25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada bir kansere benziyor! Bir an önce çare üretmek, önlem almak, mü- dahale etmek gerekiyor. Ancak hükümet “Ben is- tikrarımı bozdurmam” diyor, “yerel seçimlere gi- derken bu ülkede kriz varmış havası yaratmam, ya- rattırmam” diyor, başka bir şey demiyor. Bir süre sonra hükümet gerçeği kabul edip “Ön- lem almanın zamanı geldi” dediğinde, korkarız or- tada kurtarılacak bir şey kalmayacak. Başbakan’ın önceki gece kurduğu tümceyi aynen aktaralım: “Ülkemizde şu anda, böyle anlatıldığı şekilde bir kriz söz konusu değildir ama tabii ki bu esinti, bu dalga bizleri de tesiri altına alabilir, özellikle önü- müzdeki yılın ilk 6 ayında bir sıkıntı yaşayabiliriz.” Böylece bir kriz tarifimiz daha oldu: Esinti! Krizi iki ana unsuruyla ele alalım: Çalışanlar ve işverenler... Gelinen noktada iki taraf da ekonominin ortak paydası. İşsizlik şimdiden çığ gibi büyümeye başladı. İsta- tistikler “Ben işsizim ve iş arıyorum” diyenlerin ak- tif nüfusa oranının yüzde 9.8 olduğunu ortaya ko- yuyor. Bir bu kadar da “Evet işsizim ama, iş bul- ma umudumu yitirdiğim için artık iş aramıyorum” diyen var. Birleştirince rakam yüzde 20’ye daya- nıyor. Mevsimlik işçiler ve gizli işsizler bu rakamın dışında... Çalışma Bakanı Faruk Çelik de olaya sanki so- rumlu noktadaki bir kişi gibi değil de, muhalefet temsilcisi gibi bakıyor, diyor ki: “İşsizlik kısa sürede çözülmez.” Bilmiyorduk! Blok halinde işten çıkarmalar devam ederse, ar- tık kentlerin bile yok olmaya başlayacağını göre- ceğiz... Dikkati çeken iki kent var: Bursa ve Denizli... Tekstil deyince akla ilk bu iki kent gelirdi. Bur- sa ayrıca otomotivin başkenti... idi! Son 3 ayda işten çıkarılanların sayısının 150 bi- ni bulduğu tahmin ediliyor. İşsizlik pek çok bakımdan yıkımı da beraberin- de getiriyor. 2001 krizinin altında kamu kurumları ve bankalar kalmıştı... Bugün ise özel sektörün dibe doğru git- tiğini görüyoruz. Bu gidiş beraberinde geri dö- nülemez kayıpları getirebilir. Örneğin Vestel... Gerek televizyon gerekse bilgisayar teknoloji- leri konusunda Ar-Ge çalışmalarını da içine ala- rak büyük atılımlar gerçekteştiren bu kurum, diz- üstü bilgisayar üretimi yapan birimlerini kapattı. Vestel, bu alanda yerli üretim yapan tek firma... Kurumun beyaz yakalı çalışanlarından aldığımız bil- giye göre, eğer devlet desteği de olsaydı, Türki- ye bu alanda teknolojik birikim sahibi ülkelerden biri olacaktı... Olmadı... Vestel kendisi ilerlemeyi denedi... Son kriz pek çok kurumda olduğu gibi burada da “panik etki” yarattı... Vestel çareyi küçülmede buldu. Gerçek o ki, “marka” değeri “sanayi” değerini aştı. Bir başka deyişle marka yaratmak sanayi te- sisi yaratmanın da önüne geçti. Fransa “adı Fransa ile bütünleşmiş markaları ko- ruma” adı altında bir yardım paketi açarken, bi- zim hükümet “Kimse ağzını açmasın” diyor! Karizma çiziliyor, hızla krizmaya doğru ilerliyor! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Çarşaf kazandı, kılık kıyafet devrimi kaybetti. Bir tören ve yığın yığın gerekçe: Belli başlıları; “Siyaseti artık yukarıya çekelim, kim- seyi kılığıyla, kıyafetiyle yargılamayalım... Kültür mu- hafazakârlığıyla siyasi tercihi ayıralım...” Çarşafa bünyende yer vermeyi bu gerekçelere da- yadın mı; üniversitelerde ve kamusal alanda türbana neden karşı çıktığını, bugün söylediğini dün niçin ye- rine getirmediğini, önceleri kültür muhafazakârlığıyla siyasal tercihi birbirinden neden ayırmadığını, ülkeyi bir baştan öteki başa yıllardır niçin çalkantılara bı- raktığını sormazlar mı? Dön dolaş AKP’nin insanların kılık kıyafeti ile uğra- şılmamasını savunan politikalarına yanaş. Birdenbi- re kılık kıyafet konusunda AKP ile aynı doğrultuda ol- duğunu ifade eden açıklamalar yap! Olmaması gerekirdi; ama oldu. Bugün kimseyi kılık kıyafeti ile yargılamayalım de- din mi, dedin; çağdaş yaşama karşı kapanmayı sa- vunan gericileri tutamazsın gayrı. Yeri ve zamanı ge- lir; üniversitelerde de kamu alanında da türbana şapka çıkar derler. Sözcülerinden Mustafa Özyürek, CHP’nin anlayış ve tutumunda hiçbir değişiklik yok, diyor. Ancak bu türden söylemlerle saf partilileri, yeniden seçilmeme tehlikesini göze alamayan milletvekillerini kandırabi- lir, inandırabilirsin. Evet ama; kara çarşaflıya başköşede itibar gös- termenin arkasında yatan gerçek nedir? İstanbul İl Baş- kanı’nın dâhiyane buluşuyla yerel seçimlerde varoş- lardaki kara çarşafla türbanı kazanmak! Partiye üye olan kara çarşaflının “zincirlerini ve bir kuşatmayı kırdığı” gibi söylemlerin ne ölçüde değeri olduğunu Mart 2009’da hep birlikte göreceğiz. Atatürk’ün kadını ayırımsız insan yapan devrimini bir hamlede çöpe at, kara çarşafı ödüllendir! Batılı kal- maya direnenlerin diliyle bravo, din diliyle alkışlayan- ların söylemiyle maşallah! Gericiler, şeriatçılar, laiklik karşıtları göğüslerinde CHP rozetli kara çarşaflıları gördükçe ellerini göğe kal- dırıp “Bize bugünleri de gösterdin Yarabbi!” diye dua ediyor olmalılar. Mustafa Kemal’ler ise “Bugünleri de görecek miydik?” diye içlerine kapanıyorlar. Kara çarşafın devrimleri koruyup kollayan bir siya- si partiye üye olmasını daha çok dincilikten laikliğe dö- nen Ahmet Hakan gibilerle, “CHP şayet ideoloji par- tisi değil, kitle partisi ise kara çarşafı kucaklamasını doğ- ru bulan” -örneğin Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Fu- at Keyman gibi- bilim adamları destekliyor. AKP yandaşı olan -örneğin Fehmi Koru gibi- kimi yazarlar ise çarşaf olayını yerel seçimle ilgili bir oyun olarak görüyor. TV’lerden biri kamerayı sokağa çıkardı; türbanlı, ka- palı, hatta çarşaflı kadınlara CHP üyeliğini sordu. Yüzleri gülüyor. Nihayet türbana, çarşafa karşı çı- kan bir partinin dönüp dolaşıp gerçeği gördüğünü do- laylı biçimde ifade ediyorlar. Atatürk’ün yanında tam 12 yıl gece gündüz -ken- di tanımına göre- “kütüphanecilik” yapan Nuri Ulusu; son günlerde yayımlanan “Atatürk’ün Yanı Başında” isimli kitabında bir düğünde geçen olayı anlatıyor. Atatürk; katılanlar arasında “üzerinde simsiyah bir tuvalet, ancak başında da siyah bir örtü olan” bir ha- nımefendinin yanına gidiyor, “kendine has nezaketiy- le”; “Hanımefendi, kıyafetiniz çok güzel, otururken de sizi izledim” diyor: “...Her şey güzel de şu başınızdaki siyah örtüyü an- layamadım. Ben artık kara çarşaflar ve kara peçeler, başörtüleri pek istemiyorum, müsaade eder misiniz, şunu kafanızdan çıkarıp atayım...” Sonra... Atatürk, hanımefendinin başörtüsünü eliy- le zarif bir şekilde çıkarıp yanında bulunan beye ver- di ve ilave etti: “...Bu güzel saçlar kapatılır mı hiç?..” Oysa bugün “kadın kapanıyor”. Geriye adım atan partilerde anlayış birlikteliği yaşanıyor. Siyasal parti- ler artık kara çarşafa, türbana kucak açıyorlar. Oy peşinde, doludizgin seçime koşuyorlar. CHP “cüppe, sarık, peçe, kara çarşaf” gibi kıyafet- lerin giyilmesini yasaklayan 2590 sayılı Kılık Kıyafet Ya- sası’nın kara çarşafa (tabii türbana) yasak getirmedi- ğine inanıyor. MHP, Alevi vatandaşları kazanmanın peşinde. AKP mi? Malumu ilan edecek değiliz. Oy dedin mi ne devrim, ne de çağdaş yaşam ko- şulları. Partiler arası uzlaşma olmaz derlerdi; öyle mi? Al sana uzlaşma!.. ankcum@cumhuriyet.com.tr Pazarda gizli belgelerDİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’da “hırsızlık” şüphesiyle gözal- tõna alõnan bir kişinin bilgisayarõnda ve evin- de yapõlan aramalarda Milli İstihbarat Teşki- latõ’na ve Genelkurmay Başkanlõğõ başta ol- mak üzere birçok kuruma ait gizli bilgilerin yer aldõğõ CD’ler ele geçirildi. Zanlõ, PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Murat Karayı- lan’õn da bir tanõdõğõ aracõlõğõyla bu bilgileri kendisinden isteğini söyledi. Zanlõ “devletin gizli belgelerini temin ettiği” gerekçesiyle tu- tuklandõ. Diyarbakõr’õn Sur ilçesinde 9 Kasõm’da es- ki eşyalarõn satõldõğõ bit pazarõna polis tara- fõndan çalõntõ mallara yönelik operasyon dü- zenlendi. Polis, şüphe üzerine R.C’yi dur- durdu. Şüpheli davranõşlarda bulunan R.C’nin bilgisayarõnõ incelemeye alan polis, bilgisa- yarda MİT’e ait gizli bilgilerin bulunduğunu tespit etti. Bunun üzerine R.C’nin evini ara- yan polis, MİT ve Genelkurmay Başkanlõğõ başta olmak üzere birçok kuruma ait gizli bil- gilerin bulunduğu CD’ler ele geçirdi. R.C. Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ndeki sorgusunun ardõndan özel yet- kili cumhuriyet savcõlõğõna sevk edildi. Bu- radan nöbetçi mahkemeye sevk edilen R.Ç, “devletin gizli belgelerini temin ettiği” ge- rekçesiyle tutuklandõ. R.C, ilk ifadesinde güvenlik açõğõ olan si- telere kendi geliştirdiği bir virüs sayesinde ko- layca girebildiği belirtti. R.C, ifadesinde şun- larõ söyledi: “Bu şekilde işime yarayan bil- gileri kendime aktarıyordum. Sonra liseden bir arkadaşım benim özellikle askeri, em- niyet ve kamu kurum ile kuruluşlarında- ki kişilere ait bilgileri topladığımı duydu- ğu için, bir başka arkadaşıyla beni tanış- tırdı. Bu kişi bana askeriye, emniyet ve ka- muda görevli şahısların kişisel bilgi ve belgelerini biriktirmemi istedi. Arkadaşım bir süre önce Ankara’da yakalandı. Onun aracılığıyla tanıştığım kişi yanıma gelerek bilgi ve belgelerle yurtdışına çıkacağını söy- ledi. Bir süre sonra bu kişi beni arayıp Fransa’da olduğunu, yanıma başka bir şah- sın geleceğini ve bendeki gizli bilgileri bu kişiye vermemi istedi. Daha sonra bende- ki tüm bilgileri CD’ye depoladım ve bu ki- şiye verdim” dedi. İfadesinde tutuklanan arkadaşõnõn bir ya- kõnõnõn bu kez dükkânõna gelip, “Sende em- niyet ve askeriyeye ait gizli bilgiler varmış, bunları ‘Cemal’ kod adlõ Murat Karayõ- lan’a göndermemiz gerekiyor” dediğini ve bilgileri bu kişinin bilgisayarõna da yükle- diklerini anlatan R.C, “Bu kişi bir süre son- ra yanıma geldi ve bilgilerin yerine ulaştı- ğını söyledi. Murat Karayılan’ın da bana özel selam gönderdiğini ve teşekkür ettiği- ni söyledi” dedi. Hacker’lõğõ kendi bilgi ve becerisiyle öğ- rendiğini de anlatan R.C. “Hack’lemeyi çe- şitli virüsler aracılığıyla yapıyorum. Hac- ker grubumuz var. Bu gruptaki kişiler ara- cılığıyla bilgi ve belgelere rahatlıkla ulaşı- yoruz. Verdiğim bilgilerle PKK’nin bom- balı saldırı ve eylem yaparak insanları öl- düreceğini düşündüğüm ve vicdanen bu yaptığım işten rahatsız olduğum için tüm yaptıklarımı anlatmak istedim, çok piş- manım” diye konuştu. BARIŞ YAMAN KONYA - Konya’da Okyanus Şirketler Grubu’na yönelik olarak düzenlenen “Final” adlõ operasyonda gözaltõna alõnan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, lojmanõnda ele geçirilen 1 milyon YTL tutarõndaki paranõn kendisine ait olduğunu savundu. Operasyonda gözaltõna alõndaktan sonra rahatsõzlanan Konya Numune Hastanesi Başhekimi Rıza Sarıbabıçcı ise sağlõk sorunlarõ nedeniyle serbest bõrakõldõ. Rektör Okudan ile birlikte gözaltõna alõnan 34 zanlõ dün Konya Numune Hastanesi’nde yeniden sağlõk kontrolünden geçirildi. Okudan, polisler eşliğinde hastaneden çõkarõlõşõ sõrasõnda gazetecilerin rektörlük lojmanõnda ele geçirilen ve rüşvet olduğu gerekçesiyle el konulan 1 milyon YTL’nin kime ait olduğunu sormasõ üzerine Okudan, “Benim, kendi param” dedi. Gazetecilerin paraya rüşvet olduğu gerekçesiyle el konulduğunu belirtmesi üzerine Okudan, “Sonra konuşacağız. Bakın ben soruların cevaplarını veriyorum. Sonra sizlerle de konuşacağız” dedi. Zanlõlar, sağlõk kontrolünün tamamlanmasõn ardõndan sorgulanmak üzere Kaçakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Öte yandan Okudan’õn gözaltõna alõnmasõ üzerine Prof. Dr. Ahmet Dinçer Bedük YÖK tarafõndan Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü’ne vekâleten atandõ. Okudan’õn durumunun bugün YÖK Genel Kurulu’nda değerlendirileceği belirtildi. Operasyon kapsamõnda gözaltõna alõnan ve yüksek tansiyon şikâyetiyle, başhekimliğini yaptõğõ Konya Numune Hastanesi’nde tedavi altõna alõnan Rõza Sarõbabõçcõ ise sağlõk sorunlarõ nedeniyle serbest bõrakõldõ. Sarõbabõçcõ’nõn tedavisinin ardõndan Adana’daki Savcõlõk’ta ifade vereceği bildirildi. 20 KASIM 2008 PERŞEMBE SAYFACUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 14 Edirne B 14 Kocaeli Y 14 Çanakkale B 14 İzmir B 16 Manisa Y 16 Aydın Y 18 Denizli Y 18 Zonguldak Y 12 Sinop Y 15 Samsun Y 19 Trabzon Y 19 Giresun Y 17 Ankara Y 11 Eskişehir Y 9 Konya Y 12 Sıvas Y 11 Antalya Y 20 Adana Y 23 Mersin Y 23 Diyarbakır Y 15 Şanlıurfa Y 19 Mardin Y 14 Siirt Y 15 Hakkâri Y 7 Van Y 11 Kars Y 9 Oslo Y 1 Helsinki Y 3 Stockholm K 0 Londra PB 14 Amsterdam Y 13 Brüksel Y 10 Paris Y 10 Bonn Y 9 Münih Y 9 Berlin Y 10 Budapeşte B 12 Madrid B 15 Viyana Y 10 Belgrad B 15 Soyfa B 12 Roma Y 18 Atina PB 18 Zürih B 11 Moskova Y 3 Aşkabat B 19 Astana B - 1 Taşkent B 11 Bakû PB 14 Bişkek B 7 Tiflis Y 14 Kahire PB 23 Şam PB 23 Yurt genele parçalı çok bulutlu, Marmara’nın batı- sı ile Kuzey Ege kıyıları ha- riç tüm yurt yağışlı geçe- cek. Yağmur ve sağanak Doğu Anadolu’nun kuzey- doğusunda karla karışık yağmur ve kar şeklinde görülecek. Yağışlar Batı ve Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğ- sunda kuvvetli olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP İstanbul milletvekili, emekli dip- lomat Gündüz Suphi Aktan, kalp ra- hatsõzlõğõ ve böbrek kanseri nedeniyle te- davi gördüğü Özel Akay Hastanesi’nde dün yaşamõnõ yitirdi. Aktan için bugün saat 10.00’da uzun yõllar görev yaptõğõ Dõşişleri Bakanlõ- ğõ’nda, saat 11.00’de de TBMM’de tören düzenlenecek. Aktan’õn cenazesi Koca- tepe Camisi’nde öğle namazõndan sonra kõlõnacak cenaze namazõnõn ardõndan İs- tanbul’a götürülecek ve Büyükada Şehir Mezarlõğõ’nda toprağa verilecek. Ak- tan’õn yaşamõnõ yitirmesinin ardõndan, Özel Akay Hastanesi diplomasi çevrele- ri ve siyasetçilerin akõnõna uğradõ. Aktan’õn oğlu Uygar Aktan, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ve Başhekim Operatör Dr. Adnan Bulut ile birlikte yaptõğõ açõklamada, “Babamızı yitirdik. Büyük bir acı ve kayıptır ama Türk milleti de çok değerli ve ken- disine adanmış bir evladını yitirmiştir” dedi. Uygar Aktan, “Gündüz Aktan’ın tedavisinde bir şanssızlık olup olmadığı, daha isabetli tedaviyle kurtulma şan- sı bulunup bulunmadığı” sorusu üze- rine, “Maalesef hastalığının teşhisinin konulmasında bir gecikme oldu. Geç kalındı ama onu takiben yapılabilecek her şey yapıldı. Bütün doktorlar hep- si sağ olsunlar ellerinden gelenin en iyi- sini yaptılar, yapılabilecek her şey ya- pıldı. Takdiri ilahi buraya kadarmış” karşõlõğõnõ verdi. MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli de partili milletvekili ve yöneticileriyle hastaneye gelerek Ak- tan’õn yakõnlarõna başsağlõğõ dileğinde bu- lundu. Bahçeli, “Türk milleti değerli bir evladını kaybetmiştir. Türk diploma- sisi mümtaz bir mensubunu, MHP değerli bir milletvekilini kaybetmiştir. Üzüntümüz çok büyüktür” dedi. Cumhurbaşkanõ Gül, Başbakan Er- doğan, DTP Genel Başkanõ Türk, 9. Cumhurbaşkanõ Demirel’in de aralarõn- da bulunduğu çok sayõda siyasetçi ve ba- kan, Aktan’õn yaşamõnõ yitirmesi nede- niyle MHP lideri Bahçeli’ye birer baş- sağlõğõ mesajõ gönderdiler. CHP Genel Başkanõ Baykal ile Baş- bakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek ve Dev- let Bakanõ Said Yazıcıoğlu ise hastane- ye gelerek başsağlõğõ dileğinde bulundu. Deniz Baykal, Aktan’õn çok değerli bir siyaset adamõ ve aydõn olduğunu belir- terek “Kendisine en çok ihtiyacımız olan bir dönemde maalesef kaybettik. Büyük üzüntü içindeyim” dedi. TBMM Genel Kurulu’nda ise Aktan için saygõ du- ruşu yapõldõ. MHP İstanbul Milletvekili Gündüz Suphi Aktan, 7 Ağustos 1941’de Saf- ranbolu’da doğdu. Aktan, Ankara Üni- versitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bi- tirdi. Atina Büyükelçiliği, Birleşmiş Mil- letler Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye temsilciliğinde büyükelçilik ve Tokyo Bü- yükelçiliği görevlerinde bulundu. Radi- kal gazetesinde köşe yazarlõğõnõn yanõ sõ- ra çeşitli sivil toplum örgütlerinde baş- kanlõk yaptõ ve TOBB’un Başkanlõk dõş- işleri danõşmanlõğõ görevini yürüttü. Ro- ma’da NATO Koleji’nde terorizm ko- nusunda ders verdi. Sözde Ermeni soy- kõrõm iddialarõna karşõ Türk tezlerini ba- şarõyla savunan Aktan’õn Ermeni mese- lesi ve Türk dõş politikasõyla ilgili çok sa- yõda yazõsõ yayõmlandõ. 22 Temmuz se- çimlerinde MHP’den İstanbul Milletve- kili olarak parlamentoya giren Aktan, Tür- kiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyeliği de yaptõ. AĞRI/ BİNGÖL (Cumhu- riyet) - Ağrõ’da PKK’li terö- ristlerle çõkan çatõşmada bir binbaşõ şehit oldu. Bir uzman çavuş ve 4 er yaralandõ. Bin- göl’de de PKK’nin kõş mevsimi için üslenmesini önlemek için düzenlenen operasyonda ise mayõna basan 4 korucu yara- landõ. Ağrõ Valisi Mehmet Çetin, Sinek Yaylasõ’nda düzenlenen operasyonda bir binbaşõnõn şe- hit olduğunu, bir uzman çavuş ile 4 erin yaralandõğõnõ bildirdi. Şehit olan binbaşõnõn ve yaralõ askerlerin kimlikleri açõklan- madõ. Yaralõ askerler Ağrõ As- ker Hastanesi’nde tedavi altõna alõndõ. Operasyonun sürdürül- düğü ifade edildi. Bingöl’de ise kõş mevsimi dolayõsõyla sõğõnaklara dön- dükleri belirlenen 60 PKK üye- sine yönelik operasyon düzen- lendi. Karlõova ile Yedisu ilçe- leri arasõndaki Karacehennem mevkiinde düzenlenen operas- yonda mayõna basan 4 geçici köy korucusu ağõr yaralandõ. Yaralõ korucular Elazõğ Asker Hastanesi’nde tedavi altõna alõn- dõ. Operasyonlarõn genişletile- rek sürdürüldüğü belirtildi. İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul’un Hadõmköy beldesine bağlõ Deliklikaya köyünde dur- durulan altyapõ yatõrõmlarõ, böl- gede yaşayan 6 bin kişinin sağlõ- ğõnõ tehdit ediyor. Hadõmköy Be- lediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) bölge plan- larõnõ TOKİ’nin “ucuz kamu- laştırma” yapmasõ için hazõrla- madõğõ iddia ediliyor. İSKİ ise kö- yün içinden geçen dereyi “imar planı olmadığı” gerekçesiyle õs- lah etmiyor. Hadõmköy Belde Belediye Baş- kanõ Ali Osman Çolak altyapõ ça- lõşmalarõnõn durma nedeni olarak imar planlarõnõn iptal edilmiş ol- masõnõ gösterdi. Başbakanlõk Toplu Konut İda- resi’nce (TOKİ), kamulaştõrma çalõşmalarõna başlanan İstan- bul’un Hadõmköy beldesindeki 1217 dönümlük arazide durduru- lan altyapõ çalõşmalarõ köylülerin sağlõğõnõ tehdit ediyor. Çevredeki yerleşim yerlerinin kanalizasyon atõklarõnõn akõtõldõ- ğõ Hadõmköy Deresi, sağanak yağõşlar sonrasõ taşõyor. Yetersiz altyapõ sistemi nedeniyle dereden gelen kirli sular toprak köy yol- larõnda lağõm sularõnõn birikme- sine neden olurken yağmur son- rasõ yetersiz altyapõ nedeniyle evlerden dõşarõ lağõm sularõ taşõ- yor. Yaz aylarõnda dereden gelen kokunun dayanõlmaz olduğunu kaydeden köy sakinleri, “Yağ- murlar başlayınca derenin su- ları evlerimizin önüne dek gel- meye başladı. Çocuklarımız okula gidemiyor. 1980-85 yıl- larına kadar yazın derede yü- züp, balık avlıyorduk. Ama ar- tık hizmet göremiyoruz. Altya- pı için çalışmıyorlar ama ara- zilerimizi istedikleri fiyata satın almak için her şeyi yapıyorlar” dediler. Küçükçekmece Gölü’ne dökülen Hadõmköy Deresi’nin köy sõnõrlarõ dõşõnda arõtõlmasõ ise dikkat çekiyor. Köylülerin iddialarõna yönelik sorularõmõzõ yanõtlayan Başkan Ali Osman Çolak ise ucuz ka- mulaştõrma yapõlmak istendiği yönündeki iddialarõ kabul etme- yerek, Deliklikaya köyündeki yurttaşlarõn imar planlarõna itiraz ettiğini ifade ederek şunlarõ kay- detti: “Biz 2 emsal üzerinden imar planlarını hazırladık. Böl- ge halkı bunu yeterli bulmadı. İtiraz ettiler. İmar hakkının artırılması plan çalışmaları sü- rüyor. Şu an planlar İBB Mec- lisi’nde. 2004’te Ambarlı’dan başlayıp Bahçeşehir ve Ha- dımköy’ün içinden geçen bir kolektör çalışması başlatmıştık. Ancak ihaleyi alan şirketler maliyetleri karşılayamadıkları için işi yarım bıraktılar. TOKİ ve Kiptaş’ın yaptığı konutlarla birlikte bölge nüfusu 12 bini geçti. TOKİ ve Kiptaş’ın ko- nutları bittiğinde dere ıslahının da tamamlanması gerekirdi. Ancak, yetişmedi. Nüfus artışı sorunları da arttırdı.” Ucuz kamulaştırma ıslahı önledi Yastık altındaki para kendisininmiş KONYA (Cumhuriyet) - Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Ahlak Büro Amirliği ekipleri Rus, Moldovya ve Gürcistan uyruklu kadõnlarõ, internet üzerinden çocuk ba- kõcõsõ olarak Türkiye’ye çağõ- rõp resmi nikâh yaptõktan son- ra fuhşa zorlayan şebekeye yönelik operasyon düzenle- di. 10’u kadõn 27 kişinin göz- altõna alõndõğõ operasyonda, çetenin seks kölesi olarak ça- lõştõrdõğõ bir kadõnõn ifadeleri tüyler ürpertti. Liderliğini hõrsõzlõk, uyuş- turucu ve çeşitli suçlardan 22 sabõkasõ bulunan ve sahte kim- lik kullanmaktan Mersin Ce- zaevi’nde tutuklu olan U.K’nin yaptõğõ şebekenin, yabancõ uyruklu kadõnlarõ in- ternet üzerinden bebek bakõcõsõ ilanõ ile ağõna düşürdüğü be- lirlendi. Şebekenin Türki- ye’de fazla kalmalarõ için ka- dõnlara resmi nikâh kõyõp, zor- la fuhşa sürüklediği iddia edil- di. Şebeke lideri U.K’nin 21 yaşõndaki Ayten Bayındır adõnõ kullanan bir genç kõzõ da işkence yaparak fuhşa teşvik ettiği, geceliği 1500 YTL’ye lüks otellerde fuhşa zorladõğõ ifade edildi. Bayõndõr, U.K. ile bir yõl önce avukatlõk büro- sunda çalõşan bir kõz arkada- şõnõn aracõlõğõyla tanõştõğõnõ, kendisini bilgisayar mühendisi olarak tanõtan U.K. ile arkadaş olduktan sonra kendisini fuh- şa zorladõğõnõ anlattõ. Bayõndõr, “U.K’yi sevdim. Onunla birlikte oldum. Lüks bir ev döşedi. İkimiz kısa bir süre orada kaldık. Daha sonra eşi olduğunu öğrendi- ğim S.Ç.’nin yanına götürdü. Burada yabancı uyruklu ka- dınlar da vardı. U.K, bana para karşlığında erkeklerler birlikte olacağımı söyledi. Kabul etmeyince beni ke- merle dövdü. Zorla fuhuş yaptırdı. Kolumu jiletle kes- ti, işkence yaptı. Hatta sü- rekli ‘Yüzüne kezzap döke- rim’ şeklinde tehdit ediyor- du” dedi. U.K’nin 7 ay boyunca ken- disini erkeklere pazarladõğõnõ ifade eden Bayõndõr, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben adeta onun para ma- kinesiydim .Lüks otellerde, gece ve gündüz ilişkiye gir- dim. İlişkiye girdiğim er- kekler arasında 75-80 ya- şında olanlar, işadamı, dok- tor, bürokrat ve belediye başkanı vardı. Zaman za- man başka şehirlere de gi- derdik. Fazla cinsel ilişkiye girdiğimden dolayı rahat- sızlandım. Doktorlar, cin- sel ilişkiye girmemem ge- rektiğini belirtmişti. Ona rağmen, beni dövdü. İşken- ce yaparak fuhuş yaptırdı.” Bayõndõr, U.K.’nin eşinin kõz kardeşine de tecavüz etti- ğini iddia etti. Bayõndõr, “U.K’nin, eşi olduğunu be- lirttiği S.Ç.’nin 16 yaşında- ki kız kardeşine de tecavüz ettiğini biliyorum. Hatta o kızı da 4-5 ay erkeklere pa- zarladığını öğrendim. U.K., şu an tutuklu olduğu için, ye- rine eşi olduğu söylelen S.Ç. bakıyor. O da şu an gözaltı- na alındı” diye konuştu. 10’u kadõn 27 zanlõ, ifadelerinin ardõndan adliyeye sevk edildi. İşkenceyle fuhuş Çatışmada binbaşı şehit oldu Gündüz Aktan yaşamını yitirdi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear