26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 EYLÜL 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ekonomik Sosyal Konsey, AKP hükümetine ‘anayasada uzlaşma’ çağrısı yaptı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Sivil toplumdan uyarı Köksal Toptan’a ‘İyi Kalp’ ödülü ? ANKARA (ANKA) TBMM Başkanı Köksal Toptan’ı ziyaret eden Türk Kalp Vakfı İcra Kurulu Başkanı Türkan Sabancı, Toptan’ın, “güzel bir seçimle” TBMM Başkanı olduğunu belirterek “Herkesin onayladığı bir isimsiniz’’ dedi. Türk Kalp Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Çetin Yıldırımakın da Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra, bu kadar çoğunlukla seçilen ikinci kişinin Toptan olduğunu söyledi. Vakfın “Sakıp Sabancı İyi Kalp Ödülü’’nün bu yıl Köksal Toptan’a verileceği bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomik ve Sosyal Konsey’in (ESK) sivil kanadını oluşturan 7 sivil toplum örgütü adına yaptığı açıklamada, “Hükümet anayasa yapım sürecine katkı yapması için tüm toplum kesimlerini bilgilendirmelidir” dedi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin anayasada vazgeçemeyeceği unsuru “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” olarak niteledi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İşveren Sendikaları (TİSK) Genel Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, Türkİş Başkanı Salih Kılıç, Hakİş Başkanı Salim Uslu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, Tür ABD İslamcılığı... (1) Türkiye Malezya olacak mı olmayacak mı? Türkiye’nin “Ilımlı İslam Modeli” adı altında muhafazakârlaştırıldığı, bu çalışmaların 1980’li yılların ortalarında başladığı, 1990’lı yılların başından bugüne dek ABD ve AB desteğinde ivme kazandığı bir gerçek... Bu köşede yıllarca, Rand Corparation imzalı raporları yayımladım. CIA’nın Fethullah Gülen’le ilişkilerini, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından Gülen ve müritlerinin Orta Asya cumhuriyetlerinden Kara Afrika ülkelerine, Beyaz Rusya’dan Kanada’ya dek nasıl yayıldıklarını anlattım. ABD ve AB “köktendincilere” karşı Nurcu Fethullah’ı 90’lı yıllarda kullanmaya başladı. Fethullahçılara parasal destek veren ABD ve AB, “eğitim kurumları”yla “Ilımlı İslam”a arka çıktı. Fethullahçıların bugün Malezya ve Endonezya’da da okulları var... ABD ve AB, bugün sola daha yakın olan “Kemalistler”e karşıdır. Kuşatma, Fethullahçıların önderliğinde Türkiye’de ivme kazanırken İkinci Cumhuriyetçi yazarçizer takımı medyada örgütlenmeye başladı. Kimilerinin “milli takım” dedikleri İkinci Cumhuriyetçilerin hangi gazetelerde ve televizyonlarda çalıştıklarına bakınca ilginç bir fotoğraf ortaya çıkıyor... Cengiz Çandar’ın hazırladığı İkinci Cumhuriyetçilerden oluşan “Milli Takım”ın kadrosu şöyle: “Cengiz Çandar, Mehmet Barlas, Hasan Cemal, Murat Belge, Etyen Mahçupyan, Orhan Pamuk, Mehmet Altan, Eser Karakaş, Şahin Alpay, Mehmet Ali Birand, Ali Bayramoğlu.” On bir kişilik İkinci Cumhuriyetçi “Milli Takım”ın beş oyuncusu “Doğan Grubu”nda çalışıyor. İki oyuncusu Zaman’da, bir oyuncusu Yeni Şafak’ta, iki oyuncusu da Star’da yazıyor... Orhan Pamuk ise lige ABD’den katılıyor... Yedeklerin kim olduğunu biliyorum... Onların bazıları Belçika Ligi’nde top koşturuyor, bazıları yine Doğan Grubu’nda çalışıyor, bazıları da köşe kapmaca peşinde koşuyor... ??? Köktendinci tehlikeye karşı “Ilımlı İslam Modeli”nin mimarı olarak gördükleri Fethullah Gülen hareketini koşulsuz destekleyen ABD’nin, MHP’yle işbirliği yapmak için çabaladığı da bilinen bir gerçek... Türkİslam Sentezi’nin savunucusu olan “ülkücü kadroların” bir bölümü 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından Fethullah Gülen hareketine katılmamış mıydı? Bugünün MHP’si de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde TBMM Genel Kurulu’na girdi, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini sağladı. Fethullah Gülen’in MHP içinde bazı milletvekilleriyle yakın ilişkide olduğunu da kim yadsıyabilir? ABD, MHP’yi etnik milliyetçilikten uzaklaştırıp “Ilımlı İslam Modeli”nin içine çekmeye çalışırken, Devlet Bahçeli’nin “etnik milliyetçiliğe karşı olduğunu” söylemesi unutulmamalı... Şimdilerde “Sivil Anayasa” ve “Türkiye Malezya olur mu”, “mahalle baskısı” gibi kavramları tartışıyoruz... Kapalı kapılar ardında hazırlanan “Sivil Anayasa”yla kadın hakları azalıyor, kadınlar üzerine baskı kuruluyor... Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Siyaset Bilimci Prof. Dr. Yeşim Arat, Neşe Düzel’in sorularını yanıtlarken ne diyor: “Nakşilik olsun, Gülen cemaati olsun, muhafazakârlığı, mahalle baskısını güçlendiriyor. Tarikatlara giren kadınlar hayatın içinde yoklar. Fethullah Gülen cemaatinin kadınla ilişkisi, kadınlara verilmesi gereken olanakların verilmiyor olması beni rahatsız ediyor.” Boğaziçi Üniversitesi İstanbul’da Fethullahçıların karargâh merkezidir... ??? 2007’nin fotoğrafına bakıyorum... ABD ve AB’nin destek verdiği AKP iktidarı Abdullah Bey’i, Tayyip Bey’i şimdilik tutuyor... Çünkü ABD ve AB’nin işine yarıyor Abdullah Bey ve Tayyip Bey... Nakşilik ve Fethullahçılık... İki tarikat aynı damardan besleniyor... Fethullah’ın 500 okulunda sözde laik eğitim... Kadınlar ise toplumdan dışlanmış... Ne diyor Fethullah: “Yargıda, eğitimde, poliste, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde sessizce mevzilenip bekleyin.” Dikkat edin, gazetelerin çoğunda Fethullah Gülen’in örgütlenmesine ilişkin tek satır yazı, eleştiri yok. Neden ve niçin? Geri planda ABD ve AB. Onların Türkiye’de işbirlikçileri, ‘Soros Çocukları’... Karşı çıkabilirler mi? ? Ekonomik ve Sosyal Konsey’in sivil kanadını oluşturan 7 sivil toplum örgütü tarafından yapılan ortak açıklamada, “Hükümeti anayasa yapım sürecine katkı yapması için tüm toplum kesimlerini bilgilendirmeye çağırıyoruz” denildi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkenin kurucusudur. Bunu kimsenin silmeye gücü yetmez. Toplumun kamplara bölünmesinden rahatsızız” diye konuştu. kiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanlığı’na seçilen Bendevi Palandöken’e “Hayırlı olsun” ziyaretinde bulundular. Yaklaşık 1 saat baş başa süren görüşmenin ardından başkanlar adına ortak açıklama yapan Hisarcıklıoğlu, ESK’nin sivil kanadını 7 sivil toplum örgütünün oluşturduğunu, bunlardan TOBB, TİSK, Türkİş, Hakİş, KamuSen, TESK ve TZOB olarak daha önce kendi aralarında çağdaş bir anayasa çalışmalarına katılmak ve katkı vermek üzere, daha aktif olma kararı aldıklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, yeni anayasa sürecine herkesin katkı yapmasının bir yurttaşlık görevi olduğunu düşündüklerini belirtirken ESK’nin sivil kanadını temsil eden meslek kuruluşları ve sendikalar olarak çağdaş anayasa için tartışma platformu oluşturacaklarını ve öneriler paketi hazırlayacaklarını bildirdi. Hisarcıklıoğlu, TBMM başta olmak üzere tüm siyasi partileri, üniversiteleri, meslek kuruluşlarını, sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını ve medyayı çağdaş bir anayasa için katkı yapmaya çağırarak şöyle konuştu: “Anayasa bir toplumsal sözleşmedir, tüm toplum kesimlerinin mutabakatını temsil eder. Hükümeti anayasa yapım sürecine katkı yapması için tüm toplum kesimlerini bilgilendirmeye çağırıyoruz.” Ortak basın açıklamasının ardından Palandöken ile Hisarcıklıoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hisarcıklıoğlu bir gazetecinin, “Türban konusu çok mu büyütülüyor” sorusu üzerine şu yanıtı verdi: “Mustafa Kemal Atatürk Türki ye’nin temel değerlerinden biridir. Atatürk, bu ülkenin kurucusudur. Bunu kimsenin silmeye gücü yetmez. Onun için bu tip boş hayal ve kaygılardan herkesin kurtulması lazım. Türkiye’nin vazgeçemeyeceği unsur; demokratik, laik, sosyal hukuk devleti. Bu değiştirilemez madde. Bu konuda kimsenin kaygıya düşmemesi lazım. 21. yüzyıldayız. Bunları kimse değiştirme niyeti güdemez. Bunları değiştirerek de bir yere gidemeyiz. Bu durumda toplumu kamplara bölecek, kutuplaşmalara yol açacak bir şeyin içinde burada oturan kimseyi göremezsiniz. Biz toplumun bir araya gelmesinin dışında bir noktada birleşemeyiz. Biz toplumun kamplara bölünmesinden rahatsızız.” CHP LİDERİ BAYKAL: ‘Taslak için ne ücret ödendi’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM’ye verdiği soru önergesinde, AKP’nin Prof. Ergun Özbudun başkanlığındaki Bilim Kurulu’na anayasa değişikliği taslağı hazırlattığı ve kurulda yer alan üyelere de çok yüksek ücret ödendiği haberlerinin basında yer aldığına dikkat çekti. Özyürek, “Her bir Bilim Kurulu üyesine ödenen ücret ne kadardır? Ödemeler AKP tarafından mı, Hazine tarafından mı yapılmıştır? Bu üyelere örtülü ödenekten bir ödeme yapılmış mıdır” sorularına yanıt istedi. Atatürk’e sırtını dönen bir taslak ? Baykal, 14 yıl önceki anayasa önerilerinin bugün gündeme getirilmesine tepki gösterirken 1982 Anayasası’nda çok önemli değişiklikler yapıldığına dikkat çekti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “AKP, Atatürkçülüğü tasfiye etmek isteyen, Atatürk’e sırtını dönen, laikliğin içini boşaltan bir anayasa taslağı getiriyor” dedi. 1993 yılında dönemin TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk önderliğinde yürütülen anayasa değişikliği çalışmaları sırasında partilerin hazırladığı öneriler kitaplaştırılmıştı. CHP’nin bu dönemde anayasanın başlangıç bölümünün kaldırılması, YÖK’ün kaldırılması ve Yüksek Askeri Şura ile HSYK kararlarının yargı denetimine açılması, 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını istediği haberleri AKP’ye destek veren bazı yayın organlarında “CHP takıyyesi” suçlamalarına neden oldu. Cindoruk’un hazırlattığı kitapta partilerin anayasa değişikliği önerilerindeki ortak noktaları da belirlendi. Buna göre; CHP, DSP, HEP, RP ve SHP anayasanın “başlangıç” bölümünün kaldırılması yönünde görüş bildirdi. yi’nce son şekli verilerek Türk milleti tarafından kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya onun eliyle vazolunan bu anayasa’ gibi 12 Eylül’e referans yapan, 12 Eylül’ü metheden bölümler vardı, biz onlara karşıydık, onların değiştirilmesini istedik. ‘Başlangıç’ değişti. Şimdi konuşulan ‘başlangıç’ , 1982 Anayasası’nın başlangıcı değildir. Şimdi onlar değiştirilen ‘başlangıç’ bölümünü yeniden değiştirmek istiyorlar, bizim değiştirilerek bu hale gelmesini sağladığımız ‘başlangıç’ı. Oysa bu bizim karşı çıkışımızdan sonra değişti. Şimdi Atatürkçülüğün esaslarına, temel ilkelere sahip çıkan bir başlangıç var. Buna karşı çıkıyorlar. Biz hiçbir zaman ‘laiklik kaldırılsın’ diye anayasa değişikliği önermedik. Şimdi Atatürkçülüğü tasfiye etmek için değişiklik getiriyorlar. Bu getirilen taslak Atatürk adını ve Atatürk düşüncesini tasfiye etmeyi amaçlayan bir taslaktır. Atatürk referansı kısmen korunmaktadır. Ama bu bir zorunluluk olarak asgariye indirilmiş bir şekilde tutulmaktadır.” Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeleri, 20072008 ders yılı açılışı nedeniyle Anıtkabir’i ziyaret etti. (Fotoğraf: AA) Hacettepe Üniversitesi Rektörü Özgen’den Erdoğan’a yanıt ‘Dinlemek zorundalar’ ANKARA / ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Tunçalp Özgen, üniversitelerin anayasa ile ilgili çıkışlarını eleştiren Başbakan Tayyip Erdoğan’a yanıt verdi. Hacettepe Üniversitesi, 20072008 ders yılına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de katıldığı bir törenle başladı. Törende konuşan Rektör Prof. Özgen, 22 Temmuz seçimlerinin sonuçlarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi, toplumun çoğunluğunun artık kavgayı değil uzlaşıyı istediğini ifade etti. Buna karşın uzlaşının iki taraflı olabileceğini belirten Özgen, “Seçimden hemen sonra alelacele, yeni anayasa hazırlamanın gerekliliğini, bu işin neden ilk tercih olduğunu, yok yere toplumda birçok tartışmayı başlatıp toplumu germenin nedenini anlayamıyoruz” dedi. Türkiye’nin “Tartışılamayacak bazı önkabulleri olduğunun” altını çizen Özgen, bunları, devletin şekli, cumhuriyetin nitelikleri ve devletin bölünmez bütünlüğü olarak sıraladı. Anayasa değişikliği konusunda izlenen yolun sağlıklı olmadığını vurgulayan Özgen, “Her gün gazete sayfalarına bir iki madde verilip tartıştırılarak, yasanın bir bütün halinde ele alınmasının adeta engellenmesi, zihinlerde sorulara neden olmaktadır. Acaba maksat bazı maddeleri tartıştırarak diğer maddeleri gözden saklamak mıdır?” diye devam etti. Anayasaların toplumları ileriye götürecek bir toplumsal anlaşma metni olduklarına işaret eden Özgen, şöyle devam etti: “Türk toplumunun ileri gitmesi ve ulusal birlik ve beraberlik içerisinde, içerden veya dışardan gelecek her türlü bölücü ve yıkıcı akıma karşı durabilmesi, Atatürk ilkelerinin, laikliğin, Cumhuriyetin kazanımlarının, Türk ulusunun tarihi ve manevi değerlerinin temel unsurlar olarak kabul edilmesi ile mümkündür.” Siyasal iktidarların, kendi görüşlerine ters gelse bile üniversitelerin görüş bildirmesini “siyaset yapıyorlar” diye eleştiremeyeceğini belirten Özgen, “Siyasal otorite üniversiteyi ve üniversiteden gelen eleştirileri, kendilerine göre yanlış olsa dahi, dinlemek, irdelemek zorundadır. Çünkü üniversite siyaset üstüdür; yani siyasallaştırılamaz” dedi. Üniversitelerde “hiçbir şeyin din süzgecinden geçirilerek incelenemeyeceğini” vurgulayan Özgen, şunları kaydetti: “Üniversitede o veya bu dini, dinsel bilgileri önkoşullu olarak kabul ederek bilim yapamazsınız.” ‘Türkiye’de İslami yönelim var’ ? İstanbul Haber Servisi Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampusu’nda, “Kimlik adına çatışma ve katillik” konulu seminerde konuşan Prof. Vamık Volkan, son dönemde Türkiye’nin önemli dönüşüm süreci ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Volkan, “Kimlik çatışması ortaya çıkacak gibi. İnşallah çıkmaz. Fakat bakmazsak kötü gelişmeleri önleyemeyiz. Dışarıdan gelip baktığınızda bu değişim çok net görülüyor. Mesela 6 ay 1 sene Türkiye’ye gelmiyorum. Geldiğim zaman beni şaşırtan şeyler, mahalle baskısı görüyorum. Türkiye’de İslami bir yönelim var” dedi. Prof. Sürmeli: Türkiye’nin yeri çağdaş dünya Anadolu Üniversitesi’nin (AÜ) yeni akademik yılına başlaması dolayısıyla düzenlenen törende konuşan AÜ Rektörü Prof. Fevzi Sürmeli, Türkiye’nin yerinin dogmaların, gericiliğin, irticanın egemen olduğu dünya değil, Büyük Önder Atatürk’ün tanımıyla irfanı hür, vicdanı hür insanların yaşadığı, aklın ve bilimin egemen olduğu çağdaş dünya olduğunu söyledi. AÜ’nün ülkeye ve tüm insanlığa karşı sorumluluklarının bilincinde olduğunu kaydeden Sürmeli, “Bilime, demokratik laik Cumhuriyete olan inancı güçlü kılmak, canlı tutmak, yaşam tarzı haline getirmek görevimizdir. Unutulmamalıdır ki üniversiteler, alternatifi olmayan temel kurumlardır” diye konuştu. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ‘Çarpıtılıyor’ CHP yöneticileri 1993’te yapılan çalışmanın ardından anayasada birçok önemli değişiklikler gerçekleştirildiğini anımsatırken; 1993’teki çalışmalar sırasında ortaya konan görüşlerin 14 yıl sonra gündeme taşınmasına tepki gösterdi. CHP yöneticileri, 1982 Anayasası’nda ölüm cezasının kaldırılmasından, sendikal haklara dek birçok önemli konuda değişiklik yapıldığını vurguladı. Edinilen bilgiye göre, Baykal, bu haberlerin “çarpıtma” olduğunu vurgulayarak şu görüşleri dile getirdi: “Bizim düşüncelerimiz ortada. Biz ‘başlangıç’ bölümünün değiştirilmesini istedik. Orada, ‘TSK’nin milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekâtı sonucunda Türk milletinin meşru temsilcileri olan Danışma Meclisi’nce hazırlanıp Milli Güvenlik Konse TOPTAN’A ANAYASA İÇİN ÇAĞRI Sanayiciler iktidarı uyardı ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Meclis Başkanı Ender Yorgancılar, anayasa değişikliğinin iktidarın ideolojisini yansıtır şekilde yapılmaması gerektiğini vurguladı. Yorgancılar “Anayasanın başlangıç kısmı ile değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddelerin değiştirilmeye çalışılarak, gerginliklerin yaratılması uygun değildir. Anayasamızın herhangi bir hükmünde, ulusal çıkarlarımıza, devletin bölünmez bütünlüğüne, Atatürk milliyetçiliğine ve laiklik ilkesine tezat oluşturacak maddelerin yer almaması büyük önem taşır’’ dedi. Üniversitelerin ‘gönlünü aldı’ Hacettepe Üniversitesi’nde konuşan Gül, Erdoğan’ın ‘işinize bakın’ tepkisine karşın ‘Üniversitelerin sessiz kalması mümkün değil’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın siyaset yapmakla eleştirdiği üniversitelerin “gönlünü aldı”. Gül, “Üniversitelerin toplumda olup bitenler karşısında sessiz kalmaları elbette mümkün değildir” dedi. Gül, Hacettepe Üniversitesi’nin akademik yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, toplum adına karanlığı kurcalamanın ve olayları eleştirel bakış açısıyla sorgulamanın, aydınların görevlerinden biri olduğunu söyledi. Üniversitelerin, kapalı mekânlarda insanlara teorik bilgiler aktarmanın ötesinde tüm sektörlerin sorunlarına da ilgi göstermeleri gerektiğini vurgulayan Gül, “Çünkü aslolan, şartların ürünü olan fikirler değil, şartları değiştiren fikirlerin üretimidir” dedi. Gül, şunları kaydetti: “Üniversiteler kişi ve toplumların karşı karşıya bulunduğu sorunları tanımlayan, neden ve sonuç ilişkisiyle birlikte ortaya koyan ve çözüm önerileri sunan kurumlardır. Üniversitenin bir başka rolü toplumu aydınlatmak, toplumun sesinin duyurulmasına aracılık etmektir.” Gül’ün, konuşmasından önce dağıtılan metinde yer alan, “Üniversiteler tabii ki konuşmalı, kulak verilecek sözler söylemeliler. Bu değerlendirmeler, itidalin ve aklın sözleri olmalı, toplumu ortak paydada buluşturmalıdır” bölümünü atlaması ise dikkat çekti. Üniversite Rektörü Prof. Tunçalp Özgen’i konuşması boyunca sık sık alkışlayan davetliler, Gül’ü yalnızca konuşmasının başında ve sonunda alkışladı. MHP: Tartışmalar Meclis’te yapılmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP, TBMM Başkanı Köksal Toptan’a, anayasa değişikliği çalışmalarını “TBMM zeminine çekmesi” için “mektupla” çağrıda bulundu. MHP Grup Başkanvekilleri Mehmet Şandır ve Oktay Vural birlikte kaleme aldıkları ve Toptan’a ilettikleri mektupta, anayasa değişikliği çalışmalarına dikkat çekerek, yapılan çalışmaların kaynağı, amacı ve muhatabının belirsiz olduğunu belirttiler. Anayasa hazırlık ve tartışma zemininin “milli iradenin tecelligâhı” olan Meclis olması gerektiği görüşünün dile getirildiği mektupta, şu görüşlere yer verildi: “Anayasa hazırlık ve tartışmalarının, milletimizin bağrı olan TBMM’de yapılmasını sağlayacak bir yöntemin belirlenmesinde fayda olduğu kanaatindeyiz. Bu çerçevede zatıâlinizin, bu hazırlık ve tartışmaları TBMM zeminine çekme konusunda girişimlerde bulunması, büyük önem kazanmış bulunmaktadır.” Toptan ise dün Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ve beraberindeki heyeti kabulünde kendisinin devreye girme istemlerine “Herkes, iyi bir sivil anayasa yapılması konusunda hemfikir. Bana görev düşerse, kaçmam söz konusu olamaz” dedi. Davet edilmedi Öte yandan, Gül’ün üniversitedeki törene davet edilmediği, kendi isteği ile katıldığı ileri sürüldü. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen ise üniversite yönetiminin Gül’ü özel olarak davet ettiğini söyledi. Gül, başarı gösteren öğretim üyelerine ödüllerini verdi. (NECATİ SAVAŞ) CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear