25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 16 KASIM 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MÜZİK 7haticetuncer@hotmail.com HATİCE TUNCER B ir kayõsõ dalõ ve nefesle güzel tõnõ- lar çõkaran, insanlõğõn en eski çal- gõlarõndan biri duduk. Türkiye’de mey, Azerbaycan’da balaban, Gürcis- tan’da duduki adlarõnõ alõyor. Özellikle Er- menilerin halk çalgõsõ olarak bilinen du- duğun ustalarõ da Ermenistan’dan gelip ül- kemizde müzikseverlerin konuğu olu- yor. Duduğun sõnõrlarõnõ zorlayan bir us- ta olan Suren Asaduryan, yõllardõr Tür- kiye’de albümleri ve konserleriyle çok se- vilen sanatçõlar arasõnda yer alõyor. Türkçesini röportaj verebilecek kadar geliştiren Asaduryan ile duduktan müzi- ğin ortak diline ve halklarõn kardeşliğine uzanan bir sohbet yaptõk. Suren Asaduryan, 1961’de Erivan’da doğmuş. Duduk çalmaya 11 yaşõnda baş- lamõş. Duduk ustasõ Vace Hosepyan’dan ders alan Asaduryan, “Çok zor öğren- dim” diyor. Sovyetler Birliği döneminde filarmoni orkestrasõnda solist sanatçõ ola- rak çalõşan Asaduryan, daha sonraki yõl- larda Erivan Müzik Akademisi’nde duduk bölümünü bitirmiş: “Kapılar açıldıktan sonra 1995’te Türkiye’ye geldim. İlk ön- ce Muammer Ketencoğlu ile tanışmıştım. Sonra başka iyi müzisyenlerle de ta- nıştım, dostluk kurduk, müzik yaptık. Müzik önemli bir şey, dostluk, arka- daşlık, dünya demek. Ermeni müziği yaptık, Türk müziği yaptık. Müzik müziktir, fark yok.” ÇOK SATANLAR ARASINDA Asaduryan’õn Türkiye’de ilk olarak 2001 yõlõnda Kalan Müzik tarafõndan Şe- nol Filiz ve Birol Yayla’dan oluşan Yan- sõmalar grubu ile kaydettiği “Vuslat” al- bümü yayõmlandõ. 2002 yõlõnda yine Ka- lan Müzik’ten yayõmlanan “Bir Ömür Sa- dece” albümünde Asaduryan’õn dudu- ğuna kopuz ve perdesiz gitarõyla Erkan Oğur ve Türkiye’deki müzisyen dostla- rõ eşlik etti. Asaduryan’õn 2003 yõlõnda çõ- kardõğõ “Seneler” albümü MÜYAP’õn çok satanlar listesine girmişti. ‘MİLLET SEVİYOR’ Asaduryan 2005 yõlõnda “Horovel” al- bümünde yine halk ezgileri arasõndaki ge- zintisini sürdürdü. Bir süredir sahneye bir- likte çõktõğõ gitarist Murat Kağan Er- gün’ün aranjörlüğünü yaptõğõ “Veda” albümü ise 2007 yõlõnda Akustik Müzik ta- rafõndan yayõmlandõ: “Bir Ermeni müzisyen olarak Tür- kiye’de 5 CD, şimdi bir de DVD yap- mam çok şey anlatıyor aslında. Millet seviyor, dinliyor demek ki.” İSTANBUL KOCAMAN ŞEHİR Türkiye’de birçok konserde kendi du- duk ekibiyle ve Türk sanatçõlarla sahne alan, çeşitli albüm projelerine katõlan Su- ren Asaduryan, İtalyan kökenli Avus- tralyalõ müzisyen Pin Rada’nõn “The Melbourne/Istanbul Sessions” albümü- ne konuk oldu. Hollandalõ müzisyen Sja- hin During’in “Afro Anatolian Tales” albümüne de duduğuyla katõlan Suren Asa- duryan “Müzik bir tane değil, herkes bir şeyler anlatıyor. Bütün bu işler İstan- bul’dan çıktı. Bu albümler dünya ça- pında dolaşıyor. İstanbul’a çok müzis- yen gelip gidiyor. İstanbul kocaman bir şehir, büyük bir kültür şehri” diyor. Suren Asaduryan’õn, Ahenk Müzik ta- rafõndan DVD formatõnda yayõmlanan 12 Şubat 2008’de Cemal Reşit Rey Salo- nu’nda grup arkadaşlarõyla birlikte verdi- ği konserin kayõtlarõ, izleyiciyi Anado- lu’dan doğuya doğru hüznün derinliğinde bir yolculuğa çõkarõyor. Sahneye duduk sanatçõlarõ Vahan Aru- tunyan, Garnik Tigranyan, klarnet ve bas dudukta Arayik Dalakyan ile çõkan Asaduryan’a, vurmalõ çalgõlarda Gagik Hakverdiyan, vokalde Manvel Galisyan eşlik ediyor. Murat Kağan Ergün ise gi- tar ve sitarõyla orkestrada yer alõyor. Fransõz perküsyonist Vincent Couprie ise Hint vurmalõ çalgõsõ tabla ile ekibe konuk oluyor. Türkiye’de çok sevilen Suren Asaduryan, nefesini sevdalara, acõlara üflüyor Duduk, dostluk ve kardeşlik EMRE ŞEN’DEN SONATLAR Genç piyano sanatçõ- sõ Emre Şen, 19 Kasõm Çarşamba günü saat 20.00’de Akbank Sanat sahnesinde olacak. Sa- natçõ konserde F. Liszt ve S. Prokofieff’un pi- yano sonatlarõnõ ses- lendirecek. Emre Şen, Roma Uluslararasõ Pi- yano Yarõşmasõ’nda bi- rincilik ödülü almasõ- nõn ardõndan İtalyan basõnõnda “Piyanonun şeytani meleği” olarak tanõmlanmõştõ. (0 212 252 35 00) BÜ’DE KARADENİZ EZGİLERİ Doğu Karadeniz kül- türü ve müziği çalõşma- larõ yapan Grup Hele- sa, bugün saat 15.00’te Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Demir Demirgil Salonu’nda konser ve- recek. Konserde Boğa- ziçi Üniversitesi Folk- lor Kulübü (BFÜK) ile Helesa’nõn ortak hazõr- ladõğõ dans ve müzik gösterisi de yapõlacak. (bufk@boun.edu.tr) “Kim müzik dinliyor bana göre saygılı bir insan” diyerek müziğe çok anlamlar yükleyen Asaduryan, “Müzik her şeyi anlatıyor” diye devam ediyor: “Bizim istediğimiz ne? İnsanlar dost olarak yaşasınlar. Ben de siz de bunu istiyorsunuz, komşuyuz ya...Komşunun komşuyla dost olması lazım. Benim evimde su akmıyor komşunun kapısına vuruyorum bir bardak su istiyorum. Düşmanlık olursa ya sen susuz kalırsın ya ben.” Duduğun yanı sıra klarnet de çalan Asa- duryan, duduğun klar- netin atası olduğunu söylüyor. Suren Asa- duryan duduk ile her şey çalınabileceğini, ama çok da zor bir enstrüman olduğunu anlatıyor: “Çok emek ister. Düşünmek, bil- mek, enstrümanı tanı- mak lazımdır. Çok ka- rakterli bir enstrüman- dır ama kimin, hangi ustanın çaldığı önemli- dir. Benim tarzım fark- lı, başka müzisyenin tarzı farklı oluyor çün- kü benim düşüncele- rim ile onların düşün- celeri başka. Yazarlar gibi yani. Yazar kale- miyle yazıyor ama hep- si başka yazıyor.” “Aşğurumis Ağ Çem Kaşe-Dün- yada Ah Etmedim” 18. yüzyõlda yaşamõş olan Ermeni halk ozanõ Sayat Nova’nõn bir eseri. “Sayat Nova Gürcistan kralının kızına âşık oldu ve Ermenice, Türkçe, Gürcüce, Azerice, Farsça, Arapça eserler yazdı. Bütün komşularda sevilen bir beste.” Yansõmalar grubundan Şenol Filiz ve Birol Yayla, Vuslat albü- münde yer alan Navavar-Kayõkçõ parçasõnda Suren Asaduryan Or- kestrasõ’na eşlik ediyor. “Kayık- çı” bir balõkçõnõn denizde yitirdiği kardeşine yazdõğõ bir ağõt. Kara- van-Kervan parçasõndan sonra konser kayõtlarõ “Dile Yeman” ezgisiyle sona eriyor. Suren Asaduryan, Türkçede “Savru- lan Yaşam” anlamına gelen “Olor Molor” ezgisinin, yaşamın engebeli yollarında insanların savrulduğu anı anlattığını belirtiyor: “Anonimleşmiş bir ezgi ama Gürcistan Ermenilerin- den bir sanatçının bestesi. Sari Gya- lin’i herkes biliyor. Erzurum’da yaşa- yan Ermenilerin türküsü ama Anado- lu milletleri bu müziği çok seviyor. Sa- ri Gyalin, dağlı bir kızı anlatıyor. Sarı Gelin, sarı saçlı gelini anlatıyor. Keli- meler değişiyor ama Türkçe ve Erme- nice anlamı birbirine çok benziyor. Bir sevgili parçası. Bunların hepsi in- sanın hayatından gelen parçalar.” Çok eski bir halk şarkısı olan “Trezi- nar-Kayısı Ağacı” da bir aşkın hikâ- yesinin ezgisi. Âşık, kayısı ağacıyla derdini paylaşıp “Dallarını salladıkça benim derdimi deşme” anlamına ge- len yakarışlarda bulunuyor. SAVRULAN YAŞAM Gürcü kralının kızına âşık ‘Zor bir enstrüman’ ‘İyi duduk yapılmıyor’ Duduk en iyi kayõsõ ağacõndan yapõlõrmõş ama Asaduryan Türkiye’de iyi duduk yapõlamadõ- ğõndan yakõnõyor. “Kalem yazmazsa yazar ne yapar” diye soran Asaduryan “Gençler alıyorlar zorluyorlar, ama akort yok. İyi duduk elinde olmazsa iyi öğrenemez. Tor- na yapıyorlar, dükkâna getirip satıyorlar. Ben getirip duduk hediye ediyorum çünkü gençler öğrensinler istiyorum. Burada çok sevilen bir enstrüman. Siz ‘mey’ diyorsu- nuz. Azerbaycan’da ‘balaban’, Gürcis- tan’da duduki deniyor. Ama müzisyenin elinde doğru enstrüman olacak.” Fotoğraflar:VEDATARIK Fotoğraflar:VEDATARIK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear