28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 EYLÜL 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Yudum Hasan Baş: “Gerçekten oruçlu birinin jetonu kaçıncı yudumda düşer?” Dinci dernek TBMM’de para topluyormuş... “Üye aidatıdır!” PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Gül Siirt’te neden su içti? Yanıt: Ankara’da bulamam diye! Boynuz Yaşar Şengel: “Bazıları selamlaşırken tokalaşmak yerine ‘tos’laşıyorlar. Evrim geçirip boynuz çıkarmazlar inşallah!” Garanti Yavuz Oymak: “Ankara’da yakalanan bombaların zanlısı Arap şiveli ve sakallı bir gençmiş. Sorsan, ‘Elhamdülillah Müslümanım’ diyecektir, garanti!” CUMHUR Bakanlığı Matbuat Umum Baş Müşavirliğinden, ümmeti cumhura ilan olunmak üzere bildirilmiştir: Bismillahirrahmanirrahim. Muhterem Cumhur Bakanımız, Hicri 1428 senesinin 2 Ramazan günü öğle namazına yakın bir vakitte oruçlu vaziyette cumhur ile haşır neşir olur iken katıldığı bir toplantı sırasında önündeki bardaktan iki kere olmak üzere kazaen birkaç yudum suç içmişlerdir. Muhterem Cumhur Bakanımız, malumunuz olduğu üzere ilk dindar Cumhur Bakanımızdır ve bu münasebetle Cumhur Bakanı olarak huşu içinde idrak etmekte oldukları ilk Ramazanda böyle bir kazaya uğramaları cumhurun da takdir edeceği gibi takdiri ilahidir. Cumhurun telaşına mahal yoktur. Oruçlu iken kaza ile içilen birkaç yudum su Yağmur Ekim mevzusu, derhal ulemaya sorulmuş ve bunun kader olduğu anlaşılmış olmakla beraber bu hususta ayeti kerimede bildirilen hükümlerin yerine getirileceğinden kimsenin endişe duymasına mahal bulunmadığının da cumhura bildirilmesi kararına varılmıştır. Muhterem Cumhur Bakanımız, orucunu tutmaktadır ve Allah nasip ederse tutmaya devam edecektir. Her musibette bir hayır vardır misali, takdiri ilahiye bağlı bu hadise vesilesiyle lazım gelen bütün tedbirler derhal ve behemehal alınmıştır. Bundan böyle, mübarek Ramazan ayı boyunca, imsak vaktinden iftara kadarki süre zarfında muhterem Cumhur Bakanımızın, cumhura hizmet Bardak fermanı için katıldığı toplantılarda masaların, sehpaların, rafların, dolapların üstüne içinde az veya çok miktarda su ya da meşrubat, hoşaf, komposto gibi içecekler bulunan bardak, fincan, maşrapa, kavanoz, şişe konması yasaklanmıştır. Yasağın uygulanmasından illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar sorumlu tutulmuştur. Muhterem Cumhur Bakanımızın şereflendireceği mekânlar, ziyaret evvelinde illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar tarafından bizzat kontrol edilecek ve gerekirse masaların altında bardak olup olmadığına da bakılacaktır. Ayrıca müftüler de valiler ve kaymakamları teftişe vazifeli kılınmıştır. Muhterem Cumhur Bakanımızın, yurtdışı seyahatlerinde ise aynı çalışmayı büyükelçiler yapacak ve elçilerin teftişine memur imamlar ise memleketten hususi surette vazifelendirilerek ayrıca gönderilecektir. Duyduk duymadık demeyin! Ertelenmiş Bir 12 Eylül Yazısı Bu yazı ertelenmiş bir yazı; erteledim, çünkü öyle konular var ki yazarken insan duygularına egemen olamıyor, daha sonra başına bela olabilecek tümceler kurmaktan kendini alamıyor. 12 Eylül de işte böyle bir konu. 650 bin kişinin gözaltına alındığı, 230 bin kişinin yargılandığı, 7 bin kişi için idam istendiği, 50 kişinin idam edildiği, 300 kişinin kuşkulu bir biçimde, 171 kişinin de işkencede öldüğü; 338 bin kişinin yurtdışına çıkış hakkının elinden alındığı, 14 bin kişinin yurttaşlıktan, 30 bin kişinin de sakıncalı olduğu gerekçesiyle işten çıkartıldığı; demokrasinin, özgürlüklerin, temel insan haklarının rafa kaldırıldığı, yasaların kuşa, anayasanın da deli gömleğine çevrildiği faşizan bir askeri darbe üzerine öfke duymadan yazı yazmak kolay değil. Hele bizzat siz de bu vahşetin mağdurlarından biriyseniz... Evet, öfkelenmeden edemiyorsunuz. Sıkıyönetim savcılıkları tarafından aranıyorsunuz, suçunuz ‘bir sosyal sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde baskısını kurmayı amaçlayan’ bir örgüte üye olmak ya da bu amacın propagandasını yapmak. İlki nedeniyle 15 yılla, ikincisi nedeniyle 7.5 yılla yargılanacaksınız. Kaçıyorsunuz, kaçamayanlar ise yakalanıyor. Ya sürgünde gün sayacaksınız ya da demir parmaklıklar arkasında. Başka seçeneğiniz yok! Aradan çok değil 10 yıl geçiyor, aranmanıza, tutuklanmanıza, işkence görmenize, çürütülmenize neden olan suçların yasal dayanağı olan maddeler ceza yasasından çıkartılıyor. Geriye dönüp bakıyorsunuz, boş yere çekilmiş o acılar, o işkenceler… Daha da artıyor öfkeniz. Ülkenizi koca bir cezaevine çeviren darbecilere lanetiniz daha da yoğunlaşıyor. Onların, hiçbir şey olmamış gibi, bu ülkeye, bu topluma onca kötülüğü onlar etmemişler gibi ortalıkta dolaşmaları kanınızı donduruyor. ??? Darbe şefi Kenan Evren’in “Kürt diye ayrı bir halk yoktur” dediğini, Kürt sözcüğünün, “karlı dağlarda yürürken ayaklarınızdan çıkan kart, kurt seslerinden türediğine” dair açıklamalarını anımsıyorsunuz. PKK hareketinin oluşumunda bu tür provokasyonların etkisi üzerinde düşünürken öfkelenmemeniz elde olmuyor. Doğu ve Güneydoğu’da köylere askeri helikopterlerden Kuran ayetleri atıldığını, olası bir Kürt ayaklanmasının, Kürt köylülerini ‘imana davet ederek’ önlenmesine çalışıldığına ilişkin ‘çalışmalar’ geliyor aklınıza. Aynen okullarda din derslerinin zorunlu duruma getirilmesinin de darbecilerin eseri olduğunun aklınıza gelmesi gibi.. Sonra, son genel seçimlerde dinci bir partinin oyların yüzde 47’sini alarak tek başına iktidara gelmesine şaşanlara bakıyor, bu şaşkınların şimdi yaşananlarla dün yaşanılanlar arasında ilişki kuramamalarına bu kez de siz şaşıyorsunuz. Biliyorsunuz ki, bir toplumun yaşamında hiçbir olgu, hiçbir gelişme kendisinden önceki olgulardan, gelişmelerden bağımsız olamaz. Öyleyse 2007 Türkiye’sini anlayabilmek için 1980’lerin Türkiye’sine bakmak, daha öncelere bakmak gerekir, diyor, baktığınızda hiçbir toplumsal olgunun birdenbire ortaya çıkmadığını, her olgunun bir sürecin sonucu olduğunu, tüm olguların köklerinin geçmişe uzandığını görüyorsunuz. ??? Evet, geriye dönüp bakıldığında ‘son çözümlemede’ Serbest Fırka’nın Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın, Demokrat Parti’nin Serbest Fırka’nın, Adalet Partisi’nin Demokrat Parti’nin, Anavatan Partisi’nin Adalet Partisi’nin, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin de Anavatan Partisi’nin devamı olduğu, bir başka açıdan bakıldığında da iyidir ya da kötüdür yargılarından bağımsız olarak 27 Mayıs 1960 darbesinin Adalet Partisi’ni (1961), 12 Eylül 1980 darbesinin Anavatan Partisi’ni (1983), 28 Şubat 1997 muhtırasının Adalet ve Kalkınma Partisi’ni (2001) ortaya çıkardığı görülüyor. Her askeri müdahale, tepki gösterilen gücün/oluşumun kendini yeni koşullara uydurup toparlanarak daha da güçlenmiş bir biçimde ortaya çıkmasına neden oluyor. Böyle baktığımızda Anavatan Partisi de, onun özde devamı olan Adalet ve Kalkınma Partisi de bu ülkeye büyük ölçüde 12 Eylül darbecilerinin armağanıdır diyebiliyoruz. O zaman, 12 Eylül darbesini alkışlayan büyük medyanın dün ANAP’ı, bugün de AKP’yi neden böylesine coşkuyla alkışladığı çok daha kolay anlaşılıyor. Ama anlaşıldığında artık ne yazık ki iş işten geçmiş oluyor, bu da başka bir konu. eposta: dkavukcuoglu@superonline.com SESSİZ SEDASIZ (!) Anayasayı değiştirecek halkoylaması 21 EKİM’DE anayasa değişikliği için halkoylaması yapılacak. Halkoyuna sunulan değişiklik paketi, cumhurbaşkanının bundan böyle halk tarafından seçilmesi gibi siyasal düzende büyük değişiklikler öngörüyor. Değişikliğin yaratacağı siyasi sonuçları kimse kestiremiyor. Medyanın iteklemesiyle hukukçular arasında 11. cumhurbaşkanının görevine devam edeceği veya edemeyeceği gibi farklı görüşler savunulurken iktidarından muhalefetine, parlamento içinden parlamento dışına siyasi partilerden konuya ilişkin bir değerlendirme Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Anket Mehmet Ünal: “Amaca uygun sorular hazırlanır, soruya uygun yanıtlar aranır, sonuçlar duygusal ölçütlere göre değerlendirilir. Hizmette kusur yoktur; anketlerimizin bilimselliği tartışılmaz.” yapılmıyor. Siyasilerin gündeminde, halkı bilgilendirme gibi bir konu bulunmuyor. Sanki herkes Yüksek Seçim Kurulu’nun belirlediği takvime göre 14 Ekim’de televizyonlarda başlayacak propaganda konuşmaları için ekranda görünmeyi bekliyor. 12 Eylül cuntasının hazırladığı anayasa için halkoylamasına gidilirken “hayır” propagandası yapmak yasaktı. Fakat bu yasağa rağmen, darbeci generaller aylar öncesinden “evet” için mitingler düzenlemişti. Bir de bugüne bakın, neredeyse rejim değiştirilecek muhalefetin umurunda değil. Taslak, yolsuzluğa anayasal davetiye çıkarıyormuş... Anayasal yolsuzluk hakkı! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Kıbrıs’ta ‘yaşam’ın gündemi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle (KKTC) ilgili haberler çoğunlukla “AB”yle sınırlı. AB’nin dayatmaları; KKTC’de AB’ye bakış; Güney Kıbrıs Rum yönetimin AB şımarıklığı... Gündemdeki bu öncelik, hem KKTC hem de Türkiye açısından yaşamsal önem taşısa bile acaba “yaşam”ın kendisi ne âlemde?.. Kuzey Kıbrıs nasıl gelişiyor; “uygarlık değerleri”ni gözetiyor mu; imar ve yapılanmada durum nasıl; doğa ve kültür korunabiliyor mu?.. Bu soruları içermeyen bir Kıbrıs gündemiyle “yavru vatan” nasıl kucaklanabilir ki? KKTC gazetelerindeki kimi tartışmalar ise aynı soruların hiç de iç açıcı yanıtları olmadığını gösteriyor. Özellikle Kıbrıs’ın gözbebeği “Karpaz” bölgesinde bile şu acımasız “imar talanı bulutları” dolaşmaya başlamış... Adadaki aşırı ve çirkin yapılaşmayı gören hemen herkes, şu saptamada birleşiyor: “Kıbrıs da Türkiye’ye benziyor; fena halde betonlaşıyor...” denirken “toprak tahribatı”na da şöyle dikkat çekiliyor: “Tarım arazileri ve tarımsal faaliyet bitiyor; yedi yıl önce hazırlanan ‘Toprak Koruma Yasası’ neden bekletiliyor?” İşte bu uyarılar arasındaki “Karpaz’dan Yeşilırmak’a kadar milli park ilan edilmiş hiçbir bölge korumaya alınamamıştır” saptaması ile birlikte “Karpaz Milli Parkı içerisine en az 30 bin nüfus çekecek elektrik hattından vazgeçilmelidir” talebi de var... İmar talanı yetkisi Karpaz, adanın doğu ucundaki uzun dağlık burun bölgesi. Tüm Akdeniz’in en ünlü plajı “Altın Kumsal” burada. “Caretta caretta”ların yumurtlama alanı. Havarilerden St. Andrew adına inşa edilmiş tarihi bir manastırı da var... Karpaz’da “imar hazırlığı kaygısı” yaratan “elektrik yatırımı”na yoğun eleştiriler başlayınca, Başbakanlık Müsteşarı Öntaç Düzgün demiş ki: “Bakanlar Kurulu Yatırım Alanlarını Değerlendirme Komitesi kurdu. Karpaz’da ve her yerde artık bu komite yetkili...” Müsteşarın belirttiği “yetki”ler, Türkiye’deki sit alanlarını ve ormanları yapılaşmaya açan “merkezi yönetim yetkileri”ne benziyor. Anlaşılan KKTC hükümeti, bir yandan “Türkiye’den bağımsız bir Karpaz’daki Kıbrıs eşekleri de ‘tedirgin’... AB politikası” izlemeye çalışırken bir yanNitekim KKTC Çevre Koru dan da imar politikasındaki tüm ma Dairesi Müdürü Bülent Ar yanlışlarımızı sanki örnek alıkın da basında yer alan bir ko yor? nuşmasında diyor ki: “Vatanda Beşparmaklar bitiyor şın çevreye duyarsızlığıyla, özelKuzey Kıbrıs’ın yurt güzelliklikle son bir yılda gerçekleşen inlerini ortadan kaldıran en “tahşaat patlamasının yaratacağı ripkâr” uygulamalardan biri de olumsuzluklardan tedirginim...” “taşocakları”... Yapılaşma salgınıyla birlikte daha da artan bu ‘Ödül’le çelişenler Aslında KKTC’nin imar gün ocakların göz koydukları yer ise deminde sevinçli bir gelişme de Beşparmak Dağları... Sayıları 17’yi bulan taşocaklavar. “Ağa Han Mimarlık Ödülü” rını savunanlar diyorlar ki: bu yıl “Master Plan” çalışmala“Günde 15 bin ton kum ve çakıl rıyla “Lefkoşa Türk Belediyeüretilerek 1200 kişiye iş olanağı si”ne verildi. Lefkoşa Rum Belediyesi’yle ortak yürütülen sağlanıyor...” Oysa ünlü dağın güneyindeki planda, “ikiye bölünmüş kent”in Değirmenlik ile Ozanköy arasın“bütüncül gelişme”si; ve Surida 50 metreyi bulan dev uçurumçi’nin “tarihsel birlikteliği”nin lar oluşmuş. Akdeniz’in güzelim gözetilerek korunması hedefle“yeşil ada” sı yürek burkan göniyor... rüntülerle “gri” leşirken ülkeye Bu olumlu gelişmeye rağmen, doğal ve kültürel çevrenin hızla kimlik katan “efsanevi Beşpar“tahribat”ına neden olan giri mak peyzajı” da artık yok olmak şimler ise yoğun tartışmalara ne üzere... Ne dersiniz?.. Kıbrıs’ta sadeden oluyor. Adadaki “Yeşil Barış ce AB gündemini değil, “yaşam Hareketi”, 2007 yılı durum dekaynakları” nı da önemseyebilirğerlendirmesinde şu çağrıyı yapsek Türkiye için adeta “ulusal mış: “Ülkeyi kaybetmemek için onur” sayılan bu güzel ülkeyi acil harekete geçilmelidir.” “gözetme” nin de asıl içtenliğini Bu tarihsel uyarıda, “Kaçak yapılaşma önü alınamaz bir yağ göstermiş olmaz mıyız? ma ve tahribata dönüşmüştür” ekinci?cumhuriyet.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Eylül www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Yürüyen merdiven. 2/ 1 Matbaacılıkta, 2 koyu dizilmiş harflere verilen 3 ad... İzmir’in 4 bir ilçesi. 3/ İs 5 panyolların sevinç ünlemi... 6 Topu düşman 7 ateşinden koru 8 yan zırhlı bölme. 4/ Lityum 9 elementinin simgesi... 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Afrika’da bir ülke. 5/ 1 I S L I K Ç I N Sakat kimse. 6/ Güney2 S U A R E R A F doğu Asya’nın bataklık ormanlarında yaşayan 3 K M I S K A L A A K T balıkçıl bir kedi... Top 4 A D E M 5 R U S E L F A rağın nemi. 7/ OrganlaA N A D O L rın ya da dokuların ara 6 L A ME R İ sında bulunan boşluk 7 A Y A Z lar... Kadastro haritala 8 T E K İ L A A Z rında parseller toplulu 9 N A Z İ R E M ğu. 8/ “Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü”nün simgesi... Kısa namlulu bir top. 9/ Bir satranç oyuncusunun tek başına birçok oyuncuya karşı aynı anda oynadığı parti. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Afrika kökenli öldürücü bir virüs... Domates, baharat gibi şeylerle yapılan ve kimi yemeklerin üzerine dökülen terbiye. 2/ Mersin’in 10 km güneybatısında. “Pompeipolis” de denilen antik kent... Kar fırtınası. 3/ Güreşte bir oyun... Put. 4/ Şöhret... Evlenmek isteyen erkek için kız görmeye giden kimse. 5/ Mal alıp karşılığında mal vererek ödeşme. 6/ Isparta’nın bir ilçesi... Argoda esrar. 7/ Alp Dağları’nın turistik bir bölümü... Yünden dövülerek yapılan kalın ve kaba kumaş. 8/ Eski yapı ya da kent kalıntısı... Taviz. 9/ Kabul etmeyerek geri çevirme... Futbolda topa kavis verilerek yapılan hafif vuruş. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear