24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2007 PAZAR 6 HABERLER Seçim sonuçlarını değerlendiren sivil toplum örgütü temsilcileri CHP’nin yanlışlarını tartıştılar: PAZAR ORHAN BURSALI Sağa açılmak işe yaramadı TÜREY KÖSE/AYŞE SAYIN Seçimler 3CHP Seçimlerden yüzde 20.7 oy alarak çıkan CHP’yi nasıl değerlendirmemiz ve eleştirmemiz gerekir? Bu çok katmanlı bir konu; bir köşe yazısıyla bitebilir değil. Şimdi, öncelikle konuya birkaç yaklaşım açısı görelim: 1) Seçim sonrası CHP’yi tam bir yıkıntı haline getirmek amacı: Bu cephede her şey ve herkes var. Dinciler, AKP’liler, bazı CHP’liler, CHP’den nefret eden bir kısım aydın ve köşeyazarı... Mesela Yeni Şafak’tan Fehmi Koru: “CHP’yi şu andaki acınası haline düşürmüş... yönetici kadro...” Sanırsınız ki üzülüyor! CHP’li olmayan, AKP’yi destekleyen sözde “ilerici” gazete ve yazarlar da, Baykal ve ekibinin CHP’yi çökerttiği inancında. 2) En hakiki CHP “düşman”larının hedefi (Koru) ve onlara sonradan katılan AKP’liler şimdi yeni misyon üstlendiler: CHP’yi Meclis’te çökertmek, parçalayıp dağıtmak... AKP karşısında, Cumhurbaşkanlığı konusunda daha başından teslim bayrağı çekmiş bir MHP’den sonra (başka ne bekleniyordu?!), herhangi bir ciddi muhalefet bırakmamak. Zaten Kürtlerden oluşacak grubun büyük bir olasılıkla AKP’nin eteği ve kumandası altında kalacağı varsayılabilir. Herkesin hedefi CHP! Sanki mübarek parti yıllardır ülkeyi yönetiyor ve bütün kötülüklerin de anası! Herkes ona saldırıp güç toplama peşinde! Doğrusu DSP’nin ne yapacağını da merakla izleyeceğiz! Amaç, CHP’yi AKP iktidarı karşısında ılımlılaştırmak; itaatkâr, söz dinleyen, AKP’nin Meclis çoğunluğuna (seçim sonuçları ve ‘demokrasi’ gereği) boyun eğmesi gerektiğine inandırmak. GÜL’ün Cumhurbaşkanlığı bir “test” noktası yapılıyor CHP için. 3) Baykal’a karşı iktidar mücadelesi veren eski CHP’liler de, yönetimin derhal istifasını savunuyor. Bunlar şüphesiz siyasi rakipler. Seçim sonuçlarını onlar da Baykal ve CHP’nin büyük yenilgisi olarak nitelendiriyorlar. Sosyal demokrat iddiasındaki oluşumların hepsi de CHP’yi hedef alıyor. CHP hedef alınırken, iddiaları: Büyük yenilgi... Sosyal demokratları iktidara taşıyamamak... Ezeli muhalefette kalmak, sosyal demokrasiyi silinme noktasına getirmek vb. ??? 4) Şüphesiz bütün bunlar; a) nesnel ve bilimsel olmamaktan ve 2) durumdan siyasi fırsat çıkarmak isteğinden kaynaklanıyor. 5) Varsayım şudur: Seçim eşitlerin yarışıydı. Sonuçta, AKP başarılı olurken Baykal yönetimi CHP’yi karaya oturttu... Her seçimin kendine özgü koşulları olduğu ve partiler için başlangıç noktalarının eşit olmadığı unutuluyor. CHP’nin iktidar olabileceğini nereden biliyorsunuz, diye sormak gerekir... Hiçbir seçim eşitler arasında geçmez, birileri daha yakın ve uzaktır iktidara! AKP’nin yeniden iktidar olma şansının yüzde kaç olduğunu (*) araştırdınız mı? CHP’nin bu seçimi mutlaka kazanması gerektiği sadece bir inançtır. 6) CHP’nin şimdi dimdik ayakta durması önemlidir. Onu yıkmak değil yeniden yapılanmasına içtenlikle yardımcı olmak gerekir. CHP çökertilir ve parçalanırsa, AKP, ABD ve AKP’ci AB safında kim varsa ve bunların içerideki uzantıları ve fikirdaşları bayram yapacaklardır. Onlar ulusal niteliği ve kanatları tamamen budanmış bir parti, küreselliğin bütün utanmazlıklarına evet diyen bir uşak istiyorlar. ??? 7) CHP bu seçimlerde çok daha yüksek oranda oy alabilir ve AKP’nin gücünü zayıflatabilirdi. Parti yönetimi bu konuda büyük bir acizlik içinde oldu. En önemli strateji hatası, seçimlerin laikler ile dincilerAtatürk düşmanları arasında geçeceğini ilan etmekti. Şimdi bazı CHP’liler, “Türkiye’nin yüzde 47’si dinci olmuş..” diye korkuyor. Ne hata! AKP’ye oy verenlerin büyük çoğunluğunun aslında demokratik laik Türkiye’den yana olduğunu varsaymamız için bir yığın neden var! 8) Seçim stratejisini, laiklik, bölünme vb. gibi yakınlık ve gerçekleşme algılanması sübjektif ve tartışma konusu, her an elinizin altından kayabilecek muhtemel beklentiler ve tehlikeler üzerine kuramazsınız. Bu milletin önemli bir kesimi yoksul, insan gibi yaşamak istiyor. On binlercesinin suyu yolu olmayan köy ne demek?.. AKP insana ve sorunlarına yakın dururken CHP daha çok üst yapısal sorunlara yakın durdu! Onur Öymen’in (diğerlerinin!) seçim sonucu açıklaması, parti yönetimine egemen olan görüşün ve CHP’nin neden en az yüzde 25’i yakalayamadığının tipik göstergeleriydi! 9) CHP eski bir “devlet partisi” yapılanması, örgütlenmesi anlayışındadır. Seçim zamanı, son üç beş ay değildir, her gündür, her an seçimdeymiş gibi tepeden tırnağa bir örgütlü yapı içinde çalışmak gerekir. Hele bir iktidar partisine karşı! Somut durumu sürekli veri bazında değerlendirme ve buna karşı politikalar... Bir muhalefet dışlayıcı olamaz. Yok edici hele hiç. Sürekli kucaklayıcı olmalı... İnsan odaklı bir çağda yaşıyoruz. Youtube olayı ilginçtir! İnsanı odağa yerleştiren bir parti, diğer üstyapı konularında siyasal başarı elde edebilir. Bu konu politikalar açısından sürecek. (*) İki olgu daha: 1) AKP Köy Hizmetleri kaldırıldıktan sonra yerine KÖYDES’i oluşturdu (Köylerin Altyapısını Destekleme Projesi). Çiğdem Toker’in haberine göre, son iki yılda KÖYDES bütçesine 4.2 milyar YTL aktarıldı ve 17.706 köye içme suyu götürüldü, 28.356 km. stabilize yol yapıldı, 17.449 km. birinci kat asfalt, 11.407 km. ikinci kat asfalt yapıldı. Bu yıl Türkiye genelinde 1157 içme suyu projesi, 2282 yol projesi yapıldı. Yıl sonuna kadar da 7531 içme suyu, 11.859 adet de yol projesi tamamlanacak... İçme suyu olmayan köy kalmayacak.. AKP’nin önemli bir hedefiydi! 2) AKP Genel Merkezi’nin nasıl bilimsel çalıştığına ilişkin bir yazıyı yine aynı tarihli Hürriyet’ten Şükrü Küçükşahin’in “AKP Genel Merkezi’nde Bir Strateji Ekibi” başlıklı yazısı okunmalı. M E R K E Z S A Ğ I N B İ R L E Ş M E F İ Y A S K O S U ANKARA AKP’nin 22 Temmuz seçimlerinde oylarını yüzde 12 artırması, MHP’nin oylarını yüzde 80 artırmasına karşın istediği başarı grafiğini yakalayamaması, CHP’nin sadece oylarını koruyabilmesinin yankıları sürüyor. Seçimlerde merkez sağ partilerden seçime giren DP yaklaşık yüzde 5’lik oy kaybı yaşarken, merkez sağın yüzde 78 oranındaki oyunun da AKP’ye yönlendiği görülüyor. 22 Temmuz seçimlerinde AKP’nin başarısı, “merkez sağa yerleştik” iddiası ve solun büyüyememesi ile ilgili temel değerlendirmeler şöyle: DYP ile ANAVATAN’ın birleşme süreci, seçimlere kısa süre kala fiyaskoyla sonuçlanınca ANAVATAN seçime giremezken, DYP de yaklaşık yüzde 5’lik oy kaybına uğradı. 12 Eylül sonrasında DYP’nin genel başkanlığını da yapan Hüsamettin Cindoruk, merkez sağın yeniden ayağa kalkması için, “iyi bir kadro harekâtı, özgürlükçü bir yapılanma ve liberal ekonomik program”la harekete geçilmesi gerektiğini belirtti. AKP’nin “merkez parti olduk” iddiasına katılmayan Cindoruk, AKP’den önce milli görüş çizgisinden gelen Saadet Partisi’nin oy oranının yüzde 18’lerde olduğuna dikkat çekti. “Demek ki milli görüş tabanından gelen en az yüzde 18’lik bir oy almışlar” diyen Cindoruk, “AKP, aday gösterdiği merkezden isimlerle merkezdeymiş görüntüsü vermeye çalışıyor” görüşünü dile getirdi. Cindoruk, AKP’nin oy patlamasını ise “yapay” diye nitelendirdi. açılım politikalarının sonuç vermemesi”, “partinin sola kapatılması”, “DSP ile seçim ittifakının tabana yansımaması” gibi gerekçeler sıralanıyor. CHP lideri Deniz Baykal, “AKP’nin yükselişinde askerin tavrının rolü oldu mu” sorusuna, “Şimdi o da tartışılıyor, ancak benim bu konuda somut bir gözlemim yok. Merkez sağ tabanının karşısına sarsıcı söylemlerle çıktılar. Örneğin Gül’ün adaylığı çerçevesinde, ‘Müslüman bir adayı seçtirmediler, engellediler’ söylemini, askere karşı da ‘demokrasi hamaseti’ söylemini etkili şekilde kullandılar. Ben, ‘Milleti Çiftçiye sihirli değnek: Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Bülent Arınç olmak üzere AKP’lilerin sık sık “azarlarıyla” karşılaşan çiftçiler yine de tercihlerini AKP’den yana kullandı. Ziraatçiler Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, “Çiftçi hükümetin icraatından memnun olduğu için oy verdi” kanaatine katılmadığını belirtti. “Cumhurbaşkanlığı seçiminin çiftçi, köylü için de oy vermede belirleyici olduğunu” söyleyen Yetkin, çiftçilerin AKP tercihindeki ikinci önemli faktörün, AKP hükümetinin son 12 ayda ta Yoksullar sağın seçmeni oldu: Seçim sonuçlarının dikkat çeken tartışma konularından birisi, solun doğal tabanı olması beklenen işsizlerin, yoksulların, emekçilerin sağa kayması oldu. KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul, bu durumu “küreselleşme” ve “CHP’nin statükoyu savunması ve bir sol seçenek yaratılamaması” gerekçeleriyle açıkladı. Tombul, “küreselleşmenin yarattığı ihtiyaçları kendince en iyi algılayan partinin AKP olduğunu” vurguladı. rım kesiminde çalışanları parasal anlamda “bombardımana” tutması olduğunu da kaydetti. Yetkin, AKP’nin çiftçiye 2007’nin sonuna kadar ödenmesi için ayrılan 5.3 milyar YTL’lik kaynağın 5 Milyar YTL’lik bölümünü ilk altı ayda aktardığına dikkat çekti. CHP’de politika ve yönetim tartışması: CHP’de seçim sonuçları tartışılırken “Baykal’a güvensizlik ve tepki”, “aday listesi”, “partinin Doğu ve Güneydoğu politikaları”, “27 Nisan bildirisi”, “Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini AKP’nin bir mağduriyete dönüştürmesi”, “merkez sağa miz askeri sever ama onun siyasete müdahalesinden hoşlanmaz, din adamını sever ama onların siyasete müdahalesinden hoşlanmaz, siyasetçiyi çok sevmese de ondan vazgeçmez ama onun ticarete bulaşmasından çok hoşlanmaz’ diye düşünüyorum. Belki sonuncusu bu sefer pek olmadı, bu sefer daha pratik yaklaştı herhalde” yanıtınını verdi. Baykal’ın milletvekili aday listesini belirlerken kendi ekibini gözetmesi, kamuoyunda cumhuriyet mitingleriyle öne çıkan birkaç isim dışında yeni isimlere partiyi açmaması da eleştiri konusu yapılıyor. Baykal’ın Doğu ve Güneydoğu politikaları ve “sağa açılımı” da parti içinde tartışma yarattı. Bu yaklaşımın sol kesimleri partiden uzaklaştırdığı, üstelik hedeflenen kesimlere de ulaşılamadığı değerlendirmeleri yapıldı. CHP’nin bir sosyal demokrat parti olarak “demokrasi”yi ihmal ettiği, yüzde 10’luk ülke barajını bile savunur noktaya geldiği eleştirileri de parti yönetimini hedef aldı. Yenilginin nedenleri arasında, CHPDSP seçim işbirliğinin tabana yansımaması gösteriliyor. Cumhuriyet mitingleri: ANKARA Susuzluk kâbusu başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankaralılar 1 Ağustos’tan itibaren “susuz günlere” başlıyor. Seçimden önce günaşırı yapılacağı açıklanan kesintiler 2 günlük periyotlara uzatıldı. Susuzluğun salgın hastalıkları da beraberinde getireceğine işaret edilirken, Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, başkentte okulların 1 ay geç açılması için Milli Eğitim Bakanlığı’na öneri sunacağını söyledi. Mevsim normallerinin üstünde seyreden hava sıcaklığı nedeniyle zaten mağdur olan başkentliler, bu kez “kara kara” iki gün boyunca susuz kalınca ne yapacağını düşünüyor. Geçen yıl, susuzluk sıkıntısı olmamasına karşın başgösteren “kolera” ve Türkiye’de tamamen önlenemeyen diğer bulaşıcı hastalıkların “kapıda olduğuna” vurgu yapılıyor. Gökçek ise okulların açılışının 15 Ekim’e ertelenmesi için bakanlığa öneri sunacağını açıkladı. Başkentin 13 yıldır Gökçek yönetiminde “plansız, projesiz, günübirlik yaklaşımlarla” idare edildiğine işaret eden uzmanlar, susuzluğun asıl sorumlusunun Gökçek ve ekibi olduğunu kaydediyor. Uzmanlar, “Ankara’nın bir gün susuz kalabileceği hiç düşünülmedi” diyor. ‘Aralık ayına kadar sürer’ Gökçek, kesintilerin günaşırı yerine 48’er saatlik periyotlarda yapılması kararının alınmasında Ankara’daki bazı bölgelere yüksek kot nedeniyle su çıkmayacağının anlaşılmasının etkili olduğunu savundu. Gökçek, Kızılırmak üzerindeki Kesikköprü Barajı’ndan su getirme çalışmalarının yoğun şekilde sürdüğünü, muhtemelen aralık ayı sonlarında Kızılırmak suyunun Ankara’ya ulaşacağını belirterek “Kızılırmak suyu gelir gelmez su kesintilerini bitireceğiz” diye konuştu. Cumhuriyet mitinglerine katılan milyonlar, seçimler öncesinde CHP’ye moral vermiş ve beklentilerini artırmıştı. Ancak bu beklentiler gerçekleşmedi. Mitinglerin düzenleyicilerinden Prof. Dr. Necla Arat, CHP’den İstanbul milletvekili seçildi. Arat, “Neden cumhuriyet mitingleri CHP’ye oy olarak yansımadı” sorusuna “Kitleler Türkiye’deki çeşitli olaylar, kan’ın Divan’daki yargılamaları 2 yıl 8 ? Baştarafı 1. Sayfada özellikle o günlerde ceay sürdü. Cumhur Ersümer, Esenboğa kında “Türkbank ihalesine fereyan eden cumhurbaşHavalimanı Mobil Santralı İhasat karıştırdıkları” iddikanlığı seçimi gibi olaylesi’nde suçlu bulunurken asıyla dava açıldı. Divan, lar konusundaki duyar18 suçlamadan ise beraat suçun 23 Nisan 1999’dan lılıkları dile getirdi ve AB etti. Ersümer, Esenboğa önce işlendiğine işaret karşısında Türkiye’nin Havalimanı Mobil Santederek Şartla Salıverilralı İhalesi nedeniyle 2 yıl düşürüldüğü duruma isme Yasası uyarınca Yılhapis, 91 YTL para ceyan etti. Bunun seçime maz ve Taner hakkındazası ve 2 yıl memuriyansımaması CHP oylaMesut Yılmaz. ki davanın kesin hükyetten men cezasına rında görülmemesi gibi me bağlanmasını erteçarptırıldı. Ersüanlaşılıyor. Ama şu gözledi. Bu karar, hem mer’in cezası iyi den kaçırılıyor. O mitingYılmaz hem de Tahalden 1 yıl 8 ay haGüneş Taner. Cumhur Ersümer. ler politik bir parti için ner açısından ne bepis, 75 YTL adli yapılmış mitingler değilraat ne de mahkupara ve bir yıl 8 ay di. Oraya katılanların bir miyet anlamını memuriyetten kısmının oyları CHP’ye taşıyordu. Anmen cezasına inde yansımıştır, diğer parcak, Yılmaz ve dirildi. Ceza, Ertilere de. Tamamen poliTaner 5 yıl içinsümer’in “sostik amaçlı olsaydı farklı de aynı tür bir yal konumu ve olabilirdi” yanıtını verdi. Yaşar Topçu. suç işlemezlerbir daha suç işse dava kendiliGüneydoğu açılımı: lemeyeceği kanağinden ortadan atiyle” ertelendi. CHP’nin yeni bir Gükalkacak. Yargıtay Zeki Çakan ise neydoğu açılımı yapamaHüsamettin Özkan. Başsavcılığı ise Recep Önal hakkındaki tüm ması, Kuzey Irak’a opeYılmaz ve Taner suçlamalardan beraat etrasyon gerekliliğini sık sık hakkındaki suçlamaların ti. Yargıtay Başsavcılığı, vurgulaması ve Baykal’ın zamanaşımı süresinin dolduErsümer’in 36 yıl, Çakan’ın Doğu ve Güneydoğu’da tek ğuna işaret ederek davanın düise 28 yıl 6 ay hapis cezasına bir miting bile yapmamaşürülmesini istemişti. çarptırılmasını talep etmişti. sı, tamamen bölgeden siBaşbakan Yardımcısı HüsametZeki Çakan. Koray Aydın. linmesine yol açtı. Birçok Bir tek Aydın yargılanıyor tin Özkan ile Devlet Bakanı Recep kentte miting yapan AKP Yüce Divan’a sevk edilen eski baÖnal da, Halk Bankası yöneticilerini ise seçim öncesinde askerkanlardan yalnızca eski Bayındırlık ve korumak ve sorumluların yargılanden ve muhalefetten gelen İskân Bakanı Koray Aydın’ın davası sümalarını engellemek suçlamasıyla yar ğı”, devleti zarara uğratmak, irtikap su“Kuzey Irak’a operasgılandılar. 13 ay süren yargılama so çuyla menfaat sağladığı iddiasıyla Yü rüyor. Yargıtay Başsavclığı, 10 ihaleye yon”a direniyormuş gönunda Özkan ve Önal beraat etti. Öz ce Divan’da yargılandığı davanın kesin ayrı ayrı, 19 ihaleye de zincirleme olarüntüsü vererek, bölge halrak fesat karıştırmak ve haksız mal edinkan, hakkındaki Bankacılık Denetle hükme bağlanması da ertelendi. Topçu, kının desteğini aldı. Bölgeme Kurulu’nun raporlarının gereğini hakkında net karar verilmemesine tep mek suçlarından Aydın’ın toplam 216 de büyük desteğe sahip yapmamak suçundan 5’e karşı 6 üye ki göstererek konuyu Avrupa İnsan Hak yıla kadar hapsini istedi. DTP’nin ise sadece “etYüce Divan heyetinin Koray Aydın nin oyuyla beraat etti. Yargıtay Baş ları Mahkemesi’ne taşıyacağını açıknik kimliğe dayalı siyasavcılığı, iki bakanın görevlerini kö ladı. Topçu da 5 yıl içinde aynı türden hakkındaki kararını ekim ayında açıkset” yaparak bölgedeki ditüye kullandıklarını belirterek bir yıl bir suç işlemezse davası ortadan kalka laması bekleniyor. Yüce Divan, Koray ğer etnik kimlikleri kucakAydın’ın, eşinin ve çocuklarının 2 mildan 3 yıla kadar hapis cezasıyla ceza cak. Başsavcılık, Topçu’nun davasının layacak bir politika uyguzamanaşımı süresi dolduğu gerekçe yon 320 bin dolar ve 2 milyon 317 bin landırılmalarını istemişti. lamaması ve bağımsız mark (karşılığı Avro) değerindeki döEski Bayındırlık ve İskân Bakanı Ya siyle düşürülmesini istemişti. adaylarla seçime girmenin Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar bakan viz, para, taşınır veya taşınmaz mallaşar Topçu’nun “Karadeniz Sahil Yozorluğu nedeniyle daha az lu Projesi ihalelerine fesat karıştırdı ları Cumhur Ersümer ile Zeki Ça rına da tedbir koymuştu. sayıda milletvekili çıkardığına dikkat çekiliyor. Siyasilerin kurtarıcısı: Af Yüce Divan’da yargılanan 8 bakandan 7’si kurtuldu. Ersümer ve Topçu’ya afla erteleme gelirken, Aydın için 216 yıl hapis isteniyor obursali?cumhuriyet.com.tr Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek’in politik davranarak zamanında önlem almadığı iddia edildi Su kesintisi hastalık tehlikesini artıracak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Tabip Odası, başkentte başlayacak su kesintilerinin birçok bulaşıcı hastalığı beraberinde getireceğine dikkat çekerek, “Özellikle ishal, tifo, kolera, dizenteri, hepatit gibi bakteri ve virüslerin yanında, başta bağırsak parazitleri olmak üzere su ve gıda kaynaklı hastalıklar artış görülecek” uyarısı yaptı. Başkentte, 1 Ağustos’tan itibaren başlayacak su kesintilerine ilişkin dün Ankara Tabip Odası, Ankaram Platformu, DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, İnşaat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve KESK Ankara Şubeler Platformu ortak bir basın toplantısı düzenledi. Ankara Tabip Odası Başkanı Önder Okay, sıkıntının su talebini karşılayacak yatırımların zamanında yapılmamasından kaynaklandığını söyledi. Okay, “Mayıs ayı ile birlikte su kesintilerine başlanması gerektiği belediyece anlaşıldığı halde, su kesintileri seçim sonuna bırakıldı. Özellikle ishal, tifo, kolera, dizenteri, hepatit ve beta streptokok gibi bakteri ve virüslerin yanında, başta bağırsak parazitleri olmak üzere su ve gıda kaynaklı hastalıkların sıklığında artış görülecek” dedi. Okay, şu uyarılarda bulundu: “Bu sürecin iyi idare edilmemesi, başta yoksullar, küçük çocuklar ve yaşlılar olmak üzere ülkenin başkentini büyük bir sağlık riski ile karşı karşıya bırakacaktır. Özellikle içme suyu temelinde ambalajlı suları satın alamayacak pek çok yoksul Ankaralıya temiz içme ve kullanma suları ücretsiz olarak temin edilmeli, bunun için belediyenin kaynakları kullanılmalıdır. Yoksullara ambalajlı içme suyu ve bilgilendirme broşürü dağıtılmalı.” ‘Zehir getirecekler’ Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Mehmet Besleme ise Kızılırmak’tan su taşınması projesinin Ankaralıları uzun vadede zehirleyeceğini savunarak, “Kızılırmak’ın sülfat ve nitrit miktarını arıtacak bir teknoloji henüz dünyada yok. Bu su kesinlikle içilebilir olmayacak. Sadece endüstriyel ya da temizlik amaçlı kullanılabilir. Su değil, zehir getirecekler. Radyasyon gibi uzun vadede zehirleyecek vatandaşı’’ diye konuştu. Diyanet İşleri Başkanlığı ise Türkiye genelinde farklı illerde su kıtlığı ile ilgili yurttaşların bilgilenmesi amacıyla vaaz ve hutbe veriyor. Ankara’daki kesintiler öncesinde yurttaşların büyük ilgi gösterdiği bidon ve su depolarının fiyatları yükselmeye başladı. CUMHURİYET 06 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear