26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 EYLÜL 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Forbes listesinde Angela Merkel birinci, Güler Sabancı 65., İmre Barmanbek 88. sırada 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER 100 güçlü kadın arasında 2 Türk Ekonomi Servisi Forbes dergisinin her yıl belirlediği “Dünyanın En Güçlü 100 Kadını” listesinde, Almanya Başbakanı Angela Merkel birinciliğe yerleşirken, listede Türkiye’den Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ve Doğan ŞirGüler Sabancı. ketler Grubu Holding AŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili İmre Barmanbek yer aldı. Sabancı 65., Barmanbek de 88. sırada dünyanın en güçlü kadınları oldu. Forbes’in internet sitesinde yayımlanan haberde, geçen yıl listenin başında bulunan Almanya’nın ilk kadın Başbakanı Merkel’in, liderliğiyle dünyayı etkilemeye devam ettiği ve bu yıl da birinciliği koruduğu belirtildi. Listede geçen yıl ikinci sırada yer alan ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, bu yıl ikinciliği Çin Başbakan Yardımcısı Wu Yi’ye kaptırarak dördüncü sıraya geriledi. Listede üçüncü sırada Temasek Holding yöneticisi Singapurlu Ho Ching, beşinci sırada Pepsi’nin yöneticisi Amerikalı İndra K. Nooyi yer aldı. Listede, Hindistan Kongre Partisi lideri Sonia Gandi 6., İngiltere Kraliçesi Elizabeth 23., ABD Demokrat Parti başkan adayı Senatör Hillary Rodham Clinton 25., ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi 26., Şili Devlet Başkanı Michelle Bachalet 27., Yeni Zelanda Başbakanı Helen Clark 38., İsrail Dışişleri Bakanı Tzipora Livni 39., Finlandiya Devlet Başkanı Tarja Halonen 50., Filipinler Devlet Başkanı Gloria Arroyo 51., ABD First Lady’si Laura Bush 60. sıraya yerleşti. Listenin son sırasındaki isim Liberya Devlet Başkanı Ellen JohnsonSirleaf oldu. Alıştırma Sanki olumlu anlam yüklenmiş bir sözcük. Hayvanların evcilleştirilmesi, insanların becerilerinin geliştirilmesini çağrıştırıyor ilk. Oysa günümüzün kirli çıkar ilişkileri ağında çoğunlukla insanların kendilerine, çıkarlarına yabancılaştırılmaları, bilinçlerinin yok edilmesi anlamında kullanılıyor... Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü. İnsanlık tarihinin, en kirli, en kanlı, en acımasız savaşının başlangıç günü, Nazilerin Polonya’yı işgal ettikleri 1 Eylül 1939 gününden yola çıkılarak belirlenmiş. İnsanlığın, 52 milyon insanın ölümüne mal olan bu kirli savaştan ders almış olarak barıştan yana güçlenmesi, örgütlenmesi öngörülmüş. 197080’li yıllarda ülkemiz ve dünyada giderek güçlenen sivil toplum hareketlerinin barışa büyük katkılarının olması bekleniyordu. Öyle de oldu sayılır.. 1980’li yıllarda AB ülkelerinde, demokrasinin güçlenmesi bağlantılı barış örgütleri öylesine etkin ve belirleyici olmuşlardı ki... Dünyanın nükleer silahlardan arındırılması gündeme gelebilmişti. Hiç değilse zengin kuzey dünyasında artık savaşların yaşanmayacağı, yoksul güneyde yoksulluğu paylaşmamak yolunda ırklar ve dinler, kültürler ayırmcılığının kullanıldığı savaşların da zaman içinde durdurulabileceğine inanılıyordu. 2.’sine katıldığım Avrupa Nükleer Silahlardan Arındırma Konvansiyonu, sol partilerin yerel yönetimde olabildikleri AB ülkelerinde, belediyeler aracılığı ile nükleer silahların değil sadece santralların bile barındırılmadığı bir süreç yaşanıyordu. İnsan hakları, barış örgütleri tüm dünya ülkelerindeki insan hakları ihlallerini didik didik inceliyor, raporları ile siyasi iktidarların karabasanı olabiliyorlardı. ??? ABD’nin 11 Eylül’ü milat, dünyada çok kısa zamanda çok fazla şey değişti. İnsan hakları ihlallerinde; ötekiler ayrımcılığında en duyarlı geçinen zengin kuzey, demokrasinin varsayıldığı ülkelerde bile hesap sorulmayan günlere gelindi. Hiç değilse Irak’a yönelik kanlı emperyalist işgalin ilk yıllarında ABD, AB ülkelerinde yüz binler, milyonlar savaşı protesto etmek üzere sokaklara dökülebilmişlerdi. Bizde de anlamlı, güçlü bir barış direnişi hareketi oluşturulabilmişti. Bugün yoksul ülkelerin topraklarında, ağırlıklı petrol çıkarları, emperyalist hesaplar bağlantılı yaşanan kanlı işgal ve yaratılmış iç savaşlarda, 2. Dünya Savaşı’ndan daha da haksız, eşitsiz güçler arasında yürütülen, “en acımasız, en kanlı, en kirli” savaştan daha yüz kızartıcı olaylar yaşanmakta. Savaş suçlarının hepsini birden işleyen siyasi iktidarlar, demokrasinin beşiği geçinilen ülkelerde demokrasi adına yapılan seçimlerde iktidarlarını tazeleyip aklanmaktalar. İnsan hakları, barış örgütlerinin suçları sayan raporlarına aldıran yok. Toplumsal duyarlılık alabildiğine körelmiş. Dün özellikle ajansları taradım. Bu kadar ağır savaş suçunun işlendiği bir ortamda, bugün gerçekleştirilecek anlamlı, etkin, gerçekten işlenmekte olan büyük suçları sorgulayacak, caydırıcı güçte eylem hazırlığı bulamadım. Bizde olduğu gibi bugün ancak barış örgütlerinin en ilkelilerinin çok sınırlı toplumsal destekle, sıradan yıldönümü etkinlikleri olacak. İnsan hakları, barış için yapılanlar çok az ve çok geç. İnsanlık tarihi için yüz kızartıcı bir süreç yaşanıyor; sözde bilimsel teknolojik devrim çağında, insan hakları, demokrasi, uygarlık için yüz kızartıcı suçlar işlenirken, deyim yerinde ise düzene alıştırılmış, afyonlanmış milyonlar, milyarlar suskun, seyirci, bütün kötülüklere katlanıyorlar. ??? Yeni dünya sömürü düzeni çarkları için; insanların canlarını, mallarını hedef almış silahlardan daha etkin olarak, medyatik yönlendirme araçları, kitleleri afyonlamak, alıştırmak üzere kullanılıyor... Sömürmeye, sömürülmeye, savaşa, yoksulluğa, yoksunluğa, hakların gasp edilmesine, işlenen her boyutta insanlık suçuna alışmak, alıştırılmak... İnsan hakları, demokrasi, AB’nin hukuk, insan hakları kirterleri, barışçı olmak, savaşa karşı durmak, hak ve özgürlüklerin yanında olmak.. kavramlarının hiç bu kadar içleri boşaltılmış, anlamlarından koparılmış olarak kullanıldıkları bir süreç yaşanmamıştı. Hele de ülkemizde söze bu sözcüklerle girerek, gasp edilmeleri anlamına gelen sonuçları savunmada öylesine yol alındı ki... ABD öncülüğündeki yeni emperyalizmin tüm evrensel hak ve hukuku ayaklar altına alan kirli çıkar ağında, emperyal fonlara satılmış kafalar, milyonları çarpık çıkar düzenine teslim olmak üzere alıştırmaya çalışıyorlar. Özetle dünyada milyonlar, milyarların kirli çıkar savaşlarına teslim olmaya alıştırılmaları ile, ülkemizde yaşayan milyonların, demokrasi, insan hakları adına; demokrasi ile uzaktan yakından bir ilişkisi olmayan yöntemlerle dayatılan Cumhuriyet, laiklik, halkın çoğunluğunun kendi hak ve çıkarlarının karşıtı düzene alıştırılmaya, teslim olmaya zorlanmaları arasında; beyin yıkama yöntemlerinin kullanılması, sonuçta hakların uçup gitmesi boyutunda anlamlı bir fark yok.. soner@cumhuriyet.com.tr İmre Barmanbek. ANTALYA HAVAALANI Gazipaşa’yı TAV kazandı Ekonomi Servisi Antalya Gazipaşa Havaalanı’nın 25 yıllığına kiraya verilmesi suretiyle işletilmesine ilişkin ihaleyi, kârının yüzde 65’ini devlete verme teklifiyle TAV Havalimanları Holding AŞ aldı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen ihaleye teklif veren, Meinl Airports İnternational Limited, Gazipaşa Havacılık Sanayi Ticaret AŞ, Aydoğan Turizm Taahhüt Ticaret ve Sanayi AŞ ile TAV Havalimanları Holding AŞ’nin yeterliliklerine bakıldı. İhalede, Meinl Airports İnternational Limited firması geçici teminat bedelinin dekontunu ibraz etmemesi ve teminat bedelinde eksiklik olması nedeniyle yeterli görülmedi. Kapalı zarf içerisinde teklif almak suretiyle pazarlık usulüne göre yapılan ihalede, iç zarflar açıldı ve katılım için yeterli görülen 3 firmanın ilk teklifleri okundu. Bu tekliflerden en yükseğini yüzde 11 ile Gazipaşa Havacılık Sanayi Ticaret AŞ verirken TAV Havalimanları Holding AŞ yüzde 10, Aydoğan Turizm Taahhüt Ticaret ve Sanayi AŞ ise yüzde 6 verdi. İhaleyi, 8. turda yıllık 50 bin dolar kira ve KDV ile kârının yüzde 65’ini devlete verme teklifiyle TAV aldı. Şahinler Zara’ya rakip ? Dolce Gabbana, Zara, H&M, GAP gibi markalara üretim yapan Şahinler Holding yenilediği Adessa’nın konsepti ile müşterilerine meydan okuyacak. ŞEHRİBAN KIRAÇ AACHEN / ALMANYA Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, yeniledikleri konsept ile bir yıl içinde Avrupa çapında 23 yeni Adessa mağazası açmayı düşündüklerini söyledi. Almanya’nın Aachen kentinde bulunan Şahinler Group Avrupa Merkezi’nde yeni konsepte göre yenilenen Adessa mağazası törenle açıldı. Şahin, yeni konsept ile ilgili burada düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, bünyesinde Vestino, Saix, Maver ve High Five gibi değişik markaları bulunduran Adessa’nın bundan sonra daha kaliteli ürünlerle çıtayı biraz daha yukarıya çekmek iste Şahin, 2006’da 125 milyon Avro ciro yapan Adessa’nın konsept değişikliği ile yeni müşterilere ulaşacağını, bu sayede ciroda 12 yıl içinde en az yüzde 10’luk artış öngördüklerini söyledi. diklerini vurguladı. Şahin, ilk etapta Fransa ve İtalya’yı düşünmediklerini, ancak bu ülkelerin doğusundaki Avrupa ülkelerinin hepsinde büyümek istediklerini belirterek “Adessa, Almanya, Avusturya, İsviçre, Slovenya ve Çek Cumhuriyeti’nde 250’nin üzerinde mağaza ile hizmet veriyor. Mevcut 30 mağazayı yenileyeceğiz. Orta sınıfa hitap eden, bir ayağı Zara, bir ayağı H&M, bir ayağı C&A gibi moda giyen gençleri, biraz daha fazla para ödemeye hazır olan müşterileri almak istiyoruz. Fiyat açısından Zara ile H&M’ye yakın olacağız’’ dedi. 1.1 milyar Avro’luk ciroyla Avrupa’da 4., dünyada ise 18. sırada yer aldıklarına işaret eden Şahin, Dolce Gabbana, Zara, H&M, GAP, Puma, Diesel, C&A, Fila, Metro, Karstadt, Kaufhof’a üretim yaptıklarını belirtti. ‘Butik havaalanları yaratacağız’ TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Dr. Yük. Müh. M. Sani Şener konuyla ilgili açıklamasında, “Önümüzdeki beş yıl için stratejimizin bir parçası da butik havalimanları yaratmak. Bu havalimanları, uluslararası yolcusu bol buna karşılık yatırımı ve işletme gideri düşük maliyetli havalimanları olacak. Gürcistan’da kısa bir süre önce hizmete açtığımız Batum Havalimanı’nı da bu strateji ile hayata geçirmiştik. Şimdi aynı stratejiyi Antalya Gazipaşa Havaalanı’nda uygulamayı planlıyoruz. TAV Havalimanları Holding olarak, havalimanı işletmeciliğindeki deneyim ve bilgi birikimimizi, Türkiye’de ve bölgemizde butik havalimanları yaratılması ve geliştirilmesi ile bu sayede yeni uluslararası uçuş noktaları oluşturulması doğrultusunda kullanacağız” diye konuştu. Kritik görevler Ekren ve Şimşek’in ? Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ile Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, yeni oluşturulan kurul ve komisyonlarda önemli pozisyonlara getirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 60. hükümette yer alan bakanların hangi kurul ve komisyonlarda görev alacağı belirlendi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın iki yeni gözde bakanı Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ile Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’e, kritik kurul ve komisyonlarda görev verildi. Yeni kurul ve komisyon üyeleri şöyle: Yüksek Planlama Kurulu: Başkan: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Üyeler: Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı, Bayındırlık ve İskân Bakanı, Ulaştırma Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı. Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu: Başkan: Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren Üyeler: Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Maliye Bakanı, Tarım ve Köyişleri Bakanı. Özelleştirme Yüksek Kurulu: Başkan: Recep Tayyip Erdoğan. Üyeler: Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı, Ulaştırma Bakanı. Haberleşme Yüksek Kurulu: Başkan: Recep Tayyip Erdoğan. Üyeler: İçişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı. Savunma Sanayii Yüksek Koordinasyon Kurulu: Başkan: Recep Tayyip Erdoğan. Üyeler: Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, Maliye Bakanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı. SEYRANTEPE En iyi teklif TaluAlke’den Ekonomi Servisi Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından Ali Sami Yen Stadyumu yerine Seyrantepe’de kurulacak spor kompleksi için dün ihalenin yapılan son turunda en iyi teklif, Eren Talu MimarlıkAlke İnşaat Ortak Girişim Grubu’ndan geldi. Grubun teklifi “234 milyon 567 bin 890 YTL idare gelir payı, yüzde 0 gelirden elde edilecek idare pay oranı ve 777 milyon 777 bin 777 YTL toplam gelir tutarı’’ olarak belirlendi. TOKİ Başkanlığı’nda yapılan ihalenin ikinci aşamasına, geçen pazartesi günü teklif veren 5 firmadan 4’ü çağrıldı. İhaleye, Eren Talu MimarlıkAlke Ortak girişimi, SembolBF Ortak Girişim Grubu, BozoğluUralA&Z Ortak Girişimi ve Kuzu İnşaat şirketleri katılırken Özyazıcı İnşaat teknik şartnameye uymadığı için ihaleye çağrılmadı. İhale Komisyonu Başkanı ve TOKİ Başkan Yardımcısı Çağatay Göktayoğlu, teklifleri değerlendirdikten sonra, ihalenin sonucunu en kısa zamanda açıklayacaklarını bildirdi. Av yasağı kalkıyor.. sorunlar devam ediyor Ekonomi Servisi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, 1 Eylül’de yeni balık avı sezonunun başlayacağını belirterek, su ürünleriyle ilgili esnaf ve tüccarın sorunlarının büyük olduğunu, alınacak şemsiye tedbirlere balıkçılık sektörünün de dahil edilmesi gerektiğini kaydetti. Yalçıntaş, yeni balık avı sezonuyla ilgili yaptığı açıklamada, su ürünlerinin Türkiye’nin en fazla önem vermesi gereken sektörlerden biri olması gerektiğini söyledi. Murat Yalçıntaş. Hükümetin rakıda ‘dirençli’ olması çok iyi Ekonomi Servisi Mey İçki Sanayi Ticaret AŞ’nin Üs Yöneticisi (CEO) Galip Yorgancıoğlu, Türkiye’nin ulusal içkisi sayılan rakıdan alınan verginin viskiden alınan vergi ile eşitlenmesi konusunda baskı yapan Avrupa Birliği’ne (AB) karşı direnen hükümetin durumunu olumlu bulduğunu belirterek “Bu tavrın bundan sonra da devamını umuyor ve bekliyoruz” dedi. Vergilendirmenin AB’nin istediği doğrultuda yapılması halinde raftaki bir litrelik rakı şişesinin sadece vergisinin 70 liraya fırlayacağını, üretim, ulaşım gibi masraf ve maliyetlerin de buna ekleneceğini söyleyen Yorgancıoğlu, konunun sadece rakı üretici ve tüketicilerini değil, yüz binlerce çiftçi ailesini de ya ? Rakı ile viskinin aynı oranda vergilendirilmesi için iki yıldır baskı yapan AB’ye karşı direnen bürokratların tutumunu olumlu bulduğunu belirten Mey İçki’nin Üst Yöneticisi Galip Yorgancıoğlu, “Aksi takdirde raftaki bir litre rakının sadece vergisi 70 liraya çıkar. Bu da tüketici bir yana, yüz binlerce üzüm ve anason üreticisi için kötü olur” dedi. kından ilgilendirdiğini belirterek şöyle devam etti: “AB ülkelerindeki uygulamada, viski ve cin gibi yüksek alkollü içkilerin vergisi eş düzeyde. Bunun için bizde de rakı ve viski gibi yüksek alkollü içkilerin aynı oranda vergilendirilmesini istiyorlar. Hükümet, yaklaşık iki yıldır bu konuda AB’nin dayatmalarına ciddi şekilde direndi. Müzakerelere katılan bürokratlar da diri durdular, taviz vermediler. Bu tavrın devamını umuyor ve bekliyoruz. Türkiye yüksek alkollü içkilerin vergilendirilmesinde, Yunanistan’ın özel içkisi ‘uzo’ya, Portekiz’in ve diğer ülkelerin özel içkilerine tanınan ayrıcalığın milli içkimiz olan rakıya da tanınmasını istiyor. Bu konu Yunanistan’ın AB’ye katılım sürecinde de gündeme gelmişti. Şimdi Yunanistan’da uzo’nun vergisi, viskiye oranla yarı yarıya düşüktür. Biz de bu durumunu örnek göstererek rakıya farklı uygulama istiyoruz.” Yorgancıoğlu’nun verdiği bilgilere göre bir litre rakıda 42, viskide 75 YTL vergi var. Bunları şişe başına vergi olarak hesaplarsak, bir şişe Yeni Rakı’da 17 YTL, bir şişe viskide 28 YTL ÖTV alınıyor. ÖTV oranı AB’nin bastırdığı gibi viskinin seviyesine çekilirse sadece vergi olarak bir litrelik Yeni Rakı’nın 70 YTL olması gerekiyor. Buna karşılık AB’de sadece yüksek alkollü içkilerden ÖTV alınıyor ve vergiler litrede asgari 2 Avro’dan başlıyor. Galip Yorgancıoğlu. CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear