29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada lattıkları 2008’in ilk yarısındaki bütün yorgunlukları- mı çekip aldı üstümden: “Abi siz Ahmet Rasim 14 başlıklı bir yazı yaz- mıştınız. Orada Cumhuriyet’in Ankara Bürosu’nu hem bina hem işleyiş olarak değiştirdiğinizi, bu- rada kültürel etkinlikler planladığınızı anlatıyor- dunuz. Tam o sıralar benim üniversite tercihleri- ni yazacağım günlerdi. Aklımda Yıldız Teknik vardı ama, sizin yazıyı okuyunca Ankara yazma- ya karar verdim. Cumhuriyet’e giderim dedim, ken- dimi daha iyi geliştiririm dedim... Bilkent’i yazdım, kazandım. Bir arkadaşım da benim kararımdan et- kilendi, o da Bilkent’i yazdı. Uygun olursanız önü- müzdeki hafta o da sizinle tanışmak istiyor...” “Ne demek” dedim, “ben onunla tanışmak is- tiyorum!” Ömer Barış’ın kafasındakine yakın bir yoğun- luğa giriyoruz... 13 Ekim 1923’te Ankara, Türkiye Cumhuriye- ti’nin başkenti ilan edilmişti. 85. yılı kutluyoruz. Ankara Bürosu’nu kültürel- düşünsel bir merkez yapacaksak, bundan iyi baş- langıç olur mu? 13 Ekim’de iyi bir Ankara anla- tımı yaparız derken, sonrasının 29 Ekim olduğu- nu düşündük... Böylesi düzenlemelerin amatör ruhlu profes- yonel uygulayıcısı Bilgin Aygül’le konunun soh- betini yaparken iş örüldü örüldü, 13-29 Ekim Cum- huriyet ve Ankara Günleri’ne kadar geldi... Her sanatçı bir resmini verir, karma bir resim ser- gisi oluşur dedik. Daha ‘R’ derken, 55 resme ulaş- tık! Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuva- rı, Üç Anadolu ve Tolga Çandar da dinletilerle ka- tıldılar... Tiyatro Pembe Kurbağa ve Tiyatro Tempo, biz de varız dediler... Mimarlar Odası kent fotoğraf koleksiyonunu aç- tı... Söyleşi ve kitap imza programına katılmayı ka- bul eden aydınlarımızı, 13 Ekim’den başlayarak etkinlik günü sırasına göre aktarmadan geçe- meyeceğim: Nuran Bayraktar, Talat Halman, Alpaslan Işıklı, Seyhan Erdoğdu, Bilal Şimşir, Turgut Özakman, Güldal Okuducu, Özgen Acar, Alev Coşkun, Nazife Güngör, Ümit Zileli, İlhan Taşcı, Sevgi Özel, Yekta Güngör Özden, Ay- la Kutlu, Atilla Erden, Türkel Minibaş, Işık Kan- su, Fikret Bila, Cüneyt Arcayürek, Ahmet Tel- li, Mustafa Balbay, Hikmet Çetinkaya, Faik Bu- lut, Bahadır Selim Dilek, Ahmet İnam, Tamer Levent, Hamdi İlhan. İşte Ankara Bürosu’nun çalışanları böyle bir program yaptılar... “Her gün saat 12.00 sıralarında Gramofoncu Ali, bir taşplak dinletisi sunsun, gü- ne böyle başlayalım, ardından etkinlikler gelsin” dediler... Ankara’nın başkent oluşunu bütün gücümüz- le, yüreğimizle, inancımızla selamlarken, bu ku- ru bir selamlama olmasın, iç dolu olsun, diye dü- şündük... Fikir gazeteleri, adı üstünde okuru sadece olaylardan haberdar etmekle kalmaz, aydınlatma işlevini de yerine getirir. Cumhuriyet gazetesi bu- nu, sayfalarında yapmaya çalışıyor. Ankara’da yüz yüze de olalım istedik... Zaten biliyoruz, yüz yüze değilsek de, hep gö- nül gönüleyiz... 13-29 Ekim arasında ayrıca bir beraberlik ta- zelemesi yapsak... Okur-yazar kucaklaşsak... Okuryazar olsak! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada mek için K. Irak’ta tampon bir bölge oluşturulmasını içeren önerisini, RTE önce olabilirliğini askerlerle ko- nuşalım diye karşılıyor. Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız askerlerin bu konudaki görüşünü “çok riskli” diye değerlendiriyor. Kamuoyunda olumlu karşılanan önerinin gerçek- leşmesi olasılığını hükümet askerlere bırakıyor, askerler de tampon bölgenin tamamen “hükümetin takdirin- de” bir konu olduğunu söylüyor. Bu tabloyu izleyenler bu sorunu askerlerin siville- re, sivillerin de askerlere ihale ettiği sonucuna varıyorsa, acaba şu veya bu kurumu yan çizmekle suçlamış mı oluyorlar? Tampon bölge sorunu neden hükümetin takdirine kalıyor? Diyorlar ki, “zira uluslararası hukuk açısından değerlendirilmesi gereken çok yönlü, özellikle muha- tap ülkelerle ilgili bir olay”. Bu saptamalar doğru olmasına doğru da, işbaşın- da üstelik tek başına iktidarda olan bir hükümetin asıl görevi zoru aşmak ve sonuç almak değil midir? So- ru, bu ülkede dün olduğu gibi bugün de yanıtsız. Üstüne üstlük bu hükümet zoru aşarak tampon böl- ge sorununu aşacağı yerde, kolaya kaçıyor. Başbakan K. Irak’taki başına buyruk Kürt aşiretle- rinin engelleriyle karşılaşınca Mesud Barzani ile “di- yaloğa devam kararı” alıyor. Doyurucu olmayan bir dizi gerekçeyle. Belli başlı- sı da evlere şenlik: “Aktütün saldırısından sonra Ku- zey’deki yönetim (Barzani) ‘istenilen düzeyde’ olma- sa bile terör örgütünü kınamış!” Barzani’yi dışlamanın örgütün işine yarayacağı da gerekçeli söylemin diğer bir parçası. Geçen salı günü TBMM’deki görüşmeler sonunda tezkere, örgütü terörist saymayan, sınır ötesi harekâta karşı çıkan DTP dışında üç partinin oylarıyla kabul edil- di. Bu manzara ulusu temsil eden üç partinin genelde terör örgütüne karşı birleştiklerini kanıtlıyor diye al- kışlandı. Gerçek acaba bu kanıyı destekliyor mu? Hayır! Bakın neden: CHP görüşmelerden sonra oylan- masını istediği bir TBMM karar metni hazırladı. AKP ve MHP’ye önerdiği bu metin, terörü lanetliyor. K. Irak’tan gelen saldırılara karşı hükümeti başta ABD ve kuyruğundaki Barzani’ye karşı gereken her türlü ön- lemi almaya çağırıyor. CHP metnine MHP hayli mırın kırın ettikten sonra olumlu bakmaya başladı. Fakatttt… AKP hükümeti; K. Irak’tan gelen tehlikeye karşı önlemleri yeterli görmeyen, ABD’yi ve Irak’ın bu- güne kadar izledikleri tutumu eleştiren böyle bir metne sıcak bakmadı, bakamıyor. AKP’nin Meclis sorumluları önce Dışişleri Bakanı’na ve Başbakan’a soralım gibi yan çizme belirtileri gös- terdiler ve… sonra tamamen hükümetin terör politi- kasını, ABD ve Irak’la ilişkilerini öven karşı bir metin- le ortaya çıktılar. Karar metni oybirliğini sağlayacak kimi değişiklik- lerle gerçekleşseydi, TBMM’nin teröre karşı dünya ka- muoyuna duyurduğu, kimilerini uyardığı ortak sesi ola- caktı. Partizan kafa partiler arası uzlaşmayı baltaladı ve... karar metninden vazgeçildi. Tabii hiçbir gazete siyaset kulislerindeki olayları doğ- ru dürüst izleyip yazmadığı için kamuoyunun bu ge- lişmeden haberi olmadı. Meclis’teki oy sonucunu bir yana bırakıp eğri otu- rup doğru konuşalım: Gerçeklere gözünü kapayan, hat- ta aksi yönde politikalar izlemeye devam edeceği işa- retleri veren RTE’nin başında olduğu AKP hükümeti ile terör gibi ulusal bir sorunda partiler arası ortak bir anlayış, teröre karşı birliktelik olduğu söylenebilir mi? ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 12 EKİM 2008 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 20 Edirne B 20 Kocaeli B 20 Çanakkale B 21 İzmir PB 24 Manisa PB 24 Aydın PB 25 Denizli PB 23 Zonguldak B 17 Sinop B 18 Samsun Y 18 Trabzon Y 17 Giresun Y 17 Ankara PB 16 Eskişehir PB 16 Konya PB 16 Sıvas PB 15 Antalya PB 29 Adana PB 29 Mersin PB 28 Diyarbakır PB 26 Şanlıurfa PB 28 Mardin PB 24 Siirt PB 25 Hakkâri B 17 Van B 16 Kars B 14 Oslo PB 14 Helsinki PB 12 Stockholm B 14 Londra Y 20 Amsterdam Y 17 Brüksel B 20 Paris Y 20 Bonn PB 19 Münih PB 19 Berlin B 19 Budapeşte B 23 Madrid Y 23 Viyana B 21 Belgrad B 21 Soyfa B 21 Roma B 22 Atina Y 22 Zürih B 23 Moskova Y 14 Aşkabat PB 21 Astana B 4 Taşkent PB 22 Bakû Y 16 Bişkek PB 14 Tiflis B 18 Kahire B 26 Şam B 26 Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları ile Artvin çevreleri sa- ğanak yağışlı geçe- cek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Rüzgâr; kuzey ve kuzeydoğu- dan hafif, ara sıra orta, yurdun kuzeybatı ke- simlerinde kuvvetli ola- rak esecek. IŞIL ÖZGENTÜRK Nâzım Hikmet’siz BirOnurKonukluğu(?) Fazõl Say üzgündü ve çok haklõydõ. Ertesi gün Ayrõntõlar programõnda Enver Ay- sever’in konuğu Latife Tekin’di. Latife fuara da- vet edilen ama gitmeme kararõ veren yazarlardan biriydi. Gerekçelerini an- latacaktõ, bir gün önce Füsun Akatlõ çok net bir biçimde gerekçesini açõk- lamõştõ. “Cumhuriyetle kavgalõ bir iktidarõn kültür politikasõna hizmet ede- mem.” Helal olsun! Latife de sözünü esir- gemez, kõvõrtmaz. Onun nedeni çok içtendi. Kõrk yõldõr yapõlan fuara ne- den şimdi Türkiye onur konuğu yapõlmõştõ? Latife bu işi içine sindireme- mişti. Bu nedenle gitmi- yordu. Gitmeyenler içinde du- ruşuna her zaman hayran olduğum Leyla Erbil de vardõ. Meğer Põnar Kür de gitmiyormuş, aferin benim kadõn yazarlarõm, gene en erkek siz çõktõnõz! Olup bitene bir göz atõn- ca, iş ilgimi çekmeye baş- ladõ. Bu yazarlarõ, çizerleri, gösterileri, kimler orga- nize etmişti? Biraz araş- tõrdõm; yazarlarõ, yazar örgütlerinin temsilcileri seçmişti. Acaba yazarlar seçilirken nasõl bir kriter göz önüne alõnmõştõ.Nasõl bir şeffaflõk söz konusuy- du? Örneğin ben neden çağ- rõlmamõştõm? Ardõnda al- tõ film senaryosu, biri Al- manya’da da sahnelenen iki oyun, gene Alman- ya’da festivallerde göste- rilen bir film, İspanya’da fuarda Türkiye’yi tanõtan iki belgesel, dört çocuk ki- tabõ, üç öykü kitabõ olan ve on yõldõr Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlõ- ğõ yapan biri olarak ger- çekten ben hiç kimsenin aklõna gelmedim mi? Bu seçimde ölçü ve kri- ter neydi? Bunu yazar örgütlerinin temsilcilerinin yanõtlama- sõnõ isterim. Gerçi davet- li olsam da Nâzõm Hik- met’in yok sayõldõğõ bir fuara gitmezdim. İşlerin aşağõ yukarõ nasõl gelişe- ceğini gittiğim film festi- vallerinden bilirim. Bir süre sonra Türkler Türk- leri ağõrlar. Gidenlere ko- lay gelsin, ama örgütle- rimden özellikle Yazarlar Sendikasõ Başkanõ’ndan yanõt bekliyorum. isilozgenturk gmail.com Baştarafı Arka Sayfada Şişli’de canlı bomba yakalandı kalamak için seferberlik başlattõ. Bu arada İstanbul’da da kadõn bir ör- güt üyesinin canlõ bomba olmak için ha- zõrlandõğõnõ öğrenildi. Canlõ bomba dü- zeneğini getiren kurye ile canlõ bom- banõn Şişli’de Halide Edip Adõvar üst- geçidi üzerinde buluşacaklarõ polis ta- rafõndan öğrenildi. Bölgede geniş güvenlik önlemleri alan İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlõ polis ekipleri, biri kadõn iki mili- tanõ bombayõ teslim ederken gözaltõna al- dõ. Kadõn militana kurye tarafõndan tes- lim edilen sõrt çantasõnda yapõlan ara- mada düzenekleri hazõrlanmõş ve tek ha- reketle patlamaya hazõr bomba bulundu. Polis iki zanlõyõ sorgulamak üzere göz- altõna aldõ. Zanlõlar Vatan Caddesi’nde- ki Terörle Mücadele Şubesi’ne götürül- dü. Gözaltõna alõnan zanlõlarõn yapõlan ilk sorgularõnda, PKK’nin Meclis’ten geçi- len TSK’nin sõnõr ötesi askeri harekât tez- keresine tepki olarak, örgütün üst düze- yi tarafõndan alõnan karar gereğince böyle bir eylemi gerçekleştirmek iste- dikleri öğrenildi. 8.8 kilo patlayıcı vardı İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile il emniyet müdürlüğünün Vatan Caddesi’ndeki yerleşkesinde açõk- lama yapan İstanbul Valisi Muammer Güler, Şişli’de, bir süreden beri eylem ha- zõrlõğõ içinde olduğu belirlendiği için iz- lenen hamile görüntüsündeki bir kadõnõn, 8 kilo 800 gram patlayõcõ, 15 adet fünye ve bir el butonu ile yakalandõğõnõ belirt- ti. Kadõnda ele geçirilen fünyelerin bir po- şette, patlayõcõlarõn da bir çantada bu- lunduğunu ifade eden Güler, “Yakalanan şahsın bölücü terör örgütü üyesi ol- duğunu, o bölgeden eylem için geldiğini biliyoruz. Bu şahsın, insanlara, çoluk çocuk demeden Güngören’de olduğu gibi bir caniyane eylem için hazırlan- dığı elbette değerlendiriliyor” dedi. MURAT KIŞLALI ANKARA - Çokuluslu Fortisbank küresel kriz nedeniyle Türkiye’de gelecek dönemde daralma (resesyon) olasõlõğõnõn arttõğõnõ be- lirterek “2009 yılında en aşağı 150 bin ki- şinin işini kaybedeceği” uyarõsõnda bulundu. Fortisbank tarafõndan yayõmlanan 13-19 Ekim tarihli Makroskop raporunda şu ifa- delere yer verildi: ? Krizde finansal kurumlar için sonraki aşamanõn, oluşacak sermaye ihtiyacõnõn kar- şõlanmasõ olduğunu ve sermaye maliyetinin ve karşõ taraf riskinin arttõğõ, birçok piyasa- da likiditenin azaldõğõ bu dönemde bunu ger- çekleştirmenin hiç de kolay görünmediğini vurgulamõştõk. Krediler üçte bir azaldı ? Bu konuda Türkiye’yi yakõndan ilgi- lendiren bir bilgi, IMF’nin geçen hafta ya- yõmlanan Dünya Ekonomik Görünümü Ra- poru’nda yer almõştõr. Rapora göre bankalarõn küresel çapta şirketlere açmõş olduklarõ top- lam 7.5 trilyon dolarlõk kredi limitinin 2.5 tril- yon dolar (üçte bir) oranõnda azalacağõ tah- min edilmektedir. ? Temmuz 2008 itibarõ ile reel sektörün yurtdõşõ borçlanmasõ stok olarak 110 milyar dolar civarõndayken, akõm olarak ilk 7 ayda 19.2 milyar dolar net borçlanma ile Türki- ye’nin aynõ dönemde sağladõğõ cari açõk fi- nansmanõnõn yarõdan biraz fazlasõnõ oluş- turmaktadõr. Büyüme daralmaya yönelecek ? Uluslararasõ Yatõrõm Pozisyonu verile- rine göre de, stok borcun yüzde 84 oranõn- daki kõsmõnõn alacaklõsõ mali kesimdir. Bu büyüklüğün yaklaşõk dörtte birinin alacak- lõsõnõn yerli bankalarõn kõyõ şubeleri (off-sho- re) ve diğer şubeleri olduğu da belirtil- mektedir. ? Bu görünüm altõnda, Türkiye’de hali- hazõrda yüzde 4 civarõna gerileyen büyüme eğiliminin, önümüzdeki dönemde durgun- luğa, hatta daralmaya (resesyon) doğru yö- nelmesi ihtimali artmaktadõr. ? Son gelen öncü gösterge endekslerindeki (Reel Kesim Güven Endeksi, Mark-It PMI) görünüm, Türkiye’deki 2001 krizi kadar kö- tü olmasa da, o dönemleri aratmayacağõ ko- nusunda uyarmaktadõr. ? Ağustosta sanayi üretimindeki yõllõk de- ğişim, beklentilerden çok daha olumsuz bir se- viyeye gelerek, yüzde 4 düşüş göstermiştir. ? Daha önceden açõklanan beyaz eşya ve otomotiv üretiminin yanõnda, mevcut eko- nomik konjonktür içerisinde olmasõ bek- lendiği gibi yatõrõm malõ üretiminde de be- lirgin yavaşlama izlenmektedir. Büyüme yüzde 2’ye düşecek ? Bu doğrultuda, 2008 büyüme tahmini- mizi yüzde 3.7’den yüzde 3.5’e, 2009 bü- yüme tahminimizi ise yüzde 3.8’den yüzde 2’ye aşağõ revize ettik. ? Bu gelişmenin bu yõlõ yüzde 9.9 oranõnda kapamasõnõ beklediğimiz işsizlik oranõnõ 2009 yõlõnda en az 1 puan yükselteceğini ve tarõm dõşõ sektörlerde yaklaşõk 150 bin civarõ iş kaybõna yol açacağõnõ düşünüyoruz. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül, terörle mücadele kap- samõnda Kuzey Irak’taki Kürt li- derlerle de görüşüldüğünü, bu- nun yeni alõnmõş bir karar ol- madõğõnõ belirtti. Gül, küresel kriz konusunda da dikkatli olmak gerektiğini belirterek, Türki- ye’nin öyle ya da böyle krizden etkileneceğini söyledi. Cumhurbaşkanõ Gül, Eston- ya’dan dönüşünde dün Esenbo- ğa Havaalanõ’nda basõn toplantõsõ düzenledi. Terörle mücadelede önlemler konuşulurken Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimle de görüşülmesi yönünde görüşler olduğunun anõmsatõlmasõ üzeri- ne Gül, şunlarõ söyledi: “Daha önceki Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında da yap- tığımız yazılı açıklamalarda Irak’taki bütün gruplarla Tür- kiye’nin temas etmesi gerekti- ği ve bunu yaptığını zaten açık- lamıştık. Ayrıca Türkiye’nin Irak özel temsilcisi var bili- yorsunuz; Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin özel temsilcisi... Özel temsilci Irak’ta bütün gruplarla oldu- ğu gibi Kuzey Irak’taki lider- lerle de tabii ki görüşüyor. Ay- rıca, Bağdat’ta büyükelçimiz var. Savaş döneminde bile bü- yükelçiliğini kapatmayan çok nadir ülkelerden biriyiz. Bü- yükelçimizin de orada herkes- le görüşmesi var.” ‘İlişkiler gelişiyor’ Gül, Irak’õn kendi anayasasõ olduğunu, bu anayasa içerisinde Irak’õn kuzeyinin ayrõ statüleri bulunduğunu anõmsattõ. Gül, şöyle devam etti: “Bunlar Irak’ın birliği ve bütünlüğü içerisinde tanın- mış çeşitli haklardır. Yine herkes biliyor ki Irak’taki otorite noksanlığı yüzünden, Irak’ın özellikle kuzeyindeki dağlık bölgeler teröristler için adeta bir korunma merkezi durumunda; oradan kaynak- lanan terör var. Bununla mü- cadelede Irak’ta herkesle ol- duğu gibi Irak’ın kuzeyinde- kilerle de görüşmekten nor- mal bir şey olamaz. Ayrıca şu- nu da hatırlatırım ki 8-9 sene önce PKK terörüne karşı hep beraber mücadele de edil- miştir. Ben şuna açıkçası ina- nıyorum, Irak’ın istikrarı, gü- venliği, zenginliği Türkiye ile dostluktan, Türkiye ile işbir- liğinden geçer. Bundan matuf bizim de büyük faydamız var- dır. Türkiye ve Irak arasın- daki ilişkiler gelişmekte. Bu açıdan bunlar Türkiye’nin yeni, bugün aldığı bir karar değil, bu yönde zaten bu gö- rüşmeler var. Bunların da gayet doğru olduğu kanaa- tindeyim.” ‘Kriz etkiler’ Gül, küresel ekonomik krizle ilgili bir soru üzerine, krize ha- zõrlõklõ ve hazõrlõksõz ülkelerin bulunduğunu, Türkiye’nin daha önce dili yandõğõ için önlemlerini daha önce almõş bir ülke oldu- ğunu savundu. Gül, “ama bu de- mek değildir ki ‘bu bizi hiç et- kilemez’. Muhakkak ki bizi de öyle veya böyle etkileye- cektir. Onun için dikkatli ol- mak gerekir” dedi. Fortis’inraporunagöreTürkiye’degelecekyõldaralmaolasõlõğõyükseldi ‘En az 150 bin yeni işsiz’ Baştarafı 1. Sayfada Cumhurbaşkanõ Gül, Kuzey Irak’taki liderlerle görüşmenin doğru olduğunu söyledi ‘Görüşmektennormalbirşeyolamaz’ ÖzelHarekâtpolislerigörev yerlerine uğurlandõ Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Baş- kanlõğõ’nõn düzenlediği 35. dönem kursunu başarõyla tamamlayan 511 Özel Harekât mensubuna, ser- tifikalarõ törenle verildi. Gölbaşõ’ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü’nde düzen- lenen sertifika törenine katõlan İç- işleri Bakanõ Beşir Atalay, Ak- tütün ve Diyarbakõr’da mey- dana gelen olaylar se- bebiyle geniş kap- samlõ törenin ip- tal edildiği- ni söyle- di. ‘7EMNİYET GÖREVLİSİ SALDIRDI’ Şehit polisin ailesine dayak İstanbul Haber Servisi - Diyarbakõr’da, PKK’li teröristlerin 8 Ekim günü polis servisine dü- zenledikleri saldõrõda şehit düşen polis memu- ru Ramazan Tavşancı’nõn ailesi polisler tara- fõndan dövüldü. Şehit Tavşancõ’nõn ağabeyi Ni- yazi Tavşancı’nõn iki gözü de aldõğõ darbeler so- nucu morardõ. Tavşancõ’nõn ağabeyleri Niyazi ve Sami Tav- şancı dün Edirnekapõ Şehitliği’ne gelerek, önceki gün toprağa verdikleri kardeşleri için dua etti. Ağabey Sami Tavşancõ dua ettiği sõrada fenala- şarak baygõnlõk geçirdi. Bunun üzerine Sami Tav- şancõ’yõ hastaneye kaldõrmak isteyen ailesi İs- tanbul Emniyet Müdürlüğü’nün arkasõndaki has- tanenin yolunu tuttu. Bu sõrada yanlõş yola gir- diklerini fark eden Tavşancõ ailesi, otomobille ge- ri geri giderken, arkalarõnda bulunan 34 TH 994 plakalõ sivil otomobildeki 3 polisle tartõşmaya baş- ladõ. İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasõnõn önünde yaşanan tartõşmaya, kõsa bir süre içinde 4 trafik polisi de katõldõ. Tartõşmanõn büyümesi sonucu polisler Tavşancõ ailesini darp etti. Acõlõ ağabey Niyazi Tavşancõ, “Hastamız ol- duğunu söylememize rağmen 4 resmi trafik po- lisi ve 3 sivil bize saldırdı. Şehit yakını oldu- ğumuzu söyledik. Aldırmadılar. Küfrettiler, po- lisiz, vatanseveriz diye geçinen insanlar bun- lar. İki gözüm de morardı. Yüreğimdeki acı- ya bir de bu eklendi” dedi. Şehit polisin diğer kar- deşi Sami Tavşancõ ise “Önceki gün ağabeyimi ellerimle toprağa verdim. Baygın halde polis- ten dayak yiyoruz. Böyle bir şey olamaz. Kar- deşim boşuna mı öldü” diye konuştu. Okmeydanı’nda çatışma İstanbul Haber Servisi - Okmeydanõ’nda yaklaşõk 20 kişilik grup, Abdullah Öcalan’õn Suriye’den Avrupa’ya gönderilmesini pro- testo etmek için yasadõşõ eylem düzenledi. Grup, molotofkokteyli ile işyerleri ve sokak- larõ ateşe verdi. Olay yerine gelen çevik kuv- vet ekipleri gruba müdahale etti. Polisin, biber gazõ kullandõğõ olaylarda, eylemciler polise taş ve havai fişeklerle karşõlõk verdi. Bir işyerine atõlan molotofkokteyli, çalõşanlar tarafõndan söndürüldü. İşyeri maddi hasar gö- rürken, çevredeki yurttaşlar yoğun gaz bom- basõndan etkilendi. Polisin attõğõ gaz bomba- larõndan biri çevredeki evlerden birinin içine girdi. Yaklaşõk yarõm saat süren çatõşma ar- dõndan polis gösterici grubu dağõttõ. Öte yandan Üsküdar ilçesinde AKP teşkilat binasõna molotofkokteyli atõldõ. Kâğõtha- ne’deki AKP binasõnõn önünde de zaman ayarlõ parça tesirli bomba bulundu. Üsküdar’õn Esatpaşa Mahallesi’nde bulunan AKP Ataşe- hir teşkilat binasõna 3 kişi tarafõndan molo- tofkokteyli atõldõ. Olay sonrasõ binada çõkan kü- çük çapta yangõn görevliler tarafõndan söndü- rüldü. Kâğõthane’de ise Hamidiye Mahalle- si’ndeki AKP mahalle temsilciliği önüne bõ- rakõlan yağdanlõktan şüphelenen yurttaşlar polise haber verdi. Bomba ekipleri, yağdanlõk içinde zaman ayarlõ parça tesirli bomba tespit etti. Bomba etkisiz hale getirildi. Yasadõşõ eylemde göstericiler işyerlerini ateşe verdi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear