Catalog

SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2008 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI S B S B B B B B PB 8 4 11 11 13 10 10 11 8 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB 8 PB 8 PB 8 PB 8 S 2 S 3 PB 2 PB 2 PB 15 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB 12 PB 14 B 5 B 8 S 2 B 7 PB 8 S 4 S 8 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurt geneli parçalı bulutlu, zamanla batı bölgeler çok bulutlu, akşam saatlerinden sonra Marmara’nın batısı ve kıyı Ege yağışlı geçecek. Yağışlar genellikle yağmur, Edirne çevrelerinde kar şeklinde olacak. Gece ve sabah saatlerinde Marmara ile yurdun iç ve doğu kesimlerinde sis, iç ve doğu kesimlerde kuvvetli buzlanma ve don olayı görülecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K 4 K 4 K 5 Y 12 Y 9 Y 9 Y 8 Y 4 Y 7 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y 6 Y 1 Y 10 Y 3 PB 6 Y 3 PB 12 PB 15 Y 6 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y 2 B 1 K 26 A 9 B 2 K 12 A 2 B 15 B 4 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu Soru İşaretleri... ? Baştarafı 1. Sayfada CHP’li Kart’ın dokunulmazlığı kaldırılmadığı için açtığı dava AİHM’de görüşülecek GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY yerine soru işaretlerine yol açan bir siyaset gütmektedir. Son olarak Alevilere dönük girişimini de bu kapsamda değerlendirebiliriz. Laik Cumhuriyet ilkesine bütünüyle bağlı Alevi toplumunu, İslamcı devlete dönük olmakla vurgulanan AKP iktidarı hangi amaçla ele almak istiyor? ? 2008 bu soru işaretlerinin tartışılacağı bir yıl olmaya adaydır. Türkiye Cumhuriyeti ancak soru işaretleri tek tek yanıtlandıkça güven duygusuna kavuşabilecektir. ‘Yargılanmak istiyorum’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) yarın, CHP Milletvekili Atilla Kart’ın dokunulmazlığı kaldırılmadığı için “adil yargılanma hakkının engellendiği ve hak ihlali yapıldığının” tespit edilmesi için açtığı davanın duruşması yapılacak. Tazminat talebi bulunmadığını kaydeden Kart, “AKP kadrolarıyla ilgili 30’a yakın dosya karma komisyonda bekliyor. Çoğunluk diktası ve kişisel siyasi kaygılarla adil yargılanma hakkım engelleniyor. İç hukuk yolları tükenmiştir” dedi. Hakkında milletvekili seçilmeden önce avukatlık yaparken “savunma sınırlarını aştığı” gerekçesiyle iki fezleke bulunan Kart, geçen dönem dokunulmazlığının kaldırılmasını istemiş ancak sonuç alamamıştı. Kart, bunun üzerine 2005 yılında AİHM’ye başvurarak “adil yargılanma hakkının engellendiği ve hak ihlali yapıldığının” tespit edilmesini istedi. AİHM bu başvuruyu kabul ederken, yazışmalar devam etti. Avukatıyla birlikte yarın yapılacak duruşmaya katılmak için Strasbourg’a giden Kart, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, iktidarın bu davayı yakından takip ettiğini” vurguladı. ‘Hukuki ve siyasi sonuçları var’ Mahkemenin vereceği kararın hem hukuksal hem siyasi sonuçları olacağını kaydeden Kart; iktidarın DTP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırma planına da tepki gösterdi. Kart, “Anayasanın 76. maddesi kapsamına giren ve milletvekili seçilmeye engel tüm suçlar için öncelikle dokunulmazlıklar kalkmalı, yargılama süreci başlatılmalıdır” dedi. İktidar “İç hukuk yolları tükenmedi, iftira davası açılabilir” görüşünü iletirken, Kart da AİHM’ye gön Yücel Özel yaşamını yitirdi C derdiği beyanda bunun doğru olmadığını bildirdi. Bu yasama döneminde de karma komisyonun hiçbir çalışma yapmadığını, 78 dosyanın bekletildiğini aktaran Kart, şu görüşlere yer verdi: “Siyasi iktidar, başta Başbakan olmak üzere, kişisel kaygı ve siyasi hesaplarla davranarak, kendilerinin yargılanmasını engellemek amacıyla; savunma hakkımı ve devamında aklanma hakkımı önlemektedirler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bağlı şirketlerden kaynaklanan suç iddiaları sebebiyle, birbiriyle bağlantılı 30’a yakın dava dosyası karma komisyona intikal etmiştir. Bu dosyalarda yargılanan kişilerin tamamı TBMM’de milletvekili sıfatıyla görev yapmaktadır. Kamuoyunda ‘Kayıp trilyon davası’ olarak bilinmekte olan dava dosyası; geçirdiği safahat ve içeriği sebebiyle, aralarında 22. yasama döneminde içişleri (Abdülkadir Aksu) ve dışişleri (Abdullah Gül) bakanlarının da bulunduğu ve 2223. yasama dönemlerinde Bursa, Giresun, Konya milletvekilleri olarak görev yapmakta olan 5 kişiyi doğrudan ilgilendirmektedir. Dosya içeriği ve Yargıtay’ın diğer sanıklar hakkındaki onama gerekçesine göre; 3 milletvekilinin mahkumiyetinin kesinleşmesi söz konusu olacaktır.” Kart, iktidar milletvekilleriyle ilgili dosyalardaki suçlamaların “zimmet, Devlet İhale Yasası’na muhalefet, evrakta sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık” gibi suçlar olduğuna dikkat çekerken, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında da yargılama sürecinin işletilemediğini bildirdi. Kart, aynı nedenle “Susurluk bağlantılı dosyaların yargılamasının uzun yıllar yapılamadığını” da açıklamalarına ekledi. ALEVİ ÖĞRENCİYİ DÖVMÜŞTÜ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nin yönetim kurulu üyelerinden yüksek mühendis Yücel Özel, dün sabah evinde yaşamını yitirdi. Türkiye’de 68 kuşağının öncülerinden kabul edilen Özel, bir süredir Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’nde tedavi görüyordu. Özel bugün öğle namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Dayakçı öğretmene tepki İstanbul Haber Servisi Avcılar’da, bir lisede Alevi öğrenciye ayrımcılık yapan ve döven öğretmenin başka bir okulda göreve atanmasına Esenyurt’ta bir araya gelen çok sayıda Alevi örgütü tepki gösterdi. Erenler Eğitim ve Kültür Vakfı’nın öncülüğünde gerçekleştirilen toplantıya eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Alevi dernek ve vakıfları ile olayı gündeme taşına Dr. Yavuz İlen katıldı. Aleviler, görevden alındığı açıklanmasına karşın Gürpınar İMKB Meslek lisesi’nde görevine devam eden öğretmeni koruyan AKP zihniyetini protesto etti. Öğretmenin daha iyi bir okula atanmasının “Alevi dövdüğü için öğretmene verilmiş bir ödül” olduğunu belirten Erenler Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Erdoğan Geygel, “Başbakan son günlerde Alevi olduklarını ileri sürenlerle poz verirken, Alevi olduğu için öğrencisini döven öğretmeni de adeta ‘aferin’ diyerek ödüllendirmiştir” dedi. Çapan ise 15 yıllık belediye başkanlığı döneminde Esenyurt’ta herhangi bir ayrımcılığa izin vermediğini söyleyerek “Alevilere karşı samimi olmadıklarını düşündüğümüz AKP’liler, bu olaydaki tutumlarıyla iki yüzlü olduklarını belgelemiş oldular. AKP’liler insanların kursağı üzerinde siyaset geliştirerek oy hırsızlığı yapıyorlar. AKP’liler Alevilere, Kürtlere karşı baskıcı politikalar uygulayarak sindirmeye çalışmaktalar” dedi. 16 yaşındaki B.K’yi döven öğretmenin görevden alınması için İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yönelik bir imza kampanyası da başlatan Erenler Eğitim ve Kültür Vakfı yöneticileri, öğretmenin ve davanın takipçisi olacaklarını söylediler. Esenyurt Ali Kul Çok Programlı Lisesi’nde Edebiyat Öğretmeni Zeki Yılmaz’ın geçen ay lise öğrencisi olan B.K.’yi “Bu sınıfta Alevi var mı” sorusunu “Ben Aleviyim” diye yanıtlaması üzerine “Aleviysen benden çekeceğin var” diyerek tartakladığı ortaya çıkmıştı. Öğretmene 30 YTL’lik para cezası verildiği, adli soruşturma başlatılmadığı öğrenildi CHP Ankara İl Başkanı Çatak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara İl Başkanlığı’na, Yaşar Çatak yeniden seçildi. CHP Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen il kongresinde, Ankara il yönetim kurulunun çalışma ve hesap raporları görüşülerek onaylandı. Daha sonra yapılan seçimlerde, tek aday olan Yaşar Çatak, il başkanlığına getirildi. doğrudan gelir desteği ile tarım gelişmiyor. Bunun yerine üretime destek verilmesi gerekiyor. El günaydın! AKP’nin iktidara gelişinin ilk aylarından itibaren tarıma üretim mantığı ile bakan herkesin söylediği şuydu: “Doğrudan gelir desteği, üretimi değil üretmemeyi destekliyor. Bunun yerine ürün bazında planlama yapıp desteğin üretene verilmesi gerekli!” Bunu söyleyenlere Başbakan’ın yanıtı hazırdı: “Bırakın bu eski kafaları. Biz köylümüze desteği baştan veriyoruz. O da istediği gibi üretiyor.” Öyle olmadığını 6 yıl sonra anladı. Fena süre değil! Dileriz aklıselim tam anlamıyla galip gelir, üretim planlamasıyla birlikte destek yapılır diyeceğiz ama, Başbakan’ın çıkışmasından endişe ediyoruz: “Bu Selim’in aklı değil bizim aklımız. Bizi başkalarıyla karıştırmayın!” ??? Başbakan’ın tarımda 6 yılda geldiği noktanın ardından aklımıza şu soru geliyor: Acaba dış borç ve dışa bağımlılıkta kaç yılda sağduyuya ulaşır? 60. hükümet eylem planı toplantısında önümüzde daha uzun bir anlama süreci olduğu görülüyordu. Borçlar için şunu dedi: “Bunlar bizim için leblebi çekirdek. Borç yiğidin kamçısıdır. Amerika’nın 89 trilyon borcu var. Umurunda mı?” Ne muhteşem benzetme... Ama bazı küçük farklar var... Leblebi de, demir leblebi! Çekirdek de, atom çekirdeği! Kamçı da, emir alma kamçısı! Dünyada salt borç alıpvererek ekonomisini döndüren başka bir ülke yok. Erdoğan’ın enerji ile ilgili görüşü de şu: “Dışa bağımlı olduğumuz ürünlerde zam yapılması gerekiyorsa, yaparız.” Başbakan, dışa bağımlılığı ne kadar azaltabiliriz ona bakacağız demiyor, zam gerekiyorsa yaparız diyor. Zira, başta doğalgaz olmak üzere enerji üretiminde dışa bağımlılık artıyor. İktidara geldiğinde dışa bağımlılığı azaltacağını ilan eden AKP, şimdi bunun kurumsallaşması için yasalar hazırlıyor. Başbakan’ın deyişiyle: Neredeeeeen nereye! ??? İktidarının altıncı yılında Başbakan’ın ağzında hâlâ cekcak var: GAP 2012’de bitecek... SSK pirimi düşecek... 2008 sosyal restorasyon yılı olacak... Önceki gün İstanbul seferinde de öğrencilere şunu söyledi: Mesleki eğitimin önündeki engeller kalkacak... Bütün bu cekcaklar bir yana, AKP’nin eylem planı olarak sunduğu söylemlerin neredeyse hiçbiri yeni değil. İkinci iktidar döneminde de AKP’nin başlıca yol haritası şu: Devletetopluma hizmet etmek değil hükmetmek! Kendi hizasına getirdiği ve oluşturduğu medya yapısıyla atılan bütün “olumsuz” adımların üzerine noktaları dikiyorlar... Oluyor, “ölümsüz”! ankcum?cumhuriyet.com.tr Ortadoğu barışı için konferans Haber Merkezi Dünya Barış Konseyi’nin üyesi olan Barış Derneği’nin ev sahipliğinde 15 farklı ülkeden 20 temsilcinin katıldığı, “Emperyalizme Karşı, Barış İçin” üst başlığını taşıyan Ortadoğu Barış Konferansı İstanbul’da yapıldı. Konferansa Almanya, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Filistin, Gürcistan, Güney Kıbrıs, Irak, Küba, Portekiz, Sırbistan, Suriye, Yunanistan ve Türkiye’den barış hareketlerini temsilen yabancı konuklar ile Türkiye’den davetli olan kurum ve kuruluşlar katıldı. Ortadoğu Barış Konferansı’nda sürmekte olan saldırıların derhal durdurulması, Irak’ta halkın kayıplarının tazmin edilmesi istemleri dile getirildiler. Konferansa katılanlar “Barış için yalvarmak değil mücadele etmek gerekir” görüşünü dile getirdiler. Konferans oturumlarının tamamlanmasının ardından Dünya Barış Konseyi’ne üye örgütlerin temsilcilerinin katıldığı Dünya Barış Konseyi Avrupa Bölge Komitesi toplantısı yapıldı. Toplantıda Nisan 2008’te Venezüela’nın Caracas kentinde yapılacak olan Dünya Barış Konseyi Kongresi ve Dünya Barış Konferansı’yla ilgili hazırlıklar gözden geçirildi. Dünya Barış Konseyi, yaklaşık 50 farklı ülkeden 60 kadar örgütün üye olduğu uluslararası bir barış örgütü. Sağlık Uygulama Tebliği Barzani’den PKK açıklaması ? Dış Haberler Servisi İtalya Dışişleri Bakan Yardımcısı Giovanni Vernetti, Kuzey Irak’ta Bölgesel Yönetimin Başkanı Mesut Barzani’yi, Selahaddin kasabasındaki karargâhında ziyaret etti. Görüşmenin ardından basına açıklama yapan Barzani, PKK ile ilgili bir soruyu yanıtlarken “Türkiye’nin terörist olarak gördüğü her grubu terörist grup olarak kabul etmek mecburiyetinde değiliz” dedi. AKP önce veriyor sonra alıyor ŞULE KÖKTÜRK ‘Erdoğan’ın Ankara kompleksi var’ Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasıyla ilgili çalışmalara tepki gösteren CHP lideri Baykal, “Cumhuriyet’in başkenti Ankara’nın içinin boşaltılmaya çalışıldığını” vurguladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasıyla ilgili açıklamalarına tepki gösterirken “Cumhuriyetin başkenti olan Ankara’nın içini boşaltmaya çalışıyor. Başbakan’da da, partisinin anlayışında da Ankara kompleksi, bunun arkasında Cumhuriyet kompleksi, Cumhuriyet kompleksinin altında ise Atatürk kompleksi var” dedi. Baykal, Başbakan Erdoğan’a “Kendisinin Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, hükümetinin de Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümeti olduğunu hatırlatıyor ve bu yanlıştan dönmeye çağırıyorum” diye seslendi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dün yaptığı yazılı açıklamada, merkez bankalarının başkentte olmasının simgesel önemine dikkat çekti. “Merkez Bankası Türkiye’nin para politikasının yürütülmesinde de merkezi bir sorumluluk taşır. Hazine ve Maliye neredeyse Merkez Bankası da oradadır” diyen Baykal, şunları söyledi: “Kuruluş yılı olan 1930’dan beri başkentimiz Ankara’da çalışmalarını sürdüren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, yasasına göre özerk bir kuruluştur. Ama Başbakan çıktı, ‘Tartışmaya gerek yok, yasa çıkarır Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşırız. Yeri bile hazır dedi’ dedi. Bu, AKP’nin yasa tanımaz ve dayatmacı anlayışının tipik bir örneğidir. Merkez Bankası yöneticilerinin böyle bir talebi yok. Eski ve yeni yöneticilerle, konunun uzmanları hem bankanın işlevi, hem de misyonu, tarihi konumu, egemenlikle bağlantısı nedeniyle buna ihtiyaç olmadığını söylüyor ve karşı çıkıyorlar. Buna rağmen Başbakan neden, ‘Dediğim dedik, kimseye danışmaya bile gerek yok, yeri bile hazır’ diyor ve Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşımada ısrar ediyor. Nedeni şu; bu hükümet Ankara’nın kimliğine karşı. Cumhuriyetin başkenti olan Ankara’nın içini boşaltmaya çalışıyor. Başbakan’da da, partisinin anlayışında da Ankara kompleksi var. Ankara kompleksinin arkasında Cumhuriyet kompleksi, Cumhuriyet kompleksinin altında ise Atatürk kompleksi var. Başbakan’ın sözleri, dayatmacı, açıklaması bu kompleksin dışavurumudur. Merkez Bankası’nın taşınmasıyla ilgili karşı çıkışları önemsemeyen, bu konuda tartışmayı bile içine sindiremeyen Başbakan, Merkez Bankası’nın taşınması konusunda söylediği sözlerle demokrasi kültüründen yoksunluğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.” AKP’nin 1 Ocak’ta yürürlüğe koyduğu Sağlık Uygulama Tebliği’nin bir bölümü olan, hastanelerin, tetkik ve tahlil için hastaları özel merkezlere sevk edememesi uygulaması yurttaşları mağdur ediyor. Hastane dışından hizmet alması gereken yurttaşlar bu tetkiklerini, sosyal güvenceleri olsa da ücret ödeyerek yaptırmak zorunda kalıyorlar. AKP iktidarı Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında, özel tetkik merkezlerinden hizmet alımını yaygınlaştırmasına karşın, 1 Ocak 2008’de yürürlüğe koyduğu tebliğ ile bu uygulamaya kısıtlama getirdi. Tebliğe göre, bu tarihten sonra, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), herhangi bir kamu hastanesi veya özel hastanenin, tetkik için hastane dışına hasta sevk etmesi durumunda, bu tetkikin ücretini merkeze ödemeyecek. Hastane, SGK’nin hastaneye herhangi bir ameliyat veya işlem için ödediği paket ücretten ayıracağı pay ile bu hizmeti dışarıdaki merkezden satın alacak. Ancak, SGK’nin hastanelere ödediği paket fiyatlar düşük olduğu için hastaneler hastaları sevk etmiyor. ‘Hastaneler grup oluşturuyor’ İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Demirdizen, bazı kamu hastanelerinin bu sorunu çözmek için, 810 hastanelik gruplar oluşturarak bu hizmeti birbirlerinden alma yoluna gittiğini ancak bunun da soruna çözüm olmadığını söyledi. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki gözlemlerini aktaran Demirdizen, yatan hastalara acil bir tetkik ya da tahlil gerektiğinde, hastaların bunu cebinden ödediğini anlattı. Üniversite hastanelerinin ise çok daha zor durumda kalacağını vurgulayan Demirdizen, “Hastane fazla ücret ödememek için hekimi bu tetkiki istememeye zorlayacak, ancak hata durumunda hekimlere verilen cezalar da çok arttığı için hekim bu tetkiki de istemek zorunda kalacak. Hastanın seçeneği varsa cebinden ödeyerek bu tetkikitahlili yaptıracak. Olmayanlar ise vakıf, dernek gibi kurumlardan yararlanacak” dedi. CUMHURİYET 08 K