25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 OCAK 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER El Kaideci Türk’ün saldırı planı ? BERLİN (AA) El Kaide örgütünün Almanya’da Adalet Bakanlığı’nı hedef alan bir bombalı saldırı düzenlemeyi planladığı ve bu saldırıyı düzenleyecek 3 kişi arasında Alman vatandaşı bir Türk’ün de bulunduğu öne sürüldü. Lübnan’da yayımlanan En Nahar gazetesine göre, Muhammed Ndub adlı bir Suriyeli, Beyrut’taki Alman Büyükelçiliği’ni arayarak, El Kaide’nin üç ay içinde bombalı saldırı düzenleyeceğini bildirdi. Alman Focus dergisine göre de, 48 saat içinde yakalanan Ndub ifadesinde, saldırıyı düzenleyecek bir Arapla, Alman vatandaşı bir Türk’ün ve bir Avustralyalının Almanya’da bulunduklarını söyledi. dishab?cumhuriyet.com.tr 11 İran’ın karşı kıyısındaki Abu Dabi’de yaptığı konuşmada Tahran’ı hedef gösterdi BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Bush gerilimi tırmandırıyor Dış Haberler Servisi Körfez ülkeleri turunu sürdüren ABD Başkanı George W. Bush, İran’ı bütün dünyayı tehdit eden, önde gelen terör destekçisi devlet ilan ederek, “çok geç olmadan” müttefikleriyle birlikte harekete geçme çağrısı yaptı. Kuveyt ve Bahreyn’in ardından, İran’ın karşı kıyısındaki Birleşik Arap Emirlikleri’ne geçen Bush, Tahran yönetiminin “terörü desteklediği, Lübnan’da barışı engellediği, Taliban hareketine silah gönderdiği, komşularına gözdağı verdiği, BM kararlarına karşı geldiği ve nükleer programıyla bölge istikrarını bozduğu” iddialarını yineledi. Bush, “İran’ın eylemleri bütün ülkelerin güvenliğini tehdit ediyor. Bu nedenle, ABD, Körfez’deki dostlarımızla uzun vadeli güvenlik taahhütlerini güçlendiriyor ve çok geç olmadan bu tehlikeye göğüs germek için dünyadaki dostlarımızı toparlıyoruz” diye konuştu. Bush’un, gezisinin Bahreyn dura Piyasa Üzerinden Sessiz Darbe AKP hükümeti, Özal’ın başlattığı ancak üstesinden gelemediği “sessiz darbeyi” büyük ölçüde başardı. “Her şeyi piyasaya bağlayıp piyasayı da Batı kapitalizminin eline teslim etmek” Özal’ın fikir ve uygulama öncülüğünü yaptığı bir harekettir. Çikita muz tercihinden, “Plan yok pilav var” felsefesine kadar bunları yaşadık. IMF, Dünya Bankası ve Amerikan Hazinesi’nin birlikte hazırlayıp 1978’de Türkiye benzeri ülkelerin önüne koydukları Washington Uzlaşması’nın “dünya prömiyerini” ÖzalDemirel ikilisi 24 Ocak’ta başlattılar. İşin hukuki ve siyasi altyapısını, “12 Eylül ile Washington’un çocuklarına hazırlattılar”, Özal yine yönetimdeydi. Yasakların getirilmesi, sosyal hakların kısıtlanması ve büyük sermayenin öne çıkarılması yine de yeterli olmamıştı. Dinci (ve İslamcı) bir yönetime gereksinim vardı. Özal’lar, Tansu Çiller’ler, Mesut Yılmaz’lar “köyde ve varoşlarda etkili değillerdi”. Özalcılık bu nedenle köylüyü topraktan koparmaya çalıştı. Köylülerin ve varoşlarda yaşayanların denetim altına alınmaları için “din ve dinci örgütlenmeler” gerekiyordu. Tapu memurundan Köşk’e kadar, “İslamcı bir donanım” gerekmişti. Bir yandan Atatürk’ün Cumhuriyetine alternatif yeni bir yapılanma hazırlanacak; Diğer yandan da köylü ve varoştaki gariban, tarikatlar ve cemaatler yolu ile dizginlenip denetim altına alınacaktı. ABD’nin Türkiye ve Ortadoğu memurları 1990’lı yıllarda bu planları hazırladılar, senaryoyu yazdılar. Hatta senaryoyu uygulayacak aktörleri de bir bir, isimleriyle, cisimleriyle seçtiler. (*) Türkiye’de önce siyasilerin özelleştirildiğini söylemek yanlış olmaz. Dr. Morton Abromowitz, Graham Fuller, Richard Holbrook, Paul Wolfowitz bu operasyonun mimarları olarak sömürgecilik tarihindeki yerlerini aldılar. Rand Corporation’ın yayınlarında isimleriyle ve cisimleriyle boy gösterirler. Proje iktisadi, siyasi, kültürel ve askeri boyutlarıyla dört ayaklı bir bütündür. ? ABD Başkanı, İran’ın bütün dünyayı tehdit ettiğini öne sürerek, “Bu tehlikeye karşı, çok geç olmadan tüm dostlarını toparladıklarını” söyledi. Tahran ise ABD’nin, Körfez’de “İran fobisi yaymaya çalıştığını” savundu. ğında, 6 Ocak’ta Basra Körfezi’nin Hürmüz Boğazı bölgesinde Amerikan donanmasıyla İran askeri botlarının karşı karşıya gelmesiyle ilgili olarak, ABD Donanması 5. Filo Komutanı Koramiral Kevin Cosgriff’ten bilgi aldığı bildirildi. Açıklamaya göre, Cosgriff, Bush’a, İran botlarının hareketini “en üst düzeyde ciddi bir olay olarak değerlendirdiğini” aktardı. Bölgede görevli USS Hopper destroyeri kaptanı Tuğamiral Jeffery James de, İran botlarının süratle üstlerine geldiği ve denize bazı nesneler bıraktıkları sırada telsizden, “Size ge liyoruz. Dakikalar içinde havaya uçacaksınız” tehdidi aldıklarını ve son anda İran botlarının geri döndüğünü anlattı. ‘ABD macera peşinde’ İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Muhammed Ali Hüseyni ise ABD’yi Körfez’de gerginlik çıkarmaya çalışmakla suçlayarak, “ABD’deki bazı siyasi grupların, Bush’un bölgede İran fobisi yaymasına yardımcı olmak için macera peşinde koştuğunu” söyledi. Sözcü, Amerikalı yetkililerin, Hürmüz Boğazı’ndaki gelişmelerle ilgili olarak özür dilemesi gerektiğini savundu. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ise, İran’ın, atom bombası üretmeyi amaçlamadığını göstermek için 4 hafta içinde nükleer programıyla ilgili tüm soruları yanıtlamayı kabul ettiğini duyurdu. UAEK açıklamasında, Tahran yönetiminin, “yeni nesil santrifüjler” hakkında bilgi sunduğu belirtildi. Gürcistan’da muhalefet sokakta ? Dış Haberler Servisi Gürcistan’da muhalefet yanlısı 70 bin gösterici, başkent Tiflis’in merkezinde toplanarak, hile karıştırıldığı gerekçesiyle, 5 Ocak’ta yapılan cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura bırakılmasını istedi. Tiflis’teki Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan göstericiler, 5 Ocak’taki seçimi kazandığı açıklanan Mihail Saakaşvili ve hükümet aleyhinde sloganlar attılar. Göstericiler, daha sonra Özgürlük Meydanı’na doğru yürüyüşe geçtiler. PETROL BAKANI AÇIKLADI Irak da nükleer program peşinde BAĞDAT (ANKA) Irak Petrol Bakanı Hüseyin el Şehristani, Irak’ın barışçıl bir nükleer araştırma programının olması gerektiğini söyledi. Nükleer bilim adamı olan El Şehristani, düşük maliyetli enerji kaynaklarına sahip oldukları için elektrik enerjisi üretmek amacıyla nükleer reaktörlere ihtiyaçları olmadığını, ancak sağlık, tarım ve sanayi alanlarında barışçıl bir nükleer araştırma programına ihtiyaç duyduklarını belirtti. Bakanın açıklamalarını yansıtan Kürdistan Yurtseverler Birliği sitesi de, Irak’ın Saddam Hüseyin rejimi döneminde nükleer enerji programı olduğunu, rejimin bu programı bir nükleer bomba yapmak için kullanmaya çalıştığını, ancak uluslararası toplumun buna karşı çıktığını yazdı. Chavez’den yeni referandum çağrısı Dış Haberler Servisi Vene nın yetkilerini genişletmeyi ve züella Devlet Başkanı Hugo sosyalist ekonomiye geçişi de Chavez, yeni bir anayasa deği içeriyordu. Chavez, başkent Caracas’ta şikliği referandumu için taraftarlarına girişimde bulunmala halka hitaben yaptığı, televizyonlardan da yayımlanan korı çağrısı yaptı. Chavez, 2 Aralık’ta ya? 2 Aralık’taki referandumda pılan anayasa değişikliği yenilgiye uğrayan Chavez, referandumunda yenilgiye uğramış, böylece taraftarlarına yeni referandum 2012’deki devlet başkanlıgirişimi için çağrı yaptı. ğı seçimlerinde yeniden aday olması olanağı ortadan nuşmasında, yeniden referankalkmıştı. Mevcut anayasaya dum yapılmasının kendisine degöre Chavez bir daha aday ola ğil, halka bağlı olduğunu, ancak mayacak. Reddedilen anayasa girişimde bulunulması halinde değişiklikleri, devlet başkanı bunun bu yıl değil daha sonra Görev süresinin uzatılması için halkın girişimde bulunmasını istedi yapılmasının uygun olacağını söyledi. Kalabalık, Chavez’in konuşmasını, “Birleşik bir halk asla yenilmez”, “Chavez hiçbir yere gitmiyor” sloganlarıyla böldü. Chavez, geçen cuma günü yaptığı bir konuşmada da, devlet başkanlığı süresi konusundaki kısıtlamanın kaldırılması için 2010’da bir referandum yapılabileceğini söylemişti. Yeni referandum için kayıtlı seçmenlerin yüzde 15’inin imzasına ihtiyaç var. Fotoğraf: REUTERS En kritik iki silah… Bu operasyonda “piyasa” ve “din” en önemli araçlar olarak kullanıldılar. Din, insanları “kimi işbirlikçilerin kulları haline dönüştürerek”, gözlerini bağlayıp gütmek için bir araç olarak kullanıldı ve istismar edildi. Bu, en büyük günahtır. Piyasa ise, “bütün iktisadi değerlerin yeniden bölüştürülmesi ve modern köleliğin finansmanı için işlev gördü”. Her şeyin “babalar gibi özelleştirildiği”, yabancılara yok fiyatına satıldığı, işleyiş kurallarının AB ve IMF’nin insafına terk edildiği düzenin adına, “serbest piyasa” denildi. Oysa Avrupa’da böyle bir piyasa bulunmaz. 80 yıllık kamusal birikimler, “batan değil, batırılan geminin malları gibi” haraç mezat satılmaya başlandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin, sosyal devletin, sosyal birikimlerin tasfiyesi, “piyasanın sihirli eli ile” yürütülüyor. Devletin gelir kaynakları olan kârlı tesisler yabancılara satılırken bütçe açığını karşılamak için dışardan borç alınıyor. Borç önce yaratılıyor sonra yeni kredilerle karşılanmaya çalışılıyor. Bunların hepsi sihirli serbest piyasa mekanizması üzerinden yürütülüyor. AKP hükümeti serbest piyasa üzerinden hem ABD ve AB’nin taleplerini yerine getiriyor hem de kendi özel finansmanını sağlıyor. Nereye kadar? Gittiği yere kadar; gittiği yer de zaten onların (ve Batı’nın) kafalarında öngördükleri düzen olduğu için “Benden sonra tufan” demiyorlar; O yeni düzende her şeyin istedikleri gibi olacağına inanıyorlar. George Bush zaten bu konuda sinyaller vermeye başladı bile. “Müslüman bir demokrasi (!)Batı ile yoğun işbirliği içinde bir İslam devleti” sözleri Bush’un ağzından düşmüyor. Cumhuriyet yok, laiklik yok ve tabii bağımsızlık hiç yok. Üstelik birkaç parçaya ayrıştırılmış bir ülke. Serbest piyasa ve din AKP tarafından yeniden yapılanmanın temel araçları olarak kullanılmaktadır. Rand Corporation’ın 2007 Türkiye raporunda ilginç şeyler var. (**) Nasıl bir “dinci (İslamcı) yapılanmanın öngörüldüğünün” ipuçları verilmiş. Yalnız Türkiye için değil, bütün Ortadoğu bölgesi için nasıl bir İslamcı yapılanmanın arzulandığı bile yazılmış. Dinci örgütlerin ve sivil toplum kuruluşlarının nasıl yönlendirileceğine dair ipuçlarını da yakalamak mümkün. Kısacası, Batı emperyalizmi bölgedeki planlarının senaryosunu bile kaleme almış. Bu senaryoda din ve piyasa yine başköşeye oturtulmuş. Hatta, iktisadi piyasanın bir din piyasası haline dönüştürüldüğünü söylemek yanlış olmaz. (*) AKP, Ordu ve Amerika Üzerindeki Türkiye, Truva, 2008 (**) Rand Corporation, Türkiye Raporu, 2007 www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali ACI KAYBIMIZ Kimya Yüksek Mühendisi YÜCEL ÖZEL’i 13.01.2008 tarihinde kaybettik. T.C. ERZURUM 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN ESAS NO: 2006/218 KARAR NO: 2007/67 Davacı Botaş vekili tarafından davalı Ahmet Çiçek (Muhyettin oğlu) aleyhine mahkememize açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının yapılan duruşması sonucunda; Davanın atiye terki nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı Ahmet Çiçek’e (Muhyettin oğlu) dava dilekçesi ilanen tebliğ edilmiş olup, kararın da ilanen tebliği gerektiğinden işbu kararın yayın tarihinden itibaren adı geçen davalının kanuni süre içerisinde temyiz etmesi, aksi takdirde kararın kesinleşeceği hususu karar tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 25.12.2007 Basın: 1274 Acımız çok derindir. Cenazesi 14.01.2008 Pazartesi (bugün) günü Maltepe Camisi’nde kılınacak öğlen namazını takiben Karşıyaka Mezarlığı’nda defnedilecektir. AİLESİ CUMHURİYET 11 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear