçar, uçar...’ Hayda!!! Dünya Kyoto Sözleşmesi ile, küre- sel kirlenmenin önlenmesi için bilmem neresini yırtarken, Dr. Ertek ‘AB mev- zuatına uyumda hava kalitesinin ön- celikli konulardan olduğunu’ söyler- ken; Erdoğan bey, dünyada tüketi- minin sınırlanmasına çalışılan kömü- rü valilere ve kaymakamlara kapı ka- pı dağıttırıyor... Halka şirin görün- mek için, halkı zehirli gazlarla uçuru- yor. Halkını zehirlemeyi marifet sayan, tarihe altın harflerle yazılacak bu ve- cizesinden dolayı Erdoğan’ı hep bir- likte alkışlayalım.” Bir yıl öncesinde Ankara’da ola- cakları öngörmüştük ama Erdoğan’ın genelde Türkiye’yi nasıl uçuracağının ileri görüşlülüğünü doğrusu algılaya- mamışız! Son bir ayda basına yansı- yan bazı haberlerden alıntılara göz atalım: 29 Kasım Hürriyet: Artan hava kir- liliği kalp hastasına tehdit! 13 Aralık Hürriyet: Muğla’da be- dava kömür dumanı tep- kilere yol açtı. 18 Aralık Milliyet: Bur- sa, Sıvas, Kayseri’de zehir bulutları. Nefes almanın güçleştiği Erzurum mer- kezi başta olmak üzere Manisa, Kütahya ve Kay- seri gibi kentlerde kara bulutlar oluştu. 19 Aralık Hürriyet: Hava kirliliğinde Ankara Sıhhiye’de dünya reko- ru kırıldı. 20 Aralık Akşam: Do- ğalgazı kıstık, seçim kö- mürüne yüklendik, be- dava zehir... İstanbul’un bazı semtleri duman altı... Bedava kömür havamızı bozdu. 21 Aralık Cumhuri- yet: AKP’li Çevre Komisyonu Baş- kanvekili Mustafa Öztürk bedava kömürlerin hava kirliliğini tetikledi- ğini, halk sağlığını olumsuz etkile- diğini, Denizli, Afyon ve Konya’nın en kirli kentler olduğunu itiraf etti. 21 Aralık Hürriyet: Çevre Yönetimi Genel Müdürü Lütfü Akça, hava kir- liliğinin yüksek görünmesinin yanlış öl- çüm ve araçlardaki arızadan kaynak- landığını öne sürdü. Akça için “Özrü kabahatinden büyük” diyen Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Profesörü Recep Akdur, “Diyelim ki Sıhhiye’deki alet bozuktu. Bahçelievler’deki, Ka- yaş’taki, Demetevler’deki alet de mi bo- zuk?” sözleri ile tepki gösterdi. Türk tarihine “halkını zehirleyen başbakan” diye geçecek olan Er- doğan, bu haberlerden sonra tut- muş, utanmak yerine Akşam gaze- tesinin sahibi Mehmet Emin Kara- mehmet’e “Ya gazeteni kapat ya da yalan yazma” diyor. Ama hiç kuşkum yok Aziz Nesin’in halkı, kendilerini “bedava zehirleyen” bu Başbakan’a yine oy verir. Helal olsun müstahak olanlara! Olan kurunun yanındaki yaşlara oluyor! İsviçre Cumhurbaş- kanı Pascal Couc- hepin, Ankara Büyük- elçiliği’nin 80. yıldönü- mü nedeniyle yaptığı ziyarette Türkiye’ye ola- ğanüstü bir hediye ver- mişti. Hediye, Türkiye Cumhuriyeti’ni doğuran 24 Temmuz 1923’te Lo- zan Antlaşması’nın im- zalandığı masaydı. Masanın Çankaya Köşkü’nde, bu- günkü TBMM Binası’nda, Anka- ra’da Resim ve Heykel Müzesi’nde sergilenmesi gibi öneriler yapılmış, masa ortada kalmıştı. 14 Kasım ta- rihinde bu köşede yazdığımız yazı şöyle bitiyordu: “İki önerimiz var. Yabancı devlet- leri bu masaya oturtan ilk TBMM Müzesi ya da Lozan görüşmelerini başarı ile sürdürüp im- zası ile noktalayan İnö- nü’nün Pembe Köşk Müzesi en uygun yer- lerdir.” Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdü- rü Orhan Düzgün ara- yıp şu bilgiyi verdi: “Masayı, iç dü- zenlenmesi yenilenmekte olan ilk TBMM Müzesi’nde ve ayrıca ailesi- nin bağışladığı İnönü’nün Lozan Madalyası ile birlikte sergileyip 23 Nisan’da ziyarete açacağız.” Masa en doğru yeri bulmuş, ay- rıca İnönü’nün madalyası ile de taçlanmıştı. Madalyalı Lozan Masası İlk TBMM’de “Basın ve halkla ilişkiler” kav- ramının önemi ve işlevi hâlâ Türkiye’de anlaşılmış değil. İster ka- mu, ister özel olsun, kurumların ka- muya “doğru” ve “zamanında” bilgi ve haber akımını sağlama amacıyla çatıları altında bir birim oluştururlar. Bu birimler, kurumlarını ilgilendiren haberleri medyaya iletmekle, gelen soruları yanıtlamakla ya da bilgi edin- me isteklerini zamanında karşıla- makla yükümlüdürler. 5 Aralık sabahı “uyuşturucu kaçak- çılığı” ile ilgili bazı soruların yanıtları- nı öğrenmek amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne bir faks gönderdim. Görevli yakın ilgi gösterdi, ilgili narkotik birimine soruları aktaracağını, yanıtları alınca ileteceğini söyledi. Bayram- laştık. Araya bayram girdiği için “za- manında” yanıt beklemiyordum. 18 Aralık akşamı basındaki görev- li arayıp ilgili dairenin “Beş çalışma günü sonrasında” gelen sözlü şu ya- nıtını iletti: “İlgili birim, internet site- mize bakmanızı, yanıtların orada bu- lunabileceğini bildirdi!” Oysa orada bulamadığım için so- rularımı fakslamıştım. Söz konusu narkotik birimine bir süre önce ki- taplığımdaki tüm yerli yabancı uyuş- turucu bağlantılı kitaplarımla, arşi- vimdeki bazı belgeleri “bilgi ve gör- gülerine” katkı olabilir düşüncesiyle hediye etmiştim. Bilgilerinin artıp art- madığını bilmiyorum ama görgüleri- nin artmadığı kesindi. Ankara’da yaşadığım halde, İs- tanbul Emniyeti’nden internet iletile- ri geliyor. Hiçbiri haber değil, ço- ğunlukla haberlerin “yalanlaması” ni- teliğinde! Anlaşılan yazacağım bir yazı konusunda bilgilendirilmeyece- ğim, ama ertesi günü basın iletileri ile yalanlanacağım! Emniyet: ‘Bilgi verme yalanla’! Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Yunanistan’da kaderlerine terk edilen küçük mülteciler polis şiddetine maruz kalõyor Mülteci çocuklara dayakDış Haberler Servisi - Merkezi Helsinki’de bulunan İnsan Haklarõ İzleme Örgütü, Yunanistan’õn çocuk mültecileri koruyamadõğõnõ ve bunun “sistematik” bir hal aldõğõnõ bildirdi. Örgüt, dünyadaki savaş bölgelerin- den Yunanistan’a giden yaklaşõk bin çocuğun, Yunan makamlarõnca veri- len tüm güvencelere rağmen, hiçbir yardõm almadan sokaklarda kaderle- rine terk edildiğini duyurdu. Örgütün konuyla ilgili olarak ya- yõmladõğõ 111 sayfalõk raporda, mül- teci çocuklarõn yaşam savaşõ verdik- leri ve Yunanistan’dan sõğõnma hak- kõ elde etme şanslarõnõn neredeyse sõ- fõr olduğu kaydedildi. Raporda, çocuklarõn, Yunan sahil muhafaza görevlileri ve polis tarafõn- dan kötü muameleye maruz kaldõkla- rõ, 10 yaşõndaki kõz çocuklarõnõn bile sõk sõk gözaltõna alõnarak yetişkinler- le bir arada tutulduklarõ vurgulandõ. Mülteci çocuklardan, Afganistanlõ 16 yaşõndaki Cafer F. de Yunanis- tan’õn batõsõndaki Patras Limanõ’nda polislerin kendilerini dövdüğünü söy- leyerek “Beni denize attılar, sonra çıkarıp dövdüler. Sonra yine suya atıp çıkardılar ve yine dövdüler” di- ye konuştu. Örgüte bağlõ çocuk haklarõ uzmanõ Simone Troller da yaptõğõ açõklama- da, “Bu çocuklar kendilerini Yuna- nistan’da kapana kısılmış buluyor. Devlet desteği almıyor, ülkeyi yasal yollardan terk edemiyorlar. Resmi bir statüleri yok ve evlerine döne- miyorlar” diye konuştu. Troller, mül- teci çocuklarõn tehlikeli işlerde çalõş- tõklarõnõ, dilendiklerini, uygunsuz yer- lerde yaşadõklarõnõ ya da parklarda uyuduklarõnõ da belirtti. 2003’te de çocuk haklarõ örgütü “Terre des Hommes”, Yunanistan’õn başkenti Atina’da, çoğu Arnavut, yak- laşõk 500 çocuğun sokaklarda dilen- diğini bildirmişti. Çocuklarõn Ati- na’daki bir sõğõnma evindeyken orta- dan kaybolduklarõ da belirtilmişti. Konuyla ilgili soruşturma açan yetki- liler ise çocuklarõ bulamamõş ve ço- ğunun Arnavutluk’a döndüğü sonu- cuna varmõştõ. İnsan Haklarõ İzleme Örgütü, Yunanistan’da sokaklarda yaşam savaşõ veren çocuk mültecilerin gözaltõnda yetişkinlerle bir arada tutulduğunu ve polis tarafõndan dövüldüğünü bildirdi. Dış Haberler Servisi - Rusya, Avrupa’ya doğalgaz sevkõyatõnda kõsõntõya gidebileceği uyarõsõnda bulundu. Başbakan Birinci Yardõmcõsõ Viktor Zubkov, Ukrayna’nõn kendilerine olan borçlarõnõ ödememesinden dolayõ sevkõyatta aksamalar olabileceğini söyledi. Rus enerji şirketi Gazprom, Ukrayna devlet doğalgaz şirketi Naftogaz’õn kendilerine 2.4 milyar dolarõ bulan borcu olduğunu açõklamõştõ. Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilen Rus doğalgazõ, Ukrayna’daki boru hatlarõndan sevk ediliyor. Türkiye’ye de aynõ boru hattõndan doğalgaz ulaşõyor. Ukrayna ile Rusya arasõnda 2006’da doğalgaz fiyatlarõ yüzünden yaşanan anlaşmazlõk bazõ Avrupa ülkelerine sevkiyatõ kõsa süre de olsa durdurmuştu. Kolombiya’daki Marksist gerilla örgütü FARC, yakında 6 rehineyi daha serbest bırakacağını açıkladı. Örgüt, rehinelerin daha önce arabuluculuk yapan Senatör Piedad Cordoba başkanlığındaki bir komisyona teslim edileceğini duyurdu. Cordoba ise geçen yıl arabuluculuk girişiminde bulunan Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in yine kendilerine yardımcı olmasını istedi. Kolombiya’da, halen elinde yüzlerce rehine bulunduğu tahmin edilen FARC aleyhinde gösteriler düzenleniyor. (Fotoğraf: AP) Erdoğan. Karamehmet. Doğalgaz krizi yine kapıda Yine kesik baş cinayetleri Dış Haberler Servisi - Meksika’nõn güneyindeki Guerrero eyaletine bağlõ Çilpancingo bölgesinde, kafalarõ gövdelerinden ayrõlmõş 9 ceset bulundu. Ölenlerden 7’sinin asker, birinin avukat olduğu, birinin kimliğinin tespit edilemediği açõklandõ. Yerel yetkililer ve polis, plastik torbalar içinde 9 kesik kafanõn değişik yerlerde bulunmasõndan yaklaşõk 3 saat sonra kentin değişik noktalarõndaki başsõz gövdelere ulaşõldõğõnõ belirtti. Yetkililer, tüm kurbanlarõn erkek olduğunu ve cesetlerde işkence izlerine rastlandõğõnõ bildirdi. Geçen eylül ayõnda da 18 parçalanmõş ceset bulunmuş, bunun üzerine yüz binlerce kişinin katõldõğõ protesto gösterileri yapõlmõştõ. Meksika’da bu yõlõn başõndan beri 5 bin 300’den fazla insanõn ölümüne yol açan uyuşturucu kartelleri arasõndaki çatõşmalarda, kafalarõ gövdelerinden ayõrmanõn rakip çeteler arasõnda sõkça başvurulan bir “mesaj” olduğu belirtiliyor. BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 13579 sicil sayõsõnda kayõtlõ AVUKAT ATİLLA CEYLANOĞLU vefat etmiştir. Cenazesi 22.12.2008 günü kaldõrõlan meslektaşõmõza Tanrõ’dan rahmet, kederli ailesine, yakõnlarõna ve baromuz mensuplarõna başsağlõğõ dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI KEPİRTEPE KÖY ENSTİTÜSÜ ilk mezunlarõndan (1942-1943) emekli öğretmen SEFER TUNCA hocamõz vefat etmiştir. Başta ailesi olmak üzere tüm camiamõza baş sağlõğõ dileriz. Prof. Dr. Seçkin Dindar Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği İstanbul Şube Başkanõ Yaşar Kemal’in Cumhurbaşkanlõğõ ödül töre- ni konuşmasõndan “Cumhuriyet dönemiyle birlikte kültürümüze, dilimize dönmeyi öğrendik. Halkevleri ve Köy Enstitülerinin kurulmasõ bize yardõm etti. Bugünkü yeryüzünün eğitim düzeni düzen değil. Böyle bir düzen olmamalõ. Bugünkü eğitimle barõş da olmaz. Hiroşima’ya atom bombasõ atõlmasõnõ imzalayan ABD Başkanõ da bu okullardan gelmiştir. Bu okullar zulüm okullarõdõr. Köy Enstitüleri dünyadaki en iyi başlangıçlardan biriydi. İnsanlõk bir günmecbur olacak, tutacak bu düzeni. Bu, gelecekte dünyayõ gerçek insanlõğa kavuşturacak tek düzendir. Bugün milyonlarca insan, açlõktan, bakõmsõzlõktan ölüyor. Ne halt ederlerse etsinler bu böyle devam edemeyecek ya da insanlõk sona erecek. Bir gün, ‘Bir Türk yazar bunu söyle- di’ diyecekler, edebiyatõm umurumda değil, namusum umurumda.” Elektrik Mühendisi MEHMET ŞEN TMMOB Elektrik Mühendisleri Odasõ Bursa Şubesi’nin Değerli Müdürü Meslektaşõmõz, Dostumuz, Yol Arkadaşõmõz, Sessiz, Bilge, Büyük İnsan, Emeklerini, Arkadaşlõğõnõ, Güleçliğini UNUTMAYACAĞIZ Anõlarõnõ Yaşatacak, Mücadeleni Sürdüreceğiz. A.Cem Erbakan Abdullah Büyükõşõklar Abdullah Gencal Abidin İlhan Adem Yükselci Adnan Şenkardeş Ali Akcoşkun Ali Fuat Aydõn Ali Küçükyağcõ Ali Mecdi Okyay Ali Öztürk Ali Rõza Özcan Ali Yiğit Alkan Alkaya Arif Ceylan Arif Salamcõ Atilla Sezer Atilla Tekin Ayhan Dolanay Ayhan Ispalar Ayşe Tulum Ayşegül Durmayaz Aziz Cem Erbakan Baha Erim Bahri Kavilcioğlu Bahri Kurtmakas Bahri Tokatlõ Barõş Aydõn Başak Grammeşin Bayezit Dirim Bekir Dağlaroğlu Bekir Sipahi Bülent Çetintaş Cahit Özgürgen Can Gicvan Caner Doğru Caner Karakulak Cem Kükey Cemal Kafa Cemil Kocatepe Cengiz Göltaş Cengiz Taplamacõoğlu Cumhuriyet Alpaslan Çiğdem Efe Devrim Bilgin Duygu Tarõnç Emel Güner Emir Birgün Engin Mõhoğlu Erdal Aktuğ Erdal Bilici Erdal Çapar Erhan Solmaz Erol Celepsoy Ersen Yõlmaz Ersoy Beytar Ertan Beyazõt Ertuğrul Yemişçioğlu Esat Baykal Fahir Çam Fahri Tepe Faruk Koç Fatma Ayan Feyyaz İkiz Fikret Kurtuldu Firuzan Tunca Funda Eldemir Gökay Bilir Gökay Gümüş Gökben Özkan Yalta Güneş Yõlmaz Güray Bilir Gürbüz Kuştepe Gürman Gönülal Güzide Erkuş H.Avni Haznedaroğlu H.Ender Eray Hacer Öztura Hakan Kuntman Hakkõ Hatatoğlu Hale Nur Oymak Halil Alaçam Halil İbrahim Bakar Halil Suat Türker Halim Narlõ Haluk Cebeci Haluk Mehricihan Hasan Azar Hasan Doğancõ Hasan Ece Hasan Vurdu Haşim Aydõncak Hayati Küçük Haydar Çelik Hayri Çalağan Hikmet Demir Hulki Artut Hürriyet Şimşek Hüsamettin Pala Hüseyin Erdi Hüseyin Kuhak Hüseyin Önder Hüseyin Yeşil Hüseyin Yeşilseven İbrahim Aksöz İbrahim Saral İlhan Metin İlker Can İrfan Şenlik İsmail Özsuman İsmail Zümbül İsmet Apak Kamer Gülbeyaz Kemal B. Ulusaler Kemal Ertuğran Kemal Gür Kemal Karakaş Kemal Özen Kemal Rodoplu Kemal Vardar Kenan Sõkõk Korkut Öz Levent Aydõn Lütfü Kõrayoğlu M.Arslan Göral M.Cevdet Dündar M.Kemal Üçbaş Mahmut Cura Mahmut Demiröz Mahmut Ünver Mehmet Akif Şenol Mehmet Ali Güzel Mehmet Ali Kõran Mehmet Can Mehmet Fidan Mehmet Geydirir Mehmet Güzel Mehmet Kara Mehmet Keskin Mehmet Özdağ Mehmet Soğancõ Memik Karayõlan Mesut Nail Akõn Metin Teletar Muhammet Demir Murat Güney Murat Kurtuluş Murat Uzuneser Murat Yazõcõ Musa Çeçen Mustafa Akistanbullu Mustafa Ateş Mustafa Dayanõklõ Mustafa Deniz Mustafa Ergun Tunarlõ Mustafa Güveloğlu Mustafa Macit Mutaf Mustafa Özçelik Mustafa Şerit Mustafa Uğurel Mutlu Yõlmaz Mümin Ceyhan Münür Soyubol Naci Basmacõ Naime Eren Necati Okumuş Nejdet Elpen Neriman Usta Nesip Arõkan Neşe Ülker Nevzat Akkaşlõ Nevzat Çeltek Nevzat Güney Nezih Ertunga Nihal Bulur Nihat Tönbekici Nureddin Bezir Nuri Sedat Gülşen Nursel Okyay Oğuz Çakõcõ Oktay Dursun Oktay Fõrat Oktay Gücün Olcay Demirci Olgun Yurt Orhan Örücü Orhan Sayõn Orkun Estik Osman Orhunsaltuna Osman Yinanç Ömer Adõşen Ömer Karakul Ömer Şimşek Ömürhan Soysal Özgür Alpaslan Özlem Temel Rahime Tiğrek Ramazan Pektaş Ramazan Yõldõz Remzi Çõnar Sabiha Cesur Sadettin Estik Sadõk Münür Erken Sadi Özdemir Sadri Özcan Salih İskeçeli Savaş Gökgöz Sedat Gökmenoğlu Selahattin Yaşar Bağcõlar Selçuk Özgür Selim Aybey Serdar Paker Serkan Kömür Serkan Şahin Serkan Yõlmaz Sevginar Kõrcõman Seyfettin Atar Sõrdaş Karaboğa Sibel Özdemir Suat Yõlmaz Suzan Yurdayar Süleyman Tulum Ş.Emrah Delice Şaban Burucu Şaban Filiz Şevki Dükancõlar Taner Sarõkaya Tarõk Öden Tevfik Fikret Demirel Tevfik Zafer Ertürk Tuncay Hõzlõoğlu Tunç Aladağlõ Turan Akçalõ Ümit Ertaş Ümit Soytürk Veysel Baysal Veysel Çağlar Volkan Köksal Yakup Ünler Yalçõn Seymen Yaşar Demirkan Yeşim Çiftçi Yõlmaz Yakõşõr Zeki Kaya Zuhal Yazõcõ FARC 6 rehine daha bırakacak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear