25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2008 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B Yapõ Kredi Bankasõ Genel Müdürü Tayfun Bayazõt küresel krize yol açan büyük finans kuruluşlarõnõ eleştirdi: Akõl hocalarõmõz sõnõfta kaldõ Dünyayõ ciddi biçimde sarsan küresel finans krizini Yapõ Kredi Bankasõ murahhas üyesi ve Genel Müdürü Tayfun Bayazõt’la konuşuyoruz. Bayazõt, bir zamanlar Türkiye’ye finans ve ekonomi konularõnda akõl hocalõğõ yapan finans kuruluşlarõnõn sapõr sapõr döküldükleri ve sõnõfta kaldõklarõnõ söylüyor. Bayazõt konuşmamõzda bir de şu ilginç saptamada bulunuyor: “Hırsları akıllarından önde gittiği için böyle oldu. Bu kesinlikle açgözlülük.” Yaşamakta olduğumuz bu krizin geçmiştekilerle benzerliği bulunmadõğõna da dikkat çeken Bayazõt, kimi çevrelerde dillendirilen “Kapitalizmin sonu geldi” gibi “uçuk” denebilecek görüşlere de katõlmadõğõnõ belirtiyor. - 2001’de yaşadığımız krizle bugün dünyayı sarsan kriz arasında bir kıyaslama yapabilir misiniz? Bayazıt - Ben bankacõlõğa başladõğõm yõllarda da krizler yaşadõm. 1987’de Yapõ Kredi’de olduğum sõrada patlak veren krizi bizi etkilemeyen, dõşarõda olan bir kriz gibi izledik. 2001’e kadar da kendimize özgü krizleri yarattõk. Dõşarõdaki krizlerden zaman zaman olumsuz etkilendik. 2001 ve 2002’de yaşananlar özellikle bizim mali sektördeki kõrõlganlõklar ekonomide çok ciddi yapõlanmayõ gerektirdi. 2001’den bugüne gelen süreç sektörün hem risk yönetimi becerisini kazanmasõ hem büyüme potansiyelini elde etmesi açõsõndan ilginç bir dönem oldu. Bugün ise bütün dünyada risk yönetimi konusunda ders aldõğõmõzõ sandõğõmõz devasa kurumlar sapõr sapõr dökülürken Türk bankacõlõk sektörü epeyce bir aşama kaydetti. - Bu bize akıl hocalığı yapan kurumların teker teker dökülmelerini nasıl karşıladınız? - Doğru. Hocalar sõnõfta kaldõlar. Finans dünyasõ artõk çok karmaşõk hale geldi. İşler hem coğrafi olarak hem ürün bazõnda iç içe geçiyor. Bu böyle olmaya da devam edecektir. Yaratõcõlõk bu işlerin denetiminin, gözetiminin önünde gidiyor. Aslõnda dünyada her konuda böyle. Ama finans dünyasõnda yaratõcõlõk çok aşõrõ gider, üstelik boyutlarõ, kapasitesi çok aşõrõ riskler alõnõrsa önce köpükler, sonra da bu köpüklerin patlamasõ sonucunda krizler oluşuyor. Son beş-altõ yõldõr dünyanõn belli başlõ ekonomistlerinin çoğu ciddi bir genişlemenin, likiditenin söz konusu olduğunu, bunun tehlikeli olduğunu, finansal enstrümanlarõn çok kaldõraçlõ anlaşõlamaz hale geldiğini, bunu tasarõmlayan uzmanlarõn dahi bazen bu enstrümanlarõ anlamadõklarõnõ, bu tip enstrümanlarõ kendi bilançolarõnda tutan banka yönetim kurullarõnõn, yöneticilerinin bile bunu anlamakta zorluk çektiklerini söylediklerini biliyoruz. Ama likiditenin çok bol olduğu bu işlerin kârlõ bir şekilde büyüyebildikleri ortamlarda hõrs aklõn önünde gidiyor. Son aylarda dünyanõn kavramaya başladõğõ konu buradaki yanlõşlõğõ düzeltmektir. - Son yıllarda hep yeni modeller türetildi, sanal paralar üzerinden alışveriş yapıldı. Klasik finans denetim sisteminin bu işi kontrol altına alamayacağı ya da yürütemeyeceği anlaşılamadı mı? - Bir kere orada kesinlikle bir anlayõş eksikliği var. İkincisi, bazõ riskler bilindiği halde belki yanlõş anlaşõldõ. - Bu yanlış anlamaya açgözlülük mü neden oldu? - Kesinlikle açgözlülük. Hõrsõn aklõn önünde gitmesi de diyebiliriz. Aslõnda bu insanõn tabiatõnda var. Bir kredi imkânõ varsa insan bunu sonuna kadar kullanmayõ düşünür. Oysa doğal adõmlar şöyle olmalõdõr: Önce bir proje geliştirilmeli, onun fizibilitesi yapõlmalõ, bu yapõldõğõnda öz kaynak-borç dengesi kurulmalõ, daha sonra da borcun nasõl temin edilebileceğinin araştõrõlmasõna girilmelidir. Ama, önce finansmanõ buluruz ya da finansmanõn çok bol olduğu ortamda kendi içinde kârlõlõğõ olmayan projeler geliştirerek bunu yapmaya çalõşõrsanõz önce o finansman sayesinde bu işi yürütür gibi görünebilirsiniz. Ama bu borcun kendisini geri ödeme kabiliyeti olmaz. Sanal dediğimiz dünya gerçeğe dayanmayan bu tip borçlarõn, türev enstrümanlarõn kullanõlmasõyla ortaya çõktõ. Sermaye piyasalarımız yeterince derin değil - Demin finansal enstrümanların çok kaldıraçlı anlaşılamaz hale geldiğinden söz ettiniz. Kaldıraçtan neyi kast ediyorsunuz? - Her işi sadece öz kaynakla yapamazsõnõz. Öz kaynakla yaparsanõz kõsõtlõ miktarda büyüme imkânõ bulabilirsiniz. Tasarruf edenle o tasarruflarõ, projeleri aktaran bankalar bu kaldõracõ sağlõyorlar. Birisinin 100 liralõk öz kaynağõ var. Buna 200 liralõk bir borç yükleyebilirsek 300 liralõk bir borcu finanse edebilirim, diyorsunuz. Likidite imkânõ bolsa bu 300 liralõk borç kõsmõnõ 500- 600 liralara getirebiliyorsanõz kaldõraç artõşõ böyle oluyor. Nitekim Amerikan piyasasõnda konut kredileriyle başlayan konu bu oldu. Derecelendirme kuruluşlarõ bunun riskini az gördü. İnsanlar da bu kaldõraç imkânõnõ olabildiğince kullandõlar. Sonra bir zaman geldi ki alõşkanlõk giderek yaygõnlaştõ ve iş giderek büyüdü. Kredilerin geri ödenmesi gerekti. O zaman da teminat olduğu sanõlan varlõklarõn gerçek değerleri, teminat olmadõklarõ ortaya çõktõ. Zararlarõ anlaşõldõ. Kaldõracõn aşõrõ derecede kullanõlmasõ nedeniyle şişmiş olan varlõk değerleri belli bir seviyeye doğru geriliyor. İnsanlar paniklediler. Değerler normal olmasõ gerekenin de altõna indi. Kriz de bundan çõktõ. Kredi değerlendirme kuruluşlarõnõn da riski gerçek anlamda objektif olarak değerlendirme konusunda tabii ki hatalarõ var. - Hükümet yetkililerinin bu türev ürünlerin Türkiye’ye girmemeleri sayesinde “bize hamdolsun bir şey olmaz” tavrı var. Gerçekten bu türev ürünler Türkiye’ye girmedi mi? Bize bir şey olmaz mı? Yoksa bu krizin etkileri şimdiden hissedilmeye başlandı mı? - İki şeyi birbirinden ayõrmamõz lazõm. Bir kere, küreselleşme piyasalarõ çok hõzlõ biçimde etkileşim içinde kõlõyor. Piyasalarõn artõk ABD ve AB piyasalarõnda olanlardan etkilenmemeleri söz konusu değil. Kendi ekonominiz içindeki kõrõlganlõklarõ asgariye indirmeyi başarabiliyorsanõz bu etkileşimlerden en az etkilenmek söz konusu olabilir. Türkiye’de reel sektördeki kimi kõrõlganlõklar dõşõnda mali sektörün yapõsõ gerçekten bu tip kredilere dayanõklõlõk açõsõndan eskiden olduğundan daha iyi bir durumda. Ama, dediğim gibi, biraz etkilenmemek de mümkün değil. Hedge fonlar dediğimiz gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere yatõrõm yapan fonlar ciddi bir biçimde kaldõraç kullandõlar. Bunlar gelişmekte olan ülkelere ve bizim borsalarõmõza ciddi yatõrõmlar da yaptõlar. Bizim sermaye piyasalarõmõz henüz yeteri kadar derin olmadõğõ, para piyasalarõmõz da sermaye piyasalarõ kadar olmasa bile onlar da yeteri kadar derin olmadõğõ için bu fonlar giriyor, aktif fiyatlarõnõ hõzla yükseltip çõktõklarõnda yine hõzla düşürüyorlar. Şu anda bizim borsalarõmõzda süratli değer kaybõ olmasõnõn nedeni bunlarõn kategorik olarak bütün gelişmekte olan ülkelerin piyasalarõndan süratle çõkmalarõdõr. Aynõ durum kurlara da yansõyor. Krizin sonuçları çok derin olabilir - Bundan sonra ne olur? Önünüzü net bir biçimde görebiliyor musunuz? - Önümüzü çok rahat görebildiğimiz bir dönem değil. Çünkü bu yaşadõğõmõz kriz boyutu ve çapõ itibarõyla daha önce yaşadõklarõmõzdan çok farklõ. Çok daha derin sonuçlarõ olabilecek bir kriz. Birçok ekonomist başta ABD olmak üzere dünyanõn uzun süreli bir durgunluğa, resesyona girebileceği endişesini taşõyor. Kredi piyasalarõnda ciddi daralmalar oldu. Bu daralmalar sonucunda dünyanõn büyük bankalarõnõn sermaye ihtiyaçlarõ ortaya çõktõ. Bunlarõn bir kõsmõ piyasalardan sağlandõ. Ama geri kalan kõsmõnõn temin edilemeyeceği görülünce devreye devletler girdi. Hem ABD hem Avrupa devletleri kamu olarak ya bu bankalara ortak oldu ya da birtakõm yeni fonlama olanaklarõ sağladõ. Mevduata garanti getirip sistemdeki likiditeyi temin edebilmek için birtakõm adõmlar atõldõ. Alõnan bu ciddi tedbirlere rağmen endişelerin hâlâ tam olarak bertaraf edilemediğini görüyoruz. Dolayõsõyla önümüzdeki dönem için böyle bir ortamda, bu krizin dibini gördük, artõk bundan sonra çõkõş noktasõdõr diyebileceğimiz bir rahatlõk içinde değiliz. Büyük ihtimalle en kötüsünün çoğunu gördük. Önümüzdeki iki-üç ay içinde yavaş yavaş para piyasalarõnõn açõlmaya, daha sonra kredi mekanizmalarõnõn çalõşmaya başladõğõnõ göreceğiz. Mekanizmalarõn yeniden çalõşmaya başlamasõ ve hayatõn finans dünyasõnda normale dönmeye başlamasõ zaman alacak. - Özellikle ABD’de liberal ekonomistler devletin piyasalardan kesinlikle elini çekmesinin zorunlu olduğunu, piyasaların kendi serbest hareketleriyle yollarını bulmaları gerektiğini savunuyorlardı. Şimdi ise devletler piyasalara müdahale ediyorlar. O zaman bu nasıl bir çelişkidir? - İdeolojilerden bağõmsõz olarak en liberal düşüncelerde olanlar dahi finans sektörünün düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda çok daha muhafazakâr davranõyorlar. Mali piyasalarõn kamunun yararõna olan para akõşõnõ, sistemlerin çalõşmasõnõ sağlayõcõ bir rolü olduğu için tamamõyla serbest bõrakõlmalarõ, denetleme ve düzenleme dõşõ bõrakõlmalarõ söz konusu değildir. Bu denetlemenin sõkõlõğõ ekonomik büyüme ve refahõn artõşõna katkõsõ konusunda daha fazla tartõşma var. Krizler olduğunda daha sõkõ denetlenmesi, kamunun daha aktif rol oynamasõ gerekir, diyenlerin görüşü daha fazla ağõrlõk kazanõyor. Ekonominin büyüdüğü, genişlediği dönemlerde de liberallerin dedikleri daha geçerli oluyor. Önümüzdeki dönem bu yangõn sönüp işler biraz daha normalleşmeye başladõğõ zaman liberal görüşlerin kamunun yeniden elini piyasalardan çekip özelleştirmelerin başlamasõ gerektiğini dile getireceklerini düşünüyorum. Bu kriz bize mali sektörün daha sõkõ denetlendiği ve düzenlendiği, birtakõm yeni kurallarõn konduğu, bu tip krizlere karşõ kõrõlganlõklarõ azaltõcõ birtakõm tedbirlerin getirildiği bir dönemi işaret edecek. Bu dönemde Avrupa ülkelerinde özellikle mali sektör açõsõndan daha katõ kurallarõn konduğunu, bunun da ekonomik büyümeye olumsuz etkileri olacağõnõ görebileceğiz. Çünkü bankalarõ çok fazla sõktõğõnõz zaman ekonomik büyümeye olumsuz etkileri oluyor. Bunun ince bir ayarõ var. Dolayõsõyla bu ayarõn biraz daha sõkõldõğõ bir dönemi yaşayacağõz. Küresel finans krizlerinde AB üyesi olmak da kurtuluş değil - Tasarruf açığından cari açığı mı kastediyorsunuz? - Cari açõğa baktõğõnõz zaman sizin tasarruf edemediğinizi bir başkasõ finanse ediyor. Uzun vadeli, doğru yatõrõm sağladõğõnõz ortama soğuk para ya da doğrudan yatõrõmlarla finanse edilirse işinizi daha rahat yürütebiliyorsunuz. Çünkü biliyorsunuz ki o para yakõn zamanda çõkmayacak. Yatõrõm yapan bu ülkeye istihdam sağlõyor, ihracatta bulunuyor. Sonuçta ülkenin refahõna katkõ sağlõyor ve sizin açõğõnõzõ finanse ediyor. Bununla tamamlayamadõğõnõz kõsmõ bir şekilde finanse etmek zorundasõnõz. Sõcak para dediğimiz kõsõm burada devreye giriyor. Daha cazip faizlerle bu portföy yatõrõmlarõ ülkeye çekiliyor. Sermaye piyasamõz çok gelişmiş olsaydõ sadece doğrudan yatõrõmlar dõşõnda da müteşebbislerinizin oluşturduğu yatõrõm olanaklarõ olsaydõ buraya da yatõrõm yaparlardõ. Ama ne yazõk ki biz sermaye piyasalarõmõzõ yeteri kadar geliştiremedik. Kura gelirsek… Hem faizi, hem kuru hem de para akõmlarõnõ kontrol etmek olanaksõz gibi. Bu finansõn çok basit bir kuralõ. Bizim modeldeki tercihimiz faizlerle ilgili öngörüleri enflasyon beklentilerine göre Merkez Bankasõ’nõn para politikalarõnõ belirlediği bir ortam. Kur da piyasadaki gelişmelere göre dalgalanõyor ve serbestçe belirleniyor. Bu sistem içinde tasarruf açõğõnõn zaman içinde giderilememesi nedeniyle daha yüksek faiz ve daha değerli bir kur oluştu. Bunun aksini yapõp faizi düşük tutar kuru da belli bir yerde sabitleştirmeye çalõşõrsanõz o fonlama imkânlarõna sahip olamõyorsunuz. Bu politikanõn yapõsal değişikliklerini tamamlayõp onun sonuçlarõnõ alamadõğõnõz takdirde bu faiz ve kurla ilgili dengede çok fazla bir değişiklik yapma şansõnõz yok. Gelişmekte olan AB üyesi ülkelerin hepsinde işin bu şekilde kotarõldõğõnõ gördük. Türkiye’deki de bu açõdan ona benzer bir model. Bugün AB üyesi olmak da işi çözmüyor. Bu krizde örneğin Macaristan’õn ciddi biçimde etkilendiğini gördük. Bütün dünya birden sõkõşõnca Macaristan’õn AB üyeliği güvencesi de yetmedi ve sõkõştõ. - Olay biraz magazin haline de dönüştürüldü. Son birkaç ayda Marx’ın Das Kapital kitabının en çok satan kitapların liste başı olduğu haberleri var. Sizce insanlar Marksizmi yeniden mi keşfediyorlar ya da bu neden birden pompalanmaya başlandı? - Kapitalizmin, işleyişi içinde tökezlediği tek örnek bu kriz değil. Kapitalizm sürekli büyümeleri ve arkasõndan da krizleri yaratõyor. Büyüme dönemleri zaman zaman daha uzun olabiliyor. Meydana gelen krizlerden zaman zaman daha süratli çõkõlabiliyor. Bu krizden nasõl çõkõlacağõnõ şu anda bilemiyoruz. Bence bu söyledikleriniz kapitalizmi sorgulamak için bekleyenlerin bu krizi fõrsat bildiklerini düşünüyorum. Bunun ideolojik tartõşmalara yol açmasõ sistemin tökezlediği anlarda birilerine bir fõrsat yaratmasõ açõsõndan ilginç bir durum. Yoksa bu, ne son ne de ilk yaşanan kriz olacak. Belki derinlik ve boyut açõsõndan daha önce gördüklerimizden daha farklõ. Ama bu sistem kendi içinde uzun süreli refah ve büyüme dönemleri sonrasõ zaman zaman bu tip krizleri yaşayabiliyor. Bu sefer belki krizden çõkõş süreci daha öncekilerden uzun olabilir - Uzun süre AKP hükümetinin yüksek kur yüksek faiz politikasını eleştirdik. Bir de sıcak paraya odaklanılması büyük eleştiri topladı. Acaba bu tür politikalar Türkiye gibi gelişmekte olan pazarlar için çok ciddi riskler mi barındırıyor? - Faiz ve kur üzerine her türlü yorum yapõlabilecek kadar esnekliği olan enstrümanlardõr. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde başlangõçtaki kronik sorun tasarruf açõğõdõr. Kronik hale gelen tasarruf açõğõnda istihdam yaratabilme, yatõrõm yapma, büyümeyi sağlayabilmek için izleyebileceğiniz tek yol borçlanmadõr. Bunu ülkeden ülkeye borçlanmalar gibi yapabilirsiniz. Onun bir limiti, kapasitesi var. Onun dõşõnda düzgün bir yatõrõm ortamõ sağlayabildiyseniz sermaye fazlasõ olan ülkeler sizdeki büyüme kabiliyetine, ucuz iş gücüne, bazen yatõrõm olanaklarõnõn cazibesine bakõp yatõrõm yaparlar. P O R T R E TAYFUN BAYAZIT Diyarbakõr, 1957 doğumlu. İlk ve ortaöğrenimini Ankara’da tamamladõktan sonra yükseköğrenimini Illinois Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde yaptõ. Columbia Üniversitesi’nde finans ve uluslararasõ ilişkiler üzerine yüksek lisans derecesini aldõ. Bankacõlõk kariyerine Citibank’ta başladõ. Daha sonra 13 yõl Çukurova Grubu bünyesinde Yapõ Kredi Bankasõ Genel Müdür Baş Yardõmcõsõ ve İcra Kurulu üyesi olarak görev yaptõ. Bunun ardõndan İnterbank’ta genel müdür ve Banque de Commerce et de Placement İsviçre’de başkan ve murahhas üye olarak çalõştõ. 1999’da Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanvekilliği ve Dõşbank murahhas üyeliğine getirildi. 2005’te Fortis’in Dõşbank’õn çoğunluk hisselerini satõn almasõndan sonra Fortis Bank İcra Başkanõ ve yönetim kurulu üyesi oldu. Nisan 2007’den beri de Koç Finansal Hizmetler ve Yapõ Kredi Bankasõ murahhas üyeliği ve Genel Müdürlüğü görevini yürütüyor. Gönüllü kuruluşlarda da etkin görevler yapõyor. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU IMF’yle anlaşma önemli - IMF çapası çözüldü. Peki, yeniden IMF çapasına gerek olacak mı? - IMF’nin değişik programlarõ var. Bunlarõn bazõlarõ ülkelerin kendi ekonomilerini yürütüp küresel ekonomiye uyum sağlamakta teknik yardõm aldõklarõ programlar. Bazõ yapõsal ödemeler dengesi sorunu olan ülkelerde bunu çözmeye yönelik olarak ödemeler dengesi finansmanõ için yürütülen programlar bulunuyor. Bir de altõ ay önce hazõrlanmakta olduğunu bildiğimiz ve ihtiyati stand-by dediğimiz normal stand-by süresi sonrasõ denetim ve gözetimin devam ettiği ama finansman ihtiyacõ olmayan programlar. Bunlarla ilgili çok teknik düzeyde IMF’yle hükümetin çalõşmalar yaptõğõnõ biliyoruz. Şu anda finansman ihtiyacõ içinde olmadõğõmõzõ biliyoruz. Ama önümüzdeki dönem küresel piyasalarõn gelişmekte olan ülkelere finansman desteği açõsõndan çok da rahat olmayacağõ ihtimali var. Bir sürü dev ABD ve Avrupa bankasõ kamulaştõrõldõ. Yakõn bir zaman içinde bunlarõn tekrar özelleştirilmeleri, sermaye piyasalarõnõn gelişmiş ülkelerde tekrar çalõşmaya başlamasõ gelişmekte olan ülkelere sermaye akõşõ açõsõndan kötü haber olabilir. Çünkü onlar önce kendi ihtiyaçlarõnõ gidereceklerdir. Gelişmekte olan ülkelere önümüzdeki dönem belki daha az pay düşecektir. Önümüzdeki dönem böyle bir finansman desteğinin yanõmõzda olmasõnõn yararõ var, zararõ yok. Bu açõdan IMF’yle anlaşma hem yapõsal reformlarõn geri kalan kõsmõnõn devamõ için bir destek ayrõca da finansman ihtiyacõnõ karşõlayacak bir destek olacağõ için önemli. Bizde kronik sorun tasarruf açõğõ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear