29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 12 EKİM 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Çaresizlik... Gecenin denizinde bir fırtına kopuyor sanki... Gözlerimin karasında bir umut kayboluyor... Evrenin boşluğunda, bir vadinin derinliğinde acıları ve hüzünleri toplayan insanlar, kurşun yumruğa benzeyen bakışlar görüyorum. Nasırlaşmış yürekler! Kaskatı olmuş bedenler! Genç ölümlere alışmış kentler, soluk alıp ve- ren çaresiz insanlar... Sessizliğin sesi, kurşun harfler, yoksulluğun kol gezdiği varoşlar. Yaşamının anlamının kalmadığı saatlerde, Batman’da intihar eden genç kızlar, okula gönderilmeyen çocuklar. Her türlü yaşantının kendi sessizliği içinde yü- rürken, ince kımıltıları, kuş seslerini özlüyo- rum bazen. Bazen bir yıkıntıda açan güz çiçeklerini, ma- sal kahramanlarını, aşkın ansızın kapımı çal- masını, özgürlüğün suyunu... Hiçbir şey erişmiyor sonsuzluğun gücüne. Savaşlar olmasa, insanlar ölmese, yaşam ala- bildiğine çoğalsa, çevremi mutluluğun o bilinen kokusu sarsa, rahatlar mıyım acaba? Göklerin belirgin dinginliğinde Attila Jozsef’in, Paul Celan’ın, Nikola Vaptsarov’un trajik ölümlerinde ne duyumsadıklarını öğrenebil- sem; Kara Afrika’da çocukların gözleriyle ko- nuşabilsem; Tunceli’de gençlerin nasıl soluk alıp verdiklerini anlayabilsem. Diyarbakır’da şehit düşen polis Ramazan Tavşancı ve yaralanan dört aylık hamile eşi po- lis memuru Seda... Seda Tavşancı’nın yüreğime saplanan o sözleri: “Eşim beni otobüsün koridoruna iterek ölümden kurtardı...” Ben bunları okurken kaskatı kesilmiş, soluk alıp vermeden duruyorum... Ben sessizliğin se- si içinde tüm savaşlara, teröre lanet okuyorum. Paul Eluard’ın kitabını karıştırıyorum bir ak- şamüstü... Eluard’ın “Gabriel Peri” şiirinde bir şeyler ya- kalıyorum: “Bir insan öldü başka silah bilmeden / Hayata açılmış kollarından gayrı / Bir insan öldü başka yol bilmeden / Mavzerlerin kıpraştığı yollardan gayrı / Bir insan öldü vazgeçmez hâlâ döğüş- ten / Ölüme karşı o karanlığa karşı” Bir gazete haberi unutulup gitti aslında... Eluard’ı okurken notlarıma baktım. 29 yaşındaki Engin Ceber haftalık “Yürüyüş” dergisini Sarıyer’de arkadaşlarıyla birlikte sa- tarken polisçe gözaltına alınmış, ardından iş- kence görmüştü. Metris Cezaevi’ne götürüldü tutuklandıktan sonra... Engin Ceber, Metris’te fenalaştı ve hastane- ye kaldırıldı. Ceber’in beyin ölümü gerçekleş- ti. Bu kez Engin Ceber’in tutukluluk durumu yar- gı kararıyla kaldırıldı. Şişli Etfal Hastanesi’nde yaşam ünitesine bağlı olarak yatıyordu Engin Ceber. Dün sabah yaşamını yitirdi; bugün toprağa ve- riliyor. Peki, suçlu kim? İşkenceci polisler mi, jandarma mı, yargı mı yoksa Metris’teki gardiyanlar ve doktor mu? Kim hesap verecek, kim sorumlu tutulacak bi- len var mı? Hukuk devleti, demokrasi, özgürlükler, ya- şama hakkı üzerine yazanlar çizenler, siya- siler, bilim insanları, gazeteciler ne diyecek bu çağdışı vahşete? Susacaklar! AKP yalakaları, dinci medya, Soros’un Ço- cukları kuyruklarını altlarına alıp seyredecek- ler! Ellerim ceplerimde dolaşıyordum... Sabah yağmurluydu İstanbul, öğle saatlerin- de kurşuni bulutlar dağıldı... Masmavi bir gökyüzü altında dolaşırken bir ölüm haberi geldi: “Nail Çakırhan’ı yitirdik!” Bir tarifsiz hüzün çöktü içime... Nedense aklıma Can Yücel’in “Mare Nos- trum” şiiri geldi... Çakırhan’ın devrimci, Marksist ruhunu ne gü- zel de tanımlıyordu, Deniz Gezmiş için yazılan bu şiir: “En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de devrim, / O, onun en güzel yüz metresini koştu / En sek- mez lüverin namlusundan fırlayarak... / En hız- lısıydı hepimizin, / En önce göğüsledi ipi... / Acı- yorsam sana anam avradım olsun, / Ama aşk ol- sun sana çocuk, aşk olsun!” Göz kamaştıran bir güz güneşini görmek is- tiyorum... Yaşama ilişkin, aşka, sevdaya, özgürlüğe iliş- kin o vadi uçurumlarını, akan suları, çiçekle- ri... Düşünmek... Düşünmek... Düşünmek... Şehit cenazelerine, babalarının ardından gözyaşı döken çocuklarımıza, ağıt yakan ana- lara, eşlere, yavuklulara... Elinde kasketiyle boş- luğa bakan şehit babalarına... Alıştık bunlara biz, biz alıştık! Burada Kürt aydınlarına, Kürt sosyalistlerine, Kürt siyasetçilerine de bir çift sözüm olacak: “Asıl sorun emek-sermaye çatışmasıdır; emekçi halkların tek beden olması gerekir. İk- tidar ve özgürlük sorununa gelince; bu ancak emekçi sınıfının demokratik iktidarıyla gerçek- leşir. Etnik temele dayalı milliyetçilik gericiliktir. İnsan hakları ise salt Kürtlerin değil, Türklerin, Çerkezlerin, Boşnakların yani bu coğrafyada yaşayan insanların, yani hepimizin sorunudur.” hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Toptan, Aktütünlü Çiçek’i aradı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanõ Köksal Toptan, Şemdinli Kaymakamõ Hakan Şen’in Aktütün köyünü ziyareti sõrasõnda elindeki mermi çekirdeğini göstererek, “Elime kurşun değil, kalem almak istiyorum” diyen Çiçek Aysal’õn görüntülerini televizyondan izlerken duygulandõğõnõ ifade etti. Toptan, Aysal’õ telefonla arayarak “İster devlet okulu, isterse kolejde yatõlõ olarak eğitim hayatõnõn sonuna kadar kendisini okutma sözü” verdi. Daha sonra telefonda baba Sami Aysal ile de görüşen Toptan, söz konusu isteğini ona da iletti. ‘Beceriksiz Başbakan’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Bakanõ Zeki Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn zaman zaman geçmiş hükümetleri eleştirdiğini belirterek, “Sen 6 yõldõr 340 milletvekiliyle tek başõna iktidarsõn. Sen ne yaptõn beceriksiz Başbakan?” diye sordu. Sezer, dün gerçekleştirilen Parti Meclisi toplantõsõndan önce yaptõğõ açõklamada, “düşük kur, yüksek faiz” politikasõnõn toplumun birçok kesimini olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Türk- Arap işbirliği platformu İstanbul Haber Servisi - Türkiye ile Arap Birliği arasõnda oluşturulan Türk-Arap İşbirliği Forumu’nun 1. Dõşişleri Bakanlarõ Toplantõsõ dün Four Seasons Bosphorus Otel’de gerçekleştirildi. Dõşişleri Bakanõ ve Başmüzakereci Ali Babacan, Ortadoğu’daki gelişmelerin Türkiye ile Arap ülkelerini yakõndan ilgilendirdiğini ve etkilediğini belirterek, “Ayrõca terorizm de ülkelerimizi ve halklarõmõzõ hedef almaya devam etmektedir” dedi. Zanlılara tatbikat yaptırıldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarbakõr’da polis servisine düzenlenen saldõrõda gözaltõna alõnan zanlõlardan ikisine dün olay yerinde tatbikat yaptõrõldõ. Tatbikat sõrasõnda polis, saldõrõnõn düzenlendiği Seyrantepe Caddesi’ni trafiğe kapattõ ve çevrede de geniş güvenlik önlemleri aldõ. Zanlõlarõn, eylemi nasõl gerçekleştirdiklerini tüm ayrõntõylarõyla anlattõklarõ belirtildi. Olayla ilgili gözaltõna alõnan 8 kişinin sorgulanmalarõna Terörle Mücadele Şubesi’nde devam ediliyor. İşten çıkarma tartışması ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) - Gazetemizde önceki gün yayõmlanan “Sendikalõ kapõ önünde” başlõklõ haberin ardõndan Entil Genel Müdürü Hakan Yaşar, yaptõğõ açõklamada, yalnõzca taşeron firmadan ekonomik nedenlerle 22 işçinin çõkarõldõğõnõ belirtti. Birleşik Metal-İş Sendikasõ Eskişehir Şube Başkanõ Bayram Kavak ise işçilerin sendika üyesi olduklarõ için işten çõkarõldõklarõnõ, bu duruma sessiz kalmayacaklarõnõ söyledi. Dõşişleri Bakanlõğõ’nda K.Irak ile kararõn 14 Ekim’deki zirvede verileceği belirtildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Aktütün’e yönelik terör saldõrõsõnõn ardõndan Irak’a ilişkin yeni bir yol ha- ritasõ belirlemeye çalõşan Dõş- işleri Bakanlõğõ’nda bölgesel Kürt yönetimi ile yoğun temas kurulmasõ seçeneğinin giderek öne çõkmasõna karşõn nihai ka- rarõn 14 Ekim’deki terör zir- vesinde verileceği belirtildi. Diplomatik kaynaklar, şu an için bölgesel Kürt yönetimi Başbakanõ Neçirvan Barza- ni’nin Türkiye’ye davet edil- mesinin söz konusu olmadõğõ gibi son bir iki gün içinde Türkiye’den bir heyetin, Kürt- lerle görüşmek üzere Kuzey Irak’a ya da Bağdat’a gitme- diğini belirttiler. 14 Ekim’de yapõlacak terör zirvesi öncesinde değerlendir- me yapmanõn güç olduğunu vurgulayan aynõ kaynaklar, bundan sonra atõlacak adõmla- ra ilişkin nihai kararõn da bu zirveden çõkacağõnõ belirttiler. Aynõ kaynaklar, “Biz Iraklı tüm gruplarla görüşme po- litikamız çerçevesinde Kürt gruplarla da görüşüyoruz. Dolayısıyla böyle bir temasın olması durumunda da bu- nun sansasyonel bir yanı ol- mayacaktır. Çünkü Kürtler hiç görüşmediğimiz bir grup değil. Daha önce de temas ya- pılmıştı” görüşünü dile getir- diler. Diplomatik kaynaklar, Kürt- lerle görüşme yapõlmasõ duru- munda bile temas düzeyinin yükseltilmesinin beklenmedi- ğine işaret ederek, Neçirvan Barzani’nin davet edilmesine ilişkin olarak, “Şimdilik söz konusu değil. Gündemimiz- de böyle bir şey yok” dediler. Bu durumda, Kürtlerle temas kurulmasõ durumunda da gö- rüşmelerin yine Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik ta- rafõndan yapõlmasõ söz konu- su olacak. Ancak Özçelik Ak- tütün saldõrõsõndan bugüne ka- dar bölgesel Kürt yönetimi ile herhangi bir temas gerçekleş- tirmedi. Hakurk’ta 31 hedef vuruldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ge- nelkurmay Başkanlõğõ, Irak’õn kuzeyindeki Hakurk bölgesinde tespit edilen PKK/Kong- ra-Gel terör örgütüne ait 31 hedefin, Türk Ha- va Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarõnca vu- rulduğunu bildirdi. Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn internet si- tesinde özetle şunlar kaydedildi: “Aktütün Jandarma Sınır Bölüğü böl- gesinde Bayraktepe saldırısına katılan bölücü terör örgütü mensuplarının taki- bine devam edilmektedir. Bu kapsamda 4 Ekim 2008 tarihinden bu yana 6. kez, Irak’ın kuzeyindeki Hakurk bölgesinde tespit edilen PKK/Kongra-Gel terör ör- gütüne ait hedefler, Türk Hava Kuvvet- leri’ne ait savaş uçaklarınca ve müteaki- ben ateş destek vasıtalarıyla dün (önceki gün) etkili bir şekilde ateş altına alınmış- tır. Gece yarısı icra edilen harekât esna- sında, terör örgütüne ait 31 hedefin tümü tam isabetle vurulmuştur. Görevlerini başarıyla tamamlayan uçaklarımız em- niyetle üslerine dönmüşlerdir.” G Ö Z A L T I S Ü R E S İ AB ülkeleri inceleniyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Asker ve polisin gözaltõ süreleri- nin uzatõlmasõ yönündeki istemini değerlendiren AKP hükümeti, AB ülke- lerindeki uygulamalarõ in- celiyor. Başbakan Tay- yip Erdoğan, bu incele- menin sonucunda bir adõm atacaklarõnõ belirtirken; İngiltere’deki 28 günlük gözaltõ süresi çok uzun bulunuyor. Bunun için anayasa değişikliği ge- rektiğini belirten AKP yö- neticileri, “Gözaltı süre- lerinin uzatılmasıyla bu sorun çözülmez” görü- şünü dile getirdiler. Terörle mücadele kap- samõnda alõnacak yeni ön- lemler, 14 Ekim Salõ gü- nü yapõlacak ikinci terör zirvesinde yeniden ma- saya yatõrõlacak. Başbakan Erdoğan’õn partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantõsõnda, as- ker ve polisin gözaltõ sü- relerinin uzatõlmasõna iliş- kin istemini değerlendir- diklerini açõklamasõ, hü- kümetin bu yönde bir adõm atabileceği yorum- larõna neden oldu. Gözal- tõ sürelerinin uzatõlmasõ başta olmak üzere işyeri, konut ve arabalarõn kapa- lõ bölümlerinin aranma- sõnda savcõ ve hâkimin yanõ sõra kolluk kuvvetle- rinin de yetkili kõlõnmasõ, zanlõlarõn sorgularõ sõra- sõnda avukat bulundurul- mamasõ gibi öneriler de tartõşõlõyor. Adalet Ba- kanlõğõ’nda bu konuda yürütülen çalõşmalarõn sa- lõ günü yapõlacak terör zirvesinde netleştirilmesi bekleniyor. Aramada kolluk kuv- vetleri ve sorguda avukat bulundurulmamasõ gibi önerilerin yaşama geçiri- lebilmesi için bazõ yasa- larda değişiklik yapõlma- sõ yeterli olacak. Ancak gözaltõ süresinin uzatõla- bilmesi için ya anayasa değişikliği ya da bölgede olağanüstü hal (OHAL) ile sõkõyönetim ilan edil- mesi gerekiyor. Başba- kan Erdoğan, askerin OHAL talebinde bulun- madõğõnõ açõkladõ. Bu du- rumda sürenin arttõrõla- bilmesi için anayasa de- ğişikliği dõşõnda bir seçe- nek kalmõyor. Anayasanõn 19. mad- desinde 2001 yõlõnda ya- põlan değişiklikle gözaltõ süresi en fazla 2 gün, top- lu suçlarda ise en fazla 4 gün olarak belirlendi. 2001 yõlõndan önceki hükme göre ise, toplu suçlarda gözaltõ süresi en fazla 15 gün olarak uygulanõyordu. Telekulağa CHP şerhi CHP’li Ersin, AKP’nin telekulağõ örtmeye çalõştõğõnõ vurguladõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komis- yonu’nda oluşturulan telekulak alt komis- yonunun toplumdaki dinleme ile ilgili ka- naatin “magazinsel nedenlere” dayandõğõ yönündeki raporuna muhalefet şerhi koyan CHP’li Ahmet Ersin, AKP’nin telekulağõ örtmeye çalõştõğõnõ vurguladõ. Raporda, Türkiye’de sõradan yurttaşlarõn bile dinlendiği şüphesiyle yaşadõğõ, ancak bu kapsamda dinlemenin ekonomik ve teknik olarak mümkün olmadõğõ savunulmuş, top- lumdaki bu kanaatin “magazinsel neden- lere” dayandõğõ ileri sürülmüştü. Ersin, mu- halefet şerhinde, şu görüşleri dile getirdi: ? Alt komisyon, yasadõşõ dinleme iddia- larõyla ilgili yeterli araştõrmayõ yapmadan çalõşmalarõnõ sonlandõrmõştõr. Rapor, soruna çözüm üretmek ve yasadõşõ dinlemeleri ve sorumlularõnõ tespit etmek yerine, yasak sa- var biçiminde olmuştur. ? Ceza Muhakemesi Yasasõ hükümlerine göre, dinleme kararõnõn hâkim tarafõndan onaylanmamasõ ya da takipsizlik kararõ ve- rilmesi durumunda o zamana kadar tutulan kayõtlarõn 10 gün içinde cumhuriyet savcõsõ denetiminde imha edilmesi gerekir. Komis- yon çalõşmalarõ apar topar sonuçlandõrõldõ- ğõndan, bu yasa ve yönetmelik hükümlerinin yerine getirilip getirilmediği Adalet Bakan- lõğõ’ndan sorulamamõştõr. ? Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanõ beyanlarõnda, “dinleme iş- lemlerini hukuka uygun olarak yapmaya gayret ettiklerini” söylemiştir. Bu ifadeden, zaman zaman hukuk dõşõna çõkõldõğõ izleni- mi doğmaktadõr. ? Komisyon, özel hayatõn gizliliğini ağõr biçimde ihlal eden, anayasaya aykõrõ dinle- me eylemlerinin üzerine gitmemiştir. ?Toplumda, kişilerin yasadõşõ dinlendik- lerine ilişkin yaygõn kanaat ve bunun ör- neklerinin de varlõğõna rağmen, bu endişeleri magazinsel nedenlere dayandõrmak, sorunun kavranmamõş olduğunu gösterir. ? Mevcut yönetime muhalefet eden çev- releri sindirme amaçlõ ve iktidar destekli ol- duğu kuşku götürmeyen, yasadõşõ ortam ve telefon dinlemeleri inkâr edilemez. Nitekim iktidara karşõ olduğu bilinen bazõ kişilerin yasadõşõ telefon ve ortam dinlemeleri ka- muoyuna yansõtõlmõştõr. Komisyon görevi ve misyonu gereği, demokrasiye ve insan hak- larõna aykõrõ bu önemli sorunu ve sorum- lularõnõ tespit etmek ve kamuoyunu rahat- latmak yerine, önce uzunca bir süre topla- namayarak ve sonra da çalõşmalarõnõ kõsa ke- serek, dolayõsõyla son derecede eksik araş- tõrma yaparak, tedirginliği arttõrmõş, sorunun üstünü örtmeye çalõşmõştõr. Ankara yol arõyorNeçirvan Barzani’nin Türkiye’ye davet edilmesinin şu an için söz konusu olmadõğõ, son bir iki gün içinde Türkiye’den bir heyetin, Kürtlerle görüşmek üzere Kuzey Irak’a ya da Bağdat’a gitmediği belirtildi. Düzeltme: Dün yayımlanan yazımda “kulaktan dolma”, “kulaktan duyma” olarak çıkmıştır. Dü- zeltir, özür dilerim. H.Ç. İSTANBUL’DAKİ TOPLANTIYA RUS PATRİK DE KATILDI Pan-Ortodoks zirvesi İstanbul Haber Servisi - Ortodoks Kilise Önderleri, 2008’in “Aziz Pav- los Yılı” olarak kabul edilmesi ne- deniyle Fener Rum Patrikhanesi ta- rafõndan düzenlenen etkinlikler kap- samõnda İstanbul’da bir araya geldi. Ortodoks kiliseleri arasõndaki et- kinlik çekişmesi nedeniyle Fener Rum Patriği Bartholomeos ile arala- rõnda gerginlik olduğu söylenen Rus Ortodoks Kilisesi Patriği 2. Aleksiy de Pan-Ortodoks zirvesine katõlmak üze- re 14 kişilik heyetle dün saat 15.30 sõ- ralarõnda İstanbul’a geldi. Aya Yorgi Kilisesi’nde basõna kapalõ gerçekleştirilen zirveye Mõsõr, Suriye, Kudüs, Kõbrõs Rum kesimi, Yunanistan, Arnavutluk, Çek Cum- huriyeti, Slovakya, Finlandiya ve Estonya’dan kilise önderleri başkan- lõğõndaki heyetler ile Sõrbistan, Ro- manya, Bulgaristan, Gürcistan ve Polonya kiliselerinden temsilciler katõldõ. Bugün Aya Yorgi Kilisesi’nde yapõlacak ortak ayinin ardõndan top- lantõyla ilgili bilgi verilecek.Patrikler daha sonra THY’den kiralanan özel uçakla, Aziz Pavlos’un ziyaret ettiği Efes, Antalya, Perge, Rodos ve Girit’i ziyaret edecek ve sempozyuma bu- ralarda devam edilecek. Sempozyu- mun kapanõşõ 16 Ekim Perşembe günü Girit Adasõ’nda yapõlacak. Marmaray’da tüp bağlantõlarõ tamam Asya ve Avrupa kıtalarını denizaltından birleştiren Marmaray Proje- si’nin Üsküdar-Sarayburnu arasındaki 1.4 kilometrelik boğaz geçişi, son tüp elemanının da birleşim kapısının açılışıyla tamamlandı. Açılış töre- nine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, temsili olarak son bağlantı tüpünün kapısını açtı. Erdoğan Boğaz’ın altından geçen ve Sarayburnu’na kadar devam eden 1387 metrelik tünelde milletvekilleri ve mühendislerle birlikte yürüdü. Yaklaşık bir saat süren gezide Erdoğan, Sarayburnu’na kadar yürüdükten sonra tekrar yaya olarak geri döndü. (Fotoğraf: AA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear