25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM 2008 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN İbrahim Safi ve Cihangir’in Bilinci Sevgili, Cihangir dendiğinde eskiden aklıma hep 1898 Nahçivan doğumlu İbrahim Safi’nin bir tablosu ge- lirdi. Taksim’deki Fransız Konsolosluğu binasındaki sergide gördüğüm bu tablo kadar heyecanlandı- ğım sanat yapıtı az olmuştu. Yatılı Galatasaray yıllarımda ender bulduğum öz- gürlük keyiflerimin en büyüklerinden biri, sokak sürt- mekti. Çarşamba veya cumartesi günleri öğleden sonraları sokak sokak sürter dururken, gezmeyi sev- diğim semtlerden biri de Cihangir’di. Ama tablonun beni heyecanlandırmasına neden olan olay tatil günlerine rast gelmiş olmalı. Bir yaz öğleden sonrasıydı. Cihangir Caddesi’nin, o sırada yüksek apartmanlarla dolu olmayan Ak- yol Yokuşu başındaki kısmından, Kabataş araba va- puru iskelesinden Beylerbeyi’ne kadar uzanan Boğaz’ı seyrediyordum... Sıcak günde, her yaz akşamüstleri çıkan poyraz denizden kopup geliyor, bağrımı serinletiyordu. Artık apartmanların kapattığı o manzara belle- ğime o gün mü kazınmıştı acaba, yoksa sergiden sonra mı bilemeyeceğim. Ama İbrahim Safi’nin neredeyse yarım yüzyıl ön- ceki sergisinde gördüğüm resim, benim o yaz gü- nü baktığım yeri yansıtıyordu. Kuzu başı köpükler, o kış günü beni tekrar alıp yaza götürdü. Tablo Cihangir’den Kabataş üze- rinden boğaza bakışı mı, yoksa İstanbul’un eşsiz yazını mı resmediyordu? Bilemiyorum. Ama unutulmaz bir anımın görüntüsünü, bütün duygularıyla yansıtmıştı ressam. İbrahim Safi’yi ikinci görüşüm de şöyle oldu: 1972 Şubat’ıydı. Ülkede o günlerde egemen, bas- kıcı, solunması güç havanın, yaşanması mihnetli or- tamın yanı sıra kış da çok ağır geçiyordu ve sakıncalı eleman olarak sürüldüğüm Bayburt’ta yedek subay olarak, gecikmiş askerlik görevimi yapıyordum. Zırh- lı Tugay’ın subay odalarından birinde bir arkada- şımı ziyarete gitmiştim, oturmuş sohbet ediyorduk. Bir ara laf biter gibi oldu. İkimiz de sessiz kala- kaldık... Karlı Bayburt’un ak karanlık akşamüstlerinden bi- ri çöküyordu; genç asteğmen dostum yerinden doğ- ruldu, kapının yanındaki elektrik düğmesini çevir- di. O anda duvarda, bende İbrahim Safi’nin oldu- ğu izlenimini doğuran tabloyu gördüm. Şaşırmış- tım. Sordum: - Bu duvardaki İbrahim Safi mi? - Haa evet, dedi genç dostum, bizim yüzbaşı res- me çok meraklıdır da... 1972’nin ağır ortamında, çorak Bayburt’un -25 derecelik soğuk kışında, günün hüzne en fazla eği- len anında, bir kışlanın odalarından birinde, birden içimde güneşler açtırdılar, hiç tanımadığım yüzbaşı ile İbrahim Safi. Ne garip bir ülkedir şu Türkiye; ne çoraklıkların ortasından nice vahalar fışkırır. Artık 21 yıldır Cihangirliyim, o unutulmaz görün- tüye 300 metre mesafede oturuyorum. Artık Cihangir deyince her zaman çağrışımım İ. Safi’nin tablosu olmuyor. Cihangir’in sevdiğim birçok özelliği var. Semtin simgesi olmuş kediler ve bura sakinlerinin onlara gösterdiği sevgi bunlardan biri. En umulmadık anda ve yerde karşınıza çıkan gö- rüntüler, değişik yapılı insanları, hâlâ pencere ya da balkondan sepet sallandırarak bakkal ya da sey- yar satıcıdan alışveriş etme alışkanlığı ve bunun gi- bi şeyler sevdiriyor bana Cihangir’i. Ama Cihangir’de en sevdiğim yan, insanlarının gelişmiş semt bilinci. Cihangir’i Güzelleştirme Der- neği işte bu bilincin ürünü olarak kurulmuş. Dernek 11-18 Ekim arasındaki bu hafta büyük bir şenlik düzenliyor. Sokaklar, parklar, alanlar, salonlar gösteriler, şenlikler, sergiler ve söyleşilerin odağı ola- caklar bir haftalık Renk - Ahenk Cihangir İstanbul 2008 şenliği süresince. Ana tema Avrupa’da Göç ve Yerel Kültürler (MELT: Migration in Europe and Local Tradition) Münih, Viyana, Birmingham, Ce- nova ve Romanya’daki Sighişoara’nın yanı sıra, Ci- hangir de uluslararası MELT etkinlikleri içine dahil edilmiş. Oturduğum semtin bu bilinci ile onur duyuyorum. Biliyorum ki, semt bilinci kent bilincini; kent bilin- ci yurt bilincini; yurt bilinci demokrasi bilincini; ke- di sevgisi, bütün canlıların sevgisini ve insan sev- gisini geliştirecek... Şenliği düzenleyenleri kutluyorum. Bu vesileyle herhangi bir şekilde kutlayacağım hiç aklıma gel- meyen Beyoğlu Belediye Başkanı’nı da destekle- ri dolayısıyla tebrik etmek isterim. Ama üzülerek söylemeliyim ki, Cihangirlilerin bu gelişmiş bilinçleri dahi, Cihangir’i Güzelleştirme Der- neği tarafından çıkarılan ve amblemi kedi olan “Ci- hangir Postası”nı yaşatacak mali desteği sağlaya- cak düzeye gelmiş değil henüz. asirmen@cumhuriyet.com.tr UNICEF ile ortaklaşa yürütülen Yetiştirici Sõnõf Öğretim Programõ için hazõrlanan rehber kitap dikkat çekti MEB’den imam tavsiyesi ZEYNEP ŞAHİN Milli Eğitim Bakanlõğõ (MEB), zorunlu eğitimini tamamlayamadan okulu bõrakan çocuklarõ tekrar eğitime kazandõrmak için “imamlardan” yardõm istiyor. MEB, çocuklarõnõ okula göndermeyen aileleri ikna etmek için “toplumda sözü geçen liderler” arasõnda gösterdiği imamlara başvurulmasõnõ önerirken, “İkna eki- binde imamın da olmasının sağlanması, eğitim konusundaki gerekçelerin açık- lanmasında daha etkili olacaktır” tel- kininde bulunuyor. Milli Eğitim Bakanlõğõ çeşitli neden- lerden ötürü okulu bõrakmõş 10-14 yaş arasõndaki çocuklarõn yeniden eğitime ka- zandõrõlmasõ ve önce hõzlandõrõlmõş bir ders programõndan geçmesi, ardõndan ya- şõnõn gerektirdiği sõnõfta okula devam et- mesi amacõyla “Yetiştirici Sınıf Öğre- tim Programı” adlõ bir çalõşma yürütü- yor. Bu programa çocuklarõn katõlõmõnõ sağlamak için aileleri ikna etmeye uğra- şacak ekibe rehberlik etmesi açõsõndan bir kitapçõk hazõrlandõ. MEB’in, UNICEF ve AB işbirliğiyle hazõrladõğõ ve ücretsiz ola- rak dağõttõğõ, “Yetiştirici Sınıf Öğretim Programı Ailelerin İknasında Kulla- nılacak Rehber Kitap” adlõ yayõnõnda- ki öneriler ise dikkat çekiyor. ‘İmam, sözü geçen lider’ Kitapçõkta, “Okula Gitmeyen Ço- cukların Okula Kazandırılması ve Ye- tiştirici Sınıf Öğretim Programı’na Yönlendirilmesi İçin İzlenebilecek Yol- lar” bölümünde, “Toplum liderlerinin desteğini almak” başlõğõ altõnda, “imam- lardan yararlanma” tavsiyesi yapõlõyor. Kitapçõğõn söz konusu bölümünde; “Okul çağına gelmiş çocukların okula kay- dolmaları ve devamlarını sağlamak için kaymakam, muhtar ya da imam gibi toplumda sözü geçen liderlerden de yardım alabilirsiniz” deniliyor. Ailelerin çocuklarõnõ okula gönder- memek için bulduğu bahanelere ne gibi yanõtlar verileceğinin aktarõldõğõ bölüm- de ise anne babalarõn “Kızların okuması dinimizce günah” demesi durumunda, şöyle yanõt vermesi isteniyor: “(...) İslam dinine göre ilim öğrenmek dolayısıyla okumak, kadın-erkek bü- tün Müslümanlar için farzdır. (...)” Milli Eğitim Bakanlõğõ çocuklarõnõ okula göndermeyen aileleri ikna etmek için ‘toplumda sözü geçen liderler’ arasõnda gösterdiği imamlara başvurulmasõnõ önerdi. İki eşli teğmenin atılmasına vize ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) 1. Dairesi, iki eşli üsteğmenin meslekten çõkarõlmasõna onay verdi. AYİM, disiplinsizlik ve ahlaki durum ne- deniyle meslekten çõkarõlan üsteğmenin açtõğõ davayõ karara bağladõ. Meslekten atõlan üs- teğmen hakkõnda 5. Kolordu Komutanlõğõ Askeri Savcõlõğõ tarafõndan “Karıkoca gibi, bir kadınla nikâhsız olarak birlikte yaşa- makta ısrar etmek” suçundan cezalandõrõl- masõ talebiyle ceza davasõ açõldõğõna dikkat çekildi. Kararda, üsteğmenin alay komutanõ- na, “Eşlerden birine sevgimi, diğerine so- yadımı verdim. İkisinden de ayrılmayı dü- şünmüyorum. Bir gece bir evimde, bir ge- ce de diğer evimde kalıyorum” dediğinin tutanakla belirlendiği kaydedildi. ASKERİ MAHKEME
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear